Turizm Coğrafyası Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Coğrafya Ve Turizm
Turizmin fiziki ve beşeri coğrafya üzerindeki etkisi nedir?
Yeryüzünde değişik coğrafi görünümlerin ortaya çıkmasında turizmin önemli rolü vardır. Turizm, geliştiği bölgelerde, arazi kullanışını etkilemektedir. Turizmin gerektirdiği oteller, yeme-içme, eğlence, alış-veriş vb. mekânsal düzenlemelerin yanısıra, turizme yönelik korunan doğal ve kültürel alanlarla birlikte, yerleşmelere farklı bir görünüm kazandırmaktadır. Diğer taraftan turizm, demografik yapı üzerinde etkili olmaktadır. Turizmin istihdam artırıcı rolü ve ekonomik gelişmeye katkısı, yerleşmelerin ekonomik bunalımlardan ve nüfus kaybından kurtularak gelişmesine, nüfus çekmesine neden olmaktadır. Yine, farklı kültürlerden gelen turistlerin ziyaret ettikleri yerlere kültürel etkileri söz konusudur. Turizmin yerel kültürler üzerinde, farklı kültür ve deneyimleri tanıma ve yeniliklerin benimsenmesini kolaylaştırması gibi olumlu sayılabilecek etkilerinin yanı sıra, yerel kültüre zarar vererek, toplumsal yozlaşmaya neden olması, turistlerin tarihi eserler ve doğal çevre üzerinde olumsuz etkileri söz konusudur.
Turizm coğrafyasının inceleme alanı nedir?
Ekonomik coğrafyanın bir alt dalı olan turizm coğrafyası; yeryüzündeki doğal ve beşerî kaynakların turizm özelliklerinin belirlenmesini, turizm bölgelerinin özelliklerini, dağılışlarını ve turizm olayına bağlı mekânsal ilişkileri konu edinmektedir. Turizm coğrafyası, özellikle turizm faaliyetlerinin lokasyonu ve mekânsal ilişkileri üzerinde durur. Turizmin varlığı esas olarak yeryüzünde farklı mekânların varlığına bağlı olduğundan, bu mekânların incelenmesi gereklidir. Turizme kaynaklık eden doğal ve kültürel çok çeşitli çekicilikler, dünyanın farklı bölgelerinde çok farklı özelliklerde yer almaktadır. Bu çekiciliklerin belirlenmesi ve turizmde nasıl kullanılacakları turizm coğrafyasının başlıca konularından biridir. Turizm coğrafyası, sadece gidilen turistik yerlerin özelliklerini değil, aynı zamanda turizme olan talebin mekânsal özelliklerini ve bunların ortaya çıkardığı kalıpları anlamaya yönelik çalışmalarda yapmaktadır. Turizm coğrafyası, uluslararası ya da iç turizmde, turist hareketleri ve meydana getirdiği akış kalıplarını inceleyen çalışmalarıyla, turistlerin seyahatlerini sağlayan uygun rota ve güzergâhların oluşturulmasına, bunların haritalanmasına katkıda bulunmaktadır. Turizm yer aldığı mekânı hem şekil hem de kültür olarak etkilemekte, değişime uğratmaktadır. Turizm coğrafyası, mekânı şekillendiren biçimlendiren bir faktör olarak turizmi kendisine konu eder. Turizmin ülke ekonomisi üzerindeki etkileri de turizm coğrafyasının konusudur. Turizmin döviz girdisi sağlaması, istihdam ve üretim artırıcı etkileri nedeniyle ülke ekonomisi üzerinde etkilidir. Turizm ekonomisinin ülke genelinde ya da bölge ölçeğinde etkilerinin araştırılması turizm coğrafyanın ilgi alanındadır. Ayrıca bir bölgede turizmle birlikte ortaya çıkan göç, nüfus yoğunluğu ve nüfus dağılımının turizm sonucu değişikliğe uğraması, turizm coğrafyasının ilgi alanındadır. Dünyada meydana gelen ekonomik, siyasi ve kültürel olayların turizm üzerine etkileri de turizm coğrafyasının konuları arasındadır. Turizm coğrafyası sadece günümüzdeki arazi kullanımı ve coğrafi kaynakların turizm amaçlı kullanımı ile ilgilenmez. Aynı zamanda gelecekte coğrafi kaynaklarda ortaya çıkabilecek değişiklikleri, bu değişikliklerin turizme etkilerinin analiz edilmesini de kendine konu edinir. Turizm coğrafyası, mekan bilimi yaklaşımıyla rekreasyon faaliyetlerinin doğru yer seçimlerine, turizm bölgelerinde arazi kullanımı ve mekana dayalı turizm planlamasında önemli bir veri kaynağı ve yol gösterici olmaktadır.
İklim ve turizm arasında nasıl bir ilişki vardır?
Turizmin gelişmesinde, klimatik kaynakların (iklim elemanlarının), önemli etkileri vardır. Bir bölgenin iklim elemanları ve bunların uzun yıllık ortalamalarını ifade eden iklim, turistik çekim gücü taşır. Turizmde iklim, başlı başına bir çekiciliktir. Kıyı turizmi, kış turizmi ve yayla turizmi gibi iklimle doğrudan ilişkili turizm şekillerinde iklimin etkisi açıktır. Aslında, turistin seçtiği faaliyet ne olursa olsun, günlük hava şartları elverişli ise yapılan faaliyet verimli olacaktır. Turist her şeyden önce, gittiği yerin iklim şartlarında fiziksel bir rahatlık hissetmek ve yapacağı turizm faaliyetleri için uygun hava şartlarının bulunmasını isteyecektir. Bu açıdan iklim-turizm ilişkisinde, bir yerin genel iklim özelliklerinden çok, turizm mevsimi sırasındaki hava şartları önem taşımaktadır.
İklim-turizm ilişkisinde önemli iklim elemanlarından ikisi sıcaklık ve nispi nemdir. Aşırı sıcak ve nemli hava şartları turizmin gelişmesine engel oluşturabilmektedir. Dünyanın ekvatoral bölgelerinde turizmin fazla gelişme gösterememesinin önemli bir nedeni de sıcak ve nemli hava şartlarıdır. İklim elemanlarından rüzgâr, estiği yerlerde havanın ısı kaybını hızlandırarak, hava sıcaklıklarının düşmesine neden olur. Yüksek dağlık alanlarda zaten düşük olan sıcaklıkların, rüzgârın serinletici etkisiyle hızla düşmesi bu alanların kış sporları vb. faaliyetler açısından elverişliliğini azaltmaktadır. Diğer taraftan, kıyı turizminde, esme yönü ve şiddeti açısından belirli düzeyde rüzgâr alan yerler, rüzgâr sörfü ve yelkencilik turizm faaliyetleri için elverişlidir. Bir yerin iklim özelliklerinden olan güneşlenme süresi ve güneşli gün sayısı da önemli turistik çekicilik oluşturmaktadır. Güneşlenme süresi ve güneşli gün sayısı özellikle kıyı turizm sezonunu belirlediğinden, kıyı turizmine yönelik yatırımlar açısından büyük önem taşımaktadır.
Klimatizm nedir?
Klimatizm, dağ ikliminin insan sağlığını güçlendirici, bazı rahatsızlıkları giderici etkilerine bağlı olarak, dağların özellikle orman örtüsüyle kaplı alanlarında, temiz havada tedavi olma, dinlenme, eğlenme ve tatil yapma faaliyetlerini kapsayan turizm çeşididir. Sağlık turizmi içinde değerlendirilen klimatizm, sağlığa uygun iklim yörelerinin temiz havasında tedavi olma, dinlenme, eğlenme ve tatil yapma faaliyetlerini kapsamaktadır. Orta yükseklikteki dağların özellikle orman örtüsüyle kaplı alanları, klimatizm için uygundur. Dağın temiz havası, orman örtüsünün rüzgâr hızını azaltarak havanın bağıl nem dengesini kurması ve sıcaklıkların nispeten kararlı seyretmesi, ağaçların sinir sistemini uyarıcı kokulu salgıları, iklim kürleri için uygun bir ortam hazırlamaktadır.
Turizm gelişimine elverişli kıyı şekilleri nelerdir?
Kıyının şekli, turizmin gelişmesi ve turizm yatırımları açısından önem taşır. Dünyada kıyı turizminin en çok, uzun ve geniş plajların bulunduğu alçak kıyılarda geliştiği görülür. Alçak kıyılarda kumsal oluşumu için uygun şartlar vardır ve genelde kıyı boyunca geniş ve uzun plajlar (kumsallar) yer alır. Kumsal ise kıyı turizminde başlıca eğlendinlen faaliyeti olan güneşlenmek ve çeşitli etkinlikler için önemlidir. Alçak kıyılar, turistik tesislerin yapımı için kıyıda geniş bir alan sağlaması ve ulaşım açısından da turizmin gelişimini kolaylaştırmaktadır. Yüksek kıyılar ise, kıyı turizmi için fazla uygunluk göstermez. Özellikle fay dikliğinin kıyı çizgisinin hemen önünde olan dik kıyılar (falezler) kıyı turizminin gelişimine uygun değildir. Falezler önünde aşınma ile bazen dar bir plaj oluşabilmektedir. Yüksek kıyıların turizm açısından başka bir olumsuz bir yönü de, turistik tesislerin yapımı için geniş alan bulunmamasıdır. Bununla birlikte, girintili çıkıntılı yapıdaki yüksek kıyılarda, körfezler ve birbirinden burunlarla ayrılan çeşitli koylar, çekici manzaralar oluşturarak, turistler için çekici olabilmektedir. Girintili çıkıntılı yüksek kıyılarda, rüzgâra kapalı koyların oluşması durumunda, yat turizmi için uygun olabilmektedir. Yüksek kıyılar önündeki adalar kıyı turizminde en çok ilgi çeken yerlerdendir. Adaların, kara ile kara yoluyla bağlantısı olmaması nedeniyle, insanlar üzerinde daha sakin ve temiz olduğu şeklinde ilgi çekici bir özelliği bulunmaktadır. Dalga ve akarsuyun getirdiği malzemenin sığ olan koy ağızlarında birikmesiyle oluşan kıyı oku ve kıyı kordonu şekilleri, denize bakan kısımları kumsal olarak kullanıldığından kıyı turizminin gelişmesine uygundur. Yine kıyıda oluşan birikim şekillerinden adaları birbirine veya kıyıya bağlayan tombolonun her iki kıyısı, kıyı turizminde kumsal olarak kullanılabilmektedir. Kıyı şeklinin turizmde ilgi çeken bir özelliği de deniz mağaralarıdır.
Yat turizmine uygun coğrafi alanlar nelerdir?
Yat turizminde, doğal korumalı koyların varlığı önemlidir. Yatların fırtına ve şiddetli atmosfer olaylarında, güvenli olarak demirleyebilmesi, yatçıların denizin eğlendinlen etkinliklerine yönelik olanaklarından faydalanması için, bir burun, yarımada veya adayla açık deniz rüzgârlarına karşı korunmuş koylar aranır. Bu nedenle yat turizminin gelişmesinde kıyı jeomorfolojisi önem bir faktördür. Geniş körfezler, koylar, yarımadalar ve adaların oluşturduğu girintili çıkıntılı kıyı şekli yat turizmi için uygundur. Genel olarak kara yapısının denize dik olarak uzandığı yerlerde, denizin akarsu vadilerini doldurarak oluşturduğu enine kıyılar yat turizmine uygundur. Bu kıyılarda çeşitli yarımadalar, körfezler ve koylar ile kıyı önünde adalar doğal korumalı limanlar oluşturur. Boyuna yapılı kıyılarda ise, kıyı gerisindeki yükselti vadilerle yarılmamış ise, denize dik olarak inen yüksek kıyılar oluşur ve yükseltinin kıyıya paralel uzanmasından dolayı akarsu vadilerinin ağız kısımlarındaki koylar hâkim rüzgârlara açıktır. Dolayısıyla yat turizmine uygun değildir. Boyuna yapılı kıyı şekillerinden Dalmaçya yapılı kıyılarda kıyıya parelel yarımada veya adaların bulunması durumunda koylar rüzgâra karşı korumalı hale geldiğinden yat turizmine uygundur. Kıyı biriktirme şekillerinden kıyı okları, bazen bir koyun önünü kapatarak açık deniz rüzgârlarına korumalı hale getirerek yat turizmine uygun doğal limanlar oluşturabilmektedir. Tombololar da yat turizmi için rüzgâra farklı yönlerden kapalı iki ayrı liman oluşturduğundan yat turizmine uygun kıyı şeklidir. Delta ve lagün gibi biriktirme şekillerinin yer aldığı alçak kıyılarda, yatların demirlemesi için yeterli deniz derinliği yoktur. Aynı zamanda rüzgârlara karşı korumasız olan bu kıyı şekilleri yat turizmi için uygun değildir. Ancak, delta ve lagün gibi biyolojik zenginliğe sahip sulak alanlar doğal yaşama meraklı yatçıları kendine çekmektedir.
Göllerin turizme açılmasında etkili olan faktörler nelerdir?
Göllerin turizme açılmasında çeşitli faktörler etkili olmaktadır. Bunların başında bir şehrin çekim alanı içinde bulunmaları gelmektedir. Bunun yanı sıra, turizm yörelerine yakın olmak, orman içinde ya da dağlık alanda yer almak gibi coğrafi konum faktörleri de turizme açılmalarında etkilidir. Deniz turizminin geliştiği kıyılara yakın olan göller, yöredeki kıyı turizm hareketinin etkisiyle daha çok ilgi görebilmektedir. Orman içindeki göllerde su ile ormanın bir arada yer almaları nedeniyle çekicilikleri yüksektir. Şehrin sıkıcı yaşam şartlarından kaçmak, sakin bir ortamda iyi vakit geçirmek isteyenlerin orman içindeki gölleri tercih ettiği görülmektedir. Dağlık yörelerde yer alan göllerin turizme açılmasında en önemli sorun ulaşımdır. Ulaşım olanakları bulunan yayla sahalarındaki göllerin turizme açılması daha kolay olmaktadır. Ulaşımı güç olan buzul gölleri ve krater gölleri gibi göller ise, daha çok dağcılık faaliyetlerine katılan turistler tarafından doğa yürüyüşü sırasında kamp yeri olarak tercih edilmektedir. Kıyı oku veya kıyı kordonuyla denizden ayrılan lagün göllerinin deniz turizmine de imkân vermesi ve biyolojik zenginlik gibi nedenlerle çekicilikleri fazladır. Göller oluşum şekillerine göre, ender yer şekilleri ve ilgi çekici manzaralar oluşturmaları nedeniyle de turizmin ilgi alanına girmektedir. Buzul gölleri, volkanik göller, obruk gölleri ve heyelan set gölleri turizmde en çok ilgi çeken göller arasındadır. Çeşitli büyüklükte birden fazla gölün bir arada yer aldığı göller grubu da (Türkiye’de Yedi Göller gibi) oldukça ilgi çekmektedir.
Kaplıcalar bir turizm kaynağı olarak nasıl kullanılmaktadır?
Soğuk ve sıcak mineralli suların içilmesi, suya girilmesi ve çeşitli dış uygulamalarda kullanılmasını sağlamak üzere turistlerin konaklama ihtiyaçlarının karşılandığı turizm şeklidir. Kaplıca turizmi (termalizm), sağlık turizminin bir koludur. Bununla birlikte, sağlık nedenleri dışında tatil yapmak, dinlenmek, iyi vakit geçirmek amacıyla kaplıcalara gelenlerin sayısı az değildir. Kaplıca çevresindeki halkın, eğlenip dinlenmek amaçlı kullanımları da oldukça yaygındır. Yer altındaki mineralli sıcak sular, genellikle genç tektonik hareketlerin etkisiyle derin kırık ve fay hatları, aktif deprem kuşakları ve volkanik sahalarda fay kırıklıklarına bağlı olarak yeryüzüne çıkmaktadır. Kaplıca turizminin gelişmesinde suyun özellikleri önem taşımaktadır Kaplıca suyunun özellikleri, kaplıca sahasındaki jeolojik yapıyı oluşturan kayaçların özelliklerine göre değişir. Suyun analiz edilmesiyle bu özellikler belirlenebilir. Kaplıcaların turizme açılmalarında, diğer turizm şekillerinin geliştiği merkezlere, başlıca ulaşım ağlarına ve büyük şehirlere yakınlıkları da rol oynamaktadır. Kaplıca turizminde en önemli konu, kaynak alanlarının korunması, su, hava ve gürültü kirliliğinden uzak kalmalarıdır.
Turizmin gelişmesiyle peri bacaları üzerinde görülen olumsuz etkiler nelerdir?
Peri bacalarının bulunduğu yörelerde turizmin gelişmesiyle bir kısım sorunların yaşandığı görülmektedir. Bu sorunların başında doğa anıtları olarak kabul edilen ve yöredeki turizmin temel çekiciliğini oluşturan peri bacalarının korunması gelmektedir. Peri bacaları zaman içinde doğal aşınmayla yok olmaya yüz tuttuğu gibi, insan müdahalesiyle içlerinin oyularak turizmde kullanılmalarıyla da tahrip edilmektedir. Bir diğer sorun, peri bacalarının bulunduğu sahada konaklama, alışveriş vb. hizmetler için doğal görünüme uymayan yapılaşmadır.
Travertenler bir turizm kaynağı olarak nasıl kullanılmaktadır?
Turizmde ilgi çeken diğer bir yer şekli de travertenlerdir. Traverten, yeraltından yüzeye çıkan kaynak sularının (daha çok sıcak su kaynaklarının) çevrelerinde rastlanan biriktirme şekilleridir. Travertenler, jeolojik, jeomorfolojik ve hidrojeolojik belirli şartların bir araya gelmesiyle oluşmuş ender yer şekilleridir. Sıcak su kaynaklarında çökelmeyi oluşturan neden, su yüzeye çıktığında basınç azalmasına bağlı olarak suda bulunan karbondioksitin açığa çıkması, kalsiyum karbonatın (erimiş kireç taşı tortusu) çökelmesidir. Çökelme akarsuyun akışı yönünde basamaklar şeklinde olmaktadır. Travertenlerin oluşumunda, suyun çıkış yeri, debisi, yamacın eğimi, suyun bileşimi gibi şartlar etkilidir. Harika görünümleriyle çekicilik oluşturan traverten oluşumlarının yer aldığı alanlarda, sıcak su kaynağına bağlı olarak kaplıca turizminin de geliştiği görülmektedir. Ayrıca, sıcak su kaynağına bağlı olarak geçmişte yapılmış hamam, yerleşme vb. yapılaşmanın kalıntılarına bağlı olarak kültür turizmine de konu olmaktadır. Örneğin, Pamukkale travertenlerinin bulunduğu sahada, traverten taraçaları, şifalı sıcak su kaynakları ve Hierapolis antik kenti kalıntıları aynı alanda doğa, kaplıca ve kültür turizminin bir arada olmasını sağlamıştır. Dünyanın değişik yerlerindeki kaynak suları çevrelerinde traverten şekillerine rastlanmaktadır. Bunlar içinde, Türkiye’de Pamukkale travertenleri, İtalya’da Tivoli travetenleri ve A.B.D’ de Yellow Stone Milli Parkı’ndaki “Mammoth Springs” en tanınmış olanlarıdır. Pamukkale travertenleri biçim, renk ve oldukça geniş bir alanda yayılmasıyla eşsiz bir görünüme sahiptir, ulusal ve uluslararası turizmde büyük ilgi görmektedir.
Mağaralar hangi turizm türlerinde ilgi görmektedir?
Mağaralar, görsellik, spor, sağlık ve kültür açısından sahip oldukları çeşitli özellikleriyle turizmde kullanılmaktadır. Mağaralar, sarkıt, dikit, göl, traverten vb. oluşumları ve yeraltı dereleriyle doğa turizmine; şifa veren mikroklimasıyla sağlık turizmine; yerleşme ve ibadet yerleri olmalarıyla kültür turizmine ilgi duyanları çekmektedir. Doğa turizminde mağaraların görsellikleri ön plandadır. Mağaralarda damlama, sızma, akma, buharlaşma, durgun su ortamı gibi çökelme mekanizmalarıyla oluşan sarkıt, dikit, sütun, damlataş ve traverten gibi şekiller, havuz çökelleri, göl ya da gölcükler ile bunların renk, biçim, yoğunluk ve boyutları, mağaraların görsellik açısından turizm değerini belirlemektedir. Mağara oluşum şekilleri bakımından zengin ve bu şekillerin renk, biçim ve yoğunluğu çekici olan mağaralar doğa turizminde büyük ilgi görmektedir. Görsel amaçlı turizme açılacak mağaralarda, ulaşımın sağlanması, mağara girişinin düzenlenmesi, aydınlatma, mağara içinde dolaşımı sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerekir. Spor amaçlı mağara turizminde ise henüz içinde düzenleme yapılmamış mağaralarda, mağaracıların özel donanımla gezmesi ve mağaradaki doğal güzellikleri keşfetmeleri söz konusudur. Bu mağaralar, mağara içinde tırmanma, iniş, dalma, su geçişleri gibi zorlu, maceralı mağaracılık sporunu yapma ve doğal güzellikleri ilk defa görme isteğiyle mağaracıları çekmektedir. Mağaracılıkta, mağaraların en derin en uzak yerlerine gidebilme amaçlandığından, spor amaçlı mağara turizminde mağaraların derinlik ve uzunlukları daha çok önem kazanır. Mağaraların keşfedilmesi, tanınması ve turizme kazandırılmalarında sportif mağaracılığın katkısı büyüktür.
Alpinizm için önemli olan faktörler nelerdir?
Alpinizmde jeolojik yapı ve yüzey şekilleri etkili faktörlerdir. Dağların doruklarını hedefleyen tırmanmalarda, dağın yamaç eğimleri, kayaçların yapısı ve geçilecek topografyanın (buzul, karst, akarsu, volkan) özellikleri önem taşır. Buna göre zor ve kolay çıkış güzergâhları belirlenir ve uygun donanım hazırlanır. Bu tür tırmanışlara, teknik bilgi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle, daha çok dağcılar katılmaktadır. Bunun dışında, dağların doğal güzelliklerini seyretmek ve doğal ortamda kamping yapmak, köy evlerinde konaklama ve birkaç günlük yürüyüş yapmak amaçlı orta yükseltilere tırmanışlara ise sporcular dışında her kesimden insan katılmaktadır. Rekreasyon amaçlı tırmanışlarda doğa yürüyüşleri için daha çok yaylalar, vadiler ve bunları birbirine bağlayan boğazlar güzergâh olarak seçilmektedir. Alpinizm yaz kış bütün yıl yapılabilen dolayısıyla iklime bağlı olmayan bir turizm çeşididir. Dağcılık tırmanışları, yaz çıkışı ve kış çıkışı olmak üzere iki mevsimde de yapılmaktadır. Kış mevsimindeki tırmanışlarda, kar yağışları ve düşük sıcaklıklar etkilidir. Yaz çıkışlarında ise, gece gündüz arasındaki yüksek sıcaklık farkına bağlı olarak, gündüz yoğun güneşlenme, gece düşük sıcaklıklar etkilidir. Eğlenip dinlenmek amaçlı çıkışlarda iklimin belirleyici etkisi vardır ve bu tür çıkışlar daha çok yaz döneminde yapılır.
Yayla turizminde yaşanan sorunlar nelerdir?
Yayla turizminin en önemli sorunlarından biri yüzey şekillerine bağlı olarak ulaşım güçlüğüdür. Elektrik, su, haberleşme altyapı eksiklikleri de önemli sorun oluşturmaktadır. Konaklama tesislerinin az sayıda ve yetersiz olması turizmin gelişmesini engellemektedir. Turizme açılan yaylalarda doğal görünüme uyumsuz yapılaşma da ayrı bir sorundur. Yaylalarda turizmin gelişmesi yöre halkı için önemli gelir kaynağı oluşturabilir. Bununla birlikte, yaylalar yöre halkının hayvancılık alanlarıdır. Yaylalarda turizmin gelişmesiyle ortaya çıkan yapılaşma hayvancılığa zarar verebilir. Bu nedenle yaylaların turizme açılmasında koruma kullanma dengesi iyi kurulmalıdır.
Ekoturizm nedir?
Eko turizm, doğallığı bozulmamış alanlarda, manzara, doğal bitki örtüsü ve hayvanları, yerel kültürel özellikleri görmek, incelemek, öğrenmek, korunmasına ve doğru işletilmesine katkıda bulunmak amaçlı eğlendinlen faaliyetlerini kapsayan turizm türü olarak tanımlanabilir. Dünyada doğal alanların gün geçtikçe azalması, bu alanların korunması kaygısını da beraberinde getirerek eko turizmi ortaya çıkarmıştır. Eko turizm her şeyden önce çevre bilincini ifade eder. Turistler doğadan zevk alırken, korunmasına katkıda bulunmayı hedefleyen bir turizm anlayışına sahiptir. Doğaya ve yerel kültürlere duyarlı olmak, biyolojik çeşitliliğin korunması, turizmin olumsuz çevresel ve kültürel etkilerini en aza indirmek, yerel toplumların refahını desteklemek ve istihdam imkânları üretmek, eko turizmin özellikleri arasındadır. Bu yüzden, doğal alanların korunmasında eko turizm önemli bir araç olabilecektir. Turizm deneyimlerine göre, turizmin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indiren turistler çevreye ve yerel kültürlere karşı duyarlı olanlardır. Eko turistler daha basit ve sade hizmetlerle yetinerek çevresel etkileri minimize edebilmektedir.
Tarihi kaynaklar fiziki yapılarına göre kaç grupta incelenmektedir?
Tarihî kaynaklar farklı özellikleri ve çeşitliliklerine göre sınıflandırılmaktadır. Özgüç (2007), tarihî kaynakları fiziki yapılarına göre dört gruba ayırmaktadır:
• Binalar ya da bina kalıntıları: Büyük malikâneler, camiler, kiliseler, şatolar, fabrikalar vb.
• Tarihî olayların meydana geldiği yerler: Savaşlar, dinî, mitolojik ya da siyasi olayların meydana geldiği yerler, kalıntılar. Buralarda hiçbir kalıntı bulunmasa bile (savaş meydanları gibi) tarihî öneme sahiptirler.
• Arkeolojik “sit” ler: İnsan tarafından yapılmış bina şeklinde olmayan anıtlar ya da diğer inşaatlar (gömütler, eski tarla sistemleri, surlar, dikili taşlar, demir yolları, madenler vb.).
• Çeşitli “sit” lerden toplanmış ve başka bir yerde-yani her türlü müzede-bir araya toplanmış nesneler şeklindeki kalıntılar: Bu grup içine açık hava müzeleri de dâhil edilmektedir.
Önemli tarihî kalıntıların korunmasında UNESCO'nun rolü nedir?
Dünyanın değişik yerlerindeki önemli tarihî kalıntılar dünya mirası olarak kabul edilmekte ve korunma altına alınmaktadır. Bu konuda UNESCO (The United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) önemli çalışmalar yapmaktadır. UNESCO’nun 1972 yılındaki genel konferansında hazırlanan 38 maddelik Dünya Doğal ve Kültürel Mirası Koruma Antlaşması’nı 175’ten fazla ülke imzalayarak, ülkelerinde belirlenen tarihî, kültürel ve doğal anıt ve sit alanlarını dünya mirası olarak korumayı garanti etmişlerdir. Bu şekilde dünya miraslarının korunarak gelecek nesillere aktarılması planlanmaktadır. Antlaşmayı imzalayan ülkeler tarafından seçilen 21 ülke temsilcisinin oluşturduğu Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) ve Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN), aday gösterilen değerler arasından seçim yaparak listeyi oluşturmaktadır. Ayrıca komite, Dünya Miras Fonu (WHF)’nu yönlendirerek listedeki değerlerin korunmasını sağlamaktadır. Türkiye’ deki önemli tarihî çekiciliklerin bazıları Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Birçoğu da bu listeye girmeyi beklemektedir.
Kültür turizmi hangi özellikleri ile diğer turizm türlerinden ayrılır?
Kültür turizmi bazı özellikleriyle diğer turizm tiplerinden ayrılır. Kültürel kaynaklar farklı ve orijinaldir. Hiçbir yerin kültürü başka yerinki ile karşılaştırılamaz. Her bir kültür ögesinin kendine özgü geçmişi ve ayrı bir kimliği vardır. Bu yüzden kültür turizmini diğer turizm türlerinden ayıran önemli özelliklerden biri, farklılık yani özgünlüğüdür. Turizmin birçok çeşidinde turistler farklı kültürleri görür ve öğrenirler, ancak kültür turizminin farkı turistlerin hareket amacının kültürü öğrenmek olmasıdır. Kültür turizminin mevsimlik olma özelliği yoktur. Kültür turizmi yılın hemen her mevsiminde yapılan bir turizm faaliyetidir. Bu özelliğinden dolayı turizmin bölgelere ve zamana yayılmasına katkı sağlamaktadır. Kültür turizmi, turizm gelirlerinin daha geniş alanlara yayılmasını sağlama ve bölgeler arası gelişmişlik farkını kaldırma özelliğine de sahiptir. Kültür turistlerinin yaptıkları harcamaların fazlalığına ve yerel ekonomiye yaptığı katkısının fazla oluşuna bakarak da, kültür turizmini diğer turizm çeşitlerinden ayırmak mümkündür.
Kültür turistlerinin özellikleri nelerdir?
Kültür turizmi, hareket amacı farklı kültürleri öğrenmek, bilgi ve deneyimini artırmak olan kültür turistini ortaya çıkarmıştır Kültür turistlerinin toplumsal statüleri ortalama turistlere göre daha yüksektir. Kültür turistleri genelde iyi eğitimli kültür düzeyi yüksek kişilerdir. Satın alma eğilimleri ve satın alma güçleri yüksektir. Ortalama turiste göre daha çok harcama yapmaktadırlar. Keşfetmeyi seven, anlamlı kişisel deneyim peşinde olan kişilerdir. Yerel halka yaklaşmayı ve onlarla iyi ilişkiler kurmaya özen gösterirler. Yerel çevrenin ve kültürel değerlerin sürdürülebilirliliğini önemserler. Gezdikleri yerlerdeki doğal ve kültürel değerleri koruma eğilimindedirler. Politik kaygılardan uzak durup tüm kültürlere eşit yaklaşma eğilimindedirler. Büyük tur şirketleri ve turizm acenteleri yerine bireysel ya da küçük gruplarla seyahat etmeyi tercih ederler.
Nostalji turizmi nedir?
Etnik turizm, belirli bir etnik grubun, özellikle uzak köşelerde kalmış egzotik toplumların, hayatını, yaşam tarzını, kültürünü yerinde öğrenmek ve otantik deneyimler edinmek amacıyla yapılan seyahat ve konaklamadır. Etnik turizme insanları yönelten başlıca nedenler başka kültürleri tanıma merakı ve turist ile sahibi toplum arasındaki karşılıklı etkileşimdir. Etnik turizmin bir başka şekli de, insanların sıla özlemi ya da kendi kökenini öğrenmek için geçici olarak gezmek amacıyla anayurtlarına dönmeleridir. Nostalji turizmi olarak da adlandırılan bu turizm şeklinde turistler, daha önce kendisinin ya da atalarının, dedelerinin oturdukları topraklara gitmekte, kendi kökeninin izlerini araştırmakta, akrabalarını bulmaktadırlar. Göç olayları, sürgünler bu tür etnik turizmin doğmasına neden olmaktadır.
Şehirlerde turizme kaynaklık eden çekicilikler kaç grupta incelenmektedir?
Şehirlerde turizme kaynaklık eden çok sayıda çekicilik bulunmaktadır. Law (2002), bir şehrin turizm kaynaklarını, birincil, ikincil ve ek unsurlar olarak üç gruba ayırmaktadır.
Birincil Unsurlar
• Kültürel çekicilikler (müzeler ve sanat galerileri, tiyatrolar ve sinemalar, konser salonları, kongre merkezleri ve diğer kültürel çekicilikler)
• Spor çekicilikleri (kapalı ve açık spor alanları)
• Eğlence çekicilikleri (gece kulüpleri, gazinolar, planlanmış etkinlikler, festivaller)
• Fiziki karakterler (tarihî cadde ve semtler, ilginç binalar, eski anıtlar ve heykeller, parklar ve yeşil alanlar, su kıyıları)
• Sosyo kültürel özellikler (şehirdeki canlılık, dil, yerel gelenekler ve giyim, kültürel miras, dostluk, iyi ilişkiler, güvenlik, boş zamanı değerlendirme yerleri vb.)
İkincil Unsurlar
• Konaklama
• Yeme içme
• Alışveriş
• Pazarlar
Ek Unsurlar
• Erişilebilirlik
• Şehir içi ulaşım ve park etme
• Turist bilgilendirme (haritalar, işaretler, rehberlik)
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17728
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1145
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 605
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2736
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 899
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25563
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14499
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12505
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421