Aile İçi Uyumlu Etkileşim Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Kültür Ve Aile
Aile içinde uyumlu etkileşim hangi özelliklere göre biçimlenir?
Etkileşimin niteliği, sahip olunan iletişim
becerilerine ve bunun kullanım durumuna göre
biçimlenmektedir. İnsanoğlunun sahip olduğu birikim,
bilgi ve deneyimleri başkalarına aktarmanın tek yolu bu
becerilerin kullanılmasıdır. Dolayısıyla insanlığın
oluşturduğu medeniyetin devamı ve gelişmesi bu temel
becerilerin nitelikli kullanılmasına bağlıdır.
İletişim nedir?
İletişim, iki insanın bir araya gelmesiyle var
olduğu kabul edilen bir süreçtir. İnsanların etkileme ve
etkilenme özelliği sonucu gerçekleşen bir süreç olarak
iletişim, sosyal yaşamın varlığının da temellerini
oluşturur.
İletişimin oluşma nedeni nedir?
İnsanın paylaşma isteği ve ihtiyacı, iletişimin en
önemli oluşma gerekçelerinden bir diğeridir. Bu durumda
iletişim olgusunun insanda var olan bir yetinin
kullanılması, bir isteğin gerçekleşmesi ve bir ihtiyacın
karşılanması sonucu ortaya çıktığı söylenebilir. Bir
anlamda iletişimin gerçekleşmesinin bunlara bağlı olduğu
söylenebilir.
İletişimi beceri olarak görmemizin nedenleri nedir?
İletişim bir beceri olarak görüldüğünde,
insanoğlunun doğuştan getirdiği anlama ve anlatma
becerilerinden söz etmek gerekir. İnsanoğlunun
anlatacakları vardır ki bunlar onun taşıdığı mesajlardır. Bu
mesajları başkalarına çeşitli yollarla aktarabilmektedir.
Ayrıca başka kaynaklardan gelen mesajları, iletileri alma,
anlamlandırma becerisine sahiptir. Bir beceri olarak kabul
edildiğinde iletişim, bir mesaja sahip olma, onu
aktarabilme ve başka kaynaklardan gelen mesajları
anlamlandırabilme yetisi olarak tanımlanabilir.
İletişim süreci nasıl gerçekleşmektedir?
İletişim, süreci oluşturan temel bileşenler ve bu
bileşenlerin eşzamanlı çalışmasıyla gerçekleşir. Fikirlere
kaynaklık etmenin yanında, bunları aktarma gücü ve
becerisine sahip olunması gerektiği gibi, bunları aktarmak
için uygun bir ortamın bulunması ve mesajın onu alacak
bir alıcıya ulaşması gerekir. Ancak iletinin alıcıya
ulaşması, süreci tamamlamaya yetmemektedir. Alıcının
iletileni, iletilmek istenene en yakın oranda almış olması
ve bunu aldığını belli edecek şekilde tepkide bulunmasını
gerektirmektedir. Bu açıdan iletişim, döngüsel bir sistem
özelliği taşımaktadır. İletişim; bir mesajın uygun kanallar
kullanılarak kaynaktan alıcıya iletilmesi, bunun alıcı
tarafından iletilene en yakın şekilde anlaşılması ve buna
uygun tepki verilmesi süreci olarak tanımlanabilir.
İletişim sürecinde kodlamanın önemi nedir?
İletişim sürecinde kaynağın sahip olduğu ve
paylaşmak istediği duygu düşünce veya bilgi gibi
uyaranların kaynak tarafından kodlanmış haline “mesaj”
ya da “ileti” adı verilir. İleti; kaynağın zihninde oluşan
anlam veya objenin söz, yazı, resim, yüz, el gibi vücut
hareketleri yoluyla kodlanmış şeklidir. Burada kodlamanın
nasıl gerçekleştiği, “kod”un kaynak ve alıcı tarafından
nasıl anlaşıldığı büyük önem taşımaktadır. İletinin
kodlanışı büyük oranda dille ilgilidir. Ancak iletiye
yüklenen anlam “kod”un dilde, kültürde ne anlama
geldiğine ve içinde bulunulan bağlama göre de
şekillenmektedir. Aslında tek başlarına kaldıklarında bir
anlam ifade etmeyen birtakım sesler, işaretler, çizimler
alıcı tarafından kod açma sonucu anlam kazanır. Burada
kullanılan kod açma işlemi, kaynak ile alıcı arasında
oluşan yanlış anlamaların kaynağını oluşturmaktadır. Bu
nedenle iletişim sürecinde ne söylediğimiz kadar bunu
neyle ve nasıl söylediğimiz de büyük önem taşımaktadır.
İletişim sürecinde kanal’ın önemi nedir?
Kaynak mesajını kodladıktan sonra bunun
fiziksel olarak iletilmesine ihtiyaç duyulur. Kanal,
kodlanmış mesajın alıcıya ulaşmasını sağlayan araç olarak
tanımlanabilir. Bunlar beş duyu organımızdan biri veya
birkaçına mesajın ulaşmasını sağlayan araçlardır.
Kelimelerle kodlanmış mesajın iletilmesi için yüz yüze
iletişimde ses ve sesin iletimini sağlayan hava bir kanal
olarak görülürken, uzaktan yapılan bir iletişimde telefon
benzeri araçlar da kanal olarak kullanılmaktadır.
İletişim sürecinde alıcının önemi nedir?
Alıcı, iletişim sürecinde kaynağın gönderdiği
iletiye hedef olan kişi veya kişilerdir. Alıcının mesajı
alması iletişim sürecinin ilk aşamasının gerçekleştiğini
gösterir. “İleti” olarak tanımlanacak alıcının mesajı
almasından sonra anlamın ortak kılınması ile “-şim” eki
alarak iletişim olarak tanımlanır. Anlamın ortak kılınması
için, alıcının niteliklerinin de kaynağın sahip olduğu
özellikler kadar özelliğe sahip olması beklenir. Alıcının
özellikleri dikkate alınmadan gerçekleştirilecek bir ileti
gönderme sürecinin başarı şansı oldukça azalacaktır.
Burada; alıcının kullandığı dil, kelimelere yüklediği
anlam, yaşı, deneyimi, kültürü gibi birçok öğeden söz
edilebilir.
İletişim sürecinde geri bildirimin önemi nedir?
Mesaj alıcı tarafından alındıktan sonra anlamın
ortak kılındığının belirlenmesi, yanlış anlaşılmaların
giderilmesi ve iletişim sürecinin sürdürülmesi alıcı
tarafından verilecek geri bildirime göre şekillenir. İletişim
süreci bu geri bildirimle tamamlanarak ya yeni bir süreç
için başlangıç olur ya da sonlanır. Geri bildirimle,
kaynağın kendini kontrol imkânı oluşur. Yansımaya izin
verilmeyen ileti gönderme süreçlerinde hedeflenen iletişim
ortamının çok uzağına düşülebilir. Anne-babaların
özellikle çocuklarıyla kurdukları iletişim süreçlerinde bu
tür durumlara sıklıklar rastlanır. Nasihat verme şeklinde
gerçekleşen ancak çocukların bunlardan ne anladığı tam
olarak kestirilemeyen konuşmalar bazen bir iç konuşmaya
dönüşmekte ve alıcı mesajlara kendini kapatabilmektedir.
Aile içinde güçlü etkileşim içim bireylerde bulunması gereken beceriler nelerdir ?
• Etkin dinleme becerisi
• Konuşma becerisi
• Soru sorma becerisi
Ailede güçlü etkileşim için etkin dinleme becerisinin önemi nedir?
İletişim sürecinde etkililiği belirleyen temel
becerilerden biri, gelen mesaja anlam yükleme ve
anlamlandırmadır. Gelen mesajı yakalamak tek başına
yeterli değildir. Çünkü yakalanan mesajın ne anlama
geldiğini belirleyen çeşitli faktörler bulunmaktadır.
Söyleyen, söylenen, ortam, kültür, geçmiş deneyimler gibi
birçok unsur gelen mesajın anlamını farklılaştırmaktadır.
Bu nedenle dinleme, işitmeden çok farklıdır. İşitme
isteğimiz dışı gerçekleşir, dinleme ise bir amaç
doğrultusunda yapılır. Dinleme, sağlıklı iletişim kurmada
en temel yoldur. Genel anlamda “dinleme”, bireyin işitme
ve görme organları aracılığıyla aldığı konuşma gibi
duyumları anlamak amacıyla dikkat harcaması olarak
tanımlanabilir. Dinleme, öğrenilebilir ve öğretilebilir bir
dil becerisidir. Doğuştan sahip olunan duyma yetisidir. Bu
yetinin dil öğrenimi için temel teşkil ettiği söylenebilir. İlk
dil etkinliği dinlemeyle başlar. Dinleme eğitiminin
sonunda diğer dil etkinliklerinde -konuşma, okuma ve
yazma- önemli gelişmeler olmaktadır. İletişim sürecinde
öğrenmenin gerçekleşebilmesi için “kaynak” tarafından
iletilenlerin, “alıcı” tarafından paylaşılması gerekir.
İletilerden alıcının yeni yaşantılar kazanması ise, dinleme
becerisindeki birikimle yakından ilgilidir.
Campell ve diğerleri (1996) yaşam boyu devam
edecek bir dinleme alışkanlığı geliştirilmesi gerektiğinden
söz ederken, etkili bir dinleme hangi stratejileri
önerirler?
• İlgi alanlarını belirleyin,
• İçeriği tartışın, sunmayın,
• Heyecanı artırın,
• Fikirleri dinleyin,
• Esnek olun,
• Dinleme çalışması yapın,
• Rahatsızlıklara katlanın,
• Zihinleri antrenmanlı tutun,
• Zihinleri açık tutun,
• Olayı vurgulayın.
• Bunlar için öykü dinleme, sesli okuma, şiir
dinleme, ders dinleme, radyo dinleme, oyun ve
sinema filmi izleme, müzik dinleme etkinlikleri
önerilebilir.
Etkin dinleme nedir?
Etkin dinleme, iletişim sürecinde sahip olunması
gereken temel beceriler arasında sayılmaktadır. Bunun,
dinleme hatalarından arındırılmış ve aşağıda sayılacak
davranışları içeren, iletişimde anlamaya ve iletişimi
sürdürmeye odaklı bir beceri olduğu söylenebilir. Etkin
dinleme, edilgen dinlemeden farklı olarak, kaynak ile
alıcıyı içine alan bir yöntem olarak tanımlanmaktadır.
Edilgen dinleme nedir?
Edilgen dinlemede kaynak mesajı iletir, alıcı
bunu kabul eder ve dinlediğini gösteren davranış ile süreci
devam ettirir. Bazı durumlarda bunun gerekli olduğu,
etkin dinleme olmadan da dinlemenin yapılabildiği veya
edilgen dinlemenin de gerekli olduğu durumların olduğu
söylenebilir. Ancak derin etkileşim gerektiren ortamlarda
bu dinleme davranışı yetersiz kalmaktadır. Çünkü
söylenen ile anlaşılan arasında farkın büyük olması
durumunda, ileride bazı arızî durumların ortaya çıkma
ihtimali bulunmaktadır. Bu tür durumlarda etkin
dinlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle anne-babaçocuk
ilişkilerinde bu tür dinleme davranışına çok
gereksinim duyulur.
İletişimde konuşmanın etkisi nedir?
Konuşma, kişinin duygu ve düşüncelerini sözle
bildirmesidir. Etkin bir konuşma becerisine sahip birey;
soru soran, düşünen ve düşündürendir. Konuşma bireyler
arasındaki en önemli etkileşim aracıdır. İnsanoğlunun
birikimlerini başkalarıyla paylaşmada kullandığı en eski
yollardan biridir. Konuşma sadece seslerden oluşan bir
dizilim değildir. Konuşma, bireyde oluşan anlamı
başkalarına aktarmak için kullanılan bir işaret ve simgeler
sistemidir. Bu işaret ve simgeler, anlamın oluşması için
kullanılacak araçlardır. Konuşanın, başkalarının
ilgileneceği ön kabulüyle düşündüklerini dil ve ses
kalıpları halinde aktarmasıdır. Konuşma yaşantılarımızı
başkalarıyla paylaşma, dolayısıyla bir düşünce
alışverişidir.
Etkili konuşmayı olumsuz etkileyen hususlar nelerdir?
• Çekingenlik,
• Yerel ağızla konuşmak,
• Sesi ayarlayamamak,
• Kısa ve yetersiz konuşmak,
• Gereksiz şeyler söylemek,
• Dağınık konuşmak,
• Sözcük dağarcığının fakirliği,
• Konuşurken el kol hareketleri yapmak
Etkili iletişim sürecindeki kritik evreler nelerdir?
Etkili iletişim için konuşmada üç kritik evreden
söz edilebilir. Birincisi konuşmayı başlatmak, ikincisi
konuşmayı sürdürmek, üçüncü iknâ etmektir. Konuşmanın
etkililiği, bu üç açıdan sorgulanabilir. Konuşmayı
başlatmak için karşınızdakinin sizi dinlemek isteyeceği bir
başlangıç önerilebilir. Örneğin çocuğa “Zamanın boşa
harcıyorsun, senin için önemli bir sorun, bunu konuşalım.”
dediğinizde, çocuğun sizi dinlemeye istekli olmasını
bekleyemezsiniz. Bunun yerine “Zamanı daha iyi
değerlendirmen için bazı yollar var, istersen konuşalım,
sana bazı önerilerim olabilir.” demeniz onda sizi dinleme
isteği uyandıracaktır. Benzer şekilde her konuşma için iyi
bir başlangıç planlamak gerekir.
Konuşma sürecinde fiziksel görünümün önemi nedir?
Konuşmada fiziksel görünümün önemli bir rol
oynadığı unutulmamalıdır. Gergin veya asık bir surat
konuşma için pek uygun değildir. Bunun yerine
gülümseyen ve konunun mahiyetine göre ciddiyet düzeyi
ayarlanmış bir görünüm, konuşmanın etkililiğini
artıracaktır. Coşku ve neşe, konuşmanın etkililiğini artıran
diğer unsurlardır. Konuşmayı sürdürme aşamasında
bunların önemli rol oynayacağı unutulmamalıdır. Çökmüş
bir vücut görüntüsü, coşkudan uzak bir ses tonuyla yapılan
konuşmanın sürdürülebilirliği şüphelidir. En azından
muhatabın bundan pek keyif almayacağı söylenebilir. Bu
durumda uzun süreli bir konuşma mümkün olamayacaktır.
Konuşma sürecinde ikna edebilmek için dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Konuşmada hedeflenen bir diğer nokta iknâ
etmektir. Karşınızdaki muhatabı iknâ etmek için, kaynak
olarak saygınlık ve güvenirlilik özelliklerine dikkat etmek
gerekir. Bunun yanında konuşmanın doğrudan muhatabı
hedef almaması iknâ edici konuşma için önem
taşımaktadır. Kişiler doğrudan kendilerini hedefleyen
konuşmalara karşı savunmaya geçer ve söyleneni
dinlemek yerine savunmalarını hazırlarlar. Anne babalar,
çocuklarını iknâ etmek için, genellikle çocuklarının ne
yapmaları gerektiğini söyleme yolunu seçmektedirler.
Bunun için gönderdikleri ileti türleri; emir verme,
yönlendirme, uyarma, gözdağı verme, kuralı hatırlatma,
öğüt vermedir. Bu tür ifadeler çocuğun kendi çözümünü
bulmasından çok, anne babanın çözümünü dayatır. Çocuk
kendini sürecin dışında hisseder ve etkileşime geçmekten
kaçınır. Bunun yerine neler hissedildiğinin ifade edilmesi,
onların çözüm üretmeleri için fırsat yakalamalarını
sağlayacaktır.
Aile içi güçlü etkileşim için soru sormanın önemi hakkında bilgi veriniz?
Soru, bireyi düşünmeye sevk eden güçlü uyarı
etkisine sahip önemli bir araçtır. İletişim sürecinde
muhatapların birbirlerinin düşüncelerini almak ve konuyu
yönlendirmek amacıyla sıklıkla bu araca başvurdukları
söylenebilir. Sorunun gücü, onun doğru yerde
kullanılmasına bağlı olduğu gibi, hangi tür sorunun
kullanılması gerektiği de önem arz etmektedir. Konuşmayı
başlatmak için kullanılan “evet-hayır” ile cevaplanacak bir
soru işe yaramayacağı gibi, muhatabın kendisini açması
istenen bir durumda yargılayıcı soru sormak da işe
yaramayabilir. Bu nedenle etkili iletişim için soru
türlerinin ve kullanım yerlerinin bilinmesi önemlidir.
İletişimde kullanılacak soru türleri nelerdir?
• Kapalı Uçlu Sorular
• Açık Uçlu Sorular
• Bilgilendirme Soruları
• Yönlendirici Sorular
• Sessizliği Kırmaya Dönük Sorular
Kapalı uçlu soruların özellikleri nelerdir?
Bu tür sorular genel olarak onay almak amacıyla
kullanılırlar. Cevapları evet veya hayır gibi bir kelime
veya cevabı kesin bir cümleciktir. Muhatabın etkin
dinlemesine yardım ederler. Özellikle muhatabın bilgi
alması istendiğinde bu tür sorulardan yararlanılabilir.
Gönderilen iletiler uzadığında veya dinleyen kişinin kabul
edip etmediği merak edildiğinde kullanılabilirler.
Özellikle muhatabın konuşması isteniyorsa, duygularını
düşüncelerini ifade etmesi bekleniyorsa bu tür sorulardan
uzak durulmalıdır.
Açık uçlu soruların özellikleri nelerdir?
Bu tür sorular muhatabın konuşmasını sağlamak,
ondan bilgi almak amacıyla kullanılır. “Ne, nasıl, niçin, ne
zaman, nerede, kim” gibi soru kiplerini içeren ve 5N 1K
olarak kodlanan sorular bunlara örnek verilebilir.
Konuşmanın başlatılmasında ve sürdürülmesinde etkilidir.
Özellikle etkileşimin derinleştirilmesi hedeflenen
durumlarda kullanılmaları önerilir.
Bilgilendirme sorularının özellikleri nelerdir?
Bilgi alma veya bilgi verme amacıyla sorulan
sorulardır. Dolaylı veya doğrudan bilgi verme şeklinde
ortaya çıkarlar. Dolaylı bilgi sorularında amaç muhatabın
bilginin doğruluğunu test etmesidir. Örnek: “Bu gün servis
geç mi gelecek? Normalde servise saat sekizde
biniyordun.” Doğrudan bilgi sorularında ise amaç
muhatabın bilgiyi kabul ettikten sonra, bu bilgiye dayalı
karar vermesini sağlamaktır. Örnek: “Ödevi bu gün teslim
etmemiz gerekiyor. Şimdi mi tamamlayalım, yemekten
sonra mı yapalım?”
Yönlendirici soruların özellikleri nelerdir?
İnsanların karşılaştıkları farklı durumların
sonuçları hakkında düşünmelerini sağlamaya dönük
sorulardır. Örnek: “Uzun süre televizyon izlediğinde,
geriye çalışmak için ne kadar zamanın kalacağını
düşünüyorsun?”
Sessizliği kırmaya dönük soruların özellikleri nelerdir?
İletişim sürecinde ortaya çıkan sessizliğin önemli
sıkıntılara neden olduğu ve ortamda bulunan herkesin
bundan olumsuz etkilendiği bilinir. Bu tür bir durum
ortaya çıktığında, etkili iletişim becerisine sahip kişiler
sessizliği kırmaya yarayan sorular sorarlar. Bu tür sorular
iletişimin tekrar başlamasını sağlayacaktır. Örneğin,
okulda yaşanan sorunun detaylarını öğrenmek isteyen
ebeveyn, oluşan sessizliği kırmak için “Sen öğretmenin
yerinde olsan nasıl davranırdın?” sorusuyla, çocuğun konu
hakkında daha detaylı bilgi vermesi için onu konuşmaya
teşvik edebilir.
Güçlü etkileşim ortamı oluşturmak için gerekli hususlar nelerdir?
Güçlü etkileşim ortamı için güven, empati ve biz bilincinin oluşması gereklidir.
Ailede güçlü iletişim için güven ortamı için neden gereklidir?
İki veya daha fazla kişi arasında kurulan
inanmaya dayalı bağ olarak tanımlanan güven duygusu
etkileşimin niteliğini belirleyen önemli faktörlerden
biridir. Aileyi oluşturan bireylerin birbirlerine ilişkin
geliştirdikleri bu duygusal bağ, aile yaşamının niteliğini de
belirlemektedir. Önce eşler arasında kurulması gereken bu
bağ, daha sonra çocukların katılımıyla daha da güçlenerek
aile etkileşimin derinleşmesine hizmet eder. Güven
duygusunun kaybolması, karşılıklı suçlama, şüphe ve
korku duygularının oluşmasına zemin hazırlar; sevgi ve
saygı duygularının yok olmasına neden olur. Güven
duygusunun oluşması için temel koşullardan biri
şeffaflıktır. Gizli kapaklı şeyler yapıldığı duygusu
oluştuğunda, güven olarak tanımlanan bağ zarar görmeye
başlar. Bu nedenle önce eşler birbirlerine karşı
olabildiğince açık olmalıdır. Güven karşılıklı gelişen bir
duygu olup tek yönlü güven duygusu arızî bir durumdur.
Güven duygusunun önemli kaynaklarından biri de öz
güvendir. Kendi içinde güven bunalımı yaşayan birinin
başkalarına karşı güven geliştirmesi zordur.
Ailede güçlü iletişim için empatinin önemi nedir?
Empati, muhatabın ne düşündüğü, ne hissettiği,
başka bir ifade ile o an içinde bulunduğu durumu kendisi
yaşıyormuşçasına farkında olma sürecidir. Empati bir
anlamda özdeşleşme sürecidir. Birey, kendi duygu ve
düşüncelerinden soyutlanarak muhatapla aynı özellikleri
yaşıyormuş gibi özdeşleşir.
Empati kaç aşamadan oluşur?
Empati iki aşamada gerçekleşir. Birinci düzey
karşınızdakinin yaşadığı veya hissettiklerini anlamaktır.
Bunun için bilişsel bazı özelliklere sahip olmak gerekir.
Hayatında hiç sınava girmemiş veya sınavın sonuçları
hakkında fikri olmayan bir kişinin sınav stresi yaşayan
öğrenciyi anlaması mümkün değildir. Empatinin ikinci
aşaması kabul etmedir. Yaşanan duygunun abartı, gereksiz
olduğunu düşünen bir kişinin o duyguyu yaşayanla empati
kurması zordur. Bu nedenle muhatabın yaşadığını
yargılamadan olduğu gibi kabul etmek gerekir. Empati
kurmak sosyal ilişkilerde birçok kolaylık sağlamaktadır.
Kişinin karşısındaki insanı anladığını ve onu önemsediğini
göstermesini sağlar. Bu sayede iletişim kolaylaşır. Empati,
sempatiden ve duygu bulaşmasından farklıdır. Sempati bir
başkasının içinde bulunduğu ya da başından geçen bir
durum için üzülerek, kişinin kendini daha iyi hissetmesini
sağlamaya yönelik davranışlar sergilemedir. Bilinç dışı
oluşan duygu bulaşması ise başka birinin duygusal
durumunun taklit edilmesi yoluyla bu duyguların
kendisinde de ortaya çıkmasına yol açmaktır.
Ailede güçlü iletişim için ailede biz bilinci neden önemlidir?
Ailede “ben olma” ile “biz olma” arasındaki
dengenin korunması gerekmektedir. Birey olma yetisini
kazanmış, görev ve sorumluk alma yeteneği kazanamamış
bir bireyden yaşamda biz olma yetkinliği beklemek
imkânsıza yakındır. Aile içinde birey olmanın öz güvenini
kazandıracak bir ortama ihtiyaç olduğu gibi, aileyi
oluşturan diğer fertlerle duygu birliği, hedef birlikteliği ve
sorumluluk paylaşımı gibi özellikleri kazandıracak
yaşantılara da ihtiyaç vardır. Aile yaşamının en önemli
sorun kaynaklarından biri sen-ben çatışmasıdır. Ailedeki
bireyler birbirlerine “sen, senin görevin, sen sorumlusun,
sana ait” gibi bir dil kullanması aile kurumunun
çatırdamasına neden olacaktır. Aile fertlerinden beklenen,
birbirleri için fedakârlık yapma, sorumluluk paylaşma,
ortak hedef oluşturma ve bunun için sorumluklar
üstlenmeye gönüllü olmaktır. Bu, öncelikle ebeveynler
arasında yaşanmalı; daha sonra çocuklar için benzer bir
bilincin oluşması için gayret gösterilmelidir.
Ailede güçlü iletişim için değer yüklü ortamın önemi nedir?
Eşler birbirlerine bu duyguyu aile içinde yaşattığı
oranda ev yaşamı keyifli olabilmektedir. Evden kaçışın
nedenlerini bu duygunun az yaşanmasında aramak gerekir.
Çocuklar için de durum farklı değildir. Onların da temel
ihtiyaçlarından biri önemsenme ve değerli kabul edilme
durumudur. Aile, değerli kabul edilen bireylerden
oluştuğunda, aileye yüklenen değer de artmaktadır. Değer
verilmeyen bireylerin oluşturduğu bir grubun değerli
kabul edilmesi güçtür. Grubun dışarıdan algılanan değerini
artırmanın en önemli aracı onu oluşturan teker teker her
bir bireyin yüklendiği değerdir.
Teknolojik gelişmelerin aile bireyleri üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
Aile yaşamında ebeveyn ve çocuklar, karşılıklı
olarak birbirlerini tanımak için ayıracakları zamanların
önemli bir kısmını bu tür araçların pasif alıcıları olarak
harcayabilmektedir. Aile bireyleri bir arada geçirdikleri
zamanlarda aynı mekânları paylaşmalarına rağmen ayrı
yaşayabilmektedir. Bu tür araçlar bazı durumlarda yaşanan
iletişimsel sorunlardan, sorumluluklardan kaçış için bir
sığınma alanına dönüşebilmektedir. İletişim sorunun
çözümü için çaba harcamak yerine sorunu unutmak
amacıyla bu tür araçlara sığınıldığında, sorun daha
büyüyerek bireyin karşısına çıkmakta, ardından bunlar
bireyin üstesinden gelemeyeceği büyük problemlere
dönüşebilmektedir. İnsanların beraber olmaktan
hoşlanmamalarının mı televizyon bağımlığına neden
olduğu, yoksa televizyon bağımlığın mı insanlarla bir
arada olmaya engel olduğu hâlâ tartışılmaktadır. Bunun
karşılıklı bir ilişki olduğu ve bir kısır döngünün oluştuğu
ifade edilmektedir.
İletişimin etkisini düşüren ve iletişim engeli olarak görülen durum ve faktörler nelerdir?
İlkinde iletişim kuramama hali olarak
isimlendirilecek durum, temelde iletişim becerilerinden
yoksunlukla ilgilidir. Aile içinde günlük yaşamın idâmesi
için gerçekleştirilen zorunlu iletişim yüzeysel ve sığ bir
etkileşim ağıyla gerçekleştirilebilmektedir. Birkaç kelime,
kısa birkaç cümleyle kurulan bu tür bir iletişim ve buna
bağlı oluşan etkileşim gereksinime dayalı iletişim olarak
adlandırılmakta; bu tür bir iletişimin bireyin gerçek
ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğu vurgulanmaktadır.
Aile içinde oluşan bu tür iletişim ve etkileşim ortamı aile
bireylerini birbirinden uzaklaştırarak farklı gurupların
içine itebilmekte, aile içi yabancılaşma süreci
hızlanmaktadır.
Aile içinde iletişim sorunlarının oluşmasının ve iletişimde engellerin ortaya çıkmasının nedenleri nelerdir?
İletişimi sınırlayan faktörlerin başında dille ilgili
engeller gelmektedir. Kullanılan kelimeler, cümlenin
yapısı, cümlenin uzunluğu gibi çeşitli etmenler dilin etkin
kullanım durumuna göre ortaya çıkabilecek engeller
arasındadır. Örneğin; çocuklarla iletişim kurulurken uzun
cümlelerin kurulması anlaşılmayı zorlaştıracağı gibi,
çocukların sıkılmaları ve başka uyaranların etkisi altına
girmesi sonucunu doğuracaktır. Yine kültür farklılıkları
nedeniyle kullanılan kelimelere yüklenen anlam
farklılıkları gerekli önlemler alınmadığında eşler arasında
sorunların doğmasına neden olmaktadır. İletişimde bir
diğer engel psikolojiktir. Bireylerin sosyal rol ve
konumları, iletişim sürecinde olumsuz bazı etkilere neden
olabilmektedir. Bazı kabuller bireylerin iletişim sürecinde
heyecan, tedirginlik, korku, kaygı gibi bazı duyguları
ortaya çıkarabilmektedir. Bu tür duygular iletişim
sürecinin en önemli engelleri olarak sıralanabilir. Aile
içinde de bu duyguların oluşmasına neden olacak bir
ortam doğabilmekte ve aile içinde iletişim olumsuz
etkilenmektedir. Aile içinde iletişimin derinleşmesini
olumsuz etkileyen ve gündelik iletişimle yetinilmesine
neden olan bazı anne baba davranışlarından söz edilebilir.
Bunların başında sürekli uyarı mesajları iletmek ve
gözdağı verme çabası içine girme, yargılama, eleştirme,
suçlama davranışları gelmektedir. Sürekli savunma
konumuna geçen birey gelen mesajın mahiyetini anlamaya
çalışmak yerine muhataba nasıl savunma hazırlayacağının
telaşı içine girmektedir. Ayrıca güvensizlik ortamının
oluşturduğu olumsuzlukla, birey ortamdan hızla
uzaklaşmaya başlayacaktır.
İletişimde ortaya çıkan engelleri gidermenin yolları nelerdir?
İletişimde ortaya çıkan bu tür engelleri
gidermenin en etkili yolu karşılıklı saygı ve güvene dayalı
bir ortamın oluşturulmasıdır. Bunun yanında etkili iletişim
becerilerinin ve bazı iletişim tekniklerinin kullanılması
sorunların giderilmesine yardımcı olabilir. Temelde, daha
iyi iletişimi nasıl kurabilirim kaygısının -karşılıklı olarakbütün
aile bireylerince paylaşılması ve bunun için çaba
harcanması gerektiği unutulmamalıdır. İyi, güzel ve keyif
verici sonuçlar, emek, beceri ve zaman gerektirir. Yeterli
zaman harcanmadan iyi bir sonucun elde edilemeyeceği de
unutulmamalıdır. Bunun için aile fertlerinin birbirleriyle
ve birbirleri için geçirdikleri zamanları yeniden
düşünmeleri gerekir.
Kısaca tanımlarsak aile nedir?
Aile kısaca, anne, baba ve çocuklardan oluşan kan bağına dayalı en küçük toplumsal birlik olarak tanımlanabilir.
Ailenin birey üzerindeki etkisi nedir?
Aile toplumun oluşma evresindeki ilk basamaktır. Bireylerin gelenek ve değer yargıları, tutum ve davranışları, kişilik gelişimleri gibi alanları şekillendirmekte ve kültür ile harmanlayarak toplumun bir parçası haline getirmektedir.
Aile işlevselliği neyi temsil etmektedir?
Aile işlevselliği ailenin bir kültür içerisinde toplumun sosyal gereksinimlerini yerine getirmesini temsil etmektedir.
Ailenin kültür içerisindeki işlevselliklerini maddeler halinde yazınız.
- Biyolojik İşlevsellik
- Ekonomik İşlevsellik
- Sosyal İşlevsellik
- Psikolojik İşlevsellik
Psikolojik işlevsellik nedir?
Aile, üyelerinin manevi güvenliğini sağlayarak duygusal bağlanma, bakım alma ve korunma gibi psikolojik ihtiyaçların giderildiği en uygun ortamdır. Aile ortamı oluşturduğu güvenli alan sayesinde yeni doğanın hayatta kalması ve optimal gelişmesi için sevgi ve bakımın verilmesine en uygun ortamı hazırlar. Psikolojik işlev sayesinde aile üyeleri arasındaki duygusal bağın temelleri atılır ve aile içi ilişkileri kuşaktan kuşağa aktarılan sağlam temellere oturur.
Sosyalizasyonu açıklayınız.
Sosyalizasyon bireyleri topluma kazandırma, sosyal uyumlarını sağlama, toplumun kültürel mirasını, değerler ve kurallarını aktarma süreci olarak tanımlanabilir. Bu sürecin birincil kurumu ailedir, çocuk yetiştirme tutum ve davranışları ile değerlerini aktarır ve bu sayede sosyalizasyonun temelleri aile ortamında atılmış olur.
Biyolojik işlevselliğin amacı nedir?
-
Neslin devamını sağlama
-
Eşlerin cinsel yaşamlarını düzenleme
-
Nüfusun demografik yapısını oluşturma
Aile türleri nelerdir?
Sosyoloji yazınında aile türleri en yaygın olarak ailenin büyüklüğüne, ailede kimin otorite sahibi olduğuna ve ailenin yaşadığı yere göre üç ölçüt temelinde gruplandırılır.
Aile türleri incelendiğinde otorite sahibi başlığı altında yer alanları maddeler halinde yazınız.
- Ataerkil aile
- Anaerkil aile
- Modern aile
Çekirdek aile yapılanması kişilerin dağılımı nasıldır?
Çekirdek aile yapılanmasında eşitlikçi rol dağılımı, aile üyeleri arasında iş bölümü ve aile üyelerinin özerk bir kişilik olarak varlıkları ön plandadır.
Geniş aile nedir?
Geniş aile, büyük aile veya geleneksel aile olarak da isimlendirilir. Bu ile türünde aileyi oluşturan bireyler, anne babanın evlenmemiş çocukları, evlenmiş erkek çocukları, gelin, torun ve akrabalardır. Aile reisi genel olarak ailedeki en yaşlı kişi olarak görülür.
Ataerkil aileyi tanımlayınız.
Ataerkil aileler, erkeğin otorite sahibi olduğu aile türleridir. Ailenin en yaşlı erkeği otorite figürü olarak kabul edilir ve akrabalık baba soyuna dayanmaktadır. Bu tür ailelerde kararları geniş yetkilere sahip olan baba alır ve uygulamay koyar.
Anaerkil aile nedir?
Anaerkil aileler, kadının sahip olduğu statünün, erkeğin statüsünden daha üstün kabul edildiği ailelerdir. Aile içerisinde otorite figürü olarak kararları anne alır ve uygulamasını gerçekleştirir.
Aile içerisindeki otoritenin kadın ve erkek tarafından eşit şekilde paylaşıldığı, demokratik dengeye dayanan ailelere ne ad verilmektedir?
Modern aile, aile içerisindeki otoritenin kadın ve erkek tarafından eşit şekilde paylaşıldığı, demokratik dengeye dayanan ailelerdir. Modern aile günümüzdeki genellikle modern sanayi toplumlarına özgü aile yapılanmasındadır. Akrabalık hem anneden hem de babadan geçer.
Yaşadığı yere göre aile türleri nelerdir?
- Kırsal aile
- Kentsel aile
- Gecekondu ailesi
Kültürel atmosferin aile yapısına etkileri nelerdir?
Kültürel atmosfer ebeveynlerin tutum, davranış, inanış ve çocuk yetiştirme pratiklerini şekillendirirken kültüre özgü ebeveynlik tarzlarının oluşması da kaçınılmazdır. Bu nedenle, farklı kültürlerdeki ebeveynler çocuklarının fizyolojik, psikolojik ve gelişimsel ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda farklı tutum ve davranışlar sergilerler.
Ebeveynlik etnoteorilerini tanımlayınız?
Ebeveynlik etnoteorileri belli bir kültür içerisinde çocuk yetiştirme pratiklerinde o kültüre özgü değer, inanış, tutum ve davranış temelinde ortaya çıkan ve kültürel inanç sistemlerini yansıtan ebeveynlik tutum ve davranışları olarak tanımlanabilir.
Triandis’e göre bireycilik nedir?
Bireycilik bireylerin kendilerini toplumdan bağımsız gördüğü, bireylerin kendi ihtiyaçlarını ve amaçlarını önceliklendirdiği ve sosyal ilişkilerin görece daha gevşek olduğu sosyal örüntü olarak tanımlarken, toplulukçuluğu ise bireylerin kendilerini toplumun bir parçası olarak gördüğü, toplum çıkarlarının ve ihtiyaçlarının bireysel amaçlardan önce geldiği ve sosyal ilişkilerin görece daha sıkı olduğu sosyal örüntü olarak tanımlamaktadır.
Kağıtçıbaşı’nın aile modellerine göre temel aile modelleri nelerdir?
Birbirine bağımlı aile ilişkilerini barındıran karşılıklı aile modeli, aile bireylerinin özerk benliklerinin ön planda olduğu bağımsız aile modeli ve bu iki modelin sentezlenmesiyle ortaya çıkan psikolojik (duygusal) bağımlı aile modelidir.
Bireyci kültürlerin temel özellikleri nelerdir?
Bireyci kültürlere atfedilen temel özellikler sanayileşme, göç oranlarında artış, düşük doğum oranları, medya ve teknolojinin etkisi ve çekirdek aile yapısı ve beraberinde gelişen zayıf sosyal ilişkiler ve bireylerin bağımsızlık ihtiyacıdır.
Toplulukçu kültürlerin temel özellikleri nelerdir?
Toplulukçu kültürlerin en temel göstergeleri tarımsal ekonomi, otoriteye saygı ve uyum, homojen yapıda sosyal gruplar ve gruplar arası yüksek ayrışma, geniş aile yapısı ve buna bağlı olarak gelişen karşılıklı bağımlı ve yakın sosyal ilişkilerdir.
Türkiye'deki genel aile yapısı hangi kültür temeline dayanmaktadır?
Türkiye kültürel anlamda geniş bir yelpazede bulunmasına ve farklı coğrafi bölgeleriyle bireysel seviyede heterojen bir yapıya sahip olmasına rağmen genel aile yapısının toplulukçu kültür iklimine sahip olduğu söylenebilir.
Karşılıklı bağımlı aile modelini tanımlayınız.
Bu model özellikle modernleşme sürecinin etkilerinin tam olarak yansımadığı ataerkil geleneksel toplumlarda daha sık görülmektedir. Bu modelde aile sadece anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile üyelerinden ibaret değildir. Anneanne, babaanne, dede gibi geniş aile fertlerinin ve akraba ilişkilerinin etkileri aile içi ilişkilerde ön plandadır. Bu tip ailelerde çocuğun ekonomik ve psikolojik değeri göze çarpmaktadır. Bundan dolayı çocuk sahibi olmak bireylerin kısa vadede duygusal ihtiyaçlarını karşılarken, uzun vadede ise ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu aile modelinde çocuk ve aile arasında karşılıklı bağımlılık söz konusudur.
Ortak ebeveynlik nedir?
Bakım veren birincil bağlanma figürünün bakım rolünü ailenin diğer üyeleri ile paylaşması sonucu ortak ebeveynlik ortaya çıkmaktadır.
Japon ebevenlerin bağlanma tipi nedir?
İlişkisel benliği önemseyen ve çocukları da bağımlı aile ilişkileri kurmaları yönünde yetiştiren Japon ebeveynler ve çocukları arasında, insanlarla yakınlık arayışı ve ayrılık kaygısını temsil eden kaygılı bağlanma tipi daha yaygındır.
Boşanmayla birlikte gelişen değişimler nelerdir?
Boşanmayla birlikte ailede yapısal olarak bir değişim meydana gelir ve aile üyelerinin rolleri ve sorumlulukları yeni düzene göre tekrardan oluşturulur. Bu durum toplum seviyesinde demografik yapının değişmesi anlamına gelir. Boşanmayı izleyen süreç diğer ailevi süreçlerde olduğu gibi içinde bulunduğu toplumun kültüründen oldukça etkilenir.
Aile ici iletişim örüntüleri nelerdir?
Aile içi iletişim örüntüleri; karşılıklı konuşma temelli/diyalog yönelimli ve itaat temelli/uyum yönelimli iletişim olmak üzere iki ana boyutta incelenmektedir.
Karşılıklı konuşma boyutunu açıklayınız.
Karşılıklı konuşma boyutu, tüm aile bireylerinin aile içi konularda fikirlerini özgürce ifade etmelerine ne derecede olanak tanındığını ifade eder. Karşılıklı konuşmaya önem veren ailelerde, konuşulan konu ve harcanan zaman ne olursa olsun tüm bireyler söylemek istediklerini serbestçe ve sıklıkla dile getirirler.
İtaat temelli iletişim boyutu nedir?
İtaat temelli iletişim boyutu tüm aile bireylerinin benzer tutum, değer ve inançlara sahip olmasının ne derecede önemsendiğine karşılık gelir. İtaati önemseyen ailelerde genellikle aile içi uyumu ve ebeveynlere bağlılığı pekiştirmeye yönelik etkileşimlerde bulunulur.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 10 Gün önce comment 11 visibility 18146
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1184
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 630
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2765
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 922
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25588
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14515
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12516
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12509
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10436