Vergi Yargılaması Hukuku Dersi 7. Ünite Özet

İlk Derece Mahkemesi Kararlarına Karşı Başvurulan Kanun Yolları (İstinaf-Özel İtiraz)

Genel Çerçeve

İlk derece mahkemesi olarak vergi mahkemelerinin vermiş olduğu kararların denetimini sağlayan iki olağan kanun yolu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemelerinin verdikleri nihaî kararlara karşı başvurulan istinaf; ikincisi ise, vergi mahkemeleri ile ilk derece mahkemesi olarak görev yapan Danıştay dava dairelerinin geçici nitelikte olan kararlarına karşı başvurulmakta olan itirazdır.

Vergi yargılaması hukukunda, ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemelerinin nihaî kararları ile Danıştay dava daireleri ve vergi mahkemelerinin geçici tedbir niteliğindeki bazı kararlarına karşı başvurulan kanun yollarını iki başlık altında incelemek gerekir. Bunlardan birincisi, vergi mahkemelerin nihaî kararlarına karşı başvurulan kanun yolu (denetimi) olan istinaf; ikincisi ise, ilk derece mahkemelerinde görülmekte olan davalar arasındaki bağlantı iddialarına ilişkin kararlar ile yürütmenin durdurulması taleplerine ilişkin kararlara karşı başvurulan (özel) itiraz hâlleridir. (Özel) itiraz hâlleri de olağan bir kanun yolu başlığı altında incelenmektedir. Çünkü, bu yollarla da mahkeme kararları bir üst mahkeme tarafından incelenmekte ve denetlenmektedir.

İstinaf

İstinaf, idare ve vergi mahkemelerinin nihaî kararlarına karşı başvurulan olağan bir kanun yoludur. İstinaf kanun yolu denetimi yapmakla Bölge İdare Mahkemeleri görevlidir. Kural olarak, istinaf incelemesi sonucunda verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurmak mümkündür. 6545 sayılı Kanun ile İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılan değişiklikle idarî/vergi yargılaması hukukuna dahil edilmiş olan istinaf kanun yolunda, istinaf merciinin, denetimini yaptığı ilk derece mahkemesinin esas hakkında vermiş olduğu kararın hukuka aykırılığı halinde, kararı bozmak ve dosyayı ilk derece mahkemesine göndermek yerine, uyuşmazlık hakkında gerekli araştırma ve incelemeyi bizzat kendisinin yapıp işin esası hakkında karar verme yetkisi bulunmaktadır.

İstinaf Kurumu ve Niteliği

İdarî/vergi yargılaması hukukunda vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlar hakkında başvurulan kanun yolu denetimi olan istinaf, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenmektedir. Vergi yargılaması hukukunda istinaf, vergi mahkemelerinin verdikleri (nihaî) kararlara karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine başvurulmasıdır (İYUK.m.45/1). Bölge idare mahkemeleri, yargı çevreleri içindeki vergi mahkemeleri tarafından verilen kararları, istinaf üzerine incelemek ve kesin olarak karara bağlamakla görevlidir. Bölge idare mahkemelerinin istinaf incelemesi sonucunda verdiği kararlar aleyhine Danıştay’a, kural olarak, temyiz başvurusunda bulunmak mümkündür (İYUK.m.46).

Bölge idare mahkemelerinin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46’ncı maddesine göre temyiz yoluna başvurulması mümkün olmayan kararları kesindir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre,

“İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz” (İYUK.m.45/1).

İstinaf Edilebilecek Kararlar ve Şartları

İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, bir karara karşı istinaf yoluna başvurulabilmesi için üç şart aranmaktadır; birincisi, kararın (idare veya) vergi mahkemesi tarafından verilmiş olması; ikincisi, kararın nihaî bir karar olması; üçüncüsü, kararın konusunun beş bin Türk lirasını aşmasıdır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, vergi mahkemelerinin verdikleri kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmekte; ancak, kararın kurul halinde ya da tek hâkim tarafından verilip verilmemesi konusunda bir belirleme yapılmamaktadır. Bu itibarla, sanki herhangi bir sınırlama olmaksızın vergi mahkemesi kararlarının tamamı hakkında istinaf yoluna başvurulmasının mümkün olduğu düşünülebilir. Ancak, vergi mahkemesinin hem kurul halinde hem de tek hâkim tarafından verdiği kararların tamamı hakkında istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir. Çünkü, konusu altı bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idarî işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz (İYUK.m.45/1). Bu itibarla, kural olarak, vergi mahkemelerinin hem kurul halinde hem de tek hâkim tarafından verdikleri kararlar hakkında istinaf yoluna başvurulabilir.

Nihaî karar, davayı sonuçlandıran, yargılamayı sona erdiren, mahkemeye işten el çektiren karardır. Buna göre, nihaî kararlar, bir davayı esasından çözümleyen ve bu suretle yalnız davayı değil, uyuşmazlığı da sona erdiren hükümlerle hâkimin davadan elini çekmesi sonucunu doğuran, ancak uyuşmazlığı esasından çözümlemediği hâlde yargılamaya son veren kararları ifade etmektedir. Nihaî karar deyimi yerine son karar deyimi de kullanılmaktadır. Bu deyimlerle davayı sonuçlandıran karar anlamı ifade edilmektedir.

Ara kararlarına karşı ancak nihaî kararla birlikte istinaf başvurusunda bulunulabilir. Başka bir deyişle, ara kararları hakkında yalnız başına istinaf talebinde bulunulamaz. Örneğin, yetkisizlik itirazı hâkim tarafından reddedilmişse bu karara karşı ancak nihaî kararla birlikte istinaf yoluna başvurulabilir.

Tek hâkimle çözümlenen davalar hakkında hâkimin verdiği nihaî kararlara karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, kural olarak, istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idarî işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemeleri tarafından, yani tek hâkim tarafından verilen kararlar kesin olup, bunlar hakkında istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir.

İstinaf Mercii

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen ve konusu beş bin Türk lirasını aşan nihaî kararların istinaf mercii bölge idare mahkemeleridir (İYUK.m.45/1; BİMK.m.3/A,a). İstinaf mercii olan bölge idare mahkemelerinin bulunduğu iller Ankara, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Konya ve Samsun’dur. Her bir bölge idare mahkemesinin yargı çevresi birden çok ili kapsamaktadır.

İstinaf Talebinde Bulunabilecekler

Kural olarak, vergi davasında davalı taraf idaredir. Başka bir deyişle, özel hukuk kişileri (gerçek ve tüzel kişiler) davacı; idare ise, davalıdır. Ancak, vergi uyuşmazlıklarında, bazı durumlarda kamu idareleri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının da davacı olması mümkündür (VUK.mük.m.49, 377). Karara karşı yapıldığı için, taraflar istinaf talebinde bulunabilmektedir. Karara taraflardan yalnız biri istinaf talebinde bulunabildiği gibi her iki tarafın da istinaf talebinde bulunması mümkündür (İYUK.m. 45/2, 48/3). Davaya katılanın katılma talebinin kabulü, katılana davada taraf sıfatını kazandırmayıp kendisine sadece katıldığı tarafla birlikte hareket etme imkânını sağlamaktadır. Bu nedenle, katılanın (müdahilin) ancak katıldığı tarafla birlikte istinaf talebinde bulunması mümkündür.

İstinaf Süresi

İdarî/vergi yargılaması hukukunda, idare ve vergi mahkemelerinin verdikleri nihaî kararlara karşı istinaf yoluna başvuru süresi otuz gündür.

Sürelerin Başlangıcı

Sürelerin başlangıcı, kararın taraflara veya istinaf dilekçesinin karşı tarafa tebliğini izleyen gündür.

İstinafa Başvurma Şekli ve Usûlü

Bölge idare mahkemesi, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen ve istinafa konu olan nihaî kararları kendiliğinden inceleyemez. Sözü edilen kararların istinaf yoluyla incelenebilmesi için mutlaka istinaf talebinde bulunulması gerekir.

İstinaf için başvurma ve istinafın bölge idare mahkemesinde ele alınması şekil ve usûlleri, Danıştay’daki temyiz şekil ve usûllerine tâbidir (İYUK.m.45/2). Buna göre, istinaf dilekçesi, bölge idare mahkemesi başkanlığına hitaben yazılır. Şekil bakımından vergi davası dilekçesinde yer alacak hususlara burada da aynen uyulması gerekir. Bu itibarla, istinaf dilekçesinde, tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının yazılması şarttır.

İstinaf Dilekçesinin Verildiği Merciin Yapacağı İşlemler

İlgili mahkeme;

  • İstinaf dilekçesinin kaydı
  • İstinaf dilekçesinin ön incelemesinin yapılması

işlevlerini yerine getirir.

Tebligat İşlemlerinin Yapılması ve Karşılıklı İstinaf

İstinaf süresinde yapılmışsa istinaf dilekçesinin bir nüshası karşı tarafa tebliğ edilir. Ancak istinaf dilekçesinde yürütmenin durdurulması talebi varsa, istinaf dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeden dosyası ile birlikte, yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verilmek üzere, kararı veren mahkemece istinaf talebini inceleyecek olan mercie gönderilmesi gerekir. Bölge idare mahkemesi, yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verdikten sonra dosyayı geri göndermeyerek tebligatı kendisi yapıp dosyayı tekemmül ettirir.

İstinaftan Vazgeçme

Mahkemece bir karar verilmeden, yani istinaf hakkı doğmadan istinaftan vazgeçilemez. Ancak, karar verildikten sonra tarafların bu karara karşı istinaf hakkını kullanmaması mümkündür. Ayrıca, istinaf dilekçesini verdikten, yani istinaf hakkını kullandıktan sonra, istinaf talebi, bölge idare mahkemesince karara bağlanıncaya kadar yine istinaftan vazgeçilebilir. İstinaftan vazgeçme talebinin bir dilekçe ile mahkeme başkanlığına bildirilmesi gerekir.

Dosyanın İnceleme Merciine Gönderilmesi

Kararı veren mahkeme, dosya tekemmül ettikten, yani harç ve giderler tamamlandıktan, taraflara gerekli tebligat yapıldıktan, cevap dilekçesi verildikten veya cevap süresi geçtikten sonra, dosyayı dizi listesine bağlı olarak bölge idare mahkemesine gönderir.

İstinaf Nedenleri

İdari Yargılama Usulü Kanunu istinaf için belli nedenler göstermemiş ise de, aynen temyizde olduğu gibi, kararlara karşı görev ve yetki başta olmak üzere, hukuka aykırı karar verilmiş ve usûl hükümlerine uyulmamış olması bakımından istinaf başvurusunda bulunulabileceği doğaldır. Ayrıca vakıaların değerlendirilmesinde ve delillerin takdirinde hata yapılmış olması, soruşturmanın tam yapılmaması gibi maddî vakıalara ve sübuta ilişkin konular da istinaf talebinde yer alabilir.

İstinaf Talebinin İncelenmesi

İstinaf talebi üzerine ilgili mahkeme şu konuları açıklığa kavuşturur:

  • İstinaf incelemesine katılamayacak olanlar
  • İstinaf incelemesinin evrak üzerinde yapılması
  • İstinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması

İnceleme Konuları

İnceleme, dava dilekçelerinin incelenmesinde izlenecek sırayı gösteren İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14’üncü maddesinin 3’üncü bendindeki sıra ile yapılır:

  • Görev ve yetki
  • Merci tecavüzü
  • Ehliyet
  • Dava konusu işlem
  • İstinaf süresi
  • Husumet

Dosyanın Tekemmülü

Kural olarak, dilekçelerin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre düzenlenmesi (İYUK.m.45/2, 48/2); dilekçeye istinaf konusu kararın ve belgelerin asıllarının ve/ya da örneklerinin eklenmesi; noksan harç ve posta giderlerinin tamamlanması (İYUK.m.6/4); tek dilekçe ile aynı şahsı ilgilendiren birden fazla işlem aleyhine veya birden fazla şahsı ilgilendiren işlemden dolayı dava açma şartlarının (İYUK.m.5) var olup olmadığının belirlenmesi ve istinaf dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi; cevabın alınması (İYUK.m.45/2, 48/3) gibi hususların, kararı veren mahkemece tekemmül ettirilerek dosyanın istinaf merciine gönderilmesi gerekmektedir.

İstinaf Yoluna Başvurmanın Kararın Yürütülmesine Etkisi

Bölge idare mahkemesine istinaf talebiyle başvurma vergi mahkemesi kararlarının yürütülmesini durdurmamaktadır. Burada söz konusu olan, dava konusu idarî işlemin durdurulması değil, mahkeme tarafından verilen kararın infazının durdurulmasıdır. Ancak bölge idare mahkemesi talep üzerine ve teminat karşılığında vergi mahkemesinin kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar verebilir (İYUK.m.52/1).

Karar Verilmesi

Bölge idare mahkemesi,

  • ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulması;
  • davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme ya da reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması

hallerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu kararları kesindir (İYUK.m.45/5).

Bölge idare mahkemesi, istinafa konu kararın denetimi yanında, gerekli inceleme ve soruşturmayı yaparak esas hakkında da karar verebilmektedir. Bu husus, uyuşmazlıkların kısa sürede çözümlenmesi yönünden yararlıdır. Bölge idare mahkemesi evrak üzerinde yaptığı inceleme sonucunda,

  • maddî olaylar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse;
  • ya da istinaf sadece hukukî noktalara ilişkin ise;
  • ya da istinaf olunan karardaki maddî yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise, işin esası hakkında karar vermesi gerekmektedir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararlarının Sonuçları ve Yerine Getirilmesi

İdare, bölge idare mahkemesinin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gereklerine göre, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.

(Özel) İtiraz

İtiraz, 6545 sayılı Kanun ile Türk idarî/vergi yargısı sistemine istinaf kanun yolu dahil edilmeden önce, kural olarak, vergi/idare mahkemelerinin tek hâkimle verdiği nihaî kararlara karşı başvurulan ve bölge idare mahkemeleri tarafından yapılan bir kanun yolu denetimi/incelemesi idi. Günümüzde, Türk idarî/vergi yargısı sisteminde eskiden olduğu gibi doğrudan bir itiraz kanun yolu bulunmamaktadır. Ancak, eskiden olduğu gibi, halen tek hâkim tarafından verilip verilmediğine bakılmaksızın, önceki dönemde genel itiraz kanun yolu kapsamı dışında kalan, fakat özel bir itiraz sürecine ve denetimine konu olan kararlar bulunmaktadır. Bu itiraz sürecine ve denetimine tâbi olan hâlleri, iki başlık altında incelemek mümkündür. Bunlardan birincisi, bağlantı iddiası/itirazının reddine ilişkin kararlara karşı başvurulan itirazdır. İkincisi ise, vergi/idare mahkemeleri ile ilk derece mahkemesi olarak görev yapan Danıştay dava daireleri tarafından yürütmenin durdurulması taleplerine ilişkin olarak verilen kararlara karşı başvurulan itirazdır. Bu başvuruların itiraz olarak nitelendirilmesinin sebebi, her iki başvurunun mutlaka bölge idare mahkemesine yapılıyor olması değil, inceleme sonucu verilen kararların niteliğidir. Çünkü, bu yola nihaî kararlara karşı değil, ara kararlarına karşı başvurulmaktadır ve yapılan inceleme sonucunda verilen kararlar kesindir. Ayrıca, bu başvuruların mutlaka bölge idare mahkemesine yapılması da gerekmemektedir.

Bağlantılı Davalara İlişkin Kararlara İtiraz

Aynı maddî veya hukukî sebepten doğan ya da biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nitelikte olan davalar bağlantılı davalardır.

Yürütmenin Durdurulması Taleplerine İlişkin Kararlara İtiraz

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda, yürütmenin durdurulması talepleri hakkında verilen kabul veya red kararlarına karşı, özel bir itiraz yolu kabul edilmektedir. Bu itiraz yolu, yürütmenin durdurulması talebine ilişkin karar nihaî bir karar olmadığından, istinaf kanun yolu kabul edilmeden önceki bir kanun yolu olan itiraz (İYUK.m.45) ile aynı nitelikte değildir.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v