Aile İçi Uyumlu Etkileşim Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Aile İçi Stres Ve Başa Çıkma Yolları
Ailenin bireyin ve toplumun üzerine en önemli etkisi nedir?
Statüsü ne olursa olsun toplumu oluşturan her
bireyin toplum içinde yaşayabilmek için gerekli bilgi
beceri ve yetenekleri kazandığı ilk yer aileleridir.
Bireylerin aldığı bu değerler, daha sonra toplumun
değerleri haline gelmektedir. Bu nedenle aileler
olabildiğince sağlıklı, iyi bir iletişim içinde, özgür,
kendinin ve diğer insanların istek ve ihtiyaçlarının
farkında, kendisi ve toplum ile barışık bireyler yetiştirirse,
toplum da o kadar sağlıklı ve istenilir düzeyde olur.
İletişim nedir? Ne gibi örnekler verilebilir?
Genel olarak iletişim, bireyler, gruplar ve
toplumlar arasında söz, yazı, görüntü ile el-kol hareketleri
vb. simgeler aracılığı ile duygu ve düşüncelerin karşılıklı
olarak iletilmesini sağlayan bir etkileşim sürecidir. İki
insanın birbiriyle konuşması, bakışması, birbirine
dokunması, gülümsemesi ya da kaşlarını çatması vb. birer
iletişimdir.
Çocuğun temel gereksinmeleri nelerdir? Açıklayınız.
Çocuğun temel gereksinimlerini şu şekilde
sıralamak mümkündür:
• Dokunulma: Çocuk yetiştirilirken ihtiyaç
duyduğu en önemli duygulardan birisi
dokunulma duygusudur. Annenin ya da babanın
çocuklarına dokunmaları çocuğu psikolojik
olarak çok mutlu eder. Kendisini güvende
hissetmesini sağlar. O dokunmadan büyük güç
alır. Bu nedenle çocuk tutulmalı kucaklanmalı
okşanmalı sevilmelidir. Bütün bu eylemeler
çocuğun şiddetle ihtiyacı vardır.
• Güven: Çocuk kendisine güvenildiğini bilirse
güç kazanır. O güvene layık olmak için çaba
içerisine girer. Güveni zedeleyici davranışlardan
kaçınır. Güven son derecede önemli bir
duygudur. Çocuğa güven duygusunun önemi
çocuğa güvenilerek daha çocuklukta
öğretilmelidir.
• Yapı/düzen: Çocuğa yön verme, örnek olma,
yapabileceği ve yapamayacağı davranışların
sınırlarını belirtme, tutarlı hareket etme gibi
kavramları içerir. Çocuk yaşama ilişkin hemen
her şeyi ailede öğrenir. Normal olarak bir çocuk
hayata hiçbir şey bilmeden gelir ve ailesinde
hemen her şeyi öğrenir. Bu öğrenme aşamasında
çocuğun yönlendirmeye ihtiyacı vardır. İşte bu
yönlendirme anne baba tarafından yapılır. Çocuk
bu sayede en basit ifade ile neyin doğru neyin
yanlış olduğunu neleri yapıp neleri
yapamayacağını öğrenir.
• Sosyalleşme: Çocuğun duygularını olduğu gibi
tanımlama, onu yansıtma, ona zaman verme, dış
dünya ile arasında köprü görevini görme,
özdeşim kurabileceği bir kişi olma gibi
kavramları içerir. Aile ortamı çocuğun
sosyalleşmeye ilişkin ilk bilgileri aldığı bir
ortamdır. Anne baba çocuğa sosyalleşme
konusunda bilgiler vererek onu toplumla
bütünleşmeye hazırlarlar. Çocuk ailede aldığı
bilgiler sayesinde toplum içerisine çıktığında
yabancılık hissetmez. Topluma kolaylıkla uyum
sağlar.
• Uyarılma: Oyun yoluyla ve çocuğun dünyasına
giren değişik olaylarla acı, haz, neşe, heyecan
gibi duyguları açığa çıkarma gibi kavramları
içerir. Hiçbir şekilde tartışılamayacak bir gerçek
vardır. O da çocuk oyunla büyür. Oyunsuz çocuk
olmaz. Oyun sayesinde çocuk kendisini geliştirir.
Anne babanın üzerlerine düşen temel
görevlerden birisi çocuk ile her fırsatta sürekli
olarak ve mümkün olduğunca çok oynamalarıdır.
Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel ögesi nelerdir?
Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel ögesi
vardır. Bunlar sevgi ve disiplindir. Anne ve babanın
yaklaşımında, bu iki etmenin ölçüsü ve kararlılığı
çocuğun davranışlarını büyük ölçüde belirler. Anne ve
baba çocuğu yetiştirirler iken ellerinde bulunan bu iki
ögeden yararlanmak zorundadırlar.
Anne babanın sevgi ve disiplin ögelerini farklı
dozajlarda kullanmalarından kaynaklanan tutumları
arasında neler sayılabilir?
Anne babanın sevgi ve disiplin ögelerini farklı
dozajlarda kullanmalarından kaynaklanan tutumlar
şunlardır:
1. Baskıcı otoriter katı ve sıkı anne baba tutumu,
2. İlgisiz ve kayıtsız anne-baba tutumu,
3. Gevşek anne-baba tutumu (çocuk merkezci aile),
4. Dengesiz ve kararsız anne-baba tutumu,
5. Koruyucu anne-baba tutumu,
6. Mükemmeliyetçi anne-baba tutumu,
7. Kabul edici, güven verici ve demokratik annebaba tutumu,
8. Şiddetli reddedici anne-baba tutumu,
9. Abartılmış sevgi ve aşırı koruyucu anne-baba tutumu,
10. Amaçsız hoşgörülü anne-baba tutumu,
11. Aşırı baskıcı ve otoriter anne-baba tutumu,
12. Hoşgörülü anne-baba tutumu.
Ailenin sıkı bir disiplin uygulaması çocukta ne gibi etkiler bırakır?
Ana baba tarafından aşırı disipline maruz
bırakılan çocuklar; aşağılık duygusu içerisinde olurlar
ayrıca çekingen, içine kapanık, hata yapmaktan korkan,
aşırı hassas bir karakter yapısına sahip olurlar. Öte yandan
sürekli kusur arandığını bildiği için çocuk devamlı
tetiktedir; streslidir; kendisini baskı altında hisseder.
Çocuk sürekli olarak “Acaba yine ne hata yaptım? Yoksa
yaptığım yanlış mı? Annem babam bunu duyarsa görürse
ne der? ” gibi kaygılar taşır. Sürekli bir tedirginlik içinde
olduğu içinde normalden, olması gerekenden daha fazla
hata yapar. Bütün bunların sonunda çocuk kendi iç
dengesini yitirir. Uçlara kayar yani ya tümüyle çığırından
çıkar ve ele avuca sığmaz olur, ya da tamamen renksiz,
kişiliksiz, varlığı yokluğu belli olmayan birisi haline gelir.
İlgisiz, kayıtsız ve pasif anneler çocuklarına karşı nasıl bir tutum içindedir?
İlgisiz, kayıtsız ve pasif anne babaya sahip olan
çocuğun isteklerine hiçbir denetim ve sınırlama gelmez.
Çocuklarını aşırı derecede ihmal ederler ve onların ilgi,
yetenek ve ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalırlar. Bu tür
ailede çocuk sevgiden de disiplinden de yoksundur. Adeta
çocuk sevgisiz bir ortamda kendi kendine büyümeye
bırakılmıştır.
İlgisiz, kayıtsız ve pasif anne babaya sahip olan çocuk nasıl etkilenir?
Bu durum çocuğun agresif bir davranış içerisine
girmesine neden olur. Bu durumdaki bir çocuğun
çevresinden tek isteği anne babadan birazcık, sevgi, şefkat
görebilmektir. Bu amaçla dikkat çekerek anne babaya
varlığını ispatlamaya çalışır. Bunu çoğu kez
başaramayınca sonraki aşamaları uygulamaya başlar. Bu
durumun sonucu olarak da evde bulamadığı sevgiyi
dışarıda aramaya çalışır. Anne babadan uzaklaşır bir
müddet sonra da kopar.
İlgisiz, kayıtsız ve pasif ebeveynlerin sahip oldukları önyargılar nelerdir?
Bu önyargılar “çocuk şımarabilir; “yarın öbür gün anneyi,
anne, babayı, baba olarak bilmez” ; “evde anne babanın
otoritesi sarsılır” ; “doğru anne baba tavrı böyle
olmalıdır”; “çünkü benim anne babam da bize böyle
davranırdı” ; “demek ki doğrusu budur” vs. gibi
düşüncelerdir.
Agresif saldırgan ve suça yönelik davranışlar gösteren çocukların davranışlarını değiştirmek için neler yapılabilir?
Genel kural olarak davranışı değiştirmek için
önce olumlu olanların pekiştirilmesi gerekir. Çocukla iyi
bir iletişim kurulduktan sonra çocuğun olumsuz
davranışlarına yönelmek daha doğru bir yaklaşımdır.
Daima işe önce kolaylıkla düzeltilebilecek olan
davranışlardan başlanılmalıdır. İlerleme kaydettikçe
çocuğa manevi ödüller verilmelidir. İlgisiz bir ailede
büyüyen çocuğun sadece bir tek amacı vardır. O da
birazcık şefkat alabilmek dikkat çekmek ve varlığını
ispatlayabilmektir.
Gevşek anne-baba tutumu nedir ve ne gibi karakteristik özellikleri vardır?
Gevşek anne baba tutumu “Çocuk Merkezli Aile”
olarak da bilinir. Anne babanın çocuğa egemen olma ve
onun üzerinde baskı kurma eğilimi yerine, çocuğun başına
buyruk yetişmesi, dilediğince davranması ve çocuğun
üzerinde aile denetiminin olmaması durumudur. Bu tip
anne babaya mensup ailede çocuğun aşırı hareket ve
davranış serbestliği vardır. Bu tür anne babalar çocuğu
aşırı serbest bırakırlar. Bu durum çocuğun denetimsiz bir
ortamda başına buyruk yetişmesine zemin hazırlar. Bu tip
ailelerde anne babanın isteklerinden çok çocuğun istekleri
ön plandadır. Çocuğun ailede tek çocuk olduğu hallerde
bu duruma daha sık rastlanır. Çocuk adeta ailedeki tek
inisiyatif sahibi kişi konumundadır.
Gevşek anne-baba tutumunun çocuk üzerindeki etkileri nelerdir?
Çocuğun böylesine bir ortamda yetiştiriliyor
olması onu doyumsuz bir birey haline getirir. Doyumsuz
bir birey haline gelen çocuk geliştirdiği karakter yapısıyla
anti sosyal bir kişilik özelliği sergiler. Bencil, sorumsuz,
çabuk kızan ve darılan, sabırsız, gururlu, kibirli, kendini
beğenen şımarık, her dediğinin anında olmasını isteyen
davranış özellikleri gösterir. Böyle çocuklar sosyal ortama
uyum sağlamakta güçlük çekerler. Gerçek yaşam onların
düşündüklerinin aksine son derece gerçekçi ve
acımasızdır. Bu nedenle bu çocuklar gerçeklerle
karşılaştıklarında ve her dediklerinin olmadığını görünce
hayal kırıklığına uğrarlar. Bu hayal kırıklığı karşısında
büyük bir şok yaşarlar ne yapacaklarını bilemezler ve
kendi iç kabuklarına çekilirler. Bu tip ailelerde yetişen
çocuklar doğal olarak şımarık olurlar. Çocukluklarında
her ortamda her istediklerini elde ettikleri için
doyumsuzdurlar.
Tutarsız dengesiz ve kararsız anne baba tutumunun
çocuk üzerinde ne gibi etkileri vardır?
Bu tür anne babalar çocuk eğitiminde kararsızlık
içerisindedirler. Birinin doğru olarak gördüğü durum
diğeri tarafından yanlış olarak değerlendirilir. Yani anne
baba çocuğun eğitiminde hangi yöntemin doğru olduğu
çocuğa nasıl bir eğitim verecekleri konusunda henüz
kendi aralarında anlaşamamışlardır. Bu durum da çocuğu
kelimenin tam anlamıyla iki arada bir derede bırakır.
Çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkiler. Neyi,
nerede ve ne zaman yapacağını bilemeyen çocuk;
yumuşak huylu, ılımlı, ürkek, söz dinleyen, pasif bir
çocuk olmak veya kendini ispatlayabilmek için sinirli,
kavgacı, çabuk öfkelenen, tepkisel bir kişilik yapısı
geliştirebilir. Bu tip ailelere genellikle genç ebeveynlerde,
yeni evli çiftler arasında rastlanır ve ilk çocuğun
yetiştirilmesi sırasında görülür. Buna bağlı olarak çocuk
asi, hırçın inatçı olabileceği gibi içine kapanık ve pısırık
da olabilir. Çocuk dikkatini toplayamaz ve uzun süre bir
işe odaklanamaz olabilir. Dikkatsizlik ile ilgili sorunlar
yaşamaya başlar. Çocuk anne veya babadan birisine çok
yaklaşırken diğerinden uzaklaşabilir. Çocukta yalan
söyleme, kaypaklık gibi hastalıklar başlayabilir. Çocuk
bencil ve şımarık olur. Bu yüzden arkadaş çevresinde
sevilmez. Çocuk evde veya okulda anne babasının
dikkatini çekmek için alışılmadık davranışlar sergiler.
Ailesi çocuğa model olamadığı için çocuk kendine başka
modeller seçer. Gençlik dönemlerinde çocuk, vaktinin
tümünü arkadaşları ile geçirir. Genç yaşta çocuk zararlı
alışkanlıklar edinmeye meyilli olur.
Tutarsız, dengesiz ve karasız ebeveynlerin olduğu bir
ailenin tipik özellikleri nelerdir?
• Anne baba aşırı rahattır, çocuğun dünyasına
girmek gibi bir kaygıyı hiçbir şekilde taşımazlar.
• Anne babada aslında çocuğun sorumluklarından
kaçma eğilimi vardır. Söz gelimi okul-aile birliği
toplantılarına gidilmesi her zaman eşler arasında
sorun olur.
• Anne baba tutum ve davranışları ile çocuğa
örnek bir model olamazlar.
• Genellikle bu aile tipi davranış anne ve babanın
her ikisinde aynı anda görülmez.
• Çoğunlukla aile de çalışan birey hangisi ise
ilgisiz aile davranışı onda görülür. Eşlerin her
ikisinin çalıştığı durumlarda ise genellikle aile
bütçesine daha fazla katkı yapan bireyde görülür.
• Bu tip ailelere çok çocuklu ailelerde rastlanma
ihtimali daha fazladır.
Koruyucu ailenin karakteristik özellikleri nelerdir?
Bu tür anne babalar, el bebek gül bebek
büyüttükleri çocuklarını aşırı bir kontrol ortamı içerisinde
büyütürler. Anne baba adeta çocukların üzerlerine
titrerler. Çocuğa gerektiğinden fazla özen ve kontrol
gösterilir.
Koruyucu anne baba tutumunun çocuğun kişilik
gelişimi üzerinde kalıcı etkileri nelerdir?
• Çocuk aşırı duygusal olur.
• İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak
yaşamak gereğini duyar.
• Kendi ayakları üzerinde durabilecek hale
gelmesi uzun yıllar alır.
• Çocuk toplum içinde kendi başına iş yapma
cesaretini gösteremez.
• Çocuk anne babasından ayrı kalmakta zorlanır.
İleri yaşlarda bile sürekli olarak anne babasını
yanında ister.
Mükemmeliyetçi anne baba tutumunun özellikleri nelerdir?
Bu tür anne babalar, kendilerinin ulaşamadıkları
ideallere çocuklarının ulaşmasını isterler. Ancak bunu
isterken çocuklarının kapasitesine bakmazlar. Her alanda
başarılı olmak çocuğun üzerine ağır bir yük olarak
bindirilir. Kendi çocukluğunda yapamadıklarının,
gerçekleştiremediklerinin, içinde ukde kalan her şeyin
çocuğu tarafından gerçekleştirmesi özlemi içerisindedir.
Mükemmeliyetçi ailelerde anne babaların kendi kuralları
ve kalıpları vardır. Çocukların ise bu kurallara uymaktan
başka şansları yoktur. Mükemmeliyetçi anne babalar
çocuklarının din, ahlak ve toplum kurallarına aşırı
derecede uymasını beklerler. Çocuğun arkadaşlarının
seçimi bile ailenin görevidir.
Mükemmeliyetçi anne baba tutumu çocuğun kişiliğini nasıl etkiler?
Mükemmeliyetçi anne baba tutumu olan ailede
yetişen çocuk ağır nörotik gelişim gösterir. Kişilik ve
karakter yapısı genelde çok katıdır, esneklik yoktur. Bu
tip çocuklar için bir şey ya siyah ya da beyazdır. Siyah ile
beyaz arasında bulunan milyarlarca gri ton v ve diğer
renkler yaşamında yer almaz. Ona göre bir şey veya
kimse ya iyi ya da kötüdür. Çocuk daima bir çatışma
kendi içinde bir çatışma yaşar. Kendi doğal içgüdüleri ile
kendisine dayatılan ağır kurallar arasında sıkışıp kalır..
Çocuk her işte en iyi ve en üstün olmak ister. Ancak
yaşamın gerçekleri son derecede acımasızdır. Bu nedenle
çoğu kez bu arzusunu gerçekleştiremez. İstediği düzeyi
yakalamayınca hayal kırıklığına uğrar. Bu durum onda
aşağılık duygusunun gelişmesine neden olur. Üzerine
bindirilen bu ağır yükün altında ezilen çocuk çocukluğunu
yaşayamaz, sağlıklı bir kişilik gelişimine sahip olamaz.
Ebeveynine karşı sevgi ve nefret karışımı duygular
içerisinde olur. Anne babanın çocuktan beklentileri
doyumsuz olduğu için çocukta doyumsuz olur. Çocuk
nerede duracağını bilmez ve çocuğun duracağı son
noktayı daima başta anne baba olmak üzere başkaları
koyar. Çocuk üzerindeki bu tür baskılar nedeniyle yaptığı
her işte en iyi olmayı ister fakat istediği seviyeyi
yakalayamayınca hayal kırıklığı yaşar.
Kabul edici, güven verici ve demokratik anne baba
tutumu ne tür davranışlar ortaya çıkarmaktadır?
Bu tür anne baba tutumlarında çocuğa karşı anne
babanın içten ve derin bir sevgisi hissedilir. Bu tür anne
babalar çocuğa karşı olumlu rol modeli oluştururlar.
Çocuklarına sorunlarının çözümü konusunda rehberlik
yaparlar. Çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarına her zaman saygı
gösterirler. Çocuk ailenin bir bireyi olarak kabul edildiği
için çocuğun fikri de önemlidir. Bu tip ailelerde anne
babalar çocuğun en iyi şekilde yetişmesi için gereken
özeni gösterirler ve yeri zamanı gelince gerekli önlemleri
alırlar.
Kabul edici, güven verici ve demokratik anne baba
tutumu çocuk üzerinde ne gibi etkiler bırakır?
Çocuk demokratik ve güven verici bir ortam da
yetiştiği için; kendisine ve çevresine saygılı, duyarlı,
kendi sınırlarını bilen, hoşgörülü, açık fikirli, girişken,
yaratıcı, aktif, kendi inandıklarını sonuna kadar
savunabilen, fikirlerini serbestçe söyleyebilen,
başkalarının fikirlerine saygı duyan, fikirleri
doğrultusunda hareket eden, kişilik yapısı ve davranışları
açısından dengeli, sorumluluk duygusu gelişmiş, kurallara
ve otoriteye karşı körü körüne bağlı olmayan, uyumlu bir
birey özellikleri gösterir. Bu tip bedensel, zihinsel ve
ruhsal açıdan sağlıklı bireyler ancak bu esnek yaklaşım
içinde yetişebilir. Çocuk, iyi kabul gördüğü kendisi için
uygun olarak hazırlanmış bu ortamda genellikle
sosyalleşmiş, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal
ve sosyal açıdan dengeli ve mutlu bir birey olarak yetişir.
Aile bireyleri arasında açık ve net bir iletişim söz vardır.
Duygu ve düşünceler açık kalplilikle ifade edilir. Sorunlar
konuşarak ve ikna edilerek çözüme ulaştırılır. Çözüm
ararken de demokratik yollara başvurulur.
Şiddetli reddedici anne baba tutumu nasıl tanımlanır
ve nasıl bir davranış özellikleri sergiler?
Çocuğun bedensel ve ruhsal ihtiyaçlarını
karşılamayı aksatacak kadar çocuğa düşmanca duygular
beslenmesi durumu reddetme olarak tanılanır. Şiddetli
reddedici tutumu olan ailelerde çocuğa karşı düşmanmış
gibi davranılır. Çocuğa şefkat gösterilmez. Sevgiden ve
aile sıcaklığından mahrum bırakılır. Çocuk beğenilmez ve
her yaptığı eleştirilir. Sürekli olarak çocuğun eksik ve
yanlış davranışları araştırılır ve eleştirilir. Ele geçen her
fırsat çocuğa baskı yapılır. Daima çocuğun olumsuz
yönleri gündeme getirilir. Olumlu yönleri ise hep göz ardı
edilir. Evde yapılması gereken her türlü gereksiz işin
yapımı çocuktan beklenir.
Anne ve babadaki reddedici davranışların nedenleri
neler olabilir?
Anne ve babadaki bu reddedici davranışlar çok
farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Sözgelimi çocuk
evlilik dışı doğduğu için istenmeyen bir bebek olabilir.
Yine anne ve baba bir çocuk sahibi olmak için kendilerini
maddi ve manevi bakımdan henüz hazır hissetmedikleri
bir zamanda çocuk bir şekilde zorunlu olarak dünyaya
gelmiş olabilir. Çocukta bedensel ve zihinsel açıdan bir
engel veya özür bulunabilir. Anne ve baba herhangi bir
nedenle hayal kırıklığı yaşıyor ya da suçluluk hissediyor
bu nedenle de suçu çocuğa yüklüyor olabilirler. Anne ya
da baba çocuğa aşırı düşkünlük gösterdiği için eşini ihmal
ediyor olabilir. İhmal edilen eş de çocuğunu kendisine
rakip gördüğü, çocuğu kıskandığı için böyle bir tutum
geliştirmiş olabilir. Bir başka neden annenin çalışması
olabilir. Sözgelimi anne çalışıyor ise özellikle parlak bir
kariyer yapamaya da aday ise çocuk bir müddet annenin
çalışmasına engel olacak ve ilerlemesini durduracaktır.
Bazen de çocuğun aile üyelerine benzememesi veya anne
veya babanın sevmediği birisine benzemesi çocuğun
reddedilmesi için yeterli bir neden olur.
Şiddetli reddedici anne baba tutumlarının çocuğun
kişilik gelişimi üzerinde kalıcı etkileri nelerdir?
Şiddetli reddedici aile ortamında yetişen çocuklar
yardım duygusundan uzaktır. Psikopat eğilimli olurlar.
Sinirli saldırgan bir yapıları vardır. Sıklıkla duygusal
kırgınlıklar yaşarlar. Hayvanlara ve özellikle
kendilerinden küçük kişilere karşı düşmanca davranırlar.
Bu tip reddedilen çocuklar sevgiye en çok muhtaç olduğu
zamanlarda dışlandıkları için ruhsal açıdan sorunludurlar.
Şiddetli şoklar geçirebilirler. Bu tür ailelerde yetişen
çocuklar çeşitli psikolojik bozukluklara sahiptirler ve
intihara yatkındırlar. Çocuk korkaktır. Hayal kırıklıkları
yaşamaktadır. Çünkü çevresindeki diğer anne babaların
çocuklarına nasıl davrandıklarını görmektedir. Hiçbir
zaman kendisine ait bir güven duygusu geliştiremez. Bu
tip ailelerde yetişen çocuklar ileriki dönemlerde, inatçılık,
hırçınlık, uyumsuzluk, çete elebaşılığı ve çetelere üye
olma, yasadışı eylemlerde bulunma, depresyon nevrozlar
vb. intihar eğilimleri gösterebilir.
Abartılmış sevgi ve aşırı koruyucu anne baba tutumu
daha çok hangi ailelerde görülür ve ne gibi özellikleri
vardır?
Bu tip anne baba genellikle aşırı istenilen, geç
kavuşulan, tek çocuk, ilk çocuk, tek erkek veya kız çocuk,
en küçük çocuk, geniş bir sülalenin tek erkek çocuğu gibi
çocuklara sahip kişilerdir. Belirtilen özelliklere sahip
çocuklar genellikle abartılmış sevginin odak noktası
olurlar. Bu çocuklar el bebek gül bebek büyütülürler.
Kucaktan yere indirilmezler. Bir dedikleri iki edilmez.
Abartılmış sevgi ve aşırı koruyucu anne baba tutumu çocuğu nasıl etkiler?
Aşırı koruyucu bir tutum ve abartılmış sevgi ile
büyütülen çocukların yaşama gerektiği gibi hazırlanmaları
söz konusu değildir. Ayrıca bu çocuklar toplum içerisinde
de uyumlu bir birey olmakta zorlanırlar. Aile içerisinde
yaşamdan kopuk adeta bir cam fanus içerisinde
büyütülmüş oldukları için aile içinde yaşama ilişkin
edinmeleri gereken bilgileri, deneyimleri edinmeden
aniden yaşamla karşı karşıya kalırlar. Doğal olarak
toplumsal yaşama uyum sağlamakta güçlük çekerler. Bu
nedenle ailenin sıcak kucağından ayrılmak istemezler.
Her fırsatta ailelerine koşarlar. Ailelerine danışmadan en
basit kararları bile almaktan kaçınırlar. Bu çocuklar
toplum tarafından beceriksiz, çekingen ve sakar olarak
nitelendirilirler. Atılım ve başarma gücünden, kendilerini
kabul ettirme istek ve yeteneğinden yoksundurlar.
Çoğunlukla başarısız ve mutsuzdurlar.
Aşırı baskıcı ve otoriter anne baba tutumuna sahip
ebeveynlerin özellikleri nelerdir?
Baskıcı ve otoriter aile yaklaşımını benimseyen anne
babalar, çocuğun kişilik özelliklerini ihtiyaçlarını ve
ilgilerini dikkate almazlar. Katı bir disiplin anlayışı
içerisinde hareket ederler. Kendilerini toplumsal
otoritenin bir temsilcisi olarak görürler. Bu nedenle de
çocuğun tüm kurallara itiraz etmeden kesinlikle uymasını
bekler ve isterler. Bu tip ailelerde çocuğun kendi kendini
yönetmesine, kendi başına kararlar almasına izin
verilmez. Bu yaklaşımı benimseyen anne baba çocuğu
kendi tasarladıkları bir kalıba göre yetiştirme
arzusundadırlar. Bu tip ailelerde çocuklar sürekli kontrol
altında tutulur. En küçük yanlışlıkları ve yaramazlıkları
bile hoşgörüyle karşılanmaz. Derhal disipline edilmeye
çalışılır.
Aşırı baskıcı ve otoriter anne baba tutumunun
çocuğun kişilik gelişimi üzerinde kalıcı etkileri nelerdir?
Bu tip ailede yetişen çocukların kendine olan
güveni ortadan kalkar veya hiç oluşmaz. Aşırı baskı ve
kontrol altında bulunan çocuk sessiz, uslu, nazik ve dürüst
olabilir. Ama bunun yanında küskün, silik, çekingen ve
kolay etki altında kalan bir yapıya da bürünür. Sürekli
ayıplanma, eleştirilme ve çeşitli cezalar çocuğun ruhsal
yapısını olumsuz etkiler. Çocuk her olumsuz durum
karşısında kolayca ağlamaya başlar. Yani biraz fazlaca
sulugöz olur. Belli bir zaman sonra çocuk isyankâr, inatçı,
huysuz bir yapıya da bürünebilir. Bu tip durumlarda
aileler genellikle sorunun çözümünü çocuk üzerinde olan
baskıyı artırmada görürler ve bu yolu seçerler. Ancak
baskı bir çözüm olmaz ve çocuğun asiliği daha da artar.
Bu tip ailede yetişen çocuklar hırçın ve kindar olabilirler.
Arkadaşları ile geçinemezler uyumsuz tavırlar sergiler ve
kavgacı bir yapı gösterebilirler. Hata yapmasına müsaade
edilmeyen çocuk ileri yaşlarda hayatın sıkıntıları
karşısında dirençsiz olabilir.
Hoşgörülü anne baba tutumu görülen ailelerin özellikleri nelerdir?
Mükemmele en yakın aile tipidir. İlgisiz aile
tipine bazı yönleri ile benzese de çocuk burada başıboş
bırakılmaz. Hoşgörü yapılan her şeyi hoş görmek değildir.
Belirli kurallar ve kısıtlamalar mutlaka vardır. Evde
herkesin söz hakkı vardır. Çocukta kendini ifade edebilir.
Duygu ve görüşlere saygı vardır. Yanlışları sebebi ile
çocuklara yaptırım uygulanır ama evvelinde koyulan
kurallar çocuğun anlama seviyesine inilerek mantıklıca
izah edilir. En zor ve sabır isteyen yöntemdir.
Aile içerisinde olası olumsuz durumlarla baş edebilmenin ana bileşenleri nelerdir?
Ailenin ve aile içindeki bireylerin stresli durumlardan nasıl etkilendiği ve olası durumlarla nasıl baş edebildikleri, ailenin iyi oluş hali bağlamında, önem arz etmektedir. Olası olumsuz durumlarla baş edilebilmede üç ana bileşen yer almaktadır. Bunlar; a. stresin kaynağı, b. stresin sonucu c. bunlara aracılık eden faktörlerdir.
Ailenin tanımında bulunan üç önemli nokta nedir?
Aile tanımında yer alan üç önemli nokta şöyle sıralanabilir. Aileler, a. paylaşılan şimdiki zamanın yanı sıra paylaşılan bir tarihe sahiptirler; b. bu bağın devam edeceğine dair beklenen bir gelecekleri vardır; c. bunları birbirine bağlayan ritüel ve kuralları bulunmaktadır.
Stres nedir?
Stres, vücudun içten ve dıştan gelen uyaranlara karşı verdiği otomatik tepki olarak tanımlanmaktadır. Olası dışsal uyaranlar, okul değişikliği, sevilen birinin kaybı, anne-baba arasında yaşanan olumsuz ilişkiler ya da yeni bir eve taşınmak olabilir. İçsel uyaranlar ise, kişinin kendisinde yaşadığı fiziksel ve/veya psikolojik problemlerdir. Bu gibi uyaranların varlığı durumunda, vücut kendisini korumaya yönelik olarak, “savaşma ya da kaçma” şeklinde iki türlü tepki göstermektedir.
Stres altındayken vücut hangi aşamalardan geçmektedir?
1. Alarm: Vücut bir stres kaynağı ile karşılaştığı zaman alarm durumuna geçmekte ve buna bağlı olarak kan basıncında yükselme, çarpıntı, terleme gibi tepkiler vermektedir.
2. Direnç: Eğer birey strese neden olan problemi etkin bir şekilde çözebilir ise, bu durumda vücut alarm aşamasında meydana gelen zararları onarmakta ve vücudun verdiği tepkiler normal şekline dönmektedir.
3. Tükenme: Stresle etkin bir şekilde baş edilemediği ve stres kaynaklarının birbirine eklenerek daha da çoğaldığı koşulda ise, vücudun uyum sağlama kapasitesi azalmakta, kronik stres belirtileri daha yoğun bir şekilde tekrar ortaya çıkmaktadır.
Aile stresi nasıl tanımlanabilir?
Aile stresi, ailenin değişim sürecini temsil etmektedir.Ailenin durağanlığını bozan durum olarak tanımlanmaktadır. Aile, dengede olmaya odaklanmış bir sistemdir.
Stres yaratıcılar nelerdir?
Stres yaratıcılar (stressors), krizi başlatan olaylardır. Stres başlatıcı olaylar, aile sistemi içinde değişimi başlatan ya da başlatma potansiyeli olan durumlardır.
Stres yaratıcalar hangi faktörlere göre farlılık göstermektedir?
Stres yaratıcılar, kaynağına (içten mi dıştan mı), tipine (gelişimsel mi ortamsal mı; beklendik mi beklenmedik mi; belirsiz mi net mi), süresine (kronik mi akut mu) ve miktarına (birikimli mi tek tek mi) göre değişim göstermektedir.
Aile içi streste yığılma kavramı nedir?
Yığılma (pile-up), stres olaylarının birikimidir. Stres yığılması, var olan olumsuz durumlar henüz çözüme ulaşamadan, sisteme yeni stres yaratıcıların girmesi şeklinde kavramsallaştırılmaktadır. Daha önce sisteme giren stres yaratıcı faktör ile henüz baş edememiş olan aileler, yeni stres faktörleriyle karşılaştıklarında, daha fazla sorun yaşamaktadırlar.
Aile sağlamlığı ve aile direnci nedir ve bunlar arasında nasıl bir ilişki vardır?
Aile sağlamlığı (family hardiness), aile yaşamındaki zorluklarla baş etmede sahip olunan aile içi güç ve dayanıklılık olarak tanımlanmaktadır. Aile direnci (family resilience) ise, ailenin yaşam dönemlerindeki stres ya da sıkıntıları başarılı bir şekilde atlatarak devamlılığını sağlayabilmesidir. Aile direnci, aile sağlamlığı kavramıyla yakından ilişkilidir. Sağlam aileler, direnç gösterebilirler.
Aile stres kuramı yaratıcısı olan Reuben Hill'e göre ABC-X modellemesinde her bir harf nasıl açıklanmıştır?
Modelde kriz (X faktörü), çeşitli iniş-çıkışların olduğu bir durum olarak tanımlanmaktadır. Daha sonra buna A, B ve C faktörleri eklenmektedir. ABC-X modeli olarak bilinen ABCX formülünde A faktörü, krize neden olan olay ya da stres yaratıcılar; B faktörü, kriz ile baş edebilmek için sahip olunan kaynaklar ve C faktörü ise, olayların subjektif tanımı yani algılanma biçimidir
Stres yaratıcılar kaça ayrılır?
Stres yaratıcılar, beklendik ve beklenmedik olaylar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Beklendik olaylara örnek olarak, çocuk sahibi olma, çocukların evlenip, evden ayrılması, emeklilik, dul kalma ve huzur evine yerleşme verilebilir.Aileler üzerinde stres yaratan beklenmedik olaylar ise, kasırga, deprem, sel gibi doğal afetler ve savaş gibi durumları kapsamaktadır. Bunlara ek olarak, aile bireylerinden birinin ani/beklenmedik kaybı, ailede şiddet, çocuk istismarı ve ihmali, işsizlik ve uzun süreli ekonomik durgunluk, çocukta kronik ve ölümcül hastalık olması stres yaratıcı durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ailenin kriz ile baş etmede kullandığı kaynaklar nelerdir?
Ailenin kriz ile baş edebilmesi yönünde sahip olduğu kaynaklar, yani modeldeki B faktörü, dört temel nokta çerçevesinde toplanmaktadır. Bunlar: 1. aile üyelerinin kişisel kaynakları, 2. aile sisteminin iç kaynakları, 3. sosyal destek 4. baş etme.
Aile içi stresle baş ederken kullanılan kişisel kaynakların temel bileşenleri nelerdir?
Kişisel kaynakların dört temel bileşeni bulunmaktadır. Bunlar: a. finansal (ekonomik refah), b. eğitim (gerçekçi stres algısını ve problem çözme becerilerini kolaylaştıran bilişsel yeteneklere katkıda bulunmak), c. sağlık (fiziksel esenlik) d. psikolojik kaynaklar (kişilik özellikleri).
Aile içi stresle baş etmede sosyal desteğin bileşenleri nelerdir?
Sosyal destek, kişilerarası düzeyde bilgi alışverişi olarak görülmektedir. Sosyal destek farklı şekillerde gerçekleşmektedir. Bunlar, 1. Duygusal destek ki, bireyin bakım göreceği ve sevileceğine inanması; 2. Saygı desteği ki, kişinin sayılıp, değer göreceğine inanması 3. İletişim ağı desteği ki, kişinin bir camiaya ait olduğunu ve ihtiyaç duyduğunda o camianın ona destek olacağını bilmesidir. Başlıca sosyal destek ağları mahalleler, aile ve akrabalıklar ve karşılıklı yardım gruplarıdır.
Aile odaklı baş etmede aile başa çıkma davranışları nasıl gruplanabilir?
Başa çıkma, stres yönetiminde aile kaynaklarının önemli boyutunu oluşturmaktadır. Aile odaklı baş etmede, başa çıkma davranışları:
1. Ailenin olumsuz sonuçlara yatkınlığını azaltacaktır (örn. bir aile üyesinin duygusal dengesizliği, aile için stres faktörü olarak aileyi yatkın hale getirmektedir),
2. Aile kaynaklarını güçlendirir veya devam ettirir; bu da aileyi dağılmaktan kurtarır (örneğin aile birliği, örgütlenme, uyarlanabilirlik),
3. Stres yaratan olayları azaltır veya ortadan kaldırır,
4. Sosyal koşulları değiştirmek için, çevreyi aktif olarak etkileme sürecini içerir
ABC-X modeline göre algılama nedir?
Gerek beklendik gerekse beklenmedik olayların aile içerisinde kriz yaratıp-yaratmayacağını belirleyen en önemli faktör, ailenin o olaya verdiği anlam yani olayı algılama biçimidir.
İkili ABCX kuramının ortaya çıkmasının sebebi nedir?
Hill’in ABC-X modeli, strese uyumu kısa zaman diliminde açıklamasından dolayı eleştirilmiştir. Bu noktada, McCubin ve Patterson, savaşta kocalarını ya da babalarını kaybedenlerle yapılan boylamsal çalışmalardan yola çıkarak, ailelerin tepkilerinin zaman içindeki değişimlerini belirleyebilmek için, ABCX modelini, ikili ABCX modeli olarak geliştirmiştir
İkili ABCX kuramına göre kriz sonrası elementler nelerdir?
İkili ABCX modeli özellikle savaştan etkilenen aileler çerçevesinde irdelenmiş; böylece ailelerin sadece kriz öncesi ve kriz döneminde değil, sonrasındaki direnç tepkilerini de açıklamıştır. Kriz sonrası elementler, biriken talepler (aA), mevcut ve yeni kaynaklar (bB) ve krizin algılanması (cC)’dir.
İkili ABCX modelindeki Ailenin yeni ve mevcut kaynakları (Bb faktörü) ne anlama gelmektedir?
Ailenin mevcut ve yeni kaynakları (bB faktörü), stres etkeni ve taleplerin yığılmasıyla ortaya konan taleplere cevap olarak geliştirilen ve güçlendirilen mevcut ve genişletilmiş kaynaklar anlamına gelmektedir. Bu kaynaklar, taleplerin aile üzerindeki etkisini azaltabilir ya da ailenin gerekli değişikliklere uyum sağlamasına yardımcı olabilir.
İkili ABCX modelinde Uyum sağlayabilme ( xX faktör) ne anlama gelmektedir?
Uyum sağlayabilme (xX faktör), ailenin işleyişinde yeni, kriz sonrası dengeyi sağlama çabalarının sonucunu yansıtmaktadır. Bu durum uyum sağlayamamaktan uyum sağlamaya doğru bir süreklilik üzerinde hareket etmektedir. Uyumlanma bir süreç değil, strese uyum sürecinin nihai sonucu - istenen bir sonuçtur. Talepler ile kaynaklar arasında uyumun olduğu koşulda, güçlü aile bütünlüğü sağlanırken, bunun tersi durumda aile bütünlüğü bozulmaktadır.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 10 Gün önce comment 11 visibility 18093
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1182
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 627
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2757
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 917
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25586
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14513
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12516
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12506
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10433