Özel Gereksinimli Bireyler İçin Afet ve Acil Durum Yönetimi Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Engelli Bireylere İlişkin Yasal Düzenlemeler Ve Sivil Toplum Kuruluşları
Ayrımcılık nedir?
Engeli olan tüm kadın, erkek ve çocuklar genellikle bütün toplumlarda ayrımcılığa en çok maruz kalan bireyler arasında yer almaktadırlar. Ayrımcılığı ise “eşit davranmamak, fark gözetmek” olarak tanımlanır.
EHİS’i imzalayan devletlerden sözleşme ile ilgili yargı sürecini yerine getirirken hangi prensipler çerçevesinde hareke etmeleri beklenir?
EHİS’i imzalayan devletlerden sözleşme ile ilgili yargı sürecini yerine getirirken şu prensipler çerçevesinde hareket etmeleri beklenmektedir:
a. Engelli bireylerin insanlık onuruna ve bireysel farklılıklarına saygı gösterilmesi,
b. Ayrımcılık yapılmaması,
c. Tüm engellilerin topluma eksiksiz ve aktif katılımlarının sağlanması,
d. Fırsat eşitliği,
e. Erişilebilirlik.
EHİS'in içeriği nasıldır?
EHİS giriş ve maddeler olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Sözleşmenin giriş bölümünde sözleşmeye taraf olan devletlerin sözleşme maddelerini değerlendirirken dikkat etmeleri gereken noktalar yer almaktadır. Sözleşmenin maddeler bölümü ise toplam 50 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmenin ilk 30 maddesi tanımlar, genel ilke ve yükümlülükler ile her türlü ayrımcılığı ortadan kaldıran temel hak ve özgürlükleri ifade eden maddelerden oluşmaktadır. EHİS’in son 20 maddesi ise sözleşmeye imza atan taraf devletlerin sözleşmeyi uygulamaları, uygulamaların izlenmesi, denetlenmesini raporlaştırmaları oluşmaktadır.
EHİS kapsamında Türkiye'nin yükümlülükleri nelerdir?
Ülkemiz, EHİS’i ve Ek İhtiyari Protokolü’nü imzalayarak sözleşmenin ulusal düzeyde uygulanmasını sağlamak üzere bir yükümlülük altına girmiştir. Ülkemizde engelli bireylere sunulan hizmetler farklı bakanlıklar tarafından yürütülmektedir. Ancak 633 sayılı KHK ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı olarak kurulan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü (EYHGM) tarafından engelli bireylerin engellerine dayalı herhangi bir ayrımcılığa uğramaksızın tüm insan haklarından diğer vatandaşlarla eşit koşullarda yararlanabilmesine yönelik politika, programlar ve uygulamaların teşvik edilmesine yönelik çalışmalar yürütülmektedir. EYHGM bu çerçevede odak kurumdur ve yasaların, politikaların, kamu hizmetlerinin ve kaynaklarının EHİS’e uygun hale getirilmesine yönelik çalışmaları koordine etmektedir.
Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi'nin amaçları nelerdir?
Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, 14-18 Mart 2015 tarihinde Japonya’nın Sendai kentinde düzenlenen BM Afet Risklerinin Azaltılması 3. Dünya Konferansı’nda kabul edilmiştir. Ülkemizin de temsil edildiği bu konferansta kabul edilen Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, 2015-2030 yıllarını kapsayan ve afet risk yönetiminde özellikle afet riskinin anlaşılması için ulusal ve uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesine yönelik rehber bir özellik taşımaktadır. Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, kabul edildiği tarihten sonraki 15 yıl içinde afet riskini ve bireylerin/ülkelerin afet nedeniyle can, mal, geçim kaynağı, sağlık, fiziksel ve çevresel varlık kayıplarını önlemli ölçüde azaltmayı hedeflemektedir. Bu nihai sonuca ulaşabilmek için, müdahale ve iyileştirme için hazırlığı artırmayla birlikte bütünleşik ve kapsamlı bir biçimde ekonomik, yapısal, yasal, sosyal, sağlık, kültürel, eğitsel, çevresel, teknolojik, politik ve kurumsal önlemlerin uygulanması yoluyla yeni afet riskini önlemek, mevcut afet riskini azaltmak bu yolla afetlere dirençliliği arttırmak amaçlanmaktadır. Bu amaçların gerçekleştirilebilmesi, kalkınmakta olan ülkelerin ve bazı zorluklarla yüz yüze olan orta gelirli ülkelerin, ulusal öncelikleriyle uyumlu uygulama araçlarını sağlayabilmek için uluslararası işbirliği yoluyla desteklemek, uygulama kapasitesi ve yeteneğinin geliştirilmesini gerekmektedir. Bu kapsamda çerçevenin beklenen sonucuna ve amacına ulaşması yönündeki küresel ilerlemenin değerlendirilmesini desteklemek içinde yedi küresel hedef belirlenmiştir.
Dhaka Deklarasyonu'nun amacı nedir?
12-14 Aralık 2015 tarihleri arasında Bangladeş’in Dhaka kentinde 18 ülkenin katılımıyla Dhaka Engellilik ve Afet Risk Yönetimi adlı konferans gerçekleştirilmiştir. Bu konferansın temel amacı, planlama, uygulama, izleme ve raporlama sürecinde 2015-2030 Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesini tanıtmak için engelli bireyler ve onlara ilişkin etkinlik gösteren kurumların katılım ve katkıları ile somut eylemler belirlemektir. Bu konferansın sonunda 14 Aralık günü 18 ülkeden katılımcıların kabul ettiği Dhaka Deklarasyonu adlı bir bildirge yayımlanmıştır.
Engellilere yönelik ulusal yasal düzenlemelerde temel dayanağımız nedir?
2002 yılında, Türkiye İstatistik Kurumu ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülen “Türkiye Özürlüler Araştırması” sonuçlarına göre, engelli olan nüfusun toplam nüfus içindeki oranının %12.29 olduğu görülmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 raporuna göre ise ülkemizin toplam nüfusu 80 milyondur. Buna göre ülkemizde yaklaşık 10 milyon engelli birey yaşamaktadır. Ülkemizde yaşayan engelli bireylerin ayrımcılığa uğramadan hak temelli yaklaşımla yaşayabilmeleri için oluşturulan hukuki dayanaklar, engelli bireyler için çok önemlidir. Ülkemiz açısından engelli bireylere yönelik uygulamalar için politika belirlemenin temel dayanağı ise anayasamızdır.
Sosyal devletin hayata geçirilmesine yönelik izlenecek hukuki yollar nelerdir?
Sosyal devletin hayata geçirilmesine yönelik izlenecek hukuki yollar;
a) tüm vatandaşlara insan onuruna yakışır minimum bir hayat standardı sağlamaya yönelik tedbirler,
b) vergi adaleti,
c) kamulaştırma ve devletleştirme,
d) ekonomik kalkınmayı sağlamak için bilimsel planlama yapılması,
e) sosyal hakların temini ve muhafazasıdır.
Engelliler Kanunu'nun amacı nedir?
Engelliler Kanunu’nun amacı 1. Maddesinde engelliliğin önlenmesi, engeli bireylerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenlik hizmetlerine yönelik sorunlarının çözümü ile önlemlerinin alınması, topluma tam katılımlarının sağlanması ve bu hizmetlerin eşgüdümlü çalışabilmeleri için gerekli düzenlemelerin gerçekleştirilmesi olarak ifade edilmiştir.
Bireyin engeli olması, nelere yol açmaktadır?
Bireyin engelli olması, kendi öz-bakım becerilerini gerçekleştirememesi, üretime katılamaması ve buna bağlı olarak geçimini sağlayamamasına, sosyal hayata etkin bir biçimde katılamamasına ve boş zamanlarını istedikleri biçimde değerlendirmemesine yol açmaktadır.
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri nelerdir?
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri şu şekilde açıklanmıştır.
a. Bakanlığın hem engellilere hem de yaşlılara yönelik koruyucu, önleyici, eğitici ve rehabilite edici hizmetleri yürütmek,
b. Engelliliğin önlenmesi, istihdamı, rehabilitasyonu ve toplumsal hayata tam katılımları ve diğer konularda ulusal düzeyde politikaların belirlenmesi çalışmalarını yürütmek, belirlenen politikaları hayata geçirmek, uygulamasını izlemek ve değerlendirmek.
c. Engellilerin yaşadıkları sorunları belirleyerek bunlara yönelik çözüm yollarını araştırmak, bu konuda uygulamanın geliştirilmesine yönelik öneri ve programları hazırlamak.
d. Engellilerle ilgili konularda inceleme ve araştırmalar yürütmek, projeler yapmak ve uygulamak
e. Özellikle engellilere tanınan haklar ve sunulan hizmetlerden yararlanmada kullanılmak amacıyla hazırlanan engelli kimlik kartlarına yönelik işleri yürütmek.
Rehabilitasyon nedir?
5378 sayılı Engelliler Kanunu’nda rehabilitasyon, doğuştan ya da sonradan herhangi nedenle ortaya çıkan engelin etkilerini olabildiğince en az seviyeye indirme ve engelli bireyin yaşamını kimseye muhtaç olmadan sürdürebilmesini hedefleyen fiziksel, sosyal, zihinsel ve sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik sunulan hizmetlerin tümü olarak tanımlanmaktadır.
Engelli bireylere verilen rehabilitasyon hizmetleri olarak neleri sayabiliriz?
Engelli bireylere verilen rehabilitasyon hizmetleri arasında, uzmanlar tarafından verilen fiziksel alıştırma tedavisi, yardımcı cihaz uygulamaları, ev programları, aile eğitimi, el-göz eş-güdümüne yönelik çalışmalar, uygun yardımcı aracın belirlenmesi, işitme, dil ve konuşma terapisi, yemek yeme, giyinme, oyun vb. gibi etkinlikler sayılabilir.
Rehabilitasyon hizmetleri hangi basamaklardan oluşmaktadır?
Alanyazında rehabilitasyon hizmetleri birçok şekilde sınıflandırılsa da temel olarak koruyucu, tıbbi, mesleki, psiko-sosyal, ev ve toplum temelli rehabilitasyon basamaklarından oluşmaktadır.
Gönüllülük kavramı nedir?
Gönüllülük kavramı, toplumun bir bölümünü ya da bütününü ilgilendiren sıkıntıları hiçbir maddi kazanç beklemeden çözme kararlılığını gösterme gücüdür.
Gönüllüler kimlere denir?
Gönüllüler, sahip oldukları güç, zaman, bilgi ve deneyim gibi özelliklerinin hepsini ya da bir bölümünü Sivil Toplum Kuruluşu’nun (STK) çalışmaları için aktarabilecek durumda olan ve bunu yaptıktan sonra karşılığında hiçbir maddi beklentisi olmayan kişilerdir.
STK nedir?
STK’ları ise halkın yararına çalışan ve bu yönde kamuoyu oluşturan, kâr etmeyi amaçlamayan ve belirli toplumsal amaçlara erişebilmek için gönüllü olarak bir araya gelen kişilerden oluşan örgütlenmeler olarak tanımlayabiliriz.
STK’larda gönüllülerin yetiştirilmesi temelde kaç aşamadan oluşmaktadır?
STK’larda gönüllülerin yetiştirilmesi temelde dört aşamadan oluşmaktadır. Bunlar:
a. Oryantasyon eğitimleri yoluyla yetiştirme
b. Görevlendirme öncesi eğitim
c. Görev başında eğitim ve yetiştirme
d. Sürekli eğitim ve değerlendirme
Sivil Toplum Kuruluşları'nın temel özellikleri nelerdir?
STK’lar farklı amaçlar için kurulsalar da genellikle aşağıda sıralanan beş temel özelliği taşımaktadırlar. Bunlar:
a. Kâr amacı gütmemek: STK’lar, kişisel kâr, kazanç ya da getiri amacıyla etkinlik göstermezler. Bir başka ifadeyle STK’lar kişisel ya da kurumsal olarak gelir elde etmek için çalışan kurumlar değillerdir. Ancak bu kuruluşlarda devamlı çalışanlar, gerçekleştirdikleri iş karşılığında bir miktar ücret alabilmektedirler. STK’lar ayırıcı, gelir getirici etkinlikler gerçekleştirebilirler fakat bu etkinliklerden elde edilen kazanç üyelerle paylaşılmaz.
b. Özerklik (otonomi): Sivil toplumun olmazsa olmaz ilkesi özerkliktir. Özerklik, sosyal grupların varlığının başkasının desteğine veyardımına bağlı olmadan devlet yönlendirmelerinden uzak kalabilmesi olarak tanımlanabilir. Bir başka ifadeyle özerklik, STK’ların iktidar karşısında bağımsız olmasıdır.
c. Çoğulculuk: STK’ların çoğulculuk ilkesi kitlelerin birbirleriyle uzlaşma ve diyalog kurmayı öğrenebilmelerine yardımcı olmaktır. STK’lar ne kadar çok ve çeşitli olurlarsa merkezî güç tarafından eritilme olasılıkları azalır.
d. Gönüllülük: STK’lar tamamen toplumsal duyarlılıktan ortaya çıkmıştır ve devlet baskısı olmadan bir araya gelen kişilerin oluşturduğu yapılardır. Üyeliğin özgür bir biçimde olmadığı, zorunlu üyeliği gerektiren örgütlenmeler STK olarak kabul edilemez. Bir başka ifadeyle STK’lara katılımların gönüllü olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayrıca gönüllülük (gönüllü olarak birlikte olma), bireyin bireysel üstünlüğünün devam etmesini ve bireyin grup kimliği içinde erimesini engelleyici bir işlev görür.
e. Vizyona ve Bir İdeale Sahip Olmak: STK’lar kuruluş amaçlarına bağlı olarak çok fazla çaba sarf etmektedirler. STK’lar genellikle işsizlik, ayrımcılık, yoksulluk, çevre, doğal afetler, insan hakları ve sosyal refah gibi farklı konularda vatandaşların gereksinimlerini dile getirmektedirler.
BM'e bağlı olarak bireylere hizmet veren uluslararası STK'lar nelerdir?
BM, kuruluşundan itibaren engelli bireylerin yaşam kalitelerini arttırmak için çalışmaktadır. BM'e bağlı olarak bireylere hizmet veren uluslararası STK'lar:
a. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO): 1945 yılında ABD’de gerçekleştirilen BM toplantısında bütün halkların sağlığının dünyada barış ve güvenliğin sağlanması açısından çok önemli olduğu düşünülmüş ve “Uluslararası Sağlık Örgütü” kurulması amacıyla bir toplantı düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. 1946 yılında New York’ta toplanan BM’e üye 51 ülke temsilcileri ile farklı vakıf temsilcileri “Dünya Sağlık Örgütü Anayasası” oluşturulmuştur. 1946 yılında 61 ülkenin temsilcisi tarafından bu anayasa imzalanmıştır. DSÖ, küresel olarak sağlığı korumak, belirli standartları oluşturmak, verilere dayalı olarak politik seçenekler sunmak, ülkelerin sağlık durumlarını kontrol altında tutmak ve değerlendirmekten sorumludur. Ayrıca, yaşlanma, sağlık ile ilgili tanı, değerlendirme ve sınıflandırma, engelliliğin önlenmesi ve rehabilitasyonu, ruh sağlığı ve madde kullanımı konularında çalışan bir örgüttür. DSÖ, engelli bireylerin sosyal uyumu ve fırsat eşitliğini sağlamayı amaçlayan bir rehabilitasyon yaklaşımı olarak “Toplum Temelli Rehabilitasyonu” (TTR) geliştirmiştir. TTR, engelli bireyler için uygun sağlık, eğitim, mesleki ve sosyal hizmet alt yapıyı kurmayı hedeflemektedir. Tüm bunların yanı sıra engelli bireylerin toplumda eşit haklardan yararlanmaları için var olan kaynakların harekete geçirilmesini ve çevrenin engelli bireylerin yaşamasına daha uygun hâle getirilmesi yönünde çalışır.
b. BM Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO): BM tarafından 1946 yılında kurulmuştur. UNESCO’nun ana çalışma alanlarından biri olan eğitim bir insan hakkı olarak görülmektedir. Okul öncesi eğitimden başlayarak üniversite ve meslek edindirme eğitimlerine kadar eğitimin bütün aşamaları ile ilgili küresel düzeyde eğitim politikalarının ve stratejilerinin geliştirilmesi gibi konularda faaliyet göstermektedir. UNESCO özel eğitimle ilgili olarak da yapılan ve yapılacak faaliyetleri yürütmektedir. UNESCO’nun özel eğitimdeki temel çalışma alanlarından birisi de kaynaştırma eğitimidir. Kaynaştırma eğitimi ile ilgili ulusal politikaların oluşumuna katkıda bulunmak, araç-gereç geliştirmek ve dünya çapında kaynaştırma uygulamalarını desteklemek UNESCO’nun etkinlik alanlarından biridir. UNESCO tarafından da desteklenen kaynaştırma eğitimini özel gereksinimli öğrencilerin tam ya da yarı zamanlı olarak akranlarıyla birlikte genel eğitim sınıflarında, öğretmen ve öğrencilere destek hizmetlerinin sağlanması yoluyla eğitim alması olarak tanımlayabiliriz.
c. BM Çocuk Fonu (UNICEF): Çocuklara yönelik hazırlanan programlara destek sağlamakla sorumlu birimdir.
d. BM Sosyal Politika ve Kalkınma Birimi Engelliler Programı (UNDSPD): Bu kuruluşun temel amacı 166 ülkede insanlara bilgi, deneyim ve daha iyi bir yaşam kurmaları için kaynak ulaştırmaktır. UNDSPD, Engelliler Programı, Dünya Engelliler Eylem Planı ve Standart Kuralların daha fazla ülkede yürürlüğe girmesini teşvik etmek, izlemek ve değerlendirmesini gerçekleştirmek amacıyla yapılanmıştır. UNDSPD tüm faaliyetlerinin yanı sıra engellilerle ilgili konularda yayınlar yaparak bilgi alışverişi merkezi sorumluluğunu da üstlenmektedir. Hükümetlere ve STK’lara destek sağlayarak projelere önemli teknik işbirliği ve destek vermektedir.
e. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO): Örgüt, sözleşme ve tavsiye kararları ile işçilerin hak ve çıkarlarını korumayı, çalışma hayatında en çok istismar edilen kadın ve çocuk işçilerin özel olarak korunmasını ve çocuk işçiliği ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. ILO Engelliler Programı ise engeli olan kadın ve erkeklerin iş ortamında karşılaştıkları sıkıntıların ortadan kaldırılması ve bu bireylerin daha nitelikli işlerde çalışabilmelerini sağlamayı amaçlar.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 59
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 329
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 919
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1291
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20162
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12643
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582