İletişim ve Alternatif İletişim Sistemleri Dersi 1. Ünite Özet

Dil Ve İletişim Gelişimi: Bebeklik-Erken Çocukluk, Okul Öncesi Ve Okul Dönemi Gelişimi

Temel Kavramlar

İletişim; sözlük anlamına göre ‘duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, komünikasyon’ olarak tanımlanmaktadır. Alanyazında ise iletişim, bireyin karşıdaki kişiye sözlü, yazılı ya da jest kullanarak vermek istediği mesajı aktarma süreci olarak ifade edilmektedir. Kısaca iletişim etkileşim halinde olunan kişilere istek ve taleplerin iletilmesi ve/veya onlardan gelen istek ve taleplere cevap vermek olarak tanımlanmaktadır.

Dil en temel anlamda, iletişimi gerçekleştirmek için işaretler sistemi aracılığıyla dünya hakkındaki düşünceleri temsil etmek amacıyla kullanılan bir şifre/kod bilgisidir. İletişim sağlama aracı olarak kullanılan sesler, işaretler (semboller) ve sözcükler gibi temel birimleri olan bir sistemdir.

Dil;

  • Alıcı dil ve
  • İfade edici dil olarak ikiye ayrılmaktadır.

Alıcı dil , sözel uyaranların duyu-sinir ağı ve işitsel-algısal süreçler aracılığı ile alınması ve anlaşılması ile ilgili bileşenidir. Söylenilenlerin çeşitli duyu-motor süreçler ile algılanması ve anlaşılması ile ilgilidir. İfade edici dil ise duyu-sinir ve motor-sinir gibi konuşmada yer alan çeşitli mekanizmaların kullanılarak zihinsel kavramın bir ses imgesi aracılığıyla ifadesidir.

Konuşma kısaca dilin insan tarafından üretilen sesler ile söze dönüştürülmesidir. Konuşma, düşüncelerimizi ifade etme aracı olarak kullandığımız sembolik bir araç olan sözel dilin, akciğerlerden gelen havanın boğaz, ağız ve burun yolunda şekillenmesi sonucunda oluşan seslerin dönüştürülerek karşımızdaki insanın kulakları tarafından algılanabilecek bir biçime dönüştürülmesi işlemi olarak tanımlanmaktadır. Zihinsel bir olgu olan dilin sese dönüştürüldüğü bir davranıştır.

Dilin Bileşenleri

Dünya üzerinde birbirinden farklı pek çok dil ve bu dillere ait pek çok farklı özellik olmasına karşın temel kavramlar açısından bakıldığında, tüm dillerde ortak bazı bileşenler olduğu görülmektedir. Bu bileşenler;

  • Anlambilgisi (semantik),
  • Sesbilgisi (fonoloji),
  • Biçimbilgisi (morfoloji),
  • Sözdizimi (sentaks) ve
  • Kullanımbilgisi (pragmatik) olarak birbirinden ayrılmaktadır.

Anlambilgisi (semantik), bir dildeki sözcük dağarcığını, sözcüklerin anlamını, bu sözcükler arasındaki ilişkileri içermektedir. Genel olarak dilin anlam boyutu ile ilgili bileşenidir.

Ses bilgisi (fonoloji), bir dildeki sesleri, bu seslerin özelliklerini, dizilişlerini ve bu seslerin kullanım kurallarını içeren dil bileşenidir. Dilin temel ses yapıları ile ilgilidir.

Biçimbilgisi (morfoloji), dilin kendi başına en küçük anlam taşıyan yapıları olan morfemlerin (biçimbirimlerin) bir anlam oluşturmak üzere nasıl şekillendiğine dair kuralları içermektedir. Morfem dildeki en küçük anlamlı yapıların adıdır. Biçimbilgisi, dildeki anlam içeren en küçük birimleri ile ilgili bileşenidir.

Sözdizimi (sentaks), sözcük sırası, sözcüklerin cümle içinde örgütlenmeleri, sözcükler arası bağlantılar, cümle türleri, sözcük gruplarının ya da öbeklerinin cümle türlerine göre sıralanmaları gibi kuralları içermektedir. Dildeki kelimelerden oluşan cümlelerin yapıları ile ilgili bileşenidir.

Kullanımbilgisi (pragmatik) bileşeni, dilin işlevsel yönünü, sosyal bağlamda iletişim amaçlı kullanımını ifade eder. Dilin sosyal bağlamda kullanımın uygunluğu ile ilgili bileşenidir.

Bebeklik ve Erken Çocukluk Dönemi (0-36 Ay) Dil ve İletişim Gelişimi

Bebeklerin doğumlarından ilk sözcüklerini kullanmaya başladıkları döneme kadar olan evre ‘söz öncesi dönem’ olarak adlandırılmaktadır. Söz öncesi dönem bebekliklerin doğumları ile tek sözcükleri kullanmaya başladıkları zaman arasına verilen addır. Dilin altyapısının oluştuğu bu dönem, bebekten bebeğe bireysel farklılıklarla birlikte genellikle yaşamın 0-12 aylık sürecine denk gelmektedir.

Konuşma öncesi dönem;

  • Ağlama,
  • Gığıldama,
  • Babıldama,
  • Ses oyunları,
  • Ekolali ve
  • Jargon kullanımı olmak üzere altı evreden oluşmaktadır.

Ağlama evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık olarak 0-1 aylık dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde bebekler, refleksif (doğuştan içgüdüsel olarak gelen) sesler çıkartırlar.

Gığıldama ya da çağıldama evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık olarak 1-4 aylık dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde bebekler kuş seslerine benzer sesler çıkarırlar.

Babıldama evresi, bebeklerin yaşamlarının yaklaşık olarak 4-6 aylık dönemine denk gelmektedir. Bu evre ‘mırıldanma’ olarak da adlandırılmaktadır. Babıldama çocuğun bir ünlü ile bir ünsüzden oluşan heceleri seslendirebildiği evredir.

Ses oyunları evresi, bebeğin yaşamının yaklaşık olarak 6- 8 aylık dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde bebekler daha önce edinmiş oldukları sesler ile çeşitli oyunlar oynarlar.

Ekolali evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık olarak 8-12 aylık dönemine denk gelmektedir. Ekolali duyulan kelimenin tekrar edilmesi anlamında kullanılan bir sözcüktür. Bu dönemde bebekler çevrelerindeki sesleri tekrarlama ya da taklit etmeye çabalarlar.

Jargon evresi, bebeklerin yaşamının yaklaşık olarak 10-14 aylık dönemine denk gelmektedir. Jargon belli bir duruma özel olarak kullanılan söz ya da söz grubudur. Bebeklerin bu dönemde sesleri, kullandıkları vurguları, ezgileri ve heceleri yetişkin konuşmasına benzer niteliktedir. Bu sesler ya da konuşmalar bebeğin anadilindeki seslerdir.

Çocukların dil gelişiminde en önemli aşama, sözcükleri bir cümle şeklinde bir araya getirme aşamasıdır. Bu aşamaya çocuklar yaklaşık 18-20 aylar arasında ulaşabilmektedir.

Bebekler anlamlı ilk sözcüklerini 11-13 ay arasında çıkarırlar. Bu sözcükler, genellikle çocuğun yakın çevresinde bulunan kişilerin, nesnelerin ve eylemlerin (baba, top, su, git vb.) isimleri olmaktadır. Çocuğun bir sözcüğü birden fazla anlama gelecek şekilde kullanmasına anlam genişlemesi denilmektedir.

Çocuklarda iki sözcük kullanımı 18-24 ay aralığına denk gelmektedir. Çocukların sözcük dağarcığı 50 sözcüğe yaklaşınca ifadelerinin uzamaya başladığı ve tek sözcük evresinden uzaklaşarak iki sözcük aşamasına geldikleri görülmektedir. Çocuğun ek ya da takı kullanmadan konuşmasına ‘telgraf konuşması’ adı verilmektedir.

İki sözcükten oluşan cümle aşamasının sonuna doğru, çocuk ikiden fazla sözcük ile cümle kurmaya başlamaktadır. 2-3 yaşlarında çocuğun, üç dört sözcükten oluşan cümlelerinin sayısı giderek artmaktadır. Cümledeki sözcük sayısının artışı ile birlikte, çocuğun cümleleri yorumlama, anlama gücünün de arttığı gözlenmektedir.

Okul Öncesi Dönem Dil ve İletişim Gelişimi

Erken çocukluk dönemi, 0-6 yaş olarak ele alınır ve bu dönemde, çocukların tüm gelişim alanlarındaki büyümesi ve gelişimi hızlıdır. Okul öncesi dönem olarak kabul edilen 3-6 yaş arası çocuklar; aile çevresi dışındaki diğer insanlarla da etkileşimde bulunur, çevreleriyle deneyimleri artar ve bu zenginlikler bireylerin tüm gelişimine yansır.

Fonolojik gelişim, çocuğun anadilindeki sesleri öğrenmesi ve bu seslerle çeşitli hece, sözcük, kelime üretme süreci ile ilgilidir. Fonolojik gelişim bebeklik döneminde yavaş olsa da 2-5 yaş arasında oldukça hızlı gelişmektedir. Bu nedenle 2-5 yaş arası ‘fonemik gelişim evresi’ olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemin en önemli gelişim özelliği, çocuğun anadilindeki ünsüzleri edinmesidir. Çocuğun sesleri edinim sırası vardır ve bu sıra evrenseldir. Okul öncesi dönemin sonuna doğru çocuk anadili dışındaki sesleri kullanmamaya başlar.

Okul öncesi dönemde çocuklar, iki sözcüklük telegrafik konuşma yerine konuşmalarında bu sözcüklere anadil yapısına uygun olan ekleri kullanarak daha karmaşık yapılı cümleler ile konuşmaya başlarlar. Alanyazında bu dönemde çocukların kullandığı cümle yapıları ve uzunluğunun çocuğun dil gelişiminin en güçlü göstergesi olduğu yönündedir. Çocukların konuşma sırasında kullanmış oldukları yapıları belirlemek amacı ile çocuklardan bir konuşma örneği alınmakta ve çocuğun ortalama sözce uzunluğu (OSU) hesaplanmaktadır. Çocukların dil becerilerinin gelişimi şu evrelere ayrılmaktadır:

  • I. Evre: Bu evrede çocuklar tek ve/veya iki eki olmayan sözcük kullanarak konuşurlar. Çocukların yaşı 12-26 ay arasındadır ve ortalama sözce uzunluğu (OSU) 1.00-2.00‘dir.
  • II. Evre: Bu evrede çocuklar konuşmalarında ekleri kullanmaya başlarlar. Çocukların yaşı 27- 30 ay arasındadır ve OSU 2.00-2.50’dir. Bu evre biçimbirim gelişimi evresidir.
  • III. Evre: Bu evrede çocuklar farklı cümle biçimleri kurarak konuşurlar. Çocukların yaşı 31- 34 ay arasındadır ve OSU 2.50-3.00’dir.
  • IV. Evre: Bu evrede çocuklar karmaşık cümleleri edinmeye başlarlar. Çocukların yaşları 35-40 ay arasındadır ve OSU 3.00-3.75’dir.
  • V. Evre: Bu evrede çocuklar cümleleri birleştirmeye başlarlar. Çocukların yaşı 41-46 ay arasındadır ve OSU 3.75- 4.5’dir.
  • V+ Evre: Bu evrede çocuklar daha karmaşık yapılı cümleler kullanarak konuşurlar. Çocukların yaşı 47 ay ve üstü, OSU ise 4.5 ve üstüdür.

Çocuklar okulöncesi dönemde bilişsel gelişime paralel olarak yer ve zaman, nesne ve nesne, nesne ve olay arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik sözcük anlamlarını da edinirler. Dolayısıyla çocuklarda anlambilgisi gelişimi somut kelimelerden soyut kelimelere doğru bir sıra izlemektedir. Gösterici sözcük; bir nesnenin seslendirilmesi, görselinin tanınması gibi farklı yollarla tanınmasını sağlayan sözcüklerdir. Gösterici sözcüklerin edinim yaşları tam olarak belirlenememiş olmasına rağmen çocuklar ilk önce kişi göstericilerini, sonra takılarla ilgili olanları (arkasında, önünde vb.), en son olarak da zamanla ilgili olanları (yarın, dün gibi) anlamlandırarak öğrenirler.

Okul öncesinde çocuklar giderek daha net mesajlar tasarlamaya başlarlar ve konuşmalarını karşılarındaki kişinin/dinleyicinin ihtiyaçlarına göre düzenlerler. Karşılarındaki kişinin kendilerini anlayıp anlamadığını izlemeye ve gerekirse mesajı tekrar etmeye başlarlar. Okul öncesi dönemde çocukların kurdukları iletişimin amaçları şöyle sıralanabilir:

  • Soru sormak, bilgi istemek,
  • Sorulara cevap vererek ya da bilgisi doğrultusunda soru sormak,
  • Olayları, nesneleri anlamak ya da anlatmak,
  • İnançları, tutumları, duyguları ve gerekçeleri belirtmek.

Okul öncesi dönemde okuryazarlık gelişimi uzun bir süreci kapsamaktadır. Bu dönemde okuryazarlığa ilişkin ön bilgilerin temeli atılmakta ve üstdil becerileri edinilmektedir. Okulöncesi dönemde gelişmeye başlayan okuma yazma becerileri erken okuryazarlık olarak adlandırılmaktadır.

Erken okuryazarlık çocukların erken dönemde formal okuma-yazma öğretimine başlamadan önceki dönemde, okuma yazmaya ilişkin kazanmaları beklenen önkoşul bilgi, beceri ve tutumlar olarak ifade edilmektedir. Bu beceriler;

  • Sözcük bilgisi,
  • Yazı farkındalığı,
  • Harf bilgisi,
  • Sesbilgisel farkındalık ve
  • Dinlediğini anlama becerisidir.

Okul öncesi dönemdeki çocuklar, yazı yazma becerilerini geliştirirken şu evrelerden geçerler:

  • Aynı harflerin tekrar edilerek yazı yazıldığı,
  • Alfabedeki harflerle çok farklı sözcükler oluşturulabildiği (örneğin, a sesi ile at, araba, ay, ayı ve armut sözcüklerinin oluşabileceği),
  • Yazı ile sembolize edilen nesne arasında şekil olarak bir benzerliği olmadığı (örneğin, bardak sözcüğünün yazılı şekli ile bardağın birbirine benzememesi),
  • Aynı harfin farklı şekilde yazılabildiği (büyük küçük harf farkındalığı) ve
  • Sayfa düzeni (yazı yazma yönü ve yazının yazılacağı satır aralığı) özellikleridir.

Sesbilgisel farkındalığın gelişim evreleri vardır ve bu beceriler izleyen sıraya göre kazanılmaktadır:

  • Uyak becerileri (örneğin, patates ile domates sözcüklerinin uyak olarak birbirine benzediğinin farkında olma),
  • Sözcükleri hecelerine ayırma (örneğin, kalabalık sözcüğünü ka-la-ba-lık şeklinde heceleyebilme),
  • Aynı sesle başlayan sözcükleri tanıyabilme (örneğin, bebek-balık),
  • Aynı sesle biten sözcükleri tanıyabilme (örneğin, al-el),
  • Sözcükteki heceleri ve sesleri ayırma (örneğin, top sözcüğünü t-o-p şeklinde ayırabilme),
  • Sözcükteki heceleri ve sesleri birleştirme (örneğin, karışık halde verilen lem-ka hecelerini birleştirerek kalem sözcüğünü oluşturabilme),
  • Bir sözcükteki sesleri manipüle edebilme (örneğin, tabak sözcüğündeki ‘t’ sesi yerine ‘k’ gelirse kabak sözcüğünün oluşturabilme).

Okul Dönemi Dil ve İletişim Gelişimi

Dil gelişimi okul döneminde de devam eden bir süreçtir. Okul döneminde çocuklar okuma, yazma gibi akademik becerileri ve dili daha etkili kullanmak adına çeşitli üstdil becerilerini edinirler.

Çocuklar, anadillerindeki seslerin büyük bir çoğunluğunu 4-5 yaş civarında edinmiş olurlar. Ancak okul dönemine gelindiğinde bazı seslerin ediniminin gecikmesi de söz konusu olabilir. Türkçede 3 yaşına kadar /b,p,m,n,k,g/ gibi seslerin, en geç 5 yaşına kadar da /s,ş,z,c,ç/ gibi seslerin kazanılmış olması gerekir.

Okul dönemi, sözcüklerdeki ek ve kökler, bunların kurallı düzenlenişleri ve türetiliş özelliklerinin bilinçli öğrenilmesi sürecidir. İlköğretim boyunca çocuklar bilinçli olarak dilbilgisi kurallarını öğrenirler, dil aracılığıyla dil hakkındaki bilgiyi öğrenirler ve üstdil becerilerini kazanırlar. Çocuklar, ilköğretim öncesinde öğrendikleri birçok ad kökenli sözcüğü, ilköğretim döneminde yapım ve çekim ekleri ile yeni sözcüklerin oluşturulmasında kullanırlar.

Dil, çocuğu egosundan uzaklaştırıp, onun sosyal bir kişi olmasını, kendisini kontrol etmesini ve kendine güven duymasını sağlamaktadır. Okul döneminin, çocukların bu anlamda sosyalleşmesine ve dil gelişimine önemli katkıları olmaktadır. Çocuklar sözcüklerin anlamlarına ek olarak bir yetişkinin bildiği farklı anlamları da edinmeye başlarlar. Bu dönemde çocuklar zamanla kişisel bir yorumdan ya da özel bir bağlamdan bağımsız olan soyut anlam bilgisini edinirler.

Sözcük dağarcığının genişlemesi;

  • Yatay anlam genişlemesi ve
  • Dikey anlam genişlemesi olmak üzere iki biçimde görülmektedir.

Yatay anlam genişlemesi, aşina olduğu sözcük tanımlarına çocuğun kendi basit anlamlarını ilave etmesiyle oluşur. Dikey anlam genişlemesi ise bir sözcüğün tüm anlamlarının bilinmesini içerir.

Okul yıllarında çocuklar bir sözcüğün anlamını yeni biçimde açıklayarak sentez edebilir ve özetleyebilir. Okul çağının ilk ve son dönemlerindeki çocuklar, sözcükleri ve cümleleri tanımlamada farklılık gösterirler. Okula yeni başlayanlar, cümleleri daha dar anlamları ile açıklarken; ileri sınıflarda çocuklar anlamı sentezleyerek yeni betimlemelere ulaşırlar.

Pragmatik dil becerilerin gelişimi, konuşmanın ortaya çıkmasından önce başlar, çocuğun yaşı ve deneyimleriyle birlikte artmaya devam eder. Özellikle 5 yaşından itibaren pragmatik dil becerileri, yanı sıra ilerleyen bilişsel becerilerle de hızla gelişmeye başlar.

Okul döneminde çocukların bir konu üzerinde metin oluşturma becerileri gelişmeye başlar. Çocuklar okul döneminde eylem veya olaylara ilişkin karşıt görüşler geliştirerek, akranlarıyla tartışmayı, düşüncelerinin gerekçelerini açıklamayı ve kiminle nasıl konuşacağını öğrenirler.

Bu dönemde çocuklar sohbetlerinin içeriğine yönelik çeşitli beceriler edinirler:

  • Açımlama yapma: Bir sohbette meydana gelen yanlış anlaşılma ya da iletişim kopukluğunu gidermek adına, konu ile ilgili farklı ve yeni terimler kullanarak sohbeti düzene sokma becerisidir. Okul dönemi ile birlikle çocukların, sohbetlerde açımlama yapma becerileri gelişmeye başlamaktadır.
  • Konu sürdürme: Sohbeti belirli kurallar dâhilinde, sıra alarak, iletişim ortağının konuşmasına uygun cevaplar vererek devam ettirme becerisidir. Okul dönemi ile birlikte çocukların bu becerilerinde de artış gözlenmeye başlamaktadır.
  • Betimleme ve açıklama: Çocuklar betimleme yapmaya başladıklarında kendilerini en çok ilgilendiren kısımdan başlarlar ve başkalarının bakış açılarını denetleyemezler. Okul dönemi ile birlikte betimle yapmak için kullanılan uygun dil yapılarını edinmeye başlamaktadırlar.
  • Kod değiştirme: Okul döneminde çocuklar bir yetişkinle ya da arkadaşı ile konuşurken kullandığı dil yapısının farklı olması gerektiğini kavramaya başlamaktadırlar.
  • Soru sorma , dolaylı talep ve ikna etme : Dolaylı yoldan talep etmeyi ve uygun soru kalıpları kullanarak bilgi talep etmeyi de bu dönemde edinmeye başlamaktadırlar. Çocuklar karşısındaki kişiyi uygun şekilde ikna edebilmesi de okul döneminden sonraki bir evrede görülmektedir.

“Üst dil” terimi birçok beceriyi tanımlamak için kullanılmaktadır. Cümleyi sözcüklere, sözcüğü hecelere ve sesbirimlerine ayırma, sözcüklerde yer alan hece sayısını hesaplama, cümlenin dilin bileşenleri açısından doğru olup olmadığına karar verme, sesleri birleştirerek sözcükler oluşturma, uyaklı sözcükler bulma ve tanıma, ses ve sözcük oyunları yapma gibi benzeri işlemler üst dil becerileri arasında yer alan becerilerdir. Üst dil becerileri yaşla paralel bir gelişme göstermekte okul öncesi dönemde gelişmeye başlamakta ve okul döneminde hız kazanmaktadır.

Okuryazarlık süreci çocukların dili yetkin olarak edinebilme becerisidir. Çocuklar okulöncesi dönemin sonunda yazı yazmaya başlamaktadırlar. Bu yazının içeriğinde harfler, çeşitli karalamalar ya da şekiller yer alabilir, yazının yönü de yukarıdan aşağı ya da sağdan sola doğru olabilir. Çocuklar, alfabe bilgisi edindikten ve ses duyarlığı kazandıktan sonra, sembollerle sesleri eşleştirirler ve bazılarında sese bağlı yazıya benzer olan yazılar görülebilmektedir.

Son olarak da sözcüğü doğru harfleri kullanarak yazma becerisi gelişmektedir. Okulöncesi dönemde çocuk öğrenmiş olduğu bir harfin tüm kelimeyi temsil ettiğini zannederler. Çocuklar okul dönemi ile birlikte sesin temsil ettiği yapıyı ayırt edebilirler.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi