Optik Bakış Dersi 4. Ünite Özet

Kısa Odak Uzaklıklı Objektifler

Giriş

Geniş açılı alanların görüntülenmesi, kısa odak uzaklıklı objektiflerle yapılır. Geniş alanların görüntülenmesi çok zor bir çekim türü olarak görünmese de, geniş açılı objektifleri doğru ve etkin biçimde kullanmak zordur.

Birçok fotoğrafçı, dış mekân çekimlerinde daha doygun renkler ve koyu bir gökyüzü mavisi elde etmek amacıyla polarize filtre kullanmayı tercih eder. Bunun yanı sıra, geniş açı objektif ve polarize filtrenin bir araya gelmesi, çekilen görüntüde sorunlar yaratabilir. Kısa odak uzaklığı, polarize filtrenin oluşturduğu koyu gökyüzü görüntüsü içine açık tonlu alanları da yerleştirecek kadar geniş alanı görebilen bir objektif türüdür (S:93, Fotoğraf: 4.1).

Kısa Odak Uzaklıklı Objektiflerin Görüntü Özellikleri

Birden fazla kısa odak uzaklıklı objektif edinmek isteyen fotoğrafçılar, bu objektiflerin görüntü üzerinde oluşturduğu etkiden vazgeçemezler ve yerine göre farklı etkiler veren geniş açı ya da çok geniş açılı objektifler kullanırlar. Doğa fotoğraflarının çekiminde geniş alanların görüntülenmesinde kullanılan kısa odak uzaklığı, iç mekânlarda daha etkin kullanılabilir.

Küçük boyutlu (35 mm.) fotoğraf makinelerinde kullanılan 20 ya da 21 mm, 24 ve 28 mm. gibi objektifler bakış açıları itibariyle, geniş alanların fotoğraflanmasında kullanılırlar. Bu objektiflerin verdikleri etkiyi daha abartarak verebilen başka kısa odak uzaklıklı objektifler de vardır. Bunlar “süper geniş açı” olarak tanımlanan ve bakış açılarıyla çok geniş alanları görüntüleyebilen objektiflerdir.

Çok geniş açılı objektiflerin bir adım ötesi ise, balıkgözü adıyla bilinen ve insan algısıyla doğrudan örtüşmeyecek denli abartılı biçim bozuklukları yaratan objektiflerdir.

Geniş açı ya da kısa odak uzaklıklı olarak tanımladığımız objektiflerle çekilen fotoğraflarda yığılma etkisi algılanmaz. Tersine, bu fotoğraflarda boşluklar daha baskın ve görüntüye egemendir. Fotoğraf içinde yer almış nesnelerin sıkışmadığı, üst üste binmediği görüntüler üreten kısa odak uzaklıklı objektifler, nesnelerin arasındaki boşlukları olduğundan daha fazla gösterirler. Uzun odak uzaklıklı objektiflerin görüntüde oluşturdukları sıkışıklık kısa odak uzaklığında serbestliğe dönüşür.

Kısa odak uzaklığının yarattığı geniş ya da yerine göre çok geniş bakış açısı, perspektif etkisiyle birlikte çok etkileyici bir derinlik hissi yaratabilir. Bu derinlik etkisi kullanılırken, nesnelerin birbirlerine göre oranları da kontrol altında tutulduğu takdirde etkili fotoğraflar elde edilebilir.

Ön planda yer alan insan ya da nesneler fotoğrafın dikkat merkezini oluştururken, arka planda, perspektif sayesinde görünebilir olan geniş bir alan ortaya çıkar. Fotoğrafı gören gözler ön planı öncelikle algılarken, bilinçli ya da bilinçsiz olarak arka planı da algılar.

Kısa odak uzaklıklı objektifler görülebilir alanı genişlettiği için mimari fotoğraf çekimlerinde bozulma eğiliminde olan perspektifin kontrolünü de kolaylaştırır. Kaydırma (Shift) özelliğine sahip olan bu objektifler, körüklü makinelerin, körükleri sayesinde yarattıkları kaydırma hareketiyle perspektif düzeltme etkilerini taklit ederler. Yüksek bina çekimlerinde özellikle kullanılan bu objektifler geniş bakış açısına sahip olmaları nedeniyle hem az perspektif bozukluğu yaratırlar, hem de kendi yapılarında kayma yaratılmasına izin vererek perspektifin kontrol edilebilmesine olanak sağlarlar (S:95,96 Fotoğraf: 4.2, 4.3 ve 4.4).

Normal odak uzaklıklı objektiflerden daha fazla net alan derinliği veren kısa odak uzaklıklı objektifler netleme sorununun en az yaşandığı objektif grubunu oluşturmaktadır. Geniş açı objektiflerde bakış açıları genişledikçe, net alan derinliğinin de arttığı görülür. Çok küçük netleme hareketleriyle çok geniş derinlikte netlik görüntülenebilmektedir.

Net alan derinliğinin fazla olması, kısa odak uzaklıklı objektiflerin özellikle belirli bir derinliğe sahip konuların fotoğraflanmasında çok etkili olmasını sağlar. Bir sınıf içinde, bir izleyici tribününde çok yakından fotoğraf çekilse bile, en önden en arkaya doğru bütün sıraların belirgin bir şekilde net olduğu görülebilir (S:97, Fotoğraf: 4.5).

Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, fotoğrafçı böyle durumlarda kısa odak uzaklığının etkisiyle yetinmeyecek, diyafram etkisini de devreye sokarak, kısık diyafram değerleriyle net alan derinliğini en yüksek düzeye taşımak isteyecektir.

Fotoğraf çekimi yaparken kompozisyon oluşturmayı ya da genel bir görüntünün içinden seçim yapmayı ve istenmeyen nesneleri görüntü alanının dışında bırakmayı ayıklama işlemi olarak tanımlamıştık. Kısa odak uzaklıklı objektifler, ayıklama açısından en az işleve sahip objektifler olarak tanımlanabilir. Kısa odak uzaklıklı objektiflerin çok geniş alanları görüntüleyebilmesi, fotoğrafçının görüntü üzerinde uygulamak isteyebileceği ayıklamayı güçleştirir. Çünkü objektifin istenmeyen bazı alan ya da nesnelerden uzaklaşması, başka alan ve nesnelerin görüntüye girmesi anlamına gelecektir.

Fotoğraf görüntüleri fotoğrafın, diyafram ve örtücü etkileri ile film ya da algılayıcı hızı gibi kendine özgü dinamikleri sayesinde çok farklı ve özel bir estetik doğaya sahiptir.

Hareketin hızı, her zaman ve her objektif türü için önemlidir. Örtücü süresinin uzun olması durumunda özellikle yakındaki nesnelerin hareketi dondurulamayabilir. Nesnenin makineye olan mesafesi, ayırt edici bir etki oluşturabilir (S:98, Fotoğraf: 4.6).

Geniş açılı objektifler öncelikle yakını görüntüleyen optik malzemeler olduğu için, dar açılıların tersine, hareket algısını daha fazla hissettirirler. Kısa odak uzaklıklı bir objektife çekim yapılırken, görüntülenen hareketli nesnenin makineye olan mesafesi önemlidir.

Fotoğraf ve video çekimlerinde, çekimi yapan fotoğraf makinesi veya video kameranın hareket halinde olması görüntü üzerinde, fark edilebilir etkiler oluşturur. Fotoğraf makinesinin hareket hızının fotoğrafçıyı en az zorlayacağı durum, kısa odak uzaklıklı objektiflerin kullanıldığı çekim çalışmaları olacaktır. Geniş açılı bir objektif kullanarak çekim yapan fotoğrafçı hareket halinde olsa bile, genel bir alanı fotoğrafladığı takdirde, görüntüleme alanını kontrol etme konusunda fazla sorun yaşamayacaktır.

Net bir görüntüleme için de, kendi hızını ve kullandığı odak uzaklığını dikkate alarak örtücü hızını belirlemelidir. Fotoğraf çekiminde sehpa kullanılmadığı takdirde, örtücü hızının kullanılan objektifin odak uzaklığından daha büyük bir değerde seçilmesi genel bir kuraldır.

Hareket halinde olan fotoğrafçının görüntüyü çerçevelemesi, yani kompozisyonu belirlemesi, kısa odak uzaklıklı objektiflerde daha kolay gerçekleştirilebilir. Geniş alanı gören objektiflerde hareket algısının azalması fotoğrafçının görüntünün sınırlarını belirlemesini kolaylaştırır.

Kısa Odak Uzaklıklı Objektif Kullanımının Sağladığı Kolaylıklar

Kısa odak uzaklıklı objektifler dış mekân fotoğrafçılığında, özellikle de manzara, doğa fotoğraflarının çekimlerinde yaygın olarak kullanılmakla beraber, geniş alanları görüntüleyebildikleri için, iç mekân fotoğrafçılığında da özellikle önemlidirler. Konudan uzaklaşmadan, konuyu uzaklaştırmak, geniş açı objektiflerin optik etkilerinin bir sonucudur (S:100, Fotoğraf: 4.7 ve 4.8).

Doğa fotoğraflarının çekiminde, hem ön hem de arka plandaki detayları koruması ve net alan derinliğini artırması nedeniyle kısa odak uzaklıklı objektifler kullanılır. Geniş açılı objektiflerin bir başka tercih nedeni de, görüntüye derinlik kazandıran optik etkisi ve özellikle arka planı önemli oranda net görüntüleyebilmesidir.

Kısa odak uzaklığı, derinlik algısını artırırken, perspektif algısını da abartır, nesnelerin perspektif etkileri önemli ölçüde değişir. “süper geniş açı” olarak tanımlanan çok geniş açılı objektiflerde bu bozulma aşırı düzeye ulaşır, gerçek üstü görüntülere dönüşür, abartılı bir perspektif oluşur. Makinenin nesneye paralel konumda tutulması bu bozulmayı önleyecektir (S:101, Fotoğraf: 4.9 ve 4.10).

Kısa odaklı uzaklıklı objektifler birbirlerinden uzak olan nesnelerin normal bakışta algılanabilen boyut farklılıklarını en ileri düzeye taşıyarak birbirlerinden iyice uzaklaştırır.Fiziksel koşullar nedeniyle konudan uzaklaşarak daha fazla bir bakış açısı elde etmenin mümkün olmadığı durumlar olabilir. Yer şekilleri, su kaynakları gibi fiziksel koşullar, hareket kabiliyetini sınırlandırabilir, konudan uzaklaşmamızı engelleyebilir. Böyle durumlarda aynı noktada kalarak görüntü alanını genişletmenin yolu, kısa odak uzaklıklı objektif kullanımından geçer.

Fotoğraf ile aktarılmak istenen bilgi ve mesaj içeriğinin gerektirdiği durumlarda; kişiler arasına mesafe koymak, duygusal uzaklık oluşturmak, kişilerin ve nesnelerin seyrek olduğu izlenim ve algısını yaratmak amacıyla olabildiğince boş bir çerçeve görüntülemek, kısa odak uzaklığıyla mümkün olabilir.

Kısa odak uzaklıklı objektifler nesneleri küçülterek daha fazla alanı görüntülerler. Kısa odak uzaklıklı objektifler az ışıklı ortam çekimlerine ve sehpasız yapılan çalışmalara da olanak sağlarlar.

İnsan ve mimari detay fotoğraflarında optik özellikten kaynaklanan bozunumlar sıkça kullanılır. Bu bozunumların fotoğrafa kattığı farklı etki, fotoğrafın kendine özgü estetiği ve özel dili olarak tanımlanabilir (S:102, Fotoğraf: 4.11).

Kısa Odak Uzaklıklı Objektif Kullanımının Neden Olduğu Sınırlılıklar ve Sorunlar

Kısa odak uzaklıklı objektiflerle çalışırken geniş bir açıyla görüntüleme çalışması yapıldığı için, fotoğraflanan alanda yer alan konu ve nesnelerin bir karmaşa içinde algılanması sorunu yaşanabilir. Bu yüzden geniş açıların fotoğraflanması sırasında görüntü ve kompozisyon dikkatle ele alınmalı, gereksiz ayrıntıların çerçeveye girmesinden olabildiğince kaçınılmalıdır.

Kısa odak uzaklığının neden olduğu sorunlardan biri de “distorsiyon” diye tanımlanan, nesnelerin görüntülenmesinde meydana gelen form bozulmasıdır. Geniş açılı objektiflerin belirgin biçimde yarattığı bu bozulma, bakış açısı büyüdükçe daha da belirgin hale gelir. Nesneler gerçekte olduklarından daha farklı bir formda, zaman zaman eğilip bükülmüş, köşelerde yer alan nesneler yamulmuş bir biçimde görüntülenir.

Çok geniş açılı objektiflerin bir bölümü bu form bozukluğunu yaratırken, bir bölümü ise, düzeltilmiş optik sistemi sayesinde, bozulmayı engelleyebilmektedir. Bu objektifler “distorsiyonlu” ve “distorsiyonsuz” olarak da tanımlanabilirler (S:103,104, Fotoğraf: 4.12 ve 4.13).

Yalnızca kısa odak uzaklıklı objektiflerin sorunu olmamakla beraber, bu grupta önemli ölçüde sorun yaratan bir durum da, fotoğrafın kenar çizgilerinde meydana gelen içbükey ve dışbükey eğilmelerdir.

Özellikle bazı geniş açılı objektiflerle çekimi yapılan resimlerin aslında düz olan dış çizgileri ya da çerçeveleri dışbükey (S:104, Fotoğraf: 4.14), bazı dar açılı objektiflerle yapılanları ise içbükey biçimde eğik olarak görüntülenirler (S:105, Fotoğraf: 4.15). Bu sorunun aşılması için kullanılacak yöntem, objektifin görüntü alanının tamamen kullanılmaması, bakış açısının kenarlarında boşluk bırakılması olabilir

Merkeze yaklaştıkça bozulma azaldığı için daha düz çizgilerin elde edilmesi mümkün olabilir (S:106, Fotoğraf: 4.16).

Sayısal fotoğraf makinelerinin yazılımlarında ya da Raw uzantılı çekilen fotoğrafların işlendiği yazılımların menülerinde bu sorunu aşmak üzere hazırlanmış özel düzeltme ekleri bulunmakta, özel yazılımlar üretilmektedir (S:107, Fotoğraf: 4.17).

Objektiflerin görüş alanında ya da bu alana yakın olan ışık kaynakları, mercekler üzerinde istenmeyen parlamalar oluşturabilir (S:107, Fotoğraf: 4.18). İç yansıma (şare) olarak adlandırılan bu durum, zaman zaman fotoğrafı olumlu yönde etkileyerek özel bir estetik oluşturabildiği için özellikle görüntüye alınabilmektedir. Bu sorunun ortadan kaldırılabilmesi için yansımayı önleyen ek malzemeler kullanılması gerekir.

Parasoley, sözünü ettiğimiz yansıma sorununun azaltılması ya da yok edilmesi için sıklıkla kullanılan yardımcı araçlardan biridir.

Filtrelerin çerçeve et kalınlıkları bile kenarlarda kararmalara yol açabilirler. Bu yüzden inceltilmiş filtrelerin kullanılması gerekir. Birçok objektifte koruma ya da özel etkiler elde etmek amacıyla kullanılan filtreler, çok geniş açılı objektiflerde kullanılamazlar. Çok geniş açılı objektiflerin ön mercek formları önlerine filtre takılmasına engel olur. Özellikle dış mekân çekimleri sırasında toz ve yağmur gibi etkenlerden korunmalı, sıvı ile temas etmesi engellenmelidir.

Kısa odak uzaklıklı objektiflerin özelikle çok geniş açılı olanlarında yaşanan ortak sorunlardan biri de, köşelerde yaşanan ışık azalması yani kararmadır. Bu optik sorun, “vignette” sorunu olarak tanımlanır. Bazı makine üreticilerinin optik sorunları ortadan kaldırmak amacıyla makinelerin çekim menülerine eklediği düzeltme seçenekleri bulunmaktadır. Kararma düzeltme seçeneği bunlardan biridir.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v