İnfaz Hukuku Dersi 7. Ünite Özet

Özel İnfaz Şekilleri, Tutukluluk Ve Adli Kontrol Kararlarının İnfazı

Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı

Güvenlik Tedbiri Kavramı

Güvenlik tedbirleri, fiil ve failden kaynaklanması muhtemel tehlikeliliği önlemek ve faili eğitmek, koruma altına almak veya tedavi etmek amacını güden müdahalelerdir. Güvenlik tedbirleri ceza değildir; zira güvenlik tedbirleri bastırıcı değil, önleyici nitelik taşır. Cezalar işlenen suç bakımından geriye dönük özel ve genel önleme amacı güderken güvenlik tedbirleri ileriye yöneliktir.

Güvenlik tedbirleri ve cezalar arasındaki farklar şunlardır:

  • Cezaların süreleri kanunda belirlenmiştir. Oysa güvenlik tedbirlerinin süresi kural olarak belli değildir.
  • Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı da farklıdır. Güvenlik tedbirlerinde kişinin tabi olduğu yoksunluklar daha sınırlıdır.
  • Güvenlik tedbirlerinde cezalardan farklı olarak kusur aranmaz.
  • Cezalardan farklı olarak güvenlik tedbirlerinde kusurun derecesi önem arz etmez.
  • Zaman itibarıyla uygulama, af, erteleme, zamanaşımı gibi konular güvenlik tedbirleri bakımından geçerli değildir.

Güvenlik tedbirlerinin infazının amacının daha çok suçun işlenmesine sebebiyet veren psikolojik nedenlerin yani, faili suça iten sebeplerin, saiklerin ortadan kaldırılması olduğu ifade edilir.

Güvenlik Tedbirlerinin İnfazının Amacı

TCK m. 3’te de fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmedileceğinden söz edilmektedir ki, bu durumun da güvenlik tedbirlerinin niteliğiyle bağdaşmadığı açıktır. Zira güvenlik tedbirlerinde dikkate alınması gereken husus fiilin ağırlığı değil, failin tehlikeliliğidir.

Güvenlik Tedbirlerinin Çeşitleri

Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma,
  • Eşya ve kazanç müsaderesi,
  • Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri,
  • Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri,
  • Alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilere özgü güvenlik tedbirleri,
  • Mükerrir suçlular ve özel tehlikeli suçlular hakkında güvenlik tedbirleri,
  • Sınır dışı edilme,
  • Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

TCK m.53/5 bakımından belli haklardan yoksun bırakılma güvenlik tedbiri cezanın yanı sıra uygulanmakta olup, güvenlik tedbirine hükmedildiğinin hükümde ayrıca gösterilmesi gerekir. Ancak söz konusu tedbire/tedbirlere karar verip vermeme konusunda hâkimin takdir yetkisi bulunmaz. Takdir yetkisi sadece süre ile sınırlıdır.

Müsadere

Yeni suçların işlenmesini önlemek amacıyla cezai nitelikteki hukuka aykırı fiillerden kaynaklandığı veya bunların işlenmesiyle ilgili olduğu için suç düşüncesini ve suçun çekiciliğini canlı tutan eşyaya, Devlet lehine el konulmasıdır.

Müsaderenin Çeşitleri

  • Eşya müsaderesi,
  • Eşdeğer müsadere,
  • Kazanç müsaderesi,
  • Kaim değerlerin müsaderesi şeklindedir.

Müsadere Kararlarının İnfazı

Eşya müsaderesini kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın veya kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın; bunların ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderenin başka türlü imkânsız hâle gelmesi durumunda söz konusu eşyanın değeri kadar paranın yahut üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesi şeklinde ifade etmek mümkündür.

Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri

5395 s. ÇKK yasa kapsamına giren çocuk kavramını ikiye ayırmıştır:

  1. Korunma ihtiyacı olan çocuk,
  2. Suça sürüklenen çocuk.

Buna göre “korunma ihtiyacı olan çocuk” , bedensel, zihinsel, ahlak, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu; “suça sürüklenen çocuk” ise kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu ifade eder. TCK m.31 kapsamına giren çocuk “suça sürüklenen çocuk” tur.

TCK yaş küçüklüğünün kusur yeteneğine ve ceza sorumluluğuna etkisini üç devreye ayırmıştır:

  • 1. devre: 0-12 yaş,
  • 2. devre: 13-15 yaş,
  • 3. devre: 16-18 yaş.

12 Yaşını Doldurmamış Çocuk; işlediği fiilden dolayı kovuşturulamaz ve hakkında ceza verilemez. O hâlde hakkında soruşturma yapılabilir. Ancak bu soruşturma bazı özellikler taşır. Gerçekten 12 yaşından küçük çocuğun işlediği fiiller bakımından gözaltı, tutuklama vb. koruma tedbirlerine başvurulabilmesi mümkün olmamalıdır. Bu yaş grubu çocuk hakkından yapılacak olan sadece yaş tespiti ve belki eğer mümkün ise çocuğun ifadesinin alınmasıdır. Bunun dışında çocuk hakkında herhangi bir işlem ya da muhakeme tedbirine başvurulabilmesi mümkün olmamalıdır. Bu çocuklara, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Bu tedbirlerin ne olduğu konusunda TCK’da bir düzenleme bulunmamaktadır. Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri başlığını taşıyan m. 56-(1)’e göre de “Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir”. Nitekim 5395 s. ÇKK m.11’e göre “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmü mevcuttur.

12-15 Yaş Arasında Kalan Küçükler: Çocukluk devresiyle erişkinlik arasındaki bu ara dönemde algılama ve irade yeteneği her somut olayda ayrı ayrı incelenmelidir. Bu dönemde çocuğun fiilinin haksızlık niteliğini bildiği ancak kendisine yine de fiili işlemekten alıkoyamayacağı kabul edilir. Yani çocuk davranışlarını yönlendiremez. Bu dönem bakımından mahkeme önce çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilip algılayamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmadığı yönünden bedeni-akli ve ruhi durumunu incelettirir.

15-18 Yaş Arasında Kalan Küçükler: Bu yaş grubu bakımından küçüğün hareketini anlayabilme ve sonuçlarını kavrayabilme, hareketlerini bu doğrultuda yönlendirme yeteneğine sahip olup olmadığı araştırılmaz. Bu yönüyle bu yaş grubuna dâhil çocuğun cezai ehliyetinin bulunduğu kabul edilir ve hakkında güvenlik tedbiri değil ceza yaptırımı uygulanır. Ancak kusur yetenekleri tam olarak gelişmiş olmadığı için ve yine yeniden topluma kazandırma, yeni suç işlemesinin engellenmesi amaçları nedeniyle cezalarında belli indirimler öngörülmüştür.

Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri

Akıl hastalarının kusur yeteneği olmadığı kabul edildiğinden bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmesi esastır. Akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında tedavi altına alınır. Tedbir, failin tehlikeliliği ortadan kalkıncaya kadar devam edecektir.

Akıl hastalığı TCK m.32’de ikili bir ayırıma tabi tutulmuştur:

  • Akıl hastalığı nedeniyle işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarının algılanamaması veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalması hali: Bu durumda kişiye ceza verilmez. Ancak bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
  • Fıkra (1)’de gösterilen derecede olmamakla beraber, suçun (fiilin) işlendiği sırada akıl sağlığında bozukluk veya şuur bozukluğunun varlığı: Bu kişilerin ceza sorumluluğu vardır ancak ceza 1/6’ya kadar indirilir fakat bu ceza süresinin akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanabilmesi de mümkündür.

Alkol ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Bağımlısı Kişilere Özgü Güvenlik Tedbirleri

Suç isleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kurulusunda tedavi altına alınmasına karar verilir.

Mükerrir Suçlular ve Özel Tehlikeli Suçlular Hakkında Güvenlik Tedbirleri

Mükerrir Suçlar: Suçta Tekerrür: Tekerrür, bir suçtan mahkum edilen kişinin mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren belli süre içinde yeniden suç islemesi durumudur. Tekerrür, işlenen ikinci suçun cezasını artıran değil ikinci suç için verilen cezanın infazı ve infaz sonrası bakımından tedbir niteliğinde sonuçları olan bir yaptırım türüdür.

Koşulları

Mükerrir suçlular için cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının koşulları;

  • Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmiş olması ve
  • Yeni bir suçun işlenmesidir.

Tekerrürde Süre

Kanunumuz süreli tekerrür sistemini benimsemiştir. Kanunun süre yönünden ikili bir ayrım yaptığı görülmektedir:

  • 5 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezalar için 5 yıl,
  • 5 yıldan az hürriyeti bağlayıcı cezalar için adli para cezalarını da kapsar şekilde 3 yıl.
  • 5 ve 3 yıllık süreler cezanın infaz edildiği tarihten itibaren başlamaktadır.

Tekerrür süresinin başlayabilmesi için infaz şarttır. Buna karşılık tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için infaz gerekli değildir.

Tekerrürün Sonuçları

  • Tekerrür hâlinde sonraki suça ilişkin olarak öngörülmüş bulunan seçimlik para ve hapis cezalarından hapis cezasına hükmedilir.
  • Mükerrirler özel infaz rejimine tabi tutulurlar.
  • Mükerrirler infazdan sonra denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulur. Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.

Mükerrirler Hakkında Verilen Denetimli Serbestlik Kararının İnfazı

5275 sayılı Kanun’un 108’inci maddesinin dört ilâ altıncı fıkralarına göre hükmedilen denetimli serbestlik tedbirleri, aynı Kanunun 104’üncü maddesine göre denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlükleri ya da büroları tarafından yerine getirilir.

Özel Tehlikeli Suçlular

Tehlikeli suçlu ya da bir suçlunun tehlikeli olup olmadığı, işlediği suçlara, yaşama biçimine ve ortamına bakılmak suretiyle ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Gerçekten hâkime göre tehlikeli suçlu, suç eğiliminde kararlılık gösteren ve kamu güvenliği için potansiyel tehdit unsuru olan kişi iken cezaevi personeline göre, tutum ve davranışları ile cezaevi kurallarına ve cezaevinin amaçlarına uygun davranmayan suçludur.

Öte yandan cezaevleri bakımından ise tehlikelilik, hükümlünün işlediği suçun ağırlığı, cezaevindeki davranışları, firar veya firara teşebbüs etmeleri veya ortaya koydukları şiddet nedeniyle cezaevinde bulunanlar ve/veya kamu güvenliği açısından önemli risk oluşturması nedeniyle muhafaza edilmeleri zorunlu olan kişileri kapsar.

Tehlikeli hükümlü ile özel tehlikeli suçlu kavramları arasındaki fark ortaya konulmalıdır. Gerçekten CGTİHK m.9/3, 63/1, 66/1, 67/4, 69/1, 74/3, 94/2, 115/1’de yer alan “tehlikeli halde bulunan hükümlü” terimi ile TCK m.6 ve 58/9’da yer alan “özel tehlikeli suçlu” terimleri karıştırılabilir niteliktedir.

Tehlikeli Suçlularda Yeniden Topluma Kazandırma Sorunu

Tehlikeli suçlular için planlanacak infaz rejiminde su üç temel ilkenin esas alınması gerektiği ifade edilmektedir:

  • Personel ile hükümlüler arasındaki çatışma, düşmanlığın azaltılması,
  • Hükümlülerin bağımsız davranabilmesine imkân verilmesi,
  • Öfke, düşmanlık ve hayal kırıklığı duygularının ifade edilmesi ve uyuşmazlıkların çözümünde elverişli bir platform sağlanması.

Sınır Dışı Edilme

Hapis cezasına mahkûm edilen yabancı, koşullu salıverilmeden yararlandıktan ve herhâlde cezasının infazı tamamlandıktan sonra sınır dışı işlemleriyle ilgili değerlendirme yapılmak üzere durum derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir.

Koşulları

Sınır dışı edilmenin koşulları şöyledir:

  • Mahkûm yabancı olmalıdır.
  • Yabancı hapis cezasına mahkûm edilmiş olmalıdır.
  • Cezanın infaz edilmesi veya koşullu salıverilmeden yararlanılması gerekir.

Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri

Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri ancak kanunda o suç bakımından açıkça öngörülmüş olması hâlinde uygulanabilir. Aksi hâlde tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirine başvurulamaz.

Çeşitleri

Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri;

  • İznin iptali ve
  • Müsadere şeklindedir.

Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi

Tutuklama kararı tutukevlerinde veya maddi olanak bulunmadığı hâllerde diğer kapalı ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmış bölümlerinde yerine getirilir. Şüpheli ya da sanığın tutukevine kabul edilebilmesi için hâkim veya mahkeme tarafından verilmiş bir tutuklama kararının bulunması zorunludur. Tutuklular, maddi olanaklar elverdiğince suç türlerine ve taşıdıkları güvenlik riskine göre ayrı odalarda barındırılır. Aralarında husumet bulunanlar ile iştirak hâlinde suç işlemiş olanlar aynı odalarda barındırılmaz ve birbirleri ile temas etmelerini engelleyecek tedbirler alınır.

Tutukluların Hakları ve Kısıtlayıcı Önlemler

Tutuklunun hakları şunlardır:

  • Çalışma hakkı,
  • Ziyaretçi kabul hakkı,
  • Haberleşme hakkı,
  • Savunma hakkı.

Tehlikeli hâlde bulunan, delil karartma tehlikesi olan, soruşturmanın amacını veya tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına olanak verecek davranışlarda bulunan tutuklulara soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemece kısıtlayıcı önlemler uygulanabilir. Tutukluların yükümlülükleri bakımından; daha önce açıklanan hükümlülerin yükümlülükleriyle ilgili açıklamaların tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları, tutuklular hakkında da uygulanabilir.

Adli Kontrol Kararlarının İnfazı

Adli kontrol, şüpheli veya sanığın tutuklanması yerine bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutularak, toplum içinde denetimini öngören bir koruma tedbiridir. CMK’nın 109 vd. maddelerinde, tutuklamada oranlılık ilkesinin bir gereği ve tutuklama tedbirinin ölçülülük ilkesi çerçevesinde uygulanabilmesini sağlamak amacıyla bu tedbire alternatif olarak adli kontrol kurumuna yer verilmiştir. Bu hükme göre hâkim, ölçülülük ilkesi gereğince tutuklama koruma tedbirinden önce, adli kontrole ilişkin koruma tedbirlerini dikkate almak ve uygulamak zorundadır. Böylece hâkimi tutuklama ile serbest bırakma arasında bir seçime zorlamamak amaçlanmıştır.

5271 sayılı CMK’da yer alan adli kontrolün amacı, tutuklama koruma tedbirinin amacı ile aynı olup, “şüpheli veya sanığın kaçmasını ve delilleri karartmasını önleyerek muhakemenin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesini sağlamak ve muhakeme sonunda verilecek kararın infazını mümkün kılmak”tır.

Uygulama Koşulu

Adli kontrol kurumunun uygulanması için CMK m.100’de belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı bulunmalıdır. Bunlar;

  • Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığının bulunması,
  • Şüpheli veya sanığın davranışlarının delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması hususunda kuvvetli şüphe oluşturması,
  • CMK m.100/3’te sayılan bazı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı şeklindedir.

Hakkında Adli Kontrol Kararı Verilen Şüphelinin Tabi Tutulacağı Yükümlülükler

CMK m.109/3’te bu yükümlülükler sayma suretiyle tek tek düzenlenmiştir. Buna göre, tutuklama nedeninin niteliğine göre, şüpheli ya da sanığın bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulması söz konusu olabilir.

Adli kontrol kapsamındaki yükümlülüklerin belirlenmesinde de ölçülülük ilkesine uyulması gerekir. Bunun bir sonucu olarak, adli kontrol tedbirinin uygulanması sırasında kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülüklerin tamamen ya da kısmen kaldırılabileceği, değiştirilebileceği ya da şüpheli veya sanığın bunlara uymaktan geçici olarak muaf tutulabileceği öngörülmüştür.

Adli Kontrol Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmesi (DSHY m.57)

Adli kontrol kararı kaydedildikten sonra, infaz işlemlerinin başlatılması için karar doğrudan vaka sorumlusuna gönderilir. Hakkında adli kontrol kararı verilen şüpheli veya sanığa gönderilen tebligatta;

  • Adli kontrol tedbirinin türü,
  • Tedbirin ne şekilde ve ne zaman yerine getirileceği,
  • Uyulması gereken kurallar,
  • Tedbire uymamanın sonuçları ile
  • Adli kontrol tedbirinin gereklerinin derhâl yerine getirilmesi gerektiği açıklanır.

Kararın niteliğine göre gerekli ise ilgili kişi, kurum veya kuruluşa derhâl yazı yazılarak adli kontrol tedbirinin içeriği açıklanır; şüpheli veya sanığın hakkındaki adli kontrol tedbirinin gereklerini süresinde yerine getirip getirmediği ve adli kontrol tedbirine devam edip etmediği hususlarında bilgi istenir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi