Çatışma ve Stres Yönetimi 2 Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim

Stres Ve Ruhsal Etkileri

1. Soru

Stresin genel tanımı nedir?

Cevap

Stres, bireyin tehlike algısına karşı verdiği bedensel ve ruhsal tepkilerden oluşur.


2. Soru

Araştırmacı Hans Selye’nin stres ile ilgili tanımı nedir?

Cevap

Araştırmacı Hans Selye, stres etkenine organizmanın gösterdiği yanıtı genel adaptasyon sendromu olarak tanımlamıştır.


3. Soru

Selye’nin adaptasyon teorisine göre kişi strese nasıl tepki verir?

Cevap

Önce alarm ve ani şok dönemi olur. Sonrasında vücut duruma direnerek denge sağlamaya çalışır. Bedensel ve ruhsal sistemler şok karşıtı uyum süreçlerini başlatır. Savaş ya da kaç tepkisi ile stres etkenini ortadan kaldırma ya da kaçma davranışı ile denge durumuna dönülmeye çalışılır.


4. Soru

Stres tekrarlı ve yoğun olursa verilen tepki nasıl değişebilir?

Cevap

Ancak stres etkeni tekrarlı, yoğun ve uzun süreçte devam ederse organizma için tükenme dönemi başlar; kişi bedensel ve ruhsal hastalıklara yatkın hale gelir. İnsanların yaşadığı stresin yoğunluğu, onların olaylara verdikleri anlamla ilişkilidir.


5. Soru

Depresyonun belirmesinde etki edebilecek faktörler nelerdir?

Cevap

Depresyonun gelişmesinde rol oynayan birçok stres etkeni vardır. Önemli ekonomik sorunlar, iş yaşamındaki çatışmalar, emeklilik, iş kaybı, beden sağlığının bozulması, sevdiği birinin kaybı, benliği örseleyen onur kırıcı durumlarla karşılaşmak, evlilik ve aile sorunları ve daha nice psikososyal stres etkeni depresyonun başlamasında ve süreklilik kazanmasında etkili olmaktadır. Ayrıca çocukluğun erken dönemlerinde yaşadığı anne kaybının ya da anne ve/veya babadan uzun süreli ayrılıkların depresyona yatkınlık açısından önemli etkenler olduğu kabul edilir.


6. Soru

Depresyondaki kişiler nasıl hissederler?

Cevap

Depresyon; üzüntü, keder, elem, hayattan zevk alamama gibi duyguların yanı sıra karamsarlık, ümitsizlik, kendine güvenin azalması, değersizlik düşünceleri ile seyreden ruhsal bir hastalıktır. Herkeste zaman zaman üzüntü hali olabilir. Ancak depresyonu olan bir kişide bu belirtiler haftalarca hemen hemen her gün ve gün boyunca devam eder. Kişinin günlük hayatını, iş ya da okul hayatını etkiler. Kendine bakımı bozulur, aşırı sıkıntılı ve tedirgin bir görünümü vardır. Enerji azlığı, isteksizlik, içe kapanma, hareketlerde yavaşlama, dikkati toplamada ve karar vermede güçlük olur. Düşünceleri; geçmiş pişmanlıklar, acı veren anılarla doludur.


7. Soru

Ağır depresyondaki belirtiler nelerdir?

Cevap

Ağır depresyonu olanlarda; kendini suçlama, değersizlik ve işe yaramazlık düşüncelerinin yanı sıra ölüm düşünceleri ve intihar isteği gelişebilir. Cinsel istekte azalma olur. İştah ve uyku düzeni bozulur.


8. Soru

Depresyonla başa çıkmak için neler yapılmalıdır?

Cevap

Depresyonun gelişmesinde olayları değerlendirme ve yorumlama biçimi çok önemlidir. Depresyon hastası; üzüntü, keder, elem gibi karamsar duygulardan yakınmakla birlikte, bu olumsuz duygulara neden olan onun olumsuz düşünceleridir. Depresyondaki insanlar kendine, geleceğe ve tüm yaşama karamsar bir biçimde bakarlar. Ben yetersiz bir kişiyim, her şey daha kötüye gidecek ya da hayatın ne anlamı var gibi düşünceler depresyonu artırdığı gibi sorunla baş etme gücünü azaltır. Bu düşüncelerden kurtulmak için bunları fark edip yeni olumlu düşüncelerle yer değiştirmek gerekir. Bu olaylara farklı bakış açısıyla bakabilmek demektir. Depresyonun en önemli belirtilerinden biride enerji azlığı, isteksizlik, içe kapanmadır. Her şey gözünde büyür. Ufak etkinlikler için bile büyük gayret serf etmesi gerekir. Ancak içe kapandıkça mutsuzluğu artar. Mutsuzluğu arttıkça içe kapanır. Bunu değiştirmenin yolu öncelikli görülen işleri sıraya koyarak adım adım ilerlemektir. Kişi aktif oldukça güzel duygular arkadan gelecektir.


9. Soru

Kaygı bozukluğuna sebep olan fizyolojik ve davranışsal etkiler nelerdir?

Cevap

Yapılan çalışmalar, nörotransmitter denen beyin kimyası ile ilgili düzensizliklerin bozukluğun gelişmesinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca aşırı kaygı ve endişenin gelişmesinde öğrenilmiş düşünce ve davranış kalıplarının etkili olduğu da öne sürülmektedir. Çevresindeki olumsuz ayrıntılara daha fazla dikkat ederek, algıladıkları tehlikeyi olduğundan daha fazla büyütürler. Ayrıca tehlike olarak algılanan durumla baş etmede kendi becerilerini de olduğundan daha yetersiz görürler. Bunaltı bozukluğunun gelişmesinde çocuklukta bireyin kendisine bakım veren anne ve/veya babasına güvensiz bağlanmasıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Güvensiz bağlanmada bakım veren ve bakım alan arasında roller değişir. Böylece çocuk hem kendisi hem de anne babası için kaygılanmaya başlar. Dünyanın tehlikeli bir yer olduğu düşüncesiyle endişe bir başa çıkma yolu olarak öğrenilir. Çocuklukta yaşanılan travmatik yaşantılar, cinsel ve fiziksel kötü davranışlara uğrama, anne-babadan ayrılma, sosyal iletişim olanaklarının olmaması ve bunaltı bozukluğu olan bir yakınını örnek alma bu rahatsızlığın gelişmesinde etkili diğer etkenlerdir.


10. Soru

Panik bozukluğunun belirtileri nelerdir?

Cevap

Panik bozukluğu, kendiliğinden ve ani olarak başlayan panik ataklarla seyreden bir ruhsal rahatsızlıktır. Panik atak, stres altındaki bireylerde daha çok görülür. Yakın birisinin hastalığı ya da kaybı, boşanma, ekonomik sorunlar gibi durumlar panik atağın başlamasında etkili olabilmektedir. Panik atak sırasında hastalar genellikle; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı veya karın ağrısı, baş dönmesi yakınmalarının yanı sıra ölmek üzere oldukları, çıldıracakları veya bayılacakları korkusuna da kapılırlar. Ataklar genellikle 10 dakika kadar sürer. Panik bozuklukta hasta, yeni bir atak geleceği korkusu içinde yaşar. Bazı hastalarda panik atak geceleri gelir ve kişiyi uykudan uyandırır. Kişi adeta uykuya dalmaktan korkar hale gelir. Zamanla uyku düzeni bozulur.


11. Soru

Sosyal fobi açısından risk taşıyanlar kimlerdir?

Cevap

Sosyal fobinin nedenin ne olduğu ile ilgili henüz kesin bilgi bulunmamaktadır. Aile yakınlarında sosyal fobi rahatsızlığı olanlar, çocukluk döneminde aşırı korunmuş ya da aşırı eleştirilmiş olanlar, kendi davranışları ile ilgili mükemmeliyetçi beklentileri olanlar sosyal fobi gelişmesi açısından risk taşımaktadır.


12. Soru

Travma sonrası stres bozukluğunu yaşamada risk taşıyanlar kimlerdir?

Cevap

Daha önce travma yaşamış olanlar, travma öncesi başkaca ruhsal rahatsızlığı bulunanlar ile travma sonrası sosyal desteği zayıf olanlar, travmada yakınlarını kaybedenler ve bedensel sağlığı bozulanlar travma sonrası stres bozukluğu gelişmesi açısından risk taşımaktadır.


13. Soru

Bedenselleştirme (Somatizasyon) nasıl bir bozukluktur?

Cevap

Özellikle sıkıntılarını dile getiremeyen içine atan kişilerde sorunlar bedenselleştirilerek dışa vurulur. Yani sorunlar söze dökülmeyince vücut konuşmaya başlar. Bedenselleştirme bozukluğu, genç yaşta başlayan ve yıllarca devam eden değişik bedensel belirtilerle seyreden bir ruhsal rahatsızlıktır. Bedensel belirtiler arasında vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar(baş ağrısı, sırt ağrısı gibi), bulantı, kusma, geğirme, el ayakta uyuşma, ses kısılması, adet düzensizliği görülebilir. Bu belirtiler tıbbi bir hastalık olmaksızın ruhsal nedenlerle olmaktadır.


14. Soru

Uykusuzluğun kişi üzerindeki etkileri nelerdir?

Cevap

Uykusuzluk yaşayan kişiler; değişen düzeylerde yorgunluktan, sinirlilikten, çevresindeki kişilere karşı kırıcı olmaktan, hafıza ve konsantrasyon bozukluğundan yakınır. Uykusuzluk; iş yaşamında ciddi verim düşüklüğünün nedeni olur, başta trafik kazaları olmak üzere değişik türden kazalara zemin hazırlar.


15. Soru

Alkol bağımlılığının gelişimindeki etkenler nelerdir?

Cevap

Alkolizm hastalığının gelişmesinde çeşitli etkenler rol oynamaktadır. Aşırı stres, bunaltı ya da karamsarlık yaşayanlar bazen alkolü yatıştırıcı, rahatlatıcı olarak ilaç niyetine kullanmaktadır. Ancak bu tutum alkol bağımlılığın gelişmesine yol açmaktadır.


16. Soru

Alkol bağımlılarında görülen bedensel hastalıklar nelerdir?

Cevap

Alkol bağımlısı kişilerde çeşitli bedensel hastalıklar görülmektedir. Karaciğer hasarı, mide-barsak ve pankreasta ağır bozulmalar, tansiyonda yükselme, kalp kasında rahatsızlık, beyin ve beyincik hasarı bunlardan bazılarıdır. Ruhsal sağlığı olumsuz etkileyerek alkol yoksunluk krizleri, bunama, hayal görmeler, aşırı şüphecilik, sinirlilik, uykusuzluk ve cinsel işlev bozukları görülebilmektedir.


17. Soru

Sigara ile stres arasında nasıl bir ilişki vardır?

Cevap

Yoğun stres yaşantıları ile baş etmede kullanılan olumsuz yöntemlerden biride bağımlılık yaratan sigara kullanımıdır. Araştırmalar sigaraya başlamada ya da bırakmış olanların tekrar başlamasında ve tüketilen sigara miktarının artmasında stresin önemli etkisi olduğunu vurgulamaktadır. Sigara bağımlılığı, en az bir aylık bir süre içinde düzenli sigara kullanma, sigarayı bırakınca yoksunluk belirtileri yaşama, zararlarını görmeye rağmen bırakamama ve başarısız sigara bırakma girişimlerinin olması şeklinde tanımlanmaktadır.


18. Soru

Bahsedilen bozuklukların tanısı nasıl olmalıdır?

Cevap

Burada belirtilen ruhsal bozukluklar birer tıbbi tanıdır. Yani bu bozuklukların tanısı, bir tıp doktoru özelde ise bir psikiyatri uzmanı tarafından konulur ve tedavisi yapılır. Tıp eğitimi almamış kişilerin bu tür bozukluklarla ilgili çeşitli kaynaklardan edindikleri bilgilerle kendileri ya da çevrelerindeki kişilere bu tür tanılar koymaları ve tedavi uygulamaları oldukça önemli sorunlar doğurabilir. Ancak kişilerin sağlık sorunlarını fark edip ilgili uzman hekime başvurmaları için bu bozukluklar hakkında bilgi sahibi olmalarında yarar vardır.


19. Soru

Öfkeli kişiler ve aileleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

Cevap

Öfkeli kişiler genellikle öfkeli ailelerden gelir. Böyle ailelerde gereğinden fazla öfke normal ve beklenen bir tepki olarak görülür. Öfkeli aileler sorunları öfke yoluyla çözmeye çalışırlar. Öfkeli davranışlarda kişilerin bir rol model olarak anne ve babalarından öğrendikleri tutum ve davranışlar önemli olmaktadır.


20. Soru

Ailenin yaşadığı stres etkenleri nelerdir?

Cevap

• Gelişimsek stres etkenleri • Durumsal stres etkenleri


21. Soru

Durumsal stres etkenleri nelerdir?

Cevap

Genellikle beklenmeksizin olan hastalık, bir yakınının ölümü, kaza, iş kaybı, ekonomik sorunlar, doğal afetler gibi ailenin bütünlüğüne yönelik tehditlerin yarattığı krizlerdir. Başlangıçları genellikle ani olur. Yani bireylerin bu duruma hazırlanma fırsatı olmaz.


22. Soru

Bir stres etkeni olarak hastalık ve aile kişiyi nasıl etkiler?

Cevap

Bir stres etkeni olarak hastalık kişide birçok psikolojik tepkilere neden olur. Özellikle ciddi rahatsızlıklarda hastaların verdiği ruhsal tepkiler benzer özellikler gösterir. İlk aşamada en yaygın tepki şok olma ve inanmamadır. Tetkiklerin yanlış olduğuna inanır. Başka başka doktorlara gitmek ister. Gerçeğin inkârı, katlanılması çok güç bazıları için imkansız hastalık gerçeğinin yarattığı kaygı, panik ve çaresizlik duygularına karşı bir savunmadır.


23. Soru

Hastalık ve aile ilişkisinde kişi nasıl bir süreç geçirir?

Cevap

• İnkar • Öfke ve kızıgınlık • Pazarlık • Depresyon • Kabullenme


24. Soru

Strese dayanıklı ailelerin özellikleri nelerdir?

Cevap

• Bağlılık • Takdir etme • Birlikte zaman geçirmeye istekli olma • Etkili iletişim • Krizlerle baş edebilme • Bireylerin desteklenmesi • Ailede rollerin belirli olması


25. Soru

Tükenmişlik sendromu nedir?

Cevap

İş ortamında yaşanan yoğun ve uzun süreli stres tükenmişliğe neden olabilmektedir. Maslach ve arkadaşları (2001), tükenmişliği, meslekten kişilerin mesleğin özgün anlamı ve amacından kopması ve hizmet götürdüğü insanlarla artık gerçekten ilgilenemiyor oluşu olarak tanımlamaktadır.


26. Soru

Tükenmişlik sendromunun beş evresi nedir?

Cevap

• Aşırı enerji ve coşku evresi • Durağanlaşma evresi • Fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkların görüldüğü evre • Kriz evresi • Duygusal kopma ve umutsuzluk evresi


27. Soru

Aşırı enerji ve coşku evresinde kişide neler gözlenir?

Cevap

Kişide aşırı enerji, umut ve gerçekçi olmayan beklentiler vardır. Bu beklentiler, mesleğin kişi için hemen her şey olduğu bir doyuma yatırım yapılmasına, böylece uzun ve yorucu çalışma saatlerine, gereksiz yüklere, uykusuzluğa ve gergin çalışma ortamına, kendine ve yaşamının diğer yönlerine gereken zamanı ve enerjiyi ayıramamasına yol açar.


28. Soru

Durağanlaşma evresinde kişide neler gözlenir?

Cevap

Başlangıçtaki istek ve umut kalmamıştır. Enerji azalmış, daha önce yaptığı birçok aktiviteyi yapamamaya başlamıştır. Daha önce işi ile ilgili umursanmayan ya da inkar edilen sorunlar rahatsızlık vermeye başlar. İşinin neden beklediği gibi çıkmadığının şaşkınlığını yaşamaktadır. Uykuları bozulmuştur. Bu evrede henüz tükenme duygusu başlamamıştır.


29. Soru

Fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkların görüldüğü evrede kişide neler gözlenir?

Cevap

Kişi tükendiğini hisseder. Baş ağrısı, sırt ağrısı, bulantı gibi fiziksel rahatsızlıklar görülür. Uykudan erken uyandığını ve yorgun hissettiğini belirtir. Biriken öfke gibi olumsuz duygular, başlangıçta iş ortamından ziyade aile ilişkilerine ve yakın ilişkilerine (daha güvenli olduğu için) yansır.


30. Soru

Kriz evresinde kişide neler gözlenir?

Cevap

Fiziksel ve ruhsal sıkıntıları daha kritik düzeye çıkar. Zihni sürekli iş problemleri ile meşgul olur. İş ortamından, çevresinden kaçıp uzaklaşma düşünceleri olur.


31. Soru

Duygusal kopma ve umutsuzluk evresinde kişide neler gözlenir?

Cevap

Bir şeyleri değiştirmek için artık çok geç olduğunu düşünür, hiç umudu yoktur. Kendi sağlıkları ile ilgilenmezler. Depresyon, alkol ya da sigara kullanımı ile ilgili sorunlar yaşarlar.


32. Soru

İş yerinde psikolojik taciz (Mobbing) ne demektir?

Cevap

İşyerinde psikolojik taciz (mobbing); işyerinde amirler veya diğer çalışanlar tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde uygulanan bir çeşit psikolojik terördür. Kavram; çalışanlara üstleri, astları veya eşit düzeydeki çalışanlar tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları ifade eden anlamlar içermektedir.


33. Soru

Mobbingin kişide oluşturduğu ruhsal etkiler nelerdir?

Cevap

Mobbing bir hastalık değildir. Birey travmatik iş ortamında hastalanmıştır. Yani mağdurun yaşadığı ruhsal sorunlar, işyerinde uygulanan psikolojik tacizin sonucudur. Mobbing süreci; işyerinde çatışmanın arttığı gergin çalışma ortamı ile başlar. Çatışma giderek olgunlaşır. Saldırılar, sürekli ve sistematik bir hal alır. Giderek durumun sorumlusu olarak görülen tacize maruz kalan kişiyle ilgili hatalar aranır, kişiyi damgalamaya yönelik açıklamalar üretilir. Mağdurun ruhsal sorunları için sağlık merkezlerine başvuruları, kimi yöneticilerce kişinin aleyhinde kullanılır. Giderek birey çalışma yaşamından uzaklaşır. Başka bir kısma atanır, istifa eder ya da erken emeklilik söz konusu olur. Bu evrede mağdurda tıbbi hastalıkların yanı sıra depresyon, bunaltı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, alkol ya da madde bağımlılığı gibi ruhsal bozukluklar görülebilir.


34. Soru

Organizma için ne zaman tükenme dönemi başlar?

Cevap

Ancak stres etkeni tekrarlı, yoğun ve uzun süreçte devam ederse organizma için tükenme dönemi başlar; kişi bedensel ve ruhsal hastalıklara yatkın hale gelir.


35. Soru

Ruhsal bozuklukların gelişmesinde yaşam olaylarına ilaveden diğer etmenler nelerdir?

Cevap

Ruhsal bozuklukların gelişmesinde yaşam olayları kadar kişinin o yaşam olayına bakış açısı, geçmiş deneyimleri, baş etme becerileri, kişilik özellikleri ve biyolojik yatkınlığın da önemli olduğu vurgulanmaktadır.


36. Soru

Depresyonun gelişmesinde rol oynayan etmenleri nasıl örneklersiniz?

Cevap

Depresyonun gelişmesinde rol oynayan birçok stres etkeni vardır. Önemli ekonomik sorunlar, iş yaşamındaki çatışmalar, emeklilik, iş kaybı, beden sağlığının bozulması, sevdiği birinin kaybı, benliği örseleyen onur kırıcı durumlarla karşılaşmak, evlilik ve aile sorunları ve daha nice psikososyal stres
etkeni depresyonun başlamasında ve süreklilik kazanmasında etkili olmaktadır.


37. Soru

Depresyonu nasıl tanımlarsınız?

Cevap

Depresyon; üzüntü, keder, elem, hayattan zevk alamama gibi duyguların yanı sıra karamsarlık, ümitsizlik, kendine güvenin azalması, değersizlik düşünceleri ile seyreden ruhsal bir hastalıktır.


38. Soru

Depresyonla başa çıkma yöntemleri nelerdir?

Cevap

Depresyonla başaçıkma yöntemleri: Depresyonun gelişmesinde olayları değerlendirme ve yorumlama biçimi çok önemlidir. Depresyon hastası; üzüntü, keder, elem gibi karamsar duygulardan yakınmakla birlikte, bu olumsuz duygulara neden olan onun olumsuz düşünceleridir. Depresyondaki insanlar kendine, geleceğe ve tüm yaşama karamsar bir biçimde bakarlar. “Ben yetersiz bir kişiyim”, “her şey daha kötüye gidecek” ya da “hayatın ne anlamı var” gibi düşünceler depresyonu artırdığı gibi sorunla baş etme gücünü azaltır. Bu düşüncelerden kurtulmak için bunları fark edip yeni olumlu düşüncelerle yer değiştirmek gerekir.


39. Soru

Bunaltı bozukluğu nedir?

Cevap

Bunaltı bozukluğu, birçok yaşam olayı ya da durum hakkında aşırı stres, endişe(evham) duyma ile karakterize bir ruhsal rahatsızlıktır.


40. Soru

Bunaltı (Kaygı) Bozukluğunda olası şikayetler nelerdir?

Cevap

Huzursuzluk, aşırı heyecan duyma, dikkatini verememe, konsantrasyon güçlüğü, kolay yorulma, kas gerginliği, uyku bozukluğunun yanı sıra nefes daralması, aşırı
terleme, çarpıntı, titreme, baş ağrısı ve bulantı görülür.


41. Soru

Bunaltı (Kaygı) Bozukluğunun gelişmesine neden olan etmenler nelerdir?

Cevap

Çocuklukta yaşanılan travmatik yaşantılar, cinsel ve fiziksel kötü davranışlara
uğrama, anne-babadan ayrılma, sosyal iletişim olanaklarının olmaması ve bunaltı bozukluğu olan bir yakınını örnek alma bu rahatsızlığın gelişmesinde etkili etkenlerdir.


42. Soru

Bunaltı bozukluğunun ortaya çıktığı belli bir yaş var mıdır?

Cevap

 Bunaltı bozukluğu hemen her yaşta gelişebilmekle birlikte daha çok 20’li yaşlarda başlar.


43. Soru

Panik atağın başlamasında etken olabilecek nelerdir?

Cevap

Panik atak, stres altındaki bireylerde daha çok görülür. Yakın birisinin hastalığı ya da kaybı, boşanma, ekonomik sorunlar gibi durumlar panik atağın başlamasında etkili olabilmektedir.


44. Soru

Sosyal fobiyi nasıl tanımlarsınız?

Cevap

Sosyal fobi; kişinin sosyal ortamlarda utanacağı ya da küçük duruma düşeceği korkusunu yaşadığı bir ruhsal rahatsızlıktır. Önceden tanımadığı insanlarla karşılaştığı ya da başkalarının gözü üzerinde olacağı bir ya da birden fazla sosyal eylemden belirgin ve sürekli korkma söz konusudur. 


45. Soru

Sosyal fobinin belirtileri nelerdir?

Cevap

Sosyal fobisi olan kişilerde ağız kuruluğu, terleme, çarpıntı, nefes
daralması, el ve ayaklarda titreme, bulantı, sık idrara çıkma, ishal ya da kabızlık, konuşmada duraksama ya da hızlı konuşma, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler görülür.


46. Soru

Bedenselleştirme bozukluğuna bağlı bedensel belirtiler nelerdir?

Cevap

Bedenselleştirme bozukluğu, genç yaşta başlayan ve yıllarca devam eden değişik bedensel belirtilerle seyreden bir ruhsal rahatsızlıktır. Bedensel belirtiler arasında vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar(baş ağrısı, sırt ağrısı gibi), bulantı, kusma, geğirme, el ayakta uyuşma, ses kısılması, adet düzensizliği görülebilir.


47. Soru

Uykusuzluk yaşayan kişilerin yaşayabilecekleri sorunlar nelerdir?

Cevap

Uykusuzluk yaşayan kişiler; değişen düzeylerde yorgunluktan, sinirlilikten, çevresindeki kişilere karşı kırıcı olmaktan, hafıza ve konsantrasyon bozukluğundan yakınır. Uykusuzluk; iş yaşamında ciddi verim düşüklüğünün nedeni olur, başta trafik kazaları olmak üzere değişik türden kazalara zemin hazırlar.


48. Soru

Alkol bağımlısı kişilerde hangi bedensel hastalıklar görülmektedir?

Cevap

Alkol bağımlısı kişilerde çeşitli bedensel hastalıklar görülmektedir. Karaciğer hasarı, mide-barsak ve pankreasta ağır bozulmalar, tansiyonda yükselme, kalp kasında rahatsızlık, beyin ve beyincik hasarı bunlardan bazılarıdır. Ruhsal
sağlığı olumsuz etkileyerek alkol yoksunluk krizleri, bunama, hayal görmeler, aşırı şüphecilik, sinirlilik, uykusuzluk ve cinsel işlev bozukları görülebilmektedir.


49. Soru

Sigaranın neden olduğu hastalıklar nelerdir?

Cevap

Sigara içimiyle vücuda alınan katran, nikotin, karbon monoksit gibi maddeler
nedeniyle ciddi bedensel ve ruhsal sorunlara neden olur. Sigara, bağımlılık dışında kalp ve solunum sistemi hastalıklarına, kanser riskinde artışa ve gebelikte sağlık problemlerine(erken doğum, düşük doğum ağırlığına ve bebek ölümlerine) neden olabilmektedir.


50. Soru

Öfkeli kişilerin davranış özelliklerini nasıl açıklarsınız?

Cevap

Öfkeli kişiler kolay incinir ve çok çabuk hakarete uğradıkları kanısına kapılırlar.
Açık ve net konuşamadıkları, duygularını paylaşmayı bilmedikleri, istek ve ihtiyaçlarını dile getiremedikleri ve iletişim becerileri zayıf olduğu için kolayca öfkeli davranışlar gösterirler. Öfkeli kişiler; endişe, üzüntü, utanç ve suçluluk, sevgi ve yakınlık duyma arzusu gibi duygulardan korkarlar ve bu duygularını göstermek yerine öfkeyi öne çıkarırlar.


51. Soru

Gelişimsel Stres Etkenleri nelerdir?

Cevap

Aile bireylerinin ruhsal ve sosyal gelişiminde yaşanan streslerdir. Örn.
ailenin gelişim evresine göre; yeni bir aile kurması, anne ve/veya baba olması, çocuklarını büyütüp yuvadan uçurması, emekliliğe uyum göstermesi gibi.


52. Soru

Bir stres etkeni olarak hastalığa kişinin verdiği tepkide ilk aşama nedir?

Cevap

İlk aşamada en yaygın tepki şok olma ve inanmamadır. Tetkiklerin yanlış olduğuna inanır.


53. Soru

Bir stres etkeni olarak hastalığa kişinin verdiği tepkileri nasıl sıralarsınız?

Cevap

İlk aşama şok olma ve inanmamadır.

İkinci aşama öfke ve kızgınlık dönemidir. Üçüncü aşama pazarlık aşamasıdır.

Dördüncü aşama depresyon aşmasıdır. Son aşama kabullenme aşamasıdır.


54. Soru

Maslach ve arkadaşları(2001), tükenmişliği nasıl tanımlamaktadır?

Cevap

Maslach ve arkadaşları(2001), tükenmişliği, meslekten kişilerin mesleğin özgün anlamı ve amacından kopması ve hizmet götürdüğü insanlarla artık gerçekten ilgilenemiyor oluşu olarak tanımlamaktadır.


55. Soru

Tükenmişlik sendromunun evreleri nelerdir?

Cevap

Tükenmişlik sendromu beş evreden oluşur. Bunlar,
 Aşırı enerji ve coşku evresi, Durağanlaşma evresi, Fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkların görüldüğü evre, Kriz evresi ve Duygusal kopma ve umutsuzluk evresidir.


56. Soru

İşyerinde psikolojik taciz (mobbing)'i nasıl açıklarsınız?

Cevap

İşyerinde psikolojik taciz (mobbing); işyerinde amirler veya diğer çalışanlar tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde uygulanan bir çeşit psikolojik terördür. Kavram; çalışanlara üstleri, astları veya eşit düzeydeki çalışanlar tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları ifade eden anlamlar içermektedir.


57. Soru

Çalışan bireylerin işyerinde psikolojik tacizden korunmak için alabileceği önlemler nelerdir?

Cevap

Çalışan bireylerin işyerinde psikolojik tacizden korunmak için alabileceği bazı önlemler vardır. Kendi içine kapanıp bir kenara çekilmemeli, mobbing konusunu iyi bilen uzmanlara başvurmalıdır. Çok gerekmedikçe hastalık raporu alıp işe gelmemezlik yapılmamalıdır. Hedef olunan tacizin başkaları tarafından da fark edilmesi sağlanmalı, inandırıcı tanıklar bulunmalıdır. Kendisine sözlü verilen emirleri yazılı olarak istemeli; böylece işyerinde psikolojik tacizin belgelendirilmiş olma ilkesi yerine getirilmelidir.Yasal korunmaya yönelik başvurular yapılmalıdır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi