Yenilenebilir Enerji Kaynakları Dersi 4. Ünite Özet

Dalga Enerjisi

Okyanus Enerjisi

Okyanuslar dünya yüzeyinin 2/3’ünü kaplamaktadır. Okyanuslarda bulunan akıntı, termal (sıcaklık farkı), gelgit ve dalga gibi zengin kaynaklar yenilenebilir özelliktedir ve çevre kirliliğine neden olmadan kullanılabilmektedir. Okyanus akıntısı (hidrolik türbinleri döndürmesi), termal enerji (okyanus yüzeyinde ya da alt tabakalarında mevcut olan ısı kullanılarak türbinlerde gerekli olan buharın sağlanması), gel-git enerjisi (dalgaların alçalıp yükselmesi sırasındaki potansiyel enerji farkından elektrik enerjisi üretimi) ve dalga enerjisinden (dalgaların yukarı, aşağı ya da yatay hareketleri) yararlanılarak güç üretilmektedir.

Akıntı Enerjisi

Deniz ve okyanus tabanlarına yerleştirilen türbinler vasıtasıyla akıntıların kinetik enerjileri elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. Dünyada akıntı enerjisi kullanılarak oluşturulan elektrik üretimi henüz prototip aşamasındadır. Örneğin İngiltere Lynmouth’da Mayıs 2003’ten beri kurulu olan üniteden 300 kW’lık güç elde edilmektedir. Gel-git enerjisi için kullanılan sistemlerin akıntı enerji üretimi için de kullanılması planlanmaktadır. Ülkemizde de özellikle Çanakkale Boğazı’ndaki akıntı enerjisinden yararlanma çalışmaları fizibilite ve saha belirleme aşamasında devam etmektedir.

Termal Enerji

Dünyanın %70’lik bölümünü kaplayan okyanuslar aynı zamanda dünyanın en büyük güneş toplayıcılarıdır. Güneş ışınları okyanusların yüzeyindeki suyu, derindeki sulara göre çok daha fazla ısıtması sonucunda gerçekleşen sıcaklık farkı termal enerjiyi oluşturmaktadır. Okyanusların derin ve sığ suları arasındaki sıcaklık farkından yararlanarak enerji elde edilen sistemler (Ocean Thermal Energy Conversion, OTEC), bu sıcaklık farkına bağlı olarak çalışan bir ısı makinesi yardımıyla elektrik üretmektedir. Özellikle Oğlak ve Yengeç Dönenceleri’nin arasındaki kuşakta (Ekvator’un 23 o kuzeyi ve güneyi) kalan bölgeler, bu tip enerjinin elde edilmesi için oldukça uygundur. Tropikal okyanusların genellikle 30-40 m kalınlıkta olan yüzey tabakasının sıcaklığı Güneş’ten alınan ısı enerjisiyle 25 o C civarına yükselir. Buna karşılık, kutuplardan okyanusların derinliklerine ve tropikal bölgeye kayan soğuk su kütlesi sıcaklığı 5 o C civarında bir ortam oluşturur. Bu iki ortam arasındaki sıcaklık farkı OTEC çevriminin temelini oluşturmaktadır. Genellikle birbirine karışmayan sıcak yüzey suyu ile soğuk taban suyu bir ısı makinesinin çalıştırılabilmesine olanak sağlar. OTEC santralleri kapalı, açık ya da hibrit çevrimler ile çalışmaktadır.

Kapalı Devre Sistemi: Okyanus yüzeyinin ısısı, kaynama noktası düşük olan bir sıvıyı buharlaştırmak için kullanılır. Oluşan buhar genleşir ve türbinleri çevirerek jeneratörleri aktif hâle getirerek elektrik üretilir.

Açık Devre Sistemi: Deniz suyu düşük basınç altında buharlaştırılır. Elektrik üretimi için yine türbinler ve jeneratörler kullanılır.

Hibrit Devre Sistemi: Her iki sistemin birlikte kullanılmasıyla oluşmaktadır.

Gel-Git Enerjisi

Gel-git, Dünya kendi etrafında dönerken Ay ile Güneş’in arasında oluşan çekim kuvveti ile oluşur. Büyük miktarda suyun yükselmesi ve alçalması olayıdır. Dünya, Güneş ve Ay’ın aynı çizgide olması durumunda oluşmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında bulunan gel-git enerjisi, yüksek kurulum ücreti, yüksek gel-git mesafesi ve yüksek akış hızına sahip alanın az olması gibi güçlüklere sahiptir. Bu durum, gel-git enerjisinin kullanım alanlarını sınırlamaktadır.

Gel-git enerjisinden iki şekilde yararlanılmaktadır:

  1. Yüksek gel-git menziline sahip ırmak ağızlarının üzerine yarı geçirgen barajların kurulması,
  2. Açık denizlerdeki gel-git akıntılarının dizginlenmesi.

Dünyada birkaç sistem bulunmakta olup bunlar gel-git barajı olarak adlandırılmaktadır. Biri İngiltere’deki Severn ırmağı halicinde olmak üzere, birkaç barajın yapımı planlanmaktadır. Kullanılmakta olan Rance gel-git barajı Fransa’da Rance ırmağı halicinde 1966 yılında inşa edilmiş olup bu baraj 750 m uzunluğunda ve 240 MW güç üretme kapasitesine sahiptir. Rance gel-git barajında, kanatları ters yönde dönebilen 24 pervaneli türbin bulunmaktadır. Kanatlar çift yönlü çalışabildiği için gelgit hem kabarırken hem de alçalırken elektrik üretilmektedir. Üretilecek enerji, gelgit havzasının büyüklüğüne ve gel-gitin genliğine (denizin kabardığı durum ile alçaldığı durum arasındaki yükseklik farkı) bağlıdır. Gel-git barajları, haliçlerdeki doğal yaşamı olumsuz etkileyerek çevre sorunlarına yol açabilmektedir.

Gel-Git Enerji Hesabı

Barajlardan elde edilebilecek enerji suyun hacmine bağlıdır. Belli bir hacimdeki suyun sahip olduğu potansiyel enerji Eşitlik 4.1 ile hesaplanır. (Konu ile ilgili hesaplama ve formüller kitabın 74. sayfasındadır.)

Gel-Git Enerjisinin Ekonomisi

Gel-git enerjisi üretim tesisinin yatırım maliyeti yüksek, işletme maliyeti düşüktür. Bunun sonucu olarak gel-git enerjisi üretim tesisinin getirisi yatırım maliyetini uzun yıllar karşılayamayacağı için yatırımcılar bu konuda isteksiz davranmaktadır. Gel-git enerjisi üretimi devlet tarafından desteklenebilir; fakat yatırımın geri dönüşünün zaman alması ve risk teşkil etmesi herhangi bir girişimi engellemektedir.

Çevre Üzerindeki Etkisi

Gel-git enerjisi uzun süreli elektrik üretim kaynağıdır. Planlanan Severn Barajı’nın aktif hâle getirilmesi durumunda yıllık 18 milyon ton kömür tasarrufu sağlanabilecektir. Buna bağlı olarak atmosfere salınan sera gazlarının miktarı azalacaktır.

Dalga Enerjisi

Dalga; rüzgârın su yüzeyinde kaymasına bağlı olarak suda oluşan harekettir. Rüzgâr hızı, rüzgârın su yüzeyinde kaydığı mesafe, rüzgârın etkin olduğu alan, rüzgârın bu alan üzerindeki esme süresi ve suyun derinliği dalga oluşumunu etkileyen parametrelerdir.

Dalga, temelde rüzgâr tarafından üretilmekte olup oluşumundan yok oluncaya kadar geçen zamanda enerjiyi binlerce kilometre uzağa taşımaktadır. Bu nedenle yenilenebilir kaynaklar kapsamında önemli olan dalga enerjisi, küresel ısınmayı büyük ölçüde azaltma potansiyeline sahiptir. Dalga enerjisinin sürdürülebilirliği hava koşullarına bağlı olarak değişmektedir.

Dalga enerjisi, ilk yatırım ve bakım giderlerinden başka masrafı olmayan, girdi bedeli gerektirmeyen, doğaya herhangi bir kirletici bırakmayan, ucuz, temiz, çevreci ve büyük potansiyele sahip bir enerji kaynağıdır.

Dalgalar rüzgârın deniz yüzeyi ile etkileşimi sonucunda ortaya çıkar. Rüzgâr değişken güneş ışınlarının bir sonucu olduğundan dalgalar güneş enerjisinin yoğunlaşmış hâli olarak düşünülebilir. Rüzgâr ve güneş ışınlarının yayılımı bölgeden bölgeye değiştiği için dalga enerjisi de buna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Dalgaların toplam enerjisi kinetik ve potansiyel enerjilerinin toplamıdır. Kinetik enerji su partiküllerinin salınımlı hareketiyle, potansiyel enerji ise suyun dikey olarak yer değiştirmesiyle oluşur. Rüzgârdan dalgalara en büyük enerji transferi güçlü rüzgârların olduğu bölgelerde, 30°- 60° enlemleri arasında gerçekleşmektedir.

Feç, rüzgârın esme yönünde mevcut olan dalgaların bulunduğu alanın uzunluğudur.

Periyot, dalganın iki sıfır noktası arasında geçen zamana denir.

Dalga yüzeyinde su belirli bir harekete sahiptir. Açısal bir yörünge çizilip bakılacak olursa bu hareket dalgaya dik bir daireye benzer. Yüzeyin civarında, dairenin çapı (H), dalga yüksekliğine (h) yaklaşık eşit olurken, derinlik (d) arttıkça, çap (H) azalır. Böylece çizilen dairesel yörünge daha da küçülür. Derinlere doğru giderek etkisi azalır. (Konu ile ilgili formüller ve grafikler kitabın 76.sayfasındadır.)

Dalga Gücü Hesabı

Bazı kaynaklarda, dünya ortalama dalga gücü 36 kW/m olarak verilmektedir. Bu değer istisnai olarak 700 kW/m’ye kadar çıkabilir. Enerji yoğunluğuna (EY) bağlı olarak dalga gücü (G) hesaplanmaktadır. (Konu ile ilgili örnek hesaplama kitabın 77.sayfasındadır.)

Dalga Enerjisi Dönüştürücüleri

Karada oluşan rüzgârın hızı, mekanik enerjisi ile rüzgâr gücünü oluştururken deniz üzerinde rüzgârın etkisi ile oluşan dalgalar alternatif enerji kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Dalga enerjisinin kullanılabilir enerjiye dönüştürülmesi dalganın hareketiyle düşey silindirik bir kabın içerisindeki havanın itilmesine bağlı olarak dönen pervanelerin enerji üretmesi ile gerçekleşmektedir.

Sabzehgar ve Moallem’in 2009 yılında yapmış oldukları araştırmalarda türbin tarzındaki dalga enerjisi dönüştürücünün (OWC) çevre üzerinde şamandıra tarzı nokta absorplayıcı dalga enerji dönüştürücüden daha fazla etkisi olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle çevre üzerinde daha az etkisi olması sebebiyle şamandıra tipi dönüştürücünün kullanılması daha çok tercih edilmektedir.

Dalga enerjisi dönüştürme teknolojileri kıyı boyunca, kıyıya yakın ve kıyıdan uzak bölgelerde uygulananlar olmak üzere üç ana grupta sınıflandırılmaktadır. Dalga yüksekliği ve frekansı elde edilecek dalga enerjisinin temel parametreleridir.

Kıyı Şeridi (Shoreline) Uygulamaları

Bu tür uygulamalarda enerji üretim sistemleri kıyıda sabitlenmiş veya gömülü hâlde bulunurlar. Bakım ve inşası diğer uygulamalara göre daha kolaydır. Ayrıca, derin su bağlantılarına veya uzun su altı elektrik kablolarına ihtiyaç yoktur; ancak, daha az güce sahip dalga rejimi nedeniyle elde edilen dalga enerjisi daha az olmaktadır. Bu tür uygulamaların yaygınlaşması kıyı şeridi jeolojisi, gel-git seviyesi ve kıyı yapısının korunması gibi etkenlerle sınırlanmaktadır.

Salınımlı Su Kolonu (OWC:Oscillating Water Column): Salınımlı su kolonu (OWC) dalga enerjisi dönüştürücüleri arasında en basit sistem olarak gösterilmektedir. Güç çıkış ünitesi mekanizmasının tek hareketli kısmı bir elektrik jeneratörünü doğrudan döndürebilen hava türbininin pervanesidir. Salınımlı su kolonunda, su yüzeyinin altından denize açılan ve havayı içteki serbest yüzeyin üzerinde hapseden sabit ya da yüzen boşluklu bir yapı bulunur. Dalga hareketi, hapsedilmiş havayı değişimli olarak sıkıştırıp bırakarak elektrik jeneratörüne bağlı olan türbinin içerisinden geçmesi için zorlar.

Daralan Kanal Sistemi (TAPCHAN: Taperated Channel Device): Sistemin ismi, “tapered channel” terimlerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur, yani giderek kesiti daralan kanal anlamına gelmektedir. Norveç’te Bergen yakınlarındaki Toftestallen’da 1986’da kurulan bu sistemde, ilerleyen dalgalar, kıyıdaki kayalıklara yerleştirilmiş ve huni formundaki toplayıcıda birikerek toplayıcı sonuna doğru hızlanmaktadır. Toplayıcı kesitinin formu, farklı dalga frekans ve yönlerinin toplanma verimini en iyileme olacak şekilde tasarlanmıştır. TAPCHAN sistemi geleneksel hidroelektrik enerji üretim sisteminin bir uygulamasıdır. Bu sistemler su seviyesinin 3-5 m üzerinde duvar yüksekliğine sahip, uçurumun kenarına inşa edilmiş hazneyi besleyen, gittikçe daralan bir kanaldan oluşmaktadır. Kanalın daralması dalga yüksekliğinin artmasına neden olur ve yükselen dalgalar kanal duvarlarından haznenin içine boşalır. Su haznede depolandığı için hareketli dalganın kinetik enerjisi potansiyel enerjiye dönüşür. Depolanan su türbine verilir.

Kıyıya Yakın (Near Shore) Uygulamaları

Bu tip enerji dönüştürücüler 10 ile 25 m su derinliklerinde etkindir. Bu cihazlar deniz tabanına sabit olarak yerleştirilebileceği gibi yüzer konumda da olabilirler. Bu tip dönüştürücüye örnek olarak Salınımlı Su Sütunu (OWC) verilebilir. Bu sistemde büyük parabolik duvarlar ile dalgaların odaklanması ve genliklerinin arttırılması hedeflenmektedir.

OSPREY: Wavegen tarafından geliştirilen OSPREY’in gücü 1,5 MW’lık rüzgâr türbininin dâhil edilmesiyle 2 MW’a çıkarılmıştır. Bu sistemin etkin verimle çalışması ve uygun maliyetle üretimi için araştırmalar devam etmektedir.

Açık Deniz (Offshore) Uygulamaları

Açık deniz tipi sistemler, dalgaların deniz tabanı ile etkileşime girip enerjilerini kaybetmediği su derinliklerinde kurulan sistemlerdir. Dalga enerjisinin tamamını kullanabilme avantajları bulunmaktadır.

Açık deniz tipi enerji dönüştürücüleri genellikle su yüzeyinde yüzen ve dalga hareketleri ile aşağı yukarı salınım yapan ve bu salınım hareketini elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. 40 m’den daha derin sularda kıyıdan uzak uygulanan cihazlar kullanılmaktadır. Bu tür sistemlerde uzun elektrik kablolarına gereksinim vardır. Geliştirilen çok çeşitli sistemlerden birkaçı aşağıda anlatılmaktadır.

Kaldırılabilen Şamandıra Dönüştürücüleri: Suyun dik salınımları, su üstündeki pistonlar ve sürme kolları yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Fakat bu ekipmanlar fırtınaya karşı yeterli direnç gösterememektedir. Kaldırılabilen şamandıra tipi dönüştürücüde su yüzeyindeki şamandıraya bağlı uzun, dik bir pompa düzeneği mevcuttur. Dalga, düzeneği kaldırdığı anda, borudaki su ivmelenip yukarı çıkar. Dalga geri çekilirken içerdeki suyun hareketinden doğan hidrolik basınca karşı boru aşağıya ivmelenirken kontrol vanası kapalıdır. Böylece dalga kuvveti, hidrolik basınç yardımıyla suyun yukarı doğru çıkmasına ve çıkarken türbinden elektrik üretilmesine yardımcı olur. (Konu ile ilgili şekil kitabın 81.sayfasındadır.)

Menteşe Bağlantılı Dönüştürücüler

Bir önceki dönüştürücüler küçük alanları tekil bir şekilde etkileri altına alırlar. Fakat büyük alanlarda bir arada enerji üretmek için bunlar gibi birçok cihaz gereklidir. Kıyıdan uzakta daha fazla alanı kapsayarak dalga enerjisinden faydalanmak için dönüştürücüler geliştirilmiş olup en önemlileri “Pelamis” ve “Oyster” jeneratörleridir.

Pelamis Dalga Enerjisi Dönüştürücüsü (Jeneratörü): Alanında oldukça ilginç ve tanınmış bir sistemdir. Jeneratörün çalışma prensibi ise dalgaların oluşturduğu şekle uyum sağlayarak enerji üretmesidir. Büyük su yılanı olarak bilinen bu sistem dört hareketli parçadan oluşur. Bu parçalar dalgaların hareketine göre, parçaların birbirine bağlandığı noktadan bükülüp açılarak hareket etmektedir. Hareketin sağlandığı noktalarda bulunan hidrolik jeneratörler tarafından da elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. 4 veya daha fazla tüp biçiminde deniz yüzeyinde duran birbirine bağlı bir sistemden oluşmaktadır. (Konuyla ilgili resim kitabın 82.sayfasındadır.)

Oyster Dalga Enerjisi Dönüştürücüsü: “Oyster” kelime olarak istiridye anlamına gelmektedir. İstiridye denmesinin sebebi, çalışma mekanizmasının tıpkı bir istiridyenin açılıp kapanmasına benzemesidir. Oyster dalga jeneratörü, kıyıdan yarım kilometre uzaklıkta, 10 ila 15 metre arasında değişen derinlikte deniz tabanına yerleştirilen, bir yüzeyi tabana oturmuş diğer yüzeyi de taban yüzeyine bağlı dalganın yönüne göre açılıp kapanabilen bir sistemden oluşmaktadır. Oyster’ın hareketli kapağı dalganın gelişine göre açılıp kapanırken hareketli kapakla tabanda sabit olan kapak arasındaki hidrolik pistonlar dalganın gücünü kullanmaktadır. Elektrik karada üretildiğinden karada bulunan hidroelektrik türbini çalıştırmak için deniz altı boru hattı aracı ile hidrolik pistonlar, deniz suyunu yüksek basınçla karaya iterek hidro-elektrik türbinleri ile elektrik enerjisi üretilmektedir.

McCabe Dalga Pompası: Bu cihaz, birbirine menteşeli, düzenli bir şekilde sıralanmış ve birbirlerine bağlı hareket eden 3 adet dikdörtgen çelik (4 m genişliğinde) duba içermektedir. Ekstra bir kütle eklenerek merkez duba desteklenmektedir. Enerji ise merkez duba ile diğer dubalar arasına monte edilen hidrolik tulumba vasıtasıyla menteşe noktalarındaki hareketten sağlanmaktadır.

Havuz Sistemleri

En tipik örneği“Wave Dragon” denilen temel olarak basit bir dönüştürücüdür. Deniz üzerinde büyük bir havzadan ve deniz seviyesinden birkaç metre yüksekte bulunan rezervuardan oluşan bir sistemdir. Dalgalar, eğik yüzeye çarptıktan sonra yükselir ve rezervuarda toplanır. Rampaya yerleştirilen uygun bir türbinden geçen su kütlesiyle elektrik enerjisi elde edilir. (Konuyla ilgili şekil kitabın 84. sayfasındadır.)

Dünyada ve Türkiye’de Dalga Enerjisi

Dünyada Dalga Enerjisi

Dalga enerjisi üzerine çalışmalar 1970’lerde petrol kriziyle birlikte hız kazansa da birkaç başarısız denemeden sonra dalga enerjisi üzerine olan ilgi azalmıştır. Ancak teknolojinin ilerlemesi ile ilgi yeniden artmış ve birçok yeni teknoloji geliştirilmiştir. Dalga enerjisi üretim sistemleri üzerine 1000’in üzerinde patent mevcut olup birçok tesis aktif olarak çalışmaktadır.

Türkiye’de Dalga Enerjisi

Dalga enerjisi; ilk yatırımından ve bakım giderlerinden başka gideri olmayan, birincil enerjiye bedel ödenmeyen, doğaya herhangi bir kirletici bırakmayan, ucuz, temiz, çevreci ve çok büyük bir enerji kaynağıdır. Enerji sektöründe temel amaç, artan nüfusun ve gelişen ekonominin enerji ihtiyaçlarının sürekli ve kesintisiz bir şekilde ve mümkün olan en düşük maliyetlerle, güvenli bir arz sistemi içinde karşılanabilmesidir. 2050 yılında dünya enerji tüketiminin %70’inin dalga enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerden sağlanacağı şeklindeki görüşlerin olduğu günümüzde, Türkiye’deki dalga enerjisi potansiyelinin ve dalga elektriği maliyetinin irdelenmesi önem kazanmaktadır. Türkiye’nin yıllık dalga enerjisi doğal potansiyeli 150 milyar kWh ve teknik potansiyeli ise 18 milyar kWh olarak tahmin edilmektedir. Türkiye’nin 1998 yılı elektrik enerjisi brüt üretiminin yaklaşık 111 milyar kWh olduğu düşünüldüğünde, elektrik enerjisi üretiminde dalga enerjisinin Türkiye’de de öncelikle başvurulması gereken kaynaklardan biri olduğu sonucuna ulaşılır. Karadeniz’in diğer denizlere göre daha dalgalı olduğu iddialarının aksine, güneybatı yönünde hâkim olan Ege ve Akdeniz üzerindeki rüzgâr potansiyeli 4-17 kW/m’lik yıllık ortalama dalga gücünde bir yoğunlaşmaya neden olur. Dalga enerjisinden yararlanmak için en uygun yer İzmir-Antalya arası olup tam olarak belirtmek gerekirse Dalaman-Finike arasını kapsamaktadır.

Dalga Enerjisinin Uygulama Alanları

  • Toplu konutlar, tatil köyleri, kasaba boyutunda aydınlanma, ısıtma ve sıcak su elde etmek,
  • Sanayi bölgeleri ve büyük enerji tüketiminde bulunan, çimento fabrikaları, izabe tesisleri gibi endüstri kuruluşlarının ucuz enerji ihtiyacının karşılanması,
  • Dalga Elektrik Santralleri’nin, ulusal elektrik sistemine bağlanılarak üretiminin üst sınırlarda olduğu zamanlarda, mevcut hidrolik santrallerin devreden çıkartılıp kaynak olarak kalmasının sağlanması.

Dalga Enerjisinin Avantajları ve Dezavantajları

Avantajları

Yenilenebilir, çevre dostu, bol miktarda ve kolay ulaşılabilir, çeşitli üretim yöntemleri ile üretilmesi, öngörülebilir olması, dışa bağımlılığı azaltması ve toprağa zarar vermemesi başlıca avantajlarıdır.

Dezavantajları

Belirli bölgelerle sınırlı olması, deniz ekosistemi üzerinde etkili olması, dalga gücü, dalga hızı ve su yoğunluğuna bağlı olması, fırtınalı havalarda düşü performans göstermesi, gürültü ve görüntü kirliliğine neden olması dezavantajları arasındadır.

Dalga Kayıtları ve Hesapları

Dalga ve rüzgâr kayıtlarına bağlı olarak dalga yüksekliklerinin hesabında CERC yöntemi kullanılmaktadır. Bu model 1984 yılında CERC tarafından geliştirilmiş olup dalga tahmin denklemleri kullanılarak rüzgâr hızı, fırtına yönü ve feç mesafesi gibi parametreler kullanılarak dalga yüksekliği hesaplanmaktadır.

Dalga Enerjisinin Maliyet Analizi

Dalga enerjisinin maliyet analizi kullanılan sistemlerin etkinliği, yatırım maliyetleri, elde edilebilirlik ve işletme masrafları ile ilgilidir. Yatırım maliyeti yenilenebilir enerji kaynakları arasında en düşük değeri gel-git, rüzgâr ve dalga enerjileri oluşturmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim maliyeti ve işletme-akım giderleri açısından değerlendirildiğinde dalga ve gel-git için elektrik üretim maliyeti düşük olmasına rağmen işletme ve bakım maliyeti biyokütle ve güneş kaynaklı enerjilerden daha yüksek olmaktadır.


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi