İdare Hukuku Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Hukuk Devleti, İdari İşlemler Ve İdari Sözleşmeler
İdari işlem kavramı nasıl tanımlanabilir?
İdari işlem, bir hukuk işlemi türü olarak, idarenin hukuki sonuç doğurmaya yönelik, kamu gücü ayrıcalığına dayanan irade açıklaması şeklinde tanımlanabilir.
İdarenin özel hukuk işlemler hangileridir ve bunların sahip olduğu özellikler nelerdir?
İdarenin bazı işlemleri özel hukuk işlemi olup, özel hukuka tabi olmakta ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara adli yargıda bakılmaktadır. İdarenin özel hukuk işlemlerine ilişkin şu açıklamalar yapılabilir: • İdarenin kendi özel mallarının yönetimine ilişkin olarak yaptığı işlemler, idarî işlem değil özel hukuka tabi işlemlerdir ve bunlardan kaynaklanacak uyuşmazlıklar da adlî yargıda görülür; zira idare bu malların, bir özel hukuk kişisinin mülkünü işletmesi gibi işletir. • Kamu tüzel kişileri özel hukuk sözleşmeleri de yapabilir. Bu, onların tüzel kişilik sıfatından kaynaklanır. Örneğin, üniversite idaresi, üniversite kütüphanesine kitapları kitapçılardan bir sözleşme yaparak satın alır. Üniversite ile kitapçı arasındaki sözleşme, irade serbestisi esasıyla yapıldığına yani kamu gücü ayrıcalıklarına dayanmadığına göre bir özel hukuk sözleşmesidir. • KİT’lerin üçüncü kişilerle yaptıkları işlemler, idarî işlem değil, özel hukuk işlemi niteliğindedir dolayısıyla bunlara idare hukuku değil, özel hukuk uygulanır ve bunlardan kaynaklanacak uyuşmazlıklara idarî yargıda değil, adlî yargıda bakılır.
İdari işlemin türleri nasıl sınıflandırılmaktadır?
İdari işlemler; • Tek yanlı ve • İki yanlı idari işlemler olarak ikiye ayrılır. Tek yanlı idari işlemler, idare dışında gerçek kişileri veya özel hukuk tüzel kişilerini de ilgilendirir. Tek yanlı idari işlemlerde idarenin karşısında bir taraf vardır. Ancak tek taraflı olma özelliği, idarenin karşısında bir taraf olup olmamasından değil, idarenin irade beyanı dışında başka bir irade beyanı, yani kabul beyanı aranmaksızın geçerli olarak bu işlemlerin doğabilmesinden kaynaklanmaktadır. Tek yanlı idarî işlemlerde, idare bir irade açıklamakta ve hukuk düzeni bu iradeye başka iradeler tarafından kabul edilmesine gerek olmaksızın bazı hukukî sonuçlar bağlamaktadır. Tek yanlı idari işlemler de; • Bireysel ve • Düzenleyici idari işlemler olarak ikiye ayrılır. Bireysel idari işlemler, kişisel ve özel duruma ilişkin olup; düzenleyici idari işlemler ise genel ve kişilik dışı olan idari işlemlerdir. İki yanlı idari işlemler ise idare ile ilgili kişinin aynı hukuki sonucu doğurmak amacıyla karşılıklı olarak açıkladıkları iradelerin uyuşumu sonucu ortaya çıkan işlemlerdir. Bunlara ‘idari sözleşmeler’ denir. İdare tarafından açıklanan irade beyanı dışında idarenin karşısındaki kişi de bu işlemi kabul beyanında bulunmalıdır.
İdari işlemlerin özellikleri nelerdir?
Tek yanlı idari işlemlerin; • İcrailik, • Resen icra edilebilirlilik ve • Hukuka uygunluk karinesinden yararlanma özellikleri bulunmaktadır.
İdari işlemlerde icrailik özelliği ne anlama gelmektedir?
İdare, belli bir konuda idari kararı almak için ilgili kişinin rızasını temin etmek zorunda değildir. İdari işlemi oluşturabilmek için idare tek yanlı bir irade beyanı açıklar ve idari işlem hukuki sonuçlarını doğurur. İdarenin tek yanlı olarak açıkladığı irade ile hukuki sonuçlar doğurmasına idari kararın icrailik özelliği denir. İdari kararın icrailik özelliği, idareye özel kişiler karşısında önemli özellikler sağlar. İdari kararların icrailiğinin altında idarenin kamu gücüne sahip olması yatar.
İdari işlemlerin hukuka uygunluk karinesinden yararlanma özelliği nasıl açıklanabilir?
İdare tarafından tek yanlı olarak anılan idari işlemlerin hukuka uygun oldukları varsayılır. Bu nedenle bir idari işlem, bir mahkeme tarafından iptal edilinceye kadar hukuka uygunluk karinesinden yararlanır ve uygulanmasına devam olunur. Hukuka uygunluk karinesinin dört sonucu vardır: • İdari karar, hukuki sonuçlarını hakim kararına ihtiyaç olmaksızın, yargısal denetimden önce derhal ve kendiliğinden doğurur. • Bir idari işlemden dolayı ortaya bir uyuşmazlık çıkarsa dava açması gereken taraf idare değil, işlemin muhatabı olan özel hukuk kişisidir. • İdari davalarda ispat yükü, idareye değil dava konusu olan işlemin hukuka aykırı olduğunu iddia eden özel kişiye aittir. Aksi mahkeme kararıyla tespit edilmedikçe idarenin kararı hukuka uygun olarak kabul edilir. • İdari işleme karşı dava açılması, kural olarak, o işlemin uygulanmasını durdurmaz. Bu kuralın istisnaları, vergi mahkemelerinde açılan bir davanın vergiye ilişkin idari işlemleri durdurması ve idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar meydana gelecekse Danıştay ve idare mahkemelerinin gerekçeli kararla yürütmenin durdurulması kararı vermesidir.
Bireysel işlemlerin (İdari kararların) tanımı nedir?
İdari kararlar, belli kişilere ilişkin hukuki sonuçlar doğurmaya yönelik kamu gücü ayrıcalıkları içeren irade açıklamalarıdır.
Maddi açıdan sınıflandırma söz konusu olduğunda bireysel işlemlerin (idari kararlarının) türleri nelerdir?
Bireysel idari işlemler; Maddi özelliklerine göre; • Şart işlemler ve • Sübjektif işlemler olarak ikiye ayrılır. Şart işlemler, bir kişiyi veya bir şeyi hukuk kurallarınca önceden tespit edilmiş bulunan genel, objektif ve kişilik dışı bir hukuki duruma sokan veya böyle bir statüden çıkaran işlemlerdir. Bir şart işlemi yapmaya yetkili makam bu işlemi yapıp yapmamakta serbesttir ancak yapmaya karar vermişse işlemin içeriğini düzenlemekte serbest değildir. Örneğin, memur atama işlemi, yabancı bir kişinin vatandaşlığa alınması böyledir. Bir şeye ilişkin şart işleme örnek ise, idarenin özel mülkiyetinde bulunan bir taşınmazı kamu malı statüsüne sokan tahsis kararıdır. Sübjektif işlemler ise kişiden kişiye göre değişebilen bireysel hukuki durumlar doğuran ya da bireysel hukuki durumlarda değişiklik yaratan işlemlerdir. Sübjektif işlemlerin en tipik örneği, tarh ve tahakkuk işlemleridir. Söz konusu işlemler vergi hukukuna ilişkin olup, her vergi mükellefinin ödeyeceği vergi tutarı farklı olacaktır.
İçeriklerine göre bireysel idari işlemler nasıl tasnif edilecektir?
Bireysel idari işlemler içeriklerine göre üçe ayrılır: • Emredici işlemler, muhatabını davranma, katlanma veya kaçınma gibi belirli davranışlara sevk eden emir veya yasaklar içeren işlemlerdir. Örneğin, polis memurunun trafiği düzenleme adına yaptığı işlemler böyledir. • İnşai (kurucu) işlemler, belirli bir hukuki durum doğuran ya da mevcut bir hukuki durumda değişiklik yapan veya hukuki duruma son veren işlemdir. Örneğin, disiplin cezası erme, atama, azil, vatandaşlık verme işlemleri böyledir. • Tespit edici işlemler ise yeni bir hukuki durum yaratmayan, bir hukuki durumun varlığını veya yokluğunu, bir kişinin veya şeyin hukuki niteliğini tespit eden işlemlerdir. idare tarafından her zaman geri alınabilir. Örneğin, mezun olmuş öğrenciye diploma verilmesi böyledir.
Basit, kolektif ve karma işlemler, bireysel işlemler içerisinde neye göre ayrılır?
Basit işlemler, tek bir iradenin açıklanmasıyla meydana gelir. Kolektif işlemler ise, birden fazla iradenin aynı anda ve aynı yönde açıklanmasıyla meydana gelen işlemlerdir. İki yanlı idari işlemlerden farklı olarak kolektif işlemlerde irade beyanları, karşılıklı değil, aynı yönde açıklanmaktadır. Karma işlemler ise, aynı yönde, konuda ve amaca yönelen iradelerin belli bir sıra izlenerek açıklanmasıyla oluşur. Örneğin, ortak kararnamede ilgili bakanın, başbakanın ve cumhurbaşkanının iradeleri bu sırayla açıklanır. Belediye veya il meclislerinin yaptığı idari işlemler ise kolektif işlemler olacaktır. Sonuç olarak, bu üçlü ayrımın açıklanan iradenin sayısı ve usulüne göre yapıldığı açıktır.
İdare susarak belirli bir yönde irade beyanında bulunmuş sayılması mümkün müdür?
İdare hukukunda, belli durumlarda idarenin susmasına bir anlam atfetmek, idarenin susarak, zımnî olarak bir irade açıkladığını, yani belli bir şeyi kabul veya reddettiğini varsaymak gerekmektedir. Zira idare, bireylerden farklı olarak faaliyette bulunmama özgürlüğüne sahip değildir. Kaldı ki, hukuk devleti ilkesi, idarenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tâbi olmasını gerektirir. İdareye karşı dava açabilmek için ise ortada idarenin bir eylem veya işleminin olması gerekir. Dolayısıyla idarenin susmasına bir anlam atfedilemezse idare susarak, yani işlem yapmaktan kaçınarak yargı denetiminden kurtulabilecek ve dolayısıyla hukuk devleti ilkesi zedelenebilecektir. Bu nedenle idare hukukunda idarenin belli bir süre susması durumunda idarenin o şeyi ya kabul ya da reddettiği varsayılır. İşte idarenin susarak aldığı varsayıldığı kararlara zımnî kararlar denir. Zımni ret kararı genel kuraldır. İdare susarsa ayrıca ve açıkça bunun aksi bir kanunla öngörülmemiş ise idarenin isteği reddettiği varsayılır.
İdari işlemlerin unsurları nelerdir?
İdari işlemlerin; • Yetki, • Şekil, • Usul, • Sebep, • Konu ve • Amaç olmak üzere altı farklı unsuru vardır.
Yetki unsuru nasıl tanımlanabilir?
Yetki, idarî makamı işgal eden kişi veya kişilerin kamu tüzel kişisi adına hukukî işlemler yapabilme ehliyetidir. İdarî işlem, belli bir hukukî sonucu doğurmaya yönelik bir irade açıklamasıdır. Bu irade açıklamasının yöneldiği sonucu doğurabilmesi için herhangi bir kişi tarafından değil, idare adına irade açıklamaya yetkili olan bir kişi veya kişiler tarafından açıklanması gerekir. İşte, idarî işlemin özünü oluşturan irade açıklamasının kim veya kimler tarafından yapılacağı hususu, o işlemin yetki unsurunu oluşturur.
İdari makamların yetkileri hangi kıstaslarla sınırlandırılmıştır?
İdari makamların yetkileri; • Kişi, • Konu, • Yer ve • Zaman bakımından sınırlıdır. Kişi bakımından yetki, bir kamu tüzel kişisinden çıkan idari işlemin o kamu tüzel kişi adına işlem yapmaya yetkili kişi tarafından yapılabilmesi durumunu ifade eder. Konu bakımından yetki, bir idari makamın hangi konuda karar almaya yetkili ise sadece o konuda karar alabilmesidir. Yer bakımından yetki, anayasa ve kanunların öngördüğü şekilde bazı idari makamların karar alma yetkisini belirli bir coğrafi alanda kullanabilmesidir. Zaman bakımından yetki ise idari makamın hangi süre içinde karar almaya yetkili ise o sürede karar alabilmesini ifade eder.
Yetki unsurundaki sakatlık halleri nelerdir?
Söz konusu sakatlık halleri, fonksiyon gaspı, yetki gaspı, yetki tecavüzü ve son olarak ağır ve bariz yetki tecavüzü olarak ayırabiliriz. Fonksiyon gaspı, idarenin yasama ve yargı organlarının görev alanına giren konularda işlem yapması durumunda ortaya çıkan sakatlıktır. Yetki gaspı, idareye tamamıyla yabancı veya idare adına irade açıklamaya yetkili olmayan bir kimse tarafından işlemler durumunda ortaya çıkan yetki sakatlığıdır. Yetki tecavüzü, bir idari makamın diğer bir idari makamın yetkili olduğu bir konuda veya yerde işlem tesis etmesidir. İdari iş bölümü esaslarına tamamıyla aykırı olan kararlarda ağır ve bariz bir yetki tecavüzü vardır. Bu durumda hukuka aykırılık olağanüstü şekilde açık ve ağırdır.
İdari işlemler hangi şekil şartlarına bağlıdır?
: İdari işlemler kural olarak yazılı şekle tabidir. Özel hukukta olduğu gibi şekil serbestisi söz konusu değildir. Kolluk alanında sözlü ve hareketli şekle tabi idari işlemler de istisna olarak mümkündür. İdari işlemin metninde yetkili kişilerin irade açıklaması, imzası, muhatabın adı, tarih, yer, başvuru yolları ve süresi ve gerekçe yer almalıdır. Gerekçe, idari işlemlerde kural olarak yer alması zorunlu olmasa da, Danıştay kararlarına göre, idari yaptırımlar içeren işlemlerde, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan, onlara müdahale eden ve verilmiş bir hakkı, izni veya yetkiyi geri alan işlemlerde gerekçe gösterme yükümlülüğü vardır.
İdari işlemler kaç farklı usulle yapılır?
İdari işlemlerin yapılış sürecinde teklif, danışma ve çelişme usulü vardır. Bazen kanunlar, bir işlemin yapılması yetkisini belli bir makama vermekle birlikte bu makamın bu işlemi yapabilmesi için başka bir makamın teklifte bulunmasını şart koşar. Bazen de kanunlar, işlemi yapmaya yetkili makamın işlemi yapmadan diğer bir makama veya kurula danışması, onun görüşünü alması şartını getirir. Bazı durumlarda idari karardan önce muhatabın bu konudaki itirazları ve görüşleri alınmalıdır. Çelişme usulü, yani ilgili kişiye savunma hakkı tanınan usul, disiplin cezalarına ilişkin kararlar için uygulanır.
İdari işlemlerde sebep unsurunda sakatlık halleri nelerdir?
Bir idari işlemin sebep unsurunda üç değişik hukuka aykırılık ortaya çıkabilir: • İlk olarak, idarenin gösterdiği sebebin mevcut olmaması durumunda bu işlem hukuka aykırı olacaktır. • İkinci olarak, idarenin gösterdiği sebebin hukuki betimlemesinde hukuka aykırılık yapılmış olabilir. • Son olarak, idari işlemin sebep ve konu unsuru arasındaki ölçüsüzlük de idari işlemi hukuka aykırı hale getirir.
İdari işlemin konu unsurundaki sakatlık halleri nelerdir?
: İdari işlemde konu unsurunda sakatlık halleri şunlardır; • Konunun imkansız olması, • Konunun kanuna aykırı olması; • Pozitif ve • Negatif kanuna aykırılık olarak ikiye ayrılır. Pozitif kanuna aykırılıklar, yasak konularda işlem yapılması, kanunun uygulama alanının genişletilmesi, kesin hükmün ihlalidir. • Sebep ile konu arasındaki kanunun öngördüğü nedensellik bağının yokluğu, • Sebep ile konu arasında ölçüsüzlük bulunması.
Amaç unsurunda hukuka aykırılığa ne ad verilir ve hangi hukuka aykırılık halleri ortaya çıkar?
Amaç, idari işlemin sübjektif unsurudur. Amaç unsuru bakımından hukuka aykırılık, idari makamın yetkilerini kullanması gerektiği amaçla değil, bir başka amaçla kullanması şeklinde tanımlayabileceğimiz ‘yetki saptırması’ kavramıyla açıklanır. Yetki saptırması halleri kamu yararı dışında kişisel, siyasal, üçüncü kişiye yarar sağlayıcı amaçlarla yapılmış işlemler, özel maksadı aşan işlemler ve mali çıkar amacıyla yetki saptırması olarak sayılabilir. Ayrıca bir idari makamın özgülendiği amaç (kamu yararı özel kategorisi) dışında başka bir kamu yararı amacıyla işlemde bulunması halinde de yetki saptırması vardır.
Bir idari işlemin idarenin kendi isteği dışında hukuka aykırı olması durumunda yargı organlarının hukuka aykırı olan idari işleme uygulayacağı yaptırımlar nelerdir?
İdare hukukunda; • İptal ve • Yokluk şeklinde iki temel yaptırım türü vardır. Bir idarî işlemin hukuka aykırı olması, onun geçersizliği sonucunu kendiliğinden doğurmaz. Bunun için hukuka aykırı olan idarî işlemin geçersizliğinin bir mahkeme tarafından tespit ve ilan edilmesi gerekir. İşte hukuka aykırı olan bir idarî işlemin geçersizliğinin bir mahkeme tarafından tespit ve ilan edilmesine iptal; bu amaçla açılan davaya da iptal davası denir. Yokluk, idari işlemin fonksiyon gaspı, yetki gaspı, ağır ve bariz yetki tecavüzü gibi çok ağır sakatlıkları durumunda uygulanabilen bir yaptırımdır. Bu gibi durumlarda idari işlemin yoklukla sakat olduğu veya yok hükmünde olduğu kabul edilir.
İdari işlemlerin ilgililere duyurularak yürürlüğe girebilmesi için hangi usullerle yapılır?
İdari işlemlerin yürürlüğe girmesi adına düzenleyici idari işlemler için yayın, bireysel idari işlemler için ise tebliğ öngörülen usullerdir. Yayınlanması gerektiği halde yayımlanmamış bir düzenleyici idarî işlem yürürlüğe giremez. Böylece düzenleyici idarî işlem, yetkili makam tarafından imzalanmış, yani var olsa bile, yayımlanmadıkça ne ilgililer üzerinde ne de idarenin kendisi bakımından hüküm ve sonuç doğuramaz. Dolayısıyla böyle bir düzenleyici işlem var olsa bile, yürürlüğe girmemiştir. Kural olarak bireysel idarî işlemler, ilgililerine tebliğ edilmesiyle yürürlüğe girerler. Gerek Anayasamızın 125’inci maddesinin üçüncü fıkrası gerekse İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 7’nci maddesinin ikinci fıkrasının ‘a’ bendi, dolaylı olarak bireysel idarî işlemlerin ilgililerine yazılı bildirim yani tebliğ yoluyla duyurulması gerektiğini öngörmektedir.
İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesini istisnalarıyla birlikte nasıl açıklanabilir?
Bir diğer adı ‘geçmişe etki yasağı’ olan idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesine göre, idari işlemler kural olarak tesis edildikleri tarihten daha eski bir tarihe yönelik olarak hüküm ve sonuç doğuramazlar. Buna göre, idare, düzenleyici işlemlerin yürürlük tarihini yayın gününden önce, bireysel idari işlemlerin yürürlük tarihini ise tebliğ günüden önceki bir tarih olarak belirleyemez. İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesinin belirli istisnaları vardır: • Öncelikle idari işlemler hakkında mahkemeler tarafından verilen iptal kararı geriye yürür. İdari mahkemesinin verdiği iptal kararı doğrultusunda bunu uygulayabilmek için idare, geçmişe etkili işlemler yapmak zorundadır. • İkinci istisna olarak, şartlarına uygun geri alma kararı da özelliği gereği geçmişe yürür. • Üçüncü olarak, kolluk alanında bazı işlemlerin kişi güvenliğini ve genel sağlığı korumak amacıyla istisnai olarak geçmişe etkili olabileceği kabul edilmektedir. • Son olarak, bozucu şarta bağlı olarak yapılmış bir işlem durumunda, söz konusu şartın gerçekleşmesi, işlemi baştan itibaren, yani geçmişe etkili bir şekilde ortadan kaldırır. Ancak böyle bir durumda, işlemin geriye yürüme ihtimali, ilgilisi tarafından daha baştan itibaren bilindiği için hukuk güvenliğini sarsmaz.
İdarenin iradesi dışında gerçekleşen idari işlemlerin sona erme sebepleri nelerdir?
Bir idari işlem, idarenin iradesi dışında dört sebeple ortadan kalkar: • İptal; idari işlemin bir mahkeme kararıyla geçmişe yönelik bir şekilde yani alındığı tarihten itibaren bütün hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır. • Sürenin dolması; İdari işlemler kural olarak belirli bir süre için değil bir süre sınırlaması olmaksızın yürürlüğe konulur. Bununla birlikte, bir idari işlemin yalnızca belirli bir süre boyunca veya belirli bir tarihe kadar uygulanacağı öngörülebilir. • Bozucu şartın gerçekleşmesi; bozucu şarta bağlanan idari işlemlerde bozucu şartın gerçekleşmesi durumunda, idari işlem, alındığı tarihten itibaren, yani geçmişe etkili olarak yürürlükten kalkar. • Maddi sebepler; bu gibi sebeplerden kasıt, işlem konusunun ortadan kalkması veya muhatabın ölümü ve benzeri durumlardır. Bu tür maddi sebepler, işlemi, geçmişe etkili, yani alındığı tarihten itibaren değil, maddi sebebin gerçekleşmesi tarihinden itibaren ortadan kalkar.
İdarenin iradesine bağlı olarak gerçekleşen idari işlemlerin sona erme sebepleri nelerdir?
İdare yaptığı işlemi belli koşullar altında yürürlükten kaldırabilir. Bu yürürlükten kaldırma da; • Geleceğe yönelik ve • Geçmişe etkili olmak üzere iki değişik şekilde olabilir. Geleceğe yönelik olarak yürürlükten kaldırmaya ilga, geçmişe etkili bir şekilde yürürlükten kaldırmaya ise geri alma denmektedir.
İlga kavramı, özellikle hak yaratıcı idari işlemlere etkileri de göz önüne alınarak nasıl açıklanabilir?
İlga (kaldırma), idari işlemin yine idarenin alacağı bir kararla geleceğe yönelik olarak yürürlükten kaldırılmasıdır. İlga ‘tam’ olabileceği gibi ‘kısmi’ de olabilir. Kısmı ilgaya değiştirme de denir. Bir işlemi ilga etme yetkisi konusunda kural olarak, o işlemi kim yapmışsa ona aittir. Aynı zamanda işlemi yapan makamın üst makamı niteliğinde olan makam da işlemi ilga etmeye yetkilidir. Düzenleyici işlemler, kazanılmış hak yaratmaz. Dolayısıyla düzenleyici işlemler, idare tarafından her zaman ilga edilebilir ve değiştirilebilir. Bireysel idari işlemler hak yaratıcı nitelikte ise ve hukuka uygunsa ilga edilemez. Bunlar artık ilgilisi lehine kazanılmış hak oluşturmuşlardır. Buna karşılık bireysel idari işlemler, hukuka aykırı iseler idare bunları ancak dava açma süresi içinde, yani 60 gün içinde ilga edebilir.
Geri alma kavramı, özellikle hak yaratıcı idari işlemlere etkileri de göz önüne alınarak nasıl açıklanabilir?
Geri alma, bir idari işlemin yine idarenin yapacağı bir işlemle geçmişe etkili olarak kaldırılmasıdır. Hak yaratıcı idari işlemler, ilgilileri lehine kazanılmış hak oluşturur; bu işlemler hukuka uygunsa, idare bu işlemleri geri alamaz. Bu işlemler, hukuka aykırı olsalar bile, bu işlemlerde ilgili kişinin bir kusuru yoksa idare bunları ancak dava açma süresi içinde (60 gün) geri alınabilir. Bu süre geçtikten sonra, ilgilinin kusuru olmadıkça idare hak yaratıcı bireysel işlemlerini, bu işlemler hukuka aykırı olsalar bile geri alamaz.
İdari kararların uygulanması konusunda ne gibi bir sistem benimsenmiştir?
İdari kararın uygulanması için ya idareye resen icra yetkisi tanınmıştır ya da idare kararın icrası için mahkemeye başvurmak zorundadır. Kural olarak, idarenin kendi kararını icra etmek için mahkemelere başvurma zorunluluğu ve imkanı yoktur. Ancak kanunla bu kurala istisna getirilmiş, bazı durumlarda idarî kararın icra edilebilmesi için idarenin mahkemeye veya icra dairelerine (adlî makamlara) başvurması zorunluluğu öngörülmüş olabilir. Böyle bir durumda, kararın muhatabı olan kişi kararın uygulanmasına rıza göstermiyorsa, idare kendi aldığı kararı resen icra edemez; idarenin bunun için adliye mahkemelerine, icra dairelerine veya kanunla öngörülmüş makam ve usullere başvurması gerekir. İdarî kararın idare tarafından icrasına resen icra denir. İdarî kararın resen icrası, kararın idare tarafından uygulanması, yani kararın sonuçlarının hukuk aleminden maddî âleme doğrudan doğruya idare tarafından aktarılması demektir.
İdari kararların yaptırım çeşitleri nasıl sınıflandırılmaktadır?
İdari kararların yaptırımı; • Cezai ve • İdari yaptırımlar olarak ikiye ayırılabilir. Cezai yaptırımlar hapis veya adli para cezası olarak ortaya çıkar. Cezai yaptırımın kanunla öngörülmesi, ceza hukukundaki kanunilik ilkesi gereğince, şarttır. İdari yaptırımlara örnek ise, sürücü belgesinin geri alınması, iş yerinin kapatılması, yıkım, barodan kaydın silinmesi vb. olarak gösterilebilir. Genel idari yaptırım olarak emre aykırı davranış kabahati bulunmaktadır. Çeşitli idari yaptırımları sayacak olursak, idari para cezası, mülkiyetin kamuya geçirilmesi, el koyma, yıkım, iş yerinin kapatılması ve meslekten men, ruhsat ve ehliyetin alınması gibi diğer idari yaptırımlar söz konusudur.
Kelsen hukuk devletini nasıl tanımlar?
Kelsen hukuk devletini, "kamu kudretinin sınırlarının belirlendiği normların hiyerarşize edildiği (yukarıdan aşağıya doğru sıralandığı) devlet" olarak tanımlar.
Hazine teorisi neyi ifade eder?
Hazine teorisi idarenin faaliyetleri dolayısıyla hakları ihlal edilen kişilere, yargısal yönden mali karşılık elde etme imkanı tanımakta, devletin hazinesini, hükümdarın kişiliğin dışında tutmuş ve hazineyi tamamen bağımsız bir özel hukuk kişisi olarak kabul etmiştir.
Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının şartları nelerdir?
Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının şartları şunlardır:
- Sınırlama kanun ile yapılmalı
- Sınırlamalar anayasanın ilgili maddesinde belirtilen sebeplere dayandırılmalı
- Sınırlandırma ölçülülük ilkesine uygun olmalı
- Sınırlandırma demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunmamalı
Kanunların Anayasaya uygunluğunun denetiminde esas olan yol nedir?
Kanunların Anayasaya uygunluğunun denetiminde esas olan yol yargısal denetimdir.
Anayasa Mahkemesinin denetimin kapsamı nasıldır?
Anayasa Mahkemesinin denetiminin kapsamında kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve TBMM içtüzüğünün anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunun denetimi vardır.
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan yargı dışı denetim yolları nelerdir?
İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan yargı dışı denetim yolları, idarenin kendi içinde yapmış olduğu denetim, kamuoyu denetimi, siyasi denetim ve kamu denetçiliği (ombudsman) dir.
Kanunsuz suç olmaz ilkesi nedir?
Anayasaya göre kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmaz. Buna kanunsuz suç olmaz ilkesi denir.
Kanunsuz ceza olmaz ilkesi nedir?
Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Buna kanunsuz ceza olmaz ilkesi denir.
Yargı bağımsızlığı neyi ifade eder?
Yargı bağımsızlığı, yargı organlarının yasama, yürütme organları karşısında bağımsız olmalarını ve karar verirken de hiç kimseden emir, talimat almamaları ve her türlü etkiden uzak kalmalarını ifade eder.
Hakimlik güvencesi neyi ifade eder?
Hakimlik güvencesi, hakimlerin azledilemeyeceklerini, kendileri istemedikçe 65 yaşından önce emekliye sevk edilemeyeceklerini, ve bir mahkemenin veya bir kadronun kaldırılması sebebiyle olsa da aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamayacaklarını ifade eder.
Fonksiyonlar ayrılığı nedir?
Fonksiyonlar ayrılığı iktidarın çeşitli fonksiyonlarının, aralarında bir işbirliği bulunan değişik organlar tarafından yerine getirilmesidir.
Kamu yararı nedir?
Kamu yararı toplumda sayıca fazla olanların çıkarının sayı bakımından az olan kişi ya da kişilerin yararına üstün tutulmasıdır. Bu anlamda toplumdaki kişisel yararların toplamının ortak paydasıdır.
İdarenin sorumluluğu nasıldır?
İdarenin idari, siyasi ve kamuoyuna sorumluluklarının yanında kamu hizmetlerini gerçekleştirmek için yaptığı eylem ve işlemlerden yani yürüttüğü etkinliklerden kaynaklı zararlarının tazmini için hukuk devletinin bir gereği olarak mali sorumluluğu da bulunur.
İdarenin idari işlemleri nelerden oluşur?
Yürütme organı ve onun doğal uzantısı konumundaki idare aygıtının, kamusal yetkileri kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla tesis edilen kamu hukuku işlemleri, idarenin idari işlemlerini oluşturur.
İdari işlemler nedir?
İdare hukuku anlamında, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerince tek yanlı irade açıklaması ile hukuki sonuç yaratan, başka bir deyişle hukuk düzeninde değişiklik yapan işlemlere idari işlem denir.
İdari işlemin özellikleri nelerdir?
İdari işlemin özellikleri şunlardır:
- Kural olarak idari makamlar tarafından kamu gücüne dayanılarak yapılır
- Tek yanlı irade açıklamasıdır
- İcrailik niteliğini taşır ve re'sen icra edilebilir
- Hukuka uygunluk karinesinden yararlanır ve yargısal denetime tabidir
İdari işlemlerin unsurları nelerdir?
İdari işlemlerin unsurları şunlardır:
- Yetki unsuru
- Şekil unsuru
- Sebep unsuru
- Konu unsuru
- Amaç unsuru
Kişi yönünden yetki neyi belirtir?
Kişi yönünden yetki, idarenin görev alanına giren bir konuda, hangi idari merciin irade açıklamaya ve dolayısıyla işlem tesis etmeye yetkili olduğunu belirtir.
Maddi açıdan idari işlemler nelerdir?
Maddi açıdan idari işlemler şunlardır:
- Düzenleyici işlemler
- Bireysel işlemler
- Şart işlemler
- Öznel işlem
- Karma işlem
- Birden çok ilgiliye yönelik bireysel işlemler
İdari sözleşmenin klasik tipleri nelerdir?
İdari sözleşmenin klasik tipleri şunlardır:
- Kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri
- Müşterek emanet ve iltizam sözleşmeleri
- Kamu istikraz sözleşmeleri
- Yeraltı ve yerüstü servetlerinin işletilmesine ilişkin sözleşmeler
- Orman işletme sözleşmeleri
- İdari hizmet sözleşmeleri
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17800
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1156
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 613
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2738
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25567
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14502
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12495
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421