Bilişim Sistemleri Ve Lojistik Dersi 5. Ünite Özet

Ulaştırma Yönetimi ve Bilişim Sistemleri

Giriş

Ulaştırma ya da taşımacılık, bir noktadan bir başka noktaya sevk edilecek ürün, ham madde ve yarı mamul gibi materyallerin belirli bir sistem ve organizasyon çerçevesinde taşınmalarına yönelik gerçekleştirilen faaliyetlerin bütünüdür. Taşıma operasyonlarının daha yüksek verimlilik ve performans düzeyinde gerçekleşebilmesi için birtakım teknolojik unsurlar ve bileşenler yakın bir dönemden beri taşımacılık faaliyetlerine dahil olmuştur. Taşımacılık bilişim sistemleri; optimizasyon yaklaşımı çerçevesinde taşıma araç ve kaplarının seçilmesi, taşımada kullanılacak güzergâhın belirlenmesi, dağıtım şebekesinin (networkünün) oluşturulması ve sürekli olarak güncellenmesi, taşıma maliyetlerinin optimizasyonu gibi konularda taşıma operatörlerine anlık bilgi ve veri sağlayan, bu yönüyle karar alma süreçlerini dikkate değer bir biçimde kolaylaştıran bilgi işletim sistemlerine dayalı uygulamalardır. Bunlar arasında Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS), taşıma ve dağıtım optimizasyon sistemleri, şebeke tasarımı sistemleri gibi bilgi sistemleri bulunmaktadır.

Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS) ve Taşımacılık Yönetimi

Kısa adıyla GIS olarak da tanımlanan Coğrafi Bilgi Sistemleri; coğrafi nitelikte verilerin yönetilmesi, verilerin kaydedilmesi ve analiz edilmesine yönelik bir sistem olarak tanımlanabilmektedir. Coğrafi bilgi sistemleri sayısal (nümerik) hâle getirilmiş coğrafi veri tabanları üzerinde verilerin kodlanması şeklinde çalışmakta, sayısallaştırılmış harita üzerinde her bir nokta verilerin girildiği bir hücre olarak kullanılmaktadır. Coğrafi sistemler üzerinde kullanım amacına göre farklı nitelikte veriler kodlanabilmektedir.

GIS sistemleri temel olarak üç temel yaklaşıma sahiptir. Bunlardan birincisi coğrafi veri tabanı yaklaşımıdır. Bu yaklaşım geodatabase olarak isimlendirilebilmektedir. Bu kapsamda coğrafi verileri içeren mekânsal ve sayısallaştırılmış veri tabanlarını içermektedir. Diğer yaklaşım coğrafi görüntüleme yaklaşımıdır. Bu yaklaşım veri tabanları üzerinde tanımlanmış sayısal nitelikte verilerin aralarındaki ilişkilerin gösterildiği windows temelinde çalışan bir alt sistemdir. Üçüncü yaklaşım ise; coğrafi işlemler yaklaşımıdır. Bu yaklaşımla üzerinde çalışılan coğrafi veri tabanı üzerinde tanımlama işlemleri gerçekleştirilmektedir.

GIS sistemleri temel olarak birtakım alt sistemler üzerinde çalışan bir uygulamadır. Bunlar arasında katalog adı verilen ve içerisinde nümerik hâle getirilmiş coğrafi verilerin yer aldığı veri tabanı, harita (map) olarak ifade edilen sayısallaştırılmış haritalar ile sistem üzerinde çalışırken kullanılacak arayüz ve araçlar yer almaktadır. GIS sistemleri bu alt sistemler üzerinde çalışmakta, verilerin analizi bu sistemler ile gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla GIS uygulamaları dünya üzerindeki her bir noktanın sayısal (nümerik) veriler ile tanımlandığı geniş perspektifli bir veri tabanıdır.

Coğrafi bilgi sistemlerinde veriler farklı yöntemler ile gösterilebilmekte ve analiz edilebilmektedir. Bunlardan birisi mekânsal gösterimlerdir. Mekânsal gösterimler; dünya üzerinde yer alan her bir noktanın farklı özellikler çerçevesinde gösterimini sağlamaktadır. Diğer bir yaklaşım ise üç ya da daha çok boyutlu gösterimdir.

Veri tabanı üzerinde tanımlanmış (sayısallaştırılmış) her bir nokta için söz konusu noktayı tanımlayacak ya da her bir nokta (piksel) için özellik (fiziksel, topoğrafı, nüfus, trafik, hane halkı gelir düzeyi vb.) belirleyecek çok sayıda verinin girilmesi mümkündür.

Sistem üzerinde tanımlanan her bir şekil katman olarak tarif edilmektedir. Dolaysıyla yapılan işlemler de katmanlaştırma olarak tanımlanmaktadır. Coğrafi veri tabanlarında yer alan bilgi ve veriler mekânsal bilgilerin yanı sıra, söz konusu alan ya da nokta için tanımlanmış çok sayıda veriyi de içerebilmektedir. Bu veriler tablolar şeklinde de kullanılabilmektedir. Veri tabanları üzerinde yer alan mekânlar ile bunların üzerinde tanımlanacak olan katmanlar arasında ilişkilerin belirlenmesi analiz yapılabilmesi için kritik düzeyde önemli bir etkendir. Aynı zamanda sorgulamaların yapılabilmesi bu ilişkilerin tanımlanmış olmasına bağlıdır.

GIS sistemlerinde haritalar ile ilgili veriler farklı tabakalar (katmanlar) şeklinde depolanmaktadır. Karşılaştırma ya da analiz gerektiğinde sistem farklı katmanlardaki bu verileri çapraz şekilde karşılaştırarak gereksinimler çerçevesinde bir analiz yapılabilmesine olanak verebilmektedir. Bununla birlikte sistemde veriler vektör ve raster olmak üzere iki farklı format ile tanımlanmaktadırlar.

Coğrafi bilgi sistemlerinde kullanılan veri türlerinden birisi olan vektör veriler ile nokta çizgi ya da poligon şekiller mekân üzerinde işgal ettikleri x ve y koordinat değerleri ile gösterilmektedir. Poligon ve çizgisel şekiller çok sayıda x,y koordinat değeri ile gösterilirken nokta şekiller tek bir x,y koordinat değeri ile tanımlanmaktadır. Çizgisel şekiller belirli bir düzlemde başlangıç ve bitiş noktaları arasındaki çok sayıda nokta ile belirtilmektedir. Raster veriler ise hücreler şeklinde gösterilmektedir. Birbiriyle aynı özelliklere sahip verilerin yer aldığı hücreler düzlem üzerinde aynı şekil ve renkler ile gösterilmektedir. Bu hücreler piksel olarak tanımlanmakta, her bir piksel farklı veriler ile kodlanmaktadır. Aynı zamanda çözünürlük değeri verilerin hassasiyetini de göstermektedir. Raster veriler, vektör verilere kıyasla daha geniş perspektifte analiz yapabilme olanağı vermektedirler. Bunun en temel nedenlerinin başında raster verilerde kullanılan piksellerin daha kapsamlı veri girişine izin vermesidir. Raster formatındaki veriler, gerçek durumu bir kafes (ızgara) sistemi veya daha çok bir satranç tahtası şeklinde temsil eder. Her bir kare (veya bir raster hücresi) belirgin bir coğrafik alanı kapsar ve bu alana ait olan bir niteliği tanımlar. Raster hücresi, raster formatlı bir CBS dahilinde temsil edilebilen en küçük coğrafik bir birim olup, en küçük ‘haritalama birimi’ olarak bilinir. Bu birim ne kadar küçük olursa, veri setinin çözünürlüğü ve elde edilecek bilgi detayı o derecede yüksek olabilir.

Gerçekte tedarik zinciri olarak adlandırılan tedarikçilerden başlayarak nihai tüketicilerde sona eren lojistik faaliyetlerin bütününde GIS uygulamaları kullanılabilmektedir. Aynı zamanda GIS uygulamaları kullanılabilecek bütün taşıma türleri ve operasyon şekilleri için de kullanılabilen veri işleme sistemi olarak tanımlanabilmektedir.

GIS uygulamaları ile dağıtım ve taşımacılık faaliyetlerinde kat edilecek mesafe, kullanılan araç sayısı ile taşıma operasyonu için tahsis edilecek kaynakların minimum düzeyde kullanılması suretiyle maliyetlerin düşürülmesine ek olarak verimliliğin ve etkinlik düzeyinin artırılması sağlanabilmektedir. Dolayısıyla siparişlerin kendi aralarındaki öncelik değerleri sistemde veri tabanına işlenen verilerden birisidir. Bunun yanı sıra, dağıtıma konu olan yüklerin ağırlık ve hacimleri ile taşımada kullanılan araçların taşıma kapasiteleri sistemde tanımlanan diğer veri setleridir.

Taşıma ve Dağıtım Optimizasyonu ve Bilişim Sistemleri

Taşıma ve dağıtım süreçleri; kara yolu, demir yolu, deniz yolu ve diğer taşıma türleri gibi farklı taşıma sistemleri ile ürün, ham madde ya da yarı mamul gibi materyallerin bir noktadan bir başka nokta ya da noktalara sevk edilmesi olarak tanımlanabilmektedir.

Taşıma faaliyetinin özelliklerine göre dağıtım ve taşımacılık süreçleri de kendi içerisinde kısa mesafe taşımacılık ve uzun mesafe taşımacılık şeklinde iki gruba ayrılabilmektedir. Kısa mesafe taşımalar genel olarak iç taşıma (lokal) olarak da isimlendirilirken uzun mesafe taşımalar çoğunlukla uluslararası taşıma operasyonları olarak tanımlanabilmektedir. İç ya da kısa mesafe taşımalar çoğunlukla kara yolu taşımacılığı süreçlerinde mesafe ve taşınan yükün miktarına göre değişen araçlar ile yapılabilmektedir. Aynı zamanda bu tür taşıma ve dağıtım operasyonları başladığı gün içerisinde sona eren taşımacılık faaliyetleridir. Kısa mesafe taşıma operasyonları uzun mesafeli taşımaların bir bölümü olabilmektedir. Taşıma operasyonları kısa mesafeler için kara yolu ile başlayıp, kara yolu ile sona erebilmektedir. Uzun mesafe taşıma operasyonları; planlama, organizasyon ve uygulama açısından kısa mesafe taşımacılık süreçleri ile kıyaslandığı zaman çok daha zahmetli ve yürütülmesi güç olan lojistik süreçlerdir. Taşıma ve dağıtım faaliyetleri lojistik süreçlerden bağımsız değildir. Çoğunlukla diğer lojistik süreçler ve iş süreçleri ile iletişim ve iş birliği halindedir. Taşımacılık ve dağıtım faaliyetlerinin en yüksek düzeyde performans ile faaliyet gösterebilmesi için ileri düzeyde optimizasyon süreçlerine sahip olunması son derece önem arz eden bir durumdur. Taşımacılık ve dağıtım süreçlerinin optimize edilmesi bütün lojistik sürecin etkin bir biçimde planlanması ile söz konusu olabilmektedir. Bu kapsamda aşağıdaki yaklaşımlar tüm lojistik süreçlerde optimizasyonun mümkün hâle gelebilmesine olanak sağlamaktadır:

  • Var olan taşımacılık ve dağıtım kaynaklarının en etkin bir biçimde kullanılması
  • Mümkün olduğunca boş taşımanın yapılmaması, araçlarda boşlukların söz konusu olmaması
  • Hizmet sağlayıcılar ile daha ekonomik ve açık hükümler ihtiva eden sözleşmeler yapılması
  • Tedarik, insan gücü ve diğer maliyet yaratacak faktörlerin optimize edilmesi
  • Hizmet süresi ve hizmet düzeyinin gereksinimler çerçevesinde planlanması
  • Lojistik akış hızının olabildiğince artırılması

Taşıma hizmeti talep eden işletmeler bazında desteklenmesi gereken üç temel süreç göze çarpmaktadır. Bunlar; sırasıyla gelen yükler, giden (gönderilen) yükler, üçüncü parti lojistik aktiviteler olarak sayılabilmektedir. Gelen yükler; tedarikçilere verilen siparişlere uygun olarak işletmeye tedarikçiler tarafından gönderilen ham madde, yarı mamul vb. her türde materyaldir. Giden yükler ise işletme tarafından ürün ya da yarı mamul hâle getirilmiş olan yüklerdir. Bu tür materyaller çoğunlukla üreticilerden müşterilere gönderilen materyallerdir. Bunlar ayrıca tamamlanmış ürün olarak da adlandırılabilmektedir. Tedarik zincirinin fabrikalar ile müşteriler arasındaki akış süreçlerine konu olan ürünleri kapsamaktadır. Üçüncü parti lojistik süreçlerde işletmeler bazen müşteriler tarafından talep edilen ürünleri görmeksizin bunların tedarikçilerden müşterilere akışını koordine etmekte, buna ilişkin süreci organize etmektedirler. Bu tarz süreçlerde yer alan işletmeler arasında taşıma organizatörü adı verilen işletmelerin görülmesi büyük bir olasılıktır. Taşıma organizatörü (Freight forwarder) işletmeler taşıma ve dağıtım sürecini doğrudan ya da dolaylı bir biçimde organize etmenin yanı sıra, doğrudan taşıma hizmeti üretmemelerine rağmen, taşıma ve dağıtım süreçlerinde ortaya çıkabilecek olan sorumlulukları da üstlenmektedirler. Üçüncü Parti Lojistik –Third Party Logistics (3PL): Müşterilerinin lojistik faaliyetlerini (öncelikle taşıma ve depolama) üstlenen ve konusunda uzman olan lojistik şirketler (Birinci parti ifadesi ile satıcı şirket, ikinci parti ifadesi ile alıcı şirket, üçüncü parti ifadesi ile ise satıcı ve alıcı şirketler arasındaki bazı hizmetleri üstlenen şirket kastedilmektedir.

Taşıma hizmeti alan ya da taşıma ve dağıtım hizmetlerine gereksinim duyan işletmeler bu gereksinimlerini çoğunlukla üç yolla karşılayabilmektedir. Bu yollardan birisi taşıma hizmetine gereksinim duyan işletmenin bu hizmeti bizzat ve doğrudan bir biçimde üretmesidir. Gereksinimleri karşılamanın diğer bir yolu ise işletme dışından bir lojistik hizmet sağlayıcıdan taşıma ve dağıtım hizmeti alınması, buna karşılık dağıtım ve taşıma süreçlerinin tümüyle işletme içindeki departmanlar tarafından yerine getirilmesidir. Taşıma ve dağıtım hizmetlerine ilişkin gereksinimleri karşılamanın üçüncü yolu ise taşıma ve dağıtım faaliyetlerinin bütünüyle dış kaynaklara aktarılması, dolayısıyla işletme dışı kaynaklara (outsource) müracaat edilmesidir.

Taşıma ve dağıtım süreçlerine ilişkin lojistik hizmet sağlayıcılar açısından bu faaliyetler değerlendirildiğinde bu işletmeler doğrudan taşıma ve dağıtım hizmeti üreten, ya da bu hizmetleri doğrudan üreten taşımacılardan tedarik ederek müşterilerine kendileri adına arz eden işletmelerdir. Taşıma hizmetini doğrudan üretmeyerek, üretenlerden tedarik edip müşterilerine arz eden işletmeler taşıma organizatörü (freight forwarder) işletmeler olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla freight forwarder işletmeler taşıma araç ya da unsurlarına sahip olmayabilecekleri gibi, son derece sınırlı düzeyde bu unsurlara sahip de olabilmektedirler. Buna karşılık bir freight forwarder işletme standart taşıma hizmeti üreten bir işletmeye kıyasla daha yüksek hacimde taşıma hizmetini konsolide edebilmektedir. Bu işletmeler çok yüksek hacimde taşımacılık faaliyetlerini organize ederken bu faaliyetlerini optimizasyon ilkeleri çerçevesinde daha düşük maliyet ve kaynak kullanımı ile gerçekleştirmeye, ölçek ekonomisi yaklaşımı ile birim taşıma hizmetini daha yüksek fayda yaratacak şekilde müşterilerine arz etmeye çalışmaktadırlar. Freight forwarder işletmeler taşımacılık ve dağıtım faaliyetlerini müşterileri adına bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirmeye ve bu konuda duyulan gereksinimleri en etkin biçimde karşılamaya çalışmaktadırlar. Bu kapsamda işletmeler aşağıda tanımlanmış hedeflere ulaşmaya çalışmaktadırlar.

  • En yüksek faydayı yaratan taşıma türünün seçilmesi
  • Taşıma türleri, araçları ve yüklerin en yüksek düzeyde optimal kullanımı
  • Olabilecek en yüksek düzeyde ürün konsolidasyonu
  • Mümkün olan en yüksek hizmet düzeyinin müşterilere arz edilebilmesi

Taşımacılık ve dağıtım süreçleriyle ilgili en yoğun kullanılan bilişim sistemlerinden birisi Kurumsal Kaynak Planlama temelinde çalışan kısa adı SAP (Systems Analysis and Program Development) olarak bilinen; Sistem Analizi ve Program Geliştirme olarak adlandırılan sistemdir. SAP diğer lojistik faaliyetlerde olduğu gibi taşımacılık faaliyetlerinde de etkin sonuçlar veren sistemlerden birisidir. İlk olarak 1987 yılında kullanıcıların hizmetine sunulan SAP R/2 yazılımı taşımacılık alanında çözümler ortaya koyan ilk sistem olmuştur.

Lojistik ve tedarik zinciri uygulamaları açısından günümüzde en yoğun kullanılan SAP sistemi SAP SCM olarak kısaltılan SAP Tedarik Zinciri Yönetimi uygulamalarıdır. Bu sistem bir işletmenin tedarik zincirinin planlanması, organizasyonu ve yürütülmesine yönelik süreçlerinin entegre bir yaklaşımla gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır. SAP SCM veri girişi, planlama ve uygulama süreçlerini de entegre edebilmektedir. Karşılaştırma, analiz ve değerlendirme süreçleri çok sayıda değişkenin tanımlandığı SAP APO üzerinde yürütülmektedir. SAP APO elde bulunan bütün alternatifleri kıyaslayarak bunlar arasında en iyi çözümleri yaratacak olan alternatif ya da alternatif kümesini kullanıcılarına önerebilmektedir. SAP APO alt sistemi süreçlerin yönetilmesine ilişkin olarak çok sayıda alt bileşene sahip bir uygulamadır. Bu alt bileşenler; Tedarik zinciri kokpiti, Talep planlama, Tedarik ağı planlama, Üretim planlama ve ayrıntılı çizelgeleme, Global ATP, Ulaştırma planlaması, Araç çizelgeleme, Ulaştırma yönetimi, Depo yönetimi, Dış ticaret’tir.

SAP programı taşımacılık ve dağıtımla ilişkili olarak çok sayıda alt bileşene sahiptir. Bu süreçler ve alt bileşenler sistem içerisinde entegre edilmekte, taşımacılık süreçlerine ilişkin çözümler elde edilmektedir. Program içerisinde tanımlanmış alt sistemlere bakıldığında bunlardan birisi siparişler ve teslimatlar için satış ve dağıtım ile lojistik işletim sistemidir (LES). LES olarak tanımlanan bu alt sistem aynı zamanda Satış Siparişleri (Sales Order) olarak da adlandırılabilmektedir. Bu alt sistem müşteriler tarafından gönderilen siparişler için başlangıç noktası olarak da tanımlanabilmektedir. Bu alt sistem üzerinde siparişlere ilişkin bilgiler girilmektedir. Aynı zamanda siparişlerin karşılanabilmesi için talimatlar da girilmektedir. İkinci alt sistem ise Malzeme Yönetimi (Material Management) olarak tanımlanan sistemdir.

SAP uygulamaları içerisinde bir diğer alt sistem sevkiyat ve taşıma maliyetleri için lojistik işletim sistemi gelmektedir. Mevcut varlıkların müşteriye tahsisi olarak adlandırılan sistem de SAP sisteminin alt bileşenlerinden birisidir. Taşımacılık ve dağıtımla doğrudan ilişkili olan SAP alt sistemi taşıma planlama ve araç çizelgeleme alt sistemidir. SAP sistemi üzerinde çalışan alt sistemlerden bir diğeri de SAP Taşımacılık Yönetimi (Transportation Management)- SAP TM olarak tanımlanan uygulama modülüdür. SAP TM tüm taşımacılık süreçleri için bütüncül bir çerçevede çözümler ortaya koymaktadır. SAP TM lojistik servis sağlayıcısı veya nakliyeci olarak ulaştırma süreçlerinin işlemesi için komple bir çözümdür. Bir diğer alt sistemde süreç yönetimi (event management) adı verilen SAP EM olarak tanımlanan modüldür. Adı geçen alt sistemlere ek olarak farklı işletme ve endüstrilerin gereksinimleri çerçevesinde özel modül ve alt sistemler tanımlanabilmektedir. Yukarıda belirtilen alt sistemler entegre bir şekilde kullanılarak tedarik ve dağıtım süreçleri için optimal çözümler üretilebilmektedir. Bu çözümler her bir tedarik zinciri ile işletmelerin özelinde belirlenmektedir. Dolayısıyla alt sistemler modül olarak da tanımlanabilmekte ve işletmelerin gereksinimleri çerçevesinde bu modüller sisteme eklenebilmektedir. Bu yönüyle SAP sistemi son derece esnek bir bilgi işletim sistemini kullanıcılara arz etmektedir. Belirtilen durumlar bir tedarik zincirinde tedarik ve dağıtım süreçlerinin entegre edilmesi ve etkin çözümlerin yaratılabilmesi için olanaklar sağlayabilmektedir. Bu çözümlerden bir tanesi; taşımacılar için geleneksel nitelikte taşımacılık süreç yönetimi yaklaşımıdır. İkinci olarak göz önüne alınan yaklaşım; geleneksel taşımacılık süreç yönetimi ve buna ilişkin eklentilerin kullanılmasıdır. Bunun yanı sıra, tedarik zincirleri ve işletmeler için önem arz eden yaklaşımlardan bir diğeri de taşımacılık maliyetlerinin olabildiğince azaltılması ve kaynak tasarrufunun sağlanmasıdır. Öte yandan bir diğer önem arz eden yaklaşım tüm kaynakların olabildiğince entegre bir şekilde kullanılması, kaynak dağılımı yerine kaynak konsolidasyonu yaklaşımının gözetilmesidir. Geleneksel taşımacı çözümleri ve taşımacılık faaliyetlerinin işletme dışı unsurlara devredilmesi yaklaşımı SAP sisteminde kullanılan bir diğer eklentidir.

Bir taşımacılık işletmesine yönelik kaynakların belirlenmesi ve süreçlerin optimize edilmesi ile ilişkili olarak, taşımacılık çözümleri SAP ERP lojistik modülleri ile sağlanabilmektedir. Bir taşımacılık işletmesinin SAP sistemleri ile taşımacılık faaliyetlerine ilişkin çözümler getirilebilmektedir. Özellikle SAP TM alt sistemleri ile satış, satın alma, sipariş işleme ve teslimatlar senkronize bir şekilde yapılabilmektedir. SAP TM sistemleri yükleme optimizasyonu ile araçların ve taşıma kaplarının etkin olarak yüklenmesinin optimum koşullarda gerçekleştirilebilmesini, ek olarak bu uygulamanın görsel olarak yapılabilmesini mümkün kılmaktadır. Uygulamaların bir diğer avantajı lojistik sistemler ile tedarik zinciri fonksiyonlarının finansal uygulamalar ile entegrasyonunun sağlanabilmesidir. SAP TM temel süreçlerine bakıldığı zaman, bunlar arasında sipariş yönetimi, taşımacılık planlama ve optimizasyon, taşıma yürütme ve izleme, taşıma maliyet yönetimi gibi süreçler sayılabilmektedir.

Bir işletmenin ya da bir tedarik zincirinin gerçekleştirdiği taşıma ve dağıtım süreçlerine ilişkin kullanılan ana veriler dört ana gruba ayrılabilmektedir. Bu veriler taşımacılık ve dağıtım süreçlerinin bütün yönlerini kapsayacak şekilde tanımlanmış olup, bu gruplar, tedarik zinciri aktörlerine ilişkin ana veriler, materyallere ilişkin ana veriler, organizasyonel süreçlere ilişkin ana veriler ve taşımacılık süreçlerine ilişkin ana verilerden meydana gelir.

Şebeke Tasarımı ile İlgili Bilişim Sistemleri

Şebeke tasarımı; tedarik zinciri içerisinde yer alan tedarikçiler, üretim noktaları, depolar, dağıtım merkezleri ve diğer unsurların bulundukları yerler, kapasiteleri ve diğer değişkenler dikkate alınarak, optimizasyon yaklaşımı çerçevesinde kullanılacak taşımacılık türlerinin belirlenmesi ile ilgili süreçlerdir. Şebeke tasarımı çok sayıda bağımlı ve bağımsız değişken tarafından etkilenen bir süreç olmasının yanı sıra, çok sayıda kısıt ve sınırlılıklar şebeke tasarımı sürecine etki etmektedir. Şebeke tasarımına etki eden değişkenlere bakıldığında tedarik zincirinin bütün fonksiyon ve unsurları için lokasyon problemleri, müşteri, tedarikçi ve diğer fonksiyonların yerleşim noktaları, mevcut şebekenin yapısı ve özellikleri, mevcut kaynakların türleri ve özellikleri, tedarik zincirinde yer alan katmanların sayısı bu kısıtlardan birkaçıdır. Daha geniş bir perspektifte değerlendirildiğinde şebeke tasarımı tedarikçiler, taşımacılar, dağıtım merkezleri, toptancılar, perakendeciler ve müşteriler arasında gerçekleşen süreçler ile bu süreçlerde meydana gelen faaliyetler ile tüm unsurlar arasındaki ilişkileri tanımlayan ve biçimlendiren bir süreçtir.

Optimum ağ tasarımı; işletmelerin lojistik uygulama ve süreçlerini mümkün olan en yüksek verimlilik ve maliyet yapısı ile optimizasyon yaklaşımı çerçevesinde planlama ve organize etmeye yönelik faaliyetlerin bütünü olarak tanımlanabilmektedir. Optimum ağ tasarımına ilişkin olarak alınacak bir karar diğer tüm süreçlere yönelik kararlara etki etmekte ve bunlar için bir değişken özelliği gösterebilmektedir. Optimum ağ tasarımı esas olarak yöneylem araştırmaları (operational research) olarak tanımlanan uygulamaların bir parçasıdır. Bu uygulamalara ilişkin çok sayıda yazılım kullanılabilmektedir. Optimum ağ tasarımı aynı zamanda tedarik zinciri içerisinde yer alacak olan unsurların en iyi çözüm çerçevesinde lokasyonlarının belirlenmesinde de kullanılabilmektedir. Optimum dağıtım planlama tedarik zinciri süreçlerinde taşınan materyallerin birden fazla noktaya eş zamanlı sevk edilmesi durumunda dağıtım faaliyetine ilişkin kullanılacak güzergâhlar ve unsurların belirlendiği planlama uygulamalarıdır. Bu tür sistemler optimizasyon yaklaşımı çerçevesinde kullanılan uygulamalardır.

Bir lojistik sürecin dağıtım olarak adlandırılabilmesi için uzun süreli ve sistemli bir niteliğe sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla döngüsel bir niteliğe sahip operasyon çoğunlukla dağıtım olarak tanımlanabilmektedir. Bu tür operasyonlara döngüsel sefer türü (milk run) operasyonlar ile döngüsel operasyonlar örnek olarak verilebilmektedir. Buna karşılık operasyonlar sistematik değil ve planlama her bir operasyon için tekrardan yapılıyorsa bu operasyonlar dağıtım değil taşıma (nakliye) olarak adlandırılmaktadır. Taşımacılık ya da diğer ismiyle nakliye yönetimi sistem ve yazılımları; operasyonel düzeyde taşımacılık çözümleri sağlamaya çalışan uygulamalardır. Genel olarak değerlendirildiğinde bir taşımacılık sürecine ilişkin süreçte yer alan tüm bilgiler sisteme veri olarak girilmektedir. Bu kapsamda taşınan yükün fiziksel ve yapısal özellikleri, taşıma araç ve kaplarına ilişkin bilgiler, güzergâh ve diğer taşımacılıkla ilgili bilgiler sistemin kaynak verilerini oluşturmaktadır.

Yük/araç planlama uygulamaları taşınacak yüklerin taşıma araçları ile konteynerlerin içerisine en optimum şekilde nasıl yerleştirilebileceğine yönelik çözümler belirlemektedir. Sistem taşınacak yüklerin ölçü ve boyutlarının yanı sıra, ağırlıklarının sistemde tanımlanması, ek olarak kullanılacak taşıma araç ve unsurlarının kapasitelerinin veri olarak sisteme girilmesi şeklinde çalışmaktadır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi