Afet Risk Azaltma Politikaları Dersi 8. Ünite Özet

Teknolojik Ve/Veya İnsan Kaynaklı Afet Risk Azaltma Stratejileri

Giriş

Takip eden bölümlerde sırasıyla bulaşıcı ve salgın hastalık risklerinin neler olduğu, salgınların değerlendirilmesi, önleme yolları hakkında bilgilendirme yapılmıştır. İkinci olarak Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer ajanların tehditleri ile risklerinin değerlendirilmesi, analiz edilmesi ve yönetilmesi konularına değinilecektir. Üçüncü kısımda büyük endüstri kaza risklerinin azaltılmasında risk değerlendirmesi ve yönetiminin nasıl olması gerektiğine yer verilecektir. Dördüncü ve son kısımda ise tehlikeli madde taşımacılığının risklerinin değerlendirilmesi ve azaltılmasının yönetilmesine odaklanılacaktır.

Salgın Hastalık Risklerinin Azaltılması

Salgın, bulaşıcı bir hastalığın bir bölgede ya da tüm dünyada kısa sürede yayılmasıyla birçok insanın hastalanmasıdır. Teknolojik gelişmeler, göçler, temiz su kaynakların azalması, seyahat ve göçlerin artışı, çevresel değişiklikler, yüksek düzeyde enerji/protein içerikli besinlerle yapılan besiciliğin artışı ve endüstriyel düzeyde gıda üretimine geçilmesine bağlı olarak ulusal ve uluslararası düzeyde gıda ve hayvan ticaretindeki artışlar, gıda kaynaklı hastalık oluşturan salgınların hastalık kaynak ve nedenlerinin incelenmesinde değişikliklere ve geniş bir coğrafyaya yayılmasına yol açmıştır.

Salgın Hastalık Riski

Bir hastalığın, enfeksiyon etmeninin veya sağlıkla ilgili bir sorunun çeşitli ülkelerde veya bir kıtada yayılması, hatta tüm dünya gibi çok geniş bir alanda yayılım göstermesidir. Nüfusun önemli bir bölümünü etkilemektedir. Belirli bir yerin nüfusunda, belirli bir zaman aralığında oluşan yeni hastalık (veya hasta) sayısına insidans denir. Bir yerin nüfusunda, belirli bir an veya zaman aralığında aktif olarak bulunan hastalık sayısına prevalans denir. Özel bir hasta sayısı hızı olup % olarak ifade edilmesi atak hızı olarak adlandırılmaktadır. Burada zaman belli değildir. Olay süresince risk altındaki popülasyonun ne kadarının olaydan etkilendiğini bulmak için epidemilerde kullanılır. Birincil ve ikincil atak hızları önemlidir. Verilerin sürekli, sistematik olarak toplanması, karşılaştırılması, analizlerinin yapılması, yorumlanması ve eyleme geçilebilmesi amacıyla bilgilerin ilgili kişi, kurum ile kuruluşlara yayılması işlemine sürveyans (gözetim) denir.

Bir bulaşıcı hastalığın, belirli zaman ve normal ölçüler içinde beklenenden daha çok sayıda görülmesi ya da o toplumda daha önce hiç görülmeyen bir hastalığın tek bir vaka bile olsa ortaya çıkması salgın olarak ifade edilmektedir. Salgın olarak tanımlanmış bir olayın kaynağının, etkeninin, bulaşma yolunun bulunması, gerekli halk sağlığı önlemlerinin alınması ve ileride oluşabilecek benzer salgınların önlenmesi gibi amaçlarla gözetim yöntemleri kullanılarak araştırılmasına salgın incelemesi denilmektedir. Hastalığın bulaşmasına aracılık eden bit, pire, kene ve sinek gibi canlılara vektör denir. Hastalık etkeninin vücuda girmesinden, hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen dönem kuluçka süresi dir.

Bulaşıcı hastalıklar alanında gerek tanımlayıcı gerekse analitik incelemelerde kişi-çevre-yer-zaman nitelikleri enfeksiyon zincirini oluşturan ögeler çerçevesinde ele alınır. Bunlar; hastalık etkeni-enfeksiyon ajanı, bulaşma yolları, enfeksiyon kaynağı, konakçı olarak sıralanabilir.

Bulaşıcı Hastalıkların Salgına Dönüşümü

Bulaşıcı hastalıklara erken zamanda müdahale edilmez, koruma kontrol önlemleri alınmaz ise hastalığın kuluçka süresine göre geçen zaman dilimi içinde salgın hâlini alabilmektedir.

Bulaşma Yolları

Enfeksiyon etkenleri çeşitli yollarla kaynaktan çıkar ve yeni konağa girerler. Bunlar; doğrudan bulaşma, dolaylı bulaşma ve enfeksiyon kaynağı olarak sıralanabilir.

Bulaşıcı Hastalığın Doğal Seyri

Hastalığın doğal seyrinde iki ana dönem vardır: Hastalık öncesi ve hastalık dönemleri. Hastalık öncesi döneminde etken-çevre ve konakçı karşılıklı etkileşim içindedirler ve enfeksiyon etkeni henüz konakçı vücuduna girmemiştir. Hastalık dönemi enfeksiyon etkeninin konakçı vücuduna girmesiyle başlar.

Bir salgının boyutlarının belirlenmesi için hastalık ve etkene ilişkin, kişiye ilişkin ve çevreye ilişkin özelliklerin bilinmesi gerekir. Kesin tanı için gerekli mikrobiyoloji, biyokimya ve çevre ile ilgili laboratuvarların araç gereç, personel sayısı ve özellikleri açısından nitelikleri yeterli olmalıdır. Laboratuvar niteliği kadar laboratuvar sayısı da yeterli olmalıdır. Alınacak numunelerin yeterli miktarda alınması, uygun koşullarda saklanması ve laboratuvara bir an önce gönderilmesi sağlanmalıdır.

Salgın incelemesinde başlıca yapılması gerekenler; saha çalışması hazırlıkları, hastalık tanısının kesinleştirilmesi, salgının olup olmadığının belirlenmesi, duruma uygun vaka tanımlamasının yapılması, tüm hastaların ve özelliklerinin saptanması, riskin belirlenmesi, çevre koşullarının incelenmesi, koruma kontrol önlemlerinin alınması, raporlama ve paylaşım, salgının yayılmasını durdurucu özel ve genel önlemlerin alınmasıdır.

Ayrıca bazı genel ve özel kontrol önlemlerinin alınması gerekir. Genel önlemler; risk altındaki toplumun taranması, yeterli dengeli beslenme, sağlık eğitimi, kişisel temizlik kurallarına uymak, yeterli ve dengeli beslenme, sosyoekonomik durumun iyileştirilmesi, fiziksel ve zihinsel stresin azaltılması, suların arıtılması, besinlerin kontrolü ve sanitasyonu, portör muayeneleri, çevrenin düzeltilmesi, insandan hayvana/hayvandan insana geçen hastalık kaynağı hayvanların kontrolü, yasal düzenleme yapılması, sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması, etkin bağışıklama/aşılama programları, epidemiyolojik araştırmalardır.

Özel önlemler ise; hastalık kaynağına yönelik önlemler, bulaşma yollarına yönelik önlemlerin alınması ve sağlam kişilere yönelik önlemlerdir.

Risk Azaltma

Etken tanımlamasında olağan şartlarda hastalığın nasıl oluştuğu yani konumu, çevreye ve etkene ait özellikler değerlendirilmelidir. Etken, bulaşma yolu konakçı ve hastalık oluşum döngüsünün kırılması ile bulaşıcı hastalığın salgına dönüşme riski azaltılır. Bunun için farklı kaynaklardan veri toplanması, bildirim sisteminin standart hâle getirilmesi, kurumlar arası verilerin takibi, hastalıkları izlem sisteminin iyi kurulmuş olması ve düzenli takip edilmesi ile erken uyarı sistemi çalıştırılarak, salgın riskinin en aza indirilmesi sağlanacaktır.

Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma ve Kontrolüne Ait Genel Önlemler

Birincil korunma; kişilerin etkenle karşılaşmadan önce alınan koruyucu önlemlerdir. İkincil korunma: Kişilerin etkenle karşılaşıp, hastalık belirtileri çıkmadan önce yapılan ve hastalığın vücuttan elimine edilmesine yönelik koruyucu önlemlerdir.

Aktif-pasif bağışıklama, rutin çocuk aşıları, seyahat edenlerin aşılanması, ilaçla korunma, yabacı maddelerin/kirlerin/ kalıntıların gıdalardan ve sulardan uzaklaştırılması, dışkının uzaklaştırılması, hastalık yapan sinek/ böcek kontrolü, kemirgen hayvanların kontrolü, ev ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi önlemler, özel korunma önlemlerindendir. Koruyucu önlemler alınırsa, birçok bulaşıcı hastalığın da önlenmesi mümkündür.

İkincil korumaya ise vaka kontrolü, temaslı kontrolü, çevre kontrolü, sağlık eğitimi verilmesi, Aile Sağlığı Merkezleri, İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Toplum Sağlığı Merkezli taramalar yapılması örnek olarak verilebilir.

Erken Uyarı Sistemleri

Erken uyarı sistemlerinde en iyi uygulama güçlü bağlantılar ve tüm ögeler arasında etkin iletişim kanallarına sahip olmaktır.

Olası bir halk sağlığı tehdidi veya salgın durumunda İl Sağlık Müdürlüğü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve yerel yönetimlerin de içinde olduğu birçok kurumun iş birliği ile birlikte çözülebilecek bir durumdur. Örneğin; su kaynaklı bir salgında su numunelerinin alınması, analizlerinin yapılması/yaptırılması İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Biriminin görevidir. Olası bir salgın durumunda Sağlık Bakanlığı-Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi ile Halk Sağlığı Erken Uyarı Cevap Sistemi entegre biçimde çalışmalıdır.

Uluslararası Sağlık Tüzüğü (UST-2005)

Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nün (UST) amacı ve kapsamı, uluslararası trafik ve ticarete gereksiz müdahaleden kaçınarak ve halk sağlığı açısından ortaya çıkacak risk ile orantılı ve sınırlı olarak, hastalıkların uluslararası yayılmasını önlemek, bu hastalıklara karşı korunmak, yayılmalarını kontrol etmek ve halk sağlığı açısından gerekli yanıtı vermektir.

Toplumu Salgına Dirençli Kılmak

Sağlığı geliştirme uygulamaları kişisel seçim ve sosyal sorumlulukları geliştirerek kişilerin kendi sağlıklarını geliştirme sürecidir. Ayrıca el yıkama, su ve gıda temizliğinin sağlanarak artık, kir ve zararlı madde kalıntılarının uzaklaştırılması gibi kişisel hijyen konularında halk eğitimleri verilmelidir. Salgınların önlenmesine yönelik halk eğitimleri her aşamada sık sık tekrarlanmalıdır.

Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) Ajanlarının Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi

Bunlar Zehirli Endüstriyel Kimyasallar (ZEK), Zehirli Endüstriyel Biyolojik ajanlar (ZEB), Zehirli Endüstriyel Radyolojik ajanlar (ZER), Zehirli Endüstriyel Nükleer ajanlar (ZEN) olup, silah olarak kullanılmazlar. Zehirli endüstriyel maddeler KİS’lere göre bir defada sayıca daha az insanı etkileme riski bulunmaktadır.

KBRN Anlayışına Odaklanmak

Bu terim, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer maddelerin kasten veya kazara yayılmasıyla oluşan, insan ve çevre için zararlı ve tehlikeli durumları ifade eder. KBRN farklı olay türlerini geniş bir kategori altında birleştirir. KBRN acilleri, mesleki maruz kalma, yangın, patlama, zehirli maddelerin salınması ve savaş nedeniyle oluşur. Kimyasal maddeler, insanları fizyolojik etkileri ile öldürmek, ciddi şekilde yaralamak veya etkisiz hâle getirmek için askerî operasyonlarda kullanılması amaçlanan maddelerdir.

Kimyasal savaş ajanlarının temel kategorileri blister ajanlar (kabarcık oluşturan), sinir ajanları, boğulma ajanları, güçsüzleştirici ajanlar, kan maddeleri ve tahriş edici maddelerdir. Biyolojik tehditler aynı zamanda virüsler, bakteriler, mikroorganizmalar ve canlı bitkilerden veya hayvanlardan türetilen toksinler gibi birçok formda olabilir ve çoğu çevrede doğal olarak bulunan şekilde elde edilmesi kolaydır. Radyolojik tehlikeler, zarar verme yeteneğine sahip herhangi bir nükleer radyasyondan oluşur. Radyolojik tehlikelerin ve nükleer tehlikelerin ajanları yakından ilişkilidir. KBRN tartışırken nükleer ve radyolojik olaylar değiştirilebilir. Bir radyolojik olay ile nükleer bir olay arasındaki net bir tanımın belirlenmesi zor olabilir. Enerji Bakanlığı (1992) nükleer tehlikeleri mevcut radyasyonun potansiyel seviyesi olarak tanımlar.

Riskin Azaltılması

KBRN olayları ve kazalarının oluşma riskinin azaltılmasında en önemli öge KBRN tehlike ve tehditlerinin önceden tanımlanmış olmasıdır. Tanımlanan tehlike ve tehditlere yönelik olarak uzak/yakın tespit cihazlarının kullanımı, müdahale, KBRN konsepti ve etkenlerin özellikleri ile sonuçları hakkında bilgi birikimine sahip olmak riskin azaltılmasında önemli katkılar sağlayacaktır. Kirlilik türleri kirlenmeyi bilmek ve tanımak riskin azaltılmasının temel unsurlarındandır. Daha sonraki aşama ise eğer kirlenme var ise kişi, personel, araç/gereç ve saha arındırmaları yapılmalıdır.

KBRN Tehlike Verilerinin Yönetimi

Doğru kayıt tutma, operasyonel planlamaya yardımcı olmak, dost kuvvetlerin yanlışlıkla bir tehlike alanı ile karşılaşmalarını önlemek ve çatışma sonrası iyileştirmeye destek olmak içindir. Maruz kalmanın tam ayrıntıları, olay sonrası tıbbi değerlendirme, tedavi ve uzun vadeli izleme sağlamak için personel tıbbi kayıtlarında belgelendirilmelidir.

Arındırma

Dezenfekte etme, personel, nesne veya alanların emilmesi, yok edilmesi, nötralize edilmesi, zararsız hâle getirilmesi veya kimyasal veya biyolojik ajanlar ile radyoaktif materyalin uzaklaştırılması suretiyle güvenli hâle getirilmesi işlemidir. Arındırma öncesinde mutlaka hasta/yaralıların önceliklendirilmesi (triaj) yapılmalıdır. Arındırma sonrasında ayrıca triaj yapılmalıdır.

Olay Yeri Değerlendirmesi ve Yönetimi

KBRN olaylarına müdahalenin önemli unsurlarından birisi olay yeri değerlendirilmesidir. Olay yeri iyi değerlendirilir ise, ikincil riskler sonucu ikincil olumsuz etkilenmeler en aza indirilmiş olacaktır. Olay yeri değerlendirilmesinde olayın olduğu yer, oluş zamanı, olaydan etkilenen yapılar, olaydan etkilenen kişiler, kişi sayısı, etkilenme şekilleri ve müdahale için ihtiyaç duyulan ekiplerin sayısı ve niteliği ayrı ayrı değerlendirilir. Olay yeri değerlendirmesi hazırlık ve müdahale olmak üzere iki aşamadan oluşur.

Hastanelere Yönelik KBRN Ajanlarının Riskinin Azaltılması

Hastaneler mevzuat doğrultusunda KBRN olaylarına hazırlık yapmak durumundadır. KBRN ajanları ile etkilenmiş veya zararlı endüstriyel maddelere maruz kalmış kişilerin arındırılmadan kendi imkânları ile hastanelere gelebilecek olması hâlinde hastaneler hazır olmalı, bunlara yönelik plan ve standart müdahale süreçleri belirlenmelidir.

Halka Yönelik KBRN Ajanlarının Riskinin Azaltılması

KBRN ajanı kullanıldığına dair bir işaret olduğunda; duyuru ve bilgilendirme için radyo ile yeter sayıda piller, evdeki kırık cam, pencere, kapı gibi yerlerin mutlaka onarılması, cam kırıklarının önlenmesi için cam yüzeylerine kalın bantların yapıştırılması, cam ve kapı aralıklarının kapatılarak sızmanın önlenmesi, evde bol miktarda çamaşır suyu, deterjan, yumuşak sabun bulundurulması, bol miktarda konserve ve kapalı gıda bulundurulması, su ve yiyeceklerin kapalı ve sızdırmaz kaplar içinde tutulması, mutfak ve giyim eşyaları naylonlarla sarılarak KBRN ajanı geçirgenliğinin en aza indirilmesi sağlanabilir.

Büyük Endüstriyel Kaza Risklerinin Azaltılması

Endüstride kullanılan kimyasal madde kullanımı ilerleyen teknoloji ve işletmelerin üretim kapasitelerinin yükselişi ile hızla artmaktadır. Bu durum, işletmelerde depolanan, taşınan, üretimde kullanılan ve üretilen çok çeşitli özellikler barındıran kimyasalların dış etkenler ya da dikkatsizlik sonucu insan ve çevre üzerinde büyük etki bırakacak birtakım büyük endüstriyel kaza risklerini beraberinde getirmektedir. Büyük endüstriyel kaza (BEK), herhangi bir kuruluşun işletilmesi esnasında, kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan ve kuruluş içinde veya dışında çevre ve insan sağlığı için anında veya daha sonra ciddi tehlikeye yol açabilen bir veya birden fazla tehlikeli maddenin sebep olduğu büyük bir emisyon, yangın veya patlama olayı şeklinde tanımlanmaktadır.

BEK Riskleri ve Kaynakları

  • Kontrol dışı oluşan veya depolanan toksik (zehirli) maddelerin çevreye yayılarak zarar vermesi
  • Ortamda bulunan, ısı veya alevle temas ettiğinde yangına sebep olabilecek yanıcı maddeler.
  • Olası bir gaz salınımı oluşturup sonrasında hava ile temas ettiğinde patlama meydana getiren tehlikeli maddeler

BEK Risk Değerlendirmesi

Büyük endüstriyel kazalar için yapılan risk değerlendirmesi çalışmaları, yangın, patlama ve toksik yayılım kaynaklı tehlike ve riskleri değerlendirmektedir. Risk analiz ve değerlendirme sürecinde beş ana soru grubu cevaplanır:

  1. Nedenler: Potansiyel kazaların kaynaklarının ve gerçekleşme şekillerinin tanımlanması,
  2. Olasılık: Bunların gerçekleşme olasılığına dair tahmin,
  3. Sonuçlar: Kazaların potansiyel sonuçlarının tahmini,
  4. Önlemler: İlk üç maddedeki analizlerden elde edilen risk seviyelerinin belirlenmesi ve önlemlerinin değerlendirilmesi,
  5. Değerlendirme: Risk yönetimi eylemi.

BEK Dünya ve Avrupa Uygulamaları

Birçok ülke, bünyesinde oluşturdukları kontrol edici ve düzenleyici kurumlar ile büyük endüstriyel kaza risklerini en aza indirmek için çalışmalarını sürdürmekte ve yaşanan her kazadan ders alarak yeni düzenlemeler getirmektedir. Bu nedenle, ülkeler büyük endüstriyel kazaları önlemek için ilgili kural ve düzenlemeleri organize eden ve yaptırımlardan sorumlu birimler oluşturmuştur.

Stratejik bir yönetim birimi olarak çalışan COMAH, ağırlıklı olarak stratejiler ve çalışma planları hazırlar. Büyük endüstriyel kaza risklerine sahip çalışma alanlarıyla ilgilenen güvenlik kurumu COMAH’ın amaçları;

  • İşletmelerin kaza tehlikelerine karşı sorumluluklarını yerine getirdiklerini garanti etmek,
  • Endüstrinin potansiyel tehlikelerin varlığından haberdar edilmesi,
  • İşletmelerin güvenlik performanslarını arttırmaktır.

Avrupa Birliği’nin Büyük Endüstriyel Kazalarla İlgili Direktifleri

1976 yılında İtalya’nın Seveso kasabasında gerçekleşen kimyasal bir kaza sonrasında, endüstriyel kazaların oluşmasının engellenmesi ve gerekli önlemlerin alınması adına hazırlanmış olan Avrupa Birliği (AB) Seveso Direktifi (82/501/EEC- SEVESO I) kabul edilmiştir.

Türkiye’de Mevcut Durum ve Politikalar

AB uyum süreci ile birlikte, endüstriyel kazalar konusunda denetimler ve uygulama konusunda ilgili kamu kurumları ve sanayicilerin yerine getirilmesi gereken tüm direktifler, AB büyük endüstriyel kazaların insan ve çevre sağlığı üzerine olan etkilerinin sınırlandırılmasını amaçlayan “Tehlikeli Maddeleri İçeren Büyük Kaza Risklerinin Kontrolüne İlişkin Konsey Direktifi” ile belirtilmiştir.

Türkiye’de Yetkili Kurumlar ve Sorumluluklar

İdari seviyede, BEKRA mevzuatının uygulanmasından sorumlu yetkili kamu kuruluşları;

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
  • Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı,
  • Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’dır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı merkez seviyedeki ilgili diğer kamu kuruluşlarıdır. Yerel seviyede ise; Valilikler, Belediyeler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın İl Müdürlükleri ve sanayi odalarıdır.

Tehlikeli Madde Taşımacılığı Risklerinin Azaltılması

Tehlikeli madde; doğal özellikleri nedeniyle nakliyesi esnasında insanlara, hayvanlara ve diğer tüm canlılara zarar vermek suretiyle çevreye zarar verebilecek konumdaki ADR (Uluslararası Karayollarında Tehlikeli Maddelerin Taşınması Avrupa Sözleşmesi)’ye göre taşınması yasak olan veya bu anlaşmada yazılı şartlara uygun olarak taşınmasına müsaade edilen maddeler ve nesnelerdir.

Tehlikeli Madde Taşıma Türleri

Tehlikeli madde taşımacılığı (TMT), taşınan maddenin niteliğine ve taşıma türüne göre belirli düzenlemeler altında faaliyet göstermekte ve kontrol edilmektedir.

Türkiye’de tehlikeli madde taşımacılığı dendiğinde ilk olarak kara yolu taşımacılığı akla gelmektedir. Bu nedenle son yıllarda yapılan uygulamaların büyük çoğunluğu tehlikeli malların kara yolu ile uluslararası taşımacılığına ilişkin Avrupa Anlaşması ile ilgilidir.

TMT ile ilgili mevzuatlarda kara yolundan sonra deniz yolu taşımacılığı 2. sırada önem arz etmektedir. Deniz yolu taşımacılığında taraf sözleşme Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS)’dir.

Demir yolu ile Uluslararası Taşımalar Hükümetler Arası Örgütü (OTIF), Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Anlaşmaya (COTIF) katılan taraflar tarafından oluşmaktadır. Uluslararası hava taşıyıcıları birliği konu ile ilgili Tehlikeli Yük Mevzuatı (IATA-DGR) ile tehlikeli maddelerin taşımacılığını belirli kurallar çerçevesinde belirlemiştir. IATA tarafından her yıl yenilenen Tehlikeli Madde Kuralları (Dangerous Goods Regulations) kitabına göre ilgili mevzuat Kara yolu taşımacılığındaki sorumlu TMGD’den (Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı) farklı olarak, henüz yayınlanan yönetmelikte tehlikeli madde sorumlusu kavramı getirilmiştir.

Nehir, kanal gibi iç suyollarında yapılan tehlikeli madde taşımacılığına dair düzenlemeler Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu koordinatörlüğünde uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda Tehlikeli Malların İç Suyoluyla Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması yürürlüğe girmiştir.

Son yıllarda ülkemizin jeopolitik konumu nedeniyle sıkça duyduğumuz boru hattı ile tehlikeli madde taşımacılığı ile ilgili düzenlemeler, UNECE tarafından 2007 yılında kurulan komisyonda değerlendirilmeye başlanmış fakat henüz bir direktif ya da anlaşma açıklanmamıştır. 237-240

Tehlikeli Madde Taşımacılıkla İlgili Mevzuat ve Uygulamaları; gönderen, paketleyen, depolayan, taşıyan işletmelerin sorumlulukları; Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı ve tehlikeli madde taşımacılığı risklerinin kontrolü konularıyla ilgili bilgilere kitabınızın 237. ve 240. sayfaları arasında yer verilmiştir.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v