Mikro İktisat Dersi 3. Ünite Özet

Üretim Kuramı

Üretim teknolojisi ve fonksiyonu

Mal ve hizmetlerin üretimi, işletme girdilerinin belli bir teknoloji kullanılması neticesinde çıktılara dönüştürülmesi işlemi olarak ifade edilebilir. Belli bir miktarda ürün elde edinimi sağlamak farklı girdilerin kullanımını gerektirebilir. Bu bağlamda aynı miktarda ürün elde etmeye olanak tanıyan farklı girdi bileşenlerinin her biri farklı bir üretim tekniğini oluşturur. Bu noktadan hareketle bir ürünü üretmeyi mümkün kılan üretim tekniklerinin tamamı üretim teknolojisini meydana getirir.

Bir malı üretmek için bir araya getirilip üretim sürecinde kullanılan kaynaklar şunlardır:

  • Girdiler (Üretim faktörleri; Sermaye malı, işgücü, hammadde, makine vd.)
  • Çıktılar (Üretim süreci sonrası elde edilen çıktılardır.)

Üretim sürecinde kullanılan iki girdinin aynı çıktı düzeyini sağlayıp sağlamamasına bağlı olarak kullanılan üretim tekniklerini teknolojik olarak etkin ve etkin olmayan üretim teknikleri olarak ifade edebiliriz.

**Teknolojik olarak etkin ve etkin olmayan üretim tekniklerini daha iyi anlamak adına kitabınızın 60. sayfasındaki Şekil 3,1.’i inceleyiniz.

Üretim fonksiyonu , teknoloji veri iken her bir spesifik girdi bileşeni için firmanın üretebileceği maksimum çıktı düzeyini gösteren matematiksel ifadedir.

Üretimde üretim faktörlerinin değiştirilmesi süreci kısa ve uzun dönemde mümkündür.

Üretimde kısa ve uzun dönem

Üretimin arttırılması kararının hemen hayata geçirilmesi her durumda geçerli olmayabilir. Çünkü üretim sürecinde kullanılan girdilerin miktarlarında yapılacak değişliklerin gerçekleştirilebilir olması girdinin türüne göre farklılaşabilmektedir. Bu bağlamda girdilerin üretimde kullanılan miktarlarının değiş tirilebildi ği zaman dilimleri açısından kısa ve uzun dönem ayrımına gitmek gereklidir.

Kısa dönem : Üretim sürecinde kullanılan üretim faktörlerinden sadece birinin miktarının değiştirilmesi ve diğer girdilerin sabit miktarlarda kullanılmasını mümkün kılan dönemdir.

Üretimde kullanılan miktarın değiştirilmeyip sabit kalan üretim faktörü sabit girdidir . Sabit girdi sadece kısa dönemde ortaya çıkan bir durumdur.

Uzun dönem : Üretim sürecinde kullanılan girdilerin tamamının miktar bakımından değiştirilmesini mümkün kılan dönemdir.

Uzun dönemde üretimde kullanılan ve miktarı kolaylıkla değiştirilebilen girdiye değişken girdi denir. Kısa dönemde sadece bir değişken girdiden söz edilebilirken, uzun dönemde tüm girdiler değişken girdi olabilme özelliğine sahip olabilmektedir.

Kısa dönemde üretim

Kısa dönemde üretim, üretim sürecinde yararlanılan girdilerden sadece birinin üretimde kullanılan miktarının değişmesi, üretimde kullanılan diğer girdilerin sabit kalmasıdır. Konuya ilişkin üretim kuramlarının analizini basit ve anlaşılır kılmak adına üretim fonksiyonlarının sadece iki girdiden oluştuğunu varsayıp bu girdilerin emek ve sermaye (K) olduğunu düşünelim. Kısa dönemde sermayenin değişme ihtimali emeğin değiştirilmesi ihtimaline nispeten daha düşük olacağından L’nin değişken girdi ve K’nın sabit girdi olduğunu düşünelim. Bu durumda firmanın kısa vadede üretimde artış sağlayabilmesinin yolu üretimde kullanılan emek miktarını arttırmasına bağlıdır. Bu bağlamda;

  • Üretim sürecinde yararlanılan değişken girdi yani emek miktarının arttırılması sonucu elde edilen toplam ürün (çıktı) miktarı bize toplam fiziki ürünü verir ve TPP ile gösterilir.
  • Üretimde kullanılan diğer girdiler sabit iken
  • sadece bir girdinin (emek) kullanılan miktarındaki bir birimlik artış ve azalış yönündeki değişimin toplam fiziki üründe meydana getireceği değişime marjinal fiziki ürün denir ve MPP ile gösterilir.
  • Bir birim girdi başına elde edilen ürün miktarına ortalama fiziki ürün denir ve APP ile gösterilir. APP girdi başına ürün olarak da düşünülebilir.
  • Diğer girdiler sabit iken tek değişken girdi olan emek miktarındaki her birimlik artışın karşısında toplam fiziki ürünün artması durumu emeğe göre artan marjinal getiri (verim) olduğunu göstermektedir.
  • Bununla birlikte, diğer girdiler sabit iken tek değişken girdi olan emek miktarındaki her bir birim artış karşısında toplam fiziki ürün azalarak artıyor ise bu durumda emeğe göre azalan marjinal getiri (verim) var demektir.
  • Diğer girdilerin sabit olması durumunda değişken girdi olan emek miktarındaki her bir birimlik artışın neticesinde toplam fiziki üründe meydana gelen azalma emeğe göre azalan toplam getirinin olduğunun göstergesidir.

Azalan marjinal getiriler (verimler) kanununa göre; diğer girdiler sabitken tek bir girdinin üretimde kullanılan miktarını arttırdığımızda söz konusu girdinin marjinal fiziki ürünü belli bir noktaya kadar artar ve bu noktadan sonra azalmaya başlar .

**Tek değişken girdinin olduğu durumda toplam, ortalama ve marjinal fiziki ürün tablosu ve eğrisi kitabınızın 63 ve 64. sayfalarında açıklanmaktadır. 63. sayfadaki tablo ve 64. sayfadaki eğrinin gözden geçirilip açıklamaların okunmasını kısa dönem için yapılan üretim kuramı analizini daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Uzun dönemde üretim

Tüm girdilerin değişken olabildiği dönemdir. Üretim fonksiyonunu açıklarken her ne kadar dört farklı girdiden bahsetmiş olsak da analizin basit ve anlaşılır kılınabilmesi için sadece iki girdinin olduğunu ve bunların da emek (L) ve sermaye (K) oldukları varsayılacaktır. İşletme uzun dönemde aynı ürün miktarını (çıktı düzeyini) emek ve sermayenin çok sayıda farklı kombinasyonunu kullanarak gerçekleştirme imkânına sahiptir. Şöyle ki, uzun dönemde firma daha fazla emek daha az sermaye girdisi kullanarak veya daha fazla sermaye daha az emek girdisi kullanarak ya da her ikisinden de makul miktarlarda kullanarak aynı çıktı düzeyini elde etme imkânına sahiptir. Bu nedenle uzun dönem firmanın bir girdiyi diğeriyle ikame edip aynı üretim düzeyini gerçekleştirmesine müsaade eden bir dönemdir. Bu bağlamda uzun dönem için üretim kuramı eş ürün eğrileri yardımıyla açıklanır.

Eş ürün eğrileri

Aynı çıktı düzeyini sağlayan tüm teknolojik olarak etkin emek-sermaye kombinasyonlarını ortaya koyan eğriye eş ürün eğrisi denir. Eş ürün eğrileri girdilerin birbiriyle ikame edilmesi sonucunda aynı üretim düzeyinin nasıl sağlandığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda eş ürün eğrisi, aynı çıktı düzeyini veren girdi bileşenlerinin geometrik yeridir. Bir eş ürün eğrisi üzerinde üretim düzeyi değişmez, sadece girdi bileşenleri değişir.

Eş ürün eğrilerinde ölçeğe göre getiriden yararlanılarak bir firma üretimdeki tüm girdilerini aynı oranda arttırdığında çıktı düzeyinin ne kadar değişeceği belirlenebilir. Ölçeğe göre getiri , üretimde kullanılan tüm girdiler aynı oranda artırıldığında çıktı düzeyinin ne oranda arttığını gösteren orandır.

  • Üretimde kullanılan tüm girdiler aynı oranda arttırıldığında eğer çıktı düzeyi bu orandan daha yüksek bir oranda artıyorsa ise o zaman ölçeğe göre artan getiri var demektir.
  • Üretimde kullanılan tüm girdiler aynı oranda artırıldığında eğer çıktı düzeyi bu orandan daha düşük bir oranda artıyor ise o zaman ölçeğe göre azalan getiri vardır.
  • Üretimde kullanılan tüm girdiler aynı oranda attırıldığında eğer çıktı düzeyi de aynı oranda artıyorsa o zaman ölçeğe göre sabit getiri olduğu söylenebilir.

**Ölçeğe göre azalan, sabit ve artan getiri kavramları kitabımızın 68. Sayfasında yer alan şekil 3.4.’te örnek aracılığıyla açıklanmaktadır. Bu açıklamaların okunması ölçeğe göre azalan ve artan getiri kavramlarını daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

İki girdinin de üretimde kullanılan miktarlarının değiştirilebildiği uzun dönemde firma bir girdiyi diğeriyle ikame etmek yolunu tercih edebilir. Eş ürün eğrisinin eğimi, üretim sabit iken firmanın bir girdiyi diğeriyle ikame edebilme derecesini verir. Eş ürün eğrisinin eğiminin negatif değeri marjinal teknik ikame oranı (MRTS) olarak adlandırılır.

Marjinal teknik ikame oranı

Aynı çıktı düzeyinde kalabilmek adına girdilerden birinin miktarını bir birim arttırdığımızda diğer girdiden kaç birim vazgeçmek zorunda olduğumuzu ortaya koyan orana marjinal teknik ikame oranı denir.

Üretimin ekonomik bölgesi

Eş ürün eğrisinin negatif eğimli olduğu aralıkta emek girdisi arttırıldığında aynı üretim düzeyinde kalabilmek

amacıyla sermaye üretim faktörünü azaltmak durumundayız. Eş ürün eğrisinin negatif eğimli olduğu bu bölge üretimin ekonomik bölgesi olarak adlandırılır. Her iki girdinin marjinal fiziki ürününün pozitif olduğu ve eş ürün eğrisinin eğiminin negatif olduğu bölgeye üretimin ekonomik bölgesi denir.

Ayrıca, eş ürün eğrilerinin pozitif eğilimli olduğu bölgeler de bulunmaktadır. Nitekim bu bölgeler üretimin ekonomik olmayan bölgeleridir. Girdilerden birinin marjinal fiziki ürününün negatif olduğu ve eş ürün eğrisinin eğiminin pozitif olduğu bölgeye üretimin ekonomik olmayan bölgesi denir.

**Üretimin ekonomik ve ekonomik olmayan bölgelerini kitabımızın 71. Sayfasında yer alan Şekil 3.6.’da örnek aracılığıyla daha detaylı açıklanmaktadır. Bu açıklamaların okunmasını konuyu daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Teknolojik gelişme

Üretim sürecinde kullanılan teknoloji sürekli değişim yaşamaktadır. Her değişim neticesinde bir sonraki teknoloji öncekine nispeten daha verimli üretim teknikleri ortaya çıkarmaktadır. Firmaların aynı girdi bileşeniyle daha fazla çıktı elde etmelerine veya aynı çıktı düzeyini daha düşük bir girdi bileşeniyle ile elde etmelerine imkân tanıyan üretim sürecindeki değişiklikler teknolojik gelişme (ilerleme) olarak ifade edilmektedir. Teknolojik gelişmeler yansız (nötr) ve yanlı teknolojik gelişmeler olmak üzere iki gurupta incelenebilir.

  • Yansız (nötr) teknolojik gelişme , marjinal teknik ikame oranını değiştirmeksizin aynı çıktı düzeyini elde etmek için gerekli sermaye ve emek girdisi miktarını azaltan teknolojik gelişmedir.
  • Yanlı teknolojik gelişmeleri kendi içinde; sermaye-tasarruflu (emek-kullanımlı) teknolojik gelişme ve emek-tasarruflu (sermaye-kullanımlı) teknolojik gelişme şeklinde ikiye ayırabiliriz.
  1. Emek-tasarruflu (sermaye-kullanımlı) teknolojik gelişme : Emeğin marjinal fiziki ürününe göre sermayenin marjinal fiziki ürününün daha fazla artmasına yol açan teknolojik gelişmedir.
  2. Sermaye-tasarruflu (emek-kullanımlı) teknolojik gelişme : Sermayenin marjinal fiziki ürününe göre emeğin marjinal fiziki ürününün daha fazla artmasına yol açan teknolojik gelişme olarak açıklanabilir.

İkame esnekliği

Çıktı düzeyi sabitken bir girdinin diğeriyle ne kadar kolay ikame edilebildiğini yüzdesel olarak ölçen ölçüte ikame esnekliği denir. İkame esnekliği, bir eş ürün eğrisi üzerinde yukarıdan aşağıya doğru hareket ettikçe emeğin sermayeye göre marjinal teknik ikame oranında meydana gelen % 1’lik bir değişimin sermaye-emek oranında (K/L’de) meydana getirdiği yüzdesel değişimi ölçer.

  • İkame esnekliği sıfıra eşit veya sıfırdan büyük herhangi bir değeri alabilmektedir.
  • İkame esnekliğinin değeri sıfıra yaklaştıkça iki girdinin birbiriyle ikame edilebilirliği azalmakta, ikame esnekliği değeri sıfırdan uzaklaşıp daha büyük değerler aldıkça iki girdinin birbiriyle ikame edilebilirliği artmaktadır.
  • İkame esnekliği eş ürün eğrisi daha yatık bir eğri görünümü aldıkça artmakta, daha dik bir eğri görünümü aldıkça ise azalmaktadır.
  • Marjinal teknik ikame oranının sabit olması marjinal teknik ikame oranındaki yüzdesel değişimin sıfıra eşit olmasına ve bu da ikame esnekliğinin sonsuz (?) çıkmasına yol açar.

o İkame esnekliği sonsuz olan üretim fonksiyonlarına doğrusal üretim fonksiyonu denir.

o Marjinal teknik ikame oranı sabit olan girdiler birbiriyle mükemmel ikamedir . Doğrusal üretim fonksiyonlarında girdilerin birbiriyle mükemmel ikame özelliğine sahiptir.

  • İkame esnekliği sıfır olan üretim fonksiyonlarına sabit-oranlı üretim fonksiyonu denir.

o Bir birim çıktıyı elde etmek amacıyla birbiriyle tek bir oranda bir araya gelen girdiler mükemmel tamamlayıcılardır . Bu nedenle sabit-oranlı üretim fonksiyonlarında girdiler mükemmel tamamlayıcıdırlar.

  • İkame esnekliği değeri bir (1) olan üretim fonksiyonlarına Cobb-Douglas üretim fonksiyonu adı verilir. Cobb-Douglas üretim fonksiyonuna ait eş ürün eğrisinin ikame esnekliği 1’dir.
  • Doğrusal, sabit-oranlı ve Cobb-Douglas üretim fonksiyonlarını içinde barındıran ve ikame esnekliği olarak sıfır ile sonsuz arasında herhangi bir değer alan dördüncü bir üretim fonksiyonundan söz edilebilir. Bu üretim fonksiyonu sabit ikame esnekli üretim fonksiyonu olarak isimlendirilir. İkame esnekliği olarak sıfır ile sonsuz arasındaki herhangi bir değeri alabilen üretim fonksiyonlarına sabit ikame esnekli üretim fonksiyonu denir.

Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v