Özel Gereksinimli Bireyler İçin Afet ve Acil Durum Yönetimi Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yetersizlik Alanları Ve Özellikleri
Zihinsel yetersizlik ne anlama gelmektedir?
Zihinsel yetersizliğin, farklı kaynaklarda pek çok farklı tanımının yapıldığı görülmektedir. Yapılan tanımlarda bireylerin zeka bölümü, sosyal uyum ve dil gelişimi gibi gelişim özellikleri ile sağlık durumları gibi özellikleri göz önünde bulundurulmaktadır. Amerikan Zihinsel ve Gelişimsel Yetersizlikler Birliği (AAIDD) zihinsel yetersizliği, zihinsel işlevlerde ve çoğu günlük sosyal ve pratik
becerileri kapsayan uyumsal davranışlarda önemli sınırlılıklarla karakterize bir bozukluk olarak tanımlamaktadır (AAIDD, t.y.). Tanımda geçen zihinsel işlevler, bir diğer deyişle zeka; bireyin öğrenme, muhakeme, problem çözme gibi genel zihin kapasitesini ifade etmektedir. Bireyin zihinsel işlevleri genellikle bir zeka testi ile ölçülür. Zeka testinden alınacak en fazla 70-75 puan, zihinsel işlevler için sınırlılığı göstermektedir. Uyumsal davranışlar bireyler tarafından günlük yaşamda öğrenilen ve sergilenen kavramsal, sosyal ya da pratik becerilerin bir toplamıdır. Kavramsal beceriler, dil ve okur yazarlık, para, zaman ve sayı kavramlarını; sosyal beceriler kişiler arası beceriler, özgüven, sosyal ilişkilerde problem çözme ve kuralları izleme gibi becerileri; pratik beceriler ise günlük yaşam etkinlikleri (kişisel bakım), mesleki beceriler, sağlığı koruma, seyahat becerileri, güvenlik, para ve telefon kullanımı gibi becerileri içermektedir.
En genel anlamda ise zihinsel yetersizlik, zihinsel işlev ve uyumsal davranışlarda önemli sınırlılıklarla kendini gösteren ve bireylerde 18 yaşından önce ortaya çıkan bir bozukluktur.
Zihinsel yetersizliği sınıflandırınız.
Zihinsel yetersizlik iki farklı biçimde sınıflandırılmaktadır. AAIDD’nin zeka bölümünü temel alan ve yaygın biçimde kabul gören sınıflandırmasına göre, 70-50 zeka puanı hafif düzeyde yetersizliği, 55/50-35 orta düzeyde zihinsel yetersizliği, 40/35-25 ağır düzeyde zihinsel yetersizliği ve 25 ve altı ileri derecede ağır düzeyde zihinsel yetersizliği ifade etmektedir. Benzer biçimde, özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde de zihinsel yetersizliğe ilişkin hafif düzeyde, orta düzeyde, ağır düzeyde ve çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler üzerinden tanımlamalar yapılmıştır. Diğer bir bakış açısıyla, zeka puanına göre sınıflandırma yerine bireyin gereksinim duyduğu destek düzeyine göre sınıflandırma önerilmektedir. Bu sınıflandırmaya göre, aralıklı desteğe ihtiyaç duyan bireyler yalnızca geçiş dönemlerinde ve kısa süreli yardıma gereksinim duyarlar. Sınırlı desteğe ihtiyaç duyan bireyler belli zamanlar içinde (mesleki eğitim, yetişkin becerileri vb.) yardıma gereksinim duyarlar. Kapsamlı desteğe ihtiyaç duyan bireyler belli ortamlarda uzun süreli desteğe gereksinim duyarlar. Yaygın desteğe ihtiyaç duyan bireyler ise yaşam boyu, her ortamda yoğun yardıma ihtiyaç duyarlar.
Zihinsel yetersizliğin nedenleri nelerdir?
Zihinsel yetersizliğe yol açan etkenler doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası nedenler olarak üç başlıkta değerlendirilebilir. Zihinsel yetersizliğin
doğum öncesi nedenleri arasında, kromozomal bozukluklar (Down sendromu, frajil x, William sendromu, Prader-Willi sendromu), annenin geçirmiş olduğu hastalıklar (kızamıkçık, toksoplazma vb.), annenin alkol, madde ya da sigara kullanımı, annenin maruz kaldığı zehirlenmeler, annenin ve babanın fenilketonüri için taşıyıcı olması gibi etkenler sayılabilir. Zihinsel yetersizliğin oluşmasına neden olan doğum sırası etkenlerden en önemlisi bebeğin oksijensiz kalmasıdır. Bununla birlikte, travmadan kaynaklı beyin zedelenmesi de doğum sırası etkenlerden biridir. Zihinsel yetersizliğin doğum sonrası nedenleri ise çocuğun geçirdiği hastalıklar (menenjit vb.), çocuğun geçirdiği kazalar, çocuğun maruz
kaldığı yetersiz ve dengesiz beslenme ile ihmal ve istismar olarak sıralanabilir.
Zihin yetersizliği olan bireylerin hangi zihinsel işlevlerinde bozukluk bulunmaktadır?
Zihinsel yetersizliği olan bireylerin bellek ile ilgili bazı sorunlar yaşadığı bilinmektedir. Genellikle bilgiyi hatırlamada daha fazla zamana ihtiyaç duymaktadırlar. Özellikle kısa süreli bellekte, bir diğer deyişle birkaç saniye ya da birkaç saat önce öğrendiği bilgileri hatırlamada sorunlar yaşamaktadırlar.
Zihinsel yetersizliği olan bireyler dikkat ile ilgili sorunlar da yaşamaktadır. Bireylerin bilgiyi edinme, hatırlama ve yeni durumlara genelleyebilmeleri için öncelikle dikkati o bilginin ilgili kısımlarına yöneltmesi ve sürdürmesi gerekmektedir. Zihinsel yetersizliği olan bireyler karşılaştıkları uyaranın
ilişkili özellikleri yerine odaklanmak yerine ilişkisiz özelliklerine odaklanabilmektedir.
Zihinsel yetersizliği olan bireylerin sorun yaşadıkları diğer bir konu ise öğrenilenlerin genellenmesidir. Normal gelişim gösteren bireyler öğrendiklerini, herhangi bir müdahale olmadan kendiliğinden farklı ortamlara, kişilere ya da araçlara genelleyebilirler. Ancak, zihinsel yetersizliği olan bireylerin genelleme yapabilmesi için ayrıca bir planlamanın yapılması gerekmektedir.
Zihinsel yetersizliği olan bireyler, üst üste yaşadıkları başarısız deneyimler sonucu öğrenmeye ya da problem çözmeye dayalı etkinlikler için motivasyonlarını kaybetmektedirler. Bu yüzden, zor olduğunu düşündükleri konularda çabuk pes etme ve çevreden yardım bekleme eğiliminde olurlar.
Ancak bu, zihinsel yetersizliğin doğal olarak kendiliğinden getirdiği bir özellik olmak yerine, bu bireylerin sıklıkla başarısız olmaları sonucu edinilmiş bir durumdur.
Zihin yetersizliği olan bireylerin uyumsal davranışlara ilişkin yaşadığı sorunlar nelerdir?
Uyumsal davranışlar öz bakım becerileri ve sosyal beceriler gibi günlük yaşam becerilerini içermektedir. Zihinsel yetersizliği olan bireyler, duyduğu destek gereksinimi düzeyine göre değişmekle birlikte, yemek yeme, soyunma giyinme ve hijyen gibi temel öz bakım becerilerini gerçekleştirebilmek için bir öğretime gereksinim duymaktadır.
Zihinsel yetersizliği olan bireyler sosyal ilişkiler kurma ve bu ilişkileri sürdürme konusunda zorlanmaktadır.
Zihinsel yetersizliği olan bireyler için acil durum ve afet durumlarında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
Acil durum ve afet hâlleri öncesinde gerçekleştirilmesi gereken önemli hazırlıklardan biri, kişisel destek ağının kurulmasıdır. Kişisel destek ağı, bireyin ailesi, arkadaşları, çalışma arkadaşları ya da komşuları gibi yakınlarından bazılarını içerecek şekilde kurulur. Kişisel destek ağındaki kişiler, acil
durum ve afet hâllerinde bireyin iyi olup olmadığını ve yardıma gereksinim duyup duymadığını kontrol eder (B.Ü. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 2005). Bu kişilerin zihinsel yetersizliği olan bireyin gereksinimleri konusunda destek olabilmesi için zihinsel yetersizliği olan bireyin önemli eşyalarının nerede olduğunu, acil sağlık bilgilerinin neler olduğunu ve ihtiyaç durumunda kime ulaşması gerektiğini iyi bilmesi gerekir.
Acil durum ve afet hâllerine yönelik yapılması gereken hazırlıklardan bir diğeri ise acil sağlık bilgi kartının hazırlanması ve taşınmasıdır.
Zihinsel yetersizliği olan bireylerin bazıları, dil ve iletişim becerileri konusunda güçlük yaşarlar. Bunun bir sonucu olarak ek iletişim cihazları ya da elektronik iletişim cihazları kullanmaları gerekebilir. Dolayısıyla bu cihazların bireyin kolay ulaşabileceği ve güvenli yerlerde saklanması gerekir.
Her bireye ait acil durum çantasının içinde içme suyu, yiyecek, el feneri, düdük yedek pil, giysi, para, nüfus cüzdanı, önemli evrakların fotokopileri, kâğıt kalem, ilk yardım çantası gibi malzemelerin bulunması mutlaka gereklidir.
Acil durum ve afet hâllerine hazırlık için tüm bireylere önerilenlerden biri de evde, işte, okulda ya da düzenli olarak bulunulan diğer ortamlarda
bir kaçış planının hazırlanmasıdır. Buna göre içinde bulunulan mekandaki pencerelerin, kapıların, büyük mobilyaların yerleri belirlenmeli, iki farklı
çıkış yolu gösterilmeli ve yangın söndürücüler ve ilk yardım çantası gibi önemli malzemelerin nerede bulunduğu işaretlenmelidir.
Acil durum ve afet hâllerine yönelik hazırlık çalışmalarından biri de tatbikatlardır. Özel gereksinimli olmayan bireyler için de acil durum ve afet hâllerine yönelik olarak yılda iki tatbikat düzenlenmesi önerilmektedir. Zihinsel yetersizliği olan
bireylerle de benzer ve hatta başlangıçta daha sık aralıklarla, daha önceden hazırlanmış kaçış planına uygun tatbikatlar gerçekleştirilmelidir. Bu tatbikatlar zihinsel yetersizliği olan bireyin yalnız olduğu durumlar ve destek alabileceği bir yakınının bulunduğu durumlar için farklı senaryolar çerçevesinde düzenlenmelidir.
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) nedir?
Otizm spektrum bozukluğu; belirtileri yaşamın ilk üç yılında başlayıp etkileri genellikle yaşam boyu süren, diğer insanlarla etkileşimi, iletişimi ve bireyin öğrenmesini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. OSB erkeklerde kızlara oranla yaklaşık 4,5 kat daha fazla görülmektedir. Günümüz verileri OSB’nin görülme sıklığını 68’de 1 olarak göstermektedir.
Otizm spektrum bozukluğunu sınıflandırınız.
OSB, Amerikan Psikiyatri Birliğinin yayımlamış olduğu ve ruhsal bozuklukların tanılanmasına tüm dünyada rehberlik eden tanı ölçütlerini içeren DSM 5’te (APA, 2013) bireyin OSB’den etkilenme düzeyine göre sınıflandırılmıştır. Buna göre, Düzey 3 ağır düzey destek gereksinimine karşılık gelmektedir. Bu düzeyde, bireyler çevreleriyle sözel ve sözel olmayan iletişimde ağır yetersizlikler
sergileyebilir, alışık oldukları düzenin değişmesine uyum sağlayamayabilir ve bu düzeni katı biçimde sürdürmek isteyebilirler. Düzey 2 orta düzey destek
gereksinimini ifade etmektedir. Bu düzeyde ise bireyler dışarıdan destek sunulmasına karşın sözel ve sözel olmayan iletişim ve sosyal becerilerde önemli
yetersizlikler sergileyebilir, alışık olduğu düzende meydana gelen değişimlere güçlükle uyum sağlayabilir ve çeşitli sınırlı/yineleyici davranışlar sergileyebilirler. Düzey 1 hafif düzey destek gereksinimini ifade etmektedir. Bu düzeyde; bireyler sosyal etkileşim kurma konusunda istekli olmayabilir, dışarıdan sunulan destek yardımıyla sosyal etkileşim kurabilir ve bir etkinlikten diğerine geçişte güçlükler
yaşayabilirler.
Otizm spektrum bozukluğunun nedenleri nelerdir?
OSB’nin bilinen tek bir nedeni bulunmamaktadır. Ancak genetik ve çevresel etkenler ile beyin yapısında meydana gelen anormalliklerin OSB’ye neden olduğu düşünülmektedir. OSB’nin aynı aile içinde farklı kişilerde görülüyor olması OSB’nin, genetik bir bağı olabileceğini göstermiştir. Bununla birlikte, OSB’ye neden olan gen yapısı tam olarak belirlenememiştir. Bunların yanı sıra, viral
enfeksiyonlar ve kimyasallara maruz kalma gibi çevresel etkenlerin OSB ile ilişkileri araştırılmaktadır. Eski inanışların aksine; çocuk yetiştirme biçimi, sosyo-ekonomik durum, olumsuz anne çocuk ilişkisi ya da aşıların OSB’ye neden olmadığı günümüzde bilinmektedir.
OSB olan bireylerin özellikleri nelerdir?
Sosyal ve Duygusal Özellikler: OSB olan bireylerde göz kontağı kurmada yetersizlik, uygun olmayan jest, mimik, ses ya da kişiler arası mesafe kullanımı, yaşıtlarıyla ve/veya grup içerisinde etkileşimde bulunmada isteksizlik ve/veya yetersizlik, yalnızlığı tercih etmek, duymuyormuş gibi davranmak, duygularını ifade etmede güçlük, diğer insanların bakış açılarını anlamada ve davranışlarını tahmin etmede yaşanan güçlükler sıklıkla görülen sosyal ve duygusal özelliklerdir.
Dil ve İletişim Özellikleri: OSB olan bireylerde konuşma geç başlayabilir, konuşma başladıktan sonra dilbilgisiyle ilgili yanlışlar yapmaya devam etme görülebilir. Kimi bireylerde ise konuşma hiç sağlanamayabilir. Sözel iletişim kuran bireylerde sohbet başlatma, sürdürme ya da sonlandırmada sorunlar yaşanabilir. OSB olan bireyler daha çok kendi sınırlı ilgileri hakkında konuşmayı tercih edip diğer konulara karşı ilgisiz davranabilirler. Başkalarıyla göz kontağı kurmayabilirler. Çevresindeki kişilerin söylediklerini anlamayı sağlayan alıcı dil becerilerinde güçlük yaşamaları nedeniyle kendisine sunulan komutları yerine getirmeyebilirler. Ayrıca, duyduklarını ilişkisiz ortamlarda ve bağlamlarda tekrarlayabilirler. Bunun yanı sıra uygun jest kullanımında, şahıs zamirlerini doğru biçimde kullanma ve soyut kavramları anlamada sınırlılıklara sahip olabilirler.
Davranış Özellikleri: OSB olan bireyler bazı yoğun ve sıra dışı ilgilere sahip olabilir ve bu alanlarda tüm detayları hatırlayabilir. Yenilik ve değişikliklere olumsuz tepkiler verebilir ve rutinlerini izleme konusunda ısrarcı olabilirler
Bilişsel özellikler: OSB olan bireylerin önemli bir bölümünde zihinsel yetersizlik duruma eşlik etmektedir. Bununla birlikte, her OSB olan birey zihinsel yetersizliğe sahip değildir. OSB olan bireyler dikkati yöneltme, odaklama ve sürdürme ile kısa süreli bellekle ilgili sınırlılıklara sahip olabilirler. Fen, matematik ve dil derslerinde düşük akademik performans sergileyebilir, okuduğunu anlama ve yazı yazma sorunlarına sahip olabilirler. Ayrıca, OSB olan bireylerin öğrenilenleri genelleyebilmesi için özel planlamalar yapmak ve genellemeyi de bir hedef olarak ele almak gerekebilmektedir. Bununla birlikte, OSB olan bireylerin görsel uyaranları tercih ettikleri ve görsel uyaranlar yardımıyla daha iyi öğrendikleri bilinmektedir.
OSB olan bireyler için acil durum ve afet durumlarında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
Acil durum ve afet hâllerine ilişkin önlem ve müdahalelerde sözü edilen kişisel destek ağının kurulması, acil sağlık bilgi kartının hazırlanması ve korunması,
acil durum çantasının hazırlanması ve korunması, acil durum kaçış planının hazırlanması gibi önlemler OSB olan bireyler açısından da çok önemlidir. zihinsel yetersizliği olan bireyler için sunulan önerilerin pek çoğu OSB olan bireyler için
de geçerlidir. Ancak, bunların yanı sıra OSB’den etkilenme düzeyine göre değişen farklı önlem ve uygulamalara gerek duyulabilir. Örneğin; konuşma ile ilgili güçlükler yaşayan OSB olan birey acil durum sırasında ve sonrasında kendisi ile ilgili bilinmesi gereken bilgileri kısa ve öz olarak söylemeye, söyleyemiyorsa bu bilgileri taşıdığı yazılı bir kopya ile iletmeye hazırlıklı olmalıdır.
OSB olan çocukların görseller yardımıyla daha kolay öğrendikleri göz önünde bulundurulduğunda, acil durum ve afet hâlleri için düzenlenecek olan uygulamalarda da görsel kullanımının önemi anlaşılabilir. Acil durumlarda bireyi yönlendirebilecek görsellerin kullanımı, bu görsellerin anlamlarının OSB olan
bireye tekrarlayan biçimlerde anlatılması, görsellerin varsa farklı kullanımlarının da öğretilmesi önemlidir. Kullanılabilecek görsel destekler resimler, çizimler, fotoğraflar, video kayıtları ya da kural hatırlatıcı kartlar/ panolar olarak örneklendirilebilir.
Zihinsel yetersizliği olan bireyler için sık aralıklarla, daha önceden hazırlanmış kaçış planına uygun tatbikatlara gerek duyulduğundan söz edilmişti. Benzer tatbikatların OSB olan bireylerle gerçekleştirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Otizmli bireylerin bir düzen içinde hareket etmeyi tercih ettikleri ve ne tür durumlarla karşılaşacağını önceden bilmeye yönelik gereksinimleri düşünüldüğünde, söz konusu tatbikatlar yoluyla acil durum ve afet hâllerinde ne yapmaları gerektiğini öğrenmeleri pek çok tehlikeli durumun önüne geçebilecektir.
OSB olan bireylerin özellikle iletişim ve bilişsel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, acil durum personeline izleyen satırlardaki gibi önerilerde
bulunmak mümkündür. Otizmli bireylerin dikkati yöneltme ve odaklanmada birtakım sorunlar yaşadığı belirtilmişti. Bu nedenle dikkati dağıtabilecek
karmaşık ifadelerden kaçınmak; göz kontağı kurarak kısa, açık ve anlaşılır ifadelerle yapılması gerekenleri tek tek hatırlatmak uygun olacaktır. Ayrıca,
pek çok otizmli bireyin başkalarının söylediklerini anlamada güçlük yaşadıkları bilinmektedir. Görsel uyaranlar yardımıyla başkalarının söylediklerini
daha iyi anladıkları düşünüldüğünde, personelin söylediklerini jest ve mimikleriyle desteklemelerinin önemi anlaşılabilir.
Fiziksel yetersizlik nedir?
Fiziksel yetersizlikler sinir sisteminin zarar görmesi, geçirilen hastalıklar, kazalar ya da genetik sorunlardan dolayı kas, iskelet ve eklemlerin görevini yerine getirememesi sonucu hareketle ilgili yetersizliklerin oluşmasıdır.
Fiziksel yetersizlikleri sınıflandırınız?
Fiziksel yetersizlikler yetersizlikten etkilenme düzeyine göre hafif, orta ve
ağır derecede yetersizlik olarak sınıflandırılmaktadır. Buna göre, hafif derecede fiziksel yetersizlikte birey bağımsız ya da çok az bağımlı biçimde yaşamını sürdürme olanağına sahiptir. Ayrıca, tedavi ve bakım ile sahip olduğu becerilerin geliştirilme olasılığı bulunmaktadır. Bununla birlikte, müdahale edilmediğinde var olan becerilerde gerileme olasılığı bulunmaktadır. Orta derecede yetersizlikte birey günlük hayatını sürdürmek için az da olsa desteğe gereksinim duyar. Bazen bağımsız olabilse de birtakım yardımcı cihazlar ile hareket eder. Ağır
derecede yetersizliği olan birey tekerlekli sandalye ve desteğe sürekli gereksinim duyar ve bireysel gereksinimlerini tek başına karşılayamaz.
Fiziksel yetersizliğin nedenleri nelerdir?
Fiziksel yetersizliklerin nedenleri doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası nedenler olarak ele alınabilir. Doğum öncesi nedenler arasında annenin hamileliğin ilk zamanlarında geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, aldığı ilaçlar, radyasyona maruz kalması, kalp-akciğer hastalıkları, yetersiz ve dengesiz
beslenme, sigara ya da alkol kullanması, anne baba akrabalığı, anne baba arasında kan uyuşmazlığı gibi etkenler sayılabilir. Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması, doğum travmaları, bebekte sarılık ve erken doğum gibi etkenler doğum sırası nedenler arasındadır. Doğum sonrası nedenler arasında
ise çocuğun geçirdiği ateşli hastalıklar, zehirlenmeler, beyin ve omuriliği etkileyen enfeksiyonlar ve travmalar sayılabilir.
Fiziksel yersizliğin özellikleri nelerdir?
Fiziksel yetersizliği olan bireylerde, diğer yetersizlik alanlarında olduğu gibi farklı alanlarda birçok ortak özellikten söz etmek mümkün değildir. En
büyük ortak nokta, bu bireylerin yetersizlikten etkilenme düzeyine ve yetersizliğin kaynaklandığı yere göre değişen biçimde günlük yaşamındaki hareketle ilgili işleri yetersizliği olmayan bireyler kadar iyi gerçekleştirememeleri; bu yüzden bazı yardımcı araçları kullanmak durumunda olmalarıdır. Fiziksel yetersizliklerin dışında bu bireyler bazı uyum sorunları da yaşayabilmektedir. Ancak bu durum, fiziksel yetersizliğin doğrudan bir sonucu değildir. Toplumda yetersizliği olan bireylere bakış açısı, olumsuz tutumlar ve yetersizliğin engele dönüşmemesi için alınması gereken önlemlerin alınmaması; fiziksel yetersizliği
olan bireylerin özgüven ve çevresiyle uyum sorunları yaşamasına neden olabilmektedir. Görüldüğü gibi kolaylıkla önüne geçilebilecek söz konusu etkenler
fiziksel yetersizliği olan bireyin duygusal ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir.
Fiziksel yetersizliği olan bireyler için acil durum ve afet durumlarında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
Fiziksel yetersizliği olan bireylerin olası bir acil durum veya afet hâlinde karşılaşabileceği güçlüklerin bir kısmı acil durum kaçış yolları ve acil çıkış kapılarıyla ilgilidir. Böyle bir durumda fiziksel yetersizliği olan bireyin güvenli ve hızlı biçimde ortamdan uzaklaşması için kaçış yolunun zeminin düz olması, seviye farkı bulunması hâlinde düşük eğimli rampaların yer alması ve kapılarda eşiklerin olmaması oldukça önemlidir. Acil çıkış kapısına giden yolda geçişi engelleyebilecek eşyaların bulundurulmaması da alınması gereken önlemlerdendir.
Fiziksel yetersizliği olan bireylerin acil durum ve afet hâllerinde güvenliğini sağlamak üzere tatbikatların gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Bazı bireyler
bağımsız olarak ortamı tahliye edebilecekken bazılarının başkalarının desteğine gereksinim duyacağı görülecektir. Tatbikatların da gereksinim duyulan destek düzeyine göre düzenlenmesi gerekir. Acil durum ve afet hâllerinde bağımsız ve güvenli hareket edebilecek olan fiziksel yetersizliği olan bireylerin bu tür durumlarda kendi kendine yetiyor olmasını test etmeleri gerekir. Bu noktada, bireyin bağımsız hareket etmesini sağlayan yardımcı araçlarının (tekerlekli sandalye, koltuk değneği vb.) gece yatarken de dahil olmak üzere sürekli yakınında olması, çıkış yolunda ilerlemesine engel olabilecek herhangi bir
eşyanın bulunmadığından emin olması, kullanıyorsa tekerlekli sandalyenin kaymasını önlemek için sabitlemesi, acil durumda gerekli olabilecek çanta
vb. önemli eşyalarını harekete yardımcı aracın yakınında ve kolay ulaşılabilir durumda tutması, tahliyenin mümkün olmadığı durumlarda acil durum
sırasında kişisel güvenlik önlemlerini öğrenmesi ve denemesi gerekmektedir. Kişinin bağımsız hareket ederek ortamdan uzaklaşamayacağı durumlar içinse kurtarma ekiplerine ya da destek veren diğer kişilere hareket cihazlarının nasıl kullanıldığı ve güvenli ve en hızlı biçimde nasıl taşınmaları gerektiğiyle
ilgili bilgi vermenin provası yapılmalıdır. Bireyin
çevresindekilere açık, net ve anlaşılır bilgiler vermesi (“tekerlekli sandalyemi al”, “dolaptan ilacımı al” vb.) ve bunların en kısa zamanda en az sözcükle aktarılması önerilebilir.
Acil durum ve afet hâllerinde fiziksel yetersizliği olan bireyler için alınması gereken önlemlerden bazıları yalnızca bireyin kendisiyle ilgili değil; aynı zamanda mimari düzen, kurtarma ekipleri ya da yetersizliği olmayan bireylerle ilgilidir. Özel gereksinimli bireylerin güvenli tahliyesine yönelik bazı seçenekler bulunmaktadır. Örneğin; acil durum tahliye sandalyeleri merdivenlerden inişi kolaylaştırmak için rahatlıkla kullanılabilmektedir. Bina içinde sığınma alanlarının oluşturulması ile özellikle yangın sırasında engellilerin tahliye edilmemesi, bunun yerine korunmuş bu sığınma alanlarında bulunması sağlanmaktadır.
Görme yetersizliği nedir?
Görme yetersizliği gözün yapısında ya da beyindeki görme merkezindeki bozulmalar nedeniyle gözün görme işlevini yerine getirememesidir.
Görme yetersizliğini sınıflandırınız.
Görme yetersizliği olan bireyler iki grup hâlinde sınıflandırılabilmektedir. Buna göre kör, bütün düzeltmelere karşın iyi gören gözündeki görme keskinliği 20/200 ya da daha az olan ya da görme alanı 20 dereceden az olan bireylere denmektedir. Bir diğer deyişle, normal görme işlevine sahip bireylerin
6 metre uzaklıktan gördüklerini görme yetersizliği olan bireyler 60 cm’den görmektedir. Az gören bireyler ise tüm düzeltmelerden sonra iki gözle
görmesi 20/70 – 20/200 arasında olan ve günlük yaşamda ancak çeşitli yardımcı araçlarla görme gücünden yararlanabilen bireylerdir. Bir diğer deyişle, normal görme işlevine sahip bireylerin 6 metreden gördüğünü az gören kişi 2 metre-60 cm arasında mesafeden görebilmektedir.
Görme yetersizliğinin nedenleri nelerdir?
Görme yetersizliğinin nedenleri yapısal yetersizlik, kırılma hataları ve kortikal görme yetersizliği olarak üç grupta değerlendirilebilir. Görmedeki yapısal yetersizlik (gözün yapısının hasar görmesi) doğum öncesinde ya da hemen sonrasında oluşabilir. Ayrıca gelişimin herhangi bir aşamasında herhangi
bir zedelenme ya da hastalık sonrasında da oluşabilir. İkinci bir neden, göz küresinin yanlış boyutlarda oluşması ile kırılma kusurlarına yol açan küresel
bozulmalardır. Bu kırılma kusurları, miyopluk (gözün belli bir mesafenin ötesindeki nesneleri odaklayamaması), hipermetropluk (yakındaki nesneleri
bulanık görme) ve astigmatizmdir (korneanın ovalliğinin bozulması sonucu bulanık, kırık ve çarpık görme). Bu durumlara gözlükle müdahale edilebilmektedir. Kortikal görme yetersizliği; beyindeki görme merkezinin işlevini yerine getirmemesinden dolayı beyne giden uyaranların, olması gerektiği
gibi algılanamaması sonucunda oluşmaktadır. Böyle durumlarda gözün yapısında bir bozulma yoktur. Ancak beyindeki görme merkezinde oluşan hasar
sonucunda görme gerçekleşemez.
Görme yetersizliğinin özellikleri nelerdir?
Görme yetersizliğinin etkilediği gelişim alanlarından biri bilişsel gelişimdir. Görme; bireylerin rahatlıkla hareket etmesini, çevresini keşfetmesini
ve kavramları öğrenmesini kolaylaştıran en önemli yetilerden biridir. Bu yetide özellikle doğuştan ya da çok erken yaşlarda meydana gelen sorunlar, çocuğun bulunduğu ortamda yeterince rahat hareket edememesine, çevresindeki uyaranları fark etmekte zorlanmasına ve diğer bireylerin hareketlerini gözlemlemede güçlük yaşamasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, görme yetersizliğinde büyük oranda görerek öğrenilen konularda güçlükler yaşanması
oldukça olasıdır.
Görme yetersizliğinin etkilediği gelişim alanlarından bir diğeri sosyal gelişimdir. Bireyler insanlarla ilişkilerinde ve etkileşimlerinde nasıl davranmaları gerektiğini ve toplumsal açıdan kabul edilebilir davranışların neler olduğunu diğer insanları gözlemleyerek öğrenmektedir. Ancak, görme yetersizliği olan bir çocuk diğer insanların birbirlerine nasıl davrandıklarını gözlemleyemedikleri için sosyal becerileri öğrenmede güçlük yaşayabilmektedir.
Görme yetersizliği olan bireyler, diğer insanlara anlamsız gelen ve işlevi olmayan bazı beden hareketleri sergileyebilmektedir. Bunlar, kafayı sallama ya da döndürme, parmakları sallama, gözlere baskı yapma gibi davranışlar olarak örneklendirilebilir. Bunlar, görme yetersizliğinin doğrudan oluşturduğu davranışlar değildir. Ancak, bireylerin görme yetersizliği nedeniyle uyaran, hareket ve etkinlik yoksunluğu ile karşılaşması bu davranışlara zemin hazırlamaktadır. Ayrıca görme yetersizliği olan bireylerin hareket sınırlılıkları ya da kendilerine karşı olumsuz tutumlar, bazı davranış problemlerinin oluşmasına neden olabilmektedir.
Görme yetersizliği olan bireyler için acil durum ve afet durumlarında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
Bağımsız ve güvenli hareket etme, acil durum ve afet hâllerinde bireyin kolayca kendini koruyabilmesini sağlayabilmektedir. Dolayısıyla görme yetersizliği olan bireyler düşünüldüğünde akla gelen ilk önlem, bu bireylerin maksimum düzeyde bağımsız ve güvenli hareket etmelerinin sağlanmasıdır. Bunun için görme yetersizliği olan her birey, yaşadığı ya da çalıştığı yerde alan tanımlaması yapmalıdır. Bir diğer deyişle, birey yaşadığı ve çalıştığı ortamda hangi eşyaların nerede bulunduğu, eşyaların özellikleri ve boyutları, bireyin kişisel eşyalarının yeri, ortama giriş ve çıkış yolu ve ortamda bulunan boş alanla ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Bunun için sözü edilen alanlarda yapılan en ufak bir değişiklikten
görme yetersizliği olan bireyin haberdar edilmesi gerekir.
Acil çıkış yollarında görme yetersizliği olan bireyin hareketini güçleştirecek ve hatta tehlike yaratabilecek eşyaların bulunmaması, hareket kabiliyetini artıracaktır. Ayrıca, içinde bulunulan mekanda yapılacak bazı fiziksel düzenlemelerle acil durum ve afet hâllerinde görme yetersizliği olan bireylerin güvenliği artırılabilir. Binalarda acil durumları haber vermek içi hem sesli hem de ışıklı alarm sistemleri bulunmalıdır. Böylece, görme yetersizliği olan bireyler acil bir durum olduğunu duyarak fark edebilir ve buna uygun davranabilir. Benzer biçimde, bireyleri acil çıkışa yönlendiren sesli yönlendirmeler de bulunmalıdır. Tahliye sırasında birilerinin sesli yönerge vermesi de görme yetersizliği olan bireylerin kolaylıkla yararlanabilecekleri uygulamalardandır.
Görme yetersizliği olan bireyler söz konusu olduğunda, acil durum personelinin bu kişilerin hareket kabiliyetinin artması için kullandıkları araçların (baston, gözlük vb.) neler olduğunu bireyden öğrenmesi ve bunları yanına alması için bireye destek olması önemlidir. Ayrıca bireylerin görsel ipuçlarını değerlendiremeyecekleri düşünüldüğünde, acil durum personelinin sunduğu yönergeler daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle personel, bireyden yapmasını istediklerini mümkün olduğu kadar yakından ve rahat duyulabilecek bir ses tonuyla söylemelidir. Ayrıca, tahliye sırasında bireye herhangi bir yer ya da yön tarif ederken işaretler ya da “Bu taraftan, şuraya dön vb.” ifadeler kullanmak yerine bireyin yerine getirmesi istenen davranışı, görmeden de kolaylıkla anlayabileceği biçimde tarif etmek gerekmektedir (Örneğin; “Başını hafifçe eğerek sağındaki duvarın yanından yürü.”).
İşitme yetersizliği nedir?
İşitme yetersizliği doğum öncesinde ya da sonrasında oluşan bazı sorunlar nedeniyle işitme duyarlılığında meydana gelen azalma ile çeşitli yetersizliklerin oluşmasıdır.
İşitme yetersizliğini sınflandırınız.
16-25 dB arasındaki kayıplar: Çok hafif işitme kaybı
26-20 dB arasındaki kayıplar: Hafif işitme kaybı
41-55 dB arasındaki kayıplar: Orta işitme kaybı
56-70 dB arasındaki kayıplar: Orta-ağır işitme kaybı
71-90 dB arasındaki kayıplar: Ağır işitme kaybı
91 dB ve üstü kayıplar: Çok ağır işitme kaybı
İşitme yetersizliğinin nedenleri nelerdir?
İşitme yetersizliğinin nedenleri, doğum öncesi ve doğum sonrası nedenler olarak iki grupta açıklanabilir. Doğum öncesi nedenlerden en önemlisi kalıtımsal nedenlerdir. Ayrıca annenin maruz kaldığı virüs, bakteri ve zehirlenmeler, kızamıkçık, toksoplazma ve uçuk virüsünün neden olduğu enfeksiyonlar da işitme yetersizliğine neden olabilmektedir. Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması da önemli etkenlerdendir. Doğum sonrası nedenler arasında bebeklik ve çocukluktaki enfeksiyonlar, menenjit, kafaya alınan darbeler ve aşırı gürültülü
ortamlarda bulunma sayılabilir.
İşitme yetersizliğinin özellikleri nelerdir?
İşitme yetersizliği olan bireyler çeşitli alanlarda, işitme kaybının derecesine ve ne zaman meydana geldiğine göre değişen ölçülerde etkilenmektedir. Bunlardan en önemlisi dil ve konuşma alanıdır. Nitekim dil ve konuşma büyük ölçüde işitme ile
edinilmektedir. Özellikle doğuştan ya da çok erken dönemlerde edinilmiş işitme kayıpları çocuğun konuşmasını doğrudan etkilemektedir. Bu durumlar, bireyin dili doğru anlaması ve doğru kullanması önünde engel oluşturmaktadır. Bu nedenle işitme yetersizliğinin doğrudan etkilediği en önemli alan, dil ve konuşma alanıdır. Bunun yanı sıra, büyük ölçüde dil ve iletişime dayanan öğrenmenin önemli olduğu okuma yazma becerileri konusunda özel gereksinimleri olabilmektedir. Ayrıca işitme yetersizliği olmayan bireylerin, işitme yetersizliği olan bireylerle nasıl iletişim kuracaklarını bilememeleri; sosyalleşme önünde bir engel oluşturabilmektedir.
İşitme yetersizliği olan bireyler için acil durum ve afet durumlarında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
İşitme yetersizliği olan bireylerin pek çoğu, gerekli fiziksel düzenlemeler ve bireyle planlamalar yapıldığı takdirde acil durum ve afet hâllerinde kendini koruma ve gerektiğinde bağımsız olarak ortamı tahliye edebilecek durumdadır. Bununla birlikte, zihinsel yetersizlik başlığı altında anlatılan kişisel destek ağının kurulması, acil sağlık bilgi kartının hazırlanması ve korunması, acil durum çantasının hazırlanması ve korunması, acil durum kaçış planının hazırlanması, tatbikatların yapılması gibi önlemler tüm yetersizlik türleri için olduğu gibi
işitme yetersizliği olan bireyler için de çok önemlidir. Ancak, bunların yanı sıra işitme yetersizliğinin gerektirdiği, duruma özgü gereksinimler için
de bazı düzenlemeler yapılmalıdır.
İşitme yetersizliği olan bireyin acil durum ve afet hâlinde çevresindekilerle nasıl iletişim kuracağını önceden planlamış olması gerekir. Bunun için her zaman kullandığı bir iletişim cihazı (ses yükseltici cihaz, sözcük tahtası, yapay yutak) varsa bu cihazları her zaman yakınında ve kolay ulaşılabilir bir yerde tutması önemlidir. Bu cihazlar yanında olmadığında kurtarma ekibi ya da yetkililerle nasıl iletişim kuracağını, konuşma güçlüğü varsa kendisiyle ilgili vereceği bilgileri nasıl aktaracağını planlaması (kağıtlarda notlar, kalem-kâğıt, mesaj panosu, anahtar sözcükler vb.) gereklidir.
Acil durum personelinin, işitme yetersizliği olan bir bireyle karşılaştığında dikkat etmesi gereken bazı konular bulunmaktadır. Bunların büyük kısmı iletişimle ilgilidir. Nitekim işitme yetersizliği olan bir birey, eğer ek bir yetersizliği yoksa bağımsız olarak hareket edebilecek durumdadır. Ancak ortaya çıkabilecek sorunlar, bu bireylerin acil durum personelinin söylediklerini anlamaması ya da
kendini uygun biçimde ifade edememesiyle ilgili olacaktır. Acil durum personelinin, işitme yetersizliği olan bireyin nasıl bir iletişim yolu izlediğine dikkat etmesi ve buna uygun davranması gerekmektedir.
Çoklu yetersizlik ve süreğen hastalık ne anlama gelmektedir?
Çoklu yetersizlikler, bireyde birden fazla yetersizliğin bulunması ve bu durumların
söz konusu yetersizliklerden yalnızca biri için düzenlenmiş hizmetlerle yönetilemeyecek sonuçlarının olmasıdır.
Süreğen hastalıklar, bireyin hayat boyu sahip olduğu bazı sağlık sorunları nedeniyle sürekli olarak bazı tedavi ve bakım hizmetlerine gereksinim duymasıdır.
Çoklu yetersizlik ve süreğen hastalıkların nedenleri nelerdir?
Çoklu yetersizliği olan bireylerin pek çoğunda çoklu yetersizliğe neden olan faktör bilinememektedir. Ancak kromozomal bozukluklar, erken doğum, doğumdan sonraki güçlükler, beyin ya da spinal kordun gelişiminde yetersizlik, enfeksiyonlar, genetik bozukluklar, kazaların neden olduğu yaralanmalar, metabolik hastalıklar, doğum öncesi olumsuz çevresel koşullar çoklu yetersizliğin nedenleri arasında sayılmaktadır.
Süreğen hastalıkların ortaya çıkma olasılığını artıran bazı etkenler bulunmaktadır. Bunlar; sigara içme, kötü beslenme, alkolün zararlı kullanımı, hareketsizlik gibi risk faktörleri; yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, obezite, stres, ruhsal bozukluklar ve travma gibi biyomedikal risk faktörler, yaş, cinsiyet ve genetik gibi değiştirilemeyen etkiler; hava kirliliği ya da coğrafi bölge gibi fiziksel çevreye ilişkin etkenler ve inançlar, gelenekler ve kültür, eğitim ve çalışma durumu gibi sosyal ve ekonomik etkenlerdir.
Çoklu yetersizliklerin ve süreğen hastalıkların özellikleri nelerdir?
Çoklu yetersizliği olan bireyler ve süreğen hastalıklar hangi yetersizliklerin bir araya geldiği, yetersizliklerden ve yetersizliklerin bir araya gelmesinden ne düzeyde etkilendiğine göre değişmekle birlikte birtakım özellikleri paylaşmaktadır. Bunlardan bazıları konuşma ve iletişim becerilerinde
güçlükler, hareket etme ve günlük etkinlikleri gerçekleştirmeye ilişkin zorluklar ile nöbetler ve beyinde su toplanması gibi tıbbi durumları içermektedir.
Çoklu yetersizlik ve süreğen hastalıkları olan bireyler için acil durum ve afet durumlarında izlenmesi gereken adımlar nelerdir?
Çoklu yetersizliği olan bireylerin gereksinimlerini anlamak için sahip olunan yetersizlik türlerinin özelliklerini birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Acil durum ve afet hâllerine ilişkin önlem ve müdahaleler söz konusu olduğunda da
bu yetersizlik alanları için önerilen uygulamalar göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin hem işitme hem de zihinsel yetersizliği olan bir birey için acil durumda gerekli olabilecek görsellerin anlamlarının daha sık tekrarlanması ve bu görsellerden nasıl yararlanılması gerektiği üzerine sık sık açık ve
anlaşılır açıklamalar yapmak uygun olacaktır. Benzer örnekler için diğer yetersizlik alanlarına yönelik sunulan uygulamaların anlatıldığı başlıklardan yararlanılabilir.
Süreğen hastalığı olan bireylerin alması gereken önlemlerin; acil durum ve afet hâllerinde yetersizliği olmayan bireylerin aldığı önlemlerden en önemli farkı, hastalıklarının tedavisi için kullandığı ilaçlarla ilgilidir. Bireyin süreğen hastalığı
için düzenli kullandığı ilaç ya da araçların iki hafta boyunca yetecek kadarını (ilaç şırıngaları, solunum cihazı, kateder, dolgu malzemesi, damıtılmış su vb., solunum ya da kalple ilgili sorunları varsa havlu, maske, solunum cihazı ya da nefes almaya yardımcı gereçler vb.) yakınında bulundurması gerekir. Reçetelerin kopyalarını alarak diğer önemli belgelerle birlikte acil durum çantasında tutmak,
saklanan ilaçların ne kadar sürede yenilenmesi gerektiğini öğrenmek, eğer kemoterapi ve radyoterapi gibi hastanede verilen tedaviler varsa ara vermek
durumunda kalındığında ne yapılması gerektiğini öğrenmek büyük önem taşır. Ayrıca acil durum ve afet sonrasında bir süre olumsuz koşullarda yaşamanın yaratabileceği hastalık olasılığına karşı, acil durum çantasında gerekli tıbbi malzemeler (Örn.; ilaçlar, vitaminler vb.) bulundurulmalıdır.
Acil durum personelinin çoklu yetersizliğe sahip bir bireyle karşılaştığında dikkat etmesi gerekenler, bireyin sahip olduğu yetersizlik türleri ve bu yetersizliklerden ne düzeyde etkilendiğine bağlı olarak değişmektedir. Önceki başlıklarda çeşitli yetersizlik alanları için sözü edilen öneriler, çoklu yetersizliğe sahip olan bireyler için de geçerli olacaktır.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 59
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 329
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 919
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1291
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20162
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12643
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582