Özel Güvenlik Hukuku 2 Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Özel Güvenlik Görevlilerinin Yetki Ve Sorumluluğu-I (Arama, Eşyayı Emanete Alma, Konuta Girme Ve Kimlik Sorma)
5188 sayılı Kanun kapsamında özel güvenlik görevlilerine verilen yetkiler nelerdir? Sayınız.
5188 sayılı Kanun kapsamında özel güvenlik görevlilerine verilen yetkiler; arama, eşyayı emanete alma, konuta girme, kimlik sorma, yakalama, zor kullanma, silah bulundurma ve taşıma ve nihayet suça el koymadan ibarettir.
5188 sayılı Kanun kapsamında özel güvenlik görevlilerine verilen yetkilerden olaran "Arama"yı detaylı olarak açıklayınız.
ARAMA
Özel güvenlik görevlilerine verilen yetkilerin başında, güvenliğini sağlamakla görevlendirildikleri yerlere girmek isteyen kişilerin üzerinde ve eşyasında güvenliği tehlikeye sokabilecek maddelerin bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla bu kişilerin üzerini ve
eşyasını teknik araçlarla arama (kontrol etme) gelmektedir (m. 7/1-a, b, d, e, f).
Arama, genel olarak, gizli, saklı olan bir şeyin veya kişinin ortaya çıkartılması amacıyla
yapılan araştırma faaliyetidir. Böyle bir faaliyete suçun işlenmesini önlemek, vatandaşın
can ve mal güvenliğini tehlikeye sokabilecek bir eşyanın veya kişinin bulunması amacıyla başvurulabileceği gibi, bir suç işlendikten sonra o suça ilişkin delillere ulaşmak amacıyla da başvurulabilir. Bir tehlikenin veya suçun işlenmesinin önlenmesi, tehlikeli bir
kişinin veya eşyanın ele geçirilmesi amacıyla yapılan aramaya önleme araması veya idari
arama, suç işlendikten sonra şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin ele
geçirilmesi amacıyla yapılan aramaya ise adli arama denilmektedir. Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 9. ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin (RG: 01.06.2005, Sayı:
25832) 5. maddesinde adli arama, aynı Yönetmeliğin 19. maddesinde ise önleme araması
tanımlanmıştır.
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinde “Spor müsabakaları ile
ilgili aramalar” nasıl düzenlenmiştir?
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Spor müsabakaları ile
ilgili aramalar” başlıklı 23. maddesinde, spor müsabakalarının yapılacağı spor alanına,
güvenlik güçlerince gerçekleştirilecek kontrolden sonra seyirci alınacağı, spor alanlarının
çevresinde, stadyum veya spor salonu girişleri ile turnike girişlerinde, müsabakayla ilgili olarak hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca olan hâllerde mülki amirin yazılı izni
ile kolluk tarafından veya kolluğun denetiminde, özel güvenlik görevlilerince üst araması
yapılacağı belirtilmiştir. Bu hükme göre, belirtilen yerlerde, özel güvenlik görevlileri kolluğun denetiminde el ile yoklamak suretiyle kişilerin üstlerini arayabilecektir. 31.3.2011
tarihli ve 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 7. maddesinin üçüncü fıkrasına göre müsabakanın yapıldığı spor alanında genel kolluk görevlileri ile özel güvenlik görevlileri, müsabaka güvenlik amirinin emir ve denetiminde birlikte
görev yaparlar. Bu hükmün, kolluğun denetiminde özel güvenlik görevlilerince üst araması yapılmasına kanuni dayanak oluşturduğu kabul edilebilir. Arama sırasında yakalanan
kişiler veya el konulan madde ve cisimler, yasal işlemi yapılmak üzere bir tutanakla genel
kolluğa teslim edilecektir (Yönetmelik m. 14/2).
Önleme araması nedir, kısaca açılayınız.
Özel güvenlik görevlilerine 5188 sayılı Kanunla (m. 7) verilen kişileri duyarlı kapıdan
geçirme, kişilerin üstlerini dedektörle arama ve eşyaları X- ray cihazından veya benzeri
güvenlik sistemlerinden geçirme şeklindeki yetkilerin önleme araması niteliğindeki faaliyetler olduğunu kabul etmek gerekir. Nitekim Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Önleme aramaları” başlığını taşıyan üçüncü bölümünde; kolluk tarafından “kendiliğinden denetim yapılacak hallere” (m. 18), “önleme aramasına” (m. 19), “özel güvenlik
görevlilerinin kontrol yetkilerine” (m. 21) ve “arama kararı veya emri gerekmeksizin
yapılacak önleme aramalarına” (m. 25) yer verilmektedir. Bir başka deyişle Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği bütün bu hallerde yapılan işlemin önleme araması niteliğinde olduğunu, ancak bunlardan bazılarının Anayasanın 20. ve 21. maddeleri gereği
kural olarak hakim kararını, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise kanunla yetkili kılınmış merciin emrini gerektirmeyen ve “denetim”, “kontrol” ve “karar veya emir
aranmaksızın yapılan arama” şeklinde işlemler olduğunu belirtmiştir.
Özel güvenlik görevlilerinin kişilerin üzerini ve eşyasını aramaları nasıl olmalıdır?
Özel güvenlik görevlilerinin kişilerin üzerini ve eşyasını aramaları yalnızca teknik araçlarla kontrol şeklinde olmalıdır. Nitekim 5188 sayılı Kanunun 7. maddesinde kişilerin üzerinin aranmasının ancak duyarlı kapıdan geçirme ve üstlerini dedektörle arama şeklinde olabileceği kabul edilmiştir. Dolayısıyla özel güvenlik görevlileri bu
yöntemlerin dışına çıkarak kişilerin üstünü arayamazlar. Örneğin kişilerin üzerini el ile
yoklayarak veya elbiselerini çıkarttırarak arama yetkisi özel güvenlik görevlilerine tanınmamıştır. Özel güvenlik görevlilerinin koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek
isteyen kişiler, duyarlı kapıdan geçmek ve üstlerini dedektörle aratmak yükümlülüğü altındadırlar. Bu tedbirlere uymak istemeyen kişilerin söz konusu yerlere girme hakkı yoktur ve özel güvenlik görevlileri de bu kişileri bu alana almamak yetkisine sahiptirler.
Kişilerin eşyası söz konusu olduğunda arama bu eşyaların x-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirilmesi şeklinde olmalıdır. Eşya kavramının içerisine
kişilerin yanında getirdikleri her türlü taşınabilir şey girer. Örneğin el çantası, valiz gibi
içerisi gözükmeyen kapalı çantalar, cep telefonu veya bilgisayar gibi girildiği yerde tehlikeli bir durumun meydana gelmesinde kullanılabilecek her türlü eşya bu kapsamdadır.
Taşıtların da eşya olduğunda şüphe yoktur. Bu itibarla otomobillerin de güvenlik sistemlerinden geçirilerek tehlikeli bir eşya taşıyıp taşımadıkları kontrol edilebilir
Kamuya açık alanlarda üst araması ne şekilde yapılmalıdır?
Uygulama Yönetmeliğinin 14. maddesinin birinci fıkrasında özel güvenlik görevlilerinin “Kanunda belirtilen durumlarda gerektiğinde üst araması yapabilecekleri” belirtilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “kamuya açık alanlarda üst aramasının” ne
şekilde yapılacağına ilişkin hükme yer verilmiştir. Buna göre kamuya açık alanlarda özel
güvenlik görevlilerince yapılacak üst araması, genel kolluğun gözetim ve denetiminde ve
01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Adli ve Önleme Aramaları
Yönetmeliği hükümlerine göre yapılacaktır. Dolayısıyla genel kolluğun gözetim ve denetiminin olmadığı hallerde kamuya açık alanlarda özel güvenlik görevlilerinin üst araması
yapması mümkün değildir. Uygulama Yönetmeliğinin 14. maddesinin üçüncü fıkrasında
aramanın aranan kişiyle aynı cinsiyetteki görevli tarafından yapılacağı belirtildiğine göre,
buradaki üst aramasının dedektörle veya duyarlı kapıdan geçirilerek değil, görevli tarafından elle arama şeklinde yapılacağı anlaşılmaktadır. Ancak özel güvenlik görevlilerinin kamuya açık alanlarda (örneğin spor alanları, hava alanları, otogar, tren garı, alışveriş
merkezleri, miting alanı vb.) kişilerin üstünü el ile yoklamak suretiyle arayabilmeleri için,
kanunda bu yönde bir yetkinin verilmiş olması gerekir. 5188 sayılı Kanunun 7. maddesinde böyle bir yetki özel güvenlik görevlilerine verilmiş değildir.
"Adli Arama"yı detaylı olarak açıklayınız.
Adli Arama
Adli arama, bir suç işlendikten sonra suçun delillerini ele geçirmek veya şüpheli ya da
sanığı yakalamak amacıyla kişilerin üstünde, eşyasında, işyeri veya konutunda yapılan
araştırma faaliyetidir. Böyle bir arama işlemine başvurmak Ceza Muhakemesi Kanunu
hükümlerine göre (m. 116 vd.) soruşturma ve kovuşturma makamlarına verilmiş bir yetkidir. Bu itibarla özel güvenlik görevlilerinin adli arama yapma yetkisi yoktur.
5188 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının, 23.1.2008 tarih ve 5728 sayılı
Kanunun 544. maddesiyle değişik “d” bendiyle özel güvenlik görevlileri görev alanlarında,
haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri yakalama ve arama
yetkisine sahip kılınmışlardır. Ancak buradaki arama yetkisi de suç delillerini bulmak
amacıyla değil, yakalanan kişinin kendisine veya başkasına zarar vermemesi için üzerindeki tehlikeli eşyalardan arındırılması amacıyla tanınmıştır.
Eşyayı emanete alma kavramının anlamı nedir?
Kanunda özel güvenlik görevlilerine tanınan yetkilerden bir diğeri de eşyayı emanete almadır (m. 7). Emanete alma kavramı, eşyanın genel kolluk kuvvetlerine teslim edilinceye
veya sahibine verilinceye kadar geçici süreyle özel güvenlik görevlileri tarafından koruma
altına alınması anlamına gelmektedir
"Eşyayı Emanete Alma"yı detaylı olarak açıklayınız.
Özel güvenlik, görevlileri yukarıda açıklanan arama yetkilerinin icrası sırasında suç
teşkil eden (örneğin ruhsatsız silah, taşınması yasak bıçak, patlayıcı madde, uyuşturucu
veya uyarıcı madde, müstehcen yayın gibi) veya delil olabilecek (örneğin çalınan mal,
suçun işlenmesinde kullanılan eşya gibi) ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek (örneğin spor karşılaşmalarının yapıldığı yerlere girerken cepte bulunan bozuk
para, çakmak gibi) bir eşyaya rastladıklarında, bu eşyaları genel kolluk kuvvetlerine derhal
bildirmek şartıyla emanete alma yetkisine sahiptirler (m. 7/1-g). Bu eşya, genel kolluk
kuvvetlerine teslim edilinceye kadar özel güvenlik görevlileri tarafından korunmalıdır. Bu
hususa ilişkin olarak Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 23. maddesinin ikinci
fıkrasına 2016 yılında (29.04.2016 tarih ve 29698 sayılı Resmi Gazete) eklenen hüküm gereğince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun amacına
aykırı madde ve cisimler geçici olarak koruma altına alınırlar.
Özel güvenlik görevlileri, terk edilmiş ve bulunmuş bir eşyayı da emanete alma yetkisine sahiptirler (m. 7/1-h). Böyle bir eşyanın varlığı bizatihi suç teşkil ediyor veya bir
suçun delilini oluşturuyorsa emanete alınacaktır. Buradaki eşya daha çok özel güvenlik
görevlilerinin görev alanlarında terk edilen veya bulunan eşya ile ilgilidir. Böyle bir eşyayı
bulan kişi, özel güvenlik görevlisine teslim ettiğinde bu eşya emanete alınmalıdır. Buradaki amaç eşyayı sahibine iade etmektir. Zira TCK’nın 160. maddesinde kaybolmuş veya
hata sonucu ele geçen eşyayı iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar
etmeksizin eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak suç olarak düzenlenmiştir. İşte
özel güvenlik görevlileri, terk edilmiş veya kaybolan bir eşyayı bulan kişiler bakımından
durumdan haberdar edilmesi gereken yetkili mercii oluşturmaktadır.
Özel güvenlik görevlilerinin, "terk edilmiş ve bulunmuş bir eşyayı da emanete alma" yetkisi nasıldır?
Özel güvenlik görevlileri, terk edilmiş ve bulunmuş bir eşyayı da emanete alma yetkisine sahiptirler (m. 7/1-h). Böyle bir eşyanın varlığı bizatihi suç teşkil ediyor veya bir
suçun delilini oluşturuyorsa emanete alınacaktır. Buradaki eşya daha çok özel güvenlik
görevlilerinin görev alanlarında terk edilen veya bulunan eşya ile ilgilidir. Böyle bir eşyayı
bulan kişi, özel güvenlik görevlisine teslim ettiğinde bu eşya emanete alınmalıdır. Buradaki amaç eşyayı sahibine iade etmektir. Zira TCK’nın 160. maddesinde kaybolmuş veya
hata sonucu ele geçen eşyayı iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar
etmeksizin eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak suç olarak düzenlenmiştir. İşte
özel güvenlik görevlileri, terk edilmiş veya kaybolan bir eşyayı bulan kişiler bakımından
durumdan haberdar edilmesi gereken yetkili mercii oluşturmaktadır
Özel güvenlik görevlilerinin vatandaşların konutuna girme ve burada önleme araması yapma yetkisi nasıldır?
Özel güvenlik görevlilerinin vatandaşların konutuna girme ve burada önleme araması
yapma yetkisi bulunmamaktadır. Böyle bir yetki polise dahi verilmemiştir. Polis de konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan işyerlerinde ve eklentilerinde önleme
araması yapamaz (PVSK m. 9/5). Polisin önleme amacıyla konut ve işyerine girmesi sınırlı hallerde kabul edilmiştir. Buna göre polis, imdat istenmesi veya yangın, su baskını
ve boğulma gibi büyük tehlikelerin haber verilmesi veya görülmesi halleri ile ağır cezalık
bir suçun işlenmesine veya devam olunmasına mani olmak için konutlara, iş yerlerine ve
eklentilerine girebilir (PVSK m. 20).
Benzer bir yetki özel güvenlik görevlileri için de kabul edilmiştir. Buna göre özel güvenlik görevlileri ancak yangın, deprem gibi tabiî afet durumlarında ve imdat istenmesi
halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme yetkisine sahiptir (m. 7/1-e). Bu yetkinin verilme nedeni, zor durumda bulunan kişilere yardım edilmesini sağlamaktır. Görüldüğü üzere özel güvenlik görevlilerinin bu yetkisi, tabi afet halleri ile yardım çağrısında
bulunulması durumunda doğmaktadır. Yine bu yetki yalnızca özel güvenlik görevlisinin
görev alanındaki işyeri ve konutlarla sınırlıdır. Bu yetkinin doğduğu doğal afet hallerinde
konut veya işyeri sahibinin veya orada oturanların buralara girilmesine rızalarının bulunması aranmaz. Yardım istenilmesi halinde ise zaten rıza üzerine davet söz konusu olduğu
için fiil hukuka uygun olacaktır.
Yönetmelik, özel güvenlik görevlilerini, görev alanı içerisinde meydana gelebilecek yangın, deprem ve sel gibi tabii afetlerde arama ve kurtarma görevlilerine yardımcı olmakla
yükümlü tutmaktadır. Dolayısıyla tabii afetlerde özel güvenlik görevlileri hem bizzat görev
alanlarındaki konut ve işyerine girerek yardımda bulunmak hem de diğer arama ve kurtarma görevlilerine yardım etmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün kasten ihlal edilmesi
nedeniyle başkalarının hayatı ve vücut bütünlüğünün zarar görmesi halinde özel güvenlik görevlilerinin (garantör) ceza sorumluluğu söz konusu olabilecektir (TCK m. 83, 88).
Doğal afet ve yardım çağrıları dışında özel güvenlik görevlileri, genel hukuk prensiplerine göre başkalarının konutuna veya işyerlerine girebilirler. Örneğin konut veya işyeri
sahibinin konutuna girilmesine rıza göstermesi veya yetkili merciin kanuna uygun olarak
verdiği emrin icrası ya da meşru savunma kapsamında konut veya işyerine girilmesi hukuka uygun olacaktır (TCK m. 24/1, m. 25/1, m. 26/2). Aynı şekilde özel güvenlik görevlisinin
kendisini veya başkasını ağır ve acil bir tehlikeden kurtarmak zorunluluğuyla başkasının
konutuna girmesi halinde de cezalandırılması mümkün olmayacaktır (TCK m. 25/2).
Doğal afet ve yardım çağrıları dışında özel güvenlik görevlilerinin, başkalarının konutuna veya işyerlerine girmeleri mümkün müdür?
Doğal afet ve yardım çağrıları dışında özel güvenlik görevlileri, genel hukuk prensiplerine göre başkalarının konutuna veya işyerlerine girebilirler. Örneğin konut veya işyeri
sahibinin konutuna girilmesine rıza göstermesi veya yetkili merciin kanuna uygun olarak
verdiği emrin icrası ya da meşru savunma kapsamında konut veya işyerine girilmesi hukuka uygun olacaktır (TCK m. 24/1, m. 25/1, m. 26/2). Aynı şekilde özel güvenlik görevlisinin
kendisini veya başkasını ağır ve acil bir tehlikeden kurtarmak zorunluluğuyla başkasının
konutuna girmesi halinde de cezalandırılması mümkün olmayacaktır (TCK m. 25/2).
Özel güvenlik görevlileri hangi hallerde kimlik sorma yetkisine sahiptirler?
Özel güvenlik görevlileri iki halde kimlik sorma yetkisine sahiptirler: a) toplantı, konser,
spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde,
b) hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde (m. 7/1-b, f).
Özel güvenlik görevlilerinin, "Kimlik Sorma" yetkisini detaylı olarak açıklayınız.
Özel güvenlik görevlileri iki halde kimlik sorma yetkisine sahiptirler: a) toplantı, konser,
spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde,
b) hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde (m. 7/1-b, f).
Kanunda belirtilen nitelikteki etkinliklerin veya törenlerin yapıldığı yerler ile toplu
ulaşım tesislerine girmek isteyen veya buralarda bulunan kişilere özel güvenlik görevlileri
kimlik sorabilir. Kendilerine kimlikleri sorulan kişiler, kim olduklarını gösteren geçerli bir
belgeyi ibraz etmekle yükümlüdürler. Özel güvenlik görevlilerinin bu kişilere kimliğini
ispatlamaları hususunda gerekli kolaylığı göstermesi gerekir (PVSK m. 4-A/8 kıyasen). Bu çerçevede kimliği yanında bulunmayan kişilerin, kim olduğunu başka kişilerin tanıklığı
ile ispat etmeleri halinde, bu yerlere girmelerine izin verilmelidir.
Her ne kadar kanunda kimlik sorma yetkisinin sonuçlarına ilişkin bir açıklık yoksa da
böyle bir yetkinin tanınmasının tabi sonucu olarak, kimlik ibraz etmeyen veya kimliklerini geçerli bir belgeyle ispat edemeyen kişiler, söz konusu yerlere alınmazlar veya alınmış
iseler buralardan çıkartılırlar. Bunun dışında kimliğini gösteremeyen kişilerin özel güvenlik görevlilerince özgürlüklerinin kısıtlanması mümkün değildir.
Gösterilen kimliğin açıkça sahte olduğunun anlaşılması halinde özel güvenlik görevlilerinin yetkisi nasıldır?
Ancak gösterilen kimliğin açıkça sahte olduğunun anlaşılması halinde, resmî belgede sahtecilik suçunun (TCK m. 204) işlenmesi nedeniyle özel güvenlik görevlilerinin bu
kişileri yakalama, delil olabilecek sahte kimliğe el koyma ve faili genel kolluk kuvvetleri
gelinceye kadar tutma ve onlara teslim etme yetkisi vardır (m. 7/1-c, g, k; CMK m. 90;
TCK m. 24).
Özel güvenlik, görevlileri yukarıda açıklanan arama yetkilerinin icrası sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek bir eşyaya rastladıklarında yetkileri nasıldır?
Özel güvenlik, görevlileri yukarıda açıklanan arama yetkilerinin icrası sırasında suç
teşkil eden (örneğin ruhsatsız silah, taşınması yasak bıçak, patlayıcı madde, uyuşturucu
veya uyarıcı madde, müstehcen yayın gibi) veya delil olabilecek (örneğin çalınan mal,
suçun işlenmesinde kullanılan eşya gibi) ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek (örneğin spor karşılaşmalarının yapıldığı yerlere girerken cepte bulunan bozuk
para, çakmak gibi) bir eşyaya rastladıklarında, bu eşyaları genel kolluk kuvvetlerine derhal
bildirmek şartıyla emanete alma yetkisine sahiptirler (m. 7/1-g). Bu eşya, genel kolluk
kuvvetlerine teslim edilinceye kadar özel güvenlik görevlileri tarafından korunmalıdır. Bu
hususa ilişkin olarak Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 23. maddesinin ikinci
fıkrasına 2016 yılında (29.04.2016 tarih ve 29698 sayılı Resmi Gazete) eklenen hüküm gereğince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun amacına
aykırı madde ve cisimler geçici olarak koruma altına alınırlar
Polisin önleme amacıyla konut ve işyerine girmesi var mıdır?
Özel güvenlik görevlilerinin vatandaşların konutuna girme ve burada önleme araması
yapma yetkisi bulunmamaktadır. Böyle bir yetki polise dahi verilmemiştir. Polis de konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan işyerlerinde ve eklentilerinde önleme
araması yapamaz (PVSK m. 9/5). Polisin önleme amacıyla konut ve işyerine girmesi sınırlı hallerde kabul edilmiştir. Buna göre polis, imdat istenmesi veya yangın, su baskını
ve boğulma gibi büyük tehlikelerin haber verilmesi veya görülmesi halleri ile ağır cezalık
bir suçun işlenmesine veya devam olunmasına mani olmak için konutlara, iş yerlerine ve
eklentilerine girebilir (PVSK m. 20).
Aramanın konusunun kişisel eşya olması durumunda ne olacağını kısaca açıklayınız.
Aramanın konusunun kişisel eşya
olması durumunda, arama bu
eşyanın x-ray cihazından veya
benzeri güvenlik sistemlerinden
geçirilmesi şeklinde olmalıdır.
Adli arama ile idari aramanın farkını kısaca açıklayınız.
Bir tehlikenin veya suçun
işlenmesini önlemek, tehlikeli
bir kişinin veya eşyanın ele
geçirilmesi amacıyla yapılan
aramaya önleme araması veya
idari arama, suç işlendikten sonra
şüpheli veya sanığın yakalanması
veya suç delillerinin ele geçirilmesi
amacıyla yapılan aramaya ise adli
arama denilmektedir
Özel güvenlik görevlileri tarafından sunulan koruma ve güvenlik hizmetinden yararlanma bir yükümlülük müdür?
Özel güvenlik görevlileri tarafından sunulan koruma ve güvenlik hizmetinden yararlanıp yararlanmama, kişilerin tercihine bırakılmış olmakla birlikte bazı kanunlarda özel
güvenlik görevlisi bulundurulması bir yükümlülük olarak öngörülebilmektedir. Örneğin
6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna göre, profesyonel
spor dallarında yapılan müsabakalara katılanlar ile basketbol en üst ligindeki spor kulüpleri, müsabakalarda güvenliği sağlamaya yetecek sayıda özel güvenlik görevlisi bulundurmakla yükümlü tutulmuş (m. 6/1), bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi idari para
cezasını gerektiren bir fiil olarak (kabahat) kabul edilmiştir (m. 21/1).
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 8 Gün önce comment 11 visibility 17821
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1158
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 614
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2739
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25570
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14503
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12498
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421