Bakım Elemanı Yetiştirme Ve Geliştirme 2 Dersi 7. Ünite Özet

İletişim, Konuşma Ve Bilişsel Becerilerin Desteklenmesinde Bakım Hizmeti Verenlerin Rolü

Giriş

İletişim, insan ilişkilerinin temelini oluşturan unsurdur. Gündelik konuşmalarda pek çok kişi iletişimde bir sıkıntıları olmadığını, diğer insanlarla iletişimlerinin iyi olduğunu düşünürler. Bu nedenle iletişim, gündelik hayatta detayları üzerine çok düşünülmeyen bir kavramdır. Oysa, bakıma ihtiyaç duyan bireylerle çalışan bakım hizmeti verenlerin hem baktıkları kişi hem de o kişinin ailesi/çevresi ile iyi bir iletişim kurması çok önemlidir. Temelde bir yardım mesleği olan bakım elemanlığında bakımı üstlenilen birey ve onun ailesiyle karşılıklı güvene dayalı bir ilişki kurmak esastır. Bu güven ilişkisi sayesinde bakım hizmeti verenler, bakımını yaptığı bireyi daha iyi tanıyacak, ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilecek ve bakım sürecini daha iyi yöneterek işini daha iyi yapabilecektir. Bunun yan ısıra baktığı kişiye de genel olarak iletişim, dil ve konuşma konularında destek olması hayati derecede önem taşımaktadır.

İletişim Dil ve Konuşma Kavramları

Günlük yaşamda iletişim, dil ve konuşma sözcükleri bazen birbirlerinin yerine kullanılmaktadır ancak bu üç kavram da farklı anlamlar taşımaktadır

İletişim

İletişim bilgi, duygu, düşünce ve benzeri aktarımlar ile diğerlerini etkilemektir (Topbaş, 2003). Karşısındaki kişi ya da kişilere mesaj vermektir. Bir arkadaşına derdini anlatmak, bir öğretmenin ders anlatması, bir kişinin bir diğerine sevgi göstermesi, bir annenin çocuğunu okşaması, ninni söylemesi hep bir mesaj vermek amacını taşır ve bu nedenle iletişimdir. Mesaj sözel (sözlü) ya da sözel olmayan (sözsüz) biçimlerde olabilir.

İletişimin olabilmesi için temel olarak üç unsura gerek vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Mesajı Alan
  • Mesajı Gönderen
  • Mesaj alışverişinin gerçekleşebileceği bir ortam

Mesajı Gönderen istek, duygu ve düşüncesini (yani mesajı) karşı tarafa aktarmak isteyen taraf, mesajı alan da iletilmek istenen mesajı alması istenen taraftır. İletişimin gerçekleştiği ortama bağlam; kaynak ve hedef arasındaki iletinin gönderilme şekline kanal denir. Ayrıca alıcının iletiye verdiği her türlü tepki dönüttür.

Dil (Lisan)

İletişim sırasında mesajımızı başkalarına aktarmak amacıyla kullandığımız ortak sembol sistemine dil (lisan) denir. İnsanlar günlük hayatlarında bilgi aktarma, bilgi edinme, isteklerini ifade etme, kendini koruma vb. gibi pek çok değişik amaçla dili kullanırlar. Dil bir uzlaşmadır. Bu anlamda uzlaşma, aynı dili kullanan insanlar arasında belli seslerin/sözcüklerin/biçimlerin belli içeriklere karşılık gelmesi demektir (Topbaş, 2003).

Konuşma

İnsanların bir diğerine ya da diğerlerine mesaj iletirken (iletişimde) kullandığı, temel kanal konuşmadır. Konrot’a göre konuşma, “düşüncelerimizi ifade etmek aracı olarak kullandığımız sembolik bir araç olan sözel dilin (sözel lisanın), akciğerlerden gelen havanın boğaz, ağız ve burun yoluyla şekillenmesi sonucunda oluşan seslere dönüştürülerek karşımızdaki insan(lar)ın kulakları tarafından alabilecekleri bir biçime dönüştürülmesi işlemidir, eylemidir” (Konrot, 2005: 194).

Dil Konuşma ve Bilişsel İşlevler

Çok geniş bir kavram olan bilişim temel olarak zihnin işleyişini, yani kişinin öğrenmesi, hatırlaması, kavramlaştırması ve benzeri süreçleri içerir (Cüceloğlu, 2000). Dil ve düşünce birbirlerini etkilerler. Dili öğrenmek ve kullanmak algılama, dikkat, hafıza, anlama gibi beynimizde gerçekleşen bilişsel işlevlerle doğrudan ilişkilidir. Algılama, ilişkilendirme ve ifade etmede araç, dildir (Yıldırım Doğru ve diğerleri, 2010).

İnsanlar doğdukları andan itibaren belirli deneyimler edindikleri bir yaşam sürecinin içine girerler. Bebeklikten yetişkinliğe kadar her gün, her an duyumlar aracılığıyla etraflarındaki yani dolayısıyla evrendeki nesneler, olgular, olaylar ve ilişkilere dair bilgileri alırlar, algılarlar. Kişi bir kere tecrübe ettiği bir durumu algılamıştır ve gelecekte de benzer nitelikte bir olayla, bir nesneyle, bir ilişkiyle karşılaştığında bir önceki algıladığı durum bu yeni durum için temel oluşturur. Deneyimler zihinde kayıt edilir, benzerliklerden ve farklılıklardan anlam çıkartılır, sonunda düşünce oluşur.

Dil, ifade etmenin ötesinde algılama, öğrenme ve ilişkilendirmeyi de sağlayan önemli bir araçtır. Bütün bu özelliklerinden dolayı dil ile zihin ve zihinsel gelişim arasında önemli bir ilişki vardır.

Bakım Hizmeti Verenlerin Engelli Bireylerle İletişimde Görev ve Sorumlulukları

Bakımı üstlenilen bireyle iletişimde öncelikli amaç, onun ihtiyaçları doğrultusunda doğru ve yeterli bakımı/yardımı yapabilmektir. Ayrıca bakımı üstlenilen bireyle iletişimin, gündelik yaşam ve sağlık konusunda ihtiyaç duyulan bilgilerin ona sunulmasını sağlamak gibi bir amacı da vardır. Bu amaçların gerçekleştirilmesi doğrultusunda, bakım elemanının bakımını üstlendiği bireyin iletişim sorununun aşılmasında üstlenmesi gereken kritik görev ve sorumlulukları vardır.

Bakım Hizmeti Verenlerin Engel Türü Bakımından Ayırım Yapmaksızın Tüm Engelli Bireylerle İletişimdeki Görev ve Sorumlulukları

Bakım hizmeti verenlerin üstlenmesi gereken bu görev ve sorumluluklar şu şekilde sıralanarak açıklanabilir:

  • Bakım elemanı bakımını üstlendiği engelli bireylerin almakta olduğu dil ve konuşma terapisini desteklemelidir.
  • Bakım elemanı iletişim sorununun aşılmasında ya da hafifletilmesinde engelli bireye yardımcı olur.
  • Bakım elemanı evde yapılan çalışmayı ve gelinen durumu dil ve konuşma terapistine rapor eder.
  • Engelli bireylerle çalışacak bakım elemanının çocuk gelişimi sırasında dil gelişiminin nasıl desteklenmesi gerekeceğini bilmesi gerekir.
  • Bakım elemanın empati yeteneği gelişmiş olmalıdır.
  • Bakım elemanının engelli bireyle iletişim halindeyken saygılı ve kibar olması gerekir.

Sağlıklı bir biçimde iletişim kurabilmek tüm bireyler için önemli olduğu gibi engelli bireyler için de son derece önemlidir. Kişinin etrafındakilerle (aile, arkadaş, akraba, bakıcı vb.) olabildiğince sağlıklı iletişim kurması, yaşamını büyük ölçüde kolaylaştırabilir (Korkut, 1996). Engelli bireylerin hayatı, diğer bireylerin hayatından “tamamen” farklı değildir. Herkes gibi okula giderler, evlenirler, aileleri vardır, alışveriş yaparlar, gülerler, ağlarlar, sinirlenirler, kısacası herkes gibidirler.

Bakım hizmeti veren bireyde olması gereken en önemli özelliklerden birisi de empati yeteneğinin gelişmiş olmasıdır. Empati, bir başka insanın duygularını ve düşüncelerini sezebilmek, fark edebilmek, algılayabilmek yeteneği olarak tanımlanabilir (Bach ve Grant, 2009). Empati, yardım edici ilişkinin en temel bileşenlerindendir (Özcan, 1996. Akt. Tutuk ve diğerleri, 2002). Bakım elemanlığı mesleği de en önde gelen yardım mesleklerinden biridir.

Bakım Hizmeti Verenlerin Engelli Bireylerin Engel Türüne Göre İletişimdeki Görev ve Sorumlulukları Bakım Hizmeti Verenlerin Zihin Engelli Bireylere Yönelik Görev ve Sorumlulukları

İletişim, sağlık ve öz bakım, sosyal ve akademik beceriler, günlük yaşam, kendine yeterlilik gibi alanlarda zihinsel işlevler bakımından akranlarına göre sınırlılık, uyumsuzluk ve yetersizlik gösteren kişiler zihinsel engelli olarak tanımlanır. Bir başka deyişle zihinsel engellilik, “uyumsal ve aktüel davranışlardaki yetersizlik ve genel zekâ fonksiyonlarında ortalamanın altında olma hâlidir” (T.C. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2013). Bu bireylerin öğrenme hızları düşük olabilir ve yine bu bireyler öğrendiklerini uygulamakta daha yavaş olabilir ve sorun çözmede güçlük çekebilirler.

Bakım hizmeti verenlerin zihinsel engelli bireylerle iletişim kurarken dikkat etmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir (Karakaş ve diğerleri, 2012):

  • Her zaman sevgi ve şefkatle yaklaşın
  • Sabırlı ve anlayışlı olun
  • Zihinsel engelli bireyin bilgileri tam olarak anlamasına ve algılamasına izin verin
  • Onları cesaretlendirin ve teşvik edin
  • Sizin hızınızda karar ve cevap vermelerini beklemeyin
  • Engelli bireylerin konuşmalarına ilgisiz kalmayın ve onlarla göz teması kurun
  • Sözlü iletişim kadar beden dilinin de önemli olduğunu unutmayın

Bakım Hizmeti Verenlerin Otistik Özellikler Gösteren Bireylere Yönelik Görev ve Sorumlulukları

Otizm beynin ve sinir sistemini farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklanan ve yaş öncesi çocuklarda ortaya çıkan nöro-biyolojik bozukluktur. Otistik özellikler gösteren bireyler göz teması kurmaktan kaçınırlar. Bu nedenle duygusal bağ kurmaları zordur. Dokunulmayı sevmezler ve isimleriyle seslenildiğinde dahi tepki vermeyebilirler.

Otistik özellikler gösteren bireylerin en belirgin özelliklerinden biri iletişim becerilerinde gösterdikleri sınırlılıklardır (Kurt, 2011). Tamamında olmamakla birlikte otizmli bireylerde genellikle sözel ve sözel olmayan iletişim, oyun ve sosyal ilişki güçlüğü gibi gelişimsel sorunlar görülmektedir.

Bakım hizmeti verenlerin otistik özellikler gösteren bireylerle iletişim kurarken dikkat etmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Otizmli bireylerle konuşurken onun göz seviyesine inin ve ona bakarak konuşun.
  • Kısa ve net cümleler kurun. Özellikle komut ifadelerini vurgulayın.
  • İletişim kurarken çevrede bireyin dikkatini dağıtacak nesnelerin ve bireylerin olmamasına özen gösterin.
  • İletişimi siz başlatın. Ondan iletişimi başlatmasını beklemeyin.
  • Somut ve sade ifadeler kullanın.
  • Kişinin başarılarını takdir edin ve onu övün.

Bakım Hizmeti Verenlerin İşitme Engelli Bireylere Yönelik Görev ve Sorumluluklar

Kulaklarından birinde ya da her ikisinde doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle oluşan bir durumdan dolayı çevresinden gelen sesleri az algılayabilen ya da algılayamayan bireyler işitme engelliler olarak tanımlanır (Topbaş, 2013). Yaşlanmaya bağlı olarak işitme duyusu da gün geçtikçe zayıflayabilir. Kişi yaşlandıkça kulağa giden damarların özelliklerini yitirip kan taşıma işini yeterince yerine getirememesi, işitme sinirinin yaşlanarak özelliğini kaybetmesi ve beyindeki işitme merkezinin işlev kaybına uğramaya başlaması gibi nedenlerle bireyin işitmesi zayıflar (Karadeniz ve Dedeli, 2008).

Bakım hizmeti verenlerin işitme engelli bireylerin işitme becerilerini desteklemek için dikkat etmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir (Cürebal ve Özben, 2012; Uslu, 2005):

  • İşitme cihazı varsa cihazın düzgün çalıştığına ve ayarların düzgün yapıldığına emin olun.
  • Sesleri fark ettiğiniz anda onun da fark etmesini sağlayın. Sese karşı tepki verdiğinde onun tepkisini anladığınızı göstererek bireyi heveslendirin.
  • Bir ses geldiğinde çocuğa bakarak kulağınızı gösterin “sesi dudun mu?” diye sorun.
  • Ses ve ses kaynağını eşleştirin.

Bakım Hizmeti Verenlerin Görme Engelli Bireylere Yönelik Görev ve Sorumlulukları

Çeşitli nedenlerle doğuştan ya da sonradan tamamen veya kısmen görme kaybı olan ve bu yüzden destek hizmetlerine gereksinim duyan kişiler görme engelli olarak tanımlanır. Görme gücünün tıbbi tedaviyle ya da gözlük, kontakt lens gibi bilinen yöntemlerle yararlı düzeylere ulaştıramadığı durumlara, kısıtlamanın derecesine göre körlük veya az görme denir (Altınokta Körler Derneği, 2013).

Bakım hizmeti verenlerin görme engelli bireylerle iletişim kurarken dikkat etmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Eğer görme engelli bir kişiyle belli bir yere kadar yürüyecekseniz onun sizin kolunuza girerek yürümesi daha doğru olacaktır.
  • Görme engelli bireyle konuşurken yanından ayrılmanız gerektiğinde ona mutlaka bildirin.
  • Görme engelli birine birşeyler ikram ederken, ikram ettiğiniz şeyi mutlaka sözlü olarak da bildirin.

Bakım Hizmeti Verenlerin Bedensel Engelli Bireylere Yönelik Görev ve Sorumlulukları

Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası dönemde herhangi bir nedene bağlı olarak iskelet (kemik), kas ve sinir sistemindeki bozukluklar sonucu, bedensel yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden, toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük yaşamdaki gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan, bu nedenlerle korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye bedensel özürlü; bu duruma yol açan durumlara ise bedensel özür denir (MEB, 2008). Bakım hizmeti verenlerin bedensel engelli bireylerle iletişim kurarken dikkat etmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Tekerlekli sandalye kullanan bir engelliye bakıyorsanız uzun süreli konuşmalarınızda onun göz seviyesine gelecek şekilde oturup konuşunuz.
  • Tekerlekli sandalyesi ya da koltuk değnekleri engelli bireyin özel eşyasıdır. İzinsiz dokunmayınız.

Bakım Hizmeti Verenlerin Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Görev ve Sorumlulukları

Konuşmanın kişinin etrafındaki kişilerce yadırganacak düzeyde bir farklılık ya da sapma göstermesi durumunda bireyde bir konuşma sorunu olduğu kabul edilmektedir (Konrot, 2005). Başka bir deyişle herhangi bir nedenle konuşamayan veya ifade etmede güçlük yaşayan, konuşmasının akıcılığında bozukluk olan ve bu yüzden çevresi tarafından anlaşılamadığı için iletişim güçlüğü yaşayan kişiler dil ve konuşma engelli olarak tanımlanır (MEB, 2013).

Bakım hizmeti verenlerin dil ve konuşma bozukluğu olan bireylerle iletişim kurarken dikkat etmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir (MEB, 2013):

  • Kişinin söyledikleri anlaşılmadığı zaman anlayamadım/kaçırdım lütfen tekrar edebilir misiniz? Gibi ifadeler kullanarak tekrar ettirebilirsiniz.
  • Kişilerden söylediklerini yazmalarını isteyebilirsiniz.
  • Bireyin anlattıklarını tekrarlayıp doğrulamasını isteyebilirsiniz.
  • Kısa cevap gerektiren sorularla onu anlamaya çalışın. Konuşması için onu cesaretlendirin.

Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v