Temel Beslenme İlkeleri Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Gelişimsel Yetersizliği Olan Bebek, Çocuk Ve Ergenlerin Beslenmesi
Yeterli ve dengeli beslenme nasıl tanımlanmaktadır?
Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gereken enerji ve tüm besin ögelerinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması yeterli ve dengeli beslenme olarak tanımlanmaktadır.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenme nasıldır?
Sağlıklı çocuklarda olduğu gibi gelişimsel yetersizliği ya da nörogelişimsel engeli olan çocuklarda da sağlığın korunup geliştirilebilmesi ve yaşam kalitesinin artırılabilmesi için yeterli ve dengeli beslenme ile yeterli büyümenin sağlanması oldukça önemlidir. Bu çocuklarda yetersiz beslenme durumu oldukça sık karşılaşılan bir sorundur. Malnütrisyon, çocukların sağlığını olumsuz olarak etkilerken, yaşam kalitesini düşürmekte ve çocuğun rehabilitasyon ve fiziksel aktivitelere katılımını engellemektedir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda sorunların tedavisinde benimsenen yaklaşım nedir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda sorunlar multifaktöriyel olduğundan, sorunların tedavisi de multidisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu çocuklar hekim, diyetisyen, hemşire, fizyoterapist, ergoterapist, psikolog ve dil konuşma terapisti başta olmak üzere oluşan multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Risk altındaki çocuklar en erken zamanda tespit edilmeli ve yakından takip edilmelidir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda ne gibi olumsuzluklar görülebilir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda büyüme yetersizliği (doğrusal büyüme yetersizliği, yetersiz ağırlık kazanımı vb.) ve vücut kompozisyonunda değişim (düşük kas ve yağ depoları vb.) sık karşılaşılan bir durum olmakla birlikte, gelişme geriliğine neden olan bazı genetik sendromlar ya da hastalıklarda, özellikle ilaçların yan etkileri, sedanter aktivite, hipotoni gibi nedenler besin alımını artırarak ya da enerji harcamasının azaltarak ağırlık artışı ya da obeziteye neden olabilmektedir.
Bebeklik döneminde malnütrisyonun en yaygın görüldüğü grup hangisidir?
Bu popülasyonda malnütrisyonun en yaygın görüldüğü grup serebral palsidir (SP). Malnütrisyonun derecesi, çocuğun yaşına, kaba motor fonksiyonlarına ve tüple beslenme desteği alma durumuna göre değişkenlik gösterir. Buna göre normal gelişim gösteren çocuklarla karşılaştırıldığında, kaba motor fonksiyonları orta-ağır derecede etkilenen SP’li çocukların (özellikle spastik kuadriplejik SP) yağsız vücut kütlelerinin daha düşük
olduğu, vücut yağ yüzdelerinin ise düşük ya da sağlıklı yaşıtlarıyla benzer olduğu saptanmıştır.
Ergenlik döneminde özel gereksinimi olan çocuklarda obezite görülme sıklığı nedir
Ergenlik dönemine gelindiğinde özel gereksinimi olan çocuklarda obezite görülme sıklığı normal popülasyonun iki katına kadar çıkmaktadır. Bunun en önemli nedeni Down sendromu ve OSB olan ergenlerin yaklaşık yarısının fazla kilolu, %25-31’inin ise obez olmasıdır.
Tıbbi açıdan değerlendirildiğinde ise malnütrisyonun etkileri nelerdir?
Tıbbi açıdan değerlendirildiğinde ise malnütrisyon;
• Kas gücü ve buna bağlı kardiyak ve solunum fonksiyonlarının azalmasına (örneğin; zayıf öksürme kuvveti vb.),
• Bağışıklık sisteminin zayı amasına (örneğin; sık enfeksiyonlar, geç toparlanma vb)
• Bası yaralarının oluşmasına ve yara iyileşmesinin gecikmesine,
• Kemik kırıklarına,
• Cerrahi sonrası (örneğin; skolyoz cerrahisi) komplikasyon gelişme riskinin artmasına ve iyileşme süresinin gecikmesine,
• Hastaneye yatış sıklığı ve süresinin artmasına,
• Sağlık bakım giderlerinin artmasına neden olmaktadır.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenme durumunun iyileştirilmesinin önemi nedir?
Malnütrisyonun tıbbi açıdan önemli olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenme durumunun iyileştirilmesi hem çocuğun genel sağlık durumunun iyileştirilmesini hem de ailenin ve çocuğun yaşam kalitesinin artırılmasına yardımcı olabilir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda malnütrisyona yol açan nedenler nelerdir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda malnütrisyona yol açan nedenlerin başında oral motor sorunlar ve buna bağlı diyetle yetersiz enerji ve besin ögesi alımı gelmektedir. Serebral palsi ve Down sendromu gibi birçok nörogelişimsel bozuklukta, özellikle yaşamın ilk yılı ve adölesan büyüme atağında enerji ve birçok mikro-besin ögesinin alım düzeyi, referans alım düzeylerinin altında kalmaktadır. Diyetle yetersiz enerji alımına anormal enerji harcaması ve artan kayıplar da eşlik etmektedir
Diyetle yetersiz enerji alımının en önemli nedeni nedir?
Serebral palsili çocuklarda enerji alımları genellikle sağlıklı yaşıtlarına göre daha düşüktür. Beslenme desteği alan çocuklarda (gastrostomi vb.) büyüme gelişmektedir. Diyetle yetersiz enerji alımının en önemli nedeni oral motor bozukluktur ve SP’li çocukların neredeyse %90’ını etkilemektedir
Oral motor becerileri nedir?
Oral motor becerileri; dudaklar, dil, çene, dişler ile yumuşak ve sert damağın kullanımı ve işlevleri şeklinde ifade edilir. Normal oral motor gelişim doğumdan hemen önce başlar ve üç yaşına kadar devam eder. Dördüncü yaşa gelindiğinde sağlıklı çocukların büyük çoğunluğu sıvı ya da katı kıvamdaki besinleri güvenli bir şekilde tüketebilir.
En sık görülen oral motor sorunları nelerdir?
En sık görülen oral motor sorunlar zayıf emme, çiğneme güçlüğü, dil itme gibi anormal refleksler, taktil hassasiyet ve zayıf dil ve dudak hareketleridir. Bu sorunlar özellikle katı besin alımını güçleştirir ve öğün süresinin uzamasına neden olur.
Oral motor becerilerinin zayıf olmasının olası etkileri nelerdir?
Oral motor becerilerinin zayıf olması çocukların yaklaşık yarısının, yemek yiyebilmek için bakıcıya bağımlı olmasına neden olur. Yemek için yardım alması gereken çocukların açlık ya da tokluklarına yönelik bakıcıları ile iletişim kuramamaları, yetersiz ya da gereğinden fazla besin tüketimine yol açabilir. Bazı hastalar kendi kendilerine yemek yiyebilecek durumda olmalarına rağmen, genellikle göz-el koordinasyonları bozuk ve yeme hızlarının düşük olması besin alımında azalmaya ya da kayıplara neden olabilir.
Otistik çocuklarda ise yeterli besin alımının önündeki en önemli engel nedir?
Otistik çocuklarda ise yeterli besin alımının önündeki en önemli engel seçici yeme davranışıdır. Çalışmalarda, otistik çocukların yaklaşık %60’ında diyetteki besin çeşitliliğinin 20’den daha az olduğu ve yine yarıdan fazlasının yeni besinleri denemek konusunda direnç gösterdiği saptanmıştır ancak birçok çalışmada, seçici yeme davranışı nedeniyle tüketilen besin sayısı az olmasına rağmen, otistik çocukların genellikle diyetle enerji ve besin ögesi gereksinimlerini karşılayabildiği gösterilmiştir.
Beslenme harici faktörler çocuğun özellikle hangi fiziksel özelliklerini etkilemektedir?
Genellikle beslenme ile ilişkili faktörler çocuğun vücut ağırlığı üzerinde daha büyük etkiye sahipken, beslenme harici faktörler çocuğun boy uzunluğu üzerinde etkilidir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda büyümeyi etkileyen başlıca etmenler nelerdir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda büyümeyi etkileyen başlıca etmenler yaş, motor gelişim geriliğinin şiddeti, genetik sendromlar, nörolojik ve nörotrofik faktörler, endokrin faktörler (büyüme hormonu yetersizliği vb.), sık enfeksiyonlar ve hareket ya da yürüme sorunları nedeniyle uzun kemiklere mekanik baskı ve ağırlık taşıma aktivitesinin olmaması şeklinde sıralanabilir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda da optimal büyüme potansiyeline ulaşılabilmesi için yaplması gereken nedir?
Normal gelişim gösteren çocuklarda olduğu gibi gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda da optimal büyüme potansiyeline ulaşılabilmesi için diyetle çocuğun tüm enerji ve besin ögesi ihtiyaçlarının karşılanması gereklidir. Oral alım beslenme için en fizyolojik ve uygun yol olmasına rağmen bu çocuklarda tüm gereksinimlerin karşılanabilmesi için yeterli olmayabilir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenmeye ilişkin temel hususlar nelerdir?
Besin ihtiyaçlarının karşılanması ve yutma güvenliğinin sağlanmasının yanında gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenmeye ilişkin diğer iki önemli husus da;
• Besin alımını azaltan ya da besin kayıplarını artıran gastrointestinal (reflü, konstipasyon vb.) ve
• Davranışsal (seçici yeme davranışı, oral defans vb.) sorunların tedavi edilmesidir.
Görüldüğü gibi gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenmeye ilişkin sorunlar tek bir nedene bağlı olmadığından, sorunların çözümü de tek yönlü mümkün olmamaktadır. Bu nedenle çocuk için uygun beslenme yönteminden, çocuğa verilecek besin kıvamına kadar tüm aşamalarda multidisipliner ekibin tüm üyelerinin görüşleri alınmalı ve karar verilmelidir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda enerji alımında dikkat tedilmesi gereken faktörler nelerdir?
Bu gruba özgü bir enerji gereksinimi bulunmadığından enerji alımı çocuğun fiziksel aktivitesi ya da yürüyebilme durumu, motor bozukluğun derecesi, kas kütlesi (ağır malnütrisyon varlığı vb), kas tonusu (spasite vb.), tüple beslenme desteği alma durumu, nöbet varlığı ya da ilaç kullanımına (kas gevşetici vb.) göre bireyselleştirilmelidir.
Boy yaşı nedir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda enerji gereksinimlerinin belirlenmesindeki bir diğer yaklaşım boy yaşının referans alınmasıdır. Boy yaşı, kemik yaşının kaba bir göstergesidir ve kemik yaşı besin ögesi gereksinimlerinin hesaplanmasında kullanılmaktadır.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda sıvı gereksinimi nasıldır?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda oral motor sorunlara bağlı sıvı kayıpları, aşırı salya akması (drooling), iletişim becerisinin olmaması nedeniyle susama hissini belirtememe ve bakıcıya bağımlı olma gibi nedenlerden hidrasyon durumu bozuk olabilir. Nörogelişimsel bozukluğu olan çocuklarda yapılan çalışmalar, gelişimsel bir engeli olmayan çocuklarla karşılaştırıldığında tükürük akış hızının daha düşük (%50), tükürük, plazma ve idrar ozmolaritesinin ise daha yüksek olduğu (sırasıyla %50, %3 ve %20) belirlenmiştir. Bu bulgular çocuklarda dehidratasyonun (sıvı kaybı) göstergeleridir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda en sık görülen mikro besin ögesi yetersizlikleri nelerdir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda en sık görülen mikro besin ögesi yetersizlikleri kalsiyum, demir, çinko, C vitamini, D vitamini, E vitamini ve selenyum eksikliğidir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocukların beslenmesinde nelere dikkat etmelidirler?
Nörogelişimsel bozukluğu olan tüm çocuklarda beslenmenin güvenliğinin, etkinliğinin ve beslenme durumunun değerlendirilmesi, klinik değerlendirmenin rutin bir parçası olmalıdır. Çocuğun öğün sırasında tükettiği besin miktarı, öğün süresi, beslenme sırasındaki kayıplar, sıvı ya da katı besinleri yutma becerisi bir diyetisyen tarafından değerlendirilmelidir. Çocuk için öneri geliştirilirken çocuğun enerji ve protein ihtiyacı ile çiğneme becerisine uygun besin kıvamı göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklarda beslenme ya da yutma güçlüğü bulgusu olup olmadığını tespit etmek için sorulabilecek sorular nelerdir?
Özellikle kapsamlı klinik ve aletsel yutma değerlendirmesi imkânına sahip olmayan sağlık uzmanları, aşağıdaki sorulara yanıt arayarak çocukta beslenme ya da yutma güçlüğü bulgusu olup olmadığını tespit edebilir. Bu sorular doğrudan tanı konulmasını sağlamaz ancak ileri ve kapsamlı inceleme gereken çocukların tespit edilmesine yardımcı olur:
• Çocuğun öğün saatleri uzuyor mu?
• Çocuk beslenme açısından tamamen başkalarına bağımlı mı?
• Öğün saatleri stresli mi?
• Çocuk yemek yemeyi reddediyor mu?
• Solunum sıkıntısına ilişkin bulgular var mı?
• Son 3 aydır çocuğun ağırlık kazanımında yavaşlama ya da duraksama oldu mu?
• Çocuk sürekli kusuyor mu? Kusma ne zaman gerçekleşiyor?
• Öğün saatlerinde çocuk huzursuz ya da letarjik mi?
Klinik değerlendirmenin yutma bozukluğu sorunlarında önemi nedir?
Klinik değerlendirme yutma bozukluğu ya da aspirasyon riski olan bebek ve çocukların erken dönemde tespit edilmesine yardımcı olsa da sübjektif bir yöntemdir. Bu nedenle klinik değerlendirme sonrası risk olduğu saptanan çocuklarda ileri değerlendirme ve tanı için daha objektif olan aletsel yutma değerlendirmeleri önerilmektedir. Bu yöntemler içerisinde en sık kullanılan ve altın standart olarak kabul edilen yöntemler ‘video oroskopik yutma çalışması (VFYÇ)’ veya bir diğer adıyla ‘modifiye baryum yutma çalışması (MBYÇ)’ ve ‘fiberoptik endoskopik yutma değerlendirmesi (FEYD)’dir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda nörolojik ve beslenme sorunları açısında hangi tür tüplerin beslenme amacıyla kullanılması daha uygundur?
Uzun süreli beslenme desteğinin verilmesi planlanıyorsa, cerrahi ya da endoskopik olarak yerleştirilen bir gastrostomi tüpü (doğrudan mideye yerleştirilen beslenme sondası) tercih edilmelidir. Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda hem eşlik eden nörolojik sorunlar ve hastalıklar kronik olduğundan, hem de beslenme sorunlarının (oral motor sorunlar, aspirasyon, büyüme geriliği vb.) düzelmesi zaman aldığından gastrostomi tüpünün kullanılması daha elverişlidir.
Reflü nedir?
Reflü, kusma eşliğinde veya kusma olmaksızın, mide içeriğinin istemsiz olarak özofagusa geri kaçışı olarak tanımlanmaktadır. Nörogelişimsel yetersizliği olan çocuklarda oldukça yaygın görülen bir sorundur (%70).
Reflünün başlıca nedenleri nedir?
Reflünün başlıca nedenleri yemek borusu hareketliliğinin (motilite) azalması, yemek borusu ile mide arasındaki kapağın (alt özofagus sfinkteri) işlevinin bozulması ve mide boşalma hızının yavaşlamasıdır.
Reflünün etkileri nelerdir?
Reflü, kusma ile sonuçlanabileceği gibi yemek borusundan geri gelen mide içeriği havayoluna kaçarak aspirasyon pnömonilerine ve çocukta iştahsızlık, besinlere karşı isteksizlik, yemek borusunda tahribat ve ağrı hissine yol açabilir. Bu sorunun çözümlenmesi, kusma ile meydana gelen sıvı ve besin kayıplarının önlenmesini, öğün zamanlarının daha iyi tolere edilmesini ve çocuğun rahatlamasını sağlar.
Kabızlığa yol açan sebepler nelerdir?
Yetersiz sıvı alımı, aşırı sıvı kaybı (kusma, dudakların yeterince kapanmaması, salya problemi), çiğneme sorunları nedeniyle diyetle yetersiz lifli besin alımı (kepeği ayrılmamış tahıllar, meyve, sebze, kuru baklagiller), immobilite, anormal barsak motilitesi, ilaçların yan etkileri (ağrı kesiciler), kasların gevşek olması (hipotoni) ve dışkılama için yeterli baskının yapılamaması kabızlığa yol açabilir.
Yutma bozukluğu nasıl tanımlanmaktadır?
Yutma bozukluğu veya bir diğer adıyla disfaji, yutma işlevini oluşturan fazlardan [(1) oral hazırlık fazı (2) oral iletim fazı, (3) faringeal faz (bolusun farinksten iletimi) ve (4) özofageal faz] bir veya birkaçında meydana gelen bir sorun nedeniyle yutma güvenliği ve/veya etkinliğinin bozulması şeklinde tanımlanır. Yutma ve soluk alıp verme farinkste ortak bir alan içerisinde gerçekleştiğinden, bu süreçlerden herhangi birinde görülen bir sorun ya da senkronizasyon eksikliği, aspirasyon (besin, içecek ya da sekresyonların havayoluna kaçışı) riskine yol açarak yaşam güvenliğini tehdit eder. Gelişimsel yetersizliği olan bebek ve çocuklarda bu risk daha yüksektir.
Nörogelişimsel yetersizliği olan çocuklarda yutma açısından en fazla sıkıntı olarak gözlenen nedir?
Nörogelişimsel yetersizliği olan çocuklarda yutma açısından en fazla sıkıntı ince ve akışkan sıvılarda gözlenir. Akış hızlarının fazla ve yutma esnasında kontrol edilmelerinin zor olması nedeniyle su, meyve suyu, süt ya da biberon maması gibi ince ve akışkan kıvamdaki sıvılar aspirasyon ya da penetrasyon açısından yüksek risk taşımaktadır.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda beslenme durumunun değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntem hangisidir?
Beslenme durumunun değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntem antropometrik ölçümlerdir. Bunun yanında gerektiğinde vücut kompozisyonu ölçümü ve laboratuar yöntemleri de kullanılabilir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda Antropometrik ölçümler nasıl gerçekleştirilmektedir?
Beslenme durumu ve büyümenin değerlendirilmesinde en sık kullanılan yöntem olmasına rağmen, gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda antropometrik ölçümlerin alınması ve değerlendirilmesi, normal gelişim gösteren çocuklara göre daha zordur. Ölçümlerin alınması özel ekipman gerektirebilir. Bununla birlikte bazı ölçüm yöntemleri hatalı sonuç verebilir. Her klinik muayenede alınan antropometrik ölçümler, Dünya Sağlık Örgütü (özellikle 2 yaş altında) ya da Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi (CDC)’nin (2 yaş üzerinde kullanılabilir) yaşa ve cinsiyete özgü büyüme grafiklerinde işaretlenerek çocuğun büyümesi takip edilmelidir. Gelişimsel yetersizliği olan bazı gruplara özgü (örneğin, serebral palsi, Down sendromu vb) büyüme grafikleri bulunsa da, bu grafiklerin çoğu zayıf veri toplama metotlarına dayanılarak geliştirildiğinden ve çocuğun optimal büyüme potansiyelini yansıtmadığından, rutin uygulamada yetersiz beslenmenin tanımlanmasında tek başına kullanımları önerilmemektedir
Engelli çocuklarda boy uzunluğunun ölçülmesinde nelere dikkat edilmelidir?
Engelli çocuklarda skolyoz ya da kifoz gibi bükük postür ya da omurganın kasılması nedeniyle boy uzunluğunun doğru ölçümü genellikle zordur. Bu tür sorunlar yoksa stadiometre ile ayakta ölçüm tercih edilmelidir ancak mümkün olmadığı durumlarda sırt üstü (düz yatabiliyorsa) ölçüm de ikinci bir tercih olarak düşünülebilir. Sırt üstü boy uzunluğunun, ayakta yapılan ölçüme göre daha uzun olacağına dikkat edilmelidir. Eğer ayakta ya da yatarak boy ölçümü mümkün değilse, alternatif (segmental) ölçümler alınarak boy uzunluğu tahmine dayalı hesaplanabilir.
Boy uzunluğunun tahmin edilmesinde en sık kullanılan yöntemler hangileridir?
Boy uzunluğunun tahmin edilmesinde en sık kullanılan 3 yöntem üst kol uzunluğu, alt bacak uzunluğu ve diz boyu ölçümüdür. Eğer alternatif bir boy uzunluğu ölçümü kullanılacaksa, hangi uzuvdan alındığı not edilmeli ve sonraki ölçümler aynı uzuvdan ve aynı tara an alınmaya devam edilmelidir.
Beden Kitel İndeksinin hesaplanması nasıl yapılmaktadır?
Beden kütle indeksi vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m2) oranlanması yöntemiyle (kg/m2) hesaplanır. Sağlıklı çocuklarda yaşa göre BKİ’nin 85 persentilin üzerinde olması kilo fazlalılığı, 95 persentilin üzerinde olması şişmanlığın göstergesidir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda vücut yağ yüzdesi nasıl hesaplanmaktadır?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda vücut yağ yüzdesi deri kıvrım kalınlıkları (DKK) ölçülerek saptanabilir. Tripseps ve subskapular deri kıvrım kalınlıklarının özellikle vücut yağ ve yağsız vücut kütlesinin büyük ölçüde ilişkili olduğu gösterilmiştir. Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Derneği’nin 2017 yılında yayınladıkları rehberde de gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda nutrisyonel durumun değerlendirilmesinde tek başına ağırlık ve boy ölçümlerinin yeterli olmadığı, DKK kullanılarak yapılan tahmini vücut yağı ölçümünün, nutrisyonel değerlendirmesinin rutin bir parçası olması gerektiği önerilmiştir.
Vücut komposizyonu Deri Kıvrım Kalınlıkları (DDK) dışında hangi yöntem ile ölçülmektedir?
Vücut kompozisyonu biyoempedans analizi (BİA) ile de ölçülebilir ancak ölçüm için özel ekipman ve deneyimli personel gereklidir.
Kemik erimesinden şüphelenildiği durumlarda neler faydalı olabilir?
Kemik erimesinden şüphelenildiği durumlarda, D vitamini, paratroid hormon, kalsiyum, fosfor ve alkalin fosfataz düzeyleri yararlı olabilir.
Antropometrik ölçümler ve vücut kompozisyonu ölçümü için bir yaş altındaki çocuklar ne kadar sıklıkla izlenmelidir?
Antropometrik ölçümler ve vücut kompozisyonu ölçümü için bir yaş altındaki çocuklar ayda bir kez (en geç 3 ayda bir) izlenmelidir. Daha büyük çocuklar ve ergenler ise en geç 6 ayda bir takip edilmelidir.
Tıbbi açıdan değerlendirildiğinde malnütrisyonun etkilerini yazınız.
• Kas gücü ve buna bağlı kardiyak ve solunum fonksiyonlarının azalmasına (örneğin; zayıf öksürme kuvveti vb.),
• Bağışıklık sisteminin zayıflamasına (örneğin; sık enfeksiyonlar, geç toparlanma vb)
• Bası yaralarının oluşmasına ve yara iyileşmesinin gecikmesine,
• Kemik kırıklarına,
• Cerrahi sonrası (örneğin; skolyoz cerrahisi) komplikasyon gelişme riskinin artmasına ve iyileşme süresinin gecikmesine,
• Hastaneye yatış sıklığı ve süresinin artmasına,
• Sağlık bakım giderlerinin artmasına neden olmaktadır.
Gelişimsel yetersizliği olan bebek, çocuk ve ergenlerde büyümeyi etkileyen beslenme ile ilişkili etmenler nelerdir?
-Diyetle Yetersiz Enerji ve Besin Ögesi Alımı
-Anormal Enerji Harcaması
-Artan Enerji ve Besin Ögesi Kayıpları
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda büyümeyi etkileyen başlıca etmenler neledir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda büyümeyi etkileyen başlıca etmenler yaş, motor gelişim geriliğinin şiddeti, genetik sendromlar, nörolojik ve nörotrofik faktörler, endokrin faktörler (büyüme hormonu yetersizliği vb.), sık enfeksiyonlar ve hareket ya da yürüme sorunları nedeniyle uzun kemiklere mekanik baskı ve ağırlık taşıma aktivitesinin olmaması şeklinde sıralanabilir.
Sıvı gereksinimlerinin hesaplanmasında kullanılan Holliday-Segar denklemini açıklayınız.
Holliday-Segar denklemi:
Çocuğun ağırlığı 1 – 10 kg arasında ise; 100 mL/kg
Çocuğun ağırlığı 10 – 20 kg arasında ise; 1000 mL + 10 kg’ın üzerindeki her 1 kg için ek 50 mL/kg
Çocuğun ağırlığı 20 kg’ın üzerinde ise; 1500 mL + 20 kg’ın üzerindeki her 1 kg için ek 20 mL/kg
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda hidrasyon durumunun bozulma nedenleri neler olabilir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda oral motor sorunlara bağlı sıvı kayıpları, aşırı salya akması (drooling), iletişim becerisinin olmaması nedeniyle susama hissini belirtememe ve bakıcıya bağımlı olma gibi nedenlerden hidrasyon durumu bozuk olabilir.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda en sık görülen mikro besin ögesi yetersizlikleri nelerdir?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda en sık görülen mikro besin ögesi yetersizlikleri kalsiyum, demir, çinko, C vitamini, D vitamini, E vitamini ve selenyum eksikliğidir.
Yürüyemeyen ya da yatağa bağımlı olan çocuklarda güneşten yeterince yararlanamama nedeniyle görülen vitamin eksikliği nelerdir?
Yürüyemeyen ya da yatağa bağımlı olan çocuklarda güneşten yeterince yararlanamama nedeniyle D vitamini eksikliği sık görülür.
Klinik değerlendirme sonucunda yutma bozukluğu ya da aspirasyon riski olan bebek ve çocuklarda daha objektif değerlendirmeyi sağlayan aletsel yutma değerlendirmeleri nelerdir?
Klinik değerlendirme yutma bozukluğu ya da aspirasyon riski olan bebek ve çocukların erken dönemde tespit edilmesine yardımcı olsa da sübjektif bir yöntemdir. Bu nedenle klinik değerlendirme sonrası risk olduğu saptanan çocuklarda ileri değerlendirme ve tanı için daha objektif olan aletsel yutma değerlendirmeleri önerilmektedir. Bu yöntemler içerisinde en sık kullanılan ve altın standart olarak kabul edilen yöntemler ‘videofloroskopik yutma çalışması (VFYÇ)’ veya bir diğer adıyla ‘modifiye baryum yutma çalışması (MBYÇ)’ ve ‘fiberoptik endoskopik yutma değerlendirmesi (FEYD)’dir.
Enteral tüple beslenme yolları nelerdir?
İlk tercih edilen yöntem daha fizyolojik olması nedeni ile gastrik beslenmedir. Gastrik beslenme daha fizyolojik olmasına rağmen şiddetli reflü, kontrol edilemeyen kusma veya mide boşalmasında gecikme (gastrik dismotilite) olması durumunda midenin kullanılması güvenli değildir. Bu tip durumlarda mide atlanarak beslenme için ince barsaklar, çoğunlukla da jejunum (nazojejunal gastrojejunal veya jejunostomi tüpü) kullanılır.
Gelişimsel yetersizliği olan bebek, çocuk ve ergenlerde sık görülen beslenme sorunları nelerdir?
-Gastroözofageal Reflü
-Kabızlık
-Yutma Bozukluğu (Disfaji)
Gelişimsel yetersizliği olan bebek, çocuk ve ergende görülen reflü için dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
-Bunun için öncelikle bebeğin ya da çocuğun baş ve gövdesinin beslenme sırasında doğru pozisyonlanması gereklidir.
- Yine kusmanın önlenebilmesi için öğün başına düşen besin miktarı ya da mama hacmi azaltılıp öğün sıklığı artırılmalıdır.
- Gece yatar pozisyonda reflü riski arttığından gece beslenmeleri azaltılmalı ya da kaldırılmalı, gerektiğinde hekim ve diyetisyen gözetiminde bebeklerde kıvam artırıcı (keçi boynuzu gamı, pektin vb) kullanımı ile mama viskozitesi artırılmalı veya anti-reflü (AR) mamalar kullanılmalıdır.
-Komplikasyon gelişmesi (sık akciğer enfeksiyonları, özofajit vb) ya dailaç dışı yaklaşımların yetersiz kalması durumunda anti-reflü (mide asidini baskılayan vb) ilaçlar ya da anti-reflü cerrahi (fundoplikasyon vb) uygulanmaktadır.
Kabızlığa neden olan etmenler nelerdir?
Yetersiz sıvı alımı, aşırı sıvı kaybı (kusma, dudakların yeterince kapanmaması, salya problemi), çiğneme sorunları nedeniyle diyetle yetersiz lifli besin alımı (kepeği ayrılmamış tahıllar, meyve, sebze, kuru baklagiller), immobilite, anormal barsak motilitesi, ilaçların yan etkileri (ağrı kesiciler), kasların gevşek olması (hipotoni) ve dışkılama için yeterli baskının yapılamaması kabızlığa yol açabilir.
Kabızlıkta tüketilmesi gereken besinler nelerdir?
Kabızlık sırasında yoğurt (özellikle probiyotik yoğurtlar), kefir, kayısı (kuru ya da taze), kırmızı erik, şeftali, armut, ıspanak, bezelye, dut, bal kabağı, avokado, kabak, havuç, kuru baklagil ezmeleri/kuru baklagil çorbaları, bulgur, yulaf ezmesi, tam buğday ekmeği gibi lif içeriği yüksek besinler tüketilmelidir.
Kabızlıkta tüketimi sınırlandırılması gereken besinler nelerdir?
Muz, patates, ayva, pirinç, pirinç unu gibi besinlerin tüketimi ise sınırlandırılmalıdır.
Beden kitle indeksi nasıl hesaplanır?
Beden kütle indeksi vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m2) oranlanması yöntemiyle (kg/m2) hesaplanır.
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda vücut yağ yüzdesi nasıl ölçülür?
Gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda vücut yağ yüzdesi deri kıvrım kalınlıkları (DKK) ölçülerek saptanabilir. Tripseps ve subskapular deri kıvrım kalınlıklarının özellikle vücut yağ ve yağsız vücut kütlesinin büyük ölçüde ilişkili olduğu gösterilmiştir. Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Derneği’nin 2017 yılında yayınladıkları rehberde de gelişimsel yetersizliği olan çocuklarda nutrisyonel durumun değerlendirilmesinde tek başına ağırlık ve boy ölçümlerinin yeterli olmadığı, DKK kullanılarak yapılan tahmini vücut yağı ölçümünün, nutrisyonel değerlendirmesinin rutin bir parçası olması gerektiği önerilmiştir.
Ayakta ve yatarak boy ölçülmesi mümkün olmayan durumlarda boy uzunluğu nasıl hesaplanır?
Eğer ayakta ya da yatarak boy ölçümü mümkün değilse, alternatif (segmental) ölçümler alınarak boy uzunluğu tahmine dayalı hesaplanabilir. Boy uzunluğunun tahmin edilmesinde en sık kullanılan 3 yöntem üst kol uzunluğu, alt bacak uzunluğu ve diz boyu ölçümüdür.
Hidrasyon durumunun değerlendirilmesi için hangi tetkikler yapılır?
Hidrasyon durumunun değerlendirilmesi için kan üre azotu ya da serum elektrolitlerine bakılabilir.
Kemik erimesinden şüphelenildiği durumlarda laboratuvar tetkiklerinde nelere bakılır?
Kemik erimesinden şüphelenildiği durumlarda, D vitamini, paratroid hormon, kalsiyum, fosfor ve alkalin fosfataz düzeyleri yararlı olabilir.
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 1 Gün önce comment 0 visibility 442
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 4 Gün önce comment 0 visibility 1072
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 19680
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 2 visibility 1338
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 710
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25731
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14615
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12583
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12577
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10524