Borsaların Yapısı ve İşleyişi Dersi 1. Ünite Özet

Menkul Kıymet Borsaları Ve Borsa İstanbul

Giriş

Piyasa, alıcı ve satıcıların karşılaştığı her türlü ortama verilen addır. Bir ekonomide çok sayıdaki piyasayı reel piyasalar ve finansal piyasalar olarak iki temel grupta toplamak mümkündür. Reel piyasaları; mal ve hizmet alım-satımının yapıldığı mal ve hizmet piyasaları ile mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan üretim araçlarının alınıp satıldığı faktör piyasaları oluşturur. Finansal piyasalar ise, fon açığı veren birimlerle fon fazlası veren birimlerin karşılaştığı ve fon transferinin gerçekleştiği piyasalardır.

Finansal Piyasalar

Bir ekonomide var olan üç temel birim hanehalkı (bireyler), işletmeler ve devlettir. Günümüzde bu birimlere yabancılar da ilave olmuştur. Finansal piyasaların gittikçe globalleştiği günümüzde diğer ülke kişi ve kurumlar da her geçen gün artan bir biçimde finansal piyasalarda yer almaktadır.

Ekonomik birimlerin her zaman tasarruflarını yatırıma dönüştürme olanakları yoktur. Tasarrufların yeterli miktarda olmaması, yeterli fırsatların olmaması, riske karşı tutumların farklı olması ve benzeri nedenlerle tasarruf sahiplerinin tasarruflarını yatırımlara dönüştürmeleri çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Günümüz piyasa ekonomilerinde tasarrufta bulunan birimlerle yatırım yapan birimler farklı birimlerdir. Ekonomik gelişim ve refah düzeyinin artması için tasarruf eden birimlerle (fon arz eden birimler) yatırım yapacak birimlerin (fon talep eden birimler) karşılaştırılması, dağınık halde bulunan tasarrufların bir araya getirilerek, yatırım yapacak birimlere, güven ortamı içinde aktarılması gerekir. Finansal piyasalar ekonomik birimlerin karşılaştığı ve bu birimler arasında fon akışının gerçekleştirildiği ortamlardır. Dolayısıyla finansal piyasalar; fon arz edenlerle fon talep edenlere fayda sağlarken diğer taraftan ülke ekonomisine de fayda sağlayarak refah düzeyinin artmasında anahtar rol oynamaktadır.

Finansal piyasalar farklı açılardan sınıflandırılabilir.

  1. Finansal varlıkların ilk kez alınıp satılmasına göre: Birincil ve ikincil piyasalar; Birincil piyasa yeni çıkarılmış tahvil, pay gibi menkul kıymetlerin şirketler ya da hükümetler tarafından ilk alıcılara satıldığı finansal piyasadır. İkincil piyasa ise daha önce çıkarılmış menkul kıymetlerin ikinci elden alınıp satıldığı finansal piyasadır. İkincil piyasalarda menkul kıymetler, bu menkul kıymetleri ihraç eden şirketlerden bağımsız bir şekilde, şirkete bir fon girişi olmadan alınır ve satılırlar.
  2. Finansal varlıkların niteliğine göre: Borç piyasası ve öz sermaye piyasası,
  3. Piyasanın örgütlenme durumuna göre: Organize piyasalar ve organize olmayan piyasalar; Belirli bir fiziki yeri ve çalışma düzeni olan, hukuki ve yönetsel kuralları saptanmış, ilgili kurum ve kuruluşların denetimi ve gözetimi altında çalışan piyasalara organize (örgütlenmiş) piyasalar denir. Hukuki ve yönetsel kuralları olmayan, fiziki ve resmi belirli bir mekana sahip olmayan, işlemlerini organize piyasaların dışında gerçekleştiren ve denetim ve gözetimden uzak olan piyasalara organize olmayan (örgütlenmemiş) ya da tezgah üstü piyasalar denir.
  4. Finansal varlığın vadesine göre: Para ve sermaye piyasaları; Vadeleri bir yıl veya bir yıldan daha kısa olan menkul kıymetlerin alınıp satıldığı piyasalar para piyasaları olarak adlandırılmaktadır. Para piyasalarının temel kurumu bankalardır. Para piyasasında işlem gören finansal araçlar ise ticari krediler, banka kredileri, alacak senetleri, teminat ve kefalet mektupları, finansman bonoları, repo ve ters repo, menkul kıymetleştirilmiş finansal araçlar ve hazine bonolarıdır. Vadeleri bir yıldan daha uzun süreli fonların karşılaştığı piyasalar ise sermaye piyasaları olarak adlandırılır.
  5. Ödemelerin hemen ya da gelecekte yapılmasına göre: Spot piyasalar ve vadeli piyasalar; Alım satıma ilişkin ödemelerin ve konu olan menkul kıymet veya malların tesliminin hemen yapıldığı piyasalara spot piyasalar denilmektedir. Öte yandan alım satıma ilişkin ödemelerin ve konu olan menkul kıymet veya malların tesliminin gelecekte bir tarihte yapılacağının bir sözleşme ile belirlendiği piyasalara vadeli piyasalar denilmektedir.

Finansal varlıkların, araya bir kurum girmeksizin aracısız el değiştirmesi doğrudan finansman, aracılar vasıtasıyla el değiştirmesi dolaylı finansman denir. Fon fazlası olan birimlerle fon açığı olan birimlerin doğrudan karşılaşması finansal işlemler içinde oldukça küçük bir yer tutar. Fonlar daha çok finansal kurumlar olarak da adlandırılan aracı kuruluşlar aracılığı ile el değiştirmektedir. Aracı kuruluşlar olmaksızın çok sayıda küçük tasarrufların uygun zamanda, uygun fiyatlarla, etkin bir biçimde fon talep edenlere transfer edilmesi güçtür.

Rekabete dayalı ekonomilerde finansal piyasaların rolü kıt kaynakların en verimli şekilde kullanılmasına katkı sağlamaktır. Piyasaların bu katkıyı sağlaması kaynak dağıtımı etkinliği olarak adlandırılmaktadır. Piyasadaki işlem maliyetlerinin rekabete dayalı olarak belirlenmesi ve aracıların normal karlar elde etmesi faaliyet etkinliği olarak adlandırılmaktadır. Piyasadaki menkul kıymetlerin fiyatlarının anında ve tam olarak mevcut bilgileri yansıtması ise bilgisel etkinlik olarak adlandırılmaktadır. Etkin piyasalar hipotezinde etkinlik kavramı, bilgisel etkinliği ifade etmektedir. Hipotezin en önemli varsayımlarından biri yatırımcıların herhangi bir bilgiyi kullanarak normalin üstünde getiri elde edemeyeceğidir. Etkin piyasalar hipotezi sadece pay piyasaları için değil diğer piyasalar için de geçerli olduğu kabul edilir. Piyasalarda etkinlik arttıkça normalin üzerinde getiri elde etme olasılığı azalacaktır

Borsalar ve Menkul Kıymet Borsaları

Borsa, en geniş anlamıyla, ticaret ya da finansal işlemlerle uğraşan kişilerin bir araya geldikleri kamuya açık piyasalara verilen addır.

Her türlü varlıkla ilgili borsa oluşturulabilir ve borsalar işlem gören varlık türüne göre adlandırılır. Pay, bono ve tahviller gibi finansal varlıkların işlem gördüğü piyasalara menkul kıymetler borsaları; döviz alış-verişinin yapıldığı piyasalara döviz borsaları; mal ticaretinin yapıldığı piyasalara emtia borsaları; altın, gümüş, platin gibi madenlerin işlem gördüğü piyasalara kıymetli maden borsaları denir.

Menkul kıymet borsalarının ekonomiye katkıları:

  • Likidite sağlama
  • Piyasada tek fiyat oluşturma
  • Güven oluşturma
  • Ekonomide barometre olma
  • Mülkiyeti tabana yayma
  • Sermayede hareketlilik kazandırma ve sanayide yapısal değişikliği kolaylaştırma

Dünyada Menkul Kıymet Borsalarının Gelişimi

Borsanın tarihi çok eski devirlere dayanmaktadır. Bu devirlerde çeşitli yerlerde kurulan pazar ve panayırlarda her çeşit ticari mallar ve kıymetli madenler alınıp satılmakta idi. Pusulanın keşfi ile deniz aşırı ticaret gelişmiş, İngiltere, İtalya ve Hollanda gibi denizci ülkelerde birçok ticari merkezler kurulmuştur. Ticari merkezlerin kuruluşu, ticaretin gelişimi, ticari senetlerin ve kredi belgelerinin kullanımına neden olmuş; bu belgelerin alım ve satımını yapan aracıları ortaya çıkmıştır. Zamanla para ticareti yapan bu birimler ellerindeki senetleri tasarruf eden birimlere satarak, senetlerin el değiştirme işlemini başlatmışlardır.

Menkul kıymet borsaları esas olarak 19. yüzyılda yatırım alanı arayan sermayenin çoğalması, anonim şirketlerin artması, deniz aşırı yatırımların ve deniz ticaretinin gelişmesi sonucunda gelişim göstermiştir. Ticaretin ve sanayinin gelişmesiyle borsada işlem yapanlar arasında uzmanlaşma ve meslek dayanışması artmış, birlikler kurulmuş, hile ve dolandırıcılığa açık olan borsa işlemlerinin disiplin altına alınması amacıyla yasal düzenlemeler ve organize olma gereği doğmuştur.

Yasal statüleri açısından menkul kıymet borsaları, devlet ve yarı devlet borsaları ve özel borsalar olarak iki temel grupta toplanabilir. Devlet ve yarı devlet borsaları; genellikle yasayla kurulan, yönetimi resmi aracıların oluşturduğu, kurullara bağlı olan borsalardır. Bu tür borsalarda aracı kurumların ve komisyon oranlarının belirlenmesi devlet tarafından olmaktadır. Kıta Avrupa’sındaki menkul kıymet borsaları bu özelliktedir.

Özel borsalar; üyeleri tarafından anonim şirket şeklinde kurulan borsalardır. Bu borsalar kendi tüzük ya da sözleşmelerine bağlı olarak faaliyet gösterirler; borsa üyelerinin, kotasyon koşullarının belirlenmesi gibi konular borsa yönetimi tarafından yerine getirilmektedir.

Borsalar büyüklük özellikleri dikkate alınarak sınıflandırılabilir. İşlem hacmi, piyasa değeri gibi büyüklük özellikleri dikkate alındığında borsalar; süper borsalar, büyük borsalar, orta büyüklükteki borsalar ve küçük borsalar şeklinde sınıflandırılmaktadır. Diğer bir sınıflandırma da Dünya Bankası tarafından ülkelerin kişi başı GSMH’sı dikkate alınarak yapılan sınıflandırmadır. Kişi başına geliri yüksek gelir düzeyinde olan ülkelerin borsaları gelişmiş borsalar, altında olanları da gelişmekte olan borsalar (emerging stock markets) olarak sınıflandırılmaktadır. 2010 yılı için kişi başı GSMH’sı 12.276 Dolardan fazla olan ülkelerdeki borsalar gelişmiş borsalar olarak gruplandırılmaktadır. Eğer kişi başı GSMH’sı Dünya Bankası standartlarına göre yüksek gelir düzeyinde değilse o ülkenin borsası gelişmekte olan borsa ya da gelişen borsa olarak tanımlanmaktadır.

Gelişmiş borsalar sanayileşmiş ülkelerde faaliyet gösteren büyük borsalardır. Dünyanın en büyük borsası NYSE, ikinci en büyük borsası Nasdaq Borsasıdır.

Türkiye’de Menkul Kıymet Borsalarının Gelişimi

Türkiye’deki organize menkul kıymet piyasalarının kökleri 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. İlk menkul kıymetler piyasası Kırım Savaşı’nı takiben 1866 yılında Osmanlı İmparatorluğu zamanında kurulmuş olan “Der Saadet Tahvilat Borsası”dır. Osmanlı İmparatorluğunca, Kırım Savaşının getirdiği harcamaları ve savaş sonrası yatırımları finanse etmek üzere önemli miktarlarda tahviller ihraç edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun ihraç etmiş olduğu tahviller için İstanbul’da kısa sürede ikincil piyasa oluşmuştur. Bu piyasada genellikle Galata semtinde oturan gayrimüslüm bankerler tarafından işlemler yürütülmüştür. Bu bankerlerin ve Osmanlı İmparatorluğundan alacaklı olan devletlerin katkısıyla kurulan Der Saadet Tahvilat Borsası ilk resmi Osmanlı borsasıdır. Borsada genellikle Alman, Fransız ve İngiliz şirketlerinin paylar ve tahvilleri işlem görmekteydi ve borsa 20. Yüzyıl başlarında Londra’dan sonra Avrupa’nın en önemli borsası haline gelmişti. Osmanlı ekonomisinden yüksek getiri sağlamayı amaçlayan Avrupalı yatırımcılar için de bir araç olan bu Borsanın adı 1906 yılında “Esham ve Tahvilat Borsası” olarak değiştirilmiştir. Avrupa’nın aktif bir piyasası olarak faaliyet gösteren borsa, İmparatorluğun yıkılmasıyla canlılığını yitirmiş, 1. Dünya Savaşı sırasında da kapanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra 1929 yılında çıkarılan 1447 sayılı “Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanunu” ile sermaye piyasalarının, “İstanbul Menkul Kıymetler Borsası” adı altında organize olması sağlanmıştır.

Cumhuriyet döneminde kurulan borsalarda pay ve tahvil yanında döviz alım satım işlemleri de yapılmakta idi. Ancak 1931 yılından sonra kambiyo kontrollerinin artmasına paralel olarak döviz işlemleri önemini yitirmiş, 1959’dan sonra da bu tür işlemler tamamıyla kaldırılmıştır.

Türkiye’de 2013 yılına kadar dört farklı türde borsa faaliyette bulunmakta idi. Bunlar; tarımsal ürünlerin spot olarak işlem gördüğü ticaret borsaları, menkul kıymetlerin işlem gördüğü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, kıymetli madenlerin işlem gördüğü İstanbul Altın Borsası (İAB) ile finansal ve tarımsal sözleşmelerin işlem gördüğü Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) idi. Nisan 2013 itibariyle ticaret borsaları dışında kalan İMKB, İAB ve VOB, Borsa İstanbul çatısı altında birleşmişlerdir.

2013 yılında Borsa İstanbul’a dönüşen İMKB, faaliyete başladığı 1986 yılından itibaren hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. Bununla birlikte borsanın halen hak ettiği büyüklüğe ulaştığı söylenemez. Borsa İstanbul’u daha iyi değerlendirmek için, diğer gelişmekte ve gelişmiş borsalarla birlikte ele almak yararlı olacaktır. Bu amaçla aşağıda Borsa İstanbul ve diğer borsalara yönelik verilerin yer aldığı çeşitli tablolara yer verilmiştir. 2013 yılına kadar olan veriler İMKB verileridir.

Borsaların gelişmişlik düzeylerinin ortaya konulmasında kullanılan bazı ölçütler bulunmaktadır: Piyasaların gelişmişlik düzeyleri belirlenirken genellikle kullanılan kriterler şunlardır: piyasa kapitülasyonu, işlem hacmi, piyasada kote olan şirket sayısı, sermaye piyasasına gelen yurt içi tasarrufların milli hasılaya oranı, yerel ve kurumsal yatırımcı tabanı, yoğunlaşma, yabancıya açıklık durumu, türev piyasaların varlığı, piyasada işlem gören menkul kıymet çeşitliliği, dışa açıklık derecesi, yeni ihraç miktarı, ortalama şirket büyüklüğü, teknolojik alt yapı, borsanın kuruluş tarihi gibi kriterler ele alınmaktadır.

Borsa İstanbul’un Organizasyonu

Borsa İstanbul Türkiye’nin tek menkul kıymetler borsasıdır. Borsa İstanbul; kanun hükümleri ve ilgili mevzuat çerçevesinde, sermaye piyasası araçlarının, kambiyo ve kıymetli madenler ile kıymetli taşların ve Sermaye Piyasası Kurulunca uygun görülen diğer sözleşmelerin, belgelerin ve kıymetlerin serbest rekabet şartları altında kolay ve güvenli bir şekilde, şeffaf, etkin, rekabetçi, dürüst ve istikrarlı bir ortamda alınıp satılabilmesini sağlamak, bunlara ilişkin alım-satım emirlerini sonuçlandıracak şekilde bir araya getirmek veya bu emirlerin bir araya gelmesini kolaylaştırmak ve oluşan fiyatları tespit ve ilan etmek üzere piyasalar, pazarlar, platformlar ve sistemler ile teşkilatlanmış diğer pazar yerleri oluşturmak, kurmak ve geliştirmek, bunları ve başka borsaları veyahut borsaların piyasalarını yönetmek ve/veya işletmek amacıyla kurulmuştur.

Borsa İstanbul, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı olmak kaydıyla özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyette bulunmak ve bu esas sözleşme hükümlerine göre idare edilmek üzere anonim şirket statüsünde kurulan bir borsadır.

Şirketin işleri ve idaresi, yönetim kurulu tarafından yürütülür. Yönetim kurulunun görevleri ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır:

  1. Şirket tarafından hazırlanması gereken ve Şirketin yetkisinde bulunan yönetmelikleri karara bağlamak,
  2. Şirkete ilişkin iç mevzuat niteliğindeki yönergeleri ve uygulama esaslarını yürürlüğe koymak,
  3. Borsada işlem yapma yetkisi verilmesi ve buna ilişkin yetkilendirme başvurularını karara bağlamak ve gerektiğinde borsada işlem yapma yetkisinin geçici veya sürekli iptaline karar vermek,
  4. Sermaye piyasası araçlarının ve diğer ürünlerin borsa kotuna alınması veya borsada işlem görmesi ile ilgili başvuruları karara bağlamak,
  5. Sermaye piyasası araçlarının ve diğer ürünlerin işlem göreceği piyasalar, pazarlar, platformlar veya sistemler oluşturmak ve kurmak, bunları gerektiğinde kaldırmak ve bunlara ilişkin her türlü usul ve esasları düzenlemek,
  6. Kendisine yardımcı olmak üzere kurulacak komitelere ve komisyonlara karar vermek, üyelerini seçmek, bunların seçilmelerine ve çalışmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, faaliyetlerini devamlı olarak denetlemek,
  7. Borsa işlemlerinde çıkabilecek uyuşmazlıkları inceleyerek sonuçlandırmak,
  8. Borsada işlem yapmaya yetkili gerçek ya da tüzel kişilere veya bunların temsilcilerine gerektiğinde disiplin cezası vermek,
  9. Kotta kalma veya borsada işlem görme konusunda belirlenen kurallara ve bu amaçla alınan tedbirlere uymayanlara gerekli yaptırımları uygulamak, gerektiğinde sermaye piyasası araçlarını ve ürünleri kottan çıkarmak veya borsada işlem görmelerine son vermek,
  10. Borsa işlemlerine ilişkin gözetim sistemini kurmak,
  11. Şirketin teşkilatı, birimleri, organizasyonu, yönetimi, yönetimin devri, görev tanımları, yetki ve sorumlulukları ile görevlilerin ve personelin çalışma usul ve esaslarını belirlemek.

Borsa İstanbul üyelerinin yapabileceği sermaye piyasası faaliyetleri;

  • Halka Arza Aracılık
  • Alım Satım Aracılığı
  • Portföy Yöneticiliği
  • Yatırım Danışmanlığı
  • Repo / Ters Repo
  • Kredili Alım Satım, Açığa Satış, Menkul Kıymet Ödünç Alma ve Verme
  • Türev Araçların Alım Satımına Aracılıktır.

Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v