Afet Yönetimi 1 Dersi 5. Ünite Özet

Afete Hazırlık Aşamasında Yapılması Gereken Çalışmalar Ve Uygulama Örnekleri

Giriş

Afet, toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olayların sonucudur” diye tanımlanabilir ve afetin olayın kendisi değil, doğurduğu sonuç olduğuna vurgu yapılmaktadır.

Hazırlık ise “Afetlere zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale edebilmek için afet öncesinde yapılması gereken planlama, eğitim, tatbikat, erken uyarı sistemlerinin kurulması, acil yardım malzeme stokları, halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gibi faaliyetlerin sürekli ve sürdürülebilir olarak yürütüldüğü süreç” ve 5902 sayılı Kanuna göre hazırlık; “Afet ve acil durumlara etkin bir müdahale amacıyla önceden yapılan her türlü faaliyettir”.

Afete Hazırlık Nedir?

Herhangi bir afetten sonra kalıcı iskân ve normal yaşama geçiş ile ilgili uzun süreli çalışmaların yürütülmesi gerekir. Bu önlemler afet yönetiminin afet sonrası safhasını oluşturmakta ve iyileştirme aşamasında ele alınmaktadır. İyileştirme aşaması, genel olarak afetten etkilenen toplulukların yaralarının sarıldığı, topluluklar için daha güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresinin oluşturulması faaliyetlerini içerir. Afetten sonra temel hizmetlerin hızlı bir şekilde tekrar başlayabilmesi için iyi bir hazırlık sürecine ihtiyaç vardır.

Afete hazırlık, sadece afet yönetiminden sorumlu kurum ve uzmanlar ile acil durum müdahale görevlilerinin bir çalışması değildir. Yerel gönüllüler, vatandaşlar, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve işletmeler, büyük acil durumlar ve afetler öncesi, sırasında ve sonrasında aktif ve önemli role sahiptirler. Afete tepki gösterecek ilk grup afet bölgesinde yaşayan halk olacaktır.

Modern afet yönetimi anlayışı, afetlerden en fazla etkilenen kesim olmaları nedeniyle toplumun afetin her aşamasında bulunmasının gerekliliğini ve bu konuda eğitilmesi gerektiğini benimser. Neticede halkla beraber afetin yaralarının daha rahat sarılmasını sağlar.

Afet yönetiminin her aşamasında (öncesi, anı ve sonrası) bilgi teknolojilerinin kullanımı çok önemlidir. Afette bilgi teknolojileri; afet öncesi analiz, planlama ve hazırlık, afet anında haberleşme ve bilgi alışverişi, afet sonrasında iyileştirme aşamalarında kullanılmaktadır. Toplulukların afetler karşısında zarar azaltma çalışmalarına dahil olmaları ve bir eylem planına sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle de afet yönetimi sadece afet sonrası çalışmalarla sınırlı kalmamalı, hazırlık faaliyetleri yapılarak önlemler alınmalıdır. Hatta afet öncesi bu çalışmalar sadece can kayıplarını önlemeye yönelik olmamalı, sosyal ve ekonomik kayıpların da en aza indirgenmesini sağlar nitelikte olmalıdır.

Hazırlık Aşaması Faaliyetleri

Afet öncesi çalışmalar afet yönetiminin risk yönetimi evresi olarak bilinmekte olup; Zarar Azaltma ve Hazırlık aşaması faaliyetlerini içermektedir. Hazırlık evresinin ana hedefi, tehlikelerin topluluklar ve yaşam alanları üzerinde doğuracağı olumsuz sonuçlarına karşı önlemler alarak, doğru zamanlama ve etkili müdahale için ön hazırlıkların yapılmasıdır. Kısacası, herhangi bir afet anında acil yardım ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için “arama kurtarma” kabiliyetinin geliştirilmesi için yapılması gereken faaliyetlerin tümüdür. Bu amaçla eğitilen personel ve temin edilen malzemelerin doğru alanlarda konumlandırılmaları da bu faaliyetlerin içerisinde yer alır.

Hazırlık evresinde yapılması gereken faaliyetler aşağıdaki gibi birkaç örnek bazında özetlenebilir:

Afet planlarının hazırlanması, görevli personelin belirlenmesi ve eğitilmesi, ihtiyaçlar için merkezler oluşturulması ve stokların yapılması, topluma yönelik faaliyetlerin yürütülmesi, yapıların ele alınması gerekiyorsa güçlendirmelerin yapılması, vb.

DPTP, 2000’e göre kapsamlı bir afete hazırlık stratejisi aşağıdaki unsurları içermelidir:

  • Tehlike, risk ve zarar görebilirliğin değerlendirilmesi,
  • Hazırlık planları,
  • Müdahale yöntem ve stratejileri,
  • Koordinasyon,
  • Bilgi yönetimi,
  • Erken uyarı sistemleri,
  • Kaynak yönetimi,
  • Eğitim ve tatbikatlar,
  • Topluma dayalı afet hazırlığı.

Tehlike, risk ve zarar görebilirliğin değerlendirme sürecinde yapılması gerekenler ise aşağıdaki gibidir:

  • Bir topluluğun karşılaştığı tehlikelerin özellikleri, sıklığı ve potansiyel şiddeti nedir?
  • Bu tehlikelere karşı en duyarlı ve savunmasız olan belirli coğrafi alanlar ve topluluklar nerelerdir?
  • Tehlikeye maruz ve etkilenebilecek topluluklara ait bilgiler nelerdir (nüfus, altyapı, konut, hizmet vb.)?
  • Olası tehlikelerin etkilerine karşı koyma ve baş etme becerilerinin değerlendirilmesi.

Hazırlık Planları: Gerçek bir afet veya acil durumda hızlı ve etkili bir müdahale eylemi gereklidir. Bu eylem, genellikle hazırlık planlarının hazırlanması ve uygulanmasına bağlıdır. Afet durumunda nelerin yapılacağı, ihtiyaçların neler olduğu ve kimlerin neleri yapacağı ve ihtiyaçların sayısı ve nitelikleri hazırlık planında yer almalıdır. Kriz merkezinin nerede kurulacağı ve sorumluların kimler olacağı yine planda yer almalıdır. Afet anında ulaşım güzergahları ile alternatiflerinin tespiti ve planlanması, acil haberleşme yöntemlerin ile imkanlarının belirlenmesi gibi faaliyetlerde hazırlık kapsamındaki diğer çalışmalara örnek olarak verilebilir.

Hazırlık planlamasının amacı, bir afet durumunda müdahale sistemlerinin başarıyla çalışmasını sağlamak için organizasyonel ve teknik konuları kapsayan görev ve faaliyetleri tanımlamaktır

03 Ocak 2014 tarih ve 28871 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) hayata geçirilmiştir. Amacı afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasındaki müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemektir. TAMP, ülkemizde yaşanabilecek her tür ve ölçekte, afet ve acil durumlara müdahalede görev alacak, bakanlık, kurum ve kuruluşlar, özel kuruluşlar, STK’lar ve gerçek kişileri kapsar.

TAMP’ın hedefleri genel anlamda ulusal düzeyde afet türlerinin tamamının dikkate alınarak planlama ve kapasite geliştirmeye yönelik faaliyetleri içermektedir. Planın temel prensipleri ise hazırlık, müdahale ve ön iyileştirme aşamalarını kapsaması, her ölçekteki tehlikeleri kapsaması, tüm ana ve destek çözüm ortaklarının rol ve sorumluluklarını içermesi, ulusal, bölgesel ve yerel afet müdahale kapasitesini anında harekete geçirmeyi esas almasıdır. Bu yaklaşımla TAMP hazırlık aşaması faaliyetlerinin büyük bir çoğunluğunu içerisinde barındırmaktadır. Plan hazırlama süreci organizasyon, analiz, kapasite geliştirme ve entegrasyon sürecinden oluşmaktadır.

Müdahale Yöntem ve Stratejileri: Müdahalenin etkinliğini arttıracak pek çok hazırlık faaliyeti ve stratejisi bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir;

  • Arama kurtarma ekiplerini kurulması ve eğitimi,
  • Mevcut kaynakların nasıl kullanılacağı,
  • Kurtarma malzemeleri ve ekipmanların temininin nasıl sağlanacağı,
  • Acil müdahale gerektiren durumlarda hızlı değerlendirme süreci,
  • Barınma ve sığınma alanlarının belirlenmesi, Acil ve mobil hastane gibi özel tesislerin devreye sokulması için gerekli prosedürlerin hazırlanması,
  • Tahliye prosedürleri,
  • Havaalanları, limanlar gibi tesislerin acil durum planlarını etkinleştirme prosedürleri.

Türkiye Afet Müdahale planında, ulusal düzeyde müdahale yönetimi için minimum düzeyde hiyerarşi, maksimum düzeyde etkinlik, olay türü ve boyutuna göre modüler yapıya sahip müdahale organizasyonu için operasyon, bilgi ve planlama, lojistik ve bakım, finans ve idari işler servisi olmak üzere dört servis Ulusal Afet Müdahale Organizasyonu olarak belirlemiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesi, bakanlıklarda ve 5902 sayılı kanunda yapılan değişiklikler, AFAD’ın İçişleri Bakanlığına bağlanması, sorumlulukları ve idari yapısında yapılan değişikliklere rağmen henüz TAMP’da bir değişiklik olmamıştır. Yakın zaman içinde TAMP’ın yeni sisteme ve değişikliklere göre revize edilmesi beklenmektedir.

Koordinasyon: Afete hazırlık faaliyetleri diğer kurum ve kuruluşların planları ve faaliyetleri ile koordinasyon gerektirir

AFAD görevleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, Türkiye Kızılay Derneği ve konu ile ilgili diğer sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlar ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla yetkilidir.

Koordinasyon birimi olarak, Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu (Bakanlar), Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu (AADKK) (Müsteşarlar), İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi (AADYM), Bakanlıklar Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri (BAADYM), İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu (İAADKK) ve İl Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi (İAADYM) görev yapar.

Yerel yönetimler kendi mevcut imkanları ile elde ettikleri bilgi ve verileri eşzamanlı olarak ilgili kurumlarla paylaşmak, işbirliği ve koordinasyon içerisinde olmak zorundadırlar.

Bilgi Yönetimi: hangi bilgilere ihtiyaç duyulduğunun, bilginin nasıl toplanacağının, kimin toplayacağının, kimin analiz edeceğinin ve zamanında karar verme sürecine nasıl entegre edileceğinin önceden belirlenmesi gerekir.

Erken Uyarı Sistemleri: Erken uyarı sistemlerinin amacı, yaklaşan tehlike olaylarıyla ilgili uyarıları tespit etmek, öngörmek ve gerektiğinde uyarı yayınlamaktır. Bir risk azaltma fonksiyonu olarak kullanılan erken uyarı bilgisinin, karar vermeyi ve savunmasız grupların zamanında eyleme geçmesini kolaylaştıracak şekilde iletilmesi gerekir. Erken uyarı bilgisi, meteoroloji, Sağlık Bakanlıkları gibi birçok kaynaktan gelir. Fakat çoğu zaman, erken uyarılara dikkat etmesi gereken gruplar uyarılara karşı duyarsızdır. Bu nedenle kamu erken uyarı sistemlerini geliştirirken plancılar halkın uyarı algılarını, geçmişteki uyarılara tepki gösterme deneyimlerini ve afetler ve halkın erken uyarılarıyla ilgili genel kamuoyu inanç ve tutumlarını düşünmelidirler.

Kaynak Yönetimi: Afet durumunda acil durum fonları, malzeme ve teçhizatları harekete geçirmek için stratejiler, anlaşmalar ve prosedürler geliştirilmelidir. Müdahale anında kullanılmak üzere araç, gereç ve insan gibi mevcut kaynakların neler olduğunun belirlenmesi amacıyla kapsamlı bir çalışma yapılmalıdır. Mevcut kaynakların yetersiz kalması durumunda nereden ve hangi imkanlarla temin edileceğinin de planlaması bir diğer konudur. Kaynak yönetimi için bir diğer önemli konu, hangi kaynağın kimler tarafından kullanılacağının önceden bilinmesi ve planlanmasıdır.

Eğitim ve Tatbikatlar: Eğitimler bilgi ve farkındalığın geliştirilmesi, tatbikatlar ise beceri kazanımı açısından çok önemlidir ve sisteme katkı sağlar. Herhangi bir olay veya acil durum anında bireylerin paniğe kapılmaları hasarın ve kayıpların artmasına neden olabilir. Bunu önlemenin en etkili yolu eğitim ve tatbikatlardır. Afet hazırlık planının önemli bir kısmını, bir felâketle tehdit altında olanların eğitilmesi teşkil etmektedir. Afet hazırlığı çalışmaları, afet ve acil durum müdahale ekiplerinin kurulması, müdahalede görev alacak kişi/kişilerin eğitilmesi, senaryo ve tatbikatlarla planların sınanması faaliyetleri ile desteklenmelidir.

Afete hazırlık çalışmaları kapsamında gerek bireysel gerekse kurumsal düzeyde alınması gereken eğitimler aşağıdaki ana başlıklarda sıralanabilir:

  • Afetle ilgili ilkyardım
  • Hafif arama-kurtarma
  • Yangın Söndürme
  • Kimyasal, Biyolojik, Radyoaktif ve Nükleer (KBRN) tehlikeleri önleme
  • Emniyet ve Tahliye
  • Temel Afet Bilinci

Hazırlık Aşaması Uygulamaları

Hayatın her alanında, afet öncesi ya da sonrası ayrımı yapılmaksızın afete yönelik tüm süreçlerde afet risklerinin önlenmesi ve azaltılmasına önem verilmesi anlayışıyla hazırlanan Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi, ulusal strateji, plan ve eylemler için afet yönetimi ile ilgili konularda yol gösterici ve bağlayıcı bir nitelik göstermektedir. Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi, mevcut ve olası tüm afet risklerini, her türlü afet ve acil durumu, afet yönetiminin tüm süreçlerini kapsamaktadır. Bu belgede, afet yönetimine ait stratejik öncelikler belirlenmiştir. Bu öncelikler aşağıdaki başlıklar altında toplanmaktadır.

  • Kurumsal Altyapıyı Güçlendirmek
  • Afet Yönetim Kapasitesini Güçlendirmek
  • Afet Risklerini Önleme ve Azaltmaya Odaklanmak

Aile Afete Hazırlık Planı: Olası afet ve acil durumlar için kurumsal, bölgesel veya ulusal hazırlık kadar bireysel hazırlık da oldukça önemlidir. Hazırlanacak bu plan ile afet anında tüm aile bireylerinin birlikte olmaması durumda yapılacaklar belirlenecek ve yaşam alanlarımız içerisindeki risklerin afetlerden önce belirlenerek önlemlerin alınması sağlanacaktır. Özellikle ülkemizin önemli bir tehlikesi olan deprem gerçeğine yönelik ailelerin hazırlamaları gereken aile afet planına yönelik planlama adımları aşağıda kısaca özetlenmiştir:

  • Aile toplantısı
  • Güvenli alanların belirlenmesi
  • Deprem anında davranış
  • Çıkış yollarının belirlenmesi
  • Su ve Yiyecek
  • Tesisatların kapatılması
  • Buluşma Noktalarının belirlenmesi
  • Bölge dışı bağlantı kişisinin belirlenmesi
  • Önemli evrakların kopyasının alınması

Afet Çantası: Deprem sonrası ilk 72 saatte, hemen ihtiyaç duyabilecek malzemelerin bulunduğu bir Afet Çantasının hazır olması ve ulaşabilecek bir yerde olması önemlidir. Bu çanta sorumlu olunan kişi/kişiler (bebekler, yaşlılar, engelliler) ve varsa evcil hayvanlar için gerekli ihtiyaç malzemelerini içermelidir. AFAD’ın Aile afet çantası içerisinde bulunması gereken malzemelerle ilgili önerisi şöyledir. Çantanın hazırlanması sırasında aktif rol almalı içinde neler olduğunu bilmeliyiz. Aşağıda çeşitli öneriler verilmiştir. Ancak herkes kendi koşullarını düşünerek bulunduğu bölgenin özelliklerine göre bu çantayı güncelleyebilir. Çantada bulunması gereken maddelerin ana başlıkları aşağıdaki gibidir:

  • Gıda
  • Önemli belge fotokopileri
  • Giyecekler
  • Su
  • Hijyen malzemeler
  • Diğer malzemeler

Yapısal Olmayan Risklerin Azaltılması (YORA): Bireysel ve kurumsal afete hazırlık çalışmalarının en önemli konularından biri de etrafımızda yaşantımızı kolaylaştıran, yapılara ait olmayan elemanların deprem veya diğer tehlikeler esnasında yaşamımızı tehdit etmesidir. Yapısal olmayan elemanlar, yapıların temel ve sabit parçaları olmadıkları için deprem esnasında yer değiştirme eğiliminde oldukları için maddi kayıplara, yaralanmalara ve hatta ölümlere sebep olabilirler.

Bulunduğumuz yer veya yapı ne olursa olsun depreme dayanıklı inşa edilmiş dahi olsa yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanacak risklere maruz kalma ihtimalimiz oldukça yüksektir. Öncelikle yaşam alanlarımızdaki yapıların herhangi bir yapısal risk taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve yapısal elemanlardan kaynaklı riskler taşımayan binalar için yapısal olmayan risklerin azaltılmasına (YORA) yönelik önlemler alınmalıdır.

İşyeri Afete Hazırlık Çalışmaları: Çalışanlar günlerinin büyük bir bölümünü evlerinden veya ailelerinden farklı mekanlarda genellikle de işyerlerinde geçirmektedir. Dolayısıyla bu bölgelerde yer alan evler kadar kamu binaları ve işyerleri de bu tehdide maruz kalma potansiyeli taşımaktadır. Kamu binaları ve işyerleri bulundukları bölgede oluşabilecek deprem ve yangın başta olmak üzere doğa kaynaklı ve teknolojik afetlere karşı bütün önlemlerini almış olmalıdır. Ülkemizde son yıllardaki yasal düzenlemelerle kurumsal düzeyde afet ve acil durum planlarının hazırlanması ve tatbikatların yapılması zorunlu hale gelmiştir. İşyerlerinde, okullarda ya da kamu kurumlarında afet etkilerini azaltma, hazırlık ve müdahale konularını kapsayan bir plan geliştirmek ve güncellemek için düzenli toplantılar yapılmalı, doğal ve çevresel felaketlerin göz önünde bulundurulduğu, yürüyen hizmetlerde kayıpların oluşmaması ve acil durum konularını kapsayan organizasyonlar ve planlar hazırlanmalıdır.

Eğitim Kurumlarında Afete Hazırlık Çalışmaları: Okullar için hazırlanacak afet ve acil durum yönetimi planları aşağıdaki temel özelliklere sahip olmalıdır:

  • Planın hazırlanması, geliştirilmesi ve uygulanması için bir “okul afet yönetimi” biriminin örgütlendirilmiş olmalı ve tüm paydaşlarla iş birliği ve koordinasyon içerisinde olunmalıdır.
  • Plan hazırlanırken okulu etkileyebilecek tüm tehlike ve riskler dikkate alınmalıdır,
  • Güvenilir bilgi ve veriler kullanılmalıdır.
  • Plan yalnızca olaylara müdahaleyi değil, risk azaltma ve hazırlık önlemlerini de içermelidir.
  • Planda okul ve müştemilatındaki tüm binaların ve tahliye yollarının tehlike ve riskleri de belirlenmeli ve buralarda bir afetle karşılaşıldığında nasıl davranılacağı ayrı ayrı belirlenmelidir.
  • Plan okuldaki öğretmen ve çalışanlarla varsa engelli öğrenciler için de önlemler getirmelidir.
  • Plan yılda en az bir kez eğitim ve tatbikatlarla geliştirilmeli ve güncellenmelidir,
  • Ayrıca yaşanan her afet ve acil durum sonrasında bu olaydan elde edilen dersler mutlaka plana yansıtılmalıdır.

Sağlık Kurumlarında Afete Hazırlık Çalışmaları: İster doğa kaynaklı ister teknolojik olaylar sonucu olsun afetin gerçekleşmesi durumunda insan sağlığı üzerine doğrudan veya dolaylı bir etki söz konusudur. Sağlık sistemlerinin önemi bu etkilere müdahale etmek açısından önem taşımaktadır. Herhangi bir afet bir sağlık tesisini etkilemiş bile olsa buna ek olarak toplumu etkileyen olay ne olursa olsun, sağlık sistemleri bundan nasıl etkilenirse etkilensin, bir taraftan günlük hizmetlerin devam etmesi de gerekmektedir. Bu nedenle, merkezi ve yerel düzeyde afet yönetiminin tüm evrelerini kapsayan çerçevede sağlık kuruluşları için afet ve acil durum yönetimini geliştirmek ve hastanelerin her yönüyle afete hazır hale getirilmesi gerekmektedir.

Hastanelerin afet ve acil durumlara hazır hale gelebilmeleri amacıyla, Hastane Afet ve Acil Durum Planı (HAP) Uygulama Yönetmeliği 20.03.2015 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. T.C. Sağlık Bakanlığı HAP Hazırlama Kılavuzuna göre; hastanelerde afet ve acil durum yönetimini geliştirmek, hastanelerin fiziksel ve fonksiyonel olarak afet ve acil durumlara hazırlıklı olmasını sağlamak, afet halinde zamanında, hızlı ve etkili müdahalede bulunarak en kısa sürede olağan işleyişe dönmek öncelikli hedefler arasında yer almaktadır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi