Ekonomi Sosyolojisi Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Yeni Teknolojiler, Ekonomi Ve Toplum
Teknoloji, Daniel Bell’in de belirttiği gibi toplumsal değişmeyi hangi yollardan gerçekleştirir?
Teknoloji, Daniel Bell’in de belirttiği gibi toplumsal değişmeyi beş farklı yoldan gerçekleştirir: • Teknoloji, daha düşük maliyetle daha fazla mal üretmeye imkân sağlar. Buna bağlı olarak, hem toplumsal yaşam standardını yükseltmenin hem de -ekonomik gelişmenin ileri aşamalarından itibaren- toplumsal eşitsizlikleri azaltmanın başlıca aracıdır. • Teknoloji, teknisyen ve teknokrat olarak bilinen yeni sınışarı ortaya çıkartmıştır. Bu sınışar da, ekonomik yaşamın “planlayıcı kadro”larını oluşturmuştur. • Teknoloji, “fonksiyonel ilişkiler” ile “nicel alan”ı öne çıkaran yeni bir “rasyonellik” tanımını gündeme getirmiştir. Bu anlayış, kaynakları en az maliyetle ve en az gayretle kullanma felsefesine dayanmaktadır. • Teknoloji sayesinde ulaştırma ve haberleşme alanlarında yaşanan devrimler, yol açtıkları ekonomik ve sosyal etkileşimlerle; en dar ilişki biçimlerinden başlayarak mesleki ve teknik alanlara doğru, yeni sosyal ilişki ağları ortaya çıkartmışlardır. • Başta zaman ve mekân ile ilgili olmak üzere, algı anlayışları en radikal şekilde değişmiştir. Örneğin “hız” kavramı, sanayi toplumunun bant sisteminde daha önce hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır.
Kuramsal olarak ele alındığında ekonominin temel amacı nasıl açıklanabilir?
Kuramsal olarak ele alındığında; ekonominin temel amacı, sınırsız insan ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla karşılanmasıdır. Ancak kıt ekonomik kaynaklar nedeniyle bu amacın gerçekleşmesi, sadece üretim ve verimlilik artışına neden olacak faktörlerle mümkündür. Bu faktörlerin başlıcası da; hem ülkeler hem şirketler hem de girişimciler için teknolojik gelişmeler olmuştur. Anlaşılacağı üzere teknoloji; verimlilik artışı, kalite ve yüksek kârlılık oranları gibi faktörlerle eşdeğer olarak kabul edilmektedir. Ekonomik yaklaşımlarda, istihdamın verimliliğe dayalı şekilde arttığı ve verimlilik artışlarının da genellikle teknolojik değişmelerden kaynaklandığı görüşü yaygındır. Örneğin neo-klasik iktisata göre teknolojik gelişme, “aynı malın aynı ölçekte daha az girdi kullanılarak üretimi” olarak kabul edilir.
Son yıllarda enformasyon teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sonrasında hangi kavramlar rağbet görmüştür?
Son yıllarda ise enformasyon teknolojilerinde yaşanan hızlı ve devrimsel gelişmeler sonrasında; • “Dijital ekonomi”, • “Network ekonomisi”, • “Ağ ekonomisi” ve • En çok kabul edileni olan “yeni ekonomi” gibi kavramlaştırmalar giderek daha fazla rağbet görmektedir.
Sanayi toplumu ve modernite hangi düşünceye dayanmaktadır?
Pozitivist Aydınlanma düşüncesine dayanan sanayi toplumu ve modernite, bilgi-iktidar ilişkileri üzerine kurulu olan ve bilimsel bulgular ile teknolojik yeniliklerin bireyleri yaşamın tüm alanlarında etkilediği ve geleneksel toplumdakine benzemeyen keskinlikteki radikal kopuşları ortaya çıkartır. Sanayi toplumuyla birlikte kendini gösteren ve söz konusu durumların neden olduğu yaşam tarzları, modern insanı geleneksel toplumlara ait düzen biçimlerinden geri dönüşü olmayan bir şekilde çekip almıştır. Bunlar, yaygınlıkları ve yoğunlukları açısından önceki dönemlere göre çok daha etkilidir.
Epistemolojik iktidarın oluşumu nasıl açıklanabilir?
Teknoloji, verimlilik ve üretkenlik gibi hedefleri izleme amacındaki kararlar ile süreçlerin sonucu olarak yayılım göstermektedir. Bununla bağlantılı biçimde gerek günümüzdeki gerekse sanayi toplumundaki gelişimini, gündelik yaşamın tüm alanlarını kapsayacak şekilde devam ettirmiştir. Bu anlamda, toplumsal yaşamın kaçınılmaz bir boyutu haline gelen teknoloji, sosyoekonomik analiz biçimlerini gerektirir. Teknoloji, bir yandan asıl işlevselliğini sınaî kapitalizm içinde elde ederken, diğer yandan da sanayi toplumunun yeni mekanizmalarını oluşturmak üzere kurduğu bilgi sistemleri yoluyla “epistemolojik iktidarı” oluşturmuştur. Bireylere bilgi nesnesi olarak yaklaşan bu iktidar, özellikle ekonomik alana yönelik olarak, bireyler hakkında her türlü bilgiyi elde etme peşine düşer.
Bilimsel keşifler ile teknolojik uygulamalar arasındaki ilişkiselliğin sonucu nasıl açıklanabilir?
Bilimsel keşifler ile teknolojik uygulamalar arasındaki ilişkiselliğin sonucunda; bu ikili, bir yandan maddi ve ekonomik yaşama yön veren düşünce ile eylemlerin ayrılmaz bir parçası haline gelirken; diğer yandan da gücün ve servetin bilgiye bağımlı hale dönüştüğü toplumsal yapı içinde sistematik şekilde kontrol edilmeye başlanan toplumsal düzeni ifade etmeye başlamıştır.
Fabrikayla ortaya çıkan ilk büyük dönüşüm nedir?
Fabrikayla ortaya çıkan ilk büyük dönüşüm, geleneksel toplumlarda genellikle kırsal alanlarda gerçekleşen ve çok küçük bir bölümü de ev merkezli olan çalışma yaşamının, teknolojinin gelişimine paralel olarak merkezi ve kapalı bir mekân içinde toplanması olmuştur. Buradaki devrimsel nitelik, sınaî kapitalizmle birlikte beliren teknolojik gelişmeler sonucunda, tüm yaşamı biçimlendirmeye yönelik fabrika merkezli bir mantık ile işleyişin, toplumsal yaşamın tüm alanlarına hızla yayılmasıdır.
Marx’ın sanayi toplumuna yönelik eleştirileri nasıl açıklanabilir?
Sanayi toplumuna yönelik eleştirisinde Marx, bilimsel icatlar ile teknolojik uygulamalar arasında giderek sistematikleşen bir ilişkiselliğin kurulmaya başlandığını, güç ile servetin buna bağımlı hale geldiğini ve teknolojinin hem kurtarıcı hem de tahakkümcü bir potansiyeli ifade ettiğini belirtir. Diğer bir deyişle, gerçek servetin yaratılmasının, ‘emek zamanı’ ile ‘istihdam edilen emek’ miktarından öte, bilimin genel durumuna ve teknolojinin ilerlemesine bağımlı hale geldiğini öne sürer. Buna göre, bilimin sistematik olarak sanayiye uygulanmaya başlanması ve teknolojik yeniliklerin süreklilik kazanması sonrasında; sömürü, iş saatlerinin ‘mutlak’ olarak uzatılması yerine üretkenliğin ‘nispi’ bir şekilde yoğunlaşması üzerinde odaklanacaktır.
Çalışma yaşamında teknolojik gelişmelerin yol açtığı mekânsal düzenlemeler nasıl açıklanabilir?
Çalışma yaşamında teknolojik gelişmelerin yol açtığı bir diğer önemli etken, mekânsal düzenlemeler olmuştur. Sanayinin gelişimiyle birlikte, kırsal kesimlerde yaşayanlar yoğun şekilde bu bölgelerden büyük kentlere göç etmişlerdir. Bu merkezileşmenin, işlevsel açıdan en karakteristik biçimine yine fabrikalarda rastlanmaktadır. Geleneksel toplumlarda her yerde -evde, tarladayapılabilen çalışma; sanayi toplumlarında, binlerce çalışanı aynı çatı altında barındıran ve disipliner bir düzen içinde örgütleyen fabrikalarda yapılmaya başlanmıştır. Burada amaç, çalışanların üretim sürecine odaklanabilmeleri için tecrit edilebilecekleri belli bir mekân içinde sistematize edilmiş dağılımlarının sağlanmasıdır. Bu dağılım, bir sonraki aşamada işbölümü ile uzmanlaşmaya dayalı bir mekânsal düzen anlayışı getirecek ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda dönüşen çalışma yaşamında her işlem tipine göre ayrı ayrı uzmanlaşmış atölyelerin meydana gelmesine yol açacaktır. Bu sayede belirli bölümlere ayrılan çalışma süreci, emek gücünün teknolojik gelişmeler sayesinde çözülmesiyle - hız, beceri, deneyim, süreklilik, vb. gibi- değişkenler yoluyla çalışanları tümüyle denetim altına almış olacaktır. Anlaşılacağı gibi, sanayi toplumu ile kapitalizmin karakteristiğini oluşturan teknolojik gelişmeler bağlamında, çalışma yaşamı gibi zaman ve mekân da dönüşmüştür.
Çalışma yaşamında teknolojiye dayalı analizler, en yoğun haliyle nerede ortaya çıkmıştır
Çalışma yaşamında teknolojiye dayalı analizler, en yoğun haliyle bilimsel yönetim ilkeleri içinde ortaya çıkmıştır. Bu ilkeler içerdikleri mantık ve işleyiş gereği, teknolojinin şekillendirdiği sanayi toplumunun can damarını oluşturmuşlar ve sistem tümüyle bunlar üzerine inşa edilmiştir. Çalışanların bedensel güçlerinin, teknoloji temelli üretim süreçlerine eşgüdümüne yönelik olarak titizlikle ölçülmeleri ve program altına alınmaları sonucu ortaya çıkan teknikler bütünü, yönetim adı verilen kesin bir komuta sistemini gerektirmekteydi. Disipline edilen çalışanların faaliyetleri bölümlere ayrılmalı ve etkinlikler de rahatça anlaşılabilmeleri için kısa, net emirlerle desteklenmeliydi.
Çalışma yaşamı ve teknoloji arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir?
Teknolojiyle birlikte hem sosyo-ekonomik hem de siyasal alanlarda büyük bir dönüşüm yaşanmış ve bu da kapitalist toplumun mabedi olan fabrikalarda ortaya çıkmıştır. Sanayi toplumu ile modernitenin bu boyutunun anlaşılması, teknolojik imkânlar üzerinde yükselen fabrika sisteminin çok yönlü analiziyle mümkündür. Bu analizde teknoloji, makineler, teknolojik yeniliklere dayalı olarak zamanın ve mekânın kontrolü, standartlaştırma, uzmanlaşma, işbölümü ve işyerinde eğitimdir.
Teknoloji, ekonomi ve toplum arasındaki etkileşim nasıl açıklanabilir?
Teknoloji, ekonomi ve toplum arasındaki etkileşim, daha önce hiç olmadığı kadar direkt bir hal alırken; teknoloji içerisinde toplumsal olayların etkilediği dönüşümler gibi, toplumsal olaylar üzerinde de teknoloji artan oranda bir etkiye sahip olmuştur. Çok yönlü olan bu etkiler, toplumun maddi temelleri ile onu besleyen ve dönüştüren düşünceler üzerinde ortaya çıkmışlardır. İktidarlar ve işletmeler bu aşamayla birlikte, artık teknolojiyi sadece ayakta kalmak ve güçlerini muhafaza etmek için kullanmaya başlamışlardır. Bunun en karakteristik örneklerinden olan “bilimsel yönetim ilkeleri”, bu bağlamda sanayi toplumuna ait yaşam tarzının kurallarını belirleme misyonunu üzerine almıştır. Tüm bu gelişmeler paralelinde, gerek toplumun kendisi gerekse toplumsal ilişkilerde yeni bir dönüşüm söz konusu olmuştur. Bu, ilk olarak toplumdaki ekonomik düzenin değişmesine ve ardından da teknolojinin diğer üretici güçlerle entegrasyonuna yol açan bir dönüşümdür.
Fabrikalardaki yeni yönetsel yapılar nasıl ortaya çıkmıştır?
Fabrikalardaki teknoloji yoğun üretim süreçlerinin gerektirdiği uzmanlaşma ve işbölümüyle yaşanan bölünmeler, amaçlanan verimlerin sağlanması doğrultusunda parçaların yeniden ve planlı şekilde bütünleştirilmesini gerektiriyordu. Bunu sağlamak üzere, vasıf düzeyleri yüksek olan ve üretim teknolojileri üzerinde hakim olan “şef”, “yönetici” ve “koordinatör” gibi çeşitli tanımlamalar adı altında yeni yönetsel yapılar ortaya çıktı.
Yeni yönetsel yapılara yönelik çözümler kim tarafından bulunmuştur?
İşletmelerdeki yeni yönetsel yapılarda (birimlerde), teknolojik işlerin ne şekilde yürütüleceği veya kimlere verileceği, kapasite kullanımlarının ölçülmesi ve üretim hedeflerine yönelik planlar yanında; üretim, dağıtım ve haberleşme gibi alanlar arasında bağlantılar da kurulmaktaydı. İşletme içinde bunlara yönelik çözümler, yönetim ve organizasyon sorunları üzerine eğilerek bilimsel yönetimin ana ilkelerini ortaya atan Frederick Winslow Taylor’dan geldi. Üretim alanındaki maddi koşulların düşünsel alandaki yansıması olan bu yaklaşım, fabrikadaki üretim sürecini zamanlama ve disiplin teknolojilerine bağlı düzenlemeler yapılmasına imkân verecek şekilde, en basit işlemlere bölme ve bu sayede üretim sürecinin detaylı analizini yapma üzerine temellenmişti. Mühendis kimliğiyle teori yerine uygulama üzerine odaklanan Taylor, hem teknolojiye hem de üretim aşamalarına tümüyle egemen olan bir teknik adamdı. Üretim sürecini, tamamen teknolojiye dayalı biçimde ve verimlilikler ile karlılıkları arttırmaya yönelik olarak, en küçük ve en basit işlemlere bölmüştü.
Schumpeter’in kapitalist ekonomi hakkındaki görüşü nedir?
Kısacası, iktisatçılar teknolojik gelişmeyi sanayi devrimi ile birlikte yeni buluşların hız kazanması üzerine incelemeye almışlar ve ekonomik büyüme üzerine etkisine dikkat çekmişlerdir. İktisat kuramında teknolojik gelişmenin içselleştirilmesine yönelik çabaların çıkış noktasını özellikle Schumpeter’in görüşleri oluşturur. Schumpeter, kapitalist sistemin işleyiş dinamizmini ortaya çıkarmak amacıyla, ekonomik gelişmenin büyük ölçekli bir analizini yapmış ve bu işleyiş içinde teknolojik yenilikleri merkezi bir konuma yerleştirmiştir. O, kapitalist ekonomide yeniliklerin, rekabetçi üstünlüğün en başında yer aldığını belirtmiş ve teknolojik gelişmenin kalkınma süreçlerine olan etkisine vurgu yapmıştır.
Moderniteye ve sanayi toplumuna yönelik analizlerde bilimsel yönetim ilkelerinin böylesine öne çıkmasının nedeni nedir?
Moderniteye ve sanayi toplumuna yönelik analizlerde bilimsel yönetim ilkelerinin böylesine öne çıkmasının nedeni, çalışma yaşamında egemenliğini yavaş yavaş ilan etmeye başlayan teknolojinin, kapitalist sistem içindeki fabrika ve atölyelerde işçilerin sermaye adına disipline edilmelerini zorunlu kılmasıdır. Böylece teknoloji; ekonomik bir yapısallığa sahip olmanın yanında toplumsal ve siyasi anlamlar da kazanır. Çünkü geleneksel toplum ve feodalite içinde servet, toprak ile paraya dayanmaktaydı. Toprak sahibi burjuvazi, sahip oldukları servetlerini, hem kraliyet ile feodal hukuka hem de köylülerin küçük hırsızlıkları ile yağmalarına karşı korumak zorundaydı. Ancak ellerindeki servetleri sanayiye -yani teknolojiye ve buna dayalı fabrika sistemine- yatırdıkları andan itibaren, her şeylerini işçi sınıfına teslim etmiş oluyorlardı. Bu anlamda, burjuva servetinin bu yeni biçimlerinin karşı karşıya geldiği ortam; disiplinel teknikleri, gözetimi ve yönetim pratiklerini en sıkı şekliyle gerekli kılmıştır.
Teknolojik gelişmelerin zaman ve mekân anlayışlarını dönüştürmesi nasıl açıklanabilir?
Teknolojik gelişmelerin, sanayi devrimiyle birlikte hemen ortaya çıktığını söylemek mümkün değildir. İlk dönemlerde işverenler, eski tarımsal kuralları aynen fabrikalarda uygulama yoluna gitmiş; aileler tarlalarda birlikte çalıştıkları için, fabrikalarda da aileyi tüm bireyleriyle birlikte işe almışlardır. Bu sistem on bin yıldır tarımsal üretimde verimli olmasına karşılık, fabrikalarda aynı sonucu vermemiş; yaşlılar makinelerin temposuna ayak uyduramazken, buldukları ilk fırsatta oyun oynamaya kaçan çocuklar ayaklarından zincirlerle bağlanmışlar, aile bireyleri tarlaya gider gibi işe farklı zamanlarda gelmişler ve tüm bunlar fabrika üretiminin verimliliğini engellemiştir. Bunun sonucunda, yeni teknolojinin sunduğu imkânlar içinde aileyi bir üretim ekibi olarak kullanma uygulamasından vazgeçilerek, fabrikalara özgü disiplin temelli yeni çalışma koşulları kendini göstermiştir. Makine başındaki çalışmayı orak ve sabanın başındaki çalışma gibi örgütlemenin mümkün olmadığı görülünce de, yeni tekniklere uygun olarak modern bir disiplin anlayışı ortaya çıkmıştır.
1974 petrol krizini ateşleyen başlıca faktörler ve sonuçları nelerdir?
Yüksek teknolojiye (high-tech) dayanan yeni paradigmanın oluşumu, içinde gerçekleştiği sosyoekonomik koşullara ait karakteristiklerle ilişkilendirilmelidir. Ancak öncelikle, sanayi toplumunun krizi ya da sonu olarak görülen dönüşümlere yol açan etkenler üzerinde kısaca durmak gerekir. Söz konusu krizi ateşleyen faktörler arasında; • Piyasaların istikrarlı yapılarını kaybetmeleri, • Giderek daha çok seçeneğe sahip olan tüketicilerin standart tüketim kalıplarından vazgeçerek yeni arayışlar içine girmeleri, • Keynezyen politikaların iflas etmesi ve artan petrol fiyatlarının devletlerin sosyal refah harcamalarını kısmalarına neden olması gibi pek çok unsur bulunmaktadır. Bu noktada, görüldüğü gibi çok sayıda etkenden bahsetmek mümkünse de, bunlardan başlıcasını 1974 petrol krizinin ABD ve kapitalist dünya üzerindeki etkileri etrafında odaklanan görüşler oluşturur. Petrol krizi sonrasında sanayi ile beraber tüm sektörlerin petrol ve petrol ürünlerine tümüyle bağımlı olduğunu çarpıcı biçimde fark eden gelişmiş ülkeler, bu bağımlılığı ortadan kaldırmak veya asgari seviyeye indirmek için imalat sektöründen hizmetler sektörüne doğru bir geçiş yaşamışlardır.
Teknoloji temelli inovasyonu belirlemede kullanılan kriterler nelerdir?
Teknoloji temelli olarak inovasyonu belirlemede şu kriterler değerlendirilir: • Araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamalarının GSMH’ye oranı, • Ar-Ge hizmetlerinde çalışan bilim adamı ve mühendis sayısı, • Patent sayısı, • Bilimsel yayın sayısı, • Bilgisayar, internet ve iletişim araçlarından yararlananların sayısı, • Toplam ihracat içinde ileri teknoloji ürünlerinin oranı.
Modern toplumlar ile geleneksel toplumları nihai aşamada birbirinden ayıran temel farklılık nedir?
Modern toplumlar ile geleneksel toplumları nihai aşamada birbirinden ayıran temel farklılık da, sınaî teknoloji ile kapitalizm tarafından şekillenen sosyoekonomik ilişkilerin karmaşık yapısallığıdır. Bir dizi özgül kurumsal özelliklere ve mekanizmalara sahip olması nedeniyle, kapitalist toplum yapısı modern toplumların bir alt türü olarak kabul edilmektedir. Sanayi toplumlarının çalışma düzeninde bilimsel yönetim ilkeleri ile karakterize olan kapitalizm, üretim etkinliklerinin özel girişimin elinde bulunan sermayeyi arttırmaya yönelik şekilde artı-değeri ortaya çıkardığı fabrikalar ile söz konusu sürecin emeği içeren malların para mübadelesi standartları doğrultusunda alınıp satıldığı örgütlü pazarlarda işlerliğe kavuşmaktadır.
1974 petrol krizi sonucu sanayi toplumu yerini neye bırakmıştır?
Sosyal devlet anlayışına dayalı refah politikalarının çalışma yaşamında egemen olmasından dolayı emek tarihinin altın yılları olarak kabul edilen dönem, 1974 petrol krizi sonrasında ciddi bir krizle karşı karşıya kalmıştır. Kitle üretimi merkezli olarak imalat sektörüne dayanan ve mavi yakalı işlerle karakterize olan sanayi toplumu; karşı karşıya kaldığı 1974 petrol kriziyle baş etmekte yetersiz kalmış ve çoğu kuramcılara göre - ileri derecede gelişmiş ülkelerde- yerini “enformasyon toplumu”, “bilgi toplumu” ya da “yeni ekonomi” diye bilinen yeni bir sosyo-ekonomik düzene bırakmıştır.
Makro iktisat açısından, ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyeleri ile teknolojik gelişmişlik seviyeleri arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir?
Makro iktisat açısından da, ülkelerin ekonomik gelişmişlik seviyeleri ile teknolojik gelişmişlik seviyeleri arasında doğrusal bir ilişki bulunduğu varsayılır. Bu varsayımın İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra giderek bir kalkınma ideolojisine dönüştüğü ve gelişmiş ülkeler tarafından azgelişmiş ülkelere bir model önerisi olarak sunulduğu bilinmektedir. Özellikle iletişim teknolojileri ile ekonomik kalkınma arasında dolaysız bir ilişkinin olduğu, akademik çevrelerden tartışmasız kabul görmüştür. Enformasyon sistemlerindeki gelişmenin kalkınma sürecini hızlandırarak “modernleşmeyi” sağlayacağı görüşü de, yine Amerikan akademik çevrelerinde 1960’ların sonlarına kadar etkisini devam ettirmiştir. Bu etkenlerden dolayı, sanayileşmiş ülkelerde teknolojik gelişmelere yönelik genel kabul, uzun vadeli ekonomik büyümenin en önemli belirleyicisi oldukları yönündedir.
Enformasyon teknolojileriyle gelişen yeni toplumda teorik bilginin önemi nedir?
Yeni toplumun dinamosu olan teorik bilgi, yüksek teknolojiye dayalı bilgi-işletim sistemleri tarafından, bilimsel yöntem ve süreçlerce işlenip elde edilir. Kısaca buradaki dönüşüm, teorik ve sistematize edilmiş bilgi ve teknolojilerin üretimidir. Daralmanın yaklaşık yarısı stok yatırımlarındaki azalmadan kaynaklanmaktadır. Stok yatırımları ekonomik dalgalanmalar esnasında toplam talebin diğer bileşenlerine göre daha büyük oynamalar gösterir. Stoklar durgunluk dönemlerinde azalırken ekonomi canlandıkça artmaktadır. Stok yatırımlarının en ilginç yönü arzulanan ve arzulanmayan yatırım ayrımında kendini gösterir. Stok yatırımları iki durumda yüksek olabilir: • Birisi, satışların beklenmedik şekilde düşmesi ve firmaların satılmamış stokları raflarında zorunlu olarak bekletmesidir ki bu sayede arzulanmayan stok yatırımları oluşur. • İkincisi, stok yatırımları firmalar fazla stok tutmak istediği için yüksek olabilir. Bu iki durumun toplam talebin davranışı açısından ima ettiği hayli farklı sonuçlar vardır. Arzulanmayan stok yatırımlarının ülke çapında artması toplam talebin beklenmedik şekilde düşmesinin sonucudur. Diğer yandan planlanan (arzulanan) stok yatırımlarının yükselmesi, satışların artmakta olduğu yani toplam talebin yükseldiği bir durumu yansıtabilir.
Enformasyon teknolojileriyle gelişen yeni toplum için nasıl tanımlamalar getirilmiştir?
Amerika ve Japonya gibi ileri derecede gelişmiş ülkelerde, 1960’lardan itibaren yapısal özellikleri itibariyle farklılıklar arz eden köklü değişimler ortaya çıkmıştır. 1980’lerde tümüyle belirginleşen söz konusu değişimler paralelindeki toplumu tanımlamak için; • Paul Holmes “kişisel hizmet toplumu”, • Ralf Dahrendorf “kapitalizm-sonrası toplum”, Zbigniew Brzezinski “teknokratik çağ”, • Daniel Bell “sanayi-sonrası toplum”, • Peter F. Drucker “bilgi toplumu”, • Yoneji Masuda “enformasyon toplumu” ve • Manuel Castells “network toplumu” gibi kavramlar kullanmışlardır.
Teknoloji ile ekonomi arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir?
Teknoloji ile ekonomi arasındaki ilişkiselliğin yoğunluğu, ekonominin diğer sistemlerle olan ilişkiselliğinin yoğunluğundan çok daha fazladır. Her şeyden önce, teknolojik yeniliklerin pratiğe aktarıldığı ve fiilen hayat bulduğu öncelikli alan ekonomidir. Teknolojinin gündelik yaşam ve toplum üzerine etkisi, ancak ekonomik süreçlerle ortaklığı sonrasında -politik ve kültürel çevre gibi- diğer alanlara yansır. Bu noktada ekonomi, teknolojik yeniliğin taşıyıcısı, geliştiricisi ve yaygınlaştırıcısı olma gibi temel rolleri üstlenir. Bu karşılıklı ve döngüsellik içeren ilişkisellikten dolayı, teknolojik unsurlar öncelikle ekonomik bir öğe olarak kabul edilmiştir.
Fabrika üretiminin yayılmasına yol açan temel itici güç nedir?
Ev ve çalışma ortamlarının kesin şekilde birbirlerinden ayrılmasına ve fabrika üretiminin yayılmasına yol açan temel itici güç, teknolojide art arda yaşanan büyük devinimlerdir. Buhar makinesinin keşfiyle harekete geçen ve kısa sürede dokuma sanayinden başlayarak tüm sanayi kollarını egemenliği altına alan makineler imparatorluğu sayesinde, çalışma yaşamı tümüyle fabrikalara kaymıştır. Böylece fabrika sisteminin gelişimi, ücretli emeği disipline etmek için yeni siyasi tekniklerin ortaya çıkması ile mümkün olmuştur.
Yeni teknolojiler ile ekonomi arasındaki etkileşim çifte işlevselliğe sahiptir. Enformasyon teknolojileri, bir yandan ekonomiye merkeziyetçi bir karakteristik kazandırırken diğer yandan da ekonomiyi ne etmektedir?
atomize etmektedir.
bir mal veya hizmetin üretimi için gerekli bilgi, organizasyon ve tekniklerin bütünü” neyi tanımlamaktadır?
Teknoloji
“daha büyük miktarlarda çıktı üretme veya belli bir kaynaktan daha üstün kaliteli çıktı üretme olanağı sağlayan çeşitli bilgilerdir.” neyi tanımlamaktadır?
Teknolojik gelişme
Schumpeter, kapitalist sistemin işleyiş dinamizmini ortaya çıkarmak amacıyla, ekonomik gelişmenin büyük ölçekli bir analizini yapmış ve bu işleyiş içinde neyi merkezi bir konuma yerleştirmiştir?
teknolojik yenilikleri
Teknolojinin ve teknolojik gelişmelerin toplumsal değişmeler üzerine etkisi, öncelikle ekonomik refahı artırmak ve ardından da neyi dönüştürmek suretiyle gerçekleşir?
mevcut kültürü dönüştürmek suretiyle gerçekleşir.
Teknoloji ürünü akıllı makineler, bir yandan verimlilik ve kalite gibi ekonomik işlevlere sahipken, öte yandan da egemenlik çıkarları doğrultusunda giderek gündelik yaşamı empoze etmişlerdir. Teknobilim, sadece devindirici bir etken olmakla kalmamış, ne olma ideallerini de yeniden tutuşturmuştur?
dünyaya egemen olma ideallerini de yeniden tutuşturmuştur
Doğrusal kalkınma modellerinin en önemlilerinden birini temsil eden “İktisadi Gelişmenin Merhaleleri” adlı çalışmasında, toplumların tarihsel olarak beş aşamadan geçtiklerini belirten iktisatçı kimdir?
W.W. Rostow
Marx, bilimsel icatlar ile teknolojik uygulamalar arasında giderek sistematikleşen bir ilişkiselliğin kurulmaya başlandığını, güç ile servetin buna bağımlı hale geldiğini ve teknolojinin hem kurtarıcı hem de neci bir potansiyeli ifade ettiğini belirtir?
tahakkümcü bir potansiyeli ifade ettiğini belirtir.
Modern dünyadaki ne modelleri, genelde teknolojinin maddi etkinliklerinin bir sonucudur?
iktidar modelleri
Kime göre; sanayi toplumu ile birlikte burjuva sınıfı, üretim sürecinde servetini, ‘karşı taraf’ olan işçi sınıfına emanet etmek zorunda kalmıştır?
Mıchel Foucault
Sanayi uygarlığı ile birlikte modern toplumu da anlatan temsili bir kavram olarak “modernite’’ ifadesi kullanılmaktadır. Bu anlamda ekonomik sistemin, daha önceki toplumlarda olduğundan daha özgül ve derin etkilere sahip olduğu söylenebilir. Çağdaş dünyanın ekonomik sisteminin bir ifadesi olarak modernite, hangi düzenin ortaya çıkışıyla eş anlamlıdır?
sınaî kapitalist düzenin ortaya çıkışıyla eş anlamlıdır.
Troçky, “burjuva sosyal mekanizmasının çarklarından, vidalarından” bahsederek, partiyi bir “aygıt” olarak nitelemiştir. Modern sosyoloji içinde ise kim, bürokrasiyi düzenli olarak çalışan bir makineye benzeterek, buradaki emir-komuta zincirini makine çarklarının işlevleri olarak görmüştür?
Weber
Kapitalist sanayinin temel unsurlarını, nelerin sonucu olarak ve birbirini bütünleyen bir işlevsellik içinde işbölümü, uzmanlaşma ve eşgüdüm oluşturmaktadır?
teknolojik gelişmelerin sonucu olarak
Marx, modern toplumların karakteristik özelliğinin, kapitalist ekonomi sistemi olduğunu belirtir. Kapitalist üretim sisteminin diğerlerinden ayrılan devrimsel özelliğini, özgür ücretli emek ile sermayenin karşı karşıya gelmesiyle bağlantılandırır ve bu mücadelede kilit unsuru oluşturan neyi ilk sıraya yerleştirir?
teknolojiyi ilk sıraya yerleştirir.
Keynezyen politikalarla desteklenen kitle üretimindeki merkeziyetçi yapıya karşın, enformasyon toplumunda üretim nasıl bir yapıya bürünmüştür?
adem-i merkeziyetçi bir yapıya bürünmüştür.
Yeni sosyo-ekonomik yapı içinde, bir yandan enformasyon teknolojilerinin ürünü olan teorik bilgi öne çıkarken diğer yandan da neler sektörü ilk sıraya yerleşmiştir?
hizmetler sektörü ilk sıraya yerleşmiştir.
Bilgi, her zaman için toplumların temel yapıtaşlarından biri olmuştur. Ancak bugün karşı karşıya olunan yenilik, enformasyon teknolojileri sayesinde bilginin birikme ve yayılma hızında ortaya çıkan artıştır. Bunun sonucu olarak neler yeniden tanımlanmaktadır?
toplumsal yaşam, ekonomi, çalışma, piyasalar, yeniden tanımlanmaktadır.
Günümüzde tüm bilgi merkezleri, tek bir küresel şebeke olan neye bağlanmaktadır?
network’e bağlanmaktadır.
Ne teknolojileri, yatırımdan (değişmeyen sabit sermaye), işgücünden (değişken sermaye), hammaddelerden (değişmez dolaşan sermaye) ve özellikle de enerjiden eş zamanlı olarak tasarruf sağlamaktadırlar?
Enformasyon teknolojileri
Kyoto’da 1994’te düzenlenen ne Konferansında, ülkelerin sadece kendileri için Ulusal Enformasyon Ağı Altyapısı oluşturma çabalarının yeterli olmayacağına karar verilerek; posta, telefon ve telgraf altyapısı gibi enformasyon altyapısının da küreselleşmesi gerektiği vurgulandı?
“Dünya Telekomünikasyon Konferansı”nda.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 3 Gün önce comment 0 visibility 65
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 333
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 921
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1291
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20162
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14702
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12643
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582