Afetlerde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetimi Dersi 1. Ünite Özet

Afetlerde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetimi

Giriş

Çağlar boyunca insanlar başlarına gelen felaketlere karşı çeşitli tedbirler almaya çalışmışlardır. Tarihte bu konu ile ilgili örnek vermek gerekirse; Roma imparatorluğu Augustus döneminde yangınlara karşı mücadelede kölelerden kurulmuş itfaiye grupları oluşturulmuştur. Basit alet ve araçlarla çalışan bu itfaiyeciler o dönem şartlarında bu tür afetlere karşı başarı sağlamışlardır.

Türkiye’deki arama kurtarma hizmeti ve olanakları, görevli personel ve gönüllülük usulüyle yapılmaktadır. Son yıllarda, bütün arama kurtarma birimleri, arama, kurtarma teknikleri ve fonksiyonları konusunda uzmanlaşma çalışmaları yapmaktadırlar.

Arama kurtarma çalışmaları birçok farklı meslek grubunu bir araya getirmekte olup bu meslek gruplarının farklı farklı görevleri bulunmaktadır.

Afet ve acil durum çalışmaları bilgi, beceri vedeneyimli uzman kurtarıcı kişilerle yapılması gereken ciddi ve sorumluluk içeren tehlikeli faaliyetlerdendir. Bu faaliyetlerin başarıya ulaşmasında diğer önemli bir hususta arama ve kurtarma faaliyetlerindeki çalışanların teknik kabiliyetleridir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri

Yönetim sistemleri, kuruluşlara dünya standartlarına uygun bir yönetim anlayışı kazandırmak adına oluşturulan sistemlerdir. Bu sistemler sayesinde kuruluşlar daha sürdürülebilir yönetim alt yapısına sahip olurlar.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi’nin (İSGYS) temel amacı, sağlık ve güvenlik ilkelerinin benimsenmesini sağlayarak çalışma ortamlarındaki kaza ve hastalıklara neden olabilecek tehlike risklerini üst yönetimin liderliği ve kararlılığı ve çalışanlarla beraber etkili bir şekilde önlemek veya kontrol altına almaktır. Bu amaca yönelik olarak İSG eğitimi, sağlık yönetimi, iş yeri analiz ve değerlendirmeleri devamlılık arz eden planlı bir süreç olarak ele alınır. Bu sürecin temel kalıcı hedefleri aşağıda verilen unsurlardır;

  • Kaza ve hastalıklarda azalma,
  • Afetlerde daha çok kişiye ulaşma,
  • Can ve mal kaybının azaltılması,
  • İSG ve diğer maliyetlerde azalma,
  • Çalışan performansının (verimlilik ve kalite) artması,
  • Çalışan moral ve motivasyonunun artması,
  • İş ve iş günü kayıplarında ve işten ayrılmalarda azalma,
  • Kuruluşun, örgütün rekabet edebilirliğinin artması,
  • Örgütün veya kuruluşun toplum gözünde itibarının artması,
  • Toplumda yaşam kalitesinin artması,
  • Sosyal barışın teminidir.

Yönetim Sistemlerinde Süreç Yaklaşımı ve Sürekli İyileştirme

Süreç yaklaşımı, kurumsal ve sürdürülebilir performans yönetimi açısından süreçlerin takibini sağlayan ve işletme ve organizasyonların afet gibi acil durumlara karşı önceden hazırlıklı olmalarını dikkate alan bir yaklaşımdır.

Yönetim sistemleri içerisinde, uzun yıllardan beri kullanılmakta olan doğal bir sürekli iyileştirme mekanizması mevcuttur. Buna kısaca “PUKÖ” döngüsü denmektedir. PUKÖ’nün açılımı Planla, Uygula, Kontrol Et ve Önlem Al demektir.

İş Sürekliliği Nedir?

İş sürekliliği organizasyonun, kurum ve kuruluşların faaliyetlerini, herhangi bir felaket, kriz ve afet durumunda önceden belirlenen seviyede yürütebilme becerisidir. İş sürekliliği herhangi bir deprem, sel, yıldırım düşmesi, sunucu çökmesi, kritik personelin işten ayrılması, ekonomik kriz ve benzeri durumda organizasyon, kurum ve kuruluşların kritik ürün, servis ve faaliyetlerini çok az zararla geçirmesini, kriz anına hazır bulunuşu ifade etmektedir.

İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Nedir?

İş Sürekliliği Yönetim Sistemi ISO 22301, BS 25999 standartları gibi uluslararası kabul görmüş yönetim sistemi standartlarının uygulanma prensiplerine verilen addır. Bu yönetim sistemi, politika, yöntem, talimat, raporlama ve takip yapısını, iç tetkik, yönetim gözden geçirme gibi ana uygulama başlıklarını içerir.

OHSAS 18001 İSG Yönetim Sistemi Standardı Nedir?

Günümüzde İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) yönetim sistemi genel yönetim sistemiyle bütünleşik olarak da uygulanabilir. Bu amaçla dünyada uygulanan standartlardan birisi de OHSAS 18001 2007’dir (Occupational Health and Safety Assessment Series). Organizasyonların İSG risklerini kontrol etmek ve performanslarını geliştirmek maksadıyla İngiliz Standartları Enstitüsü (BSI) tarafından geliştirilen, risk değerlendirmesine dayalı bir yönetim sistemidir. Asıl özelliği önleyici olmasıdır.

Türkiye’de ise 2001 yılında TS 18001 Standart’ı olarak yayımlanmıştır. Standart’ın kapsamı genel olarak şu konulardan oluşmaktadır:

  • Kuruluşun faaliyetleri ile birleştirilen, İSG risklerine maruz kalabilecek çalışanlar ile diğer taraflar için riskleri yok etme veya en aza indirmek için İSG yönetim sistemi oluşturmak,
  • İSG yönetim sistemini kurmak, uygulamak ve sürekli iyileştirmek,
  • Kuruluşun beyan edilen İSG politikasına uymasını sağlamak,
  • Kuruluşun İSG yönetim sisteminin bir dış kuruluş tarafından belgelendirilmesine/ kaydedilmesine istekli olmak,
  • Bu standardın şartları ile uygunluğunun tayinini ve beyanını yapmak. İSG Yönetim Sistemi;
  • İSG politikasının oluşturulması,
  • Planlama,
  • Uygulama ve İşlem,
  • Kontrol ve Düzeltici Faaliyetler,
  • Yönetimin Gözden Geçirmesi ve Sürekli İyileştirme, olmak üzere beş temel unsurdan oluşmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kültürü

Genelde İSG kültürü iki tür yaklaşım içerir; Birincisi önleyici (Proaktif ) yaklaşım, ikincisi ise tepkisel (Reaktif ) yaklaşımdır.

Önleyici yaklaşımda, herhangi bir faaliyetin henüz planlama aşamasında İSG bilgisini çalışma konularına bütünleşmiş ederek, satın alınacak yeni donanım ve aletlerde, iş sisteminin tasarımında, yeni oluşturulacak iş çizelgelerinde ve benzeri İSG ilkeleri göz önünde bulundurularak riskler ve tehlikeler daha baştan önlenmeye çalışılır.

Tepkisel (reaktif ) yaklaşımda ise olay, kaza veya mesleki hastalık meydana geldikten sonra müdahale yaklaşımıdır. Tepkisel yaklaşım genel olarak tercih edilmemesi gerekse de hâlâ birçok çalışma ortamında, iş yerinde sıklıkla kullanılmaktadır.

Çoğunlukla İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri (İSGYS) ile kazalara, olaylara veya mesleki hastalıklara neden olabilecek tehlikeleri önceden belirleyen ve gerekli önlemleri alan proaktif bir yaklaşımdır.

Son yıllarda uluslararası boyutta iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımı yalnız mevzuat, hukuki teftişler gibi zorlayıcı önlemlerle değil hizmet, eğitim, sosyal iletişim gibi önleyici yaklaşımların öne çıktığı bir anlayış olmuştur.

Çalışanların Korunması

Ulusal ve uluslararası mevzuat ve sözleşmelerde işverenin, iş kazası ve meslek hastalığına karşı çalışanı korumakla yükümlü olduğu, önlem alması, gerekli araç gereci bulundurması, çalışanların alınan önlemlere uyup uymadığını denetlemesi ve eğitim vermesi, risk değerlendirmesi yapması ve ergonomi biliminden de yararlanarak işin kişiye uygunluğunun sağlanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Tehlikelerin Tanımlanması

İş kazası ve mesleki hastalıklardan korunmada öncelikli aşama tehlikelerin belirlenmesidir. Ayrıca, risk değerlendirme sürecinde birinci basamak olay mahallinde var olan veya dış etkenlerden kaynakların meydana getirdiği tehlikelerin tanımlanmasıdır. 2012 yılında yürürlüğe giren “İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği”nde iş yerlerinde olabilecek tehlike ve riskler genel olarak ele alınmıştır.

Bütün afet ve acil durumlarında planlama aşamasından başlayarak organizasyon ve uygulamalara kadar tehlikelerin tanımlanması, risklerin belirlenmesi ve analiz edilmesi, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi aşamalarını kapsayan risk değerlendirmesi sürecini uygulamak, kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek açısından hayati önem taşımaktadır.

Risklerden Korunma

Aslında birçok insan, çoğu zaman, günlük yaşamında karşılaştığı tehlikeler karşısında sistematik bir yöntem izlemeden risk değerlendirmesi yapmakta ve önlemlerini almaktadır. Örneğin; trafiğin yoğun olduğu bir yolda karşıdan karşıya geçme durumunda olan bir yaya için arabalar tehlike kaynağıdır. Karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya, arabaların yoğunluğunu, durumunu, hızını dikkate alır ve bir risk değerlendirmesi yapar; yaptığı analiz sonucundaki risk derecesine göre geçmeye karar verir veya geçmez. Birçok iş yerinde ve afet ve acil müdahale durumlarında kişilerin yapması gereken risk yönetim süreci de bu örnekte verilen olayın sistematik bir şekilde uygulanmasından çok farklı değildir.

Afetler, toplumun sağlığını ve güvenliğini ilgilendiren konulardan birisi olduğundan, kamu yasal düzenlemeler yaparak bu konuyu hukuki güvence altına almıştır. Ülkemizdeki 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, afetlere hazırlıklı olma ve afetleri etkin yönetme konusunda yükümlülükler getirmiştir.

Ekip Kurulumu

Planlama ve Organizasyon

Afet ve acil müdahale ekiplerinin güvenli ve mesleki hastalıklara maruz kalmayacakları şekilde faaliyet göstermelerinin öncelikli adımı arama ve kurtarmada planlı ve organize olmaktır. Afet ve acil durum esnasında, arama kurtarmada planlama ve organizasyonun amacı afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak birimlerine ait vazifeleri, sorumlulukları tanımlamak, müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemek ve uygulamaktır.

Diğer yandan, acil durumlar sırasında, kurtarılmaya ihtiyaç duyan insanların zamanla sınırlı bir yaşam savaşı vermeleri söz konusudur. Bu nedenle, arama kurtarma faaliyetleri; çağın teknolojik gelişmelerine paralel modern araç, gereç ve malzemelerle donatılmış, iyi eğitilmiş işini bilen arama kurtarma ekipleriyle planlı ve koordineli bir şekilde yürütüldüğü ölçüde kısa zamanda kazazedelere ulaşılması sağlayabilir.

Arama kurtarma birçok farklı disiplinin bir arada olduğu ve birçok birimden oluşan karmaşık sayılabilecek organizasyon işidir. Bu organizasyon yapısı üst üste olan birçok katmandan oluşur. En üst katmanda planlama, eğitim ve tatbikat düzenlemesi yapılmalıdır; bu katmanın altında ise afet acil durumlar ile ilgili diğer kurumlarla müşterek çalışmanın koordinasyonu bulunmaktadır. En alt katmanda ise dağcı, cankurtaran, dalgıç, paraşüt, kırım kurtarma, yangın söndürme gibi birimlerin sahada uygulama faaliyetleri bulunmaktadır.

Afet ve Acil Durum Planlamasında Risk Analizi

Afet acil durum planlamalarının ana temeli olan risk analizi aynı zamanda işletme/kurumlar için ileriye dönük zarar azaltma çalışmalarında planlamaya yardımcı olacaktır. Risk analizi yaparken sistematik ve işletme/kurumun faaliyet alanı göz önünde bulundurulmalı ve analizin uzman kişilerle yapılması gerekir.

Risk Analiz Ekibinin Oluşturulması

Risk analizi yapılmadan önce ilk adım olarak risk analizi ekibin kurulması, ekip kurulurken risk analizinin yapılacağı işletme/kurumun faaliyet alanına bağlı olarak;

  • Teknik eleman,
  • KBRN ve tehlikeli maddeler için kimya mühendisi/uzmanı,
  • Yangın uzmanı,
  • Afet ve acil durum yönetimi uzmanı,
  • Afet ve acil durumun özeliğine göre farklı branşlarda personel bulunması, gereklidir.

Bununla birlikte tesisin veya müdahalenin yapısına bağlı bulunarak tüm birimlerden bir personelin olması son derece önemlidir.

Mevcut Durum Analizi

Mevcut durum analizi, öncelikle kurumun kapasitesine (olay yerinin imkân ve kapasiteleri), büyüklüğüne ait ve geçmiş dönemdeki yapısına ilişkin bir analizdir. Bu analiz ile birlikte olay mahalline ait çeşitli bilgiler toplanmaktadır:

  • Yapı bilgileri
  • Zemin bilgileri
  • Kurumun/iş yerinin afet ve acil durum geçmişi: Daha önce ne oldu?
  • Kurumun afet ve acil durumlara yönelik hazırlığı var mı?
  • Kurumun elektrik, su, iletişim altyapısı kapasitesi
  • Kurumun ilk müdahale kapasitesi: Daha önce yapılmış sivil savunma planı, acil durum planı var mı?
  • Kurumun yangın söndürme sistemi ve senaryosu
  • Kurumun ilk yardım sistemi: İlk müdahale odası var mı? Doktor/hemşire çalışıyor mu?
  • Kurumsal organizasyon: Kimler hangi görevi yapıyor?
  • Harcama kapasitesi: 72 saat için ne kadar harcama yapılabilir?

Tehlike ve Risk Analizi

Bu aşamada, kurumun ve/veya müdahale ekibinin maruz kalması muhtemel tehlikelerin öncelikli olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Bunlar doğal tehlikeler olabileceği gibi, insan kaynaklı tehlikeler de olabilir. Bu amaçla kurumun bulunduğu bölgenin doğal tehlike potansiyeli ile kuruma özgü diğer olası tehlikelerin tespit edilmesi gerekmektedir.

Olası tehlikelerin tespit edilmesinin ardından, belki de en önemli aşama olan risk analizi aşamasına geçilir. Bu aşamada tespit edilen tehlikelerin riske dönüşme potansiyeli incelenerek matematiksel bir değerlendirme yapılır. Bu amaçla aşağıda ifade edilen yöntemler kullanılabilir (Önerilen bu yöntemler tavsiye niteliğinde değildir, daha değişik yöntemler kurum veya olay mahallinin durumuna göre uygulanabilir.).

Risk Analiz Yöntemleri;

  • Kontrol listeleri,
  • Hata Modu ve Etkileri Analizleri,
  • Tehlike ve Çalışılabilirlik Analizi,
  • Hata Ağacı Analizi,
  • Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları,
  • Papyon Analizi,

yöntemleri örnek olarak verilebilir.

Tehlike ve risk analizi temelde işletme veya organizasyon yönetimi tarafından yapılmalıdır, bununla beraber aynı teknik denetim elemanları ve uzmanlar tarafından iş güvenliği sistemlerini değerlendirmek için uygulanabilir.

Çalışma sahasında/ kuruluşta hangi metodu uygulayacaksınız? Yöntem seçiminde iki perspektif rol oynar;

  1. Kaynak: Personel, zaman, yöntemi iyi bilen bir takım liderinin varlığı ve benzeri kaynaklar.
  2. Amaç ve hedef: Analizi yapılacak çalışma alanının türü (deprem, yangın ve benzeri), analizin derinliği ve kapsamı, analizi yapılacak alanın basit veya kompleks olması gibi durumlardır.

Müdahale Ekiplerinin İş Sağlığı ve Güvenliğinin Gözetilmesi

Arama kurtarma operasyonlarını gerçekleştiren ekiplerin iş sağlığı ve güvenliği özel ve önemli bir konudur. Dünya çapında ilk müdahale ekipleri her gün değişik arama kurtarma faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Arama kurtarma personeli durumu dikkatlice değerlendiren, uygun kurtarma donanıma sahip olan, ortamın emniyetini gözetip ve artçı tehlikelerin önlemini alan ve afetzedeleri kurtarmak için karmaşık ve hassas kurtarma teknikleriyle saatlerce hatta günlerce çaba gösteren kişilerin meydana getirdiği gruplardır.

Diğer tarafta, arama ve teknik kurtarma olaylarının genellikle karmaşık ve zorluğu, bu türden görevleri gerçekleştirmek için özel eğitimli personel ve özel donanım gerekir.

Yetki ve sorumluluk düşünüldüğünde, her ekibin uzmanlıkları ve kabiliyetleri eğitim seviyelerine, eğitimli personel sayısına, özel kurtarma alet ve donanımlarının bulunurluğuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Bazı kurtarma grupları su ve boğulma gibi tek disiplinli kurtarma ekiplerine sahiptir. Bu ekipler bu tarz bir kurtarma türünde çalışmak için eğitimli ve donanımlı iken; diğer gruplar ise, birden fazla türdeki kurtarma operasyonunu gerçekleştirmek için hazırlanmış olan çok disiplinli ekiplere sahip olabilirler.

Ekip Üyelerinin Sorumlulukları

Planlayıcıların mevcut acil durum müdahalesi personelinin yeni bir görevi üstlenip üstlenemeyeceğini planlaması gerekmektedir. Teknik ekip kurmak için gerekli olan sorumluluk seviyesi son derece yüksektir çünkü bütün üyelerin liderlik ve katılım açısından kendilerini adamalarını gerektirmektedir.

Ekip Kurmanın Maliyeti

Bu tür bir girişimde planlayıcıların başlangıç maliyetlerini ve devam eden operasyon maliyetlerini baştan sona değerlendirmesi gerekmektedir. Başlangıç maliyetleri çok yüksek olabilir ancak kaynağın hâlihazırda sahip olduğu donanıma ve acil durum yetkililerinin başlatmak istediği ekip türüne bağlı olabilir. Başlangıç maliyetlerinin çoğunluğu donanım alımı ve eğitimden kaynaklanmaktadır. Sürekli eğitim, donanım bakımı ve ücretli çalışandan faydalanılıyorsa maaşlar operasyon maliyetleri arasında yer alabilir.

Teknik Kurtarma Ekibinin Desteklenmesi

Kurtarma ekibinin kurulması, destekleyici örgüt dışındaki yetkililerin desteğini ve sorumluk üstlenmesini, bazı durumlarda ise devlet onayını gerektirecektir. Özel donanımların satın alınması veya eğitimin fonlanması gibi temel masraflar ancak dışardan yetkililerin tam desteği ile mümkün olacaktır. Acil durum yöneticileri kaynakları diğer topluluklarla paylaşmaya çalışırsa da destekleri gerekli olacaktır.

Ekip Kurulmasını Etkileyen Mevzuat

Teknik kurtarmayı etkileyen en karmaşık ve yanlış anlaşılan alanlardan birisi de yasal yetkiler ve standartlardır. Farklı kurtarma türlerini etkileyen bir dizi yetki ve standart düzenlenmiştir. Tüm kurtarma görevlilerinin güvenlik açısından bu yönetmeliklere uygunluk göstermesi gerekmektedir.

Eğitim Gereksinimleri

Kurtarma ekibi planlanırken ulusal eğitim gereksinimlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Zorunlu eğitim gereksinimleri ülkeden ülkeye hatta bölgeden bölgeye değişiklik göstermektedir.

Sonuçta, bir afet ve acil durum müdahale ekibin genel olarak yürütebileceği faaliyetler ve sorumluluklar şunlar olabilir;

  • Zarar görmüş, çökmüş binalarda fiziksel ve teknik arama ve kurtarma çalışmaları özenle gerçekleştirmek,
  • Hem ekip personeline hem de afetzedelere acil tıbbi bakım hizmeti sunmak,
  • Hasar tespiti için gerekli çalışmaları yaparak yerel ve ulusal merkezlere geri bildirimde bulunmak,
  • Tehlikeli maddeleri araştırıp tanımlamasını yapmak ve değerlendirmek,
  • Afet faaliyetlerinin yürütülmesi için hemen kullanılmasına ihtiyaç olan binaların yapı ve tehlike durumlarını değerlendirmek,
  • Hasarlı yapıları stabilize etmek veya desteklemek ve güvenli hâle getirmektir.”

Enkâz Arama Kurtarma Çalışmaları Risk Değerlendirmesi

INSARAG Nedir?

“INSARAG’ın (Uluslararası Arama ve Kurtarma Organizasyonu) vizyonu, ortak kılavuz ve metodolojilere uygunluk temelinde ulusal ve uluslararası Kentsel Arama Kurtarma (USAR) ekipleri arasında verimliliği, artan kaliteyi ve eş güdümü destekleyerek hayat kurtarmaktır. INSARAG’ın rolü, çökmüş veya enkâz halindeki yapıların bulunduğu acil durumlarda afetten etkilenen bir ülkeyi desteklemek için etkili ve ilkeli uluslararası USAR yardımını hazırlamak, seferber etmek ve koordine etmek; uluslararası, bölgesel ve ulusal seviyede kapasite geliştirmeyi desteklemektir (URL-2).”

Ülkemizde, AFAD, 11 ilde kurulmuş olan Arama Kurtarma Birlikleri’nin kapasitesini geliştirmek için INSARAG standartlarına çıkarılması çalışmalarında bulunmuştur.

INSARAG tarafından tanımlanmış yapı çökmelerinde arama kurtarma faaliyetinin beş aşaması vardır.

İlk Aşama

Yıkılan Binanın Değerlendirilmesi

Bu aşama; bilgi toplama, araştırma ve tesisatların kapatılması evrelerinden oluşur.

Olay ve yıkılan bina hakkında tüm bilgiler toplanarak, planlama ve raporlaması yapılır. Zemin ve yapının dengesi ve kurtarma personeli için potansiyel tehlikeler değerlendirilir.

İkinci Aşama

Kaba Yüzey Taraması

Yüzeydeki kazazedeler, mümkün olduğunca güvenli ve en çabuk şekilde, basit teknikler kullanılarak kurtarılır. Bu aşama sırasında kurtarıcıların da kazazede olmaması için çok dikkatli olması gerekir.

Üçüncü Aşama

Bütün Boşlukların Aranması

Çökme sonucu oluşan bütün boşluklar ve ulaşılabilen yerler yaşayan kazazedeler için araştırılmalı ve aranmalıdır. Bu aşamada sesli bir çağrı sistemi kullanılabilir. Eğitimli köpekler veya özel eğitimli kurtarma personeli boşluklarda ulaşılabilen yerlerde kullanılmalıdır. Kazazedelerin yerlerinin belirlenebilmesi için hassas dinleme ve enkâz altı görüntüleme cihazları kullanılır.

Dördüncü Aşama

Giriş Yolu Açarak Kazazedeye Ulaşılması

Seçilen enkâzın kaldırılması, kazazedenin yeri tespit edildikten sonra özel aletler kullanarak yapılır. Kazazedeye ulaşmayı engelleyen enkâzı, kaldırmak gerekebilir. Seçilen enkâzın kaldırılması aşamasında kazazedenin yeri ile ilgili bilgi önemlidir.

Beşinci Aşama

Enkâzın Aranması, Kaldırılması ve Raporlama

Bütün bilinen kazazedeler (canlı/ölü) çıkarıldıktan sonra genel enkâz kaldırması uygulanır. Bu aşamada ağır iş makineleri dikkatli kullanılmalıdır.

Bütün afet ve acil durum faaliyetlerin ana hedefi, mümkün olan en kısa süre içerisinde çok sayıdaki insan hayatını kurtarmak, yaralıların tedavisini sağlamak ve açıkta kalanların su, yiyecek, giyecek, ısınma, barınma, korunma gibi hayati ihtiyaçlarını en kısa süre içerisinde en uygun yöntemlerle karşılamaktır. Bu safhada yapılan faaliyetler arasında;

  • İhtiyaçların belirlenmesi,
  • Haber alma ve ulaşım,
  • Arama ve kurtarma,
  • İlk yardım,
  • Tedavi,
  • Tahliye,
  • Geçici iskân,
  • Yiyecek, içecek, giyecek, yakacak temini,
  • Güvenlik,
  • Çevre sağlığı ve koruyucu hekimlik,
  • Hasar tespiti,
  • Tehlikeli yıkıntıların kaldırılması yer alır.

Afet ve Acil Ekibinin Kazaya Uğrama İhtimalinin Değerlendirilmesi

Afet ve acil çalışmalarında öncelikli amaç mümkün olan en kısa zamanda olay bölgesinin tespiti ve afetzedeye ulaşmak olmalıdır. Fakat ekiplerin güvenlikli bir şekilde ulaşılmak istenen yere her zaman varmaları mümkün olmayabilir. Bu nedenle, müdahale ekiplerinin bu bölgeye ulaşıp ulaşmadığının belirlenmesi için üç safha dikkate alınmalıdır. Bunlar;

Şüphe safhası: Ekibin planlanan ve etkinliğe giderken verdiği bilgilere göre aradan bir gün geçmesine rağmen varması gereken bölgeye varamaması ve hiç kimseye bilgi verilememesi durumunda anılan ekibin güvenliğinden şüphe edilmeye başlanır.

Alarm safhası: Ekibin planlanan olaya giderken verdiği bilgilere göre aradan iki gün geçmesine rağmen varması gereken bölgeye varamaması ve hiç kimseye bilgi verilememesi durumunda oluşur.

Tehlike safhası: Ekibin kazaya uğradığı kesinleşmiştir. Arama ve kurtarma birimi derhâl arama ve kurtarma faaliyetlerine başlar.

Ekip Çalışması ve İş Sağlığı Ve Güvenliği

Afet ve acil durum ekiplerinin oluşturulmasının yanında ekibin çalışma şartlarının da en az tehlike ve riske maruz şekilde ayarlanması iş sağlığı ve güvenliğinin kaçınılmaz gereklerindendir.

Olay Yeri Müdahale ve Triaj

Afet ve acil durum ekiplerinin afetlerde sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamı oluşturmalarıyla doğrudan ilgilidir. Bunu sağlayabilmek oldukça büyük çaba ister. Profesyonel afet müdahale ekipleri, öncelikle, olay yerinde tespit, keşif ve güvenli bölgelerin oluşturulmasıyla acil müdahale çalışmalarına başlarlar.

Acilen bölgeye giden keşif ekiplerinden sonra arama ve kurtarma ekipleri, afet ve acil durumunu yakınındaki afet gönüllüleri veya profesyonel ekipler olay yerine varır varmaz yapacakları işler sırasıyla şunlardır:

  • Komutayı üstelenmek
  • Olayı değerlendirmek
  • Olay yeri güvenlik çemberlerini oluşturmak
  • Olay Komuta Merkezinin yerini seçmek
  • Güvenlik görevlilerini belirlemek
  • Hazırlanma alanını oluşturmak

Afet ve acil durumlara müdahalede önemli konulardan birisi de triajdır. Bazı durumlarda olay bölgesinde kurtarılmayı bekleyen çok sayıda kazazede olabilir. Bu durumda çok hızlı karar vererek öncelikli olanlar belirlenir. Kurtarma sırasında ılık bölgede uygulanan bu işleme triaj yani ‘‘Tıbbi Olmayan Ayırma’’ denir.

Her Kurtarma Disiplini için Gerekli Minimum Personel Sayısı

Teknik kurtarma ekibini oluşturan personel kadrosunun büyüklüğü ekip türü ve üstlenilen kurtarma disiplinlerini, kurtarma görevini emniyetli bir şekilde gerçekleştirmek için gerekli minimum personel sayısını ve komuta yapısının büyüklüğünü esas almalıdır.

Her teknik kurtarma disiplini kendi belirlediği seviyede bir özel eğitimli kurtarma personeli kadrosuna ihtiyaç duyar.

Genel olarak, her keşif ekibi en az üç personelden oluşmalıdır: güvenlik durumlarını değerlendiren bir üst denetçi tarafından denetlenen, birlikte çalışan iki uzman olmalıdır.

Amerikan Federal Acil Durum Yönetim Kurumunun (FEMA) önerdiği bir arama ve kurtarma organizasyonu bu konuda iyi bir uygulama örneği olabilir. FEMA’ya göre bir arama kurtarma ekibi en az 70 kişiden oluşmalıdır.

Herhangi bir afet veya acil olay yerinde müdahale ve çalışmalar ekiplerin 12 saatlik vardiyalar hâlinde 24 saat çalışmalarını gerektirir.

Ekiplerin Teknik Kurtarma Kabiliyetleri

Çoğunlukla, kurtarma operasyonları gerçekleştirme yetkisi verilmiş “İlk Müdahale Ekipleri” durumun güvenli bir şekilde çözümlenmesi için özel beceri ve donanım gerektiren kendine özgü ve karmaşık kurtarma durumları ile karşılaşacaktır. Bazı ekipler söz konusu olaylarla ilgilenmek için hazırlıklıdır; ancak çoğu durumda, bu olaylar için gerekli beceriler ve donanım, müdahalede bulunan örgütün kabiliyetlerinin ötesinde olabilir. Bu yüzden, birçok kuruluş, bu karmaşık olayları ele almak için teknik kurtarma ekipleri kurmuştur.

Kendini işine adamış bir kurtarma ekibi, topluluğun genel acil durum müdahale operasyonlarının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Operasyonları özel olarak eğitilmiş kurtarma personeli yönetecektir; yine de genellikle özel eğitim gerektirmeyen görevleri yerine getirebilecek, uzman olmayan personelin yardımına ihtiyaç duyacaklardır.

Olay yerine ilk gelen personelin gerçekleştirmesi ve gerçekleştirmemesi gereken eylemler:

  • Bilgi toplama/olay yerini değerlendirme,
  • Olay yeri kontrolleri (olayı izleyenlerin uzaklaştırılması/ kordon kurulması/ve benzeri),
  • Tehlikelerin/yan gereksinimlerin değerlendirilmesi/ azaltılması,
  • Komuta yapısıdır.

Ulusal Medikal Kurtarma Ekibinin Arama Kurtarma Operasyonlarına Dâhil Edilmesi

UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) ülkemizde ve uluslararası afet ve acil durumlarda rol alan, başarılı teknik arama kurtarma çalışmaları gerçekleştiren, en önemli organizasyonlarından birisidir.

Sağlık Bakanlığına bağlı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından afet veya olağandışı durumlarda aldıkları özel eğitim ve donanımla, kazazedelere olay yerinde, en kısa sürede imkân ve kabiliyetlerini kullanarak uygun yöntemlerle medikal müdahale etmek ve kurtarmak üzere kurulmuştur.

UMKE’nin ana işlevleri arasında hastaları tedavi etmek ve kurtarma ekibinin üyesinin tıbbi yardıma ihtiyaç duyması ihtimaline karşı hazır bulunmaktır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi