Ceza Muhakemesi Hukuku Dersi 8. Ünite Özet

Kanun Yolları

Kanun Yollarına İlişkin Genel Bilgiler

Kanun yolları, yargılama makamları (hâkimler ve mahkemeler) tarafından verilen ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülen kararların kural olarak başka bir yargı makamı tarafından tekrar incelenmesini sağlayan hukuki çarelerdir.

Kanun Yollarının Sınıflandırılması

Kesinleşmemiş kararlara karşı gidilen kanun yollarına dar anlamda kanun yolu veya olağan kanun yolu; kesinleşmiş kararlara karşı gidilen kanun yollarına ise geniş anlamda kanun yolu veya olağanüstü kanun yolu denir. Birinci grubu itiraz, istinaf ve temyiz; ikinci grubu ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın itirazı (olağanüstü itiraz), kanun yararına bozma (yazılı emir) ve yargılamanın yenilenmesi oluşturur.

Kanun Yollarına Başvurma Hakkı Olanlar

Kanun yollarına başvurabilecek kişiler, görülen dava ile ilgili olan ve verilen karar dolayısıyla hukuki çıkarları etkilenen kişilerdir.

  • Cumhuriyet Savcısı: Savcı, sanığın lehine veya aleyhine olarak kanun yollarına başvurabilir (CMK m.260/3). Sanığın kendisinin kanun yoluna başvurması, savcının da onun lehine kanun yoluna başvurmasını engellemez. Savcı, sanıktan başka, verilen kararla özgürlüğü veya diğer hakları zarar gören kişiler için de kanun yoluna başvurabilir.
  • Şüpheli/Sanık: Şüpheli, soruşturma aşamasında, daha çok koruma tedbirlerine karşı, itiraz kanun yoluna başvurabilir; sanık ise kural olarak hüküm özlü sanık veya hükümlü sanık sıfatıyla kovuşturma evresinde mahkemenin nihai kararına karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurabilir. Belirtelim ki sanığın kavuşturma evresinde kanunda açıkça belirtilen hâllerde mahkemenin arar kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurması da mümkündür. Tutuklu şüpheli veya sanık da CMK m.263/1’de gösterilen makamlara sözlü ve yazılı olarak başvurmak suretiyle kanun yollarına başvurabilir.
  • Avukat: Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yollarına başvurabilir.
  • Şüpheli veya Sanığın Yasal Temsilcisi ve Eşi: Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli ile sanığın başvurabileceği kanun yollarına onlardan bağımsız olarak başvurabilirler.
  • Katılan/Suçtan Zarar Gören: Yasa’ya göre katılan sıfatını almış bulunanlar kanun yollarına başvurabilir (CMK m.260/1). Ayrıca, katılma istekleri karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar da kanun yollarına gidebilirler. Belirtelim ki bu düzenleme, suçtan zarar görenlerin kanun yoluna başvurarak davaya katılmalarına imkân verecek niteliktedir.

Kanun Yoluna Başvurma Biçimi

Kanun yolu başvurusu ya öngörülen süre içerisinde yetkili mercie verilecek bir dilekçeyle veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyan ile imzayı, mahkeme başkanı veya hâkim onaylar.

Kanun Yolunun Belirlenmesinde Hata

Kanun yoluna başvuru yanlış mercie yapıldığında, bu merci başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir.

Kanun Yolu Başvurusundan Vazgeçme veya Başvuruyu Geri Alma

Kanun yoluna başvurma hakkı olanlar başvuru süresi henüz dolmadan kanun yoluna başvurmayacaklarını açıklayarak başvuru hakkından vazgeçilebilir veya süresi içinde geçerli bir başvuru yapmışlarsa bu başvurularını geri alabilirler. Ancak Cumhuriyet savcısı, sanık lehine olarak kanun yoluna başvurmuşsa sanığın onayı olmaksızın bu başvuruyu geri alamaz.

Aleyhe Değiştirme Yasağı

Buna göre (Reformatio in peius ilkesine) göre, hükme karşı sadece sanık lehine kanun yoluna başvurulup hükmün Yargıtayca bozulması hâlinde verilecek yeni hüküm artık önceki hükümde gösterilen cezadan daha ağırını içeremez.

Olağan Kanun Yolları

İtiraz

İtiraz, bir hâkim veya yasada açıkça gösterilen hâllerde mahkeme kararının, bu karardan zarar gören ilgili kişinin başvurusu üzerine, kural olarak başka bir mercide hukuken ve maddi yönden yeniden incelenmesine olanak tanıyan bir kanun yoludur. İtiraz kanun yoluna kural olarak hâkimlik kararlarına, istisnaen de mahkemenin son kararına esas oluşturmayan ara kararlarına karşı başvurulur.

İtiraz, itiraz edilen kararı veren mercie yapılır. Ancak kararına itiraz edilen merci itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan üst mercie gönderir.

Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, yasanın ayrıca hüküm koymadığı hâllerde CMK m.35’e göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. İtiraz, kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar.

Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir, yerinde görmezse en çok üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan üst mercie gönderir. İtirazı inceleyecek merci, yazılı cevap verebilmesi için itirazı, savcı ve karşı tarafa bildirebilir. Merci, inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılmasını da emredebilir. Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir.

Bir karara karşı itiraz yoluna başvurma, o kararın yerine getirilmesine engel olmaz. Ancak kararına itiraz olunan makam veya bu itirazı inceleyecek olan merci, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. İtiraz merci itirazı haklı görürse itiraz konusu olan kararı kaldırır ve bu konuda yeni bir karar verir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Ancak merci ilk defa sanığın tutuklanmasına karar verirse itiraz yoluna gidilebilir.

İstinaf

İstinaf, ceza muhakemesinde ikinci derecede yer alan bir kanun yoludur. Bu kanun yolunun en önemli özelliği, maddi meselenin (olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin veya gerçekleşme şeklinin) ceza muhakemesinde ikinci dereceyi oluşturan ve üst dereceli bir mahkeme olan bölge adliye mahkemelerinde yeniden incelenmesine imkân sağlamasıdır.

İstinaf, ilk derece ceza mahkemelerinden verilen hükümlere ve hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı gidilecek kanun yoludur.

Ceza muhakemesine davasız (talepsiz) yargılama olmaz ilkesi hâkimdir. Ancak on beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler bölge adliye mahkemesince talep olmaksızın re’sen (kendiliğinden) istinaf incelemesine konu olur (Otomatik İstinaf).

Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk lirası dâhil adli para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, üst sınırı beş yüz günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, karşı istinaf yoluna başvurulamaz.

İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde yapılır (CMK m.273/1). Hüküm istinaf kanun yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa süre tebliğ tarihinden itibaren başlar.

Süresi içinde yapılan istinaf başvurusu, hükmün kesinleşmesini engeller.

İstinaf istemi kanuni süresi içinde yapılmamışsa, hüküm, aleyhine istinaf başvurusu yapılamayacak bir hüküm ise, istinaf yoluna başvuranın buna hakkı yoksa hükmü veren mahkeme istinaf başvurusunu bir kararla kabul etmeyip reddeder.

Hükmü veren mahkemece reddedilmeyen istinaf dilekçesi veya beyana ilişkin tutanağın bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir. Cevap verildikten veya bunun için belirli süre bittikten sonra dava dosyası, bölge adliye mahkemesine gönderilir.

Dosya kendisine gönderilen ilgili bölge adliye ceza mahkemesi dairesi, ön inceleme yaparak başvurunun usulden kabul edilip edilemeyeceğini inceler.

Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceler ve bu inceleme sonunda başvurunun 1) esastan reddine, 2) kesin hukuka aykırılık dolayısıyla hükmün bozulmasına, 3) gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığına başlanmasına karar verebilir.

Davanın bölge adliye mahkemesinde yeniden görülmesi ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verildiğinde bölge adliye mahkemesi başkanı veya görevlendireceği üye, duruşma gününü saptar; gerekli çağrıları yapar, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenilmesine ve keşfin yapılmasına karar verilir.

Aleyhe bozma yasağı gereğince, istinaf yoluna sadece sanık lehine başvurulmuşsa yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.

Temyiz

Temyiz incelemesinde, kural olarak hükmün hukuka aykırı olup olmadığı araştırılabilir. Bu aşamada delillerin tekrar veya ilk kez ortaya konularak maddi vakıanın yeniden değerlendirilmesi mümkün değildir. Temyiz kanun yoluna başvuruları Yargıtay inceler.

Temyize konu olan kararlar şunlardır: 1) İstinafta verilen başvurunun reddi (ilk derece mahkemesinin kararını onama) kararı, 2) İstinafta duruşma sonunda verilen hükümler.

Bölge adliye mahkemesinin ara kararları ancak hükümle birlikte temyiz edilebilir. Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri bazı kararları dışındaki kararları temyiz edilebilir.

Temyiz ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir. Bir hukuka aykırılığın aynı zamanda bozma sebebi yapılabilmesi için kural olarak o hukuka aykırılığın hükmü etkileyecek nitelikte olması gerekir.

Temyiz eden hükmün hangi hukuk kurallarına aykırı olduğunu göstermek zorundadır.

Temyiz süresi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gündür. Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa süre tebliğ tarihinden başlar. Süresi içinde yapılan temyiz başvurusu, hükmün kesinleşmesini engeller.

Temyiz talebi hükmü temyiz edilen bölge adliye mahkemesince reddedilmemişse temyiz istemine ilişkin dilekçenin bir örneği, karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir. Cevap verildikten veya bunun için belirli süre bittikten sonra dava dosyası, bölge adliye mahkemesi tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dosya, başsavcılıkça incelenir ve ileri sürülen hukuka aykırılıklara ilişkin başsavcılığın görüşlerine içeren bir tebliğname hazırlanır. Tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya müdafii ile katılan veya vekillerine, ilgili dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf, tebliğden itibaren bir hafta içinde yazılı olarak cevap verebilir. Temyiz talebi önce usulden incelenir. Temyiz talebinin reddini gerektiren nedenlerin bulunmadığı tespit edildiğinde esasın incelenmesine geçilir.

Bölge adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtayca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilir (onama kararı). Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Yasa koyucu, temyiz isteminin esastan kabulüne ilişkin kararı “bozma” kararı olarak adlandırmıştır. Yargıtay örneğin suçun dava zaman aşımına uğraması, af kanunu kapsamında kalması veya bir muhakeme şartının gerçekleşmediğinin ve bundan sonra da gerçekleşmeyeceğinin tespit edilmesi hâlinde düşme kararı verebilir.

Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanır.

Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar. Yargıtay’dan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez.

Olağanüstü Kanun Yolları

Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı

Yargıtay ceza dairelerinden verilen kararlara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine itiraz yoluna gidebilir. Başvuru süresi otuz gündür. Süre, ilamın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten başlar. Ancak sanığın lehine itirazda süre aranmaz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı dairenin kararındaki hukuki hatayı göstererek bu kanun yoluna başvurabilir.

Kanunda açık hüküm bulunmamakla birlikte kanun yolunun özelliği nedeniyle Yargıtay Başsavcılığının itirazı, hükmün infazını engellemez.

Başsavcılığın itirazını, önce kararı veren daire inceler. İnceleme dosya üzerinden yapılar. İnceleme için CMK m.308/3’te belirli bir süre gösterilmemiş olup itirazın “en kısa sürede” incelenmesi öngörülmüştür. Daire, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu incelemeyi, dosya üzerinden yapar ve inceleme sonucunda, düşme sebebi varsa, davanın düşmesine, itiraz nedenlerini yerinde görmezse, itirazın reddine karar verir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, itiraz nedenlerini yerinde görürse kararı ıslah eder yani ceza dairesinin ilamının kaldırılmasına karar verir ve kaldırılan kararın yerine verilmesi gereken kararı gösterir.

Bununla birlikte; bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz. Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir, aksi halde itirazı reddeder. İtirazın reddine ilişkin kararlar kesindir.

Kanun Yararına Bozma (Yazılı Emir)

Kanun yararına bozma, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararlara karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yoludur. Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir. Hükümlünün cezasının kaldırılmasını veya daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiren bozma nedeninin bulunması hâlinde Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı, Adalet Bakanlığının istemi olmaksızın, re’sen de bu kanun yoluna başvurabilir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Bakanlığınca belirtilen nedenleri içeren tebliğnamesini Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir. Yargıtay ceza dairesi incelemesini dosya üzerinden yapar ve ileri sürülen nedenleri yerinde görürse karar veya hükmü kanun yararına bozar.

Yargılanmanın Yenilenmesi

Olağan kanun yolları sona erip hüküm kesinleştikten hatta hüküm infaz edildikten sonra dahi bir hükmün hatalı olduğu anlaşılabilir. Hatanın başka türlü giderilmesinin imkânı kalmadığı hâllerde hata yargılamanın yenilenmesi yolu ile giderilebilir.

Yargılamanın yenilenmesini hükümlü, hükümlü ölmüşse eşi, üst soyu ile alt soyu, kardeşleri ve Cumhuriyet savcısı isteyebilir. Hükümlü veya beraat etmiş sanık, kendi aleyhine yargılamanın yenilenmesini isteyemez. Hükümlünün avukatı, muhakemenin lehte yenilenmesini isteyebilir. Cumhuriyet savcı ise hem lehte hem de aleyhte yenilenme talebinde bulunabilir.

Lehte yargılamanın yenilenmesinde herhangi bir süre aranmaz. Aleyhte yargılamanın yenilenmesi konusunda ise karşılaştırmalı hukukta, suçtan dolayı zaman aşımı süresinin dolmamış bulunması ve ilgili kişinin yaşıyor olması koşulunun arandığı görülmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararından sonra yargılamanın yenilenmesinin istenmesi için ise bir yıllık süre öngörülmüştür. Bu süre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar.

Yargılamanın yenilenmesi ancak istek üzerine olur. Yargılamanın yenilenmesi istemi, bunun yasal nedenleri ile dayandığı delilleri içerir.

Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir.

Yargılamanın yenilenmesi ancak önemli bir adli yanlışlık olması durumunda mümkündür. Hangi hâllerin yargılamanın yenilenmesi sonucunu doğuracağı, Yasa’da tek tek belirtilmiştir. Yargılamanın yenilenmesi, yasanın aynı maddesinde gösterilen sınırlar içinde olmak üzere, cezanın değiştirilmesi amacıyla istenemez. Bu durum, takdir hatalarının önemsiz sayıldığını göstermektedir. Yenileme istemi bir suç iddiasına dayandırılan hâllerde, ancak bu suçtan dolayı kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü verilmiş veya mahkûmiyeti gerektirecek nitelikte kuvvetli delil bulunmaması dışında bir nedenle ceza soruşturmasına başlanamamış veya sürdürülememişse kabul edilebilir. Lehte yenileme isteminin yeni olaylar veya yeni delillere dayandırıldığı hâllerde ise bu koşul aranmaz.

Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Mahkeme, önce usulden sonra esas bakımından davanın kabule değer olup olmadığına karar verir. Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin karar, duruşma yapılmaksızın verilir. Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini usuli açıdan yerinde bulursa istemin esas açısından kabule değer olup olmadığını incelemeye başlar. Mahkeme bu aşamada, delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi kendisi de bu hususları yerine getirebilir. Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir. Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir. Aksi hâlde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir. Bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.

Yargılama yenilenirse kural olarak duruşma yapılır. İstisna olarak yapılmaz. Duruşma yapılmamasının gerekmesi, delil toplanmasını engellemez. Bu aşamada dinlenen tanıklara ve bilirkişilere yemin verilir.

Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz.

Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez. Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi hâlinde önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddi ve manevi zararlar tazmin edilir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi