Havacılık Güvenliği Dersi 2. Ünite Özet

Sivil Havacılık Güvenliği Düzenlemeleri Ve İlgili Kuruluşlar

Giriş

Havacılık faaliyetleri, doğrudan kötü niyetli eylemlerin hedefi olabildiği gibi aynı zamanda siyasi eylemlere de konu olabilmektedir. Bu eylemlerin sonucunda sivil vatandaşlar hayatını kaybedebilmekte ve kamusal ve askeri tesisler zarar görebilmektedir. Hava yolu taşımasının güvenli bir biçimde yürütülmesi için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde düzenlemeler yapılmaktadır. Örneğin; Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün yayınladığı Annex 17, Doküman 8973 ve ilgili diğer doküman, havaaaraçları ile havalimanlarını yasa dışı girişimlerden korumak için gerekli önlemleri düzenlenmektedir.

Havacılık Güvenliği Düzenlemelerinin Ortaya Çıkışı

Temel anlamda havacılık güvenliği, devletler tarafından ulusal güvenliği etkileyecek bir konu olarak değerlendirilmektedir. Güvenliğin sağlanması, devletler kadar havacılık sektörünün kendisi için de oldukça ciddi bir konudur. Gerçekleştirilen sabotajlar, kamuoyunun hava taşımacılığı sektörüne olan güvenini azaltmaktadır. Havacılık sektörünün güvenliğine ilişkin farkındalık, özellikle İkinci Dünya Savaşında önceki dönemde güvenliğin sağlanmasının sadece sınırların korunması ile ilişkili olarak değerlendirilmesi ile başlamıştır. Özellikle havaaraçlarının teknik anlamda gelişmesi ve uluslararası uçuşlar düzenleyebilecek hale gelmesi, ülkelerin hava sahası egemenliklerini sağlamaları gerekliliğini ortaya çıkmıştır. Bu gereklilik doğrultusunda, ülkelerin hava sahası güvenliklerini sağlamak için uluslararası bir yasal çerçeve oluşturulmasına çalışılmıştır. 13 Kasım 1919 yılında Fransa’nın öncülüğünde 27 ülkenin bir araya gelerek oluşturduğu Paris Konvansiyonu kapsamında ülkelerin kendi hava sahalarına giriş çıkışları izne bağlamak ve hava sahasının kullanımı esnasında uyulması gereken kuralları belirlemiştir. Paris Konvansiyonu ile o tarihe kadar havacılık ile ilgili herhangi bir yasal düzenlemeye sahip olmayan birçok katılımcı ülke, ulusal düzeyde çeşitli düzenlemeler yapmaya başlamıştır 1934 yılında Fransa’yı ziyareti sırasında Yugoslavya Kralı I. Aleksander’e düzenlenen suikast ve Fransa Dışişleri Bakanı’nın öldürülmesi sonucunda terörizmi engellemek ve cezalandırmak için uluslararası yasal düzenlemeler yapmak üzere ülkeler bir araya gelmiştir. Bu amaçla Uluslararası Terörizmin Engellenmesi ve Cezalandırılması Konvansiyonu düzenlenmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1944 yılında yapılan Şikago Konvansiyonunda uçakların uluslararası seyrüsefer şartları ve diğer ülkelerin hava sahalarına giriş şartları ele alınmış, Paris Konvansiyonunda da kabul edilen her ülkenin hava sahasındaki egemenliğine vurgu yaparak; iniş, kalkış ve transit geçişte izin alınması gerekliği zorunluğunu yinelemiş, gidilen ülkenin pasaport, gümrük, karantina ve göçmenlik kanunlarına uyulması gerektiği konusunda görüş birliği sağlanmış, havaaraçlarında taşınan yolcuların isim, kalkış ve varış noktalarını içeren listelerin düzenlenmesini zorunluluk hâline getirilmiş ve taşınan kargonun bilgilerini içeren manifestoların havaaracında bulundurulması bir gereklilik olarak belirlenmiştir. Günümüzde ise, havacılık güvenliğini sağlamaya yönelik olan düzenlemeler sadece sınır güvenliğini sağlamanın ötesine geçmiştir.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü Güvenlik Düzenlemeleri

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) sivil havacılık faaliyetlerinin verimli bir biçimde işlerliğini sağlamak için birçok altyapı faaliyetinin sağlanması konusunda standartlar geliştirmekte ve antlaşma devletlerinde uygulatılması konusunda çalışmaktadır. ICAO, Annex 17 ve Doküman 8973 ile genel güvenlik standartlarını bildirmektedir. 1960’lı yılların sonunda giderek artan şiddet olayları ICAO’nun 1970 yılında olağanüstü bir biçimde toplanmasına neden olmuş ve yapılan çalışmalar sonrasında, 22 Mart 1974 yılında güvenlik ile ilgili standartlar ve tavsiyeleri geliştirilerek Annex 17 olarak yayınlanmıştır. Annex 17, antlaşma ülkeleri hava yolu işletmelerinin, uçtukları havalimanları ile uyumlu olacak şekilde güvenlik programlarını geliştirmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. ICAO, Annex 17 dokümanı ile birlikte tam bir güvenlik durumu sağlanamasa da antlaşma ülkelerinin; yolcuların, uçuş ekiplerinin, yer personelinin ve diğer insanların güvenliğinin sağlanması konusunda gerekli önlemleri almaları gerekliliğini vurguladığı görülmektedir.1985 yılından önce meydana gelen uçak kaçırma olaylarından dolayı a Annex 17’ye ek olarak, “Amendment 7” dokümanı ile çeşitli önlemler alınmaya çalışılmıştır. Ancak 1985 sonrasında meydana gelen sabotaj olayları, Annex 17’nin içeriğinin güncellenmesi gereğini doğurmuştur. Yolcular ve bagajlar için görüntüleme-elektronik kontrol sistemlerinin gelişmeye başlaması ile Annex 17 kapsamına, yeni sistemlerin güvenlik alt yapısının oluşturulmasına ve kullanımına dair olan düzenlemeler de girmiştir. 11 Eylül 2001’de ABD’de gerçekleşen terör saldırıları sonrasında ICAO’nun güvenlik önlemelerini güncellemiştir. Bu güncelleme sonrası iç hatlarda güvenlik önlemlerinin artırılmasına, tehditlere ilişkin bilginin uluslararası düzeyde paylaşılmasına, yolcular, kabin bagajları ve ambar (hold) bagajları ile ilgili yeni önlemlerin alınmasına, uçuş esnasında görev yapacak güvenlik personeli ve kokpit ekibinin korunmasına, kod paylaşımı ve diğer işbirliklerinin düzenlenmesine, insan faktörlerine ve yasa dışı müdahalelere karşı verilecek karşılığın yönetilmesine dair yeni standartlar Annex 17’ye ek olarak geliştirilen Amendment 10 ile belirlenmiştir.

ICAO tarafından geliştirilmiş olan Doküman 8973, havacılığın tüm süreçleri için güvenlik tedbirlerini ve prosedürlerini kapsamaktadır. Temel amacı, Annex 17’de yer alan uluslararası standartları ve tavsiyeleri uygulamada ülkelere yardımcı olabilmek olan Doküman 8973’ün bileşenleri şunlardır:

  • Ulusal Havacılık Güvenliği Programının niteliğinin belirlenmesi
  • Havaalanlarında güvenliğin sağlanması konusundaki önlemler
  • Yasa dışı eylemlere karşı davranış biçimlerinin tanımlanması
  • İnsan kaynağının seçilmesi, eğitimi ve sertifikasyonu
  • Güvenlik değerlendirme kriterleri ve prosedürleri

Doküman 8973 kapsamındaki düzenlemeler aşağıda belirtilen beş ayrı bölümde toplanmaktadır;

  • Ulusal Örgütlenme ve Yönetim
  • Personel Seçme ve Eğitim
  • Havalimanı Güvenliği, Örgütlenmesi, Tasarım Gereklilikleri
  • Önleyici Güvenlik Tedbirleri

Doküman 8973 ile havacılık güvenliği, sistem içerisinde yer alan tüm birimlerin, havacılığın alt faaliyetlerine ilişkin güvenliğini sağlamak için almaları gereken tedbirler ve davranış tarzlarını belirlenmeye çalışılmaktadır.

Hava Taşımacılığı Faaliyetlerine Yönelik Uluslararası Antlaşmalar

Hava yolu taşımacılığında meydana gelen kaza ve kırımların azaltılması, emniyet yönetimi ile mümkün olmakta ve hava yolu taşımacılığı sürdürülebilir bir şekilde yürütülebilmektedir. Diğer yandan, hava yolu taşımacılığının sürdürülebilirliği sadece emniyetin sağlanması ile değil, aynı zamanda güvenliğin sağlanması ile mümkün olabilmektedir. Meydana gelen terörist olaylar, eş zamanlı olarak birçok ülkeyi etkileyebilmektedir. Bu nedenle ülkeler, havacılık güvenliğini sağlamaya yönelik birçok antlaşma ile uluslararası hukuksal önlemler almaya çalışmışlardır. Uluslararası seviyede havacılık güvenliliğinin sağlanmasına yönelik çok sayıda ikili ya da çok tarafı antlaşma yürürlüğe konulmuştur. Bunlar ön plana çıkanlar şunlardır;

  • 1963 tarihli Tokyo Sözleşmesi: Uçaklarda İlenen Suçlar ve Diğer Bazı Eylemlere İlişkin Sözleşme
  • 1970 tarihli Lahey Sözleşmesi: Uçakların Kanun Dışı Yollarla Ele Geçirilmesinin Önlenmesi Hakkında Sözleşme
  • 1971 tarihli Montreal Sözleşmesi: Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşme

Tokyo Sözleşmesi havaaracında suç işlenmesi durumunda kaptanın yetkileri, suçu işleyen şahsın yargılanacağı ülkenin belirlenmesi ve suçlunun kontrol altında tutularak uçuşun güvenli bir şekilde devam etme konularında antlaşmaya taraf olan devletlerin iş birliği yapması konularını kapsamaktadır. Tokyo Antlaşmasında ilk defa suç ve suçlunun tabi olduğu ülke yasaları ile olan ilişkisinden bahsedilmiştir. Bunlara ek olarak Tokyo Antlaşması, kaptan pilotun uçuş sırasında güvenliği sağlama konusundaki yetki ve sorumluluklarını da belirlemektedir. Sonuç olarak, Tokyo Sözleşmesi, uçuşun güvenliğini tehlikeye atan yolculara karşı davranış şekli, ve yargılama hakkı konularında düzenlemeler yapsa da uçuş öncesinde alınması gereken kontrol önlemlerine ilişkin düzenlemelere yer vermemektedir.

Lahey Sözleşmesi ile sürdürülebilir hava yolu taşımacılığının başarılabilmesi için havaaraçlarının yasa dışı olarak ele geçirilmesi ile ilgili fiillerin cezalandırılması gerekliliği belirtilmiştir. Sözleşme kapsamında Antlaşma Devletleri, kendi toprakları üzerinde havaaracını yasal olmayan şekilde ele geçiren, ele geçirmeye teşebbüs eden ya da bu eyleme yardımcı olan suçluları tutuklama ve yargılama yetkisine sahip olmuş ve suçluların iadesi ile ilgili şartlar da hükme bağlanmıştır. Lahey Sözleşmesi de uçuş sürecinde havacılık güvenliğine karşı olan fiilleri değerlendirmekte, uçuş öncesinde güvenliğe yönelik tehditlerin engellenmesine dair herhangi bir önlemden bahsetmemektedir.

Havacılık güvenliğini tehlikeye atan yasa dışı eylemlerin havacılık faaliyetlerinin sürdürebilirliğine olumsuz etkisini ortadan kaldırmayı amaçlayan Montreal Sözleşmesi ile havacılık güvenliğine karşı işlenmiş suçları tanımlamaktadır. Sözleşmede belirtilen suçlardan birisinin işlenmesi durumunda antlaşmaya taraf olan devletler, failleri cezalandırmayı kabul etmektedirler. Yargılama yetkisinin hangi devlete ait olduğu da sözleşmede belirtilmiştir. Montreal Sözleşmesinde güvenliği sağlama ile ilgili çabalar Tokyo ve Lahey Sözleşmelerinde havaaracının kapı kapama ve vardığı noktada kapı açmasıyla sınırlandırılmış uçuş sürecinin ötesine taşınmıştır.

Avrupa Sivil Havacılık Konferansı Güvenlik Düzenlemeleri

ICAO’nun bir organı niteliğinde olan Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC), Avrupa’da sivil hava ulaştırma sisteminin verimli, emniyetli ve sürdürülebilir bir biçimde yapılmasını amaçlamaktadır. ECAC, havaalanlarının ve havaaraçlarının korunması konusunda ICAO ile iş birliği yapmaktadır. ECAC tarafından oluşturulan Doküman 30 kapsamında yolcuların, bagajların ve yüklerin güvenliğinin sağlanması konusunda birtakım standartlar getirilmektedir. Bu doküman;

  • Seyahat evraklarının kontrolünün sağlanmasını
  • Yasa dışı girişleri engellemek için havalimanında önlemler alınmasını
  • Kargo için gümrük işlemlerinin düzenlenmesini, otomasyon kullanımı ve kabul edilmeden önce kontrol edilmesi ile ilgili düzenlemeler yapılmasını
  • Kabine alınacak bagajların kontrol edilmesi ve kısıtlandırılmasını içermektedir.

Ülkemizde Havacılık Güvenliği İle İlgili Yapılan Düzenlemeler

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), ülkemizdeki havacılık faaliyetlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla bünyesindeki “Havacılık Güvenliği Daire Başkanlığı” vasıtasıyla çalışmalarda bulunmaktadır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Havacılık Güvenliği Daire Başkanlığının 5431 no’lu Kanun’ un 12. maddesi’nde görevleri belirlenmiştir. Bu görevler şunlardır:

  • Sivil havacılık güvenliğini tehdit eden yasa dışı müdahaleler ile diğer tehlikelerin önlenmesi için gerekli tedbirleri almak,
  • Uluslararası güvenlik standartlarının sivil havacılık sektöründe uygulanması için gerekli tedbirleri almak, takip etmek ve denetlemek, uluslararası standartlara uygun nitelikte “Temel Havacılık Güvenliği” eğitimlerinin periyodik olarak verilmesini sağlamak, uygulanmasını takip etmek,
  • Kural dışı ve kabul edilmeyen yolcuların taşınması ile ilgili düzenlemeler yapmak ve denetlemek,
  • Tehlikeli maddelerin hava yolu ile taşınması ile ilgili düzenlemeler yapmak ve denetlemek,
  • Havaalanı giriş kartlarının usül ve esaslarını belirlemek, basımını yapmak veya yaptırmak, ücreti karşılığında dağıtımını sağlamak,
  • Hava kargo acentelerinin güvenlik kurallarına uymaları konusunda gerekli düzenlemeleri ve denetimleri yapmak.

SHGM tarafından yayınlanan, SHY-22 Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği, yer hizmetleri süreçlerinde güvenliğin sağlanması ile ilgili düzenlemeleri içermektedir. SHY-22 Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği’nin yanı sıra yer hizmetleri kapsamında verilecek hizmet türlerinin detaylarını tanımlayan SHT 150.10A Havaalanları Yer Hizmet ve Türleri Talimatı da güvenlik ile ilgili düzenlemeleri içermektedir. sivil havacılık güvenliğinin sağlanmasında insan kaynakları süreçlerinin yönetimi oldukça önemli bir yer tutmaktadır. SHT-17.2 Havacılık Güvenliği Eğitim ve Sertifikasyon Talimatı, personelin seçimi ve eğitimi ile ilgili gereklilikleri belirlemektedir. SHY-6A Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği kapsamında hava yolu işletmelerinin örgütlenmelerinde güvenlikten sorumlu birim veya yöneticilerin olması gerektiği bildirilmektedir.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi