Engellilerle Sosyal Hizmet Dersi 5. Ünite Özet

Ortopedik, Görme, İşitme, Dil Ve Konuşma Engelliler Ve Sosyal Hizmet

Ortopedik Engelliler

Doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası dönemde herhangi bir nedenle iskelet (kemik), kas ve sinir sistemindeki bozukluklar sonucu, bedensel yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye ortopedik engelli, bu duruma yol açan durumlara ise ortopedik engel denmektedir (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008). Ulusal Engelliler Veri Tabanı (ÖZVERI) 2013 istatistiklerine göre 324.745 ortopedik engelli birey vardır.

Ortopedik Engelin Önlenmesi ve Tedavisi

Birçok engellilik türü önlenebilir niteliktedir. Bu bağlamda, toplumun bilgi ve bilinç düzeyinin yükselmesi önemli olarak görülmektedir. Bilinçli müdahalelerle engel durumu daha ortaya çıkmadan belirlenebilir, ilgili tedaviler ve yaklaşımlar benimsenebilir ve engel durumu ortadan kaldırılabilir. Bu noktada, ailelerin gereksinim duyduğu yardım ve hizmetlere ulaşabilmesi de konunun başka bir boyutunu oluşturmaktadır. Erken teşhis, tedavi, beslenme, vitamin ve diğer takviyelerin kullanımı, aşılama, ilgili yardım, destek ve hizmetlere ulaşabilirlik engelliliğin önlenmesinde önemli faktörlerdir.

Ortopedik Engellilerin Kullandığı Araçlar

Ortopedik engele sahip bireyler tedavi ve rehabilitasyon amacıyla bazı yardımcı araçlar kullanmaktadır. Bunlar:

  • Protez
  • Ortez
  • Tekerlekli sandalyeler
  • Yürüteçler
  • Koltuk değnekleri ve bastonlar
  • Diğer yürüme araçları
  • Diğer ekipmanlar

Yukarıda sözü edilen araçların yanı sıra bazı ortopedik engelli bireylerde özel oturma düzenlemeleri, minder ve takozlar da önem taşımaktadır.

Ortopedik Engellilerde Eğitim ve Rehabilitasyon

Ortopedik engellilerde rehabilitasyon, engelli bireyin yetersizliklerinin belirlenmesi, bu durumun onların iş ve günlük yaşamlarına etkisinin belirlenmesi, bu doğrultuda psikolojik, sosyal ve mesleki açıdan da desteklenmesi, günlük yaşamda bağımsız olmasını ve sosyal rolleri yerine getirmesini kapsar. Rehabilitasyon, eğitimi de kapsamaktadır. Ortopedik engellilere yönelik rehabilitasyon, tıbbi, psikolojik, sosyal, eğitim ve mesleki alanlar gibi farklı rehabilitasyon uygulamalarını içermektedir.

Tıbbi Rehabilitasyon

Tıbbi rehabilitasyon süreci içinde amaçlanan, engelli bireyin fiziksel kapasitesini artırarak onun günlük yasamda en üst düzeyde bağımsızlığına ulaşmasını sağlamaktır. Bu amaçla hekim tarafından teşhis konulduktan sonra gerekli tıbbi ve cerrahi tedavi yanında fiziksel ve psikolojik problemlerinin çözümü için uygulanan rehabilitasyon yaklaşımlarıdır (T.C. . Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008).

İş-Uğraşı Terapisi

İş uğraşı terapisinde amaç, engelli bireye günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık kazandırmaktır.

Sosyal Rehabilitasyon

Sosyal rehabilitasyonda amaç, sosyal, destekleyici ve geliştirici etkinlikler yoluyla engelli bireyin toplumla bütünleşmesini sağlamaktır.

Mesleki Rehabilitasyon

Mesleki rehabilitasyonda amaç, engelli bireyin mesleğine devam edebilmesini sağlamak ve engel durumuna bağlı olarak ona en uygun işi belirlemek ve buna yönelik eğitim sağlamaktır.

Ortopedik Engelli Bireylerin Eğitiminde Aile

Aile, engelli bireyin en büyük destekçisidir çünkü engelli birey zamanının büyük bölümünü evde geçirmektedir. Ailenin de engelli çocuğun desteklenmesinde ve eğitilmesinde birtakım rolleri bulunmaktadır. Bunlar:

  • Aile, engelli çocuğa yeterince zaman ayırmalıdır.
  • Engelli çocuğun eğitiminde aktif rol üstlenmelidir.
  • Engelli çocuğun durumu ile ilgili profesyonellerden destek almalıdır.
  • Engelli çocuğun özel eğitim kurumuna ya da okula uyumunu sağlamada destek olmalıdır.
  • Engelli çocuğun ev içi durumu hakkında profesyonellere bilgi sağlamalıdır.
  • Engelli çocuğun becerilerinin arttırılmasına yardımcı olmalıdır.
  • Ebeveyn olarak engelli çocuğa yapabileceği sorumluluklar vermelidir.
  • Engelli çocuğun bağımsızlığının desteklenmesine katkı sağlamalıdır.
  • Engelli çocuğun başarılarını desteklemeli ve onu bunları yapabileceği hususunda cesaretlendirmelidir.

Ortopedik Engelliler ve Güçlendirme

Sosyal hizmet uygulamalarında güçlendirme yaklaşımı özellikle toplumsal bütünleşme sorunları yaşayan marjinal gruplar ve sosyal eşitsizlik, sosyal dışlanma, ezilmişlik ile karşı karşıya kalan müracaatçı grupları için kullanılmaktadır. Güçsüz ve ezilmiş gruplarla çalışan sosyal hizmet uzmanları, müracaatçının baş etme mekanizmalarını geliştirmek ve sorunun çözümü için müracaatçıların güçlü yanlarını ortaya çıkarmayı, toplumda damgalanmayı en aza indirerek, toplumsal katılımı en üst düzeye çıkarmayı amaçlamaktadır (Duyan ve Karataş, 2005). Ortopedik engelliler de toplumda yaşadıkları ayrımcılık sebebiyle güçsüz gruplar arasında yer almaktadır. Ortopedik engelli bireylerde güçlendirme, yaşam alanlarını onların istediği biçime göre düzenleme, onların toplum içine katılımının sağlanması, onların bağımsız hareket etmesinin desteklenmesi ve onların düzeyine göre iş sağlanması ile gerçekleşir.

Görme Engelliler

Tek veya iki gözünde tam veya kısmi görme kaybı ya da bozukluğu olan kişiler ile göz protezi kullananlar, renk körlüğü ve gece körlüğü olanlar bu gruba girmektedir (Türkiye İstatistik Kurumu ve T.C. . Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2004). Yasal tanıma göre; gerekli düzeltmelerden sonra iyi gören gözündeki görme keskinliği 20/200 ya da az görme alanı 20 dereceden az olan kişiler kör olarak adlandırılırken görme keskinliği 20/70 ile 20/200 arasında olan kişiler az gören olarak nitelendirilmektedir (Tuncer, 2005). Türk Standartları Enstitüsünün tanımlamasına göre ise görme özürlü, görme fonksiyonlarının tamamını veya yakınını kaybetmiş fiziki özrü olan kişidir (Türk Standartları Enstitüsü, 1999).

Görme Engelli Çocuğa Sahip Ailelerin Yaşadıkları Evreler

Görme yetersizliği olan bir çocuğun doğumu, ailesinin dengesini altüst ederek onların değişik duygu ve düşüncelere saplanmasına neden olabilir. Bu duygular her ailede farklı evrelerden geçmektedir. Kimi aileler bu evreleri çok yoğun yaşarken, kimi aileler geliştirdikleri savunma mekanizmaları yoluyla bu evreleri rahat geçirebilir. Kimi aileler de bir evrede takılabilirler.

Şok

Görme engelli bir çocuğun doğumu aile için şok etkisi yaratabilir. Bazı aileler için bu durum oldukça zor olabilir. Tepkiler:

  • Aşırı üzülme
  • Çaresizlik duygusu

İnkâr

İnkâr etme bilinçli ya da bilinçsiz olarak gelişebilir ve bazı bireyler ya da aileler bu evrede kilitlenip kalabilirler. Anne babalar çocuklarında hiçbir problem olmadığına kendilerini inandırmaya çalışırlar.

Tepkiler:

  • “O kadar kötü görünmüyor”
  • “Çocuğun normal dışı durumu yok”
  • “Başka doktorlara gitmek gerekir”

Depresyon

Ebeveynler hiçbir şeyin anlamı olmadığını düşünebilir, artık durumu düzeltmek için bir şey yapılmayacağını anlayabilir ve bu noktada sıkıntı yaşayabilirler.

Tepkiler:

  • Çevre ile ilişkileri en aza indirme
  • Normal çocuk özlemi

Suçluluk

Ebeveynler çocuğun durumu ile ilgili birbirini suçlayabilir ve sorunun karşı taraftan kaynaklandığını iddia edebilir.

Tepkiler:

  • Kişinin çocuğun durumundan kendini sorumlu tutması
  • Olumsuz duygular ile suçluluk duyma

Kızgınlık

Kızgınlık evresinde bulunan bir aile, çocuğun engelinin neden kendilerini bulduğunu sorgulamaya başlar.

  • “Neden benim başıma geldi?”
  • “Bu adil bir durum değil”
  • “Bu bana nasıl olur”

Pazarlık

Ailenin engelli çocuk gerçeği ile karşılaşmamak için yapabilecekleri konusunda düşündükleri ve çaba sarf ettikleri evredir.

Tepkiler:

  • “Çocuğumun bu durumda kurtulması için her şeyi yaparım”
  • “Tüm varlığımı veririm”

Kabul ve Uyum

Anne babalar engelli çocuklarını gözlemleyerek ve bu durumu bütün boyutları ile düşünerek kabul etme eğilimi içine girerler.

Tepki:

  • “O bizim çocuğumuz ve biz onu seviyoruz”

Görme Engellilerde Algı-Hareket Bütünlüğü

Algılama fonksiyonunun yerine getirilmesinde görme önemli bir role sahiptir. Görme engellilerde görme kaybına bağlı olarak algılama ve hareket yetenekleri de etkilenmektedir. Koşma, atlama, zıplama ve bir nesneye vururken vücut pozisyonu korunamamaktadır. Top fırlatma ve yakalama sırasında görsel takip gerçekleştirilememektedir.

Görme Engelli Çocukların Fiziksel Gelişimine Yönelik Ailelere Öneriler

Görme engelli çocukla yapılacak yoğun çalışmalar ve alıştırmalar ile çocuğun yaşının gerektirdiği gelişim düzeyine ulaşması sağlanabilmektedir. Görme engelli çocukların hareket gelişimleri gecikmektedir. Hareket sırasında görsel uyaranların olmaması ve çocuğun aldığı uyaranların eksik olması bunun en önemli nedenidir. Görme engelli çocuklar akranları gibi emekleme ve yürümede sorunlar yaşamaktadırlar. Kas zayıflıkları nedeni ile tedaviye ihtiyaç duymaktadırlar.

Görme Engellilerde Eğitim

Görme yetersizliği olan öğrenciler için en önemli eğitim, normalleştirme eğitimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Normalleştirme eğitimi de kaynaştırma, bütünleştirme ve birlikte eğitim kavramlarını ortaya çıkarmıştır.

Görme Engellilerin Eğitiminde Dikkate Alınması Gereken Ana Noktalar

Görme engellilerin eğitimine başlamadan önce erken tanı çok önemlidir. Bu bağlamda, eğitim planlanırken ebeveynleri de planın içine katmak gerekir. Plan doğrultusunda görme engelli bireye hareket, duyu ve akademik beceri eğitimi sağlanmalıdır.

  1. Erken Tanı: Eğitim hizmetlerinin bir an önce başlaması, görme engelli çocuğun gören akranlarıyla tüm gelişim alanlarında, paralel hızda ve nitelikte bir gelişim göstermesi açısından önem taşıyan bir konudur. Eğitsel önlemlerin alınabilmesi, Özürün fark edilmesiyle gerçekleştirilecektir (Özsoy, Özyürek ve Eripek, 2002; Gökçe, 2010).
  2. Ana-Baba Eğitimi: Erken tanının önemine paralel olarak, özellikle okul öncesi dönemde, anababanın eğitim faaliyetlerine, çocuğu ve özrünü tanıyabilmesi, duygusal zorlukları aşarak çocuğu kabul aşamasına gelebilmesi için olduğu kadar, çocuğa gelişebilmesi için fırsat vermesidir.
  3. Hareket Eğitimi: Görme özürlü bireyin tüm yaşamı boyunca, her insan gibi gereksinim duyacağı “hareket özgürlüğü”nü kazanmasında önemli yer tutan bir eğitimdir.
  4. Duyuların Eğitimi: Görme duyusundan kısmen yararlanabilen görme özürlülerin, görme kalıntısından faydalanma düzeylerini yükseltmek. Diğer duyuların da tüm yaşamları boyunca, kendilerinin günlük yaşam becerilerini gerçekleştirmelerine yönelik ve kullanılabilecek bir biçimde geliştirilmesini sağlamaya yönelik çalışmalar yapma amacını taşıyan bu eğitim, görme özürlülerin eğitiminde yer alması gereken bir parçayı oluşturur.
  5. Akademik Beceriler: Gören bireylere edindirilmesi amaçlanan okuma, konuşma, kendini ifade etme gibi akademik beceriler, görme engelliler için de söz konusudur.

Görme Engellilerde Mesleki Rehabilitasyon

Görme engellilerin engel durumuna göre rehabilitasyon programının hazırlanması önemlidir. Bu doğrultuda, engelli bireyleri mesleki eğitime hazırlayıcı ve el kol hareketleri ve koordinasyonlarını geliştirici iş kollarında eğitim ve istihdamı sağlanmalıdır. Görme engelli bireylerin kapasiteleri belirlenmeli ve buna yönelik uzmanlaşmış kişilerden mesleki rehabilitasyon konusunda eğitim almaları sağlanmalıdır.

İşitme Engelliler

Tek veya iki kulağında tam veya kısmi işitme kaybı olan kişilerdir. İşitme cihazı olanlarda bu gruba girmektedir (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008). Fizyolojik görüş savunucularına göre işitme kaybı ölçülebilir niteliktedir. Bu görüşe göre sağır terimi, sesleri işitmede ağır ya da çok ileri durumu ifade ederken ağır işitmek; işitme kaybının diğer tüm kategorilerine işaret etmektedir (Akçamete, 2005). Türk Standartları Enstitüsüne göre ise işitme özürlü; işitme fonksiyonunu tamamını veya tamamına yakınını kaybetmiş kişi olarak tanımlanmaktadır.

İşitme Engellilerin Kullandığı Araçlar

İşitme engellilerin duymasını kolaylaştıracak en önemli yardımcı araç işitme cihazlarıdır. İşitme cihazları işitme engellilerin işitme duyusundan en üst düzeyde yararlanmasını sağlar. Tekincan’ın (2009) belirttiği gibi, işitme cihazları çocuğun; işitme kalıntısından en üst düzeyde yararlanabilmesine, etraftaki sesleri tanımasına ve bu sesler hakkında bilincinin artırmasına, özgüveni yüksek, çevresi ile sürekli iletişimde bulunan bir birey olmasına, sözel dil becerilerinin gelişmesine ve konuşmasının anlaşılırlığının artmasına yardımcı olur.

İşitme Engelli Bireylerin Eğitiminde Aile

Aileler, işitme engelli bireylerin eğitiminde oldukça önemlidir, onlara birçok davranışın kazandırılmasında önemli rol ve görevler üstlenebilir.

İşitme Engelli Çocukların Dinleme Becerisi ve Konuşma Gelişimini Desteklemek İçin Ailelere Öneriler

Aileler, işitme engelli çocuğun içinde bulunduğu durumu anlamak ve onların konuşma becerilerini geliştirmek için birtakım etkinlikler yapabilir. Bunlar aşağıda yer almaktadır (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008).

  • Çocuğun sesleri fark etmesini sağlamak
  • Çocuğa “sesi duydun mu?” diyerek tepkisini anlamak
  • Çocuktan ses ve ses kaynağını eşleştirmesini istemek
  • Çocuğu sese kaşı tepki verdiğinde ödüllendirmek
  • Çocuk için eğlenceli olabilecek dinleme alışkanlıkları geliştirmek
  • Çocuğun aktif katılımını sağlamak
  • İçinde bulunulan zaman ve mekan hakkında konuşmak
  • Çocuk odaklı konuşmak ve onun ilgisini çekecek konular bulmak
  • Basit ve kısa cümleler kullanmak
  • Açık ve anlaşılır konuşmak
  • Çocuğun istediğiniz şeyleri yanıtlaması için fırsat vermek
  • Anlaşılıncaya kadar söyleneni tekrar etmek

Dil ve Konuşma Engelliler

Herhangi bir nedenle konuşamayan veya konuşmanın hızında, akıcılığında, ifadesinde bozukluk olan ve ses bozukluğu olan kişilerdir. İşittiği halde konuşamayan, gırtlağı alınanlar, konuşmak için alet kullananlar, kekemeler, afazi, dil-dudak-çene-damak yapısında bozukluk olanlar bu gruba girmektedir (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü,

Konuşma ve Dil Gelişimini Etkileyen Sorunlar

Konuşma ve dil gelişimini etkileyen sorunlar başlıca şunlardır. Zihinsel özür, fiziksel özür, duyusal özür, duygusal yoksunluk, uyaran eksikliği, psikolojik bozukluklar, otizm, uzun ve sık tekrarlayan hastalıklar.

Zihinsel Özür

Zihinsel özür, kavramların algılanması ve günlük yasam için gerekli becerileri etkilemekte, dil ve konuşma gelişiminde gecikmelere ve bozukluklara neden olmaktadır. Çocuğun zekâ yasının normalin altında olması nedeni ile bu sorunlar ortaya çıkmaktadır. Dil gelişimi de buna bağlı olarak geri kalabilmektedir. Genelde eğitilebilir düzeyde olan çocuklar, dil ve kendine bakım konularında eğitim ile üst düzeylere çıkabilir (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008).

Fiziksel Özür

Dildeki fiziksel yetersizlikler ya da algılama ve tanımlamada kullanılan elin çalışması ve yapısındaki engeller, cisimlerin algılanmasını, tanınmasını ve günlük hayatta kullanılmasını güçleştirmekte, dil ve konuşmada problemlere yol açmaktadır (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008).

Duyusal Özür

İşitme kaybı, görme engeli, tat alma duyusunda yetersizlik, el bozuklukları, konuşma ve dil gelişimini etkileyen önemli engellerdir (T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008).

Duygusal Yoksunluk

Çocuğun gelişimini destekleyecek, pekiştirecek, güvenlik duygusunu sağlayacak anne baba ve çevrenin olmaması, konuşma ve dil becerileri gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir (T.C. T.C. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008).

Uyaran Eksikliği

Çocuğun dikkatini çeken, gelişimine etki eden ve yokluğunda olumsuz etkileneceği araç ve gereçlerin olmaması dil ve konuşma gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir.

Psikolojik Bozukluklar

Konuşmaya yönelik stres, anksiyete ve güvensizlik çocukta konuşmanın bozulmasına yol açmaktadır.

Otizm

Ruhsal ve duygusal engellilik kapsamında değerlendirilen, beyinde ve sosyal gelişimde olumsuzluklara yol açan otizm, konuşma ve dil gelişimini de etkiler ve aksaklıklara yol açar.

Uzun Süren ve Sık Tekrarlayan Hastalıklar

Uzun süren rahatsızlık ve hastalıklar, çocuğun dil ve konuşma becerisini ortaya koymasına izin vermemektedir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi