Çocukları Tanıma Ve Değerlendirme Dersi 5. Ünite Özet

Erken Çocukluk Eğitiminde Program Değerlendirme

Giriş

Erken çocukluk eğitimi, Çocukların daha sonraki yaşamlarında önemli roller oynayan bedensel, sosyalduygusal, bilişsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, ailelerde ve kurumlarda verilen eğitim ile şekillendiği gelişim ve eğitim sürecidir. Programın etkili bir şekilde uygulanabilmesi için, değerlendirme süreci önemlidir. Değerlendirme, çocukların ne düzeyde öğrendiklerini, özel gereksinimlerini, uygulanan programların başarılı olup olmadığını belirlemek, eğitim programlarının etkililiğini arttırmak ve ihtiyaca uygun yeni programlar geliştirmek açısından önem taşır.

Erken Çocukluk Eğitiminde Program Değerlendirme

Eğitim programı, bireyin okul içi ve okul dışı tüm eğitim etkinliklerini içine alan öğrenme yaşantıları planıdır. Programda dersler, sosyal faaliyetler, her türlü öğrenci hizmetleri ve pek çok boyut yer alır. Program değerlendirme sürecinin etkili ve başarılı olabilmesinde izlenmesi gereken belirli aşamalar bulunmaktadır. Bu aşamalar şunlardır:

  • Program değerlendirmenin organize edilmesi,
  • Program misyonunun tanımlanması,
  • Program amaçlarının tanımlanması,
  • Programın öğrenme çıktılarının tanımlanması,
  • Mevcut ve gerekli değerlendirme yöntemlerinin belirlenmesi,
  • Her bir öğrenme çıktısı için değerlendirme yöntemlerinin ve hedeflerinin belirlenmesi,
  • Verilerin toplanması,
  • Sonuçların analizi,
  • Geri bildirimin sağlanması,
  • Değişikliklerin uygulanması,
  • Değişikliklerin izlenmesi ve sonuçların karşılaştırılması,
  • Bilgilerin gözden geçirilmesi.

Programda objektif ve bilimsel değerlendirme süreçleri esas alınmalı ve değerlendirme çocuk, eğitimci, aile ve program gibi ögelerin tümünü içermelidir.

Değerlendirme, eğitim programının verimliliğinin sağlanması ve devam ettirilmesi açısından gereklidir. Değerlendirme sayesinde programın güçlü ve zayıf yönler belirlenebilir. Okul öncesi eğitim programında;

  • Çocuğun değerlendirilmesi,
  • Programın değerlendirilmesi ve
  • Öğretmenin kendi performansını değerlendirmesi olmak üzere üç farklı boyut vardır.

Çocuğun Değerlendirilmesi: Çocuğu değerlendirme süreci çocuğa ait bilgilerin çok çeşitli araçlar vasıtasıyla sistematik olarak toplanması, kayıt altına alınması ve bu veri tabanıyla çocuk hakkında yorum yapabilir hâle gelinmesi demektir.

Programın etkili bir şekilde sürdürülebilmesi için, çocuğun gerçekçi ve objektif bir şekilde değerlendirilmesi şarttır.

Programın Değerlendirilmesi: Programın ulaşılması istenen hedeflere ne kadar ulaşabildiği ile ilgili olarak günlük, haftalık ve aylık olarak belli aralıklarla yapılması gereken değerlendirmelerdir.

  • Program uzun ve kısa vadede amaçlarına ulaştı mı?
  • Bireysel farklılıklara uygun bir program mı?
  • Materyaller, ilgi köşeleri ve benzeri unsurlara ilişkin çevre düzenlemeleri yeterli mi?
  • Kullanılan öğretim stratejilerinin programa etkisi nedir?
  • Programın değerlendirilmesine çocuklar ve aileler yeterince katılıyor mu?

Program değerlendirilmeye başlamadan önce, programın amaçlarının ve içeriğinin belirlenmiş olması gereklidir. Program kalitesinin değerlendirilmesinde genel olarak şu unsurlar dikkate alınmalıdır:

  • Öğrenme çevresi (örneğin yapılandırılmış ilgi alanları, çeşitlendirilmiş ve zenginleştirilmiş araç gereçler),
  • Günlük rutin (örneğin etkinlik zamanı, grup aktiviteleri),
  • Yetişkin-çocuk etkileşimi (örneğin sıcak ve şefkatli bir atmosfer, yetişkinlerin oyunlara eşlik etmesi),
  • Program planlama ve değerlendirme (örneğin personelin eğitilmesi, değerlendir-meye yönelik gözlemler yapılması, kayıtlar tutulması),
  • Aile katılımı (örneğin ebeveynlerin çocukların bakımı ve eğitimine katılımlarının sağlanmasına yönelik çalışmalar, personel-ebeveyn etkileşimi),
  • Personelin nitelikleri (örneğin hizmet içi eğitim olanakları),
  • Program yönetimi (örneğin politikalar ve uygulamalar, programın onaylanmış olması ve denetlenmesi).

Öğretmenin Kendi Performansını Değerlendirilmesi: Öğretmenin sınıf içi başarısı hakkında farkındalık yaratmak ve gerekli önlemleri almak için kullanılan yöntemlerden biri de öğretmenin kendini değerlendirmesidir. Bu değerlendirme, öğretmenlerin eksikliklerini görerek kendi kendilerini güçlendirebilmelerini sağlar. Öğretmenin kendini değerlendirmesi iki yönlü olabilmektedir:

  • Birincisi, programın uygulama sürecinde kendi performansını değerlendirme;
  • İkinci ise, mesleki açıdan kendi bilgisini ve gelişmesini değerlendirmedir.

Öğretmenin kendini değerlendirmesinde cevap arayabileceği bazı sorular şunlardır:

Mesleki ve kişisel açıdan:

  • Bildiklerimi uygulamaya aktarabiliyor muyum?
  • Hazır etkinlikler mi kullanıyorum? Yoksa üretken olabiliyor muyum?
  • Mesleğimde gelişebilmek için yeteri kadar çaba sarf ediyor muyum?
  • Uygulamalar sırasında sorun çözmede ne kadar başarılıyım?

Uygulamadaki performans açısından:

  • Çocukların programda farklı öğretim stratejileri kullanarak ilgisini çeken bir program hazırlayabiliyor muyum?
  • Çocukların bireysel, sosyal-kültürel farklılıklarına uygun program hazırlayabiliyor muyum?
  • Programda yeterince esnek miyim?
  • Çocuklarla iletişimim nasıl?
  • Uygun çevre düzenlemesi yapabildim mi?

Genel olarak, altı tür program değerlendirme yaklaşımından söz edilmektedir:

  • Öğretim programının tasarımını değerlendirme: Programın, program geliştirme esasına uygunluğunun değerlendirilmesidir.
  • Ortamı değerlendirme: Öğrenme-öğretme ortamının değişkenlerinin incelenmesidir.
  • Başarıyı değerlendirme: Çocuğun elde ettiği başarıya bakılarak yapılan değerlendirmedir.
  • Kazanımı değerlendirme: Programın basındaki düzey ile program sonucunda gelinen düzey arasındaki farka bakılarak yapılan değerlendirmedir.
  • Öğrenmeyi değerlendirme: Kazanıma bakmanın yanında elde edilen öğrenmenin niteliğinin, bazı olumsuz öğrenmelerin nedenlerinin araştırıldığı bir değerlendirmedir.
  • Ürünü değerlendirme: Ürün olarak davranışın yanı sıra bu ürünü etkileyen diğer etmenleri de (öğretmenler, yöneticiler, araç-gereç vb.) değerlendirmeyi esas alan değerlendirmedir.

Program değerlendirme ile ilgili yukarıda bahsedilen temel yaklaşımların yanında denenmekte veya uygulanmakta olan programların değerlendirilmesinde kullanılabilecek çeşitli program değerlendirme modelleri vardır. Bunların başlıcaları kısaca şöyle açıklanabilir:

  • Hedefe dayalı değerlendirme modeli nin merkezinde eğitim hedefleri vardır. Değerlendirme süreci, bu hedeflere ne düzeyde ulaşıldığını belirlemeye yönelik bir süreçtir.
  • Uygunluk-Olasılık Modeli: Robert Stake tarafından geliştirilen bu modele göre değerlendirmesi girdiler (genel amaçlar, materyaller, öğrenci yetenekleri), işlemler (öğretmen ve öğrenci arasındaki sınıf etkileşimleri) ve çıktıları (formal öğrenme, tutumlar ve değerler) dikkate almalıdır.
  • Eğitsel Uzmanlık/Eleştiri Modeli: Eisner’in modeli, eğitsel eleştiri ve uzmanlık üzerine tasarlanmıştır ve yeni programların bir sonucu olarak, zengin ve nitelikli bir eğitsel yaşantılar tasvir etmeye yöneliktir.
  • CIPP (Çevre-Girdi-Süreç-Ürün) Modeli: Daniel Stuiebeam tarafından geliştirilen modelde amaç program hakkında karar vermeye yardımcı bilgiler sağlamaktır. Modelin çevre, girdi, süreç ve ürün olmak üzere dört aşaması vardır.
  • Logic Modeli: Mantıksal çatı ya da değişim teorisi olarak da adlandırılan logic modeli uygulanan programın yol haritasını, hangi etkinliklerin diğerlerinden önce gelmesi gerektiğini ve arzulanan çıktılara nasıl ulaşılacağını gösteren grafiksel şekiller olarak tanımlanır.

Erken Çocukluk Eğitiminde Değerlendirme Süreci

Çocuğu tanıma ve değerlendirme sürecinde, çocuğun yaptıkları kadar yapamadıkları da değerlendirilmeli, ancak çocukların yapamadıkları üzerinde yoğunlaşmaktan kaçınılmalıdır. Değerlendirmenin bütüncül bir yaklaşımla yapılması, çocuğun gelişiminde meydana gelen değişim aracılığıyla bakım ve eğitim ortamının kalitesi hakkında bilgi sağlar. Değerlendirmede ölçme araçları temel olarak iki amaçla kullanılır:

  • Öncelikle, bakım verenlerin ve öğretmenlerin profesyonel gelişimini destekleme amacı taşırlar. Öğretmenlere, idarecilere ve anne babalara, çocuğun gelişimi açısından olumlu sonuçlar doğuracak uygulama ve davranışlar hakkında bilgi verirler.
  • İkinci olarak, ölçüm araçları uygulanan programların kalitesinin geliştirilmesini sağlar. Düzenli ölçümler ve puanlamalar, programların zayıf ve üzerinde durulması gereken boyutlarının tespit edilmesine yardımcı olur.

Çocuğu tanırken;

  • Gözlem,
  • Anektot kayıtları,
  • Portfolyolar,
  • Standart testler ve
  • Gelişim kontrol listeleri gibi çeşitli tekniklerden yararlanılmalıdır.

Gözlem, sadece çocuk hakkında bilgi toplamaya değil, aynı zamanda karar verme sürecinde de sağlam dayanaklar sağlar. Gözlem bilgilerinin bilinçli olarak yorumlanması ile çocuk için etkin eğitim ortamlarının oluşturulması olanaklı hâle gelir. Değerlendirme sürecinde pratik bir yöntem olarak gözlem, çocuğu tanımaya yardımcı olur.

Anekdot, gözleme dayalı bir tekniktir. Öğretmenin çocuklarda dikkatini çeken davranışları sürekli olarak ayrıntılı ve objektif şekilde kaydetmesine anekdot denir. Çocuğun gelişimsel özellikleri ve program amaçlarının temel alınması, işlevsel bir anekdot kaydı tutabilmek için gereklidir.

Portfolyo dosyaları, öğretmen, her bir çocuğun büyüme ve gelişim kayıtları için dosya tutmalıdır. Portfolyo, çocuğun tüm gelişim kayıtları, yapılan gözlemler, kayıtlar ve yaptığı etkinlikleri kapsayan geniş bir takip dosyasıdır. Etkili bir portfolyo sadece çocuğa ait bilgileri içermez; çocuğun etkileşimde bulunduğu öğretmeni, anne-babası ve arkadaşlarıyla ilgili dokümanları da kapsar.

Standart testler, çocukların performansının değerlendirilmesine yönelik ortak bir ölçüm yapabilmek için hazırlanmış testlerdir. Standart testler farklı deneyimleri, geçmişleri ve ilgileri olan çocukları değerlendirme olanağı sağlar.

Başarı testleri ve yetenek testleri gibi farklı amaçlar için geliştirilmiş, çeşitli standart testler vardır. Standart başarı testleri, çocukların bir okul konusuyla ilgili olarak ne kadar öğrendiğini ölçmeye yarar. Sonuçlar genellikle “başarılı” ya da “başarısız” şekilde değerlendirilmektedir.

Ev ve Kurum Merkezli Değerlendirme Süreci

Ev ortamının değerlendirilmesinde çocuk ile ebeveynler arasındaki ilişki incelenebilir. Bu incelemede özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

  • Yetişkinlerin çocuğa saygı, sevgi, şefkat ve ilgi göstermesi,
  • Çocuğun sosyal beceri gelişiminin desteklenmesi (örneğin, problem çözme becerileri konusunda çocuğa model olma ve öğrenilen becerilerin gerçek çatışma durumlarında uygulanmasını cesaretlendirme),
  • Katı ve aşırı cezalandırıcı olmayan disiplin kullanma yöntemleri,
  • Ev ortamının düzenli ve temiz olması,
  • Çocuğun kaba motor becerilerinin desteklenebilmesi için oyun olanaklarının ya da çocuğun dışarıdaki oyun alanlarına erişiminin sağlanması,
  • Ev ortamında uygun bilişsel uyaranların bulunması,
  • Çeşitli oyuncak, kitap ve çocuk dostu materyallerin sağlanması,
  • Çocukla birlikte oyun oynama, çocukla sözel iletişimde bulunma gibi etkileşimsel süreçler.

Erken çocukluk bakım ve eğitim programlarının kalite ve çocuğun gelişimini ne ölçüde destekleyebildikleri konularında değerlendirilmeleri gereklidir. Sınıf kalitesinin değerlendirilmesine yönelik gözlem çalışmasında, şu unsurlara dikkat edilmelidir:

  • Sınıfın duygusal iklimi, sınıf içindeki sosyal etkileşim ve sınıfta kullanılan disiplin stratejileri,
  • Ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış öğrenme amaçları ve bu amaçları gerçekleştirme-ye yönelik etkinlikler,
  • Amaca dönük ve yapılandırılmış; çocukların gelişim düzeylerine göre bireyselleştirilmiş yönergeler,
  • Öğretmen ve çocuk arasında ve çocukların kendi aralarında, kelime dağarcığı ve dil gelişimini destekleyici iletişim ortamı,
  • Öğrenme ortamını destekleyici araç gereçlerin mevcut olması ve çocukların bu araç gereçlerle etkileşimi (örneğin, bilgisayar, CD çalar, kitaplar, yazı ve boya malzemeleri, kil, kum, bitkiler, bloklar vb.),
  • Matematik ve fen gibi alanlarda amaca yönelik etkinlikler,
  • Sınıf güvenliği (örneğin, sınıfta etkinlikler için yeterli alanın ayrılmış olması; kırık, bozuk, yetersiz ve çocuklar açısından tehlike yaratabilecek mobilya ve araç gereçlerin kullanılmaması; ortamın temiz ve düzenli olması),
  • Fiziksel düzenleme (örneğin, kaba motor becerilerini desteklemeye yönelik araç gereçler ve bu tür etkinlikler için yeterli alanlar; dinlemeye ayrılmış etkinlik merkezlerinden uzak ve sessiz alanlar),
  • Özel gereksinimli çocuklar için uyarlamalar.

Sınıf ortamının değerlendirilmesinde;

  • Erken Çocukluk İçin Değerlendirme Profilleri,
  • Sınıf Değerlendirme Puanlama Sistemi,
  • Erken Çocukluk Çevresi Değerlendirme ÖlçeğiGözden Geçirilmiş Form ve
  • Okul Öncesi Programı Kalite Değerlendirilmesi gibi çeşitli ölçme araçları kullanılmaktadır.

Erken Çocukluk İçin Değerlendirme Profilleri: Bir bütün olarak okul öncesi eğitim ortamını değerlendirme olanağı sağlayan gözleme dayalı bir kontrol listesidir. Bu ölçme aracında değerlendirilen unsurlar şunlardır:

  • Öğrenme ortamı: Materyallerin ulaşılabilirliği, çocukların bağımsız hareket etme-sine olanak tanıyan bos alanların olması,
  • Programlama: İçeriklerine ve alanlarına göre etkinliklerin çeşitliliği,
  • Müfredat: Öğrenmeyi sağlayan farklı tekniklerin kullanılması, çocukların sınıf ortamında değerlendirilmesi, çocukların kendi öğrenme süreçlerini yönlendirebilmelerine olanak sağlanması, öğretmenin öğrenme sürecindeki rolü,
  • Etkileşim: Öğretmenin sınıf yönetimi ve çocuklarla olumlu etkileşimi,
  • Bireyselleştirme: Değerlendirme aracılığıyla bireysel öğrenme deneyimlerinin desteklenmesi, özel gereksinimli çocuklar için planlamaların yapılması.

Sınıf Değerlendirme Puanlama Sistemi: Öğretmenin duyarlılığı, tüm akademik alanlarda eğitim kalitesi ve sınıf yönetimi gibi konularda okul öncesi sınıf ortamının bir bütün olarak değerlendirilmesine olanak sağlar. Puanlama Sistemi’nin üç alt ölçeği bulunmaktadır. Bu alt ölçeklerde değerlendirilen unsurlar şunlardır:

  • Duygusal destek: Pozitif ve negatif sınıf iklimi, öğretmen duyarlılığı, çocukların düşüncelerine saygı.
  • Sınıf düzeni: Davranış yönetimi (örneğin, olumlu davranışların pekiştirilmesi), üretkenlik (örneğin, zamanın etkili bir şekilde kullanılması), öğrenmeyi kolaylaştıran düzenlemeler (örneğin, öğretmenin çocukları çevreyi ve çevredeki materyalleri deneyimlemeye ve araştırmaya yönlendirmesi).
  • Öğrenmenin desteklenmesi: Verilen dönütlerin niteliği, kavram ve dil gelişiminin desteklenmesi.

Erken Çocukluk Çevresi Değerlendirme Ölçeği-Gözden Geçirilmiş Form: Erken çocukluk çevresinin değerlendirilmesinde ve konuya ilişkin araştırmalarda en yaygın olarak kullanılan ölçme aracıdır. Öğretmen-çocuk etkileşimi ve sınıf etkinliklerinin niteliği incelenerek okul öncesi sınıf ortamının kalitesinin değerlendirilmesi amacıyla kullanılmaktadır.

Okul Öncesi Programı Kalite Değerlendirilmesi: Bir bütün olarak okul öncesi eğitimin ve bu eğitimin çeşitli boyutlarının bağımsız bir şekilde değerlendirilmesi amacıyla geliştirilmiş, 63 maddelik, beşli Likert tipi bir ölçme aracıdır. Bu araçla değerlendirilen unsurlar şunlardır:

  • Sınıf ortamı (örneğin öğrenme çevresi, ilgi köşeleri, materyallerin çeşitliliği),
  • Günlük rutinler (örneğin çocuk merkezli etkinlikler, küçük grup zamanı),
  • Yetişkin-çocuk etkileşimi (örneğin sıcak ve rahat sınıf ortamı, yetişkinlerin etkinliklere eşlik etmesi),
  • Müfredat planlama ve değerlendirme (örneğin çocukların gelişim sürecine ilişkin kapsamlı raporların tutulması),
  • Aile katılımı ve ailelere yönelik destek hizmetleri (örneğin personel-aile etkileşimi),
  • Personelin nitelikleri ve bu niteliklerin geliştirilmesi için olanaklar sağlanması (örneğin sürekli eğitim olanakları),
  • Program yönetimi (örneğin programın uygulanmasına ilişkin süreçler).

Erken Çocukluk Döneminde Farklı Eğitim Programları ve Değerlendirme Süreçleri

Eğitim programının değerlendirmesi ve bu değerlendirme sonuçlarının programa yansıtılması eğitim programının niteliğini arttıran en önemli noktalardan biridir. Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Programları; 0 (sıfır)-36 ay ve 36-72 ay olarak iki farklı yaş grubuna göre planlanmış iki programdır. Programın farklı öğrenme kuramlarını ve modellerini barındırması eklektik olduğunu gösterir. Kazanım ve göstergelerin süreç boyunca ihtiyaç duyulduğu durumlarda farklı etkinlikler ile sunulması programın sarmal özelliğidir.

Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Programların üç boyutlu değerlendirmesi ile programın ilke ve özelliklerinin karşılanıp karşılanmadığı konusunda da bilgi edinilir. Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Programlarında değerlendirme süreçlerinde en önemli nokta değerlendirmede sonuç yerine sürecin değerlendirilmesidir. Millî Eğitim Bakanlığı İlkokul Programlarında çocuk üzerinden değerlendirme yapıldığı gözlenir.

Montessori Programı, çocukların bireysel gelişimlerini ve iç disiplin geliştirmelerini, saygı ve huzurlu bir ortamda desteklemeyi amaçlar ve İtalya’nın ilk kadın tıp doktoru olan Maria Montessori tarafından yapılandırılmıştır. Maria Montessori, psikiyatri bölümünde çalışırken, öncelikle zihinsel engelli çocuklarla ilgilenmiş, onlarla yaptığı çalışmalarında önemli ilerlemeler kaydetmiştir.

Reggio Emilia Programı, 1970 yılında İtalya’nın Reggio Emilia kasabasında doğmuş olup, Loris Malaguzzi isimli bir öğretmen tarafından yapılandırılmıştır. Reggio Emilia programının, çocuğun eğitimin merkezinde olması, çocuğun eğitim sürecine aktif katılması, çocuk-yetişkin ilişkisinin önemi, çocuklara somut yaşantılar ile problem çözme, yaratıcı düşünme ve araştırmayı içeren birçok fırsat sunması konusunda temel ilkeleri vardır. Bu ilkelere ulaşmada eğitim ortamına vurgu yapar. Reggio Emilia programında çocuk boyutunda değerlendirmede gözlem yöntemi ve port folyolar ile süreç ve ürün ele alınır.

Head Start Programı, 1965 yılında” Hiçbir çocuk geride kalmasın.” sloganıyla, ABD’de hükümet desteğiyle yürütülen ve Marrian Wrieght Edelman tarafından oluşturulan bir programdır. Bu programın temel amacı risk grubundaki ve düşük sosyo-ekonomik seviyedeki ailelerden gelen çocukların sosyal ve eğitimsel fırsatlar sağlanarak yoksulluğun olumsuz etkilerinden korunmasıdır. Head Start programının değerlendirilmesinde çocuğun gelişim özellikleri, her türlü ihtiyaçları ve çevre çok önemlidir.

High Scope programı, 1962 yılında ABD’de Dr. David Weikart tarafından geliştirilmiştir. Programla ilgili çalışmalar, yoksul mahallelerde yaşayan okul öncesi yaştaki çocukları gelecekte okullarında başarılı olabilecekleri şekilde hazırlama amacıyla başlatılmıştır. High Scope programının merkezinde, kendi kendilerine planlayıp yürüttükleri etkinliklerle öğrenen çocuklar bulunur. High Scope programında planla-yap-değerlendir özelliği programın değerlendirmeye verdiği önemin göstergesi olarak düşünülebilir.

Bank Street Programı, 1916 yılında Lucy Sprague Mitchell tarafından geliştirilmiştir. Bank Street programının amacı, çocukların ve öğretmenlerin eğitimlerini geliştirmek ve bunu yaparken öğrenme ve büyüme hakkındaki uygulanabilir bilgileri içeren eğitim sürecini uygulamak, öğrenme ve öğretme ile dış dünya arasında anlamlı bir bağ kurmaktır.

Waldorf Programı, 1919 yılında Rudolf Steiner tarafından geliştirilmiştir. Rudolf Steiner’e göre çocuklar hem fiziksel hem de psikolojik olarak belirli gelişimsel aşamalardan geçmektedir. Farklı yetenek, ilgi ve problemler farklı yaşlarda ortaya çıkmakta ve her yeni dönem çok büyük önem teşkil ederek, özel ilgi gerektirmektedir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi