Sosyal Güvenlik Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Sosyal Güvenlikte Yeni Gelişmeler Ve Sorunlar
Sosyal güvenlik kavramı neden önemlidir?
Sosyal güvenlik; çalışanların, ailelerinin ve bütün toplumun hayat standardının iyileştirilmesi için önemli bir araçtır. Temel bir insan hakkı olarak sosyal güvenlik; sosyal dayanışmayı, sosyal huzuru ve sosyal bütünleşmeyi güçlendirdiği ölçüde sosyal barışın sağlanmasına katkıda bulunan en önemli sosyal politika aracıdır. Ancak bugün gelinen noktada sosyal güvenlik yalnızca sosyal barışı ve sosyal huzuru sağlayan bir sosyal politika aracı değil, aynı zamanda ekonomik krizlerin olumsuz etkilerini ortadan kaldırma fonksiyonu gören çekirdek (temel-ana) otomatik ekonomik dengeleyici durumundadır. Çünkü, orta ve uzun dönemde dengeli, sürekli ve istikrarlı bir ekonomik büyüme ancak gelir dağılımı adaletsizliklerinin giderilmesi ile mümkün olacaktır. Sosyal güvenlik sürekli ve istikrarlı bir ekonomik büyüme yanında demokratik rejimin güçlendirilmesine de katkıda bulunmaktadır. Yaşlılık, işsizlik ve hastalık gibi riskler dolayısıyla muhtaç duruma düşen insanlara sağladığı gelir garantisi ile birey olarak onların insanlık onurunu koruduğu, eşitsizlikleri azaltarak sosyal adaleti sağladığı ölçüde geniş toplum kesimlerinin politik süreçle bütünleşmelerine ve demokratik sistemin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bugün gelinen noktada sosyal güvenlik, yukarıda belirtilen nedenlerle paradoksal (çelişkili) bir gelişmenin merkezindedir.
Sosyal güvenliğin artan önemi ve artan sorunları arasındaki nasıl bir ilişki vardır?
Dünya nüfusunun yalnızca % 20’si uluslararası standartlara uygun yeterlilikte sosyal güvenlik garantisine sahiptir. Dünya nüfusunun % 75’ini oluşturan 5.1 milyon kişinin yeterli sosyal güvenlik garantisi yoktur. Dünyada, 1.4 milyon kişinin günlük 1.25 ABD dolarının altında gelirle, hayatını sürdürmek zorunda olduğu derin bir yoksulluk problemi vardır. Küreselleşme süreci ile birlikte son 20 yıllık dönemde dünya toplam refah seviyesindeki dikkat çekici artışa, dünyanın birçok ülkesinde görülen olağanüstü iktisadi büyümeye rağmen; yoksulluk seviyesi hâlâ çok yüksek, eşitsizlikler derinleşmekte, kayıt dışılık yaygınlaşmakta ve sosyal güvenlik garantisinden yoksun çalışan kitlelerin sayısı artmaktadır. Son dönemde yaşanan ekonomik krizlerin de etkisiyle, genel ekonomik büyümenin sağladığı olumlu sonuçlardan her bölge, ülke ve ülke içinde de belirli toplum kesimleri dengeli şekilde faydalanamamakta gelir eşitsizlikleri artmaktadır. Sosyal güvenlik, sosyal refah devletinin gelir dağılımı eşitsizliklerini gidermek için kullandığı en geniş kapsamlı sosyal politika aracıdır. Bir başka ifade ile yoksullukla mücadelede de kullanılan en etkili araç sosyal güvenliktir.
Sosyal güvenlikte geleneksel dönem nasıl sona ermiştir?
Sosyal güvenlikte geleneksel tekniklerin kullanıldığı dönem, 1883 yılında Almanya’da Bismark tarafından ilk sosyal sigortanın (hastalık sigorta kolu) kurulması ile sona ermiş, bu sayede modern veya çağdaş sosyal güvenlik dönemi başlamıştır.
Çağdaş sosyal güvenlik sistemi hangi teknikler üzerine inşa edilmiştir?
Çağdaş sosyal güvenlik sistemi iki temel teknik üzerine inşa edilmiştir. Bunlar sosyal sigorta tekniği ve sosyal yardım teknikleridir.
Sosyal sigorta tekniği nedir?
Sosyal sigorta tekniği, ilk sosyal sigortanın kurulduğu 1883 yılı ile Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönem arasında bütün sanayileşmiş ülkelerde; daha çok çalışanı, giderek artan sayıda sosyal riske karşı sosyal güvenlik koruması sağlayacak şekilde yaygınlaşmıştır. Sosyal sigortalar, II. Dünya Savaşı sonrası dönemde yeni bağımsızlığına kavuşan gelişmekte olan ülkelerde temel sosyal güvenlik tekniği olarak benimsenmiştir.
Sosyal yardım tekniği nedir?
Sanayi toplumu sosyal güvenlik sisteminin ikinci tekniğini oluşturan vergilerle finanse edilen sosyal yardımlar, 1930’lu yıllardan itibaren İskandinav ülkeleri başta olmak üzere Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde gelişmiştir. Sosyal yardım tekniği, sosyal sigorta tekniğini benimseyen ülkelerde daha fazla sosyal güvenlik garantisi sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Sanayi toplumu veya çağdaş sosyal güvenlik sistemi, primli sistemler olarak adlandırılan sosyal sigortalar ve primsiz sistemler olarak adlandırılan sosyal yardımlar ile şekillenmiştir.
Sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemi nasıl bir toplumsal hayat yaratmıştır?
Sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemi, 1970’li yıllarda yarın endişesi taşımayan güvenli bir toplumsal hayat yaratmıştır.
Sosyal güvenliğin altın çağı hangi olay ile sona ermiştir?
1973 petrol krizi ile başlayan dönem sosyal güvenliğin altın çağını sona erdirmiştir.
Sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemlerindeki krizin sebepleri nelerdir?
Gelişmiş ülke sosyal güvenlik sistemleri 20. yüzyılın son çeyreğinde; temel göstergeleri bozulmuş (aktif/pasif sigortalı dengesi), ülkelerin genel bütçe dengesini zorlayacak büyüklükte finansman açıkları veren ve gelecek dönemlere yönelik yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan ciddi bir krizin eşiğine girmişlerdir. Krizin sebeplerinin bir kısmı sistemin işleyişinden, bir kısmı da kriz olmasaydı bile sistemin ekonomik, sosyal ve kültürel yapıdaki değişime cevap vermede yetersiz kalmasından kaynaklanmıştır. Ayrıca gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sistemin kendi işleyişinden kaynaklanan problemler de bulunmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde, sosyal güvenlik sistemlerini krize düşüren temel faktörler nelerdir?
Gelişmekte olan ülkelerde, başarısız ekonomik politikaların faturasının sosyal güvenlik sistemlerine yüklenmesi (özelleştirme, erken emeklilik, işsizlik) sosyal güvenlik sistemlerini krize düşürmüştür. Özellikle sosyal sigortaların hassas aktüeryal hesap dengesine bağlı olarak işleyen sistemler olduğu göz ardı edilerek; çalışanların en az prim ödeyerek en fazla aylık almaya yönelik davranışları, işverenlerin hiç veya en az prim ödemek için kayıt dışı çalıştırmak istemeleri ve devletin sosyal sigortaların imkânlarını politik amaçlarla kullanmaları (seçim dönemlerinde aylıkların yükseltilmesi, erken emeklilik uygulamalarına yer verilmesi gibi) bu ülkelerde sistemi erken krize sokmuştur.
Sosyal güvenlik sistemi içerisindeki dezavantajlı gruplar kavramı hangi kesimleri kapsamaktadır?
Dezavantajlı gruplar, çeşitli sebeplerle, daha çok fiziksel engellerle herkesin kullandığı hakları ve imkânları kullanamayan kesimler için kullanılır. Engelliler, göçmenler, çocuklar, kadınlar vb. gruplar bu kesimler içerisinde yer almaktadır.
Dünya Bankası tarafından önerilen çok ayaklı sosyal güvenlik sisteminin temel belirleyici faktörleri nelerdir?
Dünya Bankası tarafından önerilen çok ayaklı sosyal güvenlik sisteminin temel özellikleri yer almaktadır. Bu yeni yapıda temel belirleyici faktörler; programların kamu veya özel sektör tarafından kurulması, katılımın zorunlu veya gönüllülük esasına dayanması, finansmanının primler veya vergilerle karşılanması, finansman yöntemi olarak fon biriktirme veya dağıtım yöntemini benimsemeleri olarak ifade edilmektedir.
Çok ayaklı sosyal güvenlik sisteminde birinci, ikinci ve üçüncü ayak sosyal güvenlik kurumlarının kapsamı hangi biçimlerde ele alınmaktadır?
Yeni sistemde, birinci ayak sosyal güvenlik kurumları, kamunun kontrolünde ve zorunluluk esasına göre kurulan kurumlar olup ağırlıklı olarak gelirin yeniden dağılımını ve kısmen de sigorta fonksiyonlarını yerine getirecektir. Sistem, dağıtım yöntemine göre finanse edilecek, gelirlerini de vergiler veya vergi karakteri kuvvetli sosyal güvenlik primleri oluşturacaktır. Birinci ayak sosyal güvenlik kurumları, sistem içindeki bireylere ödedikleri primlere göre değil, ihtiyaçlarının seviyesine göre ödeme yapacak, ancak bu ödeme herkes için asgari bir gelir garantisi sağlayacak seviyede olacaktır.
İkinci ayak sosyal güvenlik kurumları, özel sektör inisiyatifinde oluşturulacak ancak kapsama girmek zorunlu olacaktır. Özel sektör inisiyatifinde oluşturulan kurumların yönetimi ve faaliyetleri kamu tarafından denetlenecek ve bu kurumlar kamunun gözetimi altında olacaktır. İkinci ayak kurumlar, sosyal güvenliğin özel tasarruf ve sigorta fonksiyonlarını yerine getireceklerdir. Sistem, sigortalı ve/veya işveren primleri ile finanse edilecek ve belirli ihtiyat fonlarının ayrılmasına imkân veren fon biriktirme metodu ile işletilecektir.
Üçüncü ayak sosyal güvenlik kurumları, tamamen özel sektör inisiyatifi ile oluşturulan kurumlar olacaktır. Sistemin tasarruf fonksiyonunu gerçekleştirme amacı öncelikli olacak, kısmen de sigorta fonksiyonunu yerine getirecektir. Tamamen sigortalı primleri ile finanse edilecek, ödenen primlerle ilişkili gelir veya aylıklar ödenecektir. Sistemin finansman yöntemi ise tam fon metodu olacaktır.
Küreselleşme nedir?
Bir olgu olarak küreselleşme; esasen 1980’li yıllar sonrasında ortaya çıkan küresel ölçekteki ekonomik bütünleşme (entegrasyon) hareketlerini açıklamak için geliştirilen bir kavramdır. Ancak, çok kısa bir sürede adeta bir fenomen haline gelen terim, yalnızca iktisadi alandaki gelişmeleri değil siyasi, sosyal ve kültürel hayatla ilgili gelişmeleri de açıklamak için yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonradan çok sayıda gösterge geliştirilmesine rağmen, küreselleşmenin temel göstergesi, uluslararası mal ve hizmet ticaretinin artışına bağlı ekonomik bütünleşme sürecidir.
Günümüz sosyal güvenlik sisteminin işleyişini etkileyen ve yeniden yapılanma ihtiyacı doğuran faktörler nelerdir?
Günümüz sosyal güvenlik sisteminin işleyişini etkileyen ve yeniden yapılanma ihtiyacı doğuran faktörler; demografik yapıdaki değişme, emek piyasasındaki değişim, uluslararası emek göçü, kayıt dışı çalışmanın yaygınlaşması, küreselleşme ve artan belirsizlikler ile ekonomik krizler başlıkları altında toplanabilir.
Günümüz toplumlarında birçok sorunun kaynağı olarak gösterilen demografik değişim ne anlama gelmektedir?
Günümüz toplumlarında birçok sorunun kaynağı olarak gösterilen demografik değişim; doğum oranlarının düşmesi ve ortalama hayat ümidinin uzamasına bağlı olarak nüfusun yaşlanması anlamına gelmektedir.
Çok ayaklı sosyal güvenlik sistemin en belirgin özelliği nedir?
Çok ayaklı sosyal güvenlik sisteminde, farklı ayaklarda yer alan kurumlar birbirinin alternatifi olarak değil, birbirlerini tamamlayan bütünün parçaları olarak fonksiyon görürler.
Uluslararası emek göçü ile ülke değiştirenler, nüfus bakımından dünyanın kaçıncı büyük ülkesi konumundadır?
Uluslararası emek göçü ile ülke değiştirenler, nüfus bakımından dünyanın 5. büyük ülkesi konumuna gelmiştir.
1960’lı yıllarda Türkiye’den Avrupa ülkelerine doğru olan yoğun işçi göçünün sosyal güvenlik sorunları nasıl çözülmüştür?
1960’lı yıllarda Türkiye’den Avrupa ülkelerine doğru olan yoğun işçi göçünün sosyal güvenlik sorunları ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri ve yurt dışı borçlanması ile çözülmüştür.
Türkiye, ILO’nun 118 sayılı sözleşmesine uygun düzenlemeleri ne zaman hayata geçirmiştir?
Türkiye, ILO’nun 118 sayılı sözleşmesine uygun düzenlemeleri 2003 yılında hayata geçirmiştir. ILO’nun 1962 yılında kabul ettiği 118 No’lu, “Vatandaşlarla, Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Konusunda Sözleşme” uluslararası emek ve insan göçünün sosyal güvenlik alanında yarattığı sorunları çözmek için geliştirilmiş tedbirlerden biridir.
1980-1990’lı yıllarda küreselleşmenin ekonomik paradigması hangi anlayış üzerine kurulmuştur?
1980-1990’lı yıllarda küreselleşmenin ekonomik paradigması, mikro düzeyde maliyetlerin düşürülmesi, makro düzeyde vergilerin azaltılması için kamu harcamalarında kesinti yapılması anlayışı üzerine kurulmuştu. Bu yaklaşım, refah devleti anlayışının küçülmesi ve sosyal harcamaların kısılması sonucunu; sosyal harcamaların kısılması da bu harcamalar içinde en büyük payı oluşturan sosyal güvenlik harcamalarının azaltılması sonucunu doğurmuştur.
Ekonomik krizler ile sosyal güvenlik sistemleri arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?
Ekonomik krizler, sosyal güvenlik sistemleri üzerinde gelirlerini azaltan, giderlerini artıran çift yönlü olumsuz etkilere yol açar. Sosyal güvenlikle krizler arasındaki ilişki her zaman olumsuz değildir. Değişen sosyal güvenlik anlayışı çerçevesinde; sosyal güvenlik sistemleri ekonomik kriz dönemlerinde geniş toplum kesimlerinin krizden olumsuz etkilerini yumuşatıcı tampon-yastık müessese fonksiyonu görmekte ve başta işsizler olmak üzere çalışanların yoksulluk çemberine düşmelerini önlemektedir. Bu gerçek, hükümetlerin kriz dönemlerinde sosyal rahatsızlıkları azaltmak için daha fazla sosyal güvenlik harcaması yapması sonucunu doğurmaktadır.
Küreselleşme, ekonomik krizler üzerinde nasıl bir etki yaratmaktadır?
Küreselleşmenin ekonomik krizlere etkisi, hiçbir ülkenin kendi sebep olmadığı ya da kendinden kaynaklanmayan krizlerin dışında kalamamasıdır. Küreselleşme sürecinin yarattığı ekonomik bütünleşme ve karşılıklı bağımlılık; hangi ülke veya ülkelerde, hangi sektör veya sektörlerde ortaya çıkarsa çıksın, krizin olumsuz sonuçlarından diğer ülkelerin de doğrudan ve kısa sürede olumsuz şekilde etkilenmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla küreselleşmenin yol açtığı ekonomik bütünleşme süreci ve karşılıklı bağımlılık, ekonomik krizleri de küresel hale getirmiştir.
Kendi rasyonalitesi ile işleyen bir küreselleşme süreci müdahale edilmediği takdirde nasıl bir sonuç doğurur?
Kendi rasyonalitesi ile işleyen bir küreselleşme süreci müdahale edilmediği zaman birbirine zıt ve ters yönlü sonuçlar doğurmaktadır. Bir yanda; mucizevi ve etkileyici bir iktisadi büyüme, birleşen ve bütünleşen piyasalar ile birlikte göz kamaştırıcı bir zenginlik artışı, diğer yanda ülkeler ve bölgeler arasında derinleşen gelir farklılıkları ve ülke içinde artan eşitsizliklerin varlığı yan yana gerçekleşmektedir.
ILO’ya göre sosyal güvenlik insana yönelik nasıl bir yatırımdır?
ILO’ya göre sosyal güvenlik bir maliyet unsuru değil, verimlilik ve üretkenliği artıran insana yönelik bir yatırımdır. Sosyal güvenlik sistemleri ekonomik istikrarın sağlanması yanında; temel bir insan hakkı olarak sosyal güvenlik garantisini sağladığı ölçüde insan onurunun korunmasına ve sosyal huzurun sağlanmasına hizmet eder. Bu da toplumsal hayatta eşitlik ve sosyal adaleti sağladığı ölçüde çoğulcu ve katılımcı demokratik rejimin gelişmesi ve güçlenmesine yardımcı olur.
ILO'nun asgari sosyal güvenlik garantisi sağlama hedefi hangi alanlar ile ilgilidir?
Asgari sosyal güvenlik garantisi sağlama hedefi, iki temel alanda sağlanacak garanti ile gerçekleştirilecektir. Bunlar, Herkese asgari gelir garantisi sağlamak ile herkese temel sağlık, eğitim, gıda, temizlik, konut hizmetleri ve imkanları sağlamak olarak belirlenmiştir.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17794
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1155
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 613
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2738
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 905
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25566
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14502
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421