Muhasebe ve Hukuk Dersi 8. Ünite Özet

Ticaret Hukukunun Esasları

Ticari İşletme

İşletme Kavramı

Türk Ticaret Kanunu (TTK) işletme kavramını tanımlanmamıştır. İşletme, bir girişimci tarafından, ekonomik çıkar sağlamak amacıyla emek ve sermayenin bağımsız şekilde bir araya getirilmesi olarak tanımlanabilir.

Ticari İşletmenin Tanımı

TTK m.11/1’e göre, “ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir”.

Ticari İşletmenin Unsurları

Bunlar;

a) Esnaf faaliyeti sınırlarını aşmak

b) Gelir sağlamayı amaçlamak

c) Devamlılık

d) Bağımsızlıktır.

Tacir

TTK’ da tacir sıfatı gerçek ve tüzel kişiler bakımından ayrı ayrı düzenlenmiştir.

Gerçek Kişilerde Tacir Sıfatı

Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. Gerçek kişilerin tacir sıfatını kazanabilmesinin unsurları şunlardır:

a) Bir ticari işletmenin varlığı

b) Bir ticari işletmeyi kendi adına işletme

Ticaret Kanunumuz bazı kişileri tacir saymamakla beraber, kendilerini kısmen veya tamamen tacir gibi sorumlu tutmuştur. Tacir küçüğün veli veya vasisi tacir sayılmadığı halde, cezai sorumluluk açısından tacir gibi sorumlu tutulmuştur.

TTK m.14’e göre, kişisel durumları, yaptığı işlerin niteliği nedeniyle veya meslek ve görevleri açısından yasal ya da yargısal bir yasağa aykırı olarak veya başka bir kişinin veya resmi bir makamın iznine gerek olmasına rağmen, bu izin ya da onayı almadan ticari işletme işleten kişi de, tacir sayılır. Bu kişi tacir sıfatına bağlanan tüm yükümlülüklere tabi olur.

Tüzel Kişilerde Tacir Sıfatı

TTK m. 16’ya göre, “ticaret ortaklıklarıyla, amacına ulaşmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar tacir sayılırlar”.

Tüzel kişi tacirler;

a) Ticaret ortaklıkları: Kollektif, komandit, anonim, limited ortaklık ve kooperatif ortaklıklardır.

b) Dernekler

c) Vakıflar

d) Kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlardır.

Tacir Sıfatının Kaybı

Gerçek kişi tacir sıfatı, ticaretin terk edilmesi ile sona erer, bu da ticari işletmenin kapatılması ya da ticari işletmenin o kişi adına işletilmesinin son verilmesiyle olur. Tacir sıfatının son bulduğunu, ticaret siciline bildirerek, kaydın terkinin yapılması gerekir, aksi takdirde iyiniyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemez.

Tüzel kişilerin tacir sıfatı ise, kural olarak tüzel kişiliğin son bulmasıyla sona erer. Tüzel kişilik ise, son bulma nedeninin gerçekleşmesinden sonra başlayan tasfiye işlemlerinin tamamlanarak, tüzel kişi tacire ait kaydın ticaret sicilinden terkini ile son bulur. Tasfiye süresince tüzel kişilik tasfiye amacı ile sınırlı olarak devam eder.

Tacir Olmanın Hükümleri

TTK’ nın 18-23. maddeleri arasında sayılan hükümler şunlardır:

a) İflasa tabi olma

b) Ticaret siciline kaydolma

c) Odalara kaydolma

d) Ticaret unvanı seçme ve kullanma

e) Ticaret iş karinesine tabi olma

f) Ticari örf ve adetlere tabi olma

g) Ticari defterleri tutma

h) Basiretli bir iş adamı gibi davranma

i) Ücret ve faiz isteme

j) Ücret ve cezanın indirilmesini isteyememe

k) Fatura verme

l) Hapis hakkını kullanmada kolaylıktan yararlanma

m) Satış ve mal değişimlerinde özel hükümlere tabi olma

Ticaret Ortaklıkları

Kollektif Ortaklık

Bir ticari işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu ortaklık alacaklarına karşı sınırlanmamış olan ortaklıktır. Unsurları ticari işletme, ticaret unvanı, ortakların sınırsız sorumu, tüzel kişilik ve sermayedir.

Kollektif ortaklığın tüzel kişilik kazanabilmesi ve kollektif ortaklık olarak nitelenebilmesi için noterce onaylanan ortaklık sözleşmesinin ticaret siciline kaydı (tescili) gerekir. Bu tescilden sonra Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilan yapılır. Bu ilan 3. kişilere duyuru amacı taşır.

Kollektif ortaklıkta kural olarak, ortaklardan her biri ayrı ayrı ortaklığı yönetme hakkına ve görevine sahiptir. Ortaklık işlerinin yönetimi, ortakların hepsine veya birkaçına verilmiş ise bunların her biri yalnız başına yetkilidir.

Kollektif ortaklık, ortaklarının alacakları kararla veya ortaklardan birinin istemi sona erebilir. Bunlara iradi neden denir. İrade dışı nedenler ise ortaklığı kendiliğinden sona erdirir. Bazı hallerde ortaklık, mahkeme kararı ile de sona erebilir. Ortaklık sona erince tasfiye haline girer. Tasfiye sona erdiğinde, durum sicile tescil edilir, ortaklık kaydı sicilden silinir, tüzel kişiliği son bulur.

Komandit Ortaklık

Adi komandit ortaklık ve sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklık olmak üzere iki türe ayrılır.

Komandit ortaklık, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan, ortaklık alacaklarına karşı ortaklardan bir veya bir kaçının sorumlulukları sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumlulukları ise, belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan ortaklıktır. Sorumlulukları sınırlandırılmamış olanlara komandite, sınırlı olanlara komanditer ortak denir. Komandite ortakların gerçek kişi olmaları gerekir. Komandit ortaklığın unsurları şöyledir:

a) Ticari işletme

b) Ticaret unvanı

c) Ortakların sorumu

d) Tüzel kişilik

e) Sermaye

Ortaklık sözleşmesinin noter tarafından onanmasından on beş gün içinde, ortaklık merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline başvurarak ortaklığın tescili gerekir.

Ortaklığın yönetimi ve temsili komandite ortaklara aittir. Ortaklığın en yetkili karar organı ortaklar genel kuruludur.

Komandit ortaklığın sona ermesi ve tasfiyesi aynen kollektif ortaklıkta olduğu gibidir.

Anonim Ortaklık

Anonim ortaklık, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan ortaklıktır. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve ortaklığa karşı sorumludur. Ortaklığın unsurları şu şekildedir:

a) Amaç ve konu

b) Ticaret unvanı

c) Ortakların sorumu

d) Tüzel kişilik

e) Sermaye

Pay sahibi olan bir veya daha fazla kurucu ile ortaklık kurulur. Kuruluşa ilişkin işlemler ise şunlardır: Ortaklık esas sözleşmenin hazırlanması, imzaların noter tarafından onaylanması veya ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması, sermayenin bütün kuruculara tamamen ödenmesi, gerekiyorsa Gümrük ve Ticaret Bakanlığının izni, Ticaret Siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilandır.

Anonim ortaklık, medeni hakları kullanma yetkisini “organları” aracılığıyla kullanır. İki zorunlu organı vardır:

  1. Genel Kurul: Pay sahiplerinden oluşan karar organıdır. Olağan veya olağanüstü olmak üzere iki şekilde toplanır. Genel kurul toplantısında gündemde olmayan konular görüşülemez ve karar alınamaz.
  2. Yönetim Kurulu: Görev ve yetkileri bakımından en önemli organdır. Üyeleri gerçek veya tüzel kişilerden oluşur. Ortaklığın temsili kurul olarak yönetim kuruluna aittir.

Tüm anonim ortaklıklar denetime tabidir. Ortaklığın denetimi bağımsız denetim, bağımsız denetim dışında kalacak ortaklıkların denetimi ve özel denetim şeklindedir.

Anonim ortaklıkların sermayeleri belirli olup, paylara ayrılmıştır. Her bir pay ortaklıkta bir ortaklık mevkiini temsil eder. Anonim ortaklığın kuruluşundan sonra, payları temsil etmek üzere hamiline ve nama yazılı pay senetleri düzenlenebilir. Her pay, sahibine pay sahipliği hak ve borçlarını yükler. Payı, kural olarak, gerçek veya tüzel kişi edinebilir.

Anonim ortaklık kanunda öngörülen nedenlerle sona erer. Bu nedenler;

a) İradi nedenler

b) İrade dışı nedenler

c) Mahkeme kararı iledir.

Sona eren ortaklık, tasfiyeye girer. İflas hali dışında tasfiye, tasfiye memurlarınca yapılır. Tasfiyenin sona ermesi üzerine, tasfiye memurlarınca, sicil memurluğundan, ortaklığın ticaret unvanının silinmesi istenir. Sicilden silinmesi tescil ve ilan olunur, tüzel kişiliği sona erer.

Limited Ortaklık

Limited ortaklık, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Tek ortakla kurulması da mümkündür.

Ortaklar, ortaklık borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve ortaklık sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.

Limited ortaklığın unsurları şu şekildedir:

a) Amaç ve konu

b) Ticaret unvanı

c) Ortakların sorumu

d) Tüzel kişilik

e) Sermaye

Ortaklığın kuruluşu aşamasında işlemler kurucular tarafından yürütülür. İlk önce ortaklığın ana sözleşmesini yazılı olarak düzenlerler. Sözleşme noterce onaylanmalı veya ticaret sicil müdürü/yardımcısı huzurunda imzalanmalıdır. Daha sonra ortaklık sermayesi sağlanır. Ticaret Siciline tescil ve Ticaret Sicil Gazetesine ilanı gerekir. Böylece ortaklık tüzel kişilik kazanır.

Limited ortaklığın zorunlu organları;

  1. Genel Kurul: Ortaklığın karar organıdır. Tüm ortakların katılımı ile olur. Sözleşmenin değiştirilmesi, sermayenin azaltılması veya artırılması, kar dağıtımına karar verilmesi vb. konularda yetkilidir.
  2. Müdürler: Kanunla veya ortaklık sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler.

Limited ortaklığın denetimi olağan ve özel denetim olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan denetim ortaklık işlemlerine özellikle de müdürlerin faaliyetlerine ilişkin denetimdir. Özel denetimi gerçekleştirecek denetçiler genel kurul veya mahkeme tarafından atanır.

Limited ortaklık, şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi, genel kurul kararı, iflasın açılması, kanunda öngörülen diğer sona erme halleri, uzun süreden beri ortaklığın kanunen gerekli organlarından birinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde ortaklardan veya ortaklık alacaklılarından birinin ortaklığın feshini istemesi üzerine mahkeme kararıyla, haklı nedenlerin varlığı halinde, ortağın mahkemeden ortaklığın feshini istemesi hallerinde sona erer. Ortaklık tasfiyeye girer. Tasfiye tamamlanıp ortaklık sicilden silinip ilan edilince tüzel kişiliği de sona erer.

Kıymetli Evrak

Her şeyden önce bir senettir. Bu senetlerin içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemez ve senetten ayrı olarak başkasına devir edilemez. Yazılı bir senettir.

Kıymetli evrakın özellikleri bir borç senedi olması, içerdiği hakkın ekonomik bir değer taşıyıp, devredilebileceği, hak ile senet arasında kuvvetli bir bağ olduğu ve ağırlaştırılmış şekil şartlarına tabi olmasıdır.

Kıymetli evrak içerdiği hakkın türü açısından alacak senetleri, ortaklık senetleri ve eşya hukuku senetleri olarak üç gruba ayrılır. Alacak senetleri alacak hakkını temsil eden senetler olup, kambiyo senetleri, emre yazılı havale, emre yazılı ödeme vaadi, faiz ve temettü kuponları bu gruba girer. Ortaklık senetleri, bir ortaklıkta ortak olmanın sağladığı hakları içerir. Pay senetleri bu gruba dâhildir. Eşya hukuku senetleri ise ayni hak türünden bir hakkı temsil ederler. Konişmento, taşıma senedi, ipotekli borç senedi, makbuz senedi bu gruptadır.

Hakkın senetten önce var olup olmamasına göre açıklayıcı kıymetli evrak, yaratıcı kıymetli evrak; temel ilişki ile ilgili olup olmaması açısından sebebe bağlı olan ve sebebe bağlı olmayan kıymetli evrak; kamu güvenine dayalı olup olmamaları açısından kamu güvenine dayalı olan ve olmayan kıymetli evrak şeklinde türleri de vardır.

Kambiyo senetlerinin en temel sınıflandırması devir şekilleri açısındandır. Buna göre nama yazılı, emre yazılı ve hamiline yazılı kıymetli evraklar vardır.

Nama yazılı senetlerde hak sahibi ismen belirtilmiştir, ayrıca senette “emre veya havalesine” kaydı yoktur. Bu senetlerin elden ele dolaşma kabiliyeti çok azdır. Zilyetliğin devri ve devir beyanı ile devredilir. Zilyetliği devretmek için de teslim gerekir. Emre yazılı senetler, belli bir kimse veya onun emir ve havalesine düzenlenir. Ciro ve teslim yolu yoluyla başkasına devredilebilir. Hamile yazılı senetler, üzerinde belli bir kişinin adının yazılı olmadığı, onu taşıyanın (hamilinin) hak sahibi sayıldığı senetlerdir. Devir için sadece senet zilyetliğinin geçirilmesi yeterlidir.

Kambiyo Senetleri

Ticari senetler de denilen kambiyo senetleri poliçe, bono ve çektir. Özellikleri şu şekildedir:

Kanunen emre yazılı senetlerdir. Sıkı şekil şartlarına tabidirler. İçerdiği hak açısından para alacağı senedidirler. İmzaların bağımsızlığı ilkesi geçerlidir Hak senetle birlikte doğar. Senedin verilmesine neden olan ilişkinin senette gösterilmesi mümkün değildir. Müteselsil borçluluk ilkesine tabidir. Senette yer alan alacaklar özel bir takip yoluyla tahsil edilebilirler.

Kambiyo senetleri ile borçlanma konusunda TTK’ da özel bir koşul yoktur. Sözleşme ile borçlanmaya yetkili olan bir kimse, kambiyo senetleri ile de borçlanmaya yetkilidir. Fiil ehliyetine sahip olan bir kimse kambiyo senedi düzenleyebilir.

Kambiyo senetlerinde senedin geçerliliği açısından borçlunun imzası zorunludur. İmzanın el yazısı ile atılması gerekir.

Gerçek kişilerin yetkili temsilcileri aracılığı ile poliçe ve bono düzenlemeleri mümkündür, ancak çek düzenlenemez. Tüzel kişiler ise yetkili organları aracılığıyla kambiyo senedi düzenleyebilirler.

Kambiyo senetlerinden poliçe için senedin şu unsurları içermesi gerekir, aksi takdirde senet poliçe sayılmaz: Senet metninde poliçe kelimesi, belirli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız şartsız havale, ödeyecek olan kişinin, muhatabın adı, vade, ödeme yeri, kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı, düzenleme tarihi ve yeri, düzenleyenin imzası.

Bono ve emre yazılı senette ise şu unsurların bulunması gerekir: Senet metninde bono veya emre yazılı senet kelimesi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, senet kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adı, senedin düzenleme tarihi ve yeri, senedi düzenleyenin imzası.

Çekte bulunması gereken unsurlar ise şu şekildedir: Senet metninde çek kelimesi, belirli bir bedelin ödenmesi için kayıtsız şartsız havale, ödeyecek kişinin “muhatabın” ticaret unvanı, ödeme yeri, düzenleme tarihi ve yeri, düzenleyenin imzası, banka tarafından verilen seri numarası, kaşe kodu.

Kambiyo senetleri kanunen emre yazılı sentlerden olduğu için kural olarak ciro ve teslim ile el değiştirebilir. İlk ciroyu yapacak olan senet lehdarıdır. Sonraki cirolar, senedin yetkili hamilleri tarafından yapılır, herhangi bir şahsa ciro edebilirler. Ayrıca senedin senette borç altına girmiş olan kimselere ve poliçeyi kabul etmese dahi muhataba ciro edilmesi de mümkündür. Bu durumda geriye ciro söz konusu olur.

Ciro senet veya senede bağlı bir kağıt üzerine yazılarak ve ciroyu yapacak olan kişi tarafından imzalanarak yapılır. Ciro genellikle senedin arka yüzüne yapılır. Senedin herhangi bir yerine yazılması halinde ciro şerhinin olması gerekir. Cironun kayıtsız şartsız olması gerekir. Şarta bağlanmış ise, ciro geçerli ama şart geçersizdir. Kısmı ciro yapılamaz, yapılmışsa geçersizdir.

Kambiyo senedini alan lehdar poliçe ve bono söz konusu olduğunda vadeye kadar ciro edebilir.

Ciro şekil açısından tam ve beyaz ciro olarak ikiye ayrılır. Tam ciro ile senedi devralan senetten doğan bütün hakları devralır. Tam cironun aksine beyaz ciroda, senedin verildiği kişi gösterilmez.

Ciro yapılış amacı açısından temlik cirosu, rehin cirosu ve tahsil cirosu olarak üçe ayrılır.

TTK’ya göre, görüldüğünde ödenmek üzere keşide olunan poliçe ibrazında ödenir. Böyle bir poliçenin düzenleme tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödenmesi için ibraz edilmesi gerekir. Belirli bir süre sonra ödenecek poliçenin vadesi kabul şerhinde yazılı tarihte veya protesto tarihine göre belirlenir. Belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenecek bir poliçenin hamili, poliçeyi ödeme gününde veya onu izleyen iki iş günü içinde ödemek üzere ibraz etmesi gerekir.

TTK ’ya göre, poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zaman aşımına uğrar.

Poliçeye ilişkin ibraz süreleri ve zamanaşımı bonolar hakkında da uygulanır.

TTK ’ya göre bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün, düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmesi gerekir. Çekte, hamilin açacağı davalar, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Deniz Ticareti

Denizde gemilerle yolcu ve eşya taşıma işlerini düzenleyen hukuk kurallarından oluşur. Sermaye unsurunu gemi oluşturur. Gemi denizde yolcu ve eşya taşıma aracıdır. Her geminin bir bayrağı ve limanı vardır. Bayrak geminin bağlı olduğu devleti gösterir. Bağlama limanı ise, gemiye ait seferlerin idare olunduğu limandır. Gemilerin yazıldığı sicile gemi sicili denir.

Donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikidir. Gemiyi sevk ve idare eden kimseye kaptan denir, donatan veya onun temsilcisi tarafından atanır, gemi adamları ve yolcuların amiridir.

Birden çok kişinin paylı mülkiyet şeklinde malik oldukları bir gemiyi, menfaat sağlamak amacıyla aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi adına ve hesabına suda kullanmaları halinde donatma iştiraki söz konusu olur.

Deniz yoluyla eşya taşımak üzere yapılan sözleşmeye navlun sözleşmesi, taşıma karşılığında ödenen ücrete navlun denir.

Sigorta

Önceden bilinemeyen tehlikelerden (risklerden) dolayı uğranılan zararların giderilmesi amacına yönelik bir kurumdur. Sosyal ve özel sigortalar olmak üzere iki ana kola ayrılır.

Sosyal sigortanın amacı, serveti olmayan sosyal sınıfları güvence altına almak, onların geleceğini güvenli hale getirmektir. Kanunla kurulmuş kurumlar tarafından yapılır.

Özel sigorta ise, bir kimsenin malvarlıksal değeri olan varlıklarını tehlikelere karşı korumak amacına yöneliktir. TTK’ da düzenlenmiştir. Tarafların karşılıklı hak ve borçlarını gösteren ve sigortacı tarafından sigorta ettirene verilen yazılı belgeye sigorta poliçesi, sigorta ettirenin sigortacıya ödemekle yükümlü olduğu ücrete sigorta primi, tehlikenin gerçekleşmesi ve hasarın ortaya çıkması halinde sigortacının sigorta ettirene ödeyeceği meblağa da sigorta tazminatı denir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi