Maliye Politikası 2 Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
Ekonomik Krizler Ve Maliye Politikası
Çevre kavramını açıklayınız?
Bütün canlıların yaşamlarını sürdürdükleri, toprak, hava ve su ile bir bütünlük arz eden dış ortamdır.
Taşıma kapasitesi kavramını açıklayınız?
Taşıma kapasitesi: Çevrenin insan faaliyetlerine bağlı olarak doğallığını koruyabilme durumudur.
Çevre kirliliği kavramını açıklayınız?
Çevre Kirliliği: Çeşitli faaliyetlere bağlı olarak oluşan katı, sıvı, gaz, ses, görüntü ile hava, su ve toprağın kirlenmesi ya da insanların yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmesidir.
Hava kirliliği kavramını açıklayınız?
Hava Kirliliği: Atmosferde oluşan toz, gaz, duman, su buharı, koku gibi kirleticilerin insanlara ve diğer canlılara zarar verici hâle gelmesidir.
Su kirliliği kavramını açıklayınız?
Su Kirliliği: Suyun kalitesini düşürecek biçimde içinde organik, inorganik, radyoaktif veya biyolojik herhangi bir maddenin bulunmasıdır.
Toprak kirliliği kavramını açıklayınız?
Toprak Kirliliği: İnsanların faaliyetlerine bağlı olarak toprağın fiziksel, kimyasal ve jeolojik yapısının bozulmasıdır.
Negatif dışsallık kavramını açıklayınız?
Negatif Dışsallık: Bir ekonomik birimin faaliyetinin başka ekonomik birimleri fiyat sistemi dışında olumsuz etkilemesidir.
Negatif dışsallıkların kaynak tahsisi üzerindeki etkisini açıklayınız?
Negatif dışsallıkların varlığı ile piyasa mekanizması etkin işlememekte, başarılı kaynak tahsisi yapamamaktadır. Ekonomik birimler, tüketim ya da üretim faaliyetlerinin ortaya çıkardığı sonuçların bir kısmını (maliyetleri) topluma yüklemektedir. Diğer bir deyişle negatif dışsallık, bir üreticinin üretim maliyetinin bir kısmını topluma yaymaktadır. Kimyasal bir ürün üreten bir üretici ya da firma, üretim atıklarını serbestçe doğaya ya da yakındaki bir nehire boşalttığında atıkların miktarına, yoğunluğuna, türüne bağlı olarak o bölgedeki diğer insanlar ve canlılar olumsuz etkilenir. Örneğin, nehirde balıkçılıkla geçimini sağlayan pek çok balıkçı suyun kirlenmesine bağlı olarak balık yakalamada zorlanabilir. Balıkların kirli sudan dolayı hastalanması, onları tüketenleri de hasta edebilir. Bu kirlenmenin, içme suyu kaynaklarına karışması hâlinde bölgedeki insanlar etkilenebilir. Görsel olarak suyun kirliliği ölçüsünde görüntü kirliliği ve oluşturduğu koku hissedildiğinde koku kirliliği de oluşur. Ayrıca tarımsal sulama yapanların da bu sudan etkilenmeleri mümkündür. İşte bu tür topluma yayılan etkilenmelerin bedelini firma sahibi karşılamamaktadır. Görülmektedir ki ortak mülkiyet konusu olan çevrenin sunduğu çevresel değerlerin insanların faaliyetlerine bağlı olarak diğer insanları ve canlıla rı etkilemesi söz konusu olup, piyasa mekanizması bu duruma kendiliğinden çözüm oluşturamamaktadır. Doğa ve nehir ortak mülkiyet olduğundan hiç kimse bu üreticiye faaliyetlerini sınırlandırması ya da atıklarını nehre atmaması gerektiğini söyleyemez. Buna bağlı olarak, atıkların sebep olduğu maliyetleri firma dikkate almadığından üretim faaliyetini olması gerekenden daha yüksek düzeyde gerçekleştirebilmekte ve üretimin sosyal maliyeti özel maliyetten fazla olup aradaki fark dışsal maliyeti oluşturmaktadır.
Çevre sorunları ile müdacedele için uluslararası programlar ne zaman hayata geçirilmiştir?
Çevre sorunlarının yaygınlaşması nedeniyle 1972 yılında Stockholm’da ilk uluslarası çevre toplantısı gerçekleştirilmiş ve toplantıda alınan kararla Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) oluşturulmuştur. Konunun önemi üzerine 1983 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu kurulmuş ve ülkelerin ekonomik kalkınma politikalarının oluşumunda çevre hedeflerinin dikkate alınması ve sürdürülebilir kalkınmanın sürdürülebilir çevre politikaları ile mümkün olacağı ileri sürülmüşür. Sınırı aşan boyutları olan çevre sorunları ile mücadelede uluslararası iş birliği olmadan sorunları çözmek mümkün olamamaktadır. Bu nedenle uluslararası çevre sorunları ile mücadele için uluslararası iş birliği ve uluslararası örgütlerin oluşturularak bu alanda etkin politikalar geliştirilip uygulanması gerekmektedir.
Devletin çevre sorunlarını önlemede uygulayacağı temel politikaları açıklayınız?
Devletin çevre sorunlarını önlemede uygulayacağı temel iki politika aracı mevcuttur. Bunlardan birisi piyasa mekanizmasının ikamesini sağlayan, onun yerine yeni bazı önlemleri uygulamaya koyan yasaklayıcı, miktar belirleyici yasal düzenlemelerdir. İkincisi ise piyasa mekanizması içinde ekonomik davranışları düzenleyen ve maliye politikasının sağladığı vergi ve kamu harcama araçlarının kullanılmasıdır.
Piyasa çözümleri olarak çevre sorunları ile başlıca mücadele araçlarını sıralayınız?
Piyasa çözümleri olarak çevre sorunları ile başlıca mücadele araçları Coase teorisi ve sosyal kurumlardır.
Coase teorisini açıklayınız?
Coase teorisi çevre sorunlarının piyasa mekanizması içinde çözüme kavuşabileceğini ileri süren bir görüş olarak ifade edilebilir. Coase teorisine göre, bir faaliyeti yapan (üreten ve dolayısıyla çevreye zarar veren) ve bu faaliyetten olumsuz etkilenen tarafların sayılarının az olması ve pazarlık yapabilme maliyetlerinin ihmal edilebilir düzeyde olması hâlinde tarafların bir araya gelerek kamu müdahalesine gerek olmaksızın, etkin bir çözüm oluşturabileceğini öngörmektedir.
Çevre sorunlarının çözümünde sosyal kurumları açıklayınız?
Çevre sorunlarının oluşumunu engelleyen ya da sınırlandıran piyasa çözümlerinden biri de sosyal kurumlar olarak tanımlanan toplumun değer yargılarının kullanılmasıdır. Ayıplama, hoş karşılamama, toplumsal ya da mesleki veya sektörel baskılar sınırlı da olsa sonuç verebilir.
Çevre sorunları ile mücadelede kamu sektörünce gerçekleştirilen düzenlemelere örnek veriniz?
Çevre sorunları ile mücadelede kamu sektörünce gerçekleştirilen düzenlemeler bağlamında vergileme, sübvansiyon, pazarlanabilir kirletme hakları, mülkiyet haklarının tesisi ve yasal düzenlemeler yer almaktadır.
Pigousu verginin etkili olmabilmesi için gerekli şartları açıklayınız?
Pigoucu verginin etkili olabilmesi için her bir çevre sorununu tam olarak tanımlamak, çevreyi etkileyen faaliyeti ve firmaları belirlemek, zararı hesaplamak gerekmektedir. Bütün bunların çevre sorunu için belirlenmesi ise güçlükler oluşturmaktadır. Bu nedenle çevre sorunlarını sadece vergi politikası ile çözüme kavuşturmak yeterli görülmemektedir.
- Türkiye’de çevre sorunlarını önlemede uygulanan vergilere örnek veriniz?
Ülkemizde çevre sorunlarını önlemede uygulanan vergiler arasında, petrol ve türevleri ile motorlu taşıtlar üzerinden alınmakta olan özel tüketim vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, çevre temizlik vergisi sayılabilir.
Sübvansiyon kavramını açıklayınız?
Sübvansiyon, firmaların belirli davranışta bulunması ya da bulunmaması karşılığında birim üretim üzerinden hesaplanan bedelin firmalara ödenmesinden oluşmaktadır.
Çevre sorunları ile mücadelede yasal düzenlemelerin kapsamını açıklayınız?
Yasal düzenlemeler çevre sorunlarına yol açan faaliyetlerin standartlarını belirleyen, bu standarlara uymayanları cezalandıran, çeşitli kirletme yasakları koyan emir, yasak, sınırlama, izin, onay ve ruhsatlar, onay ve yol gösterici kurallardan oluşmaktadır.
Türkiye’de çevre sorunları ile ilgili hayata geçirilen yasal düzenlemeleri açıklayınız?
Ülkemizde çevre ile ilgili yasal gelişmelere bakıldığında 1982 Anayasasının 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların asli görevi” olduğu belirtilmiştir. 1983 yılında çıkarılan 2872 sayılı Çevre Kanunu ile çevre politikasına ilişkin belirli ilkeler oluşturulmuştur. Anılan kanunun 3. maddesinde çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler belirlenmiştir. Bunlar arasında, sürdürülebilir kalkınma ve kirleten öder ilkesi belirtilmiştir. Ayrıca çevre politikasının uyugulanmasında uyulması zorunlu standartlar ile vergi, harç, katılma payı, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve temiz teknolojilerin teşviki, emisyon ücreti ve kirletme bedeli alınması, karbon ticareti gibi piyasaya dayalı mekanizmalar ile ekonomik araçlar ve teşviklerin kullanılacağı belirtilmiştir. Çevresel etki değerlemesi ile de yeni yatırım projelerinin çevresel boyutu proje aşamasında denetime tabi tutularak kirliliğin oluşmadan önlenmesi amaçlanmıştır. Çevrenin ve çevre ile ilgili konuların önemi nedeniyle ilk defa 1991 yılında Çevre Bakanlığı kurulmuştur. Bu bakanlık 4 Temmuz 2011 tarihinde çıkarılan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adını almıştır.
Kirleten öder ilkesini açıklayınız?
Kirleten Öder İlkesi: Çevreye verilen zararların giderilmesi ya da azaltılması için gerekli karşılığın kirletenden alınmasıdır.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 7 Gün önce comment 11 visibility 17756
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1147
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 607
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2736
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 901
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25564
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14500
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12507
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12494
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10421