Aile Yapısı ve İlişkileri Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Aile İlişkileri
Aile ne tür bir kurumdur?
Aile içinde bulunduğu toplumun değer yargıların kültürünü, gelenek ve göreneklerini yansıtan, ayrıca kendi içinde özel bir düzeni olan, çevresiyle iletişim içerisinde olan anne, baba ve çocuklardan oluşan bir kurumdur. Aile üyeleri aileye yalnızca doğum, evlat edinme ve evlilik yoluyla girerler ve sadece ölüm yoluyla bu birimi terk ederler.
Çocuğun gelişiminde ailenin rolü nedir ve aile bireylerinin sorumlulukları nelerdir?
Çocuğun gelişiminde, sosyal deneyimlerinin kazanılmasında, doğru ve yanlışı öğrenmesinde, cinsel kimliğini kazanmasında, davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür. Ailede anne ve babanın hem bir birlerine hem de çocuklarına karşı gerek sosyal gerekse yasalarla da belirlenen görev ve sorumlulukları vardır. Anne ve babanın esas sorumluluğu; çocuğa mutlu ye huzurlu bir aile ortamı yaratmaktır. Bu aile ortamında ona iyiyi, doğruyu, güzeli, sabır ve hoşgörüyle öğretmektir. Ayrıca aile içinde yalnızca anne ve babanın görev ve sorumlukları yoktur. Çocuklar da yaş, cinsiyet, kişilik ve yetenekleri doğrultusunda görev almalıdır.
Ailede anne baba çocuk ilişkileri nasıl şekillenir ve çocuğun kişiliğinin oluşumunda anne babanın rolü nedir?
Anne, baba ve çocuk ilişkileri, büyük ölçüde anne ve babanın çocuk yetiştirme tarzları ve çocuğa karşı tutumları ile şekillenir. Anne ve baba tutumları, çocuğun ailedeki ve toplumdaki yerini belirler. Anne ve baba tutumları çocukta temel karakteristik özelliklerin oluşmasında en etkili faktördür. Çocuk için kişiliğinin oluşumunda önemli rol oynayan ilk özdeşim modelleri anne ve babalardır.
Ailede anne ve babanın temel sorumlulukları nelerdir?
• Kendilerine bakmak, özen göstermek,
• Eşleriyle olan birlikteliğe özen göstermek,
• Çocuklarının bakımını üstlenmek, onlarla ilgilenmektir.
“Aşırı koruyucu annelik ve babalık” kavramı nedir?
Çocuğun hayatının her dönemine dâhil olmak isteyen anne ve babalar, sıklıkla çocuğun tüm sorunlarını çözmeye çalışırlar. Aşırı koruyucu anne ve babalığın bir türü olan çocuklara ve çok yakın olarak tepede gezinilen “helikopter anne ve baba”, çocuklarının deneyimlerine ve sorunlarına aşırı yakın olan ve önüne çıkan özellikle eğitim kurumları ile ilgili tüm engelleri kaldırmaya çalışan anne ve babadır.
“Ceza merkezli anne ve babalık” kavramı nedir ve zararları nelerdir?
Cezalandırmayı, gözdağını, bağırmayı, alçaltmayı, utandırmayı, suçlamayı veya çocuğun öz güvenini azaltmayı veya fiziksel şiddeti kullanır. Çocukların duygusal gelişimi ve büyümeleri büyük ölçüde etkilenir. Ayrıca anne ve baba ile çocuk ilişkisine de zarar verir. Cezalandırma çocuk üzerinde baskı yaratması nedeniyle daha başarısız olurlar.
“Katı disiplinli anne ve babalık” kavramı nedir?
Zorlu yaşama dayanması ve gelişmesi için disipline ve katı kurallara aşırı değer veren otoriter bir anne ve baba yaklaşımdır.
“Yavaş anne babalık” kavramı nedir?
Çocukluğunu yaşamak ve dünyayı kendi gözleriyle tanımaktan alıkoyan anne ve babalar, çocuklar için daha az plan ve organizasyon yapmayı tercih ve teşvik ederler.
Doğumdan sonra annenin çalışmasının/çalışmamasının çocuk üzerindeki etkileri nelerdir?
Doğumdan sonra annenin çalışması ile ilgili araştırma sonuçları farklıdır. Annenin çalışmasının çocuklar üzerinde olumsuz etki yaptığı inancı, yerini anne yerine geçen bakımın niteliği ne olursa olsun akşam annenin uyarıcı ve sıcak ilgisinin çocuğun optimal gelişimi için yeterli olacağı inancına bırakmıştır. Ayrıca eğitim görmüş bakıcılar tarafından yetişen çocuklar ile ailelerin yanında büyüyen çocuklardan kişilik ve ruhsal gelişim açısından farklılık göstermediği birçok çalışmada bildirilmiştir. Yine bazı araştırmalarda annesi çalışan ve çalışmayan çocukların davranış sorunları ve uyumsuzluk yönünden fark saptanmamıştır.
“Yalnız anne veya babalar” kavramı nedir ve zorlukları nelerdir?
Genel olarak yalnız anne ve baba olma durumu, boşanmanın bir sonucu olarak düşünülürler. Fakat dul veya hiçbir zaman evlenmemiş biri de yalnız bir anne veya baba olabilir. Diğer anne veya babasını arayan çocukla başa çıkma ile ilgili olarak yalnız anne veya babalar genellikle zorluklar yaşarlar.
Yaşlı anne baba olmanın olumlu tarafları nelerdir?
Genellikle ekonomik olarak daha iyidirler, işlerinde ve evlerinde güvendedirler ve ne istediklerini biliyorlardır. Araştırmalar, ileri yaşta anne olan kişilerin büyük bir doyum sağladıklarını, çocuklarıyla daha nitelikli zaman geçirdiklerini ve onlara karşı daha duyarlı davrandıklarını ortaya koymaktadır. Yine benzeri çalışmalar, 35 yaşından sonra baba olan kişilerin 35 yaşından önce baba olanlara kıyasla çocuklarıyla daha nitelikli zaman geçirdiklerini ortaya koymuştur.
Yaşlı anne baba olmanın olumsuz tarafları nelerdir?
İleri yaşta hamilelik, annenin ve çocuğun sağlığı ile doğum ve gelişimine ilişkin bazı risk faktörlerini de beraberinde getirmektedir. Ayrıca ileri yaşta çocuk sahibi olan annenin çocuk yetiştirmesinde korucuyu ya da gevşek tutum sonucu “çocuk merkezli bir aile” oluşturulduğu sık rastlanan bir durumdur. Aynı şekilde ileri yaşta baba olanlar, çocukları orta yaşa geldiklerinde ağır bir sorumlulukla baş başa kalmakta ve çocuklarının babanın enerjik ve aktif olmalarını istemelerine rağmen onlarla ortak etkinliklerde yetersiz kalabilmektedir.
Genç anne baba olmanın olumsuz tarafları nelerdir?
Çok genç yaşta çocuk sahibi olan anne babalar çok sık sorunlarla karşılaşırlar. Genç anne ve babaların dünyaya bir çocuk getirmesi için ailenin, çevrenin ve arkadaşların gerekli maddi ve manevi desteğine ihtiyaçları vardır. Genç anne ve babalar kendi eğitimlerine devam etmede ve uygun bakıcılar bulmada çok sık sorun yaşarlar.
“Üvey ailelere sahip anne ve babalar” kavramı nasıl oluşur?
Günümüzde boşanma ve yeniden evlenmeler oldukça yaygın olduğu için daha fazla üvey aileler bir araya gelmektedir. Yeni ve sürekli sevgi bağlarının kurulması için bir şansta olabilir.
Evlat edinen anne ve babalar nasıl bir süreç yaşarlar?
Bir bebeği evlat edinmek çok zor olabilir. Anne ve baba olamama ile ilgili uzun ve sıklıkla can sıkıcı süreçler yaşanır. Yeni bebek evlatlık alınarak eve getirildiğinde pek çok zorluk daha yeni başlamaktadır.
İleri yaşta yeni kardeşe sahip olan çocukların anne ve baba olma durumu nasıldır?
Aileler önceki doğumlardan çok uzun bir süre sonra bir çocuk daha edindiyse yeni bebeğin muhtemelen üç ya da daha fazla anne ve babası olacaktır. Daha ileri yaşta ki kardeşler, yeni bebeği izlemeye, kılavuzluk etmeye ve bakmaya yardımcı olacaktır. Tabii ki her abi veya abla bu rolü edinmek istemeyecektir.
Bebek ya da çocukların psikososyal gelişiminde büyükanne ve büyükbabanın rolü nedir?
Bebek ya da çocukların psikososyal gelişiminde büyükanne ve büyükbabaların rolleri ile ilgili araştırma sonuçları çelişkilidir. Onların işe karışmaları ile gelişim üzerine olumlu etki olduğunu bildiren sonuçlar yanında hiçbir etkinin olmadığı, hatta olumsuz etkilerin olabileceğini bildiren araştırma sonuçları da vardır. Acil servis, poliklinik ve sağlık merkezine başvurularda getiren kişi, birlikte gelen kişi ya da sağlık kurumuna başvuruyu öneren kişiler sorulduğunda sıklıkla büyükanne ve büyükbabaların etkili olduğu belirlenmiştir.
Kornhaber (1996), büyükanne ve büyükbabalık rollerini kaç başlık altında incelemiştir?
Kornhaber (1996), büyükanne ve büyükbabalık rollerini dört başlık altında incelemiştir:
• Sosyal ve sembolik rol,
• İşlevsel rol,
• Duygusal rol,
• Ruhsal rol.
Çocuğun psikososyal gelişiminde büyükanne ve büyükbabanın yeri ve önemi nedir?
Çocuk psikiyatrisinde bebeğin psikososyal ya da psikoseksüel gelişimi göz önünde bulundurulduğunda; ilk 9 ay (ortalama ilk yıl) içinde bebeğin “temel bakımı veren bir kişi” ile sürekli, tutarlı ve karşılıklı güvene dayalı doyurucu ilişkisinin önemi konusunda fikir birliği vardır. Gebelik, doğum ve doğum sonrası anne sağlığı ile ilgili olası sorunlar yanında bu döneme özgü ruhsal bozukluklar göz önüne alındığında temel bakım veren kişi her zaman anne olmayabilir. Bu durumlarda “Temel bakım veren kişinin” çocuğu gerçekten seven ve ona bağlanacak bir kişi olması gerekmektedir. Bu da sıklıkla daha çok kan bağı olan bir yakın olmaktadır. Bu dönemlerde de çocuğun kısa süreli bakımında büyükanne ve büyükbabalar devreye girebileceklerdir.
Çalışan anne babaların giderek artması, kreşe kadar olan dönemde çocuğun bakımı ile ilgili sorun ortaya çıkmaktadır. Anne ve babadan çok yabancı olmayan, tanıdık yüzlere geçme çocuğun uyumunu artıracaktır. Bunun dışında çocuğun anne ya da baba kaybı ya da uzun süreli ayrılığı yaşadığı durumlarda da büyükanne ve büyük babaların rolü önemlidir. Böylesi ayrılıklar sıklıkla ayrılan eşler için travmatik olmakta ve eşler anne ya da babaları ile birlikte yaşamaya başlamaktadırlar. Bu ailelerde diğer eşin yerine sıklıkla büyük anne ya da büyükbaba girerek anne ya da baba rolü üstlenmektedirler.
“Boş yuva sendromu” nedir ve ülkemizde görülme oranı nasıldır?
Çocukların evden ayrılması üzerine anne ve babanın yaşadığı dönemi ifade eden boş yuva sendromu, genç yetişkin çocuklu ailelerle yetişkin yaşta çocuğu olan ailelerde görülür. Genç yetişkin çocuklu aileler, ilk çocuğun evden ayrılışıyla başlayan ve son çocuğun ayrılışına dek süren dönemdeki ailelerdir.
Ülkemizde boş yuva sendromunun yoğun olarak yaşanmaması aile üyeleri arasında kurulan bağların hâlâ güçlü oluşuyla açıklanabilir. Ancak geleneksel geniş aileden çekirdek aileye geçilmeye başlaması ve kültür değişmeleriyle yakın bir zamanda bu durumun ülkemizde değişmeye başlandığı söylenebilir. Bunun son dönemde gözlenen örnekleri, bayramlarda yaşlıları ziyaret yerine tatile gidilmesi ve yaşlıların huzurevlerine daha fazla bırakılmalarıdır.
Evlilikte eşler arası ilişkiler nasıl olmalıdır ve çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?
Evlilikte önemli olan kişiliklerdeki ayrılıklar değil, beklentilerdeki ortaklıktır. Eşlerin birbirlerini sevmeleri, saymaları, birbirlerine güven duymaları, özenli, duyarlı, hoşgörülü, paylaşımcı davranmaları evlilik bağını güçlendirir. Aile içi ilişkilerde tartışmaların olması doğaldır. Eşler arasındaki ilişkinin çocuklar üzerinde kalıcı etkileri vardır. Çocuk anne ve babasını taklit ederek sosyal yaşama alışır. Aile içinden seçtiği örnek kişide, kişilik bozukluğu varsa, kötü davranış şeklinin çocukta da görülme olasılığı yüksektir. Anne ve babaların, sözlerden çok davranışlarıyla model olmaları gerekir.
Anne ve babanın çocuğa karşı görevleri nelerdir?
Anne ve babanın çocuğa karşı görevleri; çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak, onun yaşamını güvenli kılmak, ona yaşamı öğretmek ve sorunlarla başa çıkabilmesi için yol göstermektedir. Anne ve babaların çocuğu korkutmadan, işbirliğine dayalı sağlıklı bir iletişim ortamı hazırlamaları, çocukların olumlu düşünen, uyumlu, yaratıcı kendi kendini kontrol edebilen bireyler olmalarını sağlar.
Ailede anne baba ve çocuk ilişkisi nasıl olmalıdır?
Çocuk yetiştirmek, yeterli bilgi ve becerilerin yanı sıra sabır ve dayanışmayı da gerektirir. Çocuk ilk yıllardaki aile yaşamının izlerini tüm yaşamı, boyunca taşıyacaktır. Anne ve babanın çocuğa karşı takındıkları tavır, bebeklik döneminden itibaren çocuk üzerinde derin ve kalıcı izler bırakır. Çocuğa anne ve babanın gösterdiği dengeli sevgi ve koruma duygusu, çocukta güven duygusunun gelişimine yardımcı olur. Çocuk böylece insanları sevmeyi, onlarla ilişki kurmayı öğrenir. Buna karşılık sağlıksız bir beraberliğin ürünü olan çocuk, anne babasının sorunlarının aktarıldığı bir nesne konumundadır. Evliliğindeki yalnızlığını ve mutsuzluğunu çocuğuyla gidermeye çalışan bir anne ya da baba, bu davranışıyla onun benlik ve cinsel gelişimiyle kimlik gelişimini olumsuz etkilemiş olur. Ayrıca anne ya da babanın, tamamen bilinç dışı, çocuğa aşırı düşkünlük göstermesi de hem aile hayatının mutluluğunu bozabilir, hem de çocuğu olumsuz etkileyebilir.
Ailede çocuğa verilen “maddi değer” nedir ve hangi kesimlerde rastlanır?
Çocuğun maddi değerinden kastedilen çocuğun yaşlılık güvencesi olarak görülmesi, büyüdüğünde aileye ekonomik katkıda bulunması beklentisidir. Kırsal kesimde, az gelişmiş bölgelerde, eğitim düzeyi düşük, çok çocuklu ve erkek çocuklu ailelerde rastlanır.
Ailede çocuğa verilen “psikolojik değer” nedir ve hangi kesimlerde rastlanır?
Çocuğun duygusal bir değeri vardır. Çocuktan sadece duygusal ilgi beklenmektedir. Kentlerde, gelişmiş bölgelerde ve kız çocuklu ailelerde ise psikolojik değerin daha fazla olduğu bildirilmektedir.
Aile toplantısında amaç nedir?
Aile toplantısında amaç: işitilmek, birbiri hakkında olumlu duyguları ifade etmek, birbirlerini teşvik etmek, yapılması gereken işleri planlamak, kaygıları, duyguları, şikâyetleri ifade etmek, çatışmaları çözümlemek ve aile eğlencelerini planlamaktır.
Kardeşler arası ilişkiler nasıl olmalıdır ve kişilik üzerindeki etkileri nelerdir?
Kardeşler arasında uyumlu ilişkilerin kurulmasında ve sürdürülmesinde en önemli etken, anne ve babanın tutumları ve diğer aile üyelerinin davranışlarıdır. Hatalı tutumlar, çocukların birbirlerine karşı sevgi ve saygı duymalarını engelleyerek öfke ve düşmanca duygular yaratabilir. Kardeşler birbirleriyle yaşadıkları etkileşimde sadakat, bağlılık, yardımseverlik, koruyuculuk ya da çatışma, hükmetme ve rekabet içeren süreçler yaşarlar. Kardeşler arasındaki iletişim ve etkileşim çocuğun kişiliği üzerinde etkili olur. Kardeşler arasındaki ilişkiler, kardeş sayısı ve yaş farklarına göre biçimlenir.
Eşlerin yakınları ile ilişkilerde nelere dikkat edilmelidir?
Gelin, damat, kayınvalide, kayınpeder, elti, görümce, baldız, kayınbirader gibi rollerle evlilik yaşamında tanışılır. Başarılı bir evlilik ve mutlu bir aile olmak bu yeni rollere uyum sağlayarak dengeli ilişkiler kurabilmekle mümkündür. Bu yeni rollere uyumun niteliğini etkileyen pek çok etken vardır. Bireylerin, insan ilişkileri konusundaki tutumları, iletişim yeteneği, yetiştiği ailede geçirdiği yaşantılar bu uyumda rol oynayan etkenlerin en önemlileridir.
Ailede sevginin önemi nedir ve yokluğunda ne gibi sorunlar doğar?
Sevgi, çocuğa güven içinde olduğu, korunduğu, yalnız olmadığı ve değerli olduğu duygusunu kazandırır. Bu duygular sağlıklı bir kişilik gelişiminin temellerini oluşturur. Çocuk sevmeyi ve sevilmeyi ailede öğrenir. Çocukların her yönden sağlıklı gelişimi, anne ve baba yoksunluğundan uzak, sevgi ve saygının dengeli ve tutarlı yaşandığı bir ortamı gerektirir. Sevgiden yoksun büyümüş çocukta çeşitli uyum ve davranış bozuklukları görülebilir. Kendisini dışlanmış kabul eden çocukta güvensizlik duygusu gelişir.
Disiplin nedir ve niçin gereklidir?
Disiplin, bireylerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymasını sağlamak amacı ile alınan önlemlerin tümüdür. Disiplin, insanların birlikte mutlu yaşayabilmeleri, iyi ilişkiler kurabilmeleri için zorunludur. Bunun sağlanabilmesi ise, çocukların ve ergenlerin gelişim dönemlerinin ve özelliklerinin anne ve babalar tarafından bilinmesine, onların iyi bir örnek olmalarına bağlıdır. Disiplinde en etkili yöntem örnek olma yoluyla öğretmektir. Evde disiplin konusunda ortaya çıkan sorunların en önemli nedeni uygulamadaki tutarsızlık ve devamsızlıktır. Ayrıca anne ve babanın, kurallar ve uygulama yöntemi konusundaki fikir birliğine varmış olmaları gerekir.
Ailede ödül ve cezanın önemi nedir?
Gerçek anlamda disiplin oluşturabilmek için yerinde kullanılan ödül ve ceza büyük önem taşır. Ödül istenen davranışların pekişmesi amacıyla kullanılan ve çocuğun gelişimine katkı sağlayan bir yöntemdir. Ödül çocuğa hak ettiği zaman verilmelidir. Çocuğun hangi davranışından dolayı ödüllendiğini bilmesi de eğitsel açıdan önemlidir.
Ceza ise istenmeyen davranışların tekrar edilmesini engellemek amacıyla kullanılan bir eğitim yöntemidir. Ceza, yapılan davranışın ardından hemen uygulanırsa doğru sonuç verir. Çocuk, ailenin ve toplumun kurallarına aykırı davrandığında ceza almalıdır. Çocuk uyması gereken kuralları bilmeli ve bu kurallar uygulanırken çocuğa tartışabilme hakkını da verilmelidir. Onur kırıcı ve çocuğun kendisini savunmasına fırsat tanımadan verilen ceza, çocuğun özgüvenini sarsar ve bağımsızlaşmasını engeller.
Ailede sorumlulukların paylaşılması hangi konularda yarar sağlar?
Ailede sorumlulukların paylaşılmasının sağladığı yararlar şöyle sıralanabilir:
• Aile bireyleri arasında sağlıklı ilişkilerin kurulmasında,
• Aile üyeleri arasında duygu ve düşüncelerin paylaşılmasında,
• Ailede bireylerin kendilerini işe yarar ve değerli hissetmelerinde,
• Aile üyelerinin birbirlerinin yeteneklerinden yararlanarak, deneyim kazanmalarında,
• Aile bireylerinin ortak değer ve amaçlarının oluşmasında,
• Aile kaynaklarının akıllıca kullanılıp geliştirilmesinde,
• Aile yaşamının aksayan yönlerinin düzeltilmesinde, yarar sağlar.
Çocuk yetiştirmede karşılaşılan anne baba tutumları ne şekilde gruplandırılır?
Baskıcı ve otorite yanlısı tutum, izin verici (destekleyici-yetkili ve güvenilir) tutum, ilgisiz tutum, demokratik tutum, aşırı korumacı tutum, dengesiz ve kararsız tutum şeklinde gruplandırılabilir.
Baskıcı ve otorite yanlısı tutum sergileyen ailelerin özellikleri nelerdir?
Anne, baba ve çocuk arasında ilişki, kurallara ve emirlere yüksek uyum ve itaat beklentisi ile karakterizedir. Otorite yanlısı anne ve babalar kısıtlayıcı, cezalandırıcıdır ve çocuklarından emirlerine uymalarını ve gösterdikleri çabaya ve işlerine saygı göstermelerini isterler. Fakat kuralları ve sınırları genellikle açıklamazlar. Uygulanan bu çok katı disiplinde çocuklar kendilerini hayatın her aşamasındaki kurallara sorgulamadan uymak zorunda hissederler. Otorite yanlısı anne ve babalar, çocuklarıyla sorunu tartışmaktansa şiddet kullanmaya daha yakındırlar.
Aşırı hoşgörülü ve gevşek tutum sergileyen ailelerin özellikleri nelerdir?
Hoşgörülü anne ve baba olma, genellikle tek çocuklu ailelerde ve ileri yaşta anne ve baba olmuş ailelerde rastlanan tutumlardır. Çocuğun davranışları anne ve baba tarafından sorgulanmaz ve çocuk sonsuz özgürdür. Bu ailelerde çocuğun hataları, yanlış davranışları sürekli kabul görür. Evde kuralları çocuk koyar ve ailenin hayatı ona göre şekillendirilir. Bu abartılı özgürlük ve sevgi onun doyumsuz kişilik geliştirmesine neden olur. Toplumsal hayata uyum sağlamakla güçlük çekerler ve sosyal ilişki kurmakta güçlüklerle karşılaşırlar.
İlgisiz ve kayıtsız tutum sergileyen ailelerin özellikleri nelerdir?
İlgisiz anne ve baba olma aynı zamanda çocuğun duygularını ve düşünceleriyle önemsememek anlamına da gelir. İletişim kopukluğu olan ailelerde, anne ve babanın çocuğu dışlaması, çocuğu görmezlikten gelmeleri ilgisiz ve kayıtsız tutumun göstergeleri olabilir. Bu anne ve babalar çocuğu sevgi, destek, sempati, ilgi, övgü, cesaret, gözetimden yoksun bırakarak çocuğun gelişimini ihmal ederler. Bu durumda çocukta bir yere ait olma ve güven duygusu sarsılır. Anne ve babalar ilişkilerde isteksiz, düşük sorumluluk sahibidirler ve sınır koymazlar. Anne ve babalar çocuklarına duygusal olarak destekçi değillerdir fakat yemek, barınma ve para gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilirler.
Güven verici, destekleyici ve demokratik tutum sergileyen ailelerin özellikleri nelerdir?
Anne ve babanın çocuklarına hoşgörülü davranmaları, onları desteklemeleri, çocukların isteklerini bazı kısıtlamalar dışında diledikleri biçimde gerçekleştirmelerine izin vermeleri ve demokratik olmaları anlamına gelir. Çocuk kabul görmek, desteklenmek, onaylanmak ister. Eğer çocuğa kendini ifade etme fırsatı verilirse uyumlu, mutlu ve sağlıklı olgunlaşma yolunda gelişir. Demokratik, güven verici ve destekleyici bir ortamda büyüyen çocuk kendine güvenen, olgun, yapıcı, yaratıcı, özgür, sosyal, sınırlarını bilen, girişimci, sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişirler.
Aşırı koruyucu tutum sergileyen ailelerin özellikleri nelerdir?
Aşırı koruyucu tutum anne ve babadan daha çok anne ve çocuk ilişkisinde rastlanan durumdur. Aşırı koruyucu tutumda anne çocuğuna fazla güvenemez ve onun tek başına birey olarak bir şeyleri başarmasına izin vermez.
Koruyucu yaklaşım çocuğun psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen tutumlardandır. Öz güvenleri az gelişmiş, diğer insanlarla ilişki kurmada güçlükler yaşayan ve başa çıkabileceği halde sorunlarını çözemeyen bireyler olurlar. Bazı durumlarda da aykırı davranışlar gösteren yetişkinler olabilirler.
Dengesiz ve kararsız tutum sergileyen ailelerin özellikleri nelerdir?
Anne ve baba tutumları içerisinde çocuğun gelişimini en çok olumsuz yönde etkileyen tutumlardandır. Anne ve babanın aynı davranışlara farklı zamanlarda farklı tepkiler göstermesi, çocukla ilgili eleştirilerini onun yanında yapmaları, davranışlarına birinin olumlu diğerinin olumsuz tepki göstermeleri çocukta dengesizlik ve kararsızlık duyguları ve davranışlarının gelişmesine neden olur. Dengesiz anne ve baba tutuma ile büyüyen çocuklar, iç dengeleri oturmayan, huzursuz ve olaylar karşısında nasıl davranacağına kolay karar veremeyen yetişkinler olurlar.
İşlevsel olmayan ailenin özellikleri nelerdir?
İşlevsel olmayan bir aile; uyuşmazlığı olan, uygunsuz bir şekilde ve sıklıkla bireysel olarak bir üyesinin sürekli ve düzenli olarak kötüye kullanımının olduğu ve diğer üyeleri de bu duruma katılmaya ittiği bir ailedir. Bu tür ailelerde büyürler çocuklar çoğu zaman bu düzenin normal olduğunu sanırlar.
İşlevsel olmayan bir ailede büyüyen çocuğun bir veya birden fazlasına sahip olabildiği temel roller nelerdir?
Çocuk ile ilgili temel roller şöyle sıralanabilir:
• İyi çocuk,
• Sorunlu çocuk,
• Asi çocuk,
• Bakıcı çocuk,
• Kayıp çocuk,
• Maskot çocuk,
• İdareci çocuk.
‘Aile’ kavramını nasıl tanımlayabiliriz?
Aile içinde bulunduğu toplumun değer yargılarını, kültürünü, gelenek ve göreneklerini yansıtan, ayrıca kendi içinde özel bir düzeni olan, çevresiyle iletişim içerisinde olan, anne, baba ve çocuklardan oluşan bir kurumdur.
‘Geleneksel geniş aile’ ile ‘çekirdek aile’ arasında ne gibi farklar bulunur?
Geleneksel geniş ailede üretim ve tüketim faaliyetleri hep birlikte yapılırken yetki erkekte, sorumluluk ise kadındadır. Aile düzeni büyüklerin deneyimleri ve kararları doğrultusunda kurulur ve sürdürülür. Geleneksel geniş ailede eşler çocuk eğitimi konusunda tek başına söz sahibi olmayabilirler. Diğer taraftan, çekirdek ailede sorumluluklar tüm aile bireyleri arasında paylaşılmıştır. Ancak çekirdek ailede kadının ekonomik bağımsızlığını ve özgürlüğünü kazandığı durumlarda aynı zamanda erkekte baskısını sürdürüyorsa, bireyler arasında başlayan çatışma ciddi sorunlara yol açmaktadır. Çekirdek ailede giderek artan “paylaşma ve iletişim yetersizliği”, çocuğun sağlıksız etkileşim ortamlarında büyümesine neden olmaktadır.
Anne ve babanın çocuklarına karşı en temel sorumluğu nedir?
Anne ve babanın esas sorumluluğu; çocuğa mutlu ye huzurlu bir aile ortamı yaratmaktır. Aynı zamanda, aile ortamında çocuğa iyiyi, doğruyu, güzeli, sabır ve hoşgörüyle öğretmektir.
Bir aile ortamında anne ve babanın sahip olduğu üç temel sorumluluk nedir?
Ailede anne ve babanın üç temel sorumluluğu vardır:
- Kendilerine bakmak, özen göstermek
- Eşleriyle olan birlikteliğe özen göstermek
- Çocuklarının bakımını üstlenmek, onlarla ilgilenmek
Bir aile ortamında anne ve babanın çocuğa karşı tutumlarını hangi başlıklar altında inceleyebiliriz?
Anne ve baba tutumları çocukta temel karakteristik özelliklerin oluşmasında en etkili faktördür. Bu tutumlar şunlar olabilir:
- Aşırı koruyucu annelik ve babalık
- Ceza merkezli anne ve babalık
- Katı disiplinli anne ve babalık
- Yavaş anne ve babalık
Özellik gösteren anne ve babalık durumları nelerdir?
Anne ve babalar şu tiplerde ebeveynlik yapıyor olabilirler:
- Çalışan anne ve babalar
- Yalnız anne veya babalar
- Yaşlı anne ve babalar
- Genç anne ve babalar
- Üvey ailelere sahip anne ve babalar
- Evlat edinen anne ve babalar
- İleri yaşta yeni kardeşe sahip çocukların annesi ve babası olma durumu
‘Üçüncü çocukluk’ kavramı neyi ifade etmektedir?
Üçüncü çocukluk kavramı, büyükanne ve büyük babalar için birincisi kendi gerçek çocuklukları, ikincisi kendi çocukları olduğunda yeniden çocuklaşmak ve üçüncüsü de torunlarıyla çocuklaşma fırsatını yakalamayı ifade etmektedir
Kornhaber’e göre, büyükanne ve büyük babaların rollerini hangi dört kategoride inceleyebiliriz?
Kornhaber, büyükanne ve büyük babalık rollerini dört başlık altında incelemiştir:
- Sosyal ve Sembolik Rol
- İşlevsel Rol
- Duygusal Rol
- Ruhsal Rol
‘Boş yuva sendromu’ kavramı neyi ifade etmektedir?
Çocukların evden ayrılması üzerine anne ve babanın yaşadığı dönemi ifade eden boş yuva sendromu, genç yetişkin çocuklu aileler ile yetişkin yaşta çocuğu olan ailelerde görülür. Genç yetişkin çocuklu aileler, ilk çocuğun evden ayrılışıyla başlayan ve son çocuğun ayrılışına dek süren dönemdeki ailelerdir. Boş yuva bazılarına çok ürkütücü gelebilir. Bazı anne ve babalar için bu son derece depresif bir dönemken diğerleri için tamamen yeni bir deneyim, yeni başlangıç ve olasılıklara açılan bir kapı olabilir.
‘Bağlanma kuramı’ neyi ifade etmektedir?
Bağlanma kuramı, John Bowlby ve Mary Ainsworth’un ortaklaşa çalışmalarının bir sonucu olarak gelişmiştir. Bowlby bağlanmayı (attachment) insanların kendileri için önemli gördükleri kişilere karşı geliştirdikleri güçlü duygusal bağlar olarak tanımlamıştır. Bowlby, yalnızca çocuktan ebeveyne bağlanma sürecini tanımlamış olmasına karşın tanımı karşılıklı ebeveyn-bebek bağlanma sürecinin açıklanmasına yardımcı olmuştur.
Ailede çocuğa verilen değeri hangi iki boyutta inceleyebiliriz?
Ailede, çocuğa verilen değer iki boyutta incelenebilir:
- Maddi değer: Çocuğun yaşlılık güvencesi olarak görülmesi, büyüdüğünde aileye ekonomik katkıda bulunması beklentisidir.
- Psikolojik değer: Çocuğun duygusal bir değeri vardır. Çocuktan sadece duygusal ilgi beklenmektedir.
Aile toplantısının verimli geçmesi için nelere dikkat edilmesi gerekir?
Aile toplantılarının verimli olması için şu konulara dikkat edilmelidir:
- Önceden belirlenmiş zamanda düzenli olarak toplanmalıdır.
- Toplantı başkanı dönüşümlü olmalıdır. Ancak ilk toplantı bir büyük tarafından yönetilmelidir.
- Toplantıda alınan kararlar bir yere yazılmalıdır.
- Toplantı süresi planlanmalıdır.
- Toplantılarda herkesin görüşü alınmalıdır.
- Toplantılarda yakınmalar sınırlandırılmalıdır.
- Evde yapılması gereken işlerin listesi yapılmalı ve buna göre görev dağılımı yapılmalıdır.
- Toplantıda toplantının güvenilirliği için alınan kararlara uyulmalıdır.
- Aile toplantılarının demokratik bir şekilde işleyebilmesi için herkesin sorunları üzerinde durulmalıdır.
- Aile toplantılarında sorunların, şikayetlerin yanında eğlencelerde planlanmalıdır.
Bir ailede çocuğun kardeşe hazırlık sürecinde neler yapılması gerekmektedir?
Kardeşe hazırlık döneminde şunların yapılması önerilir:
- Çocuğun bebekliği ile ilgili fotoğraf ve oyuncakları ile ilgili anıları paylaşma. O dönemde onunla ne kadar ufak göründüğü, o zamanlar yürüyemediği hakkında konuşma
- Kardeşinin ne kadar küçük olduğunu anlaması için yeni doğan bebeğin kıyafetlerini beraberce seçme
- Çocuğa bebeğin kullanacağı beşik, bebek arabası, biberon, emzik gibi eşyaları gösterme
- Çocuğa abla ya da abi olma konularını içeren hikayeler okuma
- Varsa yeni doğum yapmış bir arkadaşı çocukla beraber ziyaret ederek, çocuğun bebeği görmesini sağlama
- Hastaneden eve gelişte ona bir hediye verme
- Eve girerken bebeği bir başkasının taşınmasını sağlayarak, annenin abi ya da ablayı kucaklaması sağlanarak hamilelik döneminden başlayarak çocuğun kardeş olgusuna hazırlanması gerekir.
Yeni doğan kardeşle ilişkili hatalı anne baba tutumları nelerdir?
Yeni doğan kardeşle diğer kardeş arasındaki ilişkinin oluşmasında hatalı olan anne baba tutumları şunlardır:
- Çocuğa bir kardeşi olacağını uzun uzun anlatmaları
- Çocuğun yeni kardeşi kabullenmesi için olağanüstü çaba harcayarak onu kuşkulandırmaları
- Anne, baba ve diğer aile üyelerinin, bebeği sevmediklerini, istemediklerini söylemeleri
- Anne, baba ve diğer aile üyelerinin sürekli ağlıyor, altını kirletiyor diyerek bebeğin kötü yanlarını dile getirmeleri
- Anne bebekle ilgilenirken büyük çocuğu tamamen ilgiden yoksun bırakmaları
- Çocuğa kardeşini sevmesi gerektiğini söylemeleri
- Çocuğa kardeşini kıskanmanın utanılacak bir davranış olduğunu söylemeleri
- Bebek doğacağı zaman, çocuğu bir süre evden uzaklaştırma, bir başkasının yanına ya da anaokuluna göndermeleri
- Çocuğun, bebekten daha çok sevildiğini kanıtlamaya çalışmaları
- Yeni gelen kardeşten önce yapılan parka gitme, hikaye okuma gibi etkinlikleri bırakmaları
- Çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapmaları
- Büyük çocukları, küçük kardeşlerin bakımı ve korunmasından sorumlu tutmaları
- Çocuğun yanında bebeğe aşırı sevgi gösterilerinde bulunmaları
- Bebeğe zarar verir endişesiyle çocuğu, sürekli bebekten uzak tutmaları
- Anne ve baba çocuğa olan sevgisini sözlerden çok davranışları ile göstermemeleri
- Büyükanne ve büyükbaba ve misafirlerin çok fazla yeni bebekle ilgilenmesi
- Doğumdan sonra bebeği kıskanmasın diyerek büyük çocuğu odalarında yatırmaları
Kardeşlerin sorunlarını kendi aralarında çözebilmelerini sağlayabilmek için anne ve baba ne gibi tutumlar takınmalıdırlar?
Kardeşlerin sorunlarını kendi aralarında çözebilmelerini sağlayacak olumlu anne ve baba tutumları şunlardır:
- Çocukların kavga ettikleri zaman değil de sakin bir zamanda çatışma durumlarında ne yapabilecekleri hakkında konuşma
- Çocuklara birbirlerine fiziksel ve sözel olarak zarar vermedikleri sürece tartışabileceklerini söyleyip temel kuralları koyma
- Kurallara uyulmadığında hangi yaptırımların uygulanacağını söyleme
- Bağırmadan ya da şiddet göstermeden her ikisinin de duyguları hakkında konuşma
- Çatışmaları çözmeleri için onları cesaretlendirme
- Beraber kararlaştırılan kuralların takipçisi olma ve kuralların sürekliliğini sağlama
- Bir sorun çözme gibi yeni öğrendikleri becerileri gösterdiklerinde onlara övgüde bulunma
- Çocukların kendilerini yetersiz hissetmelerine ve kardeşlerinden daha az sevildiklerini düşünmelerine neden olması nedeniyle çocuklarını birbiriyle karşılaştırmama
- Rekabet ortamları yaratacak ifadeler kullanmama
- Çatışma çocuklar birbirleriyle çok sık zaman geçirdiklerinde oluyorsa onlara güvenle yalnız kalabilecekleri bir ortam yaratarak çatışmaları önleme
- Çocukların farklı kişilikleri ve ihtiyaçları olduğundan, adil olmak için her zaman çocuklara eşit davranmak zorunda hissetmeme
- Çocukların özel ilgilerini ve yeteneklerini keşfetmelerini sağlayarak farklılıklarını takdir etme
- Birbirlerine zarar verdiklerinde ani müdahalede bulunup onları ayırarak aynı ortamda bulunmamalarını sağlama
Eşlerin yakınları ile ilişkilerinde dikkat etmesi gereken konular nelerdir?
Hem eşler hem de ailelerinin mutluluğu için yakınları ile olan ilişkilerde dikkate alınması gereken konular şunlardır:
- Eşlerin yakınlarıyla arzu edilen düzeyde bir uyumun gerçekleştirilebilmesi için yeterli süre tanınmalıdır.
- Çocukların mutlu bir yuva kurması her anne babanın öncelikli arzusudur. Çabaları iyi niyetli olup yaptıkları onların mutluluğu içindir. Ancak ilgiler müdahalelere, öğütler yönlendirmelere dönüştüğünde ilişkilerin dengesi bozulur.
- Gençler, evliliğin yalnızca kendileri için değil aileleri için de yeni bir durum olduğunu düşünmeli, onların kaygılarını ve özlemlerini hoşgörü ile karşılamalıdırlar.
- Eşler kusurlarını ve sorunlarını kendi aileleriyle değil birbirleriyle tartışmalı ve birlikte çözüm yolu aramalıdırlar.
- Eşlerin aileleriyle olan ilişkilerde sorunlar varsa bunların nedenleri tek taraflı aranmamalı kusur tek tarafa yüklenmemelidir.
- Eşler, aile büyüklerinin uyarı ve öğütlerini tepkiyle karşılamak ya da reddetmek yerine, mutlulukları için onların deneyimlerinden yararlanma yoluna gitmelidirler.
- Anne ve babalar çocuklarının evlenmesiyle onları kaybettikleri düşüncesinden kurtulmaya çalışmalıdırlar. Bu kaygıdan kaynaklanan hatalı davranışlar sonuçta onları gerçekten kaybetmeye neden olabilir.
- Evli bireyler, eşleri ve anne ve babaları arasında kesinlikle tercih yapma durumunda bırakılmamalıdır. Sonuç her iki taraf için de üzücü olabilir.
- Anne ve babalar eş olarak seçilen kişiyi büyüten, yetiştiren ve mutlu bir aile kurmasına her yönden destek olan kişilerdir. Onların tek isteği çocuklarının mutluluğudur. Gençler büyükleri bu yönüyle değerlendirdiklerinde sorunların çözümüne daha iyimser ve hoşgörüyle yaklaşabilirler.
- Yakınlarla olan ilişkiler konusu nişanlılık döneminde gündeme getirilmeli ve eşler arasında beklentiler tartışılarak fikir birliğine varılmalıdır.
- Birbirlerinin anne ve babalarıyla iyi ilişkiler kurmaları hem eşleri hem de anne ve babaları son derece mutlu eder.
‘Duygusal ortak yaşama’ terimi neyi ifade etmektedir?
Duygusal ortak yaşama terimi, anne ile çocuk arasında kurulan güçlü bağ için kullanılmaktadır. Bu kavramın karşıtı ise “anne yoksunluğu” olarak tanımlanmaktadır. Anne yoksunluğu, herhangi bir nedenle annenin bulunmaması sonucu olabileceği gibi, annenin çocuğuyla yeterli duygusal bağı kuramadığı durumlarda da söz konusu olabilmektedir.
Aile içindeki ‘disiplin’ kavramı ile asıl kastedilen anlam nedir?
Disiplin, bireylerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymasını sağlamak amacı ile alınan önlemlerin tümüdür. Disiplin, çoğu zaman baskı ve otoriteyi açıklayan anlamda kullanılmaktadır. Oysa disiplinin gerçek anlamı bu değildir. Disiplin, çocuğun eğitimindeki sağlıklı tutum ve kuralları içerir. Aynı zamanda disiplin, bireysel hak ve özgürlüklerin sınırlanmadığı, doğallığın ayıplanmadığı, kişiler arası ilişkileri düzenleyen, yetenek gelişiminin sağlandığı, sorumlulukların paylaşıldığı ilke ve kurallar bütünüdür.
Ailede uygulanan disiplin kurallarının başarılı olmasını etkileyen gereklilikler nelerdir?
Disiplin kurallarını belirlerken ve bu kararları uygularken ailenin şu üç özelliği bünyesinde bulundurması gerekir:
- Anne ve babanın uygulanacak kurallar konusunda görüş birliğinde olması
- Anne ve babanın davranışlarında tutarlılık göstermesi
- Anne ve babanın davranışlarında süreklilik göstermesi
Aile içinde sorumlulukların paylaşılmasının aileye ne gibi katkıları bulunur?
Aile içinde sorumluluk paylaşımı şu konularda önemli rol oynar:
- Aile bireyleri arasında sağlıklı ilişkilerin kurulmasında
- Aile üyeleri arasında duygu ve düşüncelerin paylaşılmasında
- Ailede bireylerin kendilerini işe yarar ve değerli hissetmelerinde
- Aile üyelerinin birbirlerinin yeteneklerinden yararlanarak, deneyim kazanmalarında
- Aile bireylerinin ortak değer ve amaçlarının oluşmasında
- Aile kaynaklarının akıllıca kullanılıp geliştirilmesinde
- Aile yaşamının aksayan yönlerinin düzeltilmesinde
‘Ödül’ ve ‘cezayı’ nasıl tanımlayabiliriz?
Gerçek anlamda disiplin oluşturabilmek için yerinde kullanılan ödül ve ceza büyük önem taşır. Ödül, istenen davranışların pekişmesi amacıyla kullanılan ve çocuğun gelişimine katkı sağlayan bir yöntemdir. Güzel bir söz, bir öpücük, çocuğu övme gibi ödüller sıklıkla uygulanmalı, maddi değeri olan ödüllere çok sık başvurulmamalıdır. Ceza ise istenmeyen davranışların tekrar edilmesini engellemek amacıyla kullanılan bir eğitim yöntemidir. Ceza, yapılan davranışın ardından hemen uygulanırsa doğru sonuç verir.
Çocuk yetiştirme sürecinde karşılaşılan anne ve baba tutumlarını hangi başlıklar altında kategorize edebiliriz?
Çocuk yetiştirmede karşılaşılan anne ve baba tutumları şunlardır:
- Baskıcı ve otorite yanlısı tutum
- Aşırı hoşgörülü ve gevşek tutum
- İlgisiz ve kayıtsız tutum
- Güven verici, destekleyici ve demokratik tutum
- Aşırı korumacı tutum
- Dengesiz ve kararsız tutum
‘İşlevsel olmayan ailelerin’ genel özellikleri nelerdir?
İşlevsel olmayan ailelerin genel özellikleri şunlardır:
- Bazı aile bireylerine hatta ev hayvanlarına karşı aşırı ilgi gösterilirken diğer bazı aile bireylerine karşı empati yoksunluğu, anlayışsızlık ve duyarsızlık vardır. Yani; aile bireylerinden biri istediğinden çok daha fazla alırken diğeri ikinci plana itilir.
- Bazı aile bireylerine kötü davranışta bulunduklarını kabul etmezler ya da inkâr ederler.
- Diğerlerinden gelen eleştirileri yeterince tolere edemezler. Fiziksel, duygusal veya cinsel tacizi, duygusal olarak ifade etmede yetersizdirler.
- Diğer insanların hoşlanmayacağı bir sınırı amaçlı olarak ihlal etme gibi davranışlarla diğerlerinin sınırlarına saygı göstermezler.
- Çok fazla kavga ederler veya aile bireyleri ile gereksiz tartışmalarda bulunurlar.
- Aile bireylerinden birine veya bir kaçına cinsiyeti, doğum sırası, ailedeki rolü ve yetenekleri nedeniyle eşit olmayan yaklaşımda bulunurlar.
- Anormal derece de aşırı kıskançlık gösterirler veya diğerlerinin davranışın kontrol etmeye çalışırlar.
- İşlevsel olmayan ailelerde genellikle çocukların lehine olarak algılanan “evliliği bu şartlarda devam ettirme” genellikle bu çocukların zararınadır.
- Ayrılmak isterler fakat ekonomik, kültürel, dini veya kanuni nedenlerle yapamazlar.
- Çocuklar evde olanlar hakkında dışarıda konuşmaktan korkarlar.
- Özellikle eğlence aktivitelerinde ve sosyal olaylarda birlikte vakit geçirme eksiktir.
- Çocuklarda dahil toplumda birbirlerini sahiplenmezler ve/veya birbirlerini görmeyi reddederler.
İşlevsel olmayan ailelerin çocuklar üzerinde ne gibi etkileri vardır?
İşlevsel olmayan ailelerin çocuklar üzerinde şu etkileri yaratabilirler:
- Daha hızlı büyüme ya da tersine daha yavaş büyüm
- Anne ve babaya özenerek sigara, alkol ve/ veya ilaç kullanma
- Başkalarına rahatsızlık verme veya zorbalık etme veya kolay kurban ya da mağdur olabilme
- Bazı aile üyelerine karşı karışık sevgi ve nefret duyguları
- Cinsel ve fiziksel tacizle ilgili kötü davranışa maruz kalma
- Akran grubuyla sağlıklı ilişki oluşturma da zorluk yaşama
- Sosyal etkileşimini kısıtlayacak şekilde tek başına televizyon izleme, video oyunları oynama, internette gezinme, müzik dinleme ve diğer aktivitelerde bulunma
- Kızgın, kaygılı, depresif, diğerlerinden izole veya kendisinin sevilmediğini hissetme, konuşma bozukluğu, diğerlerine güvenmeme
- Suç dolu bir hayata yönelme ve çete mensubu olma
- Okulda ders başarısında düşme
- Duygularını ifade etmede zorlukla birlikte düşük kendine güven veya kötü duygu dışavurum
- Anne ve baba otoritesine karşı gelme
- Kimseye saygı göstermeme
- Aşırı harcama yapma,
- Genç yaşta kötüye kullanan bir eş veya partner bulma ve/veya evden kaçma, gebe kalma
- Ailenin ekonomik durumunun iyi olmasına rağmen kendisinin fakir veya evsiz olma riskinin olması
İşlevsel olmayan bir ailede büyüyen çocuklar ne tür roller benimser?
İşlevsel olmayan bir ailede büyüyen çocukların benimsediği roller şunlardır:
- İyi çocuk (Kahraman olarak da bilinir): Anne ve babalık rolü üstelenen çocuk
- Sorunlu çocuk (Günah keçisi olarak da bilinir): Ailede duygusal olarak kararlı olan tek o olduğu halde çoğu sorun yüzünden suçlanan ve kısmi olarak ailenin bozulmuş işlevselliğinden sorumlu tutulan çocuk
- Asi çocuk (Anne ve babanın otoritesine karşı olan çocuk): Ailenin bozulmuş işlevselliğinin tamamından değil bir kısmından sorumlu tutulan çocuk
- Bakıcı çocuk: Ailenin duygusal iyiliğinin sorumluluğunu alan çocuk
- Kayıp çocuk: Fark edilmeyen, sessiz, istekleri gizlenen veya ihmal edilen çocuk
- Maskot Çocuk: Giderek artan ailenin bozulmuş işlevselliğini mizahla değiştirmeye çalışan çocuk
- İdareci çocuk: Kendi istediğini yaptırmak için diğer aile bireylerinin hatalarını kendi faydası için kullanan çocuk
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 52
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 324
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 912
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1286
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20157
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582