Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Dersi 7. Ünite Özet

Dünya Tarım Sektörü Ve Tarımsal Üretim

Dünyada Tarım Sektörü

Tarım kesimini sanayi, inşaat, hizmetler ve benzeri üretim faaliyetlerinden ayıran özellikleri evrensel ve kurumsal diye ayırabiliriz. Tarımın evrensel özellikleri, ekonomilerin gelişmişlik düzeyine bağlı değildir. Tarımın evrensel özellikleri doğal koşullarla ilgili olduğundan her ekonomi için geçerlidir. Tarımın ayırıcı özellikleri ise toplumsal ve kurumsal yapının özelliklerine göre değişiklik gösterebilir ve ekonominin gelişmişlik düzeyi tarımın ayırıcı özelliğini belirler. Dünyada tarım sektörünün ve tarımsal üretimin şekillenmesinde dünyadaki bölgeselleşme hareketlerinin ve ülkelerin uyguladıkları korumacı politikaların etkisi bulunmaktadır.

Yirminci yüzyılda dünya ekonomisindeki büyüme daha dikkat çekici hâle gelmiştir.

Yirminci yüzyılın son yarısında dünya ekonomisi yedi kat büyümüştür. Ekonomi büyüdükçe ekonominin talepleri dünyanın karşılayabileceğinden daha fazla olmaya ve dolayısı ile artık gezegenin doğal kapasitesini aşmaya başlamıştır. Dünya ekonomisi sadece 50 yılda 7 kat büyürken dünyanın doğal yaşam destek sistemleri aynı kalmıştır.

Tarımsal ürün piyasalarındaki uzun dönem trendler ve kısa dönem şoklar üretici ve tüketicileri etkilemektedir. Bunun yanında tarımsal ürünlerin fiyatlarının doğrudan etkisi yanında hane halkının refahı için bu ürünlerin ihracatı da önemlidir. Gelişen dünyada birçok fakir ülkede yüz milyonlarca insan önemli ölçüde fiyatlardan etkilenmektedir. Gelişen ülkelerde yaklaşık 2,6 milyar kişi geçimini tarımdan sağlamaktadır. Bunların çoğu tarımsal ürünlerini ya da tarım için emeklerini pazarlayarak gelir elde ederler.

Dünya Tarımında Verimlilik ve GSYİH

Dünyada tarımsal performans 1980-2004 arası dönemde artmıştır. 1980-2017 döneminde ortalama nüfus artış oranı yıllık %1,44 iken tarımsal ürünlerin GSYİH'ya katkısındaki artış yıllık olarak %4,74 olmuştur. Bu büyüme verimlilik artışı tarafından sağlanmıştır. Aynı dönemde dünya piyasalarında tarımsal ürünlerin fiyatları yıllık olarak ortalama %1,8 oranında azalmıştır (The World Bank, 2018).

1980-2004 döneminde gelişmekte olan ekonomilerin tarımsal büyüme oranı yıllık %2,6 iken endüstrileşmiş ülkelerin yıllık tarımsal büyüme oranı %0,9 olmuştur. 2050 yılında nüfus artış hızına paralel olarak tarımsal büyüme hızının yıllık %1,75 olması gerekmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde verimin artmasına tarımda kullanılan teknolojilerin gelişmesi ve izlenen tarım politikalarındaki başarı neden olmuştur. 1960’lardan itibaren tarımsal üretimin artması ve çeşitlenmesi tarımda sulama imkânlarının ve gübre kullanımının artması sonucu sağlanmıştır.

Tarımsal büyümenin ekonominin genelinden daha yavaş olduğu görüşü Adam Smith’ den beri var olan bir tartışmadır. Bunun nedeni tarım sektörünün büyümesinin önündeki engellerdir. Örneğin, Afrika ülkeleri için hızlı tarımsal büyüme oldukça güçtür. Afrika’da agroekolojik olumsuzluklar, tarım arazilerinin hızla kuraklaşması, düşük nüfus yoğunluğu, faal piyasaların kötülüğü ve dünyanın kalan kısmıyla rekabet etmekten kaynaklanmaktadır. Son yıllarda yapılan hesaplamalar ise tarımsal büyümede emek verimliliğinin ya da toplam faktör verimliliğinin tarım dışı sektörlerden daha iyi olduğunu göstermiştir (The World Bank; 2007: 38-39). Verimlilik artışındaki temel nedenlerden bir diğeri ise politik ve kurumsal değişimlerdir.

Dünyada Tarımsal GSYİH’nın Paylaşımı

Dünyada tarımsal ürünlerden elde edilen GSYİH’nin paylaşımı açısından önemli bir nokta toplam GSYİH’nin az sayıda ülke arasında bölüştürülüyor olmasıdır. GSYİH’nin büyük bölümü 20 ülke tarafından paylaşılmaktadır. Bu ülkeler; Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Mısır, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Hollanda, Rusya, İspanya, Türkiye, İngiltere ve Amerika’dır.

Dünyada Tarımsal GSYİH Büyüme Oranları

1980-2017 döneminde tarımsal GSYİH’si en fazla büyüyen bölge Doğu Asya ve Pasifik Bölgesi olmuştur. Bu bölgeyi sırasıyla Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Güney Asya, Sahraaltı Afrika ve Latin Amerika ve Karayipler bölgeleri izlemektedir. Tarımsal GSYİH artışının tarımsal nüfusa oranındaki artışlara bakıldığında ise en büyük artış Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesinde gerçekleşmiştir. Bu bölgeyi sırasıyla Doğu Asya ve Pasifik, Latin Amerika ve Karayipler, Güney Asya ve Sahraaltı Afrika bölgeleri takip etmektedir. Tarımsal GSYİH’deki artışla tarımsal GSYİH’nin nüfusa bölümü oranındaki artış farkının en az olduğu bölge Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi iken bu farkın en yüksek olduğu bölge Sahra Altı Afrika bölgesidir.

Dünya Tarım Piyasalarının Durumu

Tarımsal potansiyeli en yüksek bölgeler sırasıyla Güney Asya, Doğu Asya ve Pasifik, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Latin Amerika ve Karayipler, Avrupa ve Orta Doğu ve Sahra Altı Afrika bölgeleridir. Buna karşılık tarım kesiminin pazara girme oranlarına bakıldığında sırasıyla Güney Asya, Latin Amerika ve Karayipler, Doğu Asya ve Pasifik, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ve Sahra Altı Afrika bölgeleri olarak sıralanmaktadır.

Dünyada Tarımsal İşgücü ve Dağılımı

Dünya genelinde tarım sektöründe çalışanların toplam çalışanlara göre daha fazla olduğu bölgeler olmakla birlikte oransal olarak bakıldığında tarım kesiminde çalışan nüfus diğer kesimlerde çalışanlardan daha azdır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da sektör içinde kendi işini yapanlar ile bu sektörde ücretli olarak çalışanların ayrımıdır.

Dünya Tarımında Göç ve Nedenleri

Tarım çalışanları kendi ülkelerinden diğer bölgelere mevsimlik olarak göç ederler. Bu göç genellikle büyük ticaret hacmi olan ürünlerin hasat edilmesi dönemlerinde olmaktadır. Sınırlar ötesi göçün büyük bölümü mevsimsel olarak güney-güney göçü olarak gerçekleşir. Güneygüney göçü gelişmekte olan ülkeler arasındaki emek göçüdür. Bölgeler arasında göçün nedenlerinden ilki tarımsal gelirler arasındaki farktır. İkinci olarak tarım sektöründe bulunanların kendi bölgelerinde yaşadıkları negatif şoklardır.

Dünyada Tarımsal Örgütlenmeler ve Temel Sorunlar

Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Danışma Grubu (CGIAR) dünyada tarımsal ürünlerin ticaretinin arttırılması, dünyada yaşanan tarım kaynaklı sorunlara çözüm bulunması ve tarımsal gelişmenin sağlanması amacıyla kurulmuş ve üyelerine bu konularda destek veren uluslararası kuruluşlardır.

Dünya Tarım Sektöründeki Temel Sorunlar

Dünya tarım sektöründe görülen temel sorunları; yüksek enerji fiyatları, iklim değişiklikleri, su kıtlığı, gelecekteki belirsizlikler, bioyakıt talebindeki artış (etanol ve biodizel), bölgesel göçler, ekonomik krizler ve arazi baskısı başlıkları altında sıralayabiliriz. Bu sorunların bir kısmı bölgesel olmakla birlikte dünya ülkelerinin tamamında az ya da çok mevcuttur.

Dünyada Tarımsal Üretim ve Etkileri

Günümüzde ülkelerdeki tarımsal üretim büyük oranda ticari olarak yapılmaktadır. Özellikle ulaşım, haberleşme ve depolama hizmetlerindeki gelişmeler tarımsal ürünlerin ticaretini artıran önemli gelişmelerdir.

Tarımda bilimsel gelişmeler sonucu et ve tarımsal üretim miktarı arttırılmıştır. Fakat tarımsal alanlarda artan kimyasal kullanımı ve et üretiminde kullanılan hormonlar başka sorunlara neden olmuştur. Bu sorunların en önemlileri tarımsal arazilerin bozulması ve ürünlerin doğallıktan uzaklaşmasıdır. Günümüzde dünya tarımındaki yeni eğilim organik ürünlerin üretiminin arttırılması yönündedir.

Dünyada Tarımsal Gelişmenin Belirleyicileri

Tarım sektörünün ekonomik gelişmeye katkı sağlayabilmesi için öncelikle tarım sektörünün verim ve üretim artışını sağlaması gerekmektedir. Tarım sektöründe verim ve üretim artışı daha fazla sermaye kullanımına bağlıdır. Sermaye kullanımı tarımda verim ve üretim artışına neden olsa da tek başına yeterli bir faktör değildir.

Ülkelerin az gelişmişlikten kurtulma aşamasında çok sayıda uygulamayı birlikte gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu uygulamaları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Teknolojik Değişim
  • Kârlılık Şartlarının Sağlanması
  • Kamusal Değişimler
  • Yapısal Değişimler

Tarımsal Üretimde İstikrarsızlığın Ekonomiye Etkileri

Tarımda istikrarsızlığın tüm ekonomiyi etkilemesi, millî gelirde tarımsal gelirin yüksek olduğu veya toplam ihracatında tarımsal ürünlerin payının yüksek ve belli birkaç ürüne bağlı olduğu az gelişmiş ülkelerde olur. Oysaki sanayileşmiş ülkelerde tarımsal ürünlerin yıllık verim farklarının millî gelire etkisi önemsenmeyecek kadar küçüktür.

Tarımsal Verimin Yıllık Değişimi ve Etkileri

Ekonomik çeşitliliği gelişmemiş olan gelişmekte olan ekonomilerde tarımsal üretim ve nihai tüketimde önemli bir paya sahip ürünlerin verimindeki yıllık değişim sadece tarımsal gelirde bir azalmaya neden olmaz aynı zamanda ekonomideki tüm sektörlerin faaliyet hacmi üzerinde olumsuz etki yaratır. Afrika ülkeleri gibi kurak bölgeler ile Hindistan, Çin, Güney Amerika ülkeleri gibi yağışların düzensiz olduğu bölgelerde yağışların hiç olmaması ya da ani yağışlar gibi yıldan yıla değişen durumlar konjonktürel dalgalanmalara benzeyen millî gelir değişmelerine yol açar.

Tarımsal ürünlerin yıllık verim artışının etkileri aşamalı olarak incelenecek olursa verim artışının etkileri daha iyi kavranmış olur. Birinci etken, tarımsal ürünlerin ulaştırma ve pazarlama hizmetlerinin önemli bir ara malı olmasıdır. İkinci etken, verimi artan tarımsal ürünün fiyatının azalmasıdır. Üçüncü etken ise nihai tüketimle ilgilidir.

Dünyada Tarımsal Üretim ve Tarımsal Ürünlerin Ticareti

Dünyada yaşayan her dört fakir kişiden üçü gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Bu kişilerin çoğunun yaşamlarını devam ettirebilmeleri doğrudan ya da dolaylı bir şekilde tarıma bağlıdır. 2000’li yıllardan sonra bu sorunu gidermek amacıyla ülkelerin yapmış olduğu başarılı çalışmalar bulunmaktadır. Buradaki temel amaç tarımsal ürünlerin üretimini arttırmaktır.

Dünyada Tarımsal Ürünlerin Ticareti

Dünyada tarımsal ürünlerin ticareti 1999 yılında 544 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 1980-85 döneminde tarımsal ürünlerin ticareti %2 oranında azalırken 1985-90 döneminde %9, 1990-99 döneminde ise %3 oranında artmıştır. 2017 yılında bu artış %6,7 olarak gerçekleşmiştir. 1990-2017 döneminde tarımsal ürünlerin ticaretinde kriz dönemlerinde azalma eğilimi vardır. Örneğin, 1988 Asya krizinde tarımsal ürün ticareti %16 oranında azalmıştır. 1990'larda ticaretin artış oranı %3 iken bu oran 1998'de %8 ve 1999'da %10 azalma göstermiştir. 2017 yılı itibarıyla tarımsal ürünlerin dünya ticareti içindeki payı %10 civarındadır. 2017 yılında dünya ticaret hacmi 17,73 trilyon ABD doları olarak gerçekleştiğinden tarımsal ürünlerin payı da yaklaşık olarak 1,77 trilyon ABD dolarıdır. Dünya tarımsal ürünler ithalatında parasal değer olarak en büyük pay hazır gıda da iken miktar açısından en fazla ithal edilen ürün buğdaydır.

Dünya Gıda Fiyatlarındaki Gelişmeler

Tarımsal ürünlerin dünya piyasalarındaki enflasyona göre düzeltilmiş fiyatlarına bakıldığında 1960’ların başlarından 2000’lerin başına kadar istikrarlı bir şekilde azalma olduğu görülmektedir. 2003 ile 2006 arasında fiyatlarda yavaş bir yükselme görülmektedir. 2006’nın ortasından sonra tarımsal ürünlerin fiyatlarındaki artış artmıştır. Bu ani artış sürpriz olarak değerlendirilmekte ve dünya tarım fiyatlarında yükselme konusunda şimdi ve gelecekte milyarlarca insanda bir endişeye yol açmaktadır.

Tarımsal Üretimde Yeni Eğilimler

Asya ve Latin Amerika’nın kentleşmiş ülkelerinde en büyük değişim çiftlik hayvanları ve su ürünleri üretiminde gözlemlenmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde 2005’ten 2009’a kadar tahıl talebi %28 artmıştır.

Organik Tarım

2010 verilerine göre dünyada 154 ülkede organik tarım yapılmaktadır. 2007 yılında bu rakam 141 idi. Organik tarımın yapıldığı alan ise 35 milyon hektardır. Organik tarım en fazla Latin Amerika ve Avrupa’da gelişmiştir.

Organik tarım ürünleri üretiminde en büyük pay kahve ve zeytine aittir. Dünyada toplam organik tarımsal ürünlerin yarısını bu iki ürün oluşturmaktadır. Ceviz, fındık, hindistan cevizi gibi sert kabuklular, kakao ve üzüm ise bu ürünleri takip etmektedir.

Biyoyakıtlar

Biyoyakıtlar geleceğin alternatif yakıtları arasında gösterilmektedir. Biyoyakıtların üretimi mısır, şeker, manyok, palmiye yağı ve diğer ürünlere bağlıdır. Biyoyakıtlar tarımsal ürün üreticileri için yeni bir pazar oluşturmaktadır. Özellikle petrol fiyatlarının yükselmesi enerji ihtiyacının giderilmesinde biyoyakıtların üretimini arttırmıştır.

Gıda Güvenliği (Food Security)

Gıda güvenliği, herkesin, her zaman, aktif ve sağlıklı bir yaşam için beslenme ihtiyaçlarını ve yemek tercihlerini karşılayan yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik erişimi olması durumudur (FAO, 2006:1). Ekonomik büyüme, ancak tüm ülkelerin gıda güvenliğine sahip olması durumunda sürdürülebilirdir.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v