Gayrimenkullerde Vergilendirme Dersi 1. Ünite Sorularla Öğrenelim
Vergi Hukuku Temel Bilgileri
Vergi hukuku nedir?
Vergi hukuku, “vergi ilişkisinden doğan hak ve ödevler ile bu ödevlere uygun hareket edilmemesi durumunda ortaya çıkabilecek olan ceza ve uyuşmazlık konularını inceleyen” bir kamu hukuku dalıdır.
Vergi hukukun kapsamı nedir?
Vergi hukuku kavramı, kapsam açısından geniş anlamda ele alındığında devletin kamu gücüne dayanarak elde ettiği tüm kamu gelirlerini yani vergiye ilave olarak resim, harç ve şerefiye gibi diğer gelirleri de içerir. Dar anlamda vergi hukuku ise sadece vergilere ilişkin kuralları kapsamına alır.Vergi hukukunun konusuna; Vergi, resim, harç, fon gibi isimlerle alınan çeşitli kamu gelirlerinin tarh-tahakkuk-tahsili, Vergi suçları ve cezaları, Vergilendirme sürecinde çıkan uyuşmazlıkların çözümü gibi konular girmektedir.
Vergi hukukun asli kaynakları nelerdir?
Asli kaynaklar, yeni norm koyan; verginin konusunu, mükellefini veya oranını etkileyen, vergi idaresinin, vergi mükellefinin ve vergi mahkemelerinin uymak zorunda olduğu kaynaklardır. Anayasa, kanunlar, anlaşmalar, Cumhurbaşkanı kararnamesi, Cumhurbaşkanı kararları, yönetmelikler, Anayasa Mahkemesi kararları ve Danıştay içtihadı birleştirme kararları asli kaynak özelliğini taşımaktadır.
Vergi hukukunun yardımcı kaynakları nelerdir?
Yardımcı kaynaklar, verginin aslını değiştirmeyen, yani verginin matrah ve oranını etkilemeyen, yalnızca mevcut düzenlemelerin açıklaması niteliğinde olan kaynaklardır. Vergi kanunlarının daha iyi anlaşılmasını sağlarlar. Bu yüzden bu kaynakların ilgililer açısından bağlayıcılığı yoktur. Bu kaynaklar arasında da vergi kanunlarını açıklayıcı özellik taşıyan genel tebliğler, sirkülerler, muktezalar ve aşağıda diğer yargı kararları başlığı altında incelenen mahkeme kararları ve doktrin sayılabilir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi nedir?
Cumhurbaşkanının, yürütme yetkisine ilişkin konularda çıkarmış olduğu kararnamelerdir. Bu kararnamelerle Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez (Anayasa md 104/17). Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir (Anayasa md. 119/6).
Yönetmelik nedir?
Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri tarafından kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda, kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını göstermek üzere ve bunlara aykırı olmamak koşuluyla çıkarılan idari düzenlemelerdir.
Vergi kanunları zaman bakımından nasıl uygulanır?
Vergi kanunlarının zaman bakımından uygulanması konusu; vergi yasalarının yürürlüğe girmesi, yürürlükten kalkması nasıl olacaktır sorusuyla ilgilidir. Kabul edilen mevzuatın hangi tarihten itibaren yürürlüğe gireceği, genel olarak aynı kaynaklara konulan hükümlerle belirlenmektedir. Yürürlüğe giriş; Resmi Gazete hakkında düzenlemeler içeren 10 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 7. maddesine göre Kanunlar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve yönetmelikler ile diğer düzenlemeler, ayrıca bir yürürlük tarihi belirlenmemiş ise Resmi Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
Vergi kanunları yer bakımından nasıl uygulanır?
Vergi kanunlarının yer bakımından uygulanması; bir ülkede mevcut vergi hukuku kaynaklarının uygulanacağı coğrafi sınırlar ve kişiler ile ilgilidir. Bu konuda vergi kanunlarının mülkiliği ve şahsiliği olmak üzere iki ilke esas alınmaktadır. Kanunların mülkiliği (yerselliği) ilkesi, devletlerin coğrafi sınırları içinde yaşayan (kendi tabiiyetinde olsun veya olmasın) herkesten, kanunların şahsiliği (kişiselliği) ilkesi ise, devletlerin tabiiyetinde olan (kendi sınırları dışında yaşasa bile) herkesten vergi almak istemesini ifade etmektedir.
Vergi kanunları nasıl yorumlanmalıdır?
Yorum, tüm hukuk dallarında başvurulan bir yoldur. Yorum yoluyla, kanun koyucunun gerçek iradesi anlaşılmaya çalışılır. Yasa metninin anlaşılmasında bir sorun yoksa yoruma da ihtiyaç duyulmayacaktır. Ancak, gerçek hayatta ortaya çıkan olayların karmaşıklığı, yasa metinlerinin yorumunu gerekli kılabilmektedir. Örneğin vergi hukukunda kullanılan; gelir, sermaye, gider, sözleşme gibi kavramların anlamı, mükellefle vergi idaresi arasında çoğu kez uyuşmazlıklara yol açmaktadır.
Vergi kanunlarını yorumlamada kullanılan yöntemler nelerdir?
Vergi kanunlarını yorumlamada 4 farklı yönteme başvurulabilir:
- Deyimsel (lâfzî) yorum: Kavramların ait oldukları hukuk dallarındaki anlamları araştırılmaktadır. Örneğin vergi hukukunda kullanılan aile reisi, sözleşme, veli, vasi gibi kavramlar, medeni hukukta verilen anlamlarına göre yorumlanmaktadır.
- Tarihi yorum: Kanun koyucunun, kanunun yapıldığı tarihteki amacı araştırılmaktadır. Bu araştırma, söz konusu kanunla ilgili tasarıya, gerekçeye ve meclis görüşme tutanaklarına bakılarak yapılmaktadır.
- Amaçsal (gai) yorum: Bu yöntemde, kanun koyucunun o zamanki amacından çok, söz konusu kanunun, ekonomik ve sosyal gelişmeler ışığında günümüzde kazandığı anlam araştırılmaktadır.
- Sistematik yorum: Herhangi bir kanun hükmünün anlamı araştırılırken, sadece o kanun içindeki yerine ve diğer maddelerle olan bağlantısına değil, ilgili diğer kanunlara da bakılmaktadır.
Verginin tarafları kimlerdir?
Vergi özü itibarıyla bir alacak-borç ilişkisidir. Vergi alacaklısı ve vergi borçlusu bu ilişkinin taraflarını oluşturur. Vergi alacaklısı sıfatıyla devlet, vergilendirme yetkisine dayanarak yasama organında çıkarılan kanunlar aracılığıyla vergileri tahsil etmektedir. Yukarda belirtildiği gibi anayasada belirlenen sınırlar içinde bu yetkinin bir kısmı bakanlar kurulunca kullanılmaktadır. Vergi alacağının devlet adına tahsilatını, merkez ve taşra teşkilatlarıyla ülke çapında örgütlenmiş olan vergi idaresi gerçekleştirmektedir. Vergi borçlusu konumunda olan vergi mükellefi (yükümlüsü), vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişilere denilmektedir. Mükellefin görevi sadece hesaplanan miktarda parayı belirli bir zaman içinde ödemekle sınırlı olmayıp bunun dışında beyanname vermek, fatura düzenlemek, defter tutmak gibi şekli yükümlülükleri de yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle mükellefin tanımını, hem vergi borcunu ödeyen hem de kanunda gösterilen şekli ödevleri yerine getiren gerçek veya tüzel kişi olarak geniş manada düşünmek gerekir. Bu arada iş ortaklıkları gibi tüzel kişiliği olmayan kuruluşların da vergi mükellefi olduğu burada ifade edilmelidir.
Verginin konusu kavramını açıklayınız.
Varlığı vergi borcunun doğumuna sebep olan unsurlar, işlemler ve ekonomik değerlere verginin konusu denir. Bunlar, mal ya da hizmet, hukuki ya da ekonomik bir işlem, fiil, gelir veya sermaye unsuru olabilir. Vergileri düzenleyen kanunlarda, verginin konusu açık olarak belirtilir. Örneğin, motorlu taşıtlar vergisinin konusu, motorlu kara, hava ve deniz taşıtlarıdır. Gelir vergisinin konusu gerçek kişinin elde ettiği gelirdir.
Vergi matrahı nedir?
Vergi konularının, verginin hesaplanmasına esas alınan değer ve miktarlarına matrah denilir. Bir başka tanımla verginin hesaplanabilmesi için verginin indirgendiği teknik-fiziksel ya da ekonomik-parasal büyüklüğe matrah denir.
Spesifik vergi nedir?
Matrahın teknik bir miktar ya da fiziksel bir ölçü olarak ifade edildiği vergilere spesifik (miktar esasına dayalı) vergi denir. Motorlu taşıtlar vergisinde aracın yaşına ve silindir hacmine göre vergi hesaplanması örneğinde olduğu gibi bu usulde hesaplanan vergilerde ağırlık, sayı, hacim, uzunluk, yüzölçümü gibi sayısal büyüklükler esas alınır.
Ad valorem vergi nedir?
Vergi matrahının ekonomik-parasal bir değer şeklinde ifade edildiği vergilere ise ad valorem (değer esasına dayalı) vergi denir. Burada vergi konularının fiyatları ve bedelleri matrahı oluşturur. Örneğin, doğalgazın m3 fiyatı üzerinden % 2 vergi alınması, sigaranın paket fiyatı üzerinden % 20 vergi alınması şeklinde uygulamalar ad valorem usulün uygulandığını gösterir. Karşılaştırma olması açısından belirtelim ki doğalgaz tüketiminde kullanılan her m3 için 5 lira ya da bir paket sigara için 5 lira vergi alınır denilseydi o takdirde burada spesifik vergi söz konusu olurdu.
Vergi oranı ve vergi tarifesi kavramlarını açıklayınız.
Vergiyi hesaplamak için vergi matrahına uygulanan miktarın yüzde (%) ile belirtilmesine vergi oranı denir. Vergi alacağı, vergi oranını matraha uygulamak suretiyle hesaplanır. Spesifik vergilerde, matraha, vergi oranı yerine vergi miktarı uygulanır. Vergi oranlarının veya vergi miktarının yer aldığı çizelgelere ise vergi tarifesi denir.
Vergi doğuran olay nedir?
Vergi alacağı, kanuna göre, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın gerçekleşmesi veya hukuki durumun tamamlanmasıyla doğar. Vergilendirme sürecinin ilk aşamasını oluşturan vergiyi doğuran olay, vergi kanunlarının vergi borcunun doğumunu bağladıkları ekonomik, ticari, hukuki ya da doğal bir olay veya durum olarak tanımlanır. Bir başka ifadeyle vergi alacağının doğması için verginin konusuyla mükellefi arasında kurulması gereken ilişkiye vergiyi doğuran olay denir. Örneklerle konu daha anlaşılır olacaktır: Gelir vergisinde vergiyi doğuran olay, gerçek bir kişinin bir takvim yılı içinde safi kazanç ve irat elde etmesidir. Katma değer vergisinde mal teslimi, hizmet ifa edilmesi veya ithalat işleminin gerçekleşmesidir. Emlak vergisinde Türkiye sınırları içinde bina ya da arazi sahibi olmaktır.
Tarh nedir?
Vergi alacağının, kanunda gösterilen matrah ve oranlar üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle belirleyen idari işleme tarh denir. Tarh işlemini mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi yapar. Vergi dairelerinin dışında belediyeler de kendilerine ait vergi, resim ve harçlar bakımından vergi dairesi sayılır.
Re’sen vergi tarhı nedir?
Re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır (VUK m. 30). Kanuni süresi içinde vergi beyannamesi verilmemesi, süresinde verilen beyannamede matraha ilişkin bilgilerin gösterilmemesi, kanuni olarak tutulması zorunlu defterlerin tutulmaması, tasdik ettirilmemesi veya inceleme elemanına ibraz edilmemesi gibi durumlar, re’sen vergi tarhını gerektirir
Tebliğ nedir ve kimlere yapılır?
Vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesine tebliğ denir.Tebliğ, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, genel vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır.
Tahakkuk nedir?
Tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesine verginin tahakkuku denir (VUK m. 22). Beyan üzerine tarh edilen vergilerde vergi, tahakkuk fişinin kesilmesiyle tahakkuk etmektedir. Mükellefe kural olarak kendi beyanı üzerine hesaplanan vergilere itiraz hakkı tanınmadığı için bu tahakkuk, aynı zamanda verginin kesinleşmesi anlamına gelir. Bazı vergilerde tahakkuk kendiliğinden gerçekleşir. Örneğin motorlu taşıtlar vergisi, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yıl Ocak ayının başında kendiliğinden tahakkuk ettirilmiş sayılır. Tahakkuku tahsile bağlı vergilerde, tahsil işlemi tahakkuku da kapsamına alır. Örneğin bir belgeye damga pulu yapıştırılarak ödenen damga vergisi, tahsil işlemi sırasında tahakkuk etmiş sayılır.
Vergi mükellefinin ödevleri ve haklarını sıralayınız.
Vergi ilişkisinin tarafı olarak mükellefin birtakım hakları ve ödevleri bulunmaktadır. Mükellef hakları, vergi mükelleflerine olumlu ya da olumsuz bir talepte bulunma yetkisi veren ve ihlal edildiğinde hukuki korunma sağlayan haklardır. Türk vergi hukukunda var olan temel mükellef hakları, bilgi alma, mükellefin özel hayatının gizliliği, mükelleflere ilişkin bilgilerin gizliliği, vergi idaresinin kararlarının gözden geçirilmesini isteme, yargı yoluna başvurma hakları şeklinde sıralanır. Mükellefin ödevleri maddi ve şekli olmak üzere ikiye ayrılır. Vergi borcunun zamanında, doğru ve tam şekilde ödenmesi mükellefin maddi ödevini ifade eder. Beyanname verme, defter tutma ve vergi karnesi alma gibi daha çok verginin usule ilişkin yükümlülüklerini içeren ödevlere ise şekli ödevler denir.
Vergi borcunu ortadan kaldıran nedenleri sıralayınız.
Vergilendirme nedeniyle yükümlü ile devlet arasında ortaya çıkan borç-alacak ilişkisini sona erdiren başlıca üç neden bulunmaktadır. Bunlar; tahsil, terkin ve zamanaşımıdır. Yükümlü ya da onun adına hareket eden kimseler tarafından ödeme yapılmasıyla vergi borcu ortadan kalkar. Bu tür ödemelerin geçerli olabilmesi için yasaya uygun biçimde yapılması gerekmektedir. Vergi borcunun, usulüne uygun şekilde zamanında ödenmemesi halinde cebri icra yoluyla, zor kullanılarak tahsil edilmesi sağlanır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da cebri takip yolları üçe ayrılır. Bunlar, teminatın paraya çevrilmesi veya kefilin takibi, iflas ve hacizdir. Cebri icra süreci, kamu borçlusuna gönderilen ödeme emriyle başlar. Ödeme emrini alan kamu borçlusunun önünde üç yol bulunur: İlki, borcunu verilen sürede ödemektir. İkinci yol, ödeme emrine karşı kısmen ya da tamamen dava açmaktır. İlk iki yolu kullanmayan borçlunun mal bildiriminde bulunması gerekir. Mal bildirimi, borçlunun mal, alacak ve haklarından yalnızca borcuna yetecek miktarını yazı ile veya sözle tahsil dairesine bildirmesidir. Ödeme emrinde belirtilen 15 gün içinde borcunu ödemeyen borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından kamu alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur. Haciz işlemiyle birlikte borçlu, alacaklı kamu idaresinin onayını almaksızın hacizli mallarda tasarrufta bulunamaz. Haciz işleminden sonra haczedilen malların paraya çevrilmesi gerekir. Haciz yoluyla takibin son aşamasını bu aşama oluşturur. Devlet ve vergi yükümlüsü arasındaki borç-alacak ilişkisini sona erdiren diğer bir neden de terkindir. Terkin, silinme anlamına gelmektedir. Vergi hukukunda terkin, bazı koşulların varlığı durumunda devletin vergi alacağını bütün hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldıran bir idari işlemdir. Vergi hukukunda zamanaşımı, yasada belirlenmiş olan koşullara uygun olarak yasa tarafından belirlenmiş sürenin geçmesi nedeniyle, devletin vergi alacağını isteme olanağını yitirmesidir
Vergi kabahat/suç ve cezalarını açıklayınız.
Vergilerin kanuniliği ilkesi, aynı şekilde vergi suç ve cezalarında da kendisini gösterir. Bu suç ve cezalar temel olarak Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenir. İlgili kanundaki hükümlerin bir kısmı sadece (vergi ziyaı gibi) vergi hukukuna özgü olup cezayı gerektiren fiillerin saptanması ve cezanın verilmesi bir yargı kararına gerek duyulmaksızın vergi dairesi tarafından gerçekleştirilir. Vergi suç ve cezalarının diğer kısmı (vergi kaçakçılığı gibi) ceza hukuku kapsamında değerlendirilir. Bu suçlar, Vergi Usul Kanunu’nda hükme bağlanmakla birlikte bunların cezaları, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda bizzat mahkeme tarafından verilir.
Vergi uyuşmazlıklarının çözüm yollarını kısaca açıklayınız.
Mükellefler hakkında yapılan vergilendirme işlemlerinin hukuka uygunluk denetimini sağlayan vergi uyuşmazlıklarının çözüm yolları, idarî (barışçıl) çözüm yolları ve yargısal çözüm yollarıdır. Vergi hukukundaki idari çözüm yolları, uzlaşma ve vergi hatalarının düzeltilmesidir. Uzlaşma kurumu, temel olarak vergi idaresinin ve mükellefin karşı karşıya gelerek aralarındaki vergi uyuşmazlığını müzakere ederek anlaşmaya çalışmaları esasına dayanır. Uzlaşma, tarhiyat öncesi ve sonrasında olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Vergi hukukunda vergi hatalarının idari yoldan giderilmesi bir çözüm yolu olarak benimsenmiştir. Vergi hataları, hesap hataları ve vergilendirme hataları olmak üzere ikiye ayrılır. Vergiye ilişkin yargı yoluyla çözülmesi gerekli olan hukuki uyuşmazlıklar, hata düzeltme kapsamında değerlendirilemez. Genel olarak yargı yoluna başvurmaya gerek kalmadan, bir vergi uyuşmazlığını idarî denetim usulleri içerisinde ya da mükellefle vergi idaresi arasında, anlaşmaya varılmasını sağlamak suretiyle ortadan kaldırmayı mümkün kılan yollar, idari çözüm yollarıdır. Mükellefler ile vergi idaresi arasında çıkan vergiye ilişkin uyuşmazlıkların yargısal yoldan çözülmesi, çoğunlukla idari yargı içerisinde örgütlenen vergi yargısı organları tarafından gerçekleştirilir.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 57
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 328
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 915
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1289
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20161
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582