Finansal Yönetim 1 Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Finansal Yönetim Ve Fonksiyonları
Finansal yönetimle ilgili kararlar verilirken, yatırım kararları, finansman kararları, dividant kararları olarak üç önemli konuda karar vermek zorundadır. Bu kararlardan dividant kararları aşağıdakilerden hangisidir.
Faaliyet sonucu oluşan kârları nasıl dağıtılacaktır kararlarının verilmesidir.
Büyük bir işletmenin tipik bir organizasyonda bir finans yöneticisinin kimdir ve görevleri nelerdir?
Büyük işletmelerde genellikle fon yöneticisinin ve muhasebe yöneticisinin faaliyetlerini yönetmek üzere genel müdür yardımcısı düzeyinde finans yöneticisi vardır. İşletmeler büyüdükçe finans yöneticisiyle birlikte kontrolör ya da muhasebeciye de yer verilmektedir. Finans veya fon yöneticisi nakit yönetimi, kredi yönetimi, sermaye harcamaları, kaynak sağlanması, kâr-payı ödemeleri, emeklilik fonlarının yönetimi, finansal planlama ve analizi, döviz yönetimi gibi görevlerden doğrudan sorumludur.
İşletmelerde bir muhasebecinin görevleri nelerdir?
Bir işletmede muhasebecinin görevleri arasında, vergilerden, finansal tabloların hazırlanmasından, maliyet muhasebesinden, iç denetimden, bütçelerin hazırlanmasından ve işletmenin özelliğine bağlı olarak ilave edilecek görevlerden sorumludur.
Finansal yönetimin fonksiyonları olarak, işletmelerin faaliyet özelliklerine bağlı olarak çok sayıda kısa ve uzun vadeli reel varlıklara yatırım yapmak zorundadır. Burada adı geçen “reel varlıklar” nedir?
Finansal yönetimin fonksiyonları olarak, işletmelerin faaliyet özelliklerine de bağlı olarak çok sayıda kısa ve uzun vadeli reel varlıklara yatırım yapmak zorundadır.Reel varlıklar, makine, binalar araç gibi maddi varlıkları ifade eder.
Finansal yönetimin fonksiyonları olarak, işletmelerin faaliyet özelliklerine bağlı olarak çok sayıda kısa ve uzun vadeli varlıklara yatırım yapmak zorundadır. Bu varlıklar arasındaki gayri maddi yatırımlar nelerdir?
Bir işletme aynı zamanda maddi varlıkların yanında teknik uzmanlık, markalar, patent gibi varlıklara da yatırım yapılması gerekir. Bu tür yatırımlar ise gayri maddi yatırımlardır.
İşletmenin başarısında uzun vadeli yatırımların etkisinin büyük olması ve kararlardan geri dönme maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle titiz araştırmalar ve analizler sonucunda yatırım kararlarının verilmesi gerekir. Bu tip çalışmalara ne isim verilir.
İşletmenin başarısında uzun vadeli yatırımların etkisinin büyük olması ve kararlardan geri dönme maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle titiz araştırmalar ve analizler sonucunda yatırım kararlarının verilmesi gerekir. Bu tip çalışmaları fizibilite çalışmaları ismi verilir.
Bir işletmede uzun süreli varlıkların yanında kısa süreli varlıklar ile ilgili yatırım kararları da önemlidir. Kısa süreli varlıklar olarak en az bir yılda en az bir kez paraya döndürülen çalışma sermayesi ve işletme sermeyesidir. Söz konusu olan kısa süreli varlıklara ne isim verilir.
Dönen varlıklar, dönen Varlıklar olarak bir işletmenin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için gerekli olan ve en az yılda bir kez paraya döndürülen varlıklardır. Firmalar günlük faaliyetlerini yürütebilmek için kısa süreli varlıklara ihtiyaç duyarlar. Nakit, menkul değerler, alacaklar ve stoklar başlıca kısa süreli varlıklardır. İşletmeler günlük faaliyetlerini sürdürmesi yanında, beklenmedik nakit ihtiyaçlarını karşılamak ve çıkan iş fırsatlarını değerlendirmek üzere kasasında belirli bir miktarda para ve para benzerlerini bulundurmak durumundadır.
Finans literatüründe işletmelerin sermaye yapısının belirlenmesiyle ilgili farklı görüşler vardır. Bunlar; Net gelir yaklaşımı, net faaliyet geliri yaklaşımı, geleneksel yaklaşım ve Modigliani-miller yaklaşımıdır. Bunlardan geleneksel yaklaşım nedir.
Geleneksel yaklaşımda, işletme belirli bir borç oranına kadar ortalama sermaye maliyetini düşürebilir. Bu noktadan sonra borç miktarı arttığında ortalama sermaye maliyeti yükselecektir. Ağırlıklı ortalama sermaye maliyetinin minimum olduğu nokta, optimal borç / öz sermaye oranı, diğer bir ifade ile optimal sermaye yapısı olacaktır. Dolayısıyla işletmeler optimal noktaya kadar borçlanarak işletmenin değerini maksimize edebileceklerdir denilir.
Finans yöneticileri tüm kararları işlemenin amaçları doğrultusunda alırlar. İşletmelerin kararları kar maksimizasyon kriterlerine göre verilir. Bu minimum girdi ile maksimum çıktının elde edilmesidir. Ama kar maksimizasyonun eksik yönleri de vardır ve bu eksik yönler hangileridir?
İşletmelerin kaynak kullanım kararları kâr maksimizasyonu kriterine göre verilir. Bu, minimum girdi ile maksimum çıktının elde edilmesi anlamındadır. Kar maksimizasyonunun nihai amaç olarak alınası hissedarların çıraklarına ters düşmektedir. Çünkü kâr maksimizasyonu, hisse sahiplerinin varlıklarının maksimum olması anlamına gelmeyebilir. Benzer şekilde işletme araştırma-geliştirme gibi uzun vadede getiri sağlayacak faaliyetlerden vazgeçerek de kârını artırabilir. Hisse senedi çıkararak tahvile yatırım yapıldığında hisse senedi sayısı artacağı için hisse başı kârda düşme olacak, hissedarların varlıkları, servetleri artmayacaktır.
Genel olarak kârın maksimize edilmesi amacı açık da değildir. Kâr denildiğinde, uzun dönemli kâr, kısa dönemli kâr, mutlak kâr ya da karlılıktan mı bahsedildiği anlaşılmamaktadır.
Anonim şirketlerin en önemli özellikleri nelerdir?
Anonim şirketler, en kolay büyüme olanağına sahip ortaklık türüdür. Hem sermaye artırımı hem de borçlanma olanağı diğer şirketlere kıyasla kolaydır. Bu şirketlere ortak olmak ya da ortaklıktan ayrılmak, özellikle hisse senetleri borsada işlem gören şirketler için çok kolaydır. Dolayısıyla anonim şirketlerin ömrü, ortakların ya da yöneticilerin ömrüyle sınırlı değildir. Ülke gelişiminde anonim ortaklıkların, özellikle halka açık anonim ortaklıkların önemi büyüktür. Anonim ortaklıklar, sorumluluğun ve riskin sınırlı olması nedeniyle küçük tasarrufların sanayi kuruluşlarına yönelmesini kolaylaştırmakta, sermaye birikimini hızlandırarak sermayenin tabana yayılmasına olanak sağlamaktadır. Sermayesi belirli ve paylara bolünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız mal varlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur, şeklinde tanımlanmaktadır.
Vade ne anlama gelmektedir?
Vade yatırımların nakde dönüşüm süresidir. Kıs, orta ve uzun vadeli olarak alınmaktadır. En fazla bir yıla kadar olan vade kışı, 1-3 yıla kadar olan vade orta, 3 yıldan fazla ona vade ise uzun olarak kabul edilmektedir. Genelde stratejik yatırım kararları uzun vadeli kararlardır.
İşletmeler fon ihtiyaçlarının nasıl ve nereden karşılarlar?
İşletmeler için önemli karar alanı fon ihtiyacının karşılanmasıdır. Burada diğer önemli husus ise kısa ve uzun süreli varlıkların nasıl finanse edileceğidir. Bu konuda işletme değerini maksimize edecek kararlar alması beklenir. İşletmeler sermaye ihtiyaçlarını borç veya öz kaynaklar olmak üzere iki kaynaktan sağlayabilirler. Öz kaynak ve borç toplamı işletmenin toplam kaynaklarını ve işletmenin yapısını oluşturur. Öz kaynaklar işletmenin ortaklarının haklarını gösteren kaynaklardır. Dış kaynaklar ise işletmenin nakit ihtiyacının dış kaynaklardan finanse etmesidir.
Modigliani-Miller yaklaşımında işletmenin değerini nasıl açıklanır?
Franco Modigliani ve Merton Miller tarafından ortaya atılmıştır. Vergilerin, asimetrik bilgilerin, işlem maliyeti, iflas maliyetinin olmağı etkin bir piyasada işletmelerin değeri sermaye yapısından etkilenmez. İşletmenin değeri ait olduğu sektörün riski ve işletmenin gelecekte yaratacağı nakit akışları belirler. İşletme değeri sermaye yapısından bağımsızdır. Tartılı ortalama sermaye maliyeti farklı borç oranlarında değişmemektedir.
Hisse senetlerinin özellikleri nasıldır?
Öz kaynakların ya da hisse ile temsil edilen ortaklıklarda hisse senetlerinin belirli bir vadesi yoktur. Hisse senetleri sonsuz süreli finansal varlıklardır. Hisse senedi veya öz kaynaklı finansmanda faiz ve anapara ödemesi gibi zorunlu ödeme yoktur ama kâr payı ve sermaye kazancı söz konusudur. İşletme elde ettiği karın bir kısmını ortaklarına kâr payı olarak verebilir. Ayrıca işleme değerinin artmasıyla ortaların sahip oldukları payın değeri de artacağından sermaye kazancı da ortaya çıkacaktır. Ancak kâr payı ve sermaye kazancı, faiz gibi belirlilik taşımaz. Faaliyetlerden elde edilen kar, genel kurul kararıyla kâr payı olarak hissedarlara dağıtılabilir. Bu nedenle işletme açısından hisse senedi yoluyla finansmanın riski borçla finansmana göre daha düşüktür.
İşletmenin kar dağıtım kararlarında sinyal etkisi ve davranışsal finans nedir?
Kâr payı dağıtım politikasının işletme değerine etkisi konusunda sinyal etkisindenve davranışsal finansınilgili görüşünden de bahsedilebilir. Yatırımcıların işletmeyle ilgili bilgileri, işletmenin geçmiş dönemlerine ilişkin durumunu yansıtan finansal tablolarına dayalıdır. Hissedarlar geçmişten daha çok gelecekle ilgili olduklarından işletmenin dağıttı kâr payı işletmeyle ilgili önemli ipuçları vermektedir. Geçmiş yıllara göre daha fazla kâr payı ödenmesi olumlu, daha az kâr payı ödenmesi olumsuz olarak algılanır. Kâr paylarında artış ve azalışlar piyasalara, işletme yönetimin işletmeyle ilgili beklentileri konusunda sinyal göndermektedir.
Davranışsal finansta ise yatırımcıların kâr payını sermaye kazancına göre neden tercih ettikleri yatırımcı psikolojisiyle açıklanmaktadır. Davranışsal finansta bireylerin kararlarında rasyonellikten uzaklaşabileceği, sezgisel davranışlarla hareket edebileceği yapılan deneysel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Bireylerin kaybetmeleri halinde yaşadıkları üzüntü¨, kazanmaları durumundaki sevinçlerinden daha fazla olmaktadır. Bu nedenle kişiler risk üstlenmekten kaçınarak rasyonellikten uzaklaşabilmektedirler.
10
Kar maksimizasyonundan ne anlaşılır?
İşletmelerin karalarını maksimum yapacak şekilde hareket etmelidirler. Mikroekonomide işletmelerin amacı kâr maksimizasyonu olduğu belirtilir. Kâr maksimizasyonu sermayenin etkin kullanımı üzerine odaklanmaktadır. İşletmelerin finansal amacı olarak yakın zamana kadar en çok belirtilen amaç klasik kâr maksimizasyonu amacı idi. Finans fonksiyonunun ekonomik koşullardaki değişimlere paralel olarak gelişmesi ve ek boyutlar kazanması, işletme amaçlarının yeniden tanımlanmasına gerek olmuştur. Önceleri işletmeler nihai amacı olarak kar maksimizasyonu ya da karın en çoklaması kavramı gelişen ekonomik koşullara ve değişen değer yargılarına cevap verememekte ya da rasyonel olmayan kararların alınmasına neden olmaktaydı.
İşletme değerini nasıl maksimum yapabilir?
Karı maksimum yapmak zaman ve risk boyutunu da beraberinde getirmektedir. Finansal kararlarda risk boyutunu ele alan üç amaçtan bahsedilmektedir. Bu amaçlar uzun vadede işletme değerine maksimize etmek, ortakların varlıklarını maksimize etmek ve hisse senetleri piyasa değerini maksimize etmektir. İşletme firma değerini maksimize etmesi ortakların varlıklarının da maksimize etmesi analına gelir. Bu amaçla uygun koşullar altında piyasanın etkin olduğu işletmenin halka açık olduğu, işletme yöneticilerinin ortakların varlıklarını maksimize edecek şekilde davrandığı varsayılır. İşletmenin değerini maksimize etme amacı sadece ortakları ve öz sermayeyi değil aynı zamanda işletme ile ilgili diğer tüm paydaşlar olarak, yöneticiler, çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler, işlemeye borç verenler, devlet ve çevrenin de dikkate alınması gerekir.
Bir işletmenin piyasa değeri nedir?
Bir işletmenin piyasa değeri arz ve talebe bağlı olarak belirlenen değeridir. İşleme piyasa değeri, hisse senedi ihraç etmiş bir işletmeyse, hisse senetleri piyasa fiyatına dayalı olarak ölçülür. Hisse senetlerinin piyasa değeri menkul kıymetler piyasasında işlem gören senetlerden oluşur. Dolayısıyla işlemenin piyasa değeri, işletmenin performansının bir göstergesidir. Bununla birlikte hisse senedi fiyatları sadece işletmeye bağlı faktörlere göre değil, diğer pek çok faktörün etkisi altındadır. Uluslararası piyasalardaki hareketler, ülkenin ekonomik koşulları, yatırımcıların gelecekteki beklentileri gibi pek çok faktör hisse senedi fiyatlarını etkilemektedir.
Temsil maliyeti nedir?
İşletmelerde sahiplik ile yönetimin birbirinden ayrılmasından doğan çıkar sonucu sorunundan kaynaklanan maliyettir. Günümüzde yüzlerce ortağı bulunan şirketler profesyoneller tarafından yönetilmektedir. Bu durum hissedarlar ile karar verme yetkisi olan yöneticiler arasında çıkar çatışmasına sebep olmaktadır. Yönetim ile ortaklığın farklılaşması, işletme değerini maksimize etme amacına ters düşen sorunları ortaya çıkarmaktadır. Yöneticiler, kendi faydalarını maksimize etme ile işletme değerini maksimize etme amacının ne kadar yerine getirebilmektedirler. Yöneticiler ortakların varlığı maksimize etmek yerine kendi çıkarlarına yönelik karar alma yönünde karar verebilmektedirler
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 1 Gün önce comment 11 visibility 16723
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1059
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 552
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2619
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 826
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25489
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14446
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12481
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12440
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10365