Kamu Ekonomisi 2 Dersi 7. Ünite Özet

Kamu Tercihi Perspektifinden Oyun Teorisi

Oyun Teorisinin Temelleri

Bireylerin karşı karşıya kaldıkları ikilemleri ortadan kaldırmak ya da çözmek için kullandıkları yöntemler ve oluşturdukları stratejiler oyun teorisinin temellerini oluşturmaktadır.

Oyun teorisi, insan davranışlarını inceleyen kendine has özellikleri olan disiplinler arası bir yaklaşımdır. Oyun teorisi stratejik durumları ele almaktadır. Grup içerisindeki her birey tarafından yapılan tercihler vasıtasıyla etkilenen bütün insan gruplarındaki durumları gösteren oyun teorisinin odak noktası “karşılıklı işbirliği”dir.

Terminoloji ve Tipoloji

Oyunların temsil ettiği durumlar üç biçimdedir;

  • İşbirlikçi oyun,
  • İşbirliksiz oyun ve
  • Karma-güdülü oyun.

İşbirlikçi oyunda sonuç, oyuncuların hem kararlarının hem de çıkarlarının çakışmasına bağlıdır. İşbirlikçi oyunda oyuncuların diğer oyunculara kendi niyetlerini belirtmesi gereklidir.

İşbirliksiz oyunda oyuncuların çıkarlarının tam olarak zıt olması durumunda oyuncular niyetlerini birbirinden gizlemektedir.

Eğer bir oyuncunun kazancı diğer oyuncunun kaybına eşitse bu tür oyunlar sıfır-toplamlı oyunlardır. Sıfırtoplamlı oyunlarda bütün oyuncuların neticeleri her bir sonuca ilişkin olarak sıfıra eşittir. Sonuçlar çeşitliyken sıfır-toplamlı oyunlar toplam ihtilaf oyunlarıdır. Bir oyuncu kazanırken diğeri kaybeder. Sıfır-toplamlı olmayan oyunlarda oyuncular birlikte kazanır veya kaybeder. Eğer oyuncuların çıkarları eş zamanlı olarak kısmen zıt ve kısmen ortak ise bu tür oyuna karma-güdülü oyun adı verilmektedir.

Oyuncular herhangi bir oyunun iştirak eden ve bağımsız karar alan birimleridir.

Oyuncular; bireysel kişiler, organizasyonlar ve bazı durumlarda doğanın kendisi olabilmektedir. Bir oyunda genel olarak iki ya da daha fazla oyuncu bulunmaktadır. Sonuç, bir oyundaki bütün oyuncular tarafından oluşturulan stratejik seçimlerin tam setinin neticesini ifade etmekte ve oyuncuların olasılıklar arasında tutarlı tercihlere sahip olduklarını varsaymaktadır.

Tümel bilgili bir oyunda oyuncular, kendi kişisel stratejilerini ve netice fonksiyonlarını diğer oyuncular gibi bilmektedir. Buna ek olarak, her oyuncu diğer oyuncuların tüm bilgiye sahip olduğunu bilmektedir.

Tikel bilgili oyunlarda oyuncular, oyunun kurallarını ve kendi kişisel tercihlerini bilmekte ancak diğer oyuncuların netice fonksiyonlarını bilmemektedir.

Tam bilgili bir oyun, oyuncuların ardışık olarak stratejileri seçtiği ve diğer oyuncuların seçiminin ne olduğunun farkında olduğu bir oyun türüdür (Satranç oyunu gibi).

Eksik bilgili oyun, oyuncuların yalnızca diğer oyuncuların ne yapacağını tahmin ederek, bir başka oyuncunun hamlesini bilmeden hareket etmesidir.

Üç çeşit oyun sınıflandırması bulunmaktadır;

  • Yetenek oyunları,
  • Şans oyunları ve
  • Strateji oyunları.

Yetenek oyunları, bütün sonuçlar üzerinde tam kontrole sahip tek bir oyuncunun varlığını tanımlayan özellikteki tek-kişili bir oyundur.

Şans oyunları, doğaya karşı tek-kişili oyunlardır. Yetenek oyunlarından farklı olarak oyuncu, sonuçları tam olarak kontrol etmemekte ve stratejik seçimler değiştirilemez bir şekilde kesin sonuçlar göstermemektedir.

Strateji oyunları, doğanın dahil edilmediği, iki ya da daha fazla oyuncunun dahil edildiği ve oyuncuların her birinin sonuçlar üzerinde kısmi kontrollerinin bulunduğu oyunlardır. Oyuncular birbirlerinin tercihlerine ilişkin olarak olasılık tayin edemedikleri için, strateji oyunları “belirsizlik” içeren oyunlardır. Strateji oyunları iki-kişili ve çok-kişili oyunlara bölünebilmektedir.

İki-kişili oyun teorisi, iki oyuncunun optimal stratejik tercihleriyle ilgilenirken n-kişili oyun teorisi (n > 2), koalisyonların ya da oyuncu kümelerinin nasıl şekilleneceği ya da nasıl dengeye geleceğiyle ilgilidir.

Nash dengesi, her oyuncunun stratejisinin diğer oyuncuların stratejilerine en uygun cevap olan stratejiler profilidir. “Nash dengesi” kavramı geniş tabanlı oyunlarda geçerli olma avantajına sahiptir.

Statik oyun, rakibin tercihi hakkında bilgi eksikliğine ve gelecekteki etkileşimlere ilişkin ilgisizliğe dayanmaktadır.

Dominant strateji, bir oyuncunun diğer bütün stratejilerine baskın gelen stratejidir. Rasyonel bir oyuncu, eğer dominant bir strateji bulunuyorsa hemen o stratejiye uyum sağlayacaktır.

Yinelenen dominant strateji ise her oyuncunun baskın stratejileri arasından eleme yapılarak seçilen stratejidir.

Eş güdümlü oyunlarda Nash dengesi, oyuncuların da genel anlamda bilgisinin olduğu bazı asimetrik durumlar yüzünden ön plana çıkmaktadır. Bu şekildeki bir Nash dengesi, “odak noktası dengesi” olarak adlandırılmaktadır.

Oyun teorisi kavramlarıyla işbirlikçi davranış kuralları üç şekilde sınıflandırılabilir:

  • Mahkum Açmazı oyunları,
  • Korkak-Tavuk oyunları ve
  • İtimat oyunları.

İtimat oyunları, anarşik olarak kolayca çözülebilir.

Korkak-Tavuk oyunları olarak adlandırılan oyun türünde rasyonel kişisel çıkara dayanan oyuncu için basit bir kural vardır: “Diğer oyuncular çekilirse işbirliğine git; diğer oyuncular işbirliğine giderse çekil.” Bu tür oyunlar, anarşik olarak çözülmesi daha zor ve daha çok devletin düzenlemesini gerektiren oyunlardır. Zorunlu oylama kanunu, Korkak-Tavuk oyununa işbirlikçi bir çözüm yürüten bir kural örneğidir.

Kolektif faaliyet sorunlarını önemine göre sınıflandıran İtimat oyunları ve Korkak-Tavuk oyunları, oyunun şekline göre karşı karşıya gelen iki kişi ya da ikiden fazla kişi içeren oyunlara bölünebilir. İkiden daha fazla kişi içeren oyunlar sırasıyla;

  • “Bileşik” ve
  • “Bileşik olmayan” n-kişili oyunlar olarak adlandırılır.

Sokak piyasasında kişilerin oynadıkları oyun bileşik oyuna örnektir. Çok sayıda müşteri ve tezgâh sahibi, ticaretin olduğu her tezgâhın önünde müşteri tezgâh sahibinden alışveriş yapmaktadır. Her oyuncunun hile yapma ya da dürüst olma fırsatı vardır. Bunun dışında önemli bir boyut daha bulunmaktadır. Bir oyun yalnızca bir kez oynanabilir ya da aynı oyuncular tarafından ardışık bir şekilde tekrarlanarak oynanabilir.

Bir oyun aynı oyuncular tarafından belirli bir dizi hâlinde tekrarlanarak oynanıyorsa bu tür oyunlara “süper oyun” adı verilmektedir.

Kamu Tercihi Teorisi ve Oyun Teorisi

Kamu tercihi, kamu kesiminde karar alma ve tercihleri analiz eden bir yeni ekonomi disiplininin adıdır. Kamu tercihi disiplini özel kesim dışında kamu kesiminde karar alma ve tercihleri analiz ederek ekonomi bilimine bir yenilik getirmiştir. Kamu tercihi, nihayetinde siyasal karar alma sürecini ele alan bir disiplin olması nedeniyle incelediği konu politikadır. Bu açıdan kamu tercihi disiplininin siyaset bilimi ile çok yakın bir ilişkisi bulunmaktadır. Kamu tercihi disiplini siyasal karar alma sürecini analiz ederken süreçteki aktörlerin rasyonel olduklarını ve özel çıkarlarını maksimize etme eğiliminde olduklarını kabul eder.

Oyun teorisinin kurucuları, ekonomideki rasyonel davranışları göz önüne alarak, oyun teorisini rasyonel tercih bilimi olarak kabul etmişlerdir. Farklı çıkarları sürdüren vatandaş, politikacı ve bürokrat davranışlarının etkileşimini göz önüne alan kamu tercihi teorisine ilham veren “metodolojik bireyselcilik” mantığıdır.

Kamu Tercihi Perspektifinden Muhtelif Konular ve Problemlere Yönelik Oyun Teorisi Analizleri

Kamu tercihi disiplini içerisinde incelenen muhtelif konular (kollektif faaliyetin mantığı, kuralların rasyoneli, rant kollama, oylama kuralları vs.) oyun teorisi perspektifinden ele alınmıştır.

Mahkûm Açmazı

Bireysel menfaatlerle toplumsal menfaat ya da bireysel davranmakla işbirliği yapmak arasındaki muhtemel çelişkiyi ortaya koyan oyunun oyun kuramı yazınındaki ismi “mahkûmlar açmazı”dır.

Toplumsal Düzen İçin Siyasal Kural Oluşturmanın Önemi

Kamu tercihi disiplinin kurucusu olarak kabul edilen James M. Buchanan 1972 yılında yayımladığı “Kamu Tercihinden Önce” adlı çalışmasında anarşi ortamında bireyler arasındaki etkileşimi incelemektedir.

Buchanan, 1975 yılında yayımlanan “Özgürlüğün Limitleri” kitabı ile fikirlerini daha da geliştirmiştir. Buchanan’ın her iki çalışması Hobesian anarşiden türettiği “korumacı devlet” kavramını haklı göstermektedir.

Buchanan’ın analizi sonuç olarak, Hobesian yaklaşımdaki “kötü, kaba ve kısa” yaşamdan kaçmak için insanların devlet biçiminde örgütlenmeleri gerektiğini ifade etmektedir. Buchanan’ın analitik olarak başlangıç noktası T. Hobbes’un “Leviathan”ıdır.

Rant Kollama

J. M. Buchanan, 1980 yılında yayımladığı “Rant-Kollayan Toplumda Reform” adlı çalışmasında oyun teorisini kullanarak, rant kollamaya imkân sağlayan etkinsiz yasalardan, iyi sonuçlar alınabilecek etkili yasalara geçişin, özellikle rant kollamanın yaşandığı bir ekonomide zor olabileceğini ifade etmektedir. Buchanan, rant kollama faaliyetini bu şekilde analize tabi tutarken asimetrik kazançlar çerçevesinde Mahkum Açmazı oyunundan hareket etmiş ve rant kollama oyunlarının simetrik olmayan oyunlar olduğunu göstermiştir. Bu oyunlarda kaybedenler olduğu gibi kazananlar da bulunmaktadır.

Rant kollama, sosyal bir kayıp anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, ekonomideki rant kollamadan kaynaklanan bu yıkıcı etkilerin önemi analiz edildikten sonra, çağdaş bir toplumda rant kollamanın kapsamının daraltılması açısından kamusal ya da yasal düzenlemelerin yapılması ve politik alanda yapısal değişikliklerin sağlanması gerekmektedir.

Rant kollama sürecinde yapay pozitif kazançlarda üstün oldukları kabul edilen kişi ve gruplar, herhangi bir değişikliğe razı olmazken, zarara katlananlar da ödemelerinde isteksiz davranabileceklerdir. Buchanan’a göre, rant kollamaya olanak sağlayan yürürlükteki yasalarda yapılabilecek değişiklikler üzerinde genel bir iş birliğine gitmektense temel anayasa değişikliği üzerinde işbirliğine varmak daha kolay sonuç vermektedir. Bu şekilde bir çok çıkar grubu, bütün rant kollama fırsatlarının genel anlamda ortadan kaldırılması üzerinde iş birliğine gidebilecek ve bu yönteme başvuran her bir çıkar grubu net zararından daha çok kazanç sağlayabilecektir.

Anayasal değişikliği sağlayabilmek açısından kazançlı olan değişik çıkar gruplarının rant kollamanın gelişmesinde oynadıkları rolü iyi bilmek gerekmektedir.

Eğer rant kollama faaliyetinin arttığı her aşamada toplumdaki aynı çıkar grubu sürekli kazançlı hâle geliyorsa zarar eden taraflar oyunu durdurabilmekte ve devamlı bir şekilde dengesiz olan bölüşüm düzenini reddedebilmektedir. Bu aşamada ise değişiklikler üzerinde mutabakat sağlanarak anayasal olmayan yenilik görüşleri yürürlüğe geçebilecektir

Oylama

Herhangi bir oylamanın sonucu oylama kurallarına ve seçmenler tarafından sunulan oy pusulasına bağlıdır. Bu yüzden oylama bir çeşit oyundur ve oyun teorik analizlere uygun bir yapıya sahiptir.

Gizli oylama yapıldığı takdirde, seçmenler statik bir oyun oynarlar. Stratejik olarak deneyimli seçmenler, her zaman optimal oylamanın olmayacağının farkındadır.

Seçmenler sofistike olduğunda, oylama mekanizmasındaki küçük değişiklikler (örneğin seçmen pusulalarının gizli olması), seçmen tarafından sunulan oy pusulalarının önemli ölçüde değişmesine neden olacaktır.

Oyun teorisi, insanlar ve kurumlar arasındaki etkileşimi tahmin eden bir çatı sağlamasının yanında, görünüşte adil ve programlanır oylama mekanizmalarının nasıl düzensiz ve kötü oylama sonuçları meydana getirdiğini göstermektedir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi