Mahalli İdareler Dersi 7. Ünite Özet

Yerel Yönetimlerde Karar Süreçlerine Katılım

Yerel Yönetimler ve Demokrasi

Günümüzde üniter nitelikteki ülkelerde yönetim görevi ve sorumluluğu merkezi yönetim ve yerel yönetimler olmak üzere iki ayrı örgüt arasında paylaşılmıştır. Ulusal sınırlar içinde yaşayan toplumun ortak nitelikteki ihtiyaç ve menfaatleri merkezi yönetim adı verilen bir örgüt aracılığıyla yerine getirilmektedir. Ancak hemen her ülkede, merkezi yönetimin yanı sıra ulusal sınırlar içerisinde yaşayan topluluklardan oluşan köy, kasaba ve kent gibi birçok yerleşim birimi vardır ve bu yerleşim birimlerindeki yerel nitelikteki ihtiyaçlar yerel yönetim birimleri tarafından yerine getirilmektedir.

Yerel yönetimler merkezi yönetime göre daha küçük birimler olduğu için demokratik uygulamalara daha yatkın kuruluşlardır. Yerel yönetimler tarihsel olarak merkezi yönetimden daha önce geldiği gibi demokratik potansiyel olarak diğer yönetim birimlerinden daha üstündürler. Çünkü bireyin kendi kendine yönetime katılabileceği en uygun ortam yerel düzeyde olanıdır.

Yerel demokrasi yerel halkın karar süreçlerine doğrudan ya da temsilciler yoluyla katılımıdır. Yerel yönetimler, yönetime katılım, hizmetlerde etkinlik, demokratik uygulamalar, özgürlük gibi demokrasinin pek çok değeriyle birlikte anıldıkları ve toplumun demokratikleşmesine önemli katkılar sağladıkları için “yerel demokrasi kurumları” olarak adlandırılmaktadır. Yerel demokrasinin geliştirilmesinde en önemli ölçüt, yerel halkın kararlara yaptığı katkının derecesidir. Bu katkı ne kadar fazla ise, yerel demokrasi o oranda gelişmiştir. Bu anlamda yerel demokrasinin temel ilkelerini; karar organlarının seçimle iş başına gelmesi, halkın karar süreçlerine etkin katılımının sağlanması, bağımsız karar alma ve uygulama ile mali özerklik olarak ifade edebiliriz.

Demokrasi ile yerel yönetimlerin birlikte anılması, temelini komün yönetimlerinden almaktadır. Komünler bulundukları dönemde demokrasi birimleri olarak görülmüşler ve o dönemin iktidarına karşı hep özgürlüğün, eşitliğin, katılımın ve kendi kendini yönetmenin örneğini oluşturmuşlardır. Günümüzde de yerel yönetimler demokrasinin temel kurumları olarak görülmektedir. Yerel yönetimlerin demokratik bir kurum olarak görülmesinin gerekçesini seçim ve temsil ilkesinin varlığı oluşturmaktadır. Yerel yönetimler açısından ortaya çıkan başka bir üstünlük noktası ise, temsil ilkesi gereği seçimler sonucunda oluşan yerel meclisler ile temsil edilenler arasında coğrafi ve toplumsal yakınlığın sağladığı avantajın olmasıdır. Bu avantaj demokrasinin denetim ve sorumluluk ilkesinin gerçek anlamda uygulanabilir olmasına imkân sağlamaktadır. Ayrıca demokrasi kavramının temel gerekleri olan halk katılımı, çoğunluk ilkesi ve seçmene karşı hesap verme sorumluluğu gibi değerlerin yerel yönetimlerde hayata geçirilmesi daha kolaydır.

Katılım Kavramı

Katılım süreci üç farklı anlamıyla ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk olarak kamu yönetimi süreçleri iletişim ağırlıklı süreçler haline gelmiştir. İkinci olarak bireylerin katılımının sağlanmasında iletişimin tek başına yeterli olmayacağı, merkezi yönetimin katılımı artırmak için gerekli koşulları sağlamak ve yapılandırmak yükümlülüğünde olduğu kabul edilmektedir. Üçüncü olarak ise, katılımın karar alma süreçlerinde yer almanın dışında kamu yönetim süreçlerinde aktif bir şekilde, gönüllülüğe dayalı olarak görev almak anlamının da bulunduğu kabul edilmektedir. Sonuçta, uygulamada bu üç farklı katılım biçiminin birarada bulunduğu söylenebilir.

Günümüz yönetim anlayışı yönetişim kavramını ortaya çıkarmıştır. Yönetişim kavramı; yöneten ile yönetilenlerin yönetim sürecine ilişkin kararları birlikte belirlemeleri esasını içermektedir. Uygulandığı alana ve düzeye göre farklı isimler alabilen yönetişim kavramının yerel düzeydeki karşılığı ise yerel yönetişimdir. Söz konusu bu yeni yönetim anlayışının en belirgin unsuru da katılım olarak ortaya çıkmaktadır.

Demokrasi kuramına göre katılım, her türlü sosyal hedefi ve bunlara ulaşmak için kullanılacak yolları belirleyen bir süreci ifade etmektedir. Katılım aracılığı ile toplumsal hedefler, yöneten, yönetilen işbirliği ve etkileşimiyle ortaklaşa belirlenmektedir. Katılım kavramını sadece seçimlerde oy kullanmak olarak değerlendirmek yanlış olur. Vatandaşların karar alma sürecini etkileyen bütün davranışları bir sonuca ulaşsın veya ulaşmasın katılım olarak değerlendirilmelidir.

Katılımın beş genel amacından söz edilebilir. Bunlardan ilki, karar vericilerin halkın önceliklerini anlaması ve kararlarında bu önceliklere yer vermesidir. İkincisi, bireylerin yerel bilgisini kararlara dahil etmektir. Bu amaçlardan her ikiside karar vericileri belirsizlikten uzaklaştırır ve daha geniş katılımlı kararların oluşmasını sağlar. Üçüncü olarak katılım, adalet ve tarafsızlığı, seslerini başka yollarla duyurma imkânı olmayan grupların da sürece dahil edilmesini sağlar. Dördüncü amaç katılımla kamusal kararların meşruluğunun arttırılmasıdır. Son olarak katılımın kamu görevlileri için yasal bir zorunluluk olarak ortaya çıkması sonucunda sorunların daha hızlı ve etkin çözümlenmesidir. Katılımın hem siyasal hem de yönetimsel boyutu bulunmaktadır. Siyasal (politik) yönü itibariyle katılım; bireylerin ya da bireylerin oluşturduğu birimlerin, örgütlerin kendilerini yöneten kadroların seçim ve eylemlerini belirlemek ve etkilemek için giriştikleri çabalar olarak ifade edilir. Siyasal katılım biçim ve düzeyleri siyasal sistemin yapısına, hukuk düzenine, kurumlarına, siyasal kültürüne ve sosyo-ekonomik yapısına göre farklılık göstermektedir.

Katılım kavramı, politik çalışmaların bir parçası olan karar alma süreçlerine, planlama ve yönetim süreçlerine halkı katma, halkı dinleme, siyasal ve yönetsel kadroların belirlenmesinden çok onların almış olduğu kararlara, yapmış olduğu işlemlere halkın katılımı şeklinde açıklanabilir.

Karar süreçlerine katılım uygulamaları, temsili demokrasinin yerini almayı değil, seçilmiş temsilciler ve onların temsil ettikleri kişiler arasında daha düzenli ve etkin diyalog yoluyla temsili demokrasiyi güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda katılımın önemi şu şekilde ifade edilebilir.

  • Katılım, daha iyi yönetim kararlarına yol açar
  • Katılım, daha iyi toplumsal güven, uyum ve tolerans yaratır
  • Katılım, genellikle para tasarrufu sağlamaktadır

Karar süreçlerine katılımın bireylere ve yönetimlere faydaları farklıdır. Bireyler için katılımın faydası şu şekilde sıralanabilir;

  • Daha iyi bilgilenme,
  • Görüş ve sorunları, uygun ve doğrudan karar alıcılara iletebilme,
  • Sosyal becerileri ve hoşgörüyü geliştirebilme,
  • Yeni proje ve politikaların uygulanmasına anlamlı bir şekilde katılabilme,
  • Karar alıcıları duyarlı ve hesap verilebilir hale getirebilme, Katılımın yöneticiler için faydaları ise şu şekilde ifade edilebilir;
  • Bilgilendirilmiş kamuoyu sağlama,
  • Bireyler ile daha yakın ilişkiler geliştirme ve onların görüş ve sorunlarından daha çok haberdar olma,
  • Tartışmalı ancak gerekli eylemler için daha geniş halk desteği kazanma,
  • Daha iyi politika ve projeler geliştirme, para tasarrufu sağlama, riskleri azaltma ve hesap verilebilirlik,
  • Güvene dayalı toplumsal uyumu arttırma,

Yerel Yönetimlerde Karar Süreçlerine Katılım

Demokrasi kavramının temel gerekleri olan halk katılımı, çoğunluk ilkesi ve seçmenlere karşı hesap verme sorumluluğu gibi değerlerin yerel yönetimlerde hayata geçirilmesi daha kolaydır. Yerel yönetimlerin, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde merkezi yönetime göre üstünlükleri vardır. Yerel yönetimlerin, halk katılımını güçlendirecek yapılanma içinde olması yerel demokrasinin gelişimine katkı sağlayacaktır. Ayrıca yerel yönetimlerde karar süreçlerine katılım, sorunların daha sağlıklı bir şekilde belirlenmesini sağlamanın yanında, getirilecek çözümlerinde daha etkili ve tutarlı olmasını da sağlayacaktır.

Yerel düzeyde bireyler birçok biçimde ve alanda yerel karar süreçlerini etkileyebilirler. Kent planlaması, çevre koruma gibi yaşam çevresiyle ilgili önemli konularda halka danışma; ortak sorunlara ortak çözümler bulma gibi konularda yerel katılım olanaklıdır. Günümüzde demokratikleşme arayışları, merkezi denetim ve düzenlemeleri en aza indirmeyi ve yönetimde etkinliği, halka dönüklüğü ve esnekliği gerçekleştirmeyi, bireylere seçme olanağı ve fırsatı vermeyi ve yerel yönetimlerin bütün olarak güçlendirilmesi ve rolünün arttırılmasını amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda yerel seçimler dışında bireylerin her an çeşitli uygulama biçimleri ile sesini her an yöneticilere duyurma, kararlarda etkili olma şansları vardır.

Yerel yönetimlerde karar süreçlerine katılımın dünyada uygulanan farklı biçimleri bulunmaktadır. Bunlardan özellikle geri çağırma, halk toplantıları, ombudsman, proje demokrasisi, halk oylaması, meclis toplantılarına katılım, danışma kurulları, planlama çemberleri/formları, yurttaş kurulları, gelecek atölyeleri, yuvarlak masa toplantıları, iletişim demokrasisi, gündem 21 ve yerel gündem 21, hemşehri hukuku, ihtisas komisyonları, stratejik planın hazırlanması, kamuoyu yoklaması, gönüllü katılım ve kent konseyleri yerel yönetimlerde karar süreçlerine katılımın denemeleri olarak uygulamada kullanılmaktadır.

Geri Çağırma: Geri çağırma, seçmenler tarafından belli usul ve şartlara bağlı olarak halk oylamasıyla seçilmiş kişi ve organların görevine son verilebilmesini sağlayan bir mekanizmadır. Geri çağırma, dünyanın belirli demokratik uygulamalarında karşılaşılan ve duyarlılığı ve hesap vermeyi sürekli ve etkin kılıcı bir yöntemdir.

Halk Toplantıları: Halk toplantıları, kamuoyunu bilgilendirmek ve yöneticilere kamunun düşünce, duygu ve isteklerini iletebilmek amacıyla başvurulan geleneksel bir yöntemdir.

Ombudsman (Kamu Denetçiliği): “Kamu Denetçiliği”, “Yurttaş avukatı” ya da “halk hakemi” adlarıyla anılan ombudsman, yerel yönetimlerde önemli bir işleve sahiptir. Yerel ombudsman, yerel topluluk üyelerinin, yerel yönetimden herhangi bir şikayetleri olduğunda konunun incelenip değerlendirilmek üzere başvuracağı makamdır. Ombudsman sistemi, yönetimin elindeki her türlü bilgi ve belgeye ulaşabilecek yasal yetkiye sahip, uzmanlığa ve bağımsızlığa dayalı, güçlü, etkin ve saygı duyulan bir kurumdur.

Proje Demokrasisi: Proje demokrasisi bir projenin planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarında, başta yerel topluluk üyeleri olmak üzere kamuoyunun, değişik düzeylerde ve ölçeklerde bu aşamalara katılabilmelerini ifade etmektedir.

Halk Oylaması (Doğrudan Demokrasi): Yerel halkın yerel yönetimlerin hizmetleri konusundaki yaklaşımlarının belirlenmesi ve katılım olanağının oluşturulması noktasında kullanılabilecek yöntemlerden biri de halk oylamasıdır.

Meclis Toplantılarına Katılım : Meclis toplantılarına bireylerin katılımının sağlanması, bireylerin dilek ve sorunlarını yönetime ve meclise iletmesini sağlayabilecek bir yöntemdir.

Danışma Kurulları: Karar alma ve uygulama süreçlerinde, bireylerin ve demokratik kitle örgütlerinin görüşlerine başvurulması ve bu amaçla kurumsal düzenlemeler yapılması katılımın gerçekleştirilmesinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Yerel yönetimlerin temel çalışma konuları olan konularda (kent planlaması, altyapı uygulamaları, çevre sağlığı ve eğitimi, dezavantajlı toplumsal kesimlerin sorunları ve sosyal hizmetler gibi), demokratik kitle ve meslek örgütlerinin, uzmanların ve halk temsilcilerinin katıldığı danışma kurullarının oluşturulması ve bunların yerel yönetimlere çalışmalarında yol gösterici olması, kamu bilincinin ve yaşama ortak olma sorumluluğunun geliştirilmesinde önemlidir

Planlama Çemberleri/Forumları: Planlama çemberleri, etkin bir katılım biçimi olarak demokratik süreçte yer almaktadır. Planlama çemberleri, rastlantısal örnekleme yöntemiyle seçilen bir grup bireyin günlük çalışmalarından arta kalan zamanlarında, planlama sorunlarının çözümü için uzmanlar eşliğinde oluşturulmuş çalışma gruplarına katılmalarını öngören bir yöntemdir.

Yurttaş Kurulları: Bu kurullar, toplumsal yapının ihmal ettiği dezavantajlı grupları, yerel karar oluşturma süreçlerine katma amacıyla oluşturulmaktadır. Engelliler, yardıma muhtaç çocuklar, yoksullar, kadınlar ve yabancı uyruklu bireyler bu gruplardan bazılarıdır.

Gelecek Atölyeleri: Geleceğe ilişkin yeni sosyal ve çevresel düşüncelerin projelendirilmesine ve gerçekleştirilmesine yönelik uzun süreçli ve oldukça etkin bir yöntem olarak görülmektedir. Gelecek atölyelerinde, planlama, sosyal sorunlar ve gençlerle ilgili çalışmalar ağırlıklı çalışma konularındandır.

Yuvarlak Masa Toplantıları: Bu yöntemin ortaya çıkış nedeni, demokratik kaygılardır. Bu yöntem, meşruluk eksikliklerini tamamlama yöntemi olarak sunulmaktadır. Katılımcılar daha çok bilim adamları ve sorun alanlarına göre uzmanlardan oluşur.

İletişim Demokrasisi (İnternet): Gelişen iletişim teknolojilerinin sunduğu olanaklar, internet ve demokrasi arasında ilginç etkileşim/ilişkiler kurulmasına neden olmuştur. Bu teknoloji, gelişmiş ülkelerde, yönetsel etkinliklerde, özellikle de yerel yönetim etkinliklerinde yaygın biçimde kullanılmaktadır. Örneğin:

  • Kent hakkında genel bilgiler,
  • Kentsel sosyal, kültürel, çevresel, yönetsel/siyasal etkinliklerin duyurulması,
  • Kentsel hizmetler takvimi
  • Resmi ve özel kuruluşların adresleri ve ulaşım kanallarının duyurulması,
  • Belediye yöneticileri ve belediye meclisi hakkında bilgiler

Gündem 21 ve Yerel Gündem 21: Gündem 21, kalkınma ve çevre arasında denge kurulmasını hedefleyen “sürdürülebilir kalkınma” kavramının uygulanmasına yönelik, küresel uzmanlaşmanın ve siyasi taahhütlerin en üst düzeydeki ifadesi olan bir eylem planı olarak ortaya çıkmıştır. “Yerel Gündem 21”, yerel sürdürülebilir kalkınma sorunlarını çözmek için uzun dönemli, stratejik bir planın hazırlanması ve uygulanmasıyla yerel düzeyde Gündem 21’in hedeflerine ulaşılmasını amaçlayan katılımlı bir süreçtir.

Türkiye’de Yerel Yönetimlere ilişkin Mevzuatta Yer Alan Karar Süreçlerine Katılım Düzenlemeleri

Son dönemde yapılan yerel yönetimlere yönelik yasal düzenlemelerde anahtar kavram olarak katılım konusu ön plana çıkmaktadır. Hemşehri hukuku, ihtisas komisyonları, stratejik planın hazırlanması, kamuoyu yoklaması, gönüllü katılım ve kent konseylerine ilişkin düzenlemeleri içeren yerel yönetimlere ilişkin mevzuat katılımcı mekanizmaların geliştirilmesi açısından örnek oluşturmaktadır.

Hemşehri Hukuku

5393 sayılı Belediye Kanununun “hemşehri hukuku” başlıklı 13. maddesinde hemşehri tanımı yapılmış, belediye ve hemşehrilerin birbirlerine karşı yükümlülükleri düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:

  1. Herkes, ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir.
  2. Hemşehrilerin, Belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek koşullarda sunulması zorunludur.
  3. Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması konusunda gerekli çalışmaları yapmakla görevlidir. Belediyeler bu çalışmalarında: üniversitelerin kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının ve uzman kişilerin katılımını sağlayacak önlemleri almakla görevlidir.
  4. Belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her birey, belediyenin kanunlara dayanan kararlarına, emirlerine ve duyurularına uymakla ve belediye vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarını ödemekle yükümlüdür. 5393 sayılı Belediye Kanunu ile hemşehri tanımı kanuni çerçevede önemli bir değişikliğe uğramış ve yeni düzenlemeye göre herkesin ikamet ettiği beldenin hemşehrisi olduğu hükme bağlanmıştır.

İhtisas Komisyonları

5393 sayılı Belediye Kanunu’nda İhtisas Komisyonları 24. maddede düzenlenmiştir. Buna göre; “Belediye meclisi, üyeleri arasından en az üç en fazla beş kişiden oluşan ihtisas komisyonları kurabilir. Komisyonların bir yılı geçmemek üzere ne kadar süre için kurulacağı aynı meclis kararında belirtilir.

Kamuoyu Yoklaması

Yönetenlerin halkın görüş ve düşüncelerini gözönünde bulundurmalarını sağlamayı amaçlayan bir başka uygulama da 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinde düzenlenen hizmetlerle ilgili olarak, halkın görüş ve düşüncelerini belirlemek amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması yapabileceğine ilişkin hükümlerdir.

Gönüllü Katılım

Gönüllülük, katılımın güçlendirilmesini, yerinden yönetimin desteklenmesini ve bireylere yönetimleri kontrol olanağı veren bir yapının oluşturulmasını sağlayan fırsatları içermektedir. Bu uygulama bir yandan bireylerin karar alma süreçlerine katılımını sağlarken, diğer yandan kamu harcamalarında önemli tasarruflar sağlamaktadır. Gönüllüğün bir üçüncü yararı da, toplumsal işbirliği yollarını açması ve bireylerin birbirlerine daha çok yaklaşmasıdır.

Kent Konseyleri

Kentteki tüm paydaşları bir araya getirerek, tüm kenti kucaklayan bir ortak akıl oluşturulmasını sağlaması, kent konseylerinin en önemli işlevlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Kent konseyleri, yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılması, hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi işlevlerini de yerine getirmektedir. Kent konseyleri;

  • Genel kurul
  • Yürütme kurulu
  • Meclisler ve Çalışma Grupları

ndan oluşur.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi