Temel Sağlık Ve Hastalık Bilgisi Dersi 6. Ünite Özet

Vücut Sistemleri Ve Hastalıkları

Giriş

İnsan vücudu trilyonlarca hücrenin bir araya gelmesi ile oluşan muhteşem bir yapıdır. Hücreler dokuları, dokular organları, organlar sistemleri ve sistemler tüm vücudu oluşturur. Hücreler fonksiyonlarını yerine getirebilmek için beden içerisinde bir denge hâlinde çalışır. Dengenin kurulamaması hâlinde hücre, doku, organ ve sistemlerin fonksiyonlarına ve bozulmaya neden olan faktörlere göre semptomlar yani hastalık belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtilerden yola çıkarak başta hekimler olmak üzere sağlık hizmeti sunanlar hastalarda hastalığın tanısını koymak ve etkin tedavi edebilmek için çaba gösterir.

Dolaşım Sistemi ve Hastalıkları

Kalp (kardiyak) ve damarlardan (vasküler) oluşan sisteme “dolaşım sistemi (kardiyovasküler sistem)” denir. Dolaşım sistemi merkezde kalbin yer aldığı, tüm vücuda dağılmış birçok damar ve bu damarların içerisinde yer alan kanın vücutta belirli bir düzende dolaşımını sağlayan bir sistemdir.

Dolaşım sisteminin temel görevleri şunlardır:

  • Besinleri, suyu, oksijeni (O2) ve hormonları dokulara taşımak,
  • Karbondioksiti (CO2) dokulardan uzaklaştırarak akciğerlere taşımak,
  • Hücrelerde ve dokularda oluşan atıkları onlardan uzaklaştırarak böbreklere taşımaktır.

Kalp, sol göğüs kafesi içerisinde, iki akciğer arasında, göğüs kafesinde kaburgaların birleştiği bir kemik olan sternum arkasında yer alır.

Kalpte dört kapakçık vardır. Kapakçıkların temel görevi kalbin kasılması sırasında kanın tek yönlü olarak akışını sağlamak; kalbin gevşemesi durumunda ise kanın geriye kaçışını engellemektir.

Trikuspit kapak : Sağ atrium ile sağ ventrikül arasındaki kapak.

Pulmoner kapak : Sağ ventrikülden kanın akciğerlere gönderildiği pulmoner arter (akciğerlere kirli kanı taşıyan atardamar) önündeki kapak.

Mitral kapak : Sol atrium ile sol ventrikül arasındaki kapak.

Aort kapağı : Sol ventrikülden temiz kanı tüm vücuda taşıyan aort damarının önündeki kapak.

Kalbi besleyen damarlara “koroner arter” denir.

Kalbin Kasılması ve Gevşemesi

Kalbin kasılmasına, yani kanı pompalamasına “sistol”, kalbin gevşemesine yani kanın kalbe gelmesinin sağlanmasına ise “diyastol” denir. Kalbin stetoskop adı verilen dinleme cihazı veya vücuttaki arterlerden (atardamarlar) atımın hissedilmesine “nabız” denir.

Sistol sırasında arterlerde güçlü bir vuruntu hissedilir ve bu vuruntular 1 dakika sayılarak nabız sayısı saptanır. Nabız sayısı yaşla değişmekle birlikte dakikada 60/90 arasındadır. Bebek ve çocuklarda hızlıdır, yaş ilerledikçe bu hız azalır. Nabız sayısı 60/dakika altında ise “bradikard”, nabız sayısı 90/dakika üzerinde ise “taşikardi” denir.

Damarlar

Kalpten pompalanan kan damarlar yoluyla organ, doku ve hücrelere gider. Oradan da kirlenen kan damarlar yoluyla toplanarak kalbe taşınır. Bu damarların sırasıyla kalpten çıkışı, dokulara gidişi ve tekrar kalbe dönüşüne göre adları ve özellikleri vardır. Damarlarda kanın hareketliliği yine otonom bir sinir sisteminin uyarıları ile gerçekleşen kasılma ve gevşemelerle olur. Damarların kasılmasına “vazokontrüksiyon”, gevşemesine ise “vazodilatasyon” denir. Kanın damar duvarına yaptığı basınca ise “tansiyon” denir.

Tansiyon, sistolik ve diyastolik tansiyon diye ikiye ayrılır. İki tansiyon türü için de belirli sınırlar vardır. Bu sınırların aşılmasına “hipertansiyon”, alt sınırın altına düşmesine ise “hipotansiyon” denir.

Dolaşım Bozuklukları

Hipertansiyon

Kalpten çıkan kanın arter duvarına yaptığı basınca “tansiyon” denir. Normalde sistolik kan basıncının 120 mmHg, diyastolik kan basıncının ise 80 mmHg civarında olması istenir. Erişkin bir insanda dinlenim hâlinde sistolik kan basıncının 140 mmHg, diyastolik kan basının ise 90 mmHg üstüne çıkmaması gerekir. Sistolik ve/veya diyastolik kan basıncının birisinin veya her ikisinin de bu sınırların üzerine çıkmasına “Hipertansiyon” denir.

Hipertansiyon İçin Risk Faktörleri

Bu risk faktörleri:

  • Yiyeceklerle alınan tuz
  • Yaş
  • Aile öyküsü
  • Cinsiyet
  • Diyabetes Mellitus ve/veya Obezite
  • Stres
  • Sigara
  • Fiziksel aktivite azlığı
  • İlaçlar şeklinde sıralanabilir.

Hipertansiyonun Semptomları (Belirti ve Bulgular): Hipertansiyon hastalığının en önemli özelliği belirli semptomlarının olmamasıdır. Bu nedenle birçok kişi hipertansif olmasına rağmen belirli bir yakınması olmadığı için hasta olduğunun farkında değildir. Hipertansiyon için çok özgü olmamakla birlikte enseden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, çarpıntı, burun kanaması, bulanık görme gibi yakınmalar olabilir.

Hipertansiyon sessizce organların fonksiyonlarını bozar. Bu nedenle göz, böbrek, kalp, beyin vb. muayenelerin de belirli aralıklarla yapılması yaşamsal öneme sahiptir.

Kalp Yetmezliği

Kalbin doku ve organların ihtiyacına yetecek kadar kanı pompalayamamasıdır. Kalp yetersizliğinin en önemli nedeni miyokardın kasılma fonksiyonun bozulmasıdır.

Önemli Kalp ve Damar Hastalıkları Konjenital Kalp ve Damar Hastalıkları

Atriyal Septal Defekt (ASD): Sağ ve sol atrium arasındaki bölmede (interatriyalseptumda) delik olması demektir.

Ventriküler Septal Defekt (VSD): Sağ ve sol ventriküller arasındaki bölmede (interventriküler septum) delik olmasıdır.

Kalp Dekstropozisyonu : Kalbin solda olması gerekirken sağa doğru yer değiştirmesidir.

Aort Stenozu (Aort kapak darlığı): Aort kapağı sol ventrikülün kasıldığında açılan ve kanın vücuda pompalandığında, ventrikül gevşediğinde kapanarak kanın ventriküle geri dönmesini önleyen bir kapaktır.

Fallot Tetralojisi (Fallot Dörtlüsü): VSD, pulmoner stenoz (sağ ventrükülden kanın akciğerlere pompalandığı arterin basındaki kapağın darlığı)

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp kapak hastalıkları Trikuspit, Pulmoner ve mitral kapak hastalıkları olarak incelenebilir . Trikupit kapak hastalıkları kendi içinde iki türlüdür. Bunlar:

  • Trikuspit Stenozu (TS)
  • Trikuspit Yetmezligi (TY)

Pulmoner kapak hastalıkları iki gruba ayrılır.

  • Pulmoner stenoz
  • Pulmoner kapak yetmezliği

Mitral kapak hastalıkları ise şunlardır:

  • Mitral Stenoz (MS)
  • Mitral Yetmezliği (MY)
  • Aort Stenoz (AS)
  • Aort Yetmezliği (AY)

Kalp Ritim Bozuklukları

Kalp atımlarının düzensiz olmasına “ritim bozukluğu” denir. Kalp atımlarının düzensizliği, kalp atımlarında yavaşlama veya hızlanma seklinde ortaya çıkabilir. Ritim bozukluklarına neden olan birçok faktör vardır. Doğumsal kalp hastalıkları olabileceği gibi kalbin çalışmasını sağlayan ileti sisteminin değişik bölgelerinde meydana gelen fonksiyonel bozukluklar da bunlara neden olabilir.

  • Koroner Arter Hastalığı (KAH) veya Koroner Kalp Hastalığı (KKH)
  • Koroner Arter Hastalığı (KAH) veya Koroner Kalp Hastalığı (KKH)
  • Perikart Hastalıkları
  • Arter Hastalıkları

Solunum Sistemi ve Hastalıkları

Solunum Sistemi Yapı ve Görevleri

Solunum yolları, göğüs boşluğunda yer alıp alınmamasına göre üst ve alt solunum yolları olarak ikiye ayrılır. Üst solunum yolları burun, farenks (yutak) ve larenksten (gırtlak); alt solunum yolları ise trakea (soluk borusu), bronşlar, bronşioller ve alveollerden oluşmaktadır.

Burun hem solunum sisteminde hem de koku almada görev alan bir organdır.

Ağız boşluğu ile burnun arka boşluğuna farinks denir. Yemek borusu (özefagus) ile solunum sisteminin ayrım noktasında larenks vardır. Larenksin üzerinde akciğerlerden gelen havanın titreşimi ile ses çıkarmamıza neden olan ses telleri vardır. Alt solunum yolunun başladığı trakea yapısı oldukça sert olan kıkırdak halkalardan oluşur.

Hücre ve dokular için gerekli olan oksijenin, solunum sistemi ile dış ortamdan alınması ve hücrelerde/dokularda oluşan karbondioksitin de yine solunum yoluyla dış ortama atılmasına “solunum” denir. Solunum iki bölümden oluşur: İnspiryum (nefes alma) ve ekspiryum (nefes verme).

Solunum Sisteminin Enfeksiyonları

Rinit: Nezle olarak bilinen tablodur.

Sinuzitis: Başımızı oluşturan kemiklerin içerisinde boşluklar vardır. Dört grupta (maxiller, etmoid, sfenoid, frontal) sağ ve sol olmak üzere ikişer tane yer alan bu boşluklara “sinüs” denir. Bu sinüslerin inflamasyonuna (iltihaplanması) “sinuzitis” denir.

Akut Farenjit ve Tonsillit : Farinksin ve ağız boşluğunda 2 kenarda yer alan tonsillerin (bademcik) inflamasyonuna denir.

Akut Otitis Media : Kulak, solunum sisteminin bir organı olmamakla birlikte, orta kulakta oluşan sıvının farenkse aktığı “östaki borusu” nedeniyle üst solunum sistemi enfeksiyonlarında, bu kanal tıkandığı için orta kulak iltihabına neden olabilir.

Larenjit ve Akut Laringotrakeabronsit : Larenksin ve ses tellerinin (pilica vocalis) inflamasyonuna “larenjit”, tabloya trakea ve bronşların da eklenmesine “akut laringotrakeabronsit” denir.

Pnömoni, Bronkopnömoni : Akciğer dokusunun inflamasyonuna pnömoni (zatürre), olaya bronşlarda katılmışsa “Bronkopnömoni” denir.

Bronsiyolitis : Özellikle çocuklarda görülen küçük bronşlar yani bronşioller inflamasyonudur.

Tüberküloz (Verem): Mycobacterium tuberculosis tarafından oluşturulan, öncelikle akciğerlerde görülen, bununla birlikte kemik, karaciğer, beyin gibi organlarla meninks (beyin zarı), plevra, perikard, periton gibi zarlarda da görülebilen ciddi bir enfeksiyondur.

Bazı Akciğer Hastalıkları

  • Respiratuvar Distres Sendromu (RDS)
  • KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı)
  • Astım
  • Akciğer Embolisi
  • Pnömokonyozlar ve Mesleksel Solunum Sistemi Hastalıkları

Solunum Sistemi Kanserleri

Solunum sistemindeki her organ ve dokunun benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) kanseri söz konusudur.

Gastrointestinal Sistem (GİS) ve Hastalıkları

Gastrointestinal sisteme sindirim sistemi de denir. Ağızdan (dişler, dil, tükürük bezleri) başlar, farenks, özefagus (yemek borusu), mide, duedenum, ileum, jejenum, kolon, rektumla devam eder, anal kanal ve anüsle sonlanır. Ayrıca bu sisteme hormonal, salgısal ve yapısal bağlantıları nedeniyle karaciğer, safra kesesi ve pankreas da dâhildir.  GIS’in görevleri; sindirim kanalından su, elektrolit ve besin maddelerinin emilerek vücuda alınması, sindirilmemiş veya emilmemiş madde ve atıkların depolanması ve dışarıya atılmasıdır. GIS’te ilerletilmesini ve atıkların dışarı atılmasını sağlayan hareketlere “peristaltik hareketler” denir.

Gastrointestinal Sistem (GİS) hastalıkları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Ağız bölgesinde görülen hastalıklar
  • Özefagus hastalıkları
  • Mide rahatsızlıkları ve hastalıkları
  • İnce Bağırsak Rahatsızlıkları ve Hastalıkları
  • Kalın Bağırsak Rahatsızlıkları ve Hastalıkları
  • Anorektal Bölge rahatsızlık ve hastalıkları
  • Karaciğer Hastalıkları
  • Safra Kesesi ve Pankreas Hastalıkları

Üriner Sistem ve Hastalıkları

Böbrekler, üreter, mesane ve üretradan oluşan sisteme “Üriner Sistem / Boşaltım Sistemi” denilir. Ürolojik sistem üreme organları (genital organlar) ile birlikte “Ürogenital Sistem” olarak adlandırılır. İnsanlarda, böbrekler karın bölgesinin arka bölümünde, sağ ve sol tarafta olmak üzere retroperitonal (karnı saran zarın arkası) bölgede yer alırlar. Böbreklerin ikisinin de üstünde böbreküstü bezleri yer almaktadır. Hücrelerde oluşan atık maddelerin kana geçip bu kanın böbreklerde süzülerek temizlenmesi gerekir. Böbrekler günde 180 litre sıvı süzer. Bunun 1200- 1800 ml’lik miktarı idrar olarak vücuttan atılır. Böbreğin süzme birimine “nefron” denir.

Boşaltım sistemi hastalıklarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

  • Böbrek hastalıkları
  • Nefrit hastalıkları
  • Polikistik Böbrek Hastalığı
  • Renal Arter Stenozu (Darlığı)
  • Üriner Enfeksiyonlar
  • Akut Böbrek Yetmezliği
  • Kronik Böbrek Yetmezliği
  • Mesane Hastalıkları
  • Prostat Hastalıkları

Sinir Sistemi ve Hastalıkları

Sinir sistemi anatomik olarak ikiye ayrılır.

  • Santral (Merkezi) Sinir Sistemi (SSS): Beyin, beyincik, beyin sapı, omurilikten oluşur.
  • Periferik (Çevresel) Sinir Sistemi (PSS): Omurilikten dokulara, dokulardan omuriliğe duyu ve motor iletimleri taşıyan sinirlerden oluşur. Bunlar 12 çift kraniyal sinir ve 31 çift spinal sinir ve bunların uzantılarıdır.

Bununla birlikte doku, organ ve sistemlerin bilinç ve istem dışı çalışmalarını düzenleyen “Otonom Sinir Sistemi (OSS)” vardır. Sinir hücrelerine nöron adı verilir. Nöronlar 3 temel bölgeye ayrılır. Nöronlar hassas hücrelerdir. Hasar görünce yerine yenisi gelmez.

Beyin 100 milyar nöron ve trilyonlarca “glia” denilen destek hücrelerinden oluşur. Beynin üstündeki çift katlı zara “dura mater” denir.

Beyin Hastalıkları

Beyinle ilgili sağlık sorunlarında genelde bazı belirtiler hemen hepsinde görülebilir. Bunlar; baş ağrısı, bulantı olmaksızın kusma, şuur bulanıklığı, felç, konuşma ve görme bozukluklarıdır. Bu yakınmaların nedeni kafatasının sert olması ve beyinde meydana gelen sorunlar nedeniyle kafa içi basıncın artmasındandır. Buna “Kafa İçi Basıncın Artması Sendromu (KIBAS)” denir. Başlıca beyin hastalıkları şunlardır:

  • Anensefali
  • Serebral Palsi (Beyin Felci)
  • Serebrovasküler Hastalık / Olay
  • Epilepsi (Sara)
  • Menenjit
  • Ensefalit – Serebrit
  • Hidrosefali
  • Multiple Skleroz
  • Parkinson
  • Beynin Kanserleri

Beyincik hastalıkları ise;

  • Ataksi
  • Dizartri
  • Dismetri
  • Ataksi
  • Tremor şeklinde sıralanabilir.

Periferik Sinir Sistemi Hastalıkları

Periferik sisnir sistemi hastalıkları; sıkışma sendromları, fasial paralizi, periferik nöropati olmak üzere üç grupta incelenmektedir.

Endokrin Sistem ve Hastalıkları

Hücrelerarası fonksiyonların, bu is için üretilen ve “hormon” adı verilen birtakım özel moleküler yapıdaki maddeler ile yapıldığı/yönetildiği sistemdir. Hormon üreten hücrelere “endokrin hücre” bu hücrelerin yer aldığı dokulara “endokrin bez” denir. Vücudumuzdaki endokrin sistemle ilgili yapılar hipotalamus, hipofiz bezi, tiroid bezi, paratiroid bezi, böbrek üstü bezleri, pankreas, gonadlar (cinsiyet bezleri), böbrekler, pineal bez, timus bezi ve sindirim organlarıdır.

Hipotalamus

Beyinde talamus adlı bir yapının altında bulunan bir beyin bölgesidir. Görevi kafatasında “sella tursica” denilen kemik yapının içerisinde yer alan hipofiz bezini yönetmek, böylece beyin ve endokrin sistem arasındaki bağlantıyı sağlamaktır.

Hipofiz Bezi

Beyin alt tabanında, sella tursica (Türk Eyeri) adı verilen kemik çukurun içinde 1 cm çapında, 0,5-1 g ağırlığında bir endokrin bezdir.

Ön lob hormonlarının yetersiz salgılanmasına genel olarak “Hipopituitarizm” denir. Endokrin bezlerden salgılanan hormonlarla ilgili bozukluklar ya hormonun fazla salgılanması ya da az/yetersiz salgılanması sonucu hedef hücredeki etkilerine göre değerlendirilir.

Pankreas Hormonları ve Bozuklukları

İnsülin: Kandaki glikozun (şekerin) hücrelerin içine alınıp kullanılmasını sağlar. Eksikliğinde “Diabetes Mellitus (DM)” denilen seker hastalığına neden olur. Bu hastalarda kan şekeri yüksek (hiperglisemi) iken şekerin hücreler içine alınıp kullanılması söz konusu değildir. Yani zenginlik içinde hücreler seker açlığı çeker.

Hematopoetik Sistem (Hematolojik) ve Hastalıkları

Kan, damarlar içinde yaşamsal önemi olan sıvıdır. Plazma içinde süspansiyon hâlinde şekilli hücresel elementleri de içeren bu sıvıya “Kan” denir. İnsan vücudunun yaklaşık %8’i kandır. Erişkin bir insanın kan hacmi 5-6 litredir. Bu kanın %55’ini plazma, %45’ini ise kan hücreleri oluşturur. Kan hücrelerinin yapımına “hematopoez” denir. Kan yapımı daha anne karnındayken başlar. Göbek kordonu kesesinde, karaciğerde ve kemik iliğinde 19. günde başlar. Doğumdan sonra kan yapımı, lenfoid organlar ve kemik iliğinde devam eder.

Eritrosit (Alyuvar): Çekirdekleri yoktur ve yaşam süresi 120 gündür. Görevi dokulara ve hücrelere O 2 taşıyıp CO 2 ’i onlardan uzaklaştırmaktır. Bunu bünyesindeki hemoglobin denilen bileşik ile yapar. Hemoglobin; demir ve proteinden oluşan bir bileşiktir.

Lökosit: Vücudun savunma hücreleridir. Kanın mm 3 ’ündeki toplam sayısı normalde 4000- 10000’dir

Trombositler: Kanın pıhtılaşmasında rol alan ve kan pulcukları da denilen kan hücreleridir. Normal sınır değerleri kanda 150.000-300.000 adet /mm 3 ’tür.

Kas İskelet Sistemi ve Hastalıkları

Kemikler, eklemler, kaslar, kıkırdaklar, bağlar, tendonlardan oluşan, vücudun postürünü (durusunu) ve hareketini sağlayan sisteme “Kas ve İskelet Sistemi” denir. Bu sistemdeki kaslar çizgili kas grubunda olup istemli çalışırlar. Kasların kemiğe tutunmasını sağlayan parçalara “tendon” denir. İki kemiğin oynar veya yarı oynar oluşturduğu yapıya “eklem” denir ve eklemler arasında kıkırdak vardır. Diz ekleminde yarım ay seklinde iç ve dış kısmında menüsküsler vardır. Kaslar arasında, eklemlere yakın bölgelerde kasların kaymasını sağlayan içi boş keseciklere ise “bursa” denir.

Kas iskelet sistemi hastalıklarından bazıları; Romatoid Artrit, Juvenil Romatoid Artrit, Sistemik Lupus Eritematozis, Osteoporoz şeklinde sıralanabilir.

Kulak Burun Hastalıkları

Kulak

Kulak, burun ve boğaz birbirlerine olan komşuluklarının ötesinde iç içe geçen yapıları ve fonksiyonları nedeniyle bir sistemmiş gibi birlikte incelenen ve hastalıkları yönetilen 3 yapıdır. İşitme organımız kulaktır. Kulak kepçesi, kulak zarı, çekiç-örs-üzengi, oval pencere, semisirküler kanallardan oluşur. İşitme, kemik iletimi ve hava yolu olmak üzere 2 kısmın fonksiyonu sonucu oluşur.

Burun

Yabancı Cisim: Buruna böcek kaçması/girmesi.

Septum Deviasyonu: Burnu sağ ve sol diye ikiye ayıran ortadaki ince kemiğin sağa ve sola eğrilmesidir.

Konka Hipertrofisi: Burun içi salgıları salgılayan Konka adı verilen yapıların büyümesidir.

Burun Kanaması: Burun kanamasında burun iki kanadından bir bez veya mendille sıkılır ve baş arkaya değil öne doğru eğilir. Başa soğuk uygulama da yapılabilir.

Göz Hastalıkları

Göz, orbita boşluğu içinde bağ dokusundan zengin bir yağ yastığına yerleşmiş ve görme fonksiyonu ile görevli bir çift organdır. Yaklaşık 22 mm yarıçapındadır. Kapaklar, gözyaşı bezleri, gözyaşı boşaltım kanalları ve kirpikler gözün yardımcılarıdır. Işık korneadan gözün içine girer, lensi geçer ve retinada odaklanır. Işık burada fotokimyasal reaksiyonla elektrik enerjisine çevrilir ve optik sinir yolu ile beyne iletilir. Beyin ise her iki gözden gelen bilgileri birleştirerek tek bir görüntü elde eder.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v