Isıtma Havalandırma ve Klima Sistemlerinde Enerji Ekonomisi Dersi 6. Ünite Özet

Pompalar

Giriş

Sadece sıvı akışkanlarla çalışan tüm sistemlerde birincil bir enerji kaynağına bağlı olarak akışkanın kinetik veya potansiyel enerjisini yükseltmeye yarayan pompa kısaca; bir sıvı akışkanı bir yerden başka bir yere sevk eden cihaz olarak da tanımlanır.

İlk uygulamalarda sıvı akışkanın nakledilmesi için sınırlı hacimsel akışkanın basılması işlevini yerine getiren basit hacimsel pompalar olan tulumbalar kullanılırken günümüzde akışkanın bu işlevi için elektriksel gücün kullanıldığı pompalar tercih edilmiştir. 1580 yılında Ramelli tarafından kayar kanatlı pompa icadı ile birlikte pompa kavramı kullanılmış, günümüze kadar pek çok teknolojik yenilik ve gelişmeyle birlikte, pompa teknolojisinde yüksek performanslara ulaşmıştır. Akış sürecinde sıvı akışkanların temel özellikleri pompalar açısından önemlidir.

Temel Kavramlar

Basınç: Pompa sistemlerinde bir akışkanın birim alana etkisi olarak tanımlanabilir. Sıvıların yaptıkları basınç doğrudan doğruya sıvının kendi ağırlığından veya bu ağırlığa etki eden dış kuvvetlerden meydana gelir ve bu basınca statik basınç denir. Hidrostatikte, hidrodinamikte atmosfer basıncı dikkate alınmadığından manometreler, atmosfer üstü basınç değerlerini gösterirler. Mutlak basınç ise bir ortamdaki manometre ve atmosfer basınçlarının toplamına eşittir. Bir akışkan için;

Akış basıncı: Bir borulu sistem içinde akış koşullarını tanımlayan basınçtır. Akış basıncı pompalı bir akışta dinamik basınç ile sistemde oluşan basınç kayıplarının farkı olarak tanımlanır.

Pompa basıncı: Bir pompanın emme ve basma hatlarında oluşan basınç farkı olarak tanımlanır.

Debi: Akışkanlarda akış özelliğini tanımlayan en önemli parametredir. En genel şekilde debi, birim zamanda birim kesitten geçen akışkan miktarı olarak tanımlanırken bilimsel anlamda;

  • Hacimsel debi ve
  • Kütlesel debi olmak üzere iki formda ele alınır.

Hacimsel debi: Özellikle gaz akışkanlarda ve vakum altında çalışan sistemlerde akışkanın akış miktarı ya da birim kesitten birim zamanda geçen akışkan miktarıdır. Birim kesitten geçen akışkanın akış hızının kesit alanı ile çarpımına eşittir.

Kütlesel debi: Birim kesitten geçen akışkanın hacimsel debisinin akışkan yoğunluğu ile çarpımına eşit olup kısaca; birim kesitten geçen kütle miktarı olarak tanımlanır.

Süreklilik: Sistem tasarımı ve uygulamalara yönelik hesaplamalar için yapılan mühendislik çalışmalarında akış sürecini etkileyen temel özelliktir. Sürekliliğin temeli kütlesel debiyle ilişkilidir. Kesit değişimi olsa dahi sürekliliği ifade eden yapılarda akış debisi sabit kalır.

Manometrik yükseklik: Sıvının birim ağırlıktaki pompa girişi ve çıkışı arasında kazandığı enerji olarak ifade edilir.

Hidrolik güç: Hesaplamalarda pompa ihtiyacının hesaplanması için basma yüksekliği dikkate alınarak bir teorik güç hesaplanır. Bu güç değeri pompanın teorik gücü olarak değerlendirilir ve hidrolik güç olarak tanımlanır. Bir pompanın hidrolik gücü (Ph); akış debisine, basma yüksekliğine ve akışkanın yoğunluğuna bağlıdır.

Pompalarda verim: Hacimsel ve mekanik özelliklere bağlı ayrı ayrı değerlendirilir:

Hacimsel verim: Bir pompadan beklenen en önemli özellik, çalışma sürecinde ayar debi değerinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Pompalarda teorik debi ile gerçek debi arasında her zaman fark vardır ve bu fark sürece bağlı olarak sürekli artar. Teorik debi ile gerçek debi arasındaki fark hacimsel (volumetrik) verim olarak tanımlanır.

Genel verim: Hidrolik gücün, pompa milinden verilen motor giriş gücüne oranıdır. Bir pompanın debisi ve basma yüksekliği bilinirse o noktadaki verimi de kolayca bulunabilir. Akışkanın bir noktadan diğerine iletilmesi sürecinde pompa mili ile yataklar arasında sürtünmelere bağlı olarak kayıpları oluşur. Bu kayıplar pompanın mekanik verimini etkiler.

Mekanik verim: Genel verimin hacimsel verime oranı ile bulunur.

Vizkozite: Bir akışkanın akış özelliğini mekaniksel olarak ifade eden özelliklerin en önemlisi vizkozitedir ve hareket halindeki akışkanda oluşan lokal gerilmelerle, akışkanın şekil değiştirme hızı arasındaki ilişkiyi tanımlar. Bir akışkan için uygulanan kayma gerilmesi ile şekil değiştirme hızı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Bu ilişki aradaki açının zamana bağlı değişimi olarak tanımlanır. Bir akış sürecinde akış düzlemine uygulanan kayma gerilmesi, doğrusal karakterdeki yaygın akışkanlar için, hız gradyeni ile orantılı olduğu görülür. Her akışkan için farklı parametrik değere sahip olan bu orantı sabiti vizkozite katsayısı olarak (µ) tanımlanır. Kayma gerilmesi şekil değiştirme hızının vizkozite katsayısı ile çarpımına eşittir. Gaz akışkanlarda vizkozite sıcaklığın bir fonksiyonu olarak değişir. Sıvılarda vizkozite basınçtan bağımsızdır ancak sıcaklık arttıkça artar. Gazlarda ise sıcaklık arttıkça dengesiz molekülerde hareket artacaktır. Gerçek akışlarda bir akışkanın akış türünü tanımlamak için kullanılan kavram Reynolds sayısı dır.

Kavitasyon: Bir sıvının pompalanması sürecinde akış kaynaklı kaynamayı tanımlayan boyutsuz parametredir. Akış sürecinde sıvı bünyesinde sıvının hızına bağlı olarak lokal bölümlerde buharlaşma gözlemlenir. Buharlaşma basıncı sıvının buharlaştığı ve kendi buharıyla dengede olduğu basınçtır. Akış sürecinde sıvı basıncı buhar basıncından büyükse sıvı ile buhar arasında değişim sadece ara kesitte olur. Sıvı basıncı buhar basıncının altına düşerse buhar kabarcıkları sıvının içerisinde belirmeye başlar ve basınç düştükçe hızlı bir buharlaşma oluşur. Meydana gelen bu olaya kavitasyon denir. Kavitasyon olgusunun en önemli göstergesi buhar cepleridir. Kavitasyon olayı metal yüzeyleri hızlı bir biçimde parçalar, aşındırır ve yok eder. Bu yüzden kavitasyon olgusunun en önemli etkisi metal yüzeylerde malzeme kaybıdır.

Pompa Çeşitleri

Pompaların, literatürde pek çok sınıflandırmayla ifade edildiği görülür (S:172, Şekil 6.1).

Pistonlu pompalar: Bir pistonun ileri geri hareketine bağlı akışkanın iletilmesi prensibine dayanır. Silindir piston düzeneğiyle akışkanın emilmesi ve basınçlandırılması sağlanır. Pompanın bir tarafında basınç ventili ve basınç borusu, diğer tarafında ise emme ventili ve emme borusu bulunur. Ayrıca pistonlu pompalarda emme girişinde mutlak pislik tutucu konur. Sistemde akışın sürekliliğini sağlamak adına piston sayıları arttırılarak emme ve basma peryodları ayarlanır. Pistonlu pompaların;

  • Eksenel pistonlu pompalar,
  • Radyal pistonlu pompalar ve
  • Pistonlu el pompaları olmak üzere 3 farklı tipi vardır.

Eksenel pistonlu pompalar: Esas olarak, silindir bloğu, pistonlar, piston pabucu eğim plakası, pabuç plakası, pabuç plakası baskı yayı ve dağıtım plakasından oluşan ve pistonların piston eksenine paralel şekilde tasarımın gerçekleştirildiği pompalardır (S:172, Şekil 6.12). Gövde içinde paralel şekilde yataklanmış olan pistonlar; dönme hareketleri yapan bir piston bloğu içerisinde hareket ederek çalışırlar. Eksenel pistonlu pompalarda çalışma prensibi bir silindir bloğu ve silindirlerden birine yerleştirilmiş pistona bağlıdır. Düşeyle açı yapacak şekilde bağlanan kontrol plakası, piston kurslarının silindir içindeki emme basma hareketi yapmasını sağlar. Dönme hareketine bağlı olarak bir piston emme işlevini gerçekleştirirken diğer piston basma işlevini gerçekleştirir. Pistondaki araya bağlanan dağıtım plakası, emilen akışkan ile basılan akışkanın karışmasını engeller. Kullanım özelliklerine göre;

  • Eğim plakalı sabit bloklu eksenel pistonlu pompalar,
  • Değişken debili eksenel pistonlu pompalar,
  • Basınç kontrollü eksenel pistonlu pompalar,
  • Merkezcil pistonlu eksenel pistonlu pompalar olmak üzere dört farklı türde imal edilirler.

Radyal pistonlu pompalar: Hidrostatik güç iletiminde kullanılan, yüksek basınçta çalışma koşullarına sahip olan pistonlardır (S:174, Şekil 6.13). Radyal olarak dışa doğru çalışacak şekilde, eksantrik krank mili ile tahrik edilmişlerdir. Bu pompalarda pistonlar eksantrik krank miline dik monte edilmişlerdir. Rotorun her dönme hareketinde blok içinde ileri geri hareket eden pistonlar akışkanda emme ve basma işlevini yerine getiriler. Pompalarda silindirlerin dolması, krank milinden gelen akışkanın pistonların kapanmamış ağızlarının girişe izin vermesi ile sağlanır. Debi kontrolü eksen kaçıklığı ölçüsü azaltılarak veya arttırarak yapılır. Bu işlemi gerçekleştirebilen radyal pompalar;

  • Baskı bileziği tahrikli radyal pistonlu pompa ve
  • Sabit debili radyal pistonlu pompalar olmak üzere iki sınıfta imal edilirler.

El ile çalışan pistonlu pompalar: Pistonlu pompaların ilk uygulamalarındandır (S:175, Şekil 6.14). Emme ve basma işlevi için ihtiyaç duyduğu enerjiyi insan gücü kullanarak sağlarlar. Bu pompalarda, pompa kolu gövdeye yataklanmış bir kaldıraç olup ucuna pompa pistonunun kolu takılmıştır. Bu kol, pistona silindirik gövde içerisinde eksenel hareket yaptırır. Pistonun ortasındaki delikte açılıp kapanabilen oturtmalı bir çek valf mevcuttur. Emme borusunun gövdeye birleştiği yerde suyun geri kaçmasını engelleyen bir supap (klape) takılmıştır. Bu tür pompalarda pompanın emme işlevine başlayabilmesi için pistonun bulunduğu silindir içine su ilâvesi yapmak gerekir. Kısaca emme-basma esasına göre çalışan el pompalarının kolu hareket ettirildiği zaman emiş hattından gelen sıvı bilyenin açılması ile basınç hattına geçerek oradan basınçla gönderilir.

Dişli pompalar: Beraber çalışan iki düz dişli çarktan ibaret olup elektrik motorundan aldığı hareketle depodan emdiği akışkanı dişlilerin dişleri arasından geçirerek büyük bir basınca dönüştürme prensibi ile çalışırlar (S:177, Şekil 6.16). Üstünlükleri arasında küçük yapılarda olmaları, bastıkları sıvılar ile yağlanmaları ve harici basınç kontrolüne imkân tanıması sayılabilir. Dişli pompalar kullanım amaçlarına bağlı olarak;

  • Dıştan dişli ve
  • İçten dişli olmak üzere iki sınıfa ayrılır.

Dıştan dişli pompalar; bir gövde içinde akış hattına bağlı çalışıp, birbirine bağlı çalışan iki dişlinin emme ağzından aldığı akışkanı, basma ağzından basınçlandırarak gönderme prensibiyle çalışırlar (S:177, Şekil 6.17). Dıştan dişli pompalar yüksek debi ihtiyacının olduğu sistemlerde tercih edilirler ve dişli mekanizmaların yağlanma ihtiyaçları basılan akışkanla sağlanır.

İçten dişli pompalar; yapısal özellikleri yönüyle dıştan dişli pompalardan ayrılırlar (S:177, Şekil 6.18). Birbirine paralel iki dişliden oluşan pompa mekanizmasında dış dişli tahrik dişlisi görevini yapar ve iç dişliyi tahrik eder. Pompa dişlileri hilal mekanizması, dişlileri birbirinden ayrı tutar ve akışta girdap akımlarının oluşmasını engeller. Bu durum akışta sürekliliği sağlar ve pompanın verimini arttırır. Pompa yapısı; yuvarlak bir yapıya sahip demir döküm veya çelik bir gövde içinde toplanmış dişli sistemidir. Pompada tahrik dişlisi çelik diğer dişli daha yumuşak bir malzemedir.

Pervaneli ve türbin pompalar: 500 m 3 /saat’den yüksek debilerde basma yüksekliğinin fazla olmadığı durumlar için kullanılan pompalardır. Bu tür pompalar fiziki yapıları ve akış özelliklerine göre;

  • Düşey milli türbin pompalar,
  • Hermetik kovanlı türbin pompalar,
  • Dalgıç pompalar ve
  • Pervaneli türbin pompalar olmak üzere dört farklı türe sahiptir.

Santrifüj pompalar: Sıvıyı merkezkaç (kinetik) enerji ile emme hattından basma çıkışına göndererek basınç farkı oluşturan pompalardır (S:181, Şekil 6.21). Bu pompaların basit yapıları, düşük bakım giderleri ve kullanım esnekliğinin çok olması nedeniyle çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Uygulama alanlarına bağlı olarak pek çok tipte üretilen santrifüj pompalarda suyun basınçlandırma prensibi basit bir yapıya sahiptir. Eksenel bir noktada çarka giren akışkan, çarkın santrifüj hareketine ve bunu tahrik eden bir motorun enerji yüküne bağlı olarak basınçlandırılır.

Santrifüj pompalar çalışma aralığına göre sabit hızlı pompalardır . Bu özellik nedeniyle bir santrifüj pompanın kapasitesi; basma yüksekliğine, yapısına ve emiş koşullarına bağlıdır. Bir santrifüj pompa;

  • Pompanın ihtiyaç duyduğu santrifüj etkiyi sağladığı elektrik motoru,
  • Çark ve
  • Pompa gövdesi olmak üzere 3 kısımdan oluşur.

En önemli bileşeni çarklardır. Pompalarda kullanılan çarklar, genel olarak; Tek emişli kapalı, Çift emişli, Geniş, Açık, Yarı açık ve Türbin tip olmak üzere altı sınıfta değerlendirilir (S:182, Şekil 6.22). Pompa performansını doğrudan etkileyen çarklarda seçim kriteri akışkandır. Kanatların yönüne ve çıkış açısına göre santrifüj pompalarda debisel akış ve basma yüksekliği etkilenir.

Pompa gövdeleri; pompa çarklarında sağlanan kinetik enerjinin basınç enerjisine dönüşümü, basınçlandırılmış akışkana koruyucu bir hacim özelliği ve akışkanın en az kayıpla emme hattından basma hattına geçişini sağlamalıdır. Santrifüj pompalar yapısal özelliklerine göre helezon veya difüzör yapılardadır (S:183, Şekil 6.23). Santrifüj pompalar basınçlandırılma parametresine göre;

  • Tek kademeli ve
  • Çok kademeli pompalar olarak sınıflandırılırlar (S:183, Şekil 6.24).

Bir santrifüj pompanın içinde bir adet çark varsa, bu tip pompalara tek kademeli pompa denir. Santrifüj pompalar çalışma koşullarına göre;

  • Salmastralı (kuru rotorlu) ve
  • Salmastrasız (ıslak rotorlu) pompalar olmak üzere iki gruba ayrılır (S:184, Şekil 6.25).

Yüksek debi ihtiyacının olduğu sistemlerde ıslak rotorlu pompalara göre daha yüksek verime sahip kuru rotorlu pompalar tercih edilir.

Pompalarda Enerji Ekonomisi

Pompalar uygulama ve montajlarda bağımsız üniteler olarak değerlendirilseler de bir sistemle birlikte hareket ederler. Bir pompada, pompanın çalışma aralığı, akış debisinin sabit veya değişken olması, pompa imalat standardı, montaj özelliği ve bağlantı sistemi, pompanın ömür boyu maliyet analizi gibi parametreler; pompa verimini doğrudan etkilemektedir.

Enerji verimliliği yüksek pompa tercihi için öncelikle pompa ve sistemlere ilişkin; debinin değişken ya da sabit oluşu, seçilen pompa ve boru çaplarının uygunluğu, pompanın devir durumu gibi özellikler dikkate alınmalıdır. Pompalarda enerji ekonomisi yönüyle en önemli parametre debi kontrolü ve debi ihtiyacına bağlı pompa tercihidir.

Pompalarda debi kontrolü: Enerji ekonomisini doğrudan etkileyen en önemli parametredir. Bir pompalama sisteminde debi kontrolü; Kontrol vanası, By-pas vanası, Emme ve basma yükseklik kontrolü, Pompa çark kesidinin değiştirilmesi, Çalışan pompa sayısının değiştirilmesi, Pompaların kesintili çalıştırılması, Değişken devirli pompa kullanımıyla sağlanabilir.

Kontrol vanası ile debi kontrolü: Debi kontrolünde kullanılan en basit yöntemdir. Sadece pervaneli pompalar için geçerli bir özellik olan bu yöntemde basma hattı vanası kısıldığında akış debisinin azalmasına bağlı olarak pompa debisi ile birlikte yük azalmasıyla birlikte motorun harcadığı güç de azalır. İstenilen debi veya giriş/çıkış basınçlarında meydana gelen değişimlere bakmaksızın, ayarlanmış akış debisini sabit tutarlar (S:187, Şekil 6.26-6.27).

By-Pas vana kontrolü: Pompalarda debi kontrolünde seri bağlı vana kontrolü yerine emme ve basma hattı arasında pompaya paralel bağlı by-pass işlevi gören bir vanayla kontrol edilme işlemidir (S:188, Şekil 6.28).

Emme ve basma yüksekliğinin değiştirilmesi: Emme hattı yüksekliği ve pompa basma yüksekliği, pompa debisini olumsuz etkiler. Emme ve basma yükseklik kontrolü, özgül hız, pompa gücü, akışkan özelliği ve sıcaklığı ile pompa malzemesi parametrelerine bağlıdır.

Pompa çark kesitinin değiştirilmesi: Pompa çarkları, çeşitli kullanım alanlarına göre düşük, orta ve yüksek basma yüksekliğine göre tasarlanırlar. Santrifüj pompalarda kullanım ihtiyacının belirli zamanlar için farklı bir veya iki debisel değer olduğu durumlarda, maliyetler yönüyle yeni bir pompa almadan pompa çark kesidinin değiştirilmesi, tercih edilen bir yöntemdir.

Pompanın devir sayısının değiştirilmesi: Debi kontrolüne bağlı olarak devir ayarının kontrol edildiği pompalarda, maksimum hız ve gücün sadece kısa süre için geçerli olduğu göz önüne alınırsa sistemlerde önemli oranda enerji tasarrufu sağlanmış olur. Bunun için pompaya bağlı elektrik motorunun uygulanan gerilim ve akım frekansını değiştirerek devir sayısının kontrol edilmesi sağlanır. Böylece istenen debi ve basma yüksekliği sağlanmış olur ve tüketimde elde edilecek kazanç, düşük debilerde sürtünme kayıplarının azalmasıyla oldukça yüksek olur. Devir kontrolü frekans konvektörü (FC) adı verilen düzeneklerle gerçekleştirilir.

Pompaların paralel ve seri bağlanmaları: Yüksek debinin ihtiyaç duyulduğu durumlarda pompalar paralel, basma yüksekliğinin çok olduğu durumlarda ise pompalar sisteme seri olarak bağlanabilirler. Pompalar seri bağlandığında kesit değişimi olmadığı için akış debisi çok artmaz, ancak güce bağlı basma yüksekliği daha fazla artar. Pompaların paralel bağlantısında ise debi çok artar, ancak basma yüksekliği çok artmaz.

Ömür Devir Maliyetinin Hesaplanması

Pompanın ömür devri maliyeti (ÖDM) , pompa sistemleri de dâhil olmak üzere çeşitli sistemlerde firmaların masraflarını en aza indirip, enerji verimliliklerini en yükseğe çıkarmalarına yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Ömür devri maliyeti hesapları, yeni tesisatlar tasarlanırken ya da mevcut tesisatların onarımında bir karar aracı olarak kullanılabilir. Bir pompa ve donanımı için ilk yatırım maliyetleri; o pompanın çalıştırılması için gereken pompa, Frekans konvertörü, Kontrol panosu ve Sensörler gibi tüm malzeme, donanım ve aksesuarları kapsar. Pompa sistemlerinde montaj ve işletmeye alma maliyetleri; Pompaların montajı, Tesisat hatlarının çekilmesi, Elektrik donanımının bağlanması, Sensör, frekans konvertörü gibi ölçüm kontrol ve yönetim sistemlerinin montajı, bağlantı ve çalıştırılması, sistemin işletmeye alma maliyetini içerir.

Bir pompanın ÖDM içinde en önemli parametresi enerji maliyetidir. Ömür devir süreçleri için enerji tüketim maliyetleri en yüksek paya sahiptir. Pompalarda enerji tüketimi; Yük dağılımına, Pompa verimine, Motor verimine, Pompa kapasitesine, Boru ve bağlantı elemanlarına, Hız-kontrollü çözümlerin kullanımına bağlıdır. Bir pompa sistemi için işletme maliyetleri, sisteminin çalıştırılmasıyla ilgili işçilik giderlerini içerir. ÖDM içinde çevre maliyetleri düşük seviyededir, ancak çevre etkinliği yönüyle dikkate alınması gereken bir maliyettir. Pompalarda bakım ve onarım masrafları, bir pompa sisteminin yedek parça, nakil ve işçilik gibi bakım ve onarımıyla ilgili tüm masrafları kapsar.

Üretim süreçlerinde aktif olarak kullanılan pompalar için en korkulan koşullar pompanın arıza yapması ve buna bağlı olarak üretimin durdurulmasıdır. Bu durum şüphesiz işletmeler açısından önemli bir mali kaybın oluşmasına yol açar. ÖDM hesaplarında pompa arızalarına bağlı üretim maliyet kayıpları dikkate alınması gereken parametredir. Yeniden işletmeye alma ve hurdaya çıkarma maliyeti, çok nadir olarak dikkate alınır. Bu parametrelerde işletme özelliğine uygun olarak bir pompa için ömür devri maliyeti, sistemin ömrü boyunca yukarıda sayılan tüm maliyetlerin toplanmasıyla elde edilir.

Pompa Seçimi

Pompa seçimi, temelde kullanılmak istenen sistemde istenilen debi ve basıncın sağlanması işlemidir. Bir sisteminin performans ihtiyaçları uygun tip ve özelliklere sahip bir pompa tipi seçilmesiyle önem kazanır.

Bir tesise uygun pompa seçebilmek için bazı unsurları mutlaka sağlıklı olarak elde edilmelidir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

a. Pompalanacak akışkanın sıcaklığı, özgül ağırlığı, viskozitesi ve temizliği gibi temel parametreler, pompanın yapısal yönüyle yakından ilgili olduğu için önemlidir.
b. Pompa kapasitesinin belirlenebilmesi için gerekli akış debisi bilinmelidir.
c. Sistemin işlevsel özellikler, pompaj sistemin yapısına ait bilgiler, tesisat akışlarının hesaplanması ve çizilmesi için gereklidir.
d. Akışkan kaynağı ve emme koşulları sorgulanmalı, depolama karakteristikleri tüm yönleriyle ve doğru incelenmelidir.
e. Sistemde pompadan yararlanacak kullanım noktası sayısı, yıllık çalışma süreleri, ihtiyacı olan debisel değerler, pompaların seri ya da paralel çalışma koşullarının belirlenmesi için gereklidir.
f. Sistemin kurulacağı alan ile ilgili bilgiler incelenmelidir.
g. Enerji kaynağı ve sürdürülebilirliği sorgulanmalıdır.

Bir sistem için pompa seçimi için aşağıdaki unsurlar göz önüne alınmalıdır:

a. Pompa ve sisteme ilişkin veriler gerçekçi olmalı, olası toleranslar değerlendirilmeli, gücü karşılayacak kadar büyük motor seçilmelidir.
b. Emmedeki net pozitif yük ve titreşim yönüyle, öncelikle düşük devirli pompa seçilmelidir. Aynı devirli iki pompa arasında seçim yapılacaksa; istenen çalışma noktası, pompanın en iyi verim noktasının solunda olan pompa seçilmelidir.
c. Pek çok sistemde zamanla sisteme yapılan ilaveler nedeniyle debideki artışlara göre boru kesitleri ve bağlantı elemanları uygun seçilmelidir.
d. Bir depoya değil de, doğrudan bir boru şebekesine su pompalaması ve debinin vana ile ayarlanması durumunda, toplam dinamik yük (basma yüksekliği) ve debi eğrisi yatık olan pompalar, hidroforlu sistemlerde ve çok sayıda pompanın paralel bağlandığı koşullarda ise dik toplam dinamik yük (TDY) ve debi eğrisine sahip pompalar seçilmelidir.
e. Derin kuyulardan su çekilmesinde, eğer debi küçük, basınç büyükse (TDY>60 m) dalgıç tip, büyük debi ve küçük TDY (TDY<60 m) koşullarında ise milli tip derin kuyu pompaları öncelikle değerlendirilmelidir.
f. Yoğun veya aşırı katı madde içeren sıvılar için açık çarklı santrifüj yada enjektörlü pompalar tercih edilmelidir.
g. Değişken devirli (frekans kontrollü) pompalar, debinin az olması istendiği sürece, basma yüksekliğinde azalma meydana geldiği için sistem veriminde iyileşme sağlar.
h. Basma yüksekliğinin yüksek olduğu durumlarda, verimli bir debi kontrolü için pompa tercihi paralel pompa kullanılmasıdır.
i. Sabit devirli durumlarda, en iyi pompa tercihi, en iyi verim bölgesinde çalışan, sabit devirli pompalardır.
j. Pompa seçiminde, ömür devir maliyeti (ÖDM) mutlaka dikkate alınmalıdır.
k. Pompaların boru karakteristiğine uygun bir şekilde seri ve/veya paralel bağlanması basma yüksekliğini ve akış debisini artırılabilir. Ayrıca, debi artırmak için basma borusuna paralel borularda bağlamak mümkündür.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi