Sağlık Kurumları Yönetimi 2 Dersi 2. Ünite Özet

Poliklinik Ve Klinik Hizmetleri Yönetimi

Giriş

Sağlık Kurumları, hasta ve yaralıların, hastalıktan şüphe edenlerin ve sağlık durumlarını kontrol ettirmek isteyenlerin, ayaktan veya yatarak müşahede, muayene, teşhis, tedavi ve rehabilite edildikleri, aynı zamanda doğum yapılan kurumlardır. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere sağlık kurumları çok farklı sağlık hizmeti üretebilmektedirler. Bu bağlamda yöneticilerin üretilen sağlık hizmeti türlerini bilmeleri gerekmektedir. Türü ne olursa olsun sağlık kurumlarında üretilen hizmetleri 4 ana grup altında toplamak mümkündür. Bu gruplar tıbbi hizmetler, tıbbi destek hizmetler, yönetim hizmetleri ve teknik hizmetlerdir. Sağlık hizmeti üretiminde yönetsel görevleri olmayan ve genel olarak tıbbi personel olarak adlandırılan sağlık çalışanları ile yönetici ve diğer sağlık çalışanları arasındaki ilişkiyi anlamak hem ekip çalışması anlayışı içinde sağlık hizmetlerini sunmak hem de sınırlı kaynakları daha iyi kullanabilmek için oldukça önemlidir. Bu bölümde bu hizmetlerin nasıl olması gerektiği açıklanmıştır.

Tıbbi Hizmetler

Tıbbi hizmetler, hekimlerin önemli bir kısmını oluşturduğu sağlık personeli tarafından sunulan koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici tüm hizmetleri kapsamaktadır. Bütün sağlık personelinin sağlık hizmetleri sunumunda oynamış oldukları roller çok önemli olsa bile özellikle hekimler tarafından sunulmakta olan hizmetler diğer sağlık personeli tarafından yerine getirilen hizmetleri yönlendirdiği için sağlık hizmetleri sunumunda hekimlerin ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Poliklinik Hizmetleri : Hastaların yatırılmadan ihtiyaç duydukları sağlık hizmetinin verildiği birimlerdir. Ayakta muayene, tetkik, teşhis ve tedavi hizmetlerinin yapıldığı birimlerdir. Hasta mahremiyeti gereği muayene hizmeti verilirken odada sağlık personelinden başka kimsenin olmaması gerekir. Polikliniklerde bakılan hasta sayısı kurumun kapasitesine ve hekim sayısına göre değişmektedir. Özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde poliklinikler hastane hizmetlerinin en değerli birimlerinden birini teşkil etmektedirler. Günübirlik kategorisine düşen sağlık hizmetlerinin artık sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenmeye başlanmasıyla birlikte bu türden hizmetlerin önemi her geçen artmaktadır. Çünkü bu hizmetler hem sunumu açısından ucuz hem de sağlık hizmeti kullanıcılarının memnuniyet düzeyini artırıcı potansiyele sahiptir. Poliklinik, hastane ile halkın ilk irtibat yeridir. Birçok hasta, daha poliklinikte hastane hakkında bir yargıya varır. Eğer polikliniklerde hastalara iyi hizmetler sunulursa hastane hakkında hastalarda olumlu yargılar oluşurken aksi takdirde hastane hakkında olumsuz imaj oluşabilecektir.

Poliklinikler hastanenin en hızlı büyüyen birimleri arasında yer alırlar. Çünkü teşhis usulleri artmakta, laboratuvarlar gelişmektedir. Tıp bilgisi gelişmekte ve buna bağlı olarak hekimlik uygulamaları çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Bunun için, poliklinikler daha ilk planlanırken mimari proje genişlemeye çok müsait olmalıdır. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin farklı disiplinlerin bir arada olmasını gerektirdiği gerçeğinden hareketle, fonksiyonel açıdan birbiriyle yakın ilişkide olan poliklinik birimlerinin bir arada toparlanmaları önemlidir. Ayrıca, poliklinik hastane içinde hastaların kolayca ulaşabilecekleri bir yerde tesis edilmelidir. Ayrıca röntgen veya laboratuvarlar poliklinik içinde veya yakınında olmalıdır. Polikliniklerde sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşların kaliteli ve uygun ortamda sağlık hizmetlerine ulaşabilmeleri için polikliniklerde yer alacak bölümlere ve bunların mimari düzenlerine önem verilmelidir.

Polikliniklerde bulunan ve özen gösterilmesi gereken bölümler kısaca şunlardır:

  • Bekleme Salonu
  • Muayene ve İstirahat Odaları
  • Poliklinikler ve Teşhis Üniteleri
  • Poliklinik Hizmetleri ve Personeli
  • İlk Müracaat Yeri
  • Diğer Gerekli Bölümler

Yataklı Tedavi Servislerinde Sunulan Klinik Hizmetler : Hastanelerde yatarak sunulmakta olan tedavi hizmetleri klinik veya servis olarak adlandırılan birimlerde sunulmaktadır. Hastanenin büyüklüğüne veya eğitim amaçlı olup olmaması gibi pek çok kritere göre hastaneler farklı sayıda klinik veya servise sahip olabilirler. klinik hizmetlerini sunmaktan büyük ölçüde sorumlu olan hekimler 43 farklı alanda uzmanlık yapabilirler. Bu bölümde hastanelerde yer alan bazı ana servisler hakkında bilgi verilecektir.

Servis hizmetleri uzman, uzmanlık eğitimi görenler, hemşire ile eczacı, diyetisyen, fizyoterapist, psikolog gibi branşla ilgili diğer meslek mensupları tarafından birlikte yürütülen bir ekip çalışması olup, hastaya en iyi koşullarda, güvenilir araçlarla isabetli teşhisi koyarak, bakımının ve en kısa zamanda tedavisinin sağlanmasını, eğitim hastanelerinde ayrıca hasta başı eğitimlerini de gerçekleştirmeyi amaçlar.

Hastanelerde yer alan başlıca servis hizmeti birimleri ile ilgili olan uzmanlık alanları şunlardır:

  • İç Hastalıkları (Dahiliye)
  • Kardiyoloji
  • Göğüs Hastalıkları
  • Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
  • Nöroloji
  • Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
  • Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
  • Deri ve Zührevi Hastalıklar
  • Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
  • Genel Cerrahi
  • Çocuk Cerrahisi
  • Göğüs Cerrahisi
  • Kalp ve Damar Cerrahisi
  • Beyin ve Sinir Cerrahisi
  • Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
  • Ortopedi ve Travmatoloji
  • Üroloji
  • Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Hastalıkları
  • Göz Hastalıkları
  • Kadın Hastalıkları ve Doğum
  • Anesteziyoloji ve Reanimasyon
  • Radyasyon Onkolojisi
  • Radyoloji
  • Nükleer Tıp
  • Tıbbi Patoloji
  • Tıbbi Genetik
  • Tıbbi Biyokimya
  • Tıbbi Mikrobiyoloji
  • Tıbbi Farmakoloji
  • Spor Hekimliği
  • Askeri Sağlık Hizmetleri
  • Hava ve Uzay Hekimliği
  • Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp
  • Acil Tıp
  • Adli Tıp
  • Halk Sağlığı
  • Fizyoloji
  • Aile Hekimliği
  • Anatomi
  • Histoloji ve Embriyoloji
  • Ağız, Yüz ve Çene Cerrahisi
  • Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
  • Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji

Diş hekimleri ile ilgili uzmanlık dalları ise şunlardır:

  • Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi
  • Endodonti
  • Ortodonti
  • Pedodonti
  • Protetik Diş Tedavisi
  • Periodontoloji

Tıbbi Hizmetler, Bilimsel Kurullar ve Komiteler

Hastane Konseyi : Türkiye’de mevcut mevzuat ve düzenlemelere göre yataklı tedavi kurumlarında baştabibin başkanlığı altında bütün servis, laboratuvar şef veya uzmanları, hastane müdürü ve başhemşirenin katılması ile bu konsey kurulur. Konsey, salt çoğunlukla yılda en az 4 defa toplanır.

Eğitim Planlama ve Koordinasyon Kurulu : Mevcut mevzuat ve düzenlemelere göre eğitim hastanelerinde ayrıca baştabiple birlikte genel dal yataklı tedavi kurumlarında 5, özel dal tedavi kurumları ile yataksız kurumlarda 3 şeften oluşan Eğitim Planlama ve Koordinasyon Kurulu kurulur. Kurum amiri kurulun başkanıdır.

Sağlık Kurulları : Türkiye’de mevcut mevzuat ve düzenlemelere göre sağlık kurulları tek tabibin yetkisi dışında kalan hususlarda veya mevzuatta sağlık kurulu raporu öngörüldüğü hallerde, kişilerin sağlık durumları hakkında karar vermeye yetkili organlardır. Durum bildirir sağlık raporları için; kurumda en az üç ayrı dal uzmanının bulunması, varsa bu kurula iç hastalıkları, genel cerrahi, göz, kulak burun boğaz, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının dâhil edilmesi, ayrıca, raporun kullanılacağı iş veya yerin özelliğinin gerektirdiği dal uzmanının veya uzmanlarının bulunması zorunludur. Bünyesinde iç hastalıkları, genel cerrahi, göz, kulakburun-boğaz, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları bulunan ve bu uzmanların katılımıyla sağlık kurulu/kurulları teşekkül edebilen sağlık kurumları tam teşekküllü hastane sayılır.

Tıbbi Personel Komitesi : Sağlık kurumlarında sıklıkla karşılaşılan komitelerden birisidir. Bu komite belirli aralıklarla yaptığı toplantılarda tıbbi personelin görev alanındaki işleri yapmakta ve organize etmektedir. Bu komite çoğunlukla tıbbi personel işlerini takip etmek için ayda bir kez toplanmaktadır.

Tıbbi Kayıtlar Komitesi: Bu komite bütün hastane hastaları için tutulan dosyaların tam olarak tutulmasını garanti altına alır. Aynı zamanda bu komite, tıbbi kayıtlar ve hasta dosyaları konusundaki formlara, politikalara ve işlemlere karar verir. Tıbbi kayıtlar hastanelerde kalite güvencesini değerlendirmede çok önemli bir araç haline geldiği için son zamanlarda tıbbi kayıt komitesi son derece önemli bir rol oynamaya başlamıştır.

Kullanım Değerlendirme ve Doku Kontrol Komitesi : Bu komite hastanede yapılan bütün cerrahi müdahalelerin gerekli olup olmadığını inceler. İnsan vücudundan alınan organların alınmasının gerekli olup olmadığı konusundaki bütün kararlar bu komite tarafından verilmektedir. Çok genel olarak bu komite şu üç temel sorunun cevabını arar: (1) işlem gerekli mi? (2) işlem uygun bir tarzda yapılmış mı? (3) Yapılan iş tatmin edici veya uygun mu? Ayrıca bu komite hastanedeki cerrahi müdahaleler konusunda bir veri tabanı geliştirmek sorumluluğuna da sahiptir.

Enfeksiyon Kontrol Komitesi : Bu komite hem hastaneye yatan hastaların hem de hastane personelinin herhangi bir enfeksiyona yakalanma riskini minimuma indirme sorumluluğuna sahiptir. Bu komite aynı zamanda enfeksiyon kontrolü konusundaki politika ve prosedürleri geliştirir ve hastanede görülen bütün enfeksiyonları raporlama sorumluluğunu da taşır.

Eczane ve İlaç Komitesi : Bu komite ilaçların hastane içinde kullanımı ve kliniklere dağıtımı konusunda politikalar geliştirir. Hastane ilaç deposunda bulundurulması ve tıbbi personel tarafından kullanılması öngörülen ilaç listesini onaylar. Ayrıca hastane içinde ilaçların nasıl ve hangi amaçlarla kullanıldığını, ilaç masraflarını ve ilaçların yan etkilerini izler.

Kalite Güvence Komitesi : Bu komite hasta bakımını değerlendirmede geniş bir sorumluluğa sahiptir. Komite hasta bakım çıktıları konusunda gerekli bilgileri toplar ve analiz eder, hastane personel ve diğer komitelerden ihtiyaç duyduğu bilgilere ulaşır ve daha önceden planlandığı gibi hasta bakımı değerlendirme çalışmalarını yürütür.

Personel Değerlendirme Komitesi : Hastane tıbbi personeli olmak için başvuran kişilerin başvurularını değerlendirir ve başvuruda olması gereken bütün bilgi ve belgelerin olmasını sağlar, başvuru sahibi kişilerin diğer hastane ve kurumlardaki önceki deneyimlerini gözden geçirir ve sonunda başvuruları kabul veya reddeder.

Kan Kullanım Komitesi: Bu komite hastane içinde kan ve kan ürünleri konusundaki bilgi ve belgeleri toplar ve değerlendirir; hastanede yapılan kan transfüzyonlarının gerekli olup olmadığını değerlendirir; kan ve kan ürünlerinin uygun bir şekilde depolanması, kullanılması ve yönetimi konusunda politika ve prosedürleri geliştirir.

Tıbbi Eğitim Komitesi : Bu komite tıbbi personelin eğitim ihtiyaçlarını değerlendirmek ve bu ihtiyaçlara ve aynı zamanda sürekli kalite güvence aktiviteleri sonunda belirlenen problemlere uygun eğitim programlarını planlamakla sorumludur.

Yönetmelik Komitesi : Bu komite sağlık çalışanları ve çalışma şekilleri ile ilgili hastane yönetmeliklerini geliştirir ve ihtiyaç duyulduğunda yönetmelikte, kurallarda ve düzenlemelerde yapılması gereken değişiklikleri teklif eder.

Diğer Komiteler : Yukarda sıralanan ve çoğu hastanede olan genel komitelerin yanı sıra bazı hastanelerde çok daha özel bazı sorumlulukları olan başka komitelerin kurulduğu görülmektedir. Bu komitelerin önemli olanlarından bazıları etik ve araştırma değerlendirme komitesidir. Bu komitelerden Etik Komitesi, sağlık hizmetlerinin sunulmasında ortaya çıkan ahlaki bazı problemler konusunda rehber ve standartlar geliştirirken Araştırma-Değerlendirme Komitesi, hastalara verilen bütün deneysel terapileri onaylar ve hastane içinde yapılan deneysel araştırmalar sırasında muhtemel etik, ahlaki ve hukuki gerekliliklerin yerine getirilmesini sağlar. Ayrıca, satın alma komisyonu ve muayene-kontrol komisyonları da idari birimlerde kurulması gerekli olan komitelere örnek olarak verilebilir.

Tıbbi Hizmet Yöneticileri ve Görevleri

Sağlık kurumlarındaki poliklinik ve klinik hizmetlerin sunumu ve yönetiminde sorumlu yöneticilerin unvan, çeşit ve görevleri ve kendi aralarındaki koordinasyon şekilleri hastaneden hastaneye farklılık göstermektedir. Tıbbi hizmetler, hekim, hemşire, eczacı, diyetisyen, fizyoterapist, psikolog gibi branşla ilgili diğer sağlık çalışanları tarafından birlikte yürütülen bir ekip çalışması olup, hastaya en iyi koşullarda, güvenilir araçlarla isabetli teşhisi koyarak, bakımının ve en kısa zamanda tedavisinin sağlanmasını, eğitim hastanelerinde ayrıca hasta başı eğitimlerini de gerçekleştirmeyi amaçlar.

H ekimlik Hizmetleri ve Organizasyonu : Sağlık kurumlarında hekimlik hizmetlerinin organizasyonu genellikle tıbbi uzmanlıklar içinde yapılmaktadır. Örneğin dâhiliye, cerrahi ve kadın hastalıkları ve doğum bölümleri olabilir. Daha büyük hastanelerde bu ana bölümler daha alt dallara ayrılabilir.

Başhekim veya Tıbbi Direktör: Genellikle hastaneler tam gün çalışan bir başhekime veya tıbbi direktöre sahiptirler. Tıbbi hizmetlerin özellikle de hekimler eliyle yürütülmekte olan sağlık hizmetlerinin yönetiminden sorumluluğu olan bu yönetici, kaliteli sağlık hizmeti sunma sorumluluğunun yerine getirilmesinde en uygun yol olarak görülmektedir. Baştabip diğer kurumlarda da imkan ölçüsünde klinik ve laboratuvarların bilimsel çalışmaları ile ilgilenir ve bunlara yön verir.

Klinik Şefleri : Hastane servisleri kendi içinde dahiliye, cerrahi, çocuk, kadın hastalıkları ve doğum, radyoloji veya kardiyoloji gibi birimlere ayrılarak örgütlenmektedir. Hastane içinde bu birimlerden hangilerinin olacağına karar verilir verilmez, her birimin, (1) klinikte genel yönetimi sağlayan bir klinik şefine, (2) klinik çalışanlarına rehberlik edecek ve çabaları koordine edecek olan kural ve düzenlemelere sahip olması zorunluluk haline gelir.

Hemşirelik Hizmetleri ve Organizasyonu : Türkiye’de hemşirelik ve hemşirelik hizmetleri, kapsamı, organizasyonu, hemşirelerin görev, yetki ve sorumlulukları 6283 Sayılı Hemşirelik Kanunu ve 8 Mart 2010 Tarih ve 27515 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Hemşirelik Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmektedir. Ayrıca 19 Nisan 2011 Tarih ve 27910 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan ve Hemşirelik Yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle, “Çalışılan Birim/Servis/Ünite/Alanlara Göre Hemşirelerin Görev, Yetki ve Sorumlulukları” ile “Hemşirelik Girişimleri Listesi” belirlenmiş ve ilgili Yönetmeliğe eklenmiştir.

Başhemşireler : Başhemşire olabilmek için hemşirelikte en az lisans eğitimine sahip olmak gerekir. Ancak kurum/kuruluşta, hemşirelikte lisans eğitimine sahip hemşire bulunmaması halinde diğer hemşirelerden de görevlendirme yapılabilir.

Sorumlu Hemşire : Sorumlu hemşire yatan hasta üniteleri/klinikleri, yoğun bakım üniteleri, ayaktan tanı ve tedavi birimleri, acil, evde bakım gibi alanlarda hemşirelik hizmetlerinin yerine getirilmesinde başhemşireye karşı sorumlu olup, öncelikle ilgili alanda uzman hemşireler, yoksa üç yıl deneyimli ve hemşirelikte lisans mezunları arasından başhemşire tarafından görevlendirilir.

Hastane Yönetimi ve Tıbbi Personel ile İlişkiler

Hastane içi karar verme sürecinde yönetmelikler ve yönergeler önemli olmasına rağmen kişisel etkileşimler, yerel politik faktörler, ekonomik çıkarlar, bireysel rekabet, tıbbi personel, hastane yönetimi ve yönetim kurulu arasındaki karşılıklı iletişim verilen kararı önemli ölçüde etkilemektedir. Ancak, her hastane uzun dönemli amaçlarını gerçekleştirmesine olanak sağlayacak kendine uygun bir çalışma sistemi geliştirmelidir. Tıbbi personel ve hastane yönetimi arasındaki ilişki çoğu zaman bürokratiktir. Komiteler, hastane yönetimi ve tıbbi personel arasındaki iletişimi sağlamada kritik bir rol üstlenir. Çoğu iyi hastanede bu iki grup arasındaki gerilim minimize edilmiştir ancak bu gerilimin tamamen ortadan kalkmasını beklemek de gerçekçi değildir. Bu iki grup arasındaki düşünce farkı hastane iç problemlerin çözümünde anlayışı ve karşılıklı saygıyı gerekli kılar. Ne yazık ki her iki grubun beklentileri her zaman farklılaştığı için bu iki grup arasında anlayışı ve saygıyı düzenli olarak sürdürmek çok zordur ve nadiren yapılabilir.

Tıbbi Personel ve Hastane Yönetimi Arasındaki İletişimde Değişen Eğilimler: Türk Sağlık Sistemi çok radikal bir değişim süreci yaşamaktadır ve bu değişimlerden tıbbi personel ve hastane yönetimi arasındaki iletişim yapısı da nasibini almaktadır. Geri ödemelerde yaşanan sıkıntılar, akreditasyon, hasta hakları ve performans yönetimi gibi alanlarda yaşanan gelişmelerden dolayı hastane içinde bireysel olarak hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının yeri çok önemli bir şekilde değişmektedir. Teoride olmasa bile uygulamada hastane ve tıbbi personel gücünün ayrılması veya ayrı olarak görülmesi gerektiği hususu giderek eskimeye başlamıştır. Hekim-hasta ilişkisi her zaman önemli bir husus olarak kalmaya devam etse bile gelecekte hastaneye hastalar hekimler tarafından değil, büyük bir sağlık kurumu olma, ilan ve reklam, sosyal pazarlama ve sözleşme araçlarını etkili olarak kullanan hastaneler tarafından hastalar hekimlere getirilecektir. Çoğu hekim için ya rakip ya da potansiyel işveren olarak hastanelerin devamlı olması ihtimali daha gerçekçi olsa bile aslında bu durum hekimlerin huzurunu kaçıran bir ihtimaldir. Her iki grup arasında çok yakın işbirliği ihtiyacı da oldukça açıktır.

Hastane-Tıbbi Personel İlişkileri: Temel Unsurlar : Hastaneler ve tıbbi personel geleneksel ilişkilerini yeniden tanımlamalı ve güçlendirmelidirler, ancak bu nasıl ve ne şekilde olacaktır? Gelecekte tıbbi personelin örgütlenme biçimi günümüzdeki örgütlenme biçiminden oldukça farklı bir şekil alacaktır. Daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında son zamanlarda sağlık endüstrisinde ortaya çıkan gelişmelerin ortaya çıkardığı değişimlerin daha önemli olması hastaneleri ve tıbbi personeli daha sıkı olarak birbirine bağlamıştır. Hastane endüstrisinde yaşanan gelişme ise yönetici ve yönetim kurulunun hekimlerle daha sıkı işbirliği içinde çalışmaları gerektiği yönündedir. İşbirliği içinde yakın olarak çalışmak hastane yöneticileri ve hekimler için kolay bir iş değildir. Hekim ve yöneticilerin almış oldukları eğitim onların farklı düşünmelerine neden olmaktadır. Örneğin hekimlerin bağımsız çalışmaları gerektiği öğretilirken yöneticilere grup veya ekip halinde çalışmanın önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca daha önceki deneyimler bu iki grubun birbirlerine önyargılı olarak yaklaşmalarına neden olmaktadır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi