Temel Bakım ve Rehabilitasyon 2 Dersi 4. Ünite Özet

Kas- İskelet Sorunlarının Tedavisinde Kullanılan Fiziksel Ajanlar

Giriş

Kas iskelet sistem problemlerinde fiziksel ajanlar kapsamlı bir tedavinin önemli bir parçasını oluştururlar. Terapatik ya da fiziksel ajanlar dokuda terapatik cevap oluşturmak için kullanılan ajanlardır. Rehabilitasyonun hem erken hem de ilerleyen evrelerinde ağrı, ödem ve enflamasyonu azaltmak, kas inhibisyonu engellemek, doku iyileşmesini uyarmak, hareket açıklığı ve kuvveti geliştirmek ve fonksiyonel iyileşmenin desteklenmesi için diğer tedavilerden önce hazırlık olarak ve diğer tedaviler ile beraber tedavinin etkinliğini arttırmak amacıyla kullanılmaktadır. Çok çeşitli fiziksel ajanlar hastanın demografik özelliklerine, tanısına, geçmiş medikal hikâyesine ve eşlik eden problemlere, problemin yerine, şiddetine ve süresine bağlı olarak seçilerek uygulanır. Fiziksel ajanlar farklı özelliklerinden dolayı birden fazla alt gruplara ayrılırlar (Şekil 4.1, S. 77).

Termal Ajanlar

Termal ajanlar, fizyoterapi ve rehabilitasyonda hemodinamik, nöromusküler ve metabolik cevaplar açığa çıkararak iyileşme sürecini hızlandırmak amacıyla kullanılırlar. Termoterapi, yüzeyel veya derin dokuların sıcaklığının değiştirilmesi amacıyla kullanılan soğuk ajanlar ile yüzeyel ve derin sıcaklık ajanlarını içerir. Kas iskelet sistem problemlerinde en önemli konu ağrılı bölgeye sıcak mı soğuk mu uygulamama yapılmasıdır. Termal ajanlar oluşturdukları ısı şekline ve ulaşabildikleri derinliğe göre; soğuk ajanlar, yüzeyel ve derin sıcak ajanları olarak 3 bölümde sıralanabilir.

Soğuk Ajanlar: Soğuk ajanlar yüzeysel olarak kondüksiyon (ısının bir yerden diğerine iletilmesi) prensibi ile termal enerjinin transferi yoluyla etkilerini açığa çıkarırlar ve uygulama sonrasında kan damarlarında vazokontriksiyona yol açarlar. Yaralanmalarının akut döneminde ya da cerrahi uygulamalar sonrasında enflamasyonu, ağrıyı, ödemi ve kas spazmını azaltmak ve nöromusküler inhibisyonu kontrol etmek için, kronik dönemde ise aktivite öncesi veya aktivite ile birlikte ağrının ve nöromusküler inhibisyonun kontrol edilebilmesi ve egzersiz veya derin doku masajı sonrası oluşabilecek enflamasyonun azaltılması amacıyla kullanılmaktadırlar. Soğuk tedavi, ilk 24 saat içinde, 2-3 saatte bir, 10-20 dakika süreyle uygulanmalıdır. Bu süre yaralanmanın şiddetine bağlı olarak 48-72 saate kadar devam edebilir. Soğuk tedavisi en az 12-15 dakika olmalı, 30 dakikadan fazla soğuk uygulama yapılmamalıdır. Soğuk uygulama yapmadan önce uygulama için sakınca oluşturacak herhangi bir durum olup olmadığı gözden geçirilmelidir. Soğuk paketler ev ortamında bile rahatça kullanılabilen ve ekonomik olan materyallerdir. Soğuk paketler 2 cm derinliğe etki edebilirler ve deri sıcaklığını 5 derece düşürebilirler. Uygulama sırasında deri ve soğuk paket arasında nemli bir havlu kullanılmalı, soğuk paketin direkt deri ile temas ettirilmesinden kaçınılmalıdır (Şekil 4.2, 78). Tedavi uygulaması akut ağrı ve şişliği kontrol edebilmek için 15-20 dk. süre ile 2 saatte bir yapılabilir.

Buz masajı, dairesel hareketlerle buzun direkt olarak deri üzerine uygulanmasıdır. Bu şekilde soğuğun tedavi edici etkisi ile masajın mekanik etkisi bir arada kullanılmış olur. Uygulama ısısı 0-10°C’dir ve genellikle lokalize belirtiler için 5-10 dk. süre ile uygulanır.

Soğuk suya daldırma, ekstremitelerde dolaşımla beraber soğuma elde etmek için kullanılabilecek en iyi yoldur. Bağışıklık fonksiyonlarının artmasında, ağrı ve enflamasyonun azalmasında, kan akımı ve metabolik hızın azalmasında etkilidir. İki şekilde uygulanabilir. Birincisi soğuk su dolu whirpool gibi su tanklarının kullanılması, ikincisi su banyolarının içine buz eklenilmesi ile elde edilen soğuk suyun kullanılması şeklinde yapılabilir. Uygulama ısısı 10-18 derece arasında değişir. Lokal soğuk uygulamalarına göre daha hızlı soğutma etkisi vardır.

Soğuk spreyler, hızlı, geçici ve yoğun soğutma sağlarlar. Genel olarak kas spazmı ve ağrılı noktalar için kullanılırlar. Soğutucu spreyler cilt ısısını hızlı bir şekilde 20 dereceye kadar düşürebilirler. Soğuk uygulaması sırasında şu noktalara dikkat etmek gereklidir. Soğuk uygulama sırasında aşırı duyarlılık reaksiyonları, donma, yüzeysel sinir hasarı ve kronik ağrı gibi sorunlar oluşabileceği için uygulama sırasında bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Doku ısısının 0 derecenin altına düştüğü durumlarda soğuk yanığı oluşur. Isı derecesi çok düşük olan ajanları uygularken dikkatli olunması gerekmektedir.

Sıcak Ajanlar: Sıcak uygulamaları ısının transfer şekline ve vücutta etki edebildiği derinliğe göre sınıflandırılırlar. Etki edebildikleri derinliğe göre sıcaklık ajanları yüzeyel ve derin olmak üzere ikiye ayrılırlar.Yaygın olarak kullanılan yüzeyel sıcaklık ajanları hotpack, parafin, infraruj lambaları ve hidroterapi (girdap banyoları, zıt banyolar) uygulamalarıdır. Derin sıcaklık modaliteleri ise ultrason, kısa dalga ve mikrodalga diatermidir. Sıcaklık ajanları, sorunların kronik evresinde kan akımını arttırmak, ağrıyı gidermek ve kollajen dokunun esnekliğini arttırmak amacıyla kullanılır.

Aşağıdaki durumlarda sıcak uygulamadan kaçınmak gerekmektedir:

  • Ekstremitelerde iskemi
  • Kanama problemleri
  • Duyu problemleri
  • Malignansite, Demans
  • Zayıf termal regülasyon
  • Akut inflamatuar durumlar

Yüzeysel sıcaklık ajanları deride ve subkuten yağ tabakasında ısıyı attıran, 1-2 cm derine etki edebilen ve genellikle subakut ve kronik yaralanmalarda ağrıyı, kas spazmını ve eklem sertliğini azaltmak açıyla kullanılan ajanlardır. Sıcak uygulaması kan damarlarında vazodilitasyona neden olarak kan akımını hızlandırır, dokulara ihtiyacı olan oksijen ve besinleri sağlar, hasarlı dokunun iyileşmesine ve restore edilmesine yardımcı olur. Hotpack, düşük maliyetli olmaları ve kolay uygulandıkları için en sık kullanılan yüzeysel ısı ajanıdır. İçinde ısıyı uzun süre tutabilen silikon dioksit adlı madde bulunan kanvas kumaştan yapılan paketlerdir. Hotpack kas spazmını azaltmak, gevşeme elde etmek, eklem hareket genişliğini arttırmak, esnekliği arttırmak, bölgesel ağrının azaltılmasını sağlamak, doku sıvılarının emilimini hızlandırmak ve terlemeyi arttırmak için uygulanır. Hotpack diğer kuru yüzeysel sıcaklık ajanlarına göre daha derine etki edebilir. Sıcaklıkları ortalama 75 derece olan sıcak su kazanlarında tutulurlar.

Parafin, dolaşımı arttırmada ve dokularda gevşeme sağlamada özellikle vücudun düz olmayan yüzeylerinde ve el / ayak gibi küçük eklemlerin tedavisinde kullanılan bir yüzeysel sıcaklık ajanıdır. Oda sıcaklığında katı hâlde bulunan parafin, 1/6 oranında mineral yağlarla karıştırılarak özel kazanlar içerisinde eritilir. Tedavi sıcaklığı 52- 54 derece arasında olup ısı transferini iletim yoluyla gerçekleştirir. Parafin uygulamaları ağrıyı azaltıp kasları gevşetir ve kan dolaşımını arttırır.

İnfraruj, dalga boyu 0.7-1000 mikrometre arasında olan ışınlar ile moleküler vibrasyon oluşturarak ısınma sağlayan yüzeysel ısı ajanıdır. Dalga boyuna göre yakın, orta ve uzak infraruj olarak adlandırılırlar. Infraruj ışınları emildikleri dokuda moleküler ve atomik hareketlerin artışı ile ısı oluştururlar ve yüzeyel sıcak uygulamalarında tedavi edici ajan olarak kullanılırlar (Şekil 4.5, S.80).

Hidroterapi: Hidroterapi fiziksel özelliklerinden yararlanarak suyun hastanın pasif veya aktif katılımı ile birlikte tedavide kullanılmasıdır. Daldırma banyoları, girdap banyoları, zıt banyolar ve duşlar sık kullanılan hidroterapi yöntemleridir. Uygulama da suyun mekanik ve termal etkileri ile iyileşme sürecine katkıda bulunulur. Suyun kaldırma kuvveti eklemler üzerindeki stresleri azalarak ağrısız bir şekilde, kolayca egzersiz yapılabilmesini sağlar. Ağrı ve kas spazmını azaltır.

Girdap banyoları ve hubbard tanklar: Girdap banyoları suyun sıcaklığının değiştirilmesi ile doku sıcaklığında yüzeyel değişim sağlamak için çok yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir (Şekil 4.6). Çeşitli büyüklüklerde olabilir ve bir ekstremite ya da lokalize bir yaralanmanın tedavisinde kullanılabilir. Hubbard tanklar girdap banyolarından farklı olarak büyük ve tüm vücudun daldırılmasına izin veren tanklardır (Şekil 4.7). Her iki yöntemde de suyun mekanik ve termal etkileri beraber kullanılır.

Zıt banyolar: Zıt banyolar distal ekstremitelerin iki farklı kapta hazırlanmış soğuk ve sıcak suya ardı ardına daldırılmasıdır. Soğuk uygulamanın ısısı 8-12 derece ve sıcak uygulamanın ısısı 42-45 derece arasındadır. Sıcaklık derecesi hastanın toleransına göre yavaş yavaş arttırılır Sıcaklık arasındaki fark ile vazodilitasyon ve vazokontriksiyon döngüsü oluşturulur.

Derin Sıcaklık Ajanları: Derin sıcaklık ajanları eklem kapsülü ve bağlar gibi 3-5 cm derinlikteki dokuların ısıtılması sağlarlar ve sorunun evresine göre devamlı ve kesikli olarak uygulanırlar. Derin sıcaklık ajanları arasında ultrason, kısa dalga diatermi ve mikro dalga diatermi yer alır.

Ultrason (US), alçak ve yüksek ses dalgalarının yüksek frekansta mekanik vibrasyonu ile ağrılı eklem ve kasları rahatlatmak ve/veya doku iyileşmesini desteklemek için kullanılmasıdır (Şekil 4.8).Genel olarak 1 MHz ve 3 MHz frekansında kullanılır. 1 MHz frekansı daha derin dokulara ulaşırken (5 cm); 3 MHz daha yüzeyel dokulara (1-2 cm) ulaşır. Genel kural frekans büyüdükçe ısı oluşturma ve ulaştığı derinliğin azalmasıdır.

Kısa dalga diatermi (KDD), yüksek frekanslı elektromanyetik enerjinin kas iskelet sistemi problemlerinin tedavisinde kullanılmasıdır. Vücuttaki asıl etkisi ısı oluşturmasıdır ve oluşan bu ısı ile beraber fizyolojik etkiler de oluşur. Bu etkiler metabolizmanın artması, kan dolaşımının artması, sedatif etki oluşması, ter bezi salgılarının artması, tansiyonun düşmesi ve doku hasarının oluşması şeklinde sıralanabilir. KDD, devamlı ve kesikli KDD olmak üzere iki farklı şekilde uygulanabilir. Devamlı KDD dokularda ısınma meydana getirerek metabolik aktiviteyi arttırır. Kesikli KDD ise ısı etkisi oluşmadan, değişen süre ve tekrar sayısında enerjinin dokuya verilmesini sağlar.

Mikrodalga diatermi (MDD ), mikrodalga radyasyonunun vücut tarafından emilerek termal etki oluşturmasıdır. Elektromanyetik enerji dokular tarafından emilir ve ısı oluşturur. Fizyolojik etkileri KDD’ye benzemekle birlikte, KDD’den farklı olarak daha lokalize etki meydana getirir. Kesikli olarak uygulandığında dokulardaki ısı anlık olarak artar ancak termal etkiler oluşacak kadar ısı yükselemez. Farklı şekil ve büyüklüklerde olmak üzere dört farklı elektrot ile uygulama yapılır.

Elektroterapi Yöntemleri

Elektroterapi tedavi amacıyla çeşitli farklı elektriksel ajanların kullanılmasıdır. Uygulama sırasında elektrik akımlarının vücutta meydana getirdiği termal, fiziksel, kimyasal ve fizyolojik etkilerden yararlanılır. Elektroterapi yöntemleri kas iskelet sistem yaralanmalarının akut, subakut ve kronik evresinde ağrıyı, ödemi ve kas spazmını azaltmak, eklem hareket açıklığını ve kuvveti arttırmak ve kasların re-edükasyonunu (yeniden eğitimi) sağlamak amacıyla yaygın olarak uygulanmaktadır. Elektrik akımları ile hücre, doku, segmental ve sistemik olmak üzere vücutta 4 farklı seviyede değişiklikler gerçekleşir.

Kas iskelet sistem problemlerinde genel olarak kullanılan elektroterapi ajanları şunlardır

  • Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu( TENS)
  • Enterferansiyel Akım
  • Diadinamik Akımlar
  • Nöromusküler Elektrik Stimülasyonu
  • İyontoforez

Transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS: Akut ve kronik ağrı tedavisinde kullanılan uygulaması pratik bir analjezik tekniktir. Akımın gücü, atım oranı ve atım genişliği ayarlanarak çeşitli şekilde uygulanabilir. Düşük şiddetli akım kullanılarak duyu sinirlerinin stimülasyonu ile ağrı taşıması engellenir. Melzack ve Wall tarafından ortaya atılan Kapı-Kontrol Teorisi ile ağrının inhibisyonu gerçekleşir. TENS uygulaması ile kalın afferent liflerin seçici olarak uyarılmasının medulla spinalis seviyesinde geçişi önlemesi, ağrılı uyaran verilerek daha üst seviyelerdeki inhibitör alanların uyarılması ve plasebo etkisi ile ağrı engellenir.

TENS’in etkinliğinde elektrotların yerleşimi önemlidir. Uyarının verileceği yerlerin tespit edilmesinde ağrının kaynağının ne olduğu önemlidir. Benzer ağrı şikâyeti olan hastalarda aynı elektrot yerleşimi benzer sonucu vermeyebilir. Bu durumda değişik elektrot yerleştirme yöntemleri kullanılır. Elektrotlar ağrılı bölge üzerine, spinal kord segmentlerine, dermatoma, periferal sinir boyunca, sinir pleksusları üzerine, motor veya akupunktur noktalarına yerleştirilebilir. Uygulama yapılacak bölgenin büyüklüğüne göre 2 ya da 4 elektrot kullanılabilir. Genel olarak elektrotlar ağrılı bölge üzerine, karşılıklı olarak ya da ağrılı bölge ortada kalacak şekilde ağrılı bölge çevresine yerleştirilebilir (Şekil 4.13 ve Şekil 4.14, S.86).

Enterferansiyel akımlar tedavi amaçlı kullanılmak üzere orta frekanslı alternatif akımların alçak frekanslarda modüle edilmesidir. Frekansları yaklaşık 4000 Hz. olan iki orta frekanslı akımın kesişmesiyle oluşurlar. Birinci akım 4000 Hz. de sabit, ikinci akım 4000- 4150 veya 4000-4250 Hz. arasında değişir. Elde edilen akımın frekansı kullanılan cihaza göre 0-100 Hz. ya da 0-250 Hz. arasında değişir. Enterferansiyel akımlar vücutta hücre içi ve hücreler arası alanda artan iyonik değişikliklere yol açar. Hücre geçirgenliğini arttırır. Sinirler üzerine etki ederek ağrıyı azaltır. Genel olarak kabul edilen görüş uygulamanın ‘Kapı kontrol Teorisi’ ne göre ağrıyı azalttığıdır. Kalın myelinli duyu liflerinin uyarılması ile medulla spinalis seviyesinde inhibisyon oluşup ağrılı uyarıların üst merkezlere iletimi engellenmiş olur.

Diadinamik Akımlar: Simetrik bifazik sinüzoidal akımların tam veya yarım dalga şeklinde rektifiye edilmesi ile elde edilen monofazik galvona- faradik akımlardır. Temel sinüzoidal akımın çeşitli frekanslardaki modülasyonları ile farklı diadinamik akım türleri ortaya konmuştur. Beş farklı diadinamik akım çeşidi vardır. Bunlardan difaz fikse (DF) ve monofaz fikse (MF) olarak temel iki modu vardır. Diğerleri bu iki modun kombinasyonlarıyla oluşmuştur.

Difaz fikse (DF): Her uyarının süresi 10 msn’dir. Sempatik tonusun arttığı durumlarda, sempatik gangliyonlar üzerine ve periferik doloşım bozukluklarında sıklıkla kullanılır. Ayrıca diğer akım çeşitleri uygulanmadan tedavi başlangıcında da uygulanır. Monofaz fikse (MF): Uyarı ve dinlenme süreleri 10 msn’dir. Bağ dokusunu uyarmak ve spazma bağlı ağrılı durumların tedavisinde kullanılır. Kısa periyod (CP): Eşit bir şekilde peş peşe gelen DF ve MF’ den oluşur. Her bir uyarının süresi 1 sn’dir. Trofik bozukluklar ve travmalardan sonra spazma bağlı olmayan ağrılı durumların tedavisinde kullanılır. Uzun periyod (LP): Uzun süreli analjezik etkileri vardır. Kronik ağrılı durumların tedavisinde tercih edilir. Ritm senkop (RS): Aralıklı olarak gelen monofaz fikseye benzeyen akımlardır. Kas ve sinirin değerlendirilmesi için kullanılabilir. Aynı zamanda bölgesel kas egzersizi içinde kullanılır.

Nöromusküler Elektirik Stimülasyonu: Nöromusküler elektrik stimülasyonu (NMES), sağlam periferik sinirlerin uyarılması ile kasların aktiveedilmesidir. NMES’in kullanılabilmesi için periferik sinirlerin sağlam olması gerekmektedir. NMES ile hem uyarılabilen hem de uyarılmayan dokularda fizyolojik cevaplar oluşur. Elektrik stimülasyonu ile istemli kas kasılmasının tersine motor ünitelerde eş zamanlı ateşleme olur. Elektrik stimülasyonun düzenli uygulanması ile kasın kan akımı ve oksitatif metabolizmada artış sağlanır. İstemli kasılmasının tersine elektrik stimülasyonu ile daha fazla motor ünite ateşlendiğinden kasta daha fazla yorgunluk oluşur. Stimülasyonun düşük frekansta yapılması ile yorgunluğa direnç gelişebilir. Kasta mikro dolaşımın artması ile ağrıda azalma da görülür. NMES şu durumlarda kullanılabilir: Kasların kuvvetlendirilmesi ve kuvvetin korunması için İstemli motor kontrolün kolaylaştırılması için Eklem hareket açıklığının korunması ve arttırılması için Kas spazmının ve spastisitenin azaltılması için Ortez yerine destek sağlanması için

Rus akımları, orta frekanslı bir akım olmasına karşılık alçak frekanslı stimüle edici bir akım oluşturarak sinirleri uyarır. Rus akımları polifazik dalga şeklindedir, her devir 10 msn sürer. Dinlenme süresi de 10 msn’dir. Böylece saniyede 50 atım yapan alternatif akım elde edilir.

Yüksek Voltaj Kesikli Galvanik Stimülasyon: Atım süresi kısa (100-200 µsn), atımlar arası aralık uzun (9800 µsn), total akım miktarı ise azdır (1.5-2 mA). Voltajı 150- 500V’tur. Frekans 0.1-200 Hz arasında değişmektedir. Yüksek voltaj kesikli galvanik stimülasyon ödem, ağrı ve kas spazmını azaltmak, kan dolaşımını arttırmak ayrıca kas reedükasyonu ve kasın kuvvetlendirilmesi amacıyla kullanılır.

İyontoforez tedavisi , elektrik akımı kullanılarak medikal iyonların deri yoluyla vücuda verilmesidir. (+) yüklü iyonların (-) kutuba, (-) yüklü iyonların (+) gitmesidir (Şekil 4.18 ve Şekil 4.19). Bu uygulama düşük elektrik akımı ile deri yoluyla emilerek belirli iyonların dolaşım sistemine dâhil olmasıdır. İyontoforez vücuda verilmek istenen kimyasal maddeleri istenilen yere verebilmek, sistemik olarak verilmek istenen maddelerin deri yoluyla vücuda vermek ve sistemik olarak alındığında etkilerinin açığa çıkması daha yavaş olan maddelerin deride depo edilerek etkinliğini arttırmak için kullanılır.

Elektro-Manyetik Ajanlar

Elektromanyetik ajanlar enerjiyi elektromanyetik ışınım ya da elektrik akımı olarak yayarlar. Elektromanyetik ışınımın frekans ve yoğunluğundaki değişim, etkilerini ve ulaştığı doku derinliğini etkiler. Elektro manyetik ajanlar arasında düşük ve yüksek yoğunluklu lazer ve manyetik alan tedavisi sayılabilir.

Lazer: Radyasyonun uyarılması ile kuvvetlendirilmiş ışınlardır. Elektromanyetik spektrumda 600-1000 nm dalga boyuna sahip radyant enerjidir (Şekil 4.20). Fizik tedavide kullanılan lazer uygulamaları düşük yoğunluklu ve yüksek yoğunluklu lazer olmak üzere ikiye ayrılır.

Düşük yoğunluklu lazer tedavisinin gücü, 500 mW’tan azdır ve 35 mJ/cm2’den daha düşük dozajlarda kullanılır. Termal etkisi olmadığı için soğuk yumuşak lazer olarak da adlandırılır. Klinikte yara iyileşmesi, kemik iyileşmesi ve yumuşak doku iyileşmesini arttırmak ve ağrıyı azaltmak için kullanılır. Fizyoterapide en sık helyum neon, galyum arsenid veya galyum alüminyum arsenid lazer ışınları kullanılmaktadır.

Yüksek yoğunluklu lazerler, yüksek güçte (1-3 kW), yüksek şiddette (15000 W/cm2 ve üzeri), düşük frekanslı ve geçiş süresi kısa olan lazerlerdir. Diğer lazerlere göre en önemli özelliği derin dokulara (3-4 cm) etki edebilmesidir. Derin dokularda fotomekanik etkiler meydana getirerek ağrıyı ve ödemi azaltır, mikro dolaşımı ve doku iyileşmesini artırır. Biyolojik yanıtları, enflamasyonu ve ağrıyı azaltıcı özellikleri sayesinde pek çok ağrılı kemikkas-eklem patolojilerinde kısa sürede etkili iyileşme sağlamaktadır.

Manyetik alan tedavisi(Magneterapi): Çeşitli problemlerin mıknatıslarla veya manyetizmayla tedavisidir. Manyetik stimülatör ile manyetik alan oluşturularak bu alanın doku içine geçerek elektriksel alan oluşturmasıyla tedavide kullanılan bir ajandır. Manyetik alan tedavisi ile cerrahi sonrası ve travma sonrası durumlarda ağrı ve ödem azaltılarak iyileşme süre katkıda bulunulabilir. Arndt- Schultz prensibine göre, zayıf uyaranlar dokuyu rahatlatarak iyileşmeyi uyararak; şiddetli uyaranlar fizyolojik aktiviteyi baskılar. Normal sağlıklı hücrenin elektriksel potansiyeli -90 mV’tur. İnflamasyonda bu potansiyel -120 mV gibi bir değere ulaşır. Bu artmış elektriksel direnç yaralanmış dokunun etrafında bir zar gibi iyonik kapiller akışı engeller. Manyetik alan derin dokulara etki edebilme özelliği sayesinde yaralanmış dokunun istirahat potansiyelini azaltır, iyonik akışı ve dolayısıyla doku iyileşmesini destekler.

Ekstrakorporeal Şok Dalga Tedavisi

Ekstrakorporeal şok dalga tedavisi (EŞDT) yüksek şiddetteki ses dalgalarının vücudun belli bir bölgesine basınçlı bir şekilde uygulanmasıdır. Kompresif ve gerilime yol açan şok dalgaları basınçtaki ani değişimlerle ortaya çıkar. Şok dalgaları dirençleri farklı olan dokulardan geçerken ya yansır ya da kırılır ve oluşan kinetik enerji dokularda yayılarak tedavi edici etkiler açığa çıkarır.

Radyal ekstrakorporeal şok dalga tedavisi (RŞDT) şok dalga teknolojisinin kolay ve etkili bir şekilde uygulanmasının bir diğer yöntemidir. Basınç dalgalarının oluşması için pnömatik bir mekanizma kullanılır. Bu sayede kinetik enerji şok dalgasına dönüştürülerek tedavide kullanılır. EŞDT odaklanma yoluyla lokalize bir alana yoğunlaşır ve derin dokulara etki eder. RŞDT ise tek noktaya odaklanmaz ve geniş vücut bölgelerinin tedavisinde kullanılabilir.

Şok dalga tedavisi en sık olarak topuk dikeni ve tendinopatilerde kullanılmaktadır (Şekil 4.22 ve Şekil 4.23, S. 93). Tedavinin dozajı kullanılan şok dalgasına ve probleme göre değişir. Hastanın şikâyetine göre haftada 1 kez 3-5 seans uygulama yapılabilir. Uygulama sırasında deride kızarıklık, ağrı ve rahatsızlık hissi, hassasiyet, kanama, ödem, migren atağı, bayılma ve mide bulantısı görülebilir. Tedavi sırasında dikkatli olunmalı ve hasta kontrol edilmelidir. Malign durumlarda, kanın pıhtılaşma sorunu olduğu durumlarda, patolojik nörolojik bulgularda, hamilelikle, aktif enfeksiyon durumunda, kalp pili kullananlarda, akciğer, kranium ve vertebral kolon üzerine uygulama yapılmamalıdır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi