Medyada Çalışma Hayatı Dersi 6. Ünite Özet

Basın İşletmelerinin Sahiplik Yapısı

Türkiye’de Basının Doğuşu ve Gelişimi

İlk matbaayı kuran İbrahim Müteferrika olarak bilinse de gerçek bu değildir. Avrupa’da basım sanatının yayılması ile birlikte aynı asırda İstanbul’da da bir matbaa kurulur. Avrupa’da baskı yapılabilen ilk matbaanın 1450 yılında kurulduğu kabul edilirse yaklaşık 43 yıl sonra İstanbul’da da matbaanın (1493) faaliyete geçtiği görülür. 1493 yılında İstanbul’da ilk matbaa Musevi Hahamı Gerson tarafından II. Beyazid zamanında kurulmuştur.

Yirmisekiz Çelebi Efendi, İbrahim Müteferrika’ya ilk matbaayı kurdurtur. Matbaanın ilk kitabı olan “Vankulu Lügati’nin birinci cildi 31 Ocak 1729’da çıkmıştır.

Osmanlı topraklarındaki ilk Türkçe gazete Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından 20 Kasım 1828’de Kahire’de yarısı Türkçe, yarısı Arapça olarak yayınlatılan Vekayi-i Mısriye olmuştur. 1831’de ise II. Mahmud İstanbul’da kendi resmî gazetesi Takvim-i Vekayi’yi yayınlatmıştır. Takvim-i Vekayi 4608. sayıdan sonra, TBMM Hükümeti tarafından verilen “Resmî Ceride” adını almıştır. “Resmî Ceride” de 763. sayısından sonra “Resmî Gazete” adıyla günümüze kadar gelmiştir.

Osmanlı topraklarında yayımlanan Tercüman-ı Ahval ilk özel Türkçe gazete olarak kabul edilmektedir. Tercüman-ı Ahval, hazineden yardım almama özelliğiyle bir ilktir. 21 Ekim 1860’da yayın hayatına başlamıştır.

Tasvir-i Efkar, 27 Haziran 1862 yılında yayın hayatına başlamıştır. Gazete İbrahim Şinasi tarafından çıkartılmıştır. Tasvir-i Efkar Türk basınında ilk kez okuyucunun gerçek düşüncesini sütunlarına taşımış ayrıca padişahlara övgü yazıları yayınlamaktan uzak durmuştur. Ayrıca bu dönemde, Terakki, Tercüman-ı Hakikat, İkdam, Sabah Gazetesi ile Diyojen gibi etkili mizah dergileri yayınlanmıştır.

II. Meşrutiyet’in ilanı üzerine ve yaklaşık 30 yıl aradan sonra gazeteler, 25 Temmuz 1908’de sansürsüz ve ön denetimsiz çıkmıştır. Yalnızca İstanbul’da 353 gazete ve dergi yayınlanmıştır. Fakat bu fikri zenginlik ortamına ilk tepki 31 Mart Vakası ile gelmiş ve Derviş Vahdeti’nin çıkardığı Volkan gazetesi, bu olayın çıkmasına sebebiyet vermek düşüncesiyle kapatılmıştır.

Milli Mücadele Dönemi Basını

14 Eylül 1919’da Müdafaa-yi Hukuk’un sözcüsü olarak İrade-i Milliye gazetesinin yayımına başlanmıştır. Mustafa Kemal Ankara’ya yerleştikten sonra kendi denetiminde 10 Ocak 1920’de Hâkimiyet-i Milliye isimli gazeteyi çıkartmıştır ve bunu Anadolu Ajansı ile Matbuat Umum Müdürlüğü’nün kuruluşu takip etmiştir.

Milli Mücadeleye destek veren diğer önemli yerel gazeteler arasında, Yeni Adana, Açıksöz (Kastamonu), Sebilürreşat (Ankara), Babalık, Öğüt (Konya), İstikbal (Trabzon), Işık (Giresun) ve Albayrak (Erzurum) bulunmaktadır. İstanbul’da ise Peyam-ı Sabah, Alemdar, İstanbul ve Aydede’nin dışındaki bütün basın Ankara’yı destekliyordu. Bu gazeteler Akşam, Vakit, İkdam, Tasvir ve Güleryüz’dü.

Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İzlenen Basın Politikası

Cumhuriyet’in kurulmasıyla ortadan kaldırılan muhalif basının yerine İstanbul’da Yunus Nadi’nin Cumhuriyet’i (8 Mayıs 1924) ve Mahmut Soydan’ın Milliyet’i eklenerek iktidar partisi boşluğu doldurmuştur.

İş Bankası tarafından 1935 yılında kurulan Tan gazetesini ilk başlarda Ali Naci Karacan yönetmiştir. II. Dünya Savaşı yıllarında ise basın daha sıkı kontrole tutulmuş ve çok kolaylıkla kapatılmıştır. Bu süreçte Vatan, Akşam ve Tanin demokrat çizgideyken, Tan gazetesi Sovyet, Cumhuriyet ve Tasvir-i Efkar ise Alman yanlısı bir yayın politikası güdüyorlardı. Yine Alman yanlısı Ötüken ve Atsız dergileri Turancı, Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’su ise daha dini bir çizgidedir.

Cumhuriyet gazetesi, İstanbul’da cumhuriyet rejiminin en yetkili sözcüsü olmuştur. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin faaliyetlerine son verilmesinin ardından, daha sonra Cumhuriyet adını da alacak olan Yeni Gün Gazetesi Ankara’daki yeni yönetim kadrosunun etkisi altına girmiştir.

Çok Partili Hayat ve Basın

Çok partili hayata geçilmesiyle CHP sözcüsü Ulus ve DP yanlısı Vatan gazetesi dönemin etkili gazeteleri durumuna geliyorlardı. DP iktidara gelince Ulus gazetesi zayıflarken, demokratların Zafer, Türk Sesi, Son Havadis ve Son Posta gazeteleri gelişiyorlar ve büyük ilan geliri kazanıyorlardı. 1950’de kurulan Milliyet de demokratlardan büyük mali destek görmüştür. Bu yılların bir diğer önemli gazetesi ise 16 Mayıs 1952’de yayınlarına başlayan Necip Fazıl Kısakürek’in gazetesi Büyük Doğu’dur.

Başyazıya dayanan gazetecilik anlayışından haber ve resme dayalı gazeteciliğe geçildi. Bu dönüşümde en büyük pay 1948’de kurulan Hürriyet’in olmuştur. Bu yeniliğe uymayan Akşam, Vakit ve Tanin ise çekilmek durumunda kalmıştır. Hürriyet gazetesi 1 Mayıs 1948 günü, deneyimli bir gazeteci olan Sedat Simavi tarafından çıkarılmıştır. 1973 yılında ofset tekniğine geçen gazete, her zaman Türkiye’nin en çok satan gazetelerinden biri olmayı başarmıştır. 1954’te seri ilanlar uygulamasını başlatmıştır.

30 Nisan 1949 yılında Ankara’da yayın hayatına başlayan Zafer gazetesi DP’nin yayın organıdır. Gazete 27 Mayıs 1960 tarihinde kapatılmıştır. 1950’nin ilk başlarında İstanbul’da yayımlanan başlıca gazeteler Cumhuriyet, Hürriyet, Son Posta, Yeni Sabah, Yeni İstanbul, Vatan, Vakit, Hergün ve Akşam gibi sabahları çıkan gazetelerin yanı sıra Son Saat, Son Telgraf, Gece Postası gibi akşam yayınlanan gazeteler de mevcuttu. Bunlara 3 Mayıs 1950 yılında Ali Naci Karacan tarafından çıkartılan Milliyet eklendi. 1952’de ise Falih Rıfkı Atay tarafından Dünya gazetesi çıkartılıyordu. Tercüman gazetesi de 26 Mayıs 1955’te yayına başladı. Tercüman çalışanlarının 1961 yılında gazeteye el koymasıyla ismi Halka ve Olaylara Tercüman olarak 1. sayıdan itibaren yeniden yayınlandı. Cemil Sait Barlas tarafından 1951 yılında Ankara’da çıkartılan ve başyazarlığı yapılan Son Havadis daha önce sosyal demokrat çizgide bir gazeteydi.

Milliyet gazetesi Ali Naci Karacan tarafından 3 Mayıs 1950 yılında yayın hayatına başlamıştır. Milliyet spor yazar kadrosu ve sayfalarıyla Türk basınında büyük bir başarı göstermiştir. 1955’te Ali Naci ölünce gazetenin başına oğlu Ercüment Karacan geçti. 1960 yılında 150 bin tiraja ulaşan Milliyet, 5 yıl sonra tirajı 250 bini aşıyordu. Milliyet’te yazı işleri müdürü Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979’da bir suikast sonucu hayatını kaybetmiştir. 20 Temmuz 1979’da gazetenin sahibi Aydın Doğan olmuştur.

Cihad Baban’ın çevresinde toplanan işadamları desteğiyle 1950 yılında yayın hayatına başlayan Tercüman gazetesi Nuri Demirağ’ın tesislerinde basılmıştır. Dini tefrikalarla gazetenin tirajı kısa zamanda 160 bine ulaştı. Kemal Ilıcak gazeteyi 30 bin liraya satın aldı. Haldun Simavi, Hürriyet’ten ayrılınca ona rakip olmayacak bir gazete çıkarma arayışına girer. Yenilikçi bir düşünce ile çok kişiye hitap edecek olan gazete 1966 yılında “Son” adıyla çıkar. Bu gazete Günaydın’a geçişi sağlamıştır. Aktüalite, bol resimli, kısa haberli, sansasyonel haberlere, fotoromanlara yer veren magazin ağırlıklı bir bulvar gazetesi hüviyetindedir. Simavi, 26 Kasım 1968’de Günaydın gazetesini çıkartmıştır.

Türk Basınında 1961 Sonrası Dönem

Bu döneme basın ‘yazma ve söyleme’ özgürlüklerini güvenceye almak için her önlemi içeren 1961 Anayasası ile başladı. 1950 tarihli Basın Yasası’na DP’nin getirdiği değişiklikler kaldırıldığı gibi yeni anayasaya da gerekli güvenceler eklendi. Fakat bu liberal ve özgürlükçü dönem fazla sürmedi. 1971’de siyasilerin çağrısıyla yeni bir askeri müdahale yaşandı ve bunun sonucunda özgürlükçü yapı sınırlandırıldı. 1961’de Basın İlan Kurumu faaliyete geçti. İki tane büyük dağıtım şirketi Hür Dağıtım ve Gameda kuruldu. 1966’da ilk girişimi yapılan ve daha canlı ve temiz bir baskı sağlayan ofset baskı sistemine geçildi. 1950’lerde Türk Haberler Ajansıyla başlayan özel ajansçılık süreci, Hürriyet Haber, Akajans, Milliyet Haber, Ekonomik Basın Ajansı, Anka, TÜBA ve UBA gibi ajanslarla devam etmiştir. Milliyetçi hareket ise 1966’dan önce Türk Kültürü ve Türk Birliği gibi dergilere sahipken daha sonra Milli Hareket, Devlet, Türkiye Ülküsü Gençlik Dergisi gibi yayınları çıkardılar. Muhafazakâr ve dindar gruplar ise 1967’den sonra yayıncılık ve basın işine ağırlık verdiler. Bugün, Babıali’de Sabah, Yeni Asya, Hakikat ve Yeni Devir gibi gazetelerle, İttihad, İslam, Yeniden Milli Mücadele, Sebil gibi dergilerle faaliyet gösterdiler. Milli görüş hareketinin Milli Gazetesi de bu alanda sayılabilir.

1980’li yıllarda Amerika’da Reagan, İngiltere’de ise Thatcher ile sembolleşen neoliberal politikalar, ekonomik, siyasi ve sosyal alanda önemli gelişmelere yol açmıştır. Böylece devlet, bir şekilde sadece piyasa düzenleyici bir hakem rolü üstlenmiştir.

Türk basında sahiplik yapısında yaşanan en büyük değişim 24 Ocak 1980 yılında alınan kararlarla görülmeye başlanmıştır. Bu döneme kadar gazeteler, Basın İlan Kurumundan düzenli ilan geliri sağlamakta ayrıca devletin 44 liraya ithal ettiği kağıt, gazetelere 9 liraya verilerek bir şekilde yüzde 80 oranında sübvanse edilmekteydi. Yine de basım sektöründeki teknik gelişmelerin, haber takibinin ve diğer sektörel girdilerin artan maliyetleri gazetelerin ayakta kalabilmelerini zorlaştırmıştı.

80’li yıllarla birlikte Türk basınına işadamları daha fazla girmeye başlamıştır. Güneş gazetesi Mehmet Ali Yılmaz’ın sahipliğinde yeni bir gazete olarak yayın hayatına başlamıştır. Aydın Doğan da gazete patronluğuna ilk adımını Milliyet gazetesini alarak bu yıllarda atmıştır. Dinç Bilgin İzmir’deki Yeni Asır gazetesiyle elde ettiği başarıyı “Sabah” gazetesiyle sürdürmüştür. Milliyet, Sabah, Hürriyet ve Türkiye gibi gazeteler kupon ve promosyon yöntemleriyle bir milyon tirajı aşmışlardır. Ucuza mal oldukları için daha ucuza satılan Tan ve Bulvar Gazete gibi magazin ve bulvar gazeteleri de promosyon sayesinde önemli tirajlara ulaşmışlardır. 1990’lı yıllarla birlikte sektörün en büyük yayın grubu Hürriyet, dergi yayıncılığında liderliğini bu dönemde yabancı yayın gruplarıyla yaptığı anlaşmalarla daha da pekiştirmiştir. Sabah grubu da yabancı dergilerin Türkçe versiyonlarını Türk okurlarına sunmuştur. Güneş, Günaydın ve Tan gibi 80’li yılların çok satan gazeteleri kısa zamanda piyasadan çekilmiştir. 90’lı yıllarda Doğan ve Bilgin Grubu ön plana çıkarken, onları İhlas, Aksoy ve Çukurova Grubu izlemiştir. 1998 yılında aralarında Yeni Yüzyıl, Ateş ve Milliyet gibi gazetelerin yanı sıra Kanal 6 ve Genç TV gibi televizyon kanallarını satın alan işadamı Korkmaz Yiğit, kısa sürede sektörden çıkma durumunda kalmıştır. Uzanlar’dan başka bu dönemde medyaya yatırım yapan gruplar arasında Show TV, Cine5-Erol Aksoy, Ciner ve Çukurova Grubu sayılabilir.

Türkiye’de Medya Grupları

1980’li yıllardan sonra medyada birden fazla araca sahip olan ve medya dışındaki bazı alanlarda da faaliyet gösteren çeşitli medya grupları bulunmaktadır.

Doğan Grubu

Milliyet’i 1979’da satın alarak basın sektörüne giren işadamı Aydın Doğan 1994 ekonomik krizinden büyüyerek çıkmış ve Erol Simavi’den Hürriyet’i satın alarak yazılı medyanın en büyük ismi hâline gelmiştir. Sabah grubu 90’lı yıllarda dergi yayıncılığında da atılım yaparak Aydın Doğan’ın karşısındaki en büyük rakip grup olmuştur.

Doğan Grubu 1993 yılında Doğuş Grubuyla ortaklaşa kurdukları Kanal D ile televizyon yayıncılığını da başlamıştır. 27 Ekim 1995’te Kanal D yönetimi tamamıyla Doğan Grubuna geçmiştir. Doğan Grubu, CNN’nin sahibi Ted Turner A. Time Warner Company ile anlaşarak CNN Türk isimli tematik haber kanalını 11 Ekim 1999’da yayına geçirtmişlerdir.

Doğan, 1994 yılı Ekim ayında da Dışbank’ı bünyesine katmıştır. 11 yıl Doğan Grubunda kalan Dışbank, Nisan 2005’te Hollanda-Belçika ortak finans kuruluşu Fortis’e satmıştır. Grup elde ettiği gelirle Eylül 2005’te TMSF’nin düzenlediği açık artırma sonucunda 306.5 milyon dolara Star televizyonunu satın almıştır. Doğan grubu 2007’den sonra gazete ve televizyonda tiraj, reyting ve reklam pazar payını kaybetmeye başlamıştır. Doğan Grubu, 2009 yılında, Doğan TV Holding’in 2006 yılında Alman Grubu Axel Springe’e satışından kaynaklanan 4,2 milyar TL’lik bir vergi cezasına çarptırılmıştır. Doğan Grubu, Doğan Yayın Holding ve bağlı şirketlere kesilen toplam 4.9 milyar lirayı bulan vergi cezası için 2012 yılında tamamen sıfırlamıştır. Medyadaki yatırımlarını küçültme kararı aldığını açıklamıştır. 20 Nisan 2011 tarihinde Milliyet ve Vatan gazetelerini Demirören ve Karacan grubuna devretmiştir. 18 Ekim 2011 tarihinde Doğan Grubu Star TV’yi Doğuş grubuna satarak küçülmeyi sürdürmüştür. Doğan Holding, bünyesindeki tüm yayın kuruluşları 6 Nisan 2018 tarihinde Demirören Grubu’na, 916 milyon dolara satılmıştır. Hürriyet, Posta, Fanatik gazeteleriyle Kanal D ve CNN Türk televizyonlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda yayın kuruluşu Demirören grubuna geçmiştir. Doğan Grubu sahibi olduğu Doğan Gazetecilik, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık, Doğan TV Holding, Doğan Haber Ajansı, Doğan Dağıtım Satış Pazarlama, Doğan İnternet Yayıncılığı ve Yatırım, Doğan Media International GmbH ve Mozaik İletişim Hizmetleri’ndeki paylarının tamamı Demirören Grubu’na devretmiştir.

Demirören Grubu

2011 yılında Milliyet ve Vatan gazetelerini Doğan Holding’ten alarak medya sektörüne giren Demirören Holding, Erdoğan Demirören tarafından 1956 yılında kurulmuş şirketlere dayanmaktadır. Günümüzde Yıldırım Demirören tarafından yönetilen holdingin medya dışında birçok alanda faaliyeti bulunmaktadır. 1972 yılında Milangaz’la enerji sektörüne adım atan grup Türkiye’de faaliyet gösteren Total şirketini Nisan 2016’da bünyesine katarak akaryakıt dağıtım sektöründe de önemli aktörlerden biri olmuştur. Grubun faaliyet gösterdiği sektörler arasında enerji, turizm, medya, sanayi, eğitim, inşaat yer almaktadır. 6 Nisan 2018 tarihinde Doğan Holding’i satın alan Demirören Holding, Türk medya sektörünün en büyük grubu haline gelmiştir. Grubun bünyesine Milliyet’e ek olarak yüksek-tirajlı gazeteler olan Hürriyet, Posta ve Fanatik gazeteleri katılmıştır. Vatan gazetesi 31 Ekim 2018 tarihinde kapatılmıştır. Kanal D ve haber kanalı CNN Türk televizyonları ile görsel medyada önemli paya sahip olan grup, adı Demirören Haber Ajansı olarak değiştirilen DHA ile özel haber ajansı sektöründe de yer almıştır. Demirören Holding gazete dağıtım şirketi YAYSAT’ın sahibi olarak bu alandaki en büyük paya sahip kuruluş haline gelmiştir.

Uzan Grubu

Uzan ailesinin “medya” alanındaki en dikkate değer girişimi, Ahmet Özal’la ortaklaşa 1989 Ağustos’ta kurdukları Magic Box Şirketiyle Türkiye’nin ilk özel televizyonu Star 1’i faaliyete geçirmeleridir. Uzanlar Star TV’den uzun bir süre sonra 1998 yılı Mart ayında ise Star gazetesi çıkarmışlar ve kendi dağıtım şirketlerini kurmuşlardır. Uzan ailesinin Türk siyasi tarihine ilginç vakalardan biri olarak kaydedilen girişimleri, 6 Kasım 2002 seçimlerine katılma hakkı kazanmak amacıyla Yeniden Doğuş Partisi’nin hukuki altyapısını kullanarak kurdukları Genç Parti’dir. Genç Parti, IMF karşıtı söylemiyle katıldığı seçimlerde % 7 gibi önemli bir oy yüzdesine ulaşmıştır. Uzan Grubu’nun ve söz konusu medya organlarının sahibi Cem Uzan’ın siyasete atılması Star gazetesi ve Star televizyonunun yayın politikasını etkilemiştir. 2004 yılının ikinci ayında TMSF Uzan Grubu’na ait 219 şirketin yönetimine el koymuştur. Star TV, TMSF tarafından yapılan ihaleyle 26 Eylül 2005 tarihinde Doğan Medya Grubuna satılmıştır. Star gazetesi, TMSF tarafından 8 milyon dolarla en yüksek teklifi veren KKTC’li işadamı Ali Özmen Safa’ya ihale edildi. Star gazetesi, 21 Mart 2006 tarihinde yeni sahiplerine devredildi.

Bilgin Grubu

Bilgin Grubu 80’lerin ortasında İstanbul’da faaliyete geçirdiği Sabah gazetesiyle oldukça başarılı olmuştur. Bünyesinde kurulan ATV kanalıyla 12 Temmuz 1993 tarihinde televizyon yayıncılığına girmiştir. Kanal kuruluşundan bir yıl sonra reyting şampiyonluğuna ulaşmıştır. 1997 yılı Aralık ayında özelleştirilen Etibank’ı ihalede Cavit Çağlar’la birlikte satın alan Bilgin Grubu daha sonra bankanın tek sahibi olmuştur. İlerleyen yıllarda bankadan çektiği krediler nedeniyle zor duruma düşmüştür. Etibank’a devlet tarafından el konulmuş, Dinç Bilgin cezaevine girmiştir. BDDK yönetiminde bulunan Sabah gazetesi ve ATV televizyonu aylık 200 bin dolara Turgay Ciner’e kiralanmıştır. Hapisten çıkan Dinç Bilgin, Mehmet Emin Karamehmet ve Turgay Ciner’le anlaşarak gazete ve televizyonu devretmiştir.

Ciner Grubu

2002 yılında Sabah Grubu gazeteleri satın alarak Türkiye’ye ismini duyuran Turgay Ciner’e ait Ciner Grubu, Ciner Yayın Holding, Habertürk Televizyonunu ve Türkiye’nin önde gelen haber sitelerinden haberturk.com’u 16 Kasım 2007’de bünyesine katarak medya sektöründe büyümeye devam etmektedir. Yine aynı grubun gazetesi Habertürk 1 Mart 2009 tarihinde yayın hayatına başlamıştır. 27 Ocak 2010 tarihinde ekonomi ağırlıklı yayın yapan “Bloomberg TV”yi açmıştır. Gruba ait C film yapımcılık şirketinin yanı sıra uzun mahkeme sürecinde sahipliği sürekli gidip gelen Show TV kanalı bulunmaktadır.

Turkuvaz Grubu

Sabah ve ATV’nin devrinde Bilgin ve Ciner arasında hileli bir sözleşmenin ortaya çıkması üzerine TMSF yeniden ATV ve Sabah’ı Ciner Grubundan almış ve bu şirketler Ciner Grubuna satıldığının çok üstünde bir fiyata Çalık Grubu’na verilmiştir. Çalık Grubu’nun büyük ortağı olduğu Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş, 1,1 milyar dolarlık ihale bedelini KDV’siyle birlikte 1.25 milyar doları nakit olarak TMSF’ye ödeyerek ATV-Sabah medya grubunun resmen sahibi olmuştur. Çalık grubu Turkuvaz grubunu Kalyon inşaat iştiraki Zirve holdinge satmıştır. 2014’ün başlarında gerçekleşen satışla Sabah ve atv’nin yüzde 75’ine sahip Turkuvaz şirketinin hisseleri Çalık Zirve Holding’e geçmiş, Katarlı ortakların şirketteki yüzde 25’lik payı ise devam etmiştir. Gazetenin sahibi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş. olarak verilmektedir.

Çukurova Grubu

Akşam gazetesini satın alarak basın sektörüne giren grup, 90’lı yıllarda ise Erol Aksoy’dan Show TV’yi satın alarak medyadaki ciddi yatırımını yapmıştır. Grubun en önemli yatırımı 1994’de giriştiği Turkcell’dir. 1997 yılında Tercüman gazetesinin imtiyaz hakkını satın alan grup, medya alanında ise, Akşam, Güneş, Dünden Bugüne Tercüman gazeteleri, Digitürk yayın platformu, Show TV, Sky Türk, Lig TV gibi televizyon kanallarının yanı sıra Alem FM ve Lig Radyo gibi kuruluşlar bulunmaktaydı. 2000’li yıllarda krize giren grup elindeki Pamukbank ile Yapı Kredi’yi ve medya şirketlerini TMSF’ye bırakmak durumunda kalmıştır. Çukurova Grubu’nun Digitürk’teki ortaklığına ilişkin yönetim hakları, Mayıs 2013’ten itibaren TMSF tarafından yönetilmekteydi. Digitürk’ü Katarlı haber kanalı Al Jazeera’yi de bünyesinde bulunduran Bein Media Group satın almıştır. Çukurova holdingin kurumsal sayfasında Şubat 2016 itibariyle medya şirketleri olarak Digitürk, Ligtv, İztv ve Türkmax isimleri geçmektedir.

Doğuş Grubu

Şahenk Ailesinin Doğuş Grubu, 1993 yılında Doğan Grubu ile birlikte kurduğu Kanal D televizyonu ile medya sektörüne girmiş ve iki yıl sonra da çekilmiştir. Grup 1999’da Cavit Çağlar’dan NTV’yi satın alarak sektöre ağırlığını koymuştur. Grup NTV, Discovery Channel, Bursa Olay medya grubu, NBA TV, NTV Spor, E 2 ve CNBC-e isimli televizyon kanallarıyla, aralarında National Geographic Türkiye, Slam, Vision Plus gibi dergilerinde bulunduğu bir dergi portföyü, NTV Radyo, Radyo N 1001, Radyo Nostalji, Radyo Eksen ve NTVMSNBC isimli bir İnternet haber portalına da sahip bulunmaktadır. Grup ayrıca önemli televizyon kanallarından Star’ı 18 Ekim 2011’de Doğan grubundan satın alarak bünyesine katmıştır.

İhlas Grubu

Basın sektörüne 1970’lerin başında “Hakikat” ve iki yıl sonra “Türkiye” ismiyle girmiştir. Medya alanındaki şirketleri arasında Türkiye gazetesi, İhlas Haber Ajansı (İHA), TGRT, TGRT Haber, TGRT EU, TGRT Pazarlama gibi televizyon kanallarının yanı sıra çocuk ve sektör dergiler çıkaran bir dergi grubu ve İhlas Net gibi İnternet hizmeti veren şirketleri bulunmaktadır. TGRT televizyonunu Ahmet Ertegün ve ortağı Rupert Murdoch’a 2006’da tamamen satmak durumunda kalmıştır. TGRT televizyonunun adı Fox TV olarak ismi değiştirilmiştir. Gruba ait medya şirketlerinden İHA, TGRT Haber TV ve Türkiye gazetesi faaliyetlerini sürdürmektedir.

Medya Sahipliği Kavramı

90’lı yıllarla birlikte Türkiye’de büyük sermayenin ve patronların medya alanına ilgi duydukları ve satın almalar sayesinde önemli konumlara geldikleri bilinmektedir.

Medya alanında faaliyet gösteren şirketler yatay, dikey ve çapraz şekilde birleşmektedirler. Yatay (horizantal integration) birleşme/bütünleşme de bir gazete sahibi yine bir gazeteyi satın alırsa bu durum yaşanmaktadır. Burada sadece kendi faaliyet alanında kalma durumu söz konusudur. Dikey (vertical integration) birleşmede ise bir gazetenin dağıtım alanına girmesi, haber ajansı satın alması gibi sektörünün birkaç farklı faaliyet alanıyla ilgili birleşme durumudur. Çapraz medya sahipliği (cross media ownership) ise bir gazete sahibinin; reklamcılık, televizyon, radyo, digital yayın platformu, İnternet yayıncılığı gibi medya sektörünün tüm alanlarına girmesi durumudur Amerika’daki Time-Warner ve American Online arasındaki ortaklık (AOL) dünyanın en önemli medya birleşmesi olarak gösterilebilir. Şirket birleşmeleri (mergers) ve satın almaları (acquisitions) bir strateji olarak tercih edilmektedir. Medyada firmalar büyük gruplara dönüşmüştür. Bunlardan bazıları, Rupert Murdoch’un 21st Century Fox/News Corporation, Walt Disney, Viacom, Comcast, CBS, Sony, NBC, Time Warner AOL, Maxwell grubu, Fransız Hachette grubu, Vivendi ve Hersant, İngiliz Pearson grubu, Amerika’da, Alman Bertelsmann grubu ve Axel Springer, İtalya’da Mediaset (Berlusconi) sayılabilir.

İşletme Olarak Basın Kuruluşları

Yasal yapılarına göre özel işletmeler Türk Ticaret Kanunu’nda tek kişi işletmesi, adi ortaklık, komandit şirket, anonim şirket, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, limited şirket ve şirketler topluluğu (holding) şeklinde gruplandırılmıştır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi