Çağdaş Lojistik Uygulamaları Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Tam Zamanında Üretim Sistemi Ve Çapraz Sevkiyat Uygulaması
Çağın ihtiyaçları rekabeti şekillendirirken öne çıkan iki ana unsur nedir?
Çağın ihtiyaçları rekabeti şekillendirirken iki ana unsur ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki yüksek kalite diğeri ise düşük maliyettir.
Yüksek kaliteyi ortaya çıkarmaya çalışan işletmeler ürünlerinde sadece beklenilen standartları yakalamaktan daha ileri gitmek zorunda kalmış ve ürünlerindeki kalite yaklaşımını tamamen müşterilerinin beğenilerine cevap verebilecek nitelikte üretim yapmaya adapte etmişlerdir. Bunun için ise gerekli olan müşteri memnuniyetinin sağlanması, doğru zamanda, doğru yerde istenilen ürünün üretilmesi ve müşteriye sunulmasıdır.
Düşük maliyet gerekliliği ise ucuz üretim yapmakla sınırlı değildir. Hem üretim maliyetlerinin aşağı çekilmesi hem de ürün kalitesinin en üst seviyeye taşınması gerekmektedir. Bunun için sabit maliyetleri aşağı çekmek adına çok üretim yapmak yeterli olmamakta aynı zamanda kalite seviyesinin de yukarıda tutulabileceği yepyeni bir anlayışla üretim yapmak gerekmektedir.
Tam zamanında üretim yaklaşımı ilk olarak nerede ortaya çıkmıştır?
Japonya da ortaya çıkan tam zamanında üretim yaklaşımı, ilk önce adını da aldığı Toyota firmasında uygulanmaya başlamıştır. Bu üretim sistemi başka kaynaklarda stoksuz üretim, yalın üretim, kanban üretimi gibi farklı isimler de almaktadır
Tam zamanında üretim nedir?
Tam zamanında üretim gerekli zamanda, gerekli miktarda, gerekli ürünleri üretmek olarak tanımlanmaktadır. Gelişen koşullar ve konunun daha geniş bir çerçevede ele alınması ile tanımda da gelişme söz konusu olmuş ve müşterinin talebi ve beklentileri de tanıma ilave edilerek tanım “müşteri talepleri dikkate alınarak teslim edilecek ürünlerin zamanında teslimi, teslim edilecek ürünlerin oluşturulması için gerekli olan montaj hattının ve parçalarının zamanında temini, bu birime gönderilmesi gereken parçaların alt montaj hatlarında zamanında üretimi ve bu parçaların üretilmesi için gerekli olan hammadde ya da yarı mamullerin zamanında tedariki tam zamanında üretim anlayışıdır” şeklini almıştır.
Müşteri beklentileri hangi başlıklar altında genellenebilir?
Müşterilerin beklentileri üç ana başlık içerisinde genellenebilir. Bunlar fonksiyon, kalite ve fiyattır. Tam zamanında üretim anlayışı bu noktada devreye girerek müşteri beklentilerine cevap verebilecek bir yapı oluşturulmasını sağlar.
Tam zamanında üretim felsefesinin ana amaçları nelerdir?
Tam zamanında üretim felsefesinin ana iki amacı vardır, bunlar sıfır hata ve sıfır stoktur.
Tam zamanında üretim anlayışına göre işletmelerde israf kaynakları nelerdir?
Tam zamanında üretim anlayışına göre işletmelerde yedi ana israf kaynağı söz konusudur. Bunlar:
- Fazla üretimden kaynaklanan israf: bir sonraki adım için fazladan yapılmış olan üretim.
- Beklemekten kaynaklanan israf: gerek fazla üretimden kaynaklanan stokun beklemesi gerekse yetersiz hammadde ya da yarı mamulden kaynaklı sürecin beklemesi.
- Taşımadan kaynaklanan israf: üretim birimleri arasında oluşan fiziksel uzaklık sebebiyle hammadde ve yarı mamullerin taşınması sırasında katma değer yaratılmadığı için yüklenilen israf
- Stoktan kaynaklanan israf: üretimin güvenli şekilde devam etmesi için, uzun süren hazırlıklar ya da süreç değişimleri, tasarım hataları ve yüksek ıskarta oranlarına karşı işletmenin yüklendiği hammadde, yarı mamul ve mamul stokları.
- Süreçten kaynaklanan israf: uygun teknoloji ve ekipmanın kullanılmaması durumunda ortaya çıkacak ürün ve zaman kayıpları.
- Hatalı üretimden kaynaklanan israf: pek çok sebebe bağlı olmakla birlikte yüksek oranda çıkabilen ıskarta değerleri
- Hareket israfı: çalışanların değer yaratmayan ancak üretim noktasının tasarımı ile ilişkili ortaya çıkarttığı zaman kayıpları
Sıfır hata ve sıfır stok hedeflerine ulaşmak için işletmelerin yapması gereken temel çalışmalar nelerdir?
Sıfır hata ve sıfır stok hedeflerine ulaşmak için işletmelerin yapması gereken temel çalışmalar şunlardır:
- Hammadde, yarı mamul ve mamul stoklarını en aza indirgemek
- Tedarik imkânları geliştirerek devamlı ve düzenli hammadde ve malzeme akışını sağlamak
- Aşamalar arası malzeme ve yarı mamul akışını düzenlemek ve dengesini kurmak
- Hatalı üretimi en aza indirmek
- İşgücü kapasitesini en üst düzeyde kullanmaya çalışmak
- Üretim birimlerinde uzmanlaşmayı geliştirmek
- Verimliliği artırmak
Kaizen nedir?
“Kaizen” kelime anlamı olarak devamlı gelişme, devamlı iyileşme anlamına gelen bir terimdir. Tam zamanında üretim sisteminin içinde yer almasının en önemli sebebi ise tam zamanında anlayışının dayandığı sıfır hata ve sıfır stok prensiplerine ulaşmanın imkânsızlığıdır. Bu imkânsızlığa karşı işletmelerin ve bireylerin yapabileceği şey ise devamlı çalışarak istenilen hedefe bir adım daha yaklaşmaktır. İşte tam bu noktada “Kaizen” yaklaşımı devreye girer ve iş görenlerden üst yönetime kadar herkese devamlı gelişmeye ve iyileşmeye çalışılması gerektiğini anlatır. Bu anlayışı benimseyen tüm bireyler de ideale ulaşmak için çabalarını her zaman ayakta tutarlar.
Kaizen anlayışının kapsamı nedir?
Kaizen anlayışı ilk önce küçük yani birey boyutunda, daha sonra da orta yani grup boyutunda iyileştirmeleri hedef edinir. Daha sonra büyük yani buluş boyutundaki gelişmeler üstünde çalışır. Mevcut durum nasıl olursa olsun üç farklı boyutta da gelişmeler asla sona ermez, daima daha iyiye doğru bir çaba devam ettirilir. Asıl ilgilendiği alan her ne kadar işletmenin iç organizasyon yapısı gibi görünse de tam zamanında üretim modeline uyarlandığında tedarikçileri de kapsamına dahil eder.
Kaizen'in bir işletmede uygulanabilmesi için gerekli olan unsurların en başında ne gelir?
Kaizen'in bir işletmede uygulanabilmesi için gerekli olan unsurların en başında tüm iş görenlerce kesinlikle kabul edilmesi ve benimsenmesi gelir. Batı anlayışında gelişmeler uzmanlarca izlenip, uygulanırken, tam zamanında üretim sisteminin en başarılı olarak uygulandığı Japon sisteminde gelişmelerin takibinden tüm iş görenler sorumludur. Bu çerçevede bireylerin kendilerinin iyiye ulaşma istekleri ve çabaları diğer bireylerle kesişeceği için gruplar oluşacak ve ortak bir iyiye ulaşma çabası ortaya çıkacaktır. Bu Kaizen yaklaşımının orta boyuta taşınması anlamına gelir. Bu yaklaşımda gelişmeler batı anlayışının tersine aşağıdan yukarıya doğru yayılır. Stratejileri, bu anlamda baktığımızda aşağıda yani tabanda bulunan işgören kesimi belirler, oysaki batı anlayışında strateji oluşturma, üst yönetimin fonksiyonlarından sayılmaktadır.
Fordist üretim anlayışının özellikleri nelerdir?
Fordist üretim anlayışı seri üretimin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Fordist anlayışa göre müşteri beklentilerinden daha çok üreticinin becerisi ön plana çıkmakta ve hatalı ya da yetersiz üretim sorunu ile karşılaşmaktansa tek düze ve az çeşitli üretim yapılması tercih edilmektedir. Bu üretim için olması beklenen yeterli hammaddenin bulunması, yeterli miktarda parçanın üretilmesi ve herhangi bir sorun karşısında bu hammadde ya da mamullerin kesintiye uğramadan sürece dahil edilmesidir. Bu sistemin çalışabilmesi için ciddi miktarlarda stok bulundurulması ve her ne sebeple olursa olsun üretim sürecinin durmaması beklenir. Bu noktada maliyet olarak en önemli görülen unsur emek unsuru olmakta ve çalışanların ne suretle olursa olsun üretim bandında çalışıyor olması beklenmektedir. Ancak yüksek oranlardaki stok işletmelerin ekonomik kaynaklarını yok eden bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunla baş edilebilmesi için MRP adı verilen ve malzeme gereksinim planlaması olarak Türkçeleştirdiğimiz sistem ortaya çıkarılmıştır. Burada hammadde veya yarı mamul bilinçsizce stoklanmak yerine gerektiği anda hazır bulunabilecek hale taşınmaya çalışılmıştır. Bu sayede ciddi ekonomik kazançlar elde edilmesine rağmen sistemin işleyişi birer haftalık güvenlik stoklarına izin vermiştir.
Tam zamanında satın alma anlayışının işletmelerin stokları üzerinde etkileri nelerdir?
Daha önceleri sorun haline gelen çok sayıda tedarikçi firma anlayışından da sıyrılan işletmeler tam zamanında
üretim anlayışı ile lojistik yönetimi birleştirerek tam zamanında satın alma uygulamasına geçerek süreci yönetmeye başlamışlardır. Özellikle tam zamanında satın alma anlayışının yöneltmesi ile işletmelerde önemli kaynak tasarrufları sağlanmıştır. Satın alınan hammadde ve yarı mamuller ihtiyaç anında tedarik edildikleri için bu anlayışla çalışan işletmelerde ilk madde stokları yok ya da yok denecek kadar az boyutlara taşınmıştır. Bu yapının kurulması için öncelikle uygun bir lojistik yönetim anlayışına sahip olunması gerekmektedir.
Genel olarak üretim yapan herhangi bir işletmede maliyetler hangi kalemler altında öngörülür?
Genel olarak üretim yapan herhangi bir işletmede maliyetler %70 hammadde, %10 direk işgücü ve %20 olarak kabul edilir. Bu da genel giderlerin ve işgücünün sebep olduğu maliyetlerin iki mislinden fazlasının işletme dışı faktörlerden kaynakladığını ortaya koyar. Bu yüzden tam zamanında üretim sisteminde, işletme dışında olan, ancak tüm üretim sürecinin başlangıcı sayılan tedarikçiler çok önemli yer tutar.
Klasik anlayışta firma-tedarikçi ilişkisi nasıldır?
Klasik anlayışta yer alan tedarikçi ilişkisi aslında firmanın üretim esnasında yaşanması muhtemel hatalardan kendini koruması için oluşturulmuş bir güvenlik sistemiyle başlar. Üretici işletmeler kısa vadede yaşanabilecek sorunlara karşı gerekli hammadde stokunu elinde bulundurarak, siparişlerin zamanında ve yeterli miktarda üretilmesini garanti altına almak isterler; üreticiler bu sebepten dolayı tedarikçilerden fazla miktarda hammadde temin ederek kendilerini korumaya çalışırlar. Rakip olarak gördükleri tedarikçilere olan güven eksikliği bu stok artışının asıl sebebidir. Gerektiği anda, gerektiği miktarda hammaddenin tedarikçi tarafından kendilerine ulaştırılamayacağı konusundaki tereddüt firmaları buna teşvik eder. Bu da elbette üretici firmayı stok maliyetlerinden doğan mali sorunlarla karşı karşıya bırakır. Tedarikçi için de durum pek farklı değildir. Gerektiği anda istenilen miktarda hammaddeyi temin etmek zorunda olması sebebiyle, elinde fazla miktarda stok bulundurmak zorunda kalır. Satın alımın ne zaman gerçekleşeceğini bilmeden uzun süre kendi mamulünü stoklarında bekletmek zorunda kalır.
Tam zamanında üretim sisteminde firma-tedarikçi ilişkisi nasıldır?
Klasik yaklaşımdaki tüm sorunların aslında tek çözüm yolu yine tam zamanında üretim sisteminin dayandığı anlayışla çözülebilmektedir. Tam zamanında üretim sistemi içerisinde bu tip gelişmelerin yaşanabilmesi için öncellikle söz konusu süreçte söz sahibi olan tüm paydaşların gönüllü ve aktif şekilde katılımlarının sağlanması gerekmektedir. Bu süreç çift taraflı kazan-kazan prensibiyle ortaya çıkacak ve paydaşları uzun vadede tatmin edebilecek bir yapıyı ortaya koyacaktır.
Bu noktada elbette taraflara görevler düşmektedir. Öncelikle yetersiz hammadde korkusu sebebiyle stoka yönelen işletmelerin bu sorunu ortadan kaldıracak bir yapı kurması gerekmektedir. Buna göre talep tahminlerini yapan satın alıcı firma üretim planlaması doğrultusunda tedarikçisine planını aktarmalı ve hammadde ya da yarı mamul beslemesini tedarikçi bu plana göre şekillendirmelidir. Tedarikçi bu noktada küçük miktarlarda tedarik yapacak ancak çözüm ortaklığı uzun vadeli ve planlı olacağı için uzun vadede hem üretim planlamasını yapabilecek hem de devamlı sadık müşteri sahip olabilecektir. Burada tedarikçi için önemli olan uzun vadeli bir anlaşma yaparak geleceğini planlayabilme kabiliyetine haiz olmaktır. Aynı şekilde üretim yapan firmada gerektiği anda, gerektiği miktarda hammaddeye ulaşabileceğini bilmenin rahatlığıyla üretim bantlarını istediği şekilde planlayabilecektir. Bu sayede israf olarak adlandırılan stok gereksiz hale gelecek, stok için ayrılan zaman, personel, finansal kaynak ve alan tasarruf edilerek maliyetler de düşüş yaşanacaktır. Küçük miktarlarda yapılacak olan alımlarda nakliye ve taşıma maliyetlerinin yükseleceği tahmin edilse de uygun bir dağıtım planlaması ile bu da sorun olmaktan çıkarılabilecektir. Özellikle dar bir çevreden seçilecek olan tedarikçi yapılanması ile bu sorunun aşılabilmesi daha da kolay olacaktır.
Tam zamanında üretim sisteminde gerekli malzemeler tedarikçilerden hangi hacimlerle alınır?
Tam zamanında üretim sisteminde sıfır stok hedefi ön plana çıktığı için gerekli malzemenin az sayıda tedarikçiden ufak miktarlarda ve ihtiyaç duyulduğu zamanlar alınması öngörülür. Az sayıda tedarikçi seçilmesinin sebebi mümkün olduğunca ilişkileri güçlü kurmaktır. Az sayıda tedarikçiden küçük miktarlarda yapılan hammadde ya da yarı mamul alımları uzun süreli bir ilişki gerektirmektedir. Her defasında farklı tedarikçinin tercih edilmesi söz konusu olmamakta tedarikçi işletmenin önemli ve değişmez bir paydaşı olarak kazanamaya ve kazandırmaya devam etmektedir
Kanban sistemi nedir?
Kanban sistemini açıklamak için öncelikle bazı terimlerin anlaşılması gerekmektedir. Bir süreçte önceki istasyonda işgören ve üreten “üretici”, bu üretimi alarak kullanan daha sonraki istasyona ise “kullanıcı” adı verilir. Çok fazla istasyonla işleyen bir bantta kullanıcı aynı zamanda üretici de olabilir. Bu iki birim arasındaki iş akışını sağlayan sistem ise Kanban sistemidir. Kanbanın kullanımı iki istasyonlu bir banttaki kadar kolay olmayabilir, farklı istasyonlardaki kullanıcıları besleyen bir üretici, ya da birden fazla üreticiden beslenen bir kullanıcı olma durumlarında dengenin çok hassas ayarlanması ve gereksiz beklemeler, stoklamalar yapılmasından kaçınılması, Kanban sisteminin kullanımındaki püf noktalarıdır. Bu durumun bir sorun olmaktan çıkarılabilmesi için her kullanıcının yaptığı işin neye ihtiyaç duyduğunu miktar ve zaman olarak bilmesi ve planlamasını yaparken bunu göz önünde bulundurması gerekmektedir.
Kanban Japonca da “kart” anlamına gelmektedir. Kanban sistemi ise kartın üzerine ihtiyaç duyulan her ne yazılması ve üreticiden talep edilmesidir.
Kanban sisteminde kartların üzerinde hangi bilgiler bulunur?
Kartların üzerinde malzeme isteyen kullanıcının adı, ne kadar ihtiyaç duyduğu (bu miktar normal ve doğru yapılmış bir planlamada Kanbanın üzerine asılı olduğu aracın hacmi kadardır), hangi malzemeye ihtiyaç duyduğu gibi bilgileri bulunur.
İtme ve çekme sistemleri arasındaki farklılıklar nelerdir?
Çekme sistemi müşteri taleplerinin öne çıkması ve müşteri tatmini noktasında başarılı olan firmaların rekabetten sıyrılabildiklerinin fark edilmesiyle geliştirilmiş ve itme sistemine alternatif olması için ortaya konmuş bir sistemdir. Klasik anlayışa göre kıt kaynakların izin verdiği ölçüde üretim yapılması söz konusudur. Pazar rekabetin yaşanmadığı, arzın talebe göre çok yetersiz kaldığı, her ürünün rahatlıkla satılabildiği bir dönemin eseri olan itme sisteminde diş macunu tüpü kullanır gibi başlangıç noktasında yapılan üretimin bir sonraki kullanıcıya yollanmasıdır ve bunun son kullanıcıya kadar iterek ilerletilmesidir. En son adımda mamul üretilerek müşteriye sunulur. Bu üretim şeklinde yanlış olan bir durum olmasa da günün pazar şartlarını karşılayamayacağı açıktır. Bu sistemde eldeki imkânlar dâhilinde bir üretim yapılmakta, müşteri beğenisi ve istekleri yerine işletmenin imkânları ve yetenekleri ürünü şekillendirmektedir. Oysaki küreselleşen dünya da rekabettin bu denli zorlu yaşandığı bir süreçte, müşteri beklentileri ürünün tasarımını dahi etkilemektedir. Alternatifler içerisinden en beğendiğini ya da tam anlamıyla kendi istediğini bulabilen müşterinin kazanılması için tatmin edilmesi gerekmektedir. Bu kez sistem müşteriden başlayarak geriye doğru ilerlemekte her kullanıcı bir altındaki üretici ya da üreticilerden ihtiyaç duyduğu yarı mamul ya da hammaddeyi çekmektedir. Bu çekim sırasında gelen siparişin miktarına ve özelliklerine uygun hammadde ye da yarı mamul alımı yapılabilmektedir.
Tam zamanlı üretim sisteminde dış kaynak işletmeleri ile tedarikçi arasındaki temel fark nedir?
Tedarikçi işletmeler mamul, yarı mamul veya hammadde temini için destek olurlarken, dış kaynak işletmeleri daha çok hizmet desteği sağlamaktadırlar. Temelde iki grup işletmeninde uygulamada benzeştikleri açıktır. Yine üretici olan ana işletme uzun vadeli karşılıklı güven içerisinde anlaşmalar yaparak diğer işletmeleri sistemine dahil eder. Burada da alınan hizmetin en üst düzey de olması paydaşların anlaşmasındaki en önemli şarttır. İlişkinin devamı bu şartın devam etmesine bağlıdır.
Toplam kalite yönetimi nedir?
Toplam kalite yönetimi olarak adlandırılan yapı hammaddenin satın alım kararının verildiği noktadan ürünün müşteriye ulaştırıldığı ve müşteriden alınan geri dönüşün değerlendirildiği noktaya kadar devam eden ve her adımda denetim sistemlerinin de yardımıyla en üst düzey kaliteyi sağlamaya çalışan bir sistemdir.
Tam zamanlı üretim sistemi hangi kalite yaklaşımını benimsemiştir?
Toplam kalite anlayışının tam zamanında üretim sisteminden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Temelde aynı felsefeden hareketle ortaya çıkan üretim yaklaşımları, birlikte uyguladıklarında daha üst düzeyde etkin olabileceklerdir. Tam zamanında üretim sistemi kendisine kalite yaklaşımı olarak toplam kaliteyi seçmiş ve uygulamıştır.
Tam zamanında üretim yaklaşımında ana fikir her zaman sıfır stok, sıfır hata olarak şekillendirilmiştir. Stokların azaltılması finansman kaynaklarını daha etkin kullanmayı, gereksiz maliyetlerden kaçınmayı ve ürünlerin hatasız bir şekilde üretilmesini sağlamaktadır. Diğer yanda çekme sisteminden kaynaklı, müşteri arzu ve beklentilerine göre üretilen mamullerin satış ve satış sonrası sağladığı tatmin stoksuz çalışmanın getirdiği büyük avantajlardır. Sıfır hata prensibine geldiğimizde ise tam zamanında üretim yaklaşımında hataya tahammül gösterilmemektedir. Bu elbette ki hatanın yapılamayacağı anlamına gelmemektedir. Gerçekte sistem de hatanın yapılabilir olduğunu kabul etmekte, ancak hatanın oluştuğu anda fark edilmesi ile gerekli düzeltmelerin yapılarak hatanın tekrarlanmasına mâni olunacağını öne sürmektedir. İşletme içerisinde kullanılan ikaz ve uyarı işaretleri, bilgisayar ile denetlenen süreçler bu konuda insan hatalarını bile ortadan kaldıracak şekilde tasarlanabilmektedir. İşletme içi sorun halledildikten sonra asıl zor olan kısma, dış kaynak tedarikçilerine sıra geldiğinde ise tam zamanında üretim anlayışı farklılığını göstermektedir. Tedarikçi ilişkileri söz konusu olduğunda uzun vadeli anlaşmalar yapılması ve bunun yanı sıra alımların az miktarlarda olması gereklidir. Bu uygulama ile miktarın en aza indirilmesi ile işletme içinde uygulanan sıfır stok prensibi bu noktada devreye girebilecektir. Tedarikçiden alınan hammadde, yarı mamul, mamul veya hizmet için aynı yaklaşım kullanılacak stok yapılmasına imkân vermeyecek şekilde tedarikçi ile kurulacak ilişkide stok sebebiyle gözden kaçan hata olmaması sağlanacaktır. Ayrıca karşılıklı yapılan uzun vadeli anlaşmalarda işletmeler karşılıklı olarak taahhütlerde bulunmakta ve bu taahhütlerin başında kalite seviyesinin düşürülmeyeceği gelmektedir. Ana üretici işletme bu noktada işveren konumunda olmakta ve işin karşılığını ödemekle yükümlü tutulmaktadır. Tedarikçi işletme ise aldığı işi en iyi şekilde tamamlamak zorundadır.
Çapraz sevkiyat (cross-docking) nedir?
Çapraz sevkiyat tedarik zincirinde ortaya çıkan maliyetlerde ve zamanlarda hayati önem taşıyan tasarruflar sağlayabilen bir tedarik zinciri anlayışıdır. Bu anlayışta alışılan depo kavramı önemli ölçüde değişmiş, depo olarak adlandırılmak yerine giren ve çıkan ürünlerin eş zamanlı senkronize edilmesini amaçlayan transfer noktalarına dönüşmüştür. Temel anlayış stokların ortadan kaldırılarak işletmeye maddi avantaj sağlanmasına çalışılmasıdır.
En çok bilinen çapraz sevkıyat uygulamaları nelerdir?
En bilinen üç çapraz sevkiyat uygulaması ise daha fazla akademik ve sektörel kabul görmekte, konu ile ilişkili çalışmalarda bu üç uygulama kısıt alınmaktadır.
- Çapraz sevkiyat uygulaması: Malzeme paketlerinin varış noktasının önceden belirlenmiş olduğu tedarikçi uygulaması
- Çapraz sevkiyat uygulaması: Önceden tahsis edilmiş çapraz sevkiyat operatörü uygulaması
- Çapraz sevkiyat uygulaması: Sonradan tahsis edilmiş çapraz sevkiyat operatörü uygulaması
1. Çapraz sevkıyat uygulaması nasıl gerçekleştirilir?
1. Çapraz sevkiyat uygulamasında üç farklı ürün üç adet çoklu palet halinde hazırlanmış olup her bir palet her bir üründen 1/3 palet miktarınca içermektedir. Her bir paletin varış noktası tedarikçide önceden bilinmektedir ve buna göre tahsis edilmiştir. Bu durum daha çok ürünlerin aynı birimde üretildiği ve son noktanın bilindiği durumlarda tercih edilmektedir (S:66, Şekil 3.1).
2. Çapraz sevkıyat uygulaması hangi durumlarda tercih edilmektedir?
2. Çapraz sevkiyat uygulamasında her bir paletteki her bir ürünün varış noktası tedarikçide bilinmektedir ancak çapraz sevkiyat tesisine tekli paletler olarak nakliye edilmiştir. Çoklu paletlere geçiş çapraz sevkiyat tesisinde gerçekleştirilir. Bu uygulama daha çok ürünlerin farklı birimlerde üretilerek son noktaların bilindiği durumlarda tercih edilmektedir (S:67, Şekil 3.2).
3. Çapraz sevkıyat uygulaması hangi durumlarda tercih edilmektedir?
3. Çapraz sevkiyat uygulamasında tedarikçi ürünleri varış noktalarını bilmeden standart miktarlarda çapraz sevkiyat tesisine yollar. Her bir paletin içeriği ve ulaştırılacağı varış noktası çapraz sevkiyat tesisinde belirlenir. Bu uygulama daha çok talebi yüksek ürünlerin farklı birimlerde üretildiği ve son noktasının tedarikçi tarafından bilinmediği durumlarda tercih edilmektedir (S:67, Şekil 3.2).
Çapraz sevkıyat uygulamalarında kimler tedarikçi olarak nitelenmektedir?
Çapraz sevkiyat uygulamalarında tedarikçi olarak adlandırılan noktaların sayıca bir sınırı olmadığı, özellikle kargo taşımacılığı yapan işletmeler de her kargo yollayan kişinin de temelde tedarikçi olarak algılanabileceği dikkatlerden kaçmamalıdır.
Tedarik zinciri oluşturulurken işletmelerin çapraz sevkiyat uygulamasını tercih etmelerinin nedenleri nelerdir?
Tedarik zinciri oluşturulurken işletmelerin çapraz sevkiyat uygulamasını tercih etmelerinde bazı önemli sebepler olduğu bilinmektedir. Bu sebeplerin başında ürüne olan talebin çok yüksek olması gelmektedir. Bu durum gerçekte işletmenin çapraz sevkiyatı seçmesinde bilinçsiz davranması ile sonuçlanmaktadır. Burada uygulamanın tercihinde ekonomik yüklerin yerini stok yapamamaktan kaynaklı acelecilik almakta ve işletmeler farkında olmadan çapraz sevkiyata yönelmektedirler.
Diğer bir önemli etken ise üretilen ürünlerin hacimleridir. Hacimli başka bir deyişle çok alan kaplayan ürünlerin depolanması taşınması ve benzeri diğer tüm klasik depolama işleri geniş alan ve ekipman ihtiyacı doğurmaktadır. Bu sebeple işletmeler tesis alanlarını depo alanı olarak kullanmak yerine ve kaynaklarını bu amaç doğrultusunda tüketmek yerine çapraz sevkiyat uygulamasını tercih etmektedirler.
İşletmeler çok sayıda tedarikçi ve çok sayıda varış noktası gereken sektörlerde de bu uygulamayı tercih etmektedirler. Kargo taşıması yapan şirketlerin bu alanda uzmanlaşmış olmaları temelde ortaya çıkan ihtiyaca cevap verme ihtiyaçlarının bir sonucudur.
Çok sayıda tedarikçi ile çalışan son nokta işletmeler de taşıma maliyetlerini en aza indirmek için çapraz sevkiyat tesislerine ihtiyaç duymaktadırlar. Özellikle zincir market işletmeleri bu uygulamalar sayesinde pek çok şubelerine pek çok tedarikçiden temin edilen ürünü transfer noktaları sayesinde istenilen miktarlarda sevk edebilmektedirler.
Çapraz sevkiyat uygulamasının başarılı olabilmesi için işletmelerin yerine getirmesi gerektiği şartlar nelerdir?
Çapraz sevkiyat uygulamasının başarılı olabilmesi için işletmelerin bazı şartları yerine getirebilmeleri gerekmektedir. Bunları sıralamak gerekirse:
- Paydaşlar arası iletişim
- Ortaklık gereklilikleri
- Operasyondan kaynaklanan karmaşanın yönetimi
- Çapraz sevkiyattan doğan mali yükün ve kazanımların paylaşılması
- Kullanılan kaynaklar üzerinde uzlaşılması
- Kalite yönetimi
Çapraz sevkiyat uygulamalarının avantajları nelerdir?
Çapraz sevkiyat uygulamalarının avantajları şunlardır:
- Uygulamanın hayata geçirilmesi ile önemli miktarda ürün stoku ortadan kalkacak buna bağlı olarak stok yönetimi için ayrılan tüm kaynaklardan tasarruf sağlanacaktır.
- Çapraz sevkiyat uygulaması stokları ortadan kaldırırken aynı zamanda ateşleyici bir etki yaratacak, ürün akışının hızlanmasına sebep olacaktır. İşletmeler stoksuz çalışmayı başardıklarında alışılmış rahatlıktan kurtulacaklar ve siparişleri zamanında teslim edebilmek için ürün akışını planlamaya ve hızlandırmaya çalışacaklardır.
- Uygulamanın ana prensiplerinden birisi olan dağıtım becerisi sayesinde daha sık aralıklarla teslimatların yapılabilmesi mümkün olacak, farklı ürün grupları aynı palet içerisinde taşınabileceği için taşıma maliyetleri paylaşılabilecektir.
- Dayanıksız ürün gruplarında sıklıkla yaşanan stok sorunlarının başında stokların bozulması, zarar görmesi ya da modasının geçmesi gelmektedir. Ancak uygulama ile birlikte stokların azaltılması ve dağıtım sıklaştırılması ile bu sorunda ortadan kalmakta işletmeler kalite ve maddi kayıplarını en aza indirmeyi başarabilmektedirler.
- Depo alanlarını stokla birlikte azaltan uygulama hem alansal tasarruf sağlamakta hem de bu alanda depolama, güvenlik ve bakım faaliyetlerini yürüten işgücünden tasarruf sağlamaktadır.
Çapraz sevkiyat uygulamalarının dezavantajları nelerdir?
Çapraz sevkiyat uygulamalarının dezavantajları şunlardır:
- Yetersiz stok durumunun oluşabilme ihtimali doğru planlanamayan uygulamalarda sıklıkla karşılaşılabilen bir durumdur. Stokların azaltılması ile birlikte ortaya çıkabilecek sevkiyat sorunlarında tüm paydaşlar yetersiz ürün ile karşılaşabilmekte ve dolayısı ile üretim de aksamalar yaşanabilmektedir.
- Uygulamanın hayata geçirilmesi ile işgücü kullanımında tasarruf elde edilebilinecektir. Bu tasarruf işletme için karlılık getirirken çalışanların işsiz kalmasına sebep olacaktır. Toplumun her bir parçası ile iletişim ve etkileşim halinde olan işletmelerin bu durumdan olumsuz etkilenmeleri söz konusu olabilmektedir. Özellikle sendikal faaliyetlerin güçlü olduğu toplumlarda ya da işletmeler de oluşacak negatif baskılar işletmeleri zor durumda bırakabilmektedirler.
- Dezavantajların çoğaltılması mümkün ise de temelde işletmelerin bu duruma düşmelerinin ana sebebi uygulama içerisinde yapılan yanlışlıklardır. Aksi taktirde ortaya çıkabilecek dezavantajlar yok denecek kadar azdır.
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 2 Gün önce comment 0 visibility 53
-
2024-2025 Güz Dönemi Ara (Vize) Sınavı Sınav Bilgilendirmesi
date_range 6 Aralık 2024 Cuma comment 2 visibility 324
-
2024-2025 Güz Dönemi Dönem Sonu (Final) Sınavı İçin Sınav Merkezi Tercihi
date_range 2 Aralık 2024 Pazartesi comment 0 visibility 912
-
2024-2025 Güz Ara Sınavı Giriş Belgeleri Yayımlandı!
date_range 29 Kasım 2024 Cuma comment 0 visibility 1286
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 14 Kasım 2024 Perşembe comment 11 visibility 20157
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25842
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14700
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12646
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12642
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10582