Temel Bakım ve Rehabilitasyon 1 Dersi 2. Ünite Özet

Engelli Bireyler İçin Beslenme-Yutma, Uyku-Dinlenme, Kişisel Ve Tuvalet Hijyeni

Giriş

Nüfus yapısındaki ve sosyal yaşamdaki değişimler ile birlikte formal ve informal bakım vermenin sürdürülmesi, engelli birey ve bakım verenlerin gereksinimlerinin tanımlanması ve karşılanmasını öncelikli kılmıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan çalışmalarda 18 yaş ve üzeri 9-12 milyon kişi, 65 yaş ve üzeri 6 milyon kişi günlük öz bakım gereksinimleri için uzun dönem bakım kuruluşlarına başvurmaktadır.

Engelli bireylerin çoğunluğu enstrümantal ve temel günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmede desteğe ihtiyaç duymakta ve bu sayede temel yaşam fonksiyonlarını sürdürmektedir. Enstrümantal günlük yaşam aktiviteleri (EGYA) içinde alışveriş, telefon kullanma, yemek yapma, güvenlik, ilaçlar, finansal yönetim yer alırken, temel günlük yaşam aktiviteleri (GYA) içinde beslenme, banyo, giyinme, transfer, tuvalet ve boşaltım yer almaktadır.

Beslenme-Yutma

Beslenme engelli bireyler için bağımsız olarak yaşamın sürdürülmesi ve yaşam kalitesinin korunması için elzem insan gereksinimlerindendir. Beslenmenin uygun şekilde sürdürülmesi büyüme ve gelişmenin devamlılığı, sağlık, performans ve işlevselliğin sürdürülmesi için gereklidir.

Yemek yeme karmaşık bir süreç ve davranıştır. Süreç yemeğin özelliklerinden (tat, koku, görünüm), bireyin nörolojik ve motor işlevlerinden, yemeğin hazırlanması ile ilgili konularda iletişim kurma, etkileşme-katılma, besini alma ve yemeği alma kapasitesinden etkilenmektedir.

Engelli Bireyler ve Beslenmenin Önemi

Beslenme ve engellilik arasında yaşam süreci boyunca ilişki kurulmaktadır. Gebelik, bebeklik ve çocukluk çağında yetersiz beslenme gelişimsel bozukluklara ve fiziksel, duyusal ve bilişsel engelliklere yol açabilmektedir.

Doğumdan üç yaşa kadar beyin gelişiminin devam etmesi nedeniyle yeterli beslenmenin sağlanması da engelliliğin azaltılmasında önemli olmaktadır.

Büyüme ve gelişmenin sağlanması, ek sorunların eklenmemesi, yaşamın ve fonksiyonelliğin sürdürülmesi için engelli bireyin beslenme ve besleme faaliyetleri oldukça önemlidir.

Beslenmenin Değerlendirilmesi

Beslenmenin değerlendirilmesi, sağlığın yaşam boyu sürdürülmesi için gereklidir. Bilişsel ve gelişimsel engeli bulunan bireylerin beslenme değerlendirmesinde amaç; bireyin sağlık durumunun belirlenmesi yoluyla, beslenme hedeflerinin ve tedavi-bakım planının yapılmasını sağlamaktır. Beslenme değerlendirmesi antropometri, biyomedikal, klinik, diyet ve çevresel değerlendirmeyi içermelidir.

Bunlar kısaca şöyle açıklanabilir:

  • Antropometri değerlendirmesinde; kilo, boy, baş çevresi, kas kalınlığı ve bel çevresi gibi ölçümler yer almaktadır.
  • Biyomedikal değerlendirmede; vitamin, mineral, protein, kan yağ düzeyleri, kemik yoğunluğu ölçümleri, yutma değerlendirmesi yer almaktadır.
  • Klinik değerlendirmede; cilt, diş, saç değerlendirmesi, uyku alışkanlıkları, bağırsak alışkanlıkları, bulantı olması, kullandığı ilaçlar değerlendirilmelidir.
  • Diyet başlığında; yenilen besinler, besin gruplarına göre dağılımları, tüketilen sıvı miktarı, beslenme biçimi, diyetleri, alerjileri sorgulanmalıdır.
  • Çevresel değerlendirmede; besin hijyeni, besin güvenliği, zehirlenme riski ele alınmalıdır.

Sık Görülen Sorunlarda Beslenme

Geniş bir yelpazeye sahip olan engelli olma durumu bireyin yeme ve yutma bozukluklarına neden olabilmektedir. Beslenme sorunları tanıya göre değişiklik gösterebilmektedir.

  • Serebral Palsi: Sinir sistemi ve bağırsak sinir sistemindeki bozukluklar, ağız-yutak fonksiyon bozukluğuna ve mide-bağırsak hareket bozukluğuna yol açabilmektedir.
  • Epilepsi: Epilepsi nöbetleri ile tedavide kullanılan ilaçlar bireyin yeme ve yutma sürecini etkilemektedir.
  • Otizm: Duyusal beslenme problemleri sıklıkla görülmektedir. Yemek yemeye direnme, aynı besini tüketme gibi sorunlar yaşanabilmektedir.
  • Demans: Demans ileri yaşlarda sık görülen ve beslenme bozukluğuna neden olan hastalıklardandır.

Sık Görülen Beslenme Sorunları

Bilişsel ve gelişimsel geriliği olan bireyler yemek için sıklıkla desteğe gereksinim duyarlar. Bireylerin beslenme ile karşılaştıkları sorunlar kısaca şöyle açıklanabilir:

  • İlaç Kullanımı: Kullanılan ilaçlar pek çok sağlık riski ile ilişkili olmaktadır.
  • Yeme Sorunları: Engelli bireylerin %89’unda yeme ile ilgili bozuklukların sıklıkla görüldüğü bildirilmektedir.
    • Disfaji: Yeme sorunlarının en sık nedeni yutma güçlüğü/disfajidir. Özellikle sinirkas iletim bozukluğu olan hastalar bu sorunu sık yaşamaktadır.
    • Yemek yemeyi istememe: Engelli bireyler sıklıkla yemek yemeyi fiziksel bir rahatsızlık olarak algılamakta ve bu nedenle teklif edilen besini yemek istememektedir. Bunların yanı sıra alerjiler, besin intoleransı, yutma güçlüğü, bozulmuş ağız sağlığı, sosyal ya da emosyonel durumlar da yemek yemeyi reddetmeye neden olabilir.
    • Farklı yeme davranışları: Yetersiz duyusal ve çevresel uyaranın olduğu ortamlarda engelli bireyler ruminasyon (çiğnenmiş besinin ağıza geri gelip tekrar çiğnenmesi), pika (yemek dışı besinlerin yenmesi) gibi durumlar yaşayabilir.
    • Kabızlık ve reflü: Yaklaşık olarak engelli bireylerin %70’inde mide ve bağırsak şikâyetleri görülmektedir. Kabızlık uzun sürdüğünde bağırsak tıkanıklığı ve yırtılması nedeni ile hayati sorunlara neden olabilir. Reflü yapısal bozukluklar, fiziksel aktivite yetersizliği nedeni ile olabilir ve engelli bireyin yemek yemesine engel olabilir.
    • Obezite ve Tip I DM: Obezite sıklığı engelli bireylerde engeli olan bireylere göre daha fazladır. Obezite kalp-damar hastalıkları ve diyabet riskini artırmaktadır. Diyabet engelli bireylerde engelin artmasına neden olabilmektedir (görme bozuklukları, duyu kayıplarına neden olarak).
    • Malnutrisyon: Bir ya da daha fazla besin ögesinin vücut dengesini bozacak şekilde uzun süre yetersiz ve dengesiz alınmasıdır. Malnutrisyon büyüme, gelişme geriliğine neden olmaktadır.

Beslenme Uygulamaları

Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasında bireyin durumuna uygun beslenme sağlanması önemlidir. Birey kendi beslenmesini kendisi yapabiliyorsa bağımsız beslenmenin desteklenmesi, yardımla beslenmesi gerekiyorsa yardım edilmesi gerekmektedir. Ayrıca beslenmeyi etkileyen problemi, ek hastalığı varsa buna uygun şekilde beslenmesine özen gösterilmelidir.

Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme için yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir:

  • Az ve sık, her gün 3 ana, 3 ara öğün şeklinde beslenilmelidir.
  • Her öğünde et ve ürünleri, süt ve ürünleri, sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllardan oluşan 4 temel besin grubundan besin alınmalıdır (S:31 Şekil 2.2).
  • Farklı öğünlerde aynı besin grubundan farklı besinler seçerek çeşitlilik sağlanmalıdır.
  • Posa ve lif miktarı yüksek olan kuru baklagil, sebze, meyve ve kepekli tahıllar tüketilmelidir.
  • Susama hissi olmasa bile her saat başı bir bardak su içerek günde en az 8-10 bardak su tüketilmelidir.
  • Yağ tüketimi sınırlanmalı; margarin, kuyruk yağı gibi katı yağların yerine sıvı yağ kullanılmalı ve kırmızı et yerine beyaz et tercih edilmelidir.
  • Yemekler haşlama, ızgara ve fırında pişirme ile hazırlanmalıdır, kızartma, kavurma ile yemek hazırlanmalıdır.
  • Günde bir çay kaşığı (6 gram) tuzdan fazla tuz tüketilmemeli, turşu, salamura, salça, gibi besinler az tüketilmelidir.
  • Kabızlığı önlemek için sabahları aç karnına ılık su içilmelidir.
  • Yemek yerken mutlaka dik oturulmalıdır.
  • Ağız ve diş rahatsızlıkları tedavi ettirilmelidir.
  • Yemek hazırlamak için kullanılan besinler kokmamış, çürümemiş, ekşimemiş, küflenmemiş, son kullanım tarihi geçmemiş taze ve temiz olmalıdır.
  • Sabahları aç karna düzenli olarak kilo tartılmalıdır.

Uyku-Dinlenme

Uyku, insan yaşamının yaklaşık 1/3’ünü kaplayan fizyolojik bir gereksinimdir. Her yaş dönemi için en doğal ruhsal ve bedensel dinlenme aracı olan uyku, insan sağlığı açısından beslenme kadar önemli bir olaydır. Bedensel ve ruhsal yorgunlukları giderici, dinlendirici ve yeniden enerjik olmayı sağlayıcı bir ihtiyaçtır, özellikle sinir sisteminde biriken zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlamaktadır.

Pek çok uyku bozukluğu, aslında kronik ağrı, obezite, akciğer hastalıkları, kalp sorunları, psikiyatrik hastalıklara bağlı olarak ya da bireyin kendine zarar verici davranışları ve psikotropik ilaçlar nedeni ile oluşabilir.

Sık Görülen Sorunlar ve Uyku Problemleri

Uyku sorunları bireyin tanısına göre değişiklik gösterebilmektedir.

  • Otizm Spektrum Bozukluğu: Bu tanı ile izlenen çocuklar diğer çocuklara göre daha fazla uyku sorunu yaşamaktadır.
  • Down Sendromu: Gece uyanma, gündüz uykululuk, uyumaya direnme gibi sorunlar görülebilir.
  • Serebral Palsi: Sıklıkla uykuyu başlatma, sürdürme, uyku ve uyanma sürecinde sorunlar ve uykuda solunum bozuklukları görülebilmektedir.

Uyku Sorunlarına Yaklaşım

Düzenli dinlenme ve uyku organizmanın canlanması, yenilenmesi, tazelenmesi için gereklidir. Bilişsel ve gelişimsel bozukluğu olan bireylerin uyku alışkanlıklarında ve günlük yaşam düzeninde değişim olmaktadır. Uyku sorunlarına yaklaşımlarda uyku hijyeni ilkeleri, davranış tedavileri, ışık tedavisi ve ilaçlar kullanılmaktadır.

Kişisel Hijyen

Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü “kişisel temizlik” olarak tanımlanır. Kişisel temizlik (bireysel hijyen) kişinin sağlığını korumak ve devam ettirmek için gereklidir.

Kişisel temizlik uygulamaları;

  • Vücut salgıları, atıkları ve geçici mikropların vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar.
  • Rahatlama, dinlenme ve gevşeme sağlar.
  • Genel görünümü olumlu hâle getirir.
  • Özgüveni artırır.

Kişisel temizlik ve bakım hastalıklardan korunmak açısından en önemli uygulamalardan biridir. Kişisel bakım ve temizlik yalnızca kirlilik belirtileri ortaya çıktığında yapılmamalıdır. Bilişsel ve gelişimsel bozukluğu olan bireyin kişisel temizliğini sağlamada aşağıda yer alan ilkeler dikkate alınmalıdır:

  • Bireyin kendine özgü olduğu (biricik) ve gereksinimlerinin, önceliklerinin diğerlerinden farklı olabileceği unutulmamalıdır.
  • Bireyin sahip olduğu engel durumuna göre kendi bakım sorumluluğuna yapabildiği katkı düzeyi belirlenmelidir.
  • Bireyin kişisel temizlik konusundaki bilgi ve uygulamaları gözden geçirilmelidir.
  • Değiştirilmesi gereken uygulamaları hakkında bireyin farkındalığı oluşturulmalı ve değişikliklerde bireyin katılımı sağlanmalıdır.
  • Bireyin kendisinin bağımsızca gerçekleştirdiği kişisel temizlik uygulamaları değerlendirilmeli ve bağımsız yapması konusunda teşvik edilmelidir.
  • Bireyin gerçekleştirdiği kişisel temizlik uygulamalarında ihtiyaç duyduğu destek düzeyi belirlenmelidir.
  • Kişisel temizliği gerçekleştirirken, uygulamalara katılımı sağlanmalı, bu esnada beklenenler açıkça anlayabileceği şekilde anlatılmalıdır.
  • Kişisel temizlik günlük olarak uygulanmalıdır.
  • Kişisel temizliğinde kullanılacak malzemelerin seçiminde bireyin tercihi, alerjik özellikleri dikkate alınmalıdır.

Ağız ve Diş Bakımı

Ağız ve dişler görüntü, konuşma ve beslenmenin en önemli ögelerindendir. Yetersiz temizliğe, kullanılan ilaçlara ve bazı hastalıklara bağlı olarak ağızda ağrı, kötü ve eksik dişler çiğneme ve yutma problemlerine neden olarak beslenme yetersizliğine yol açmakta, dişeti sorunları tat alma hissinde azalmaya ve ağız kokusuna yol açabilmektedir.

Ayrıca bozuk ağız ve diş sağlığı vücuttaki tüm sistemleri etkilemektedir. Çiğneme, tat alma ve konuşma gibi işlevlerin rahatça yerine getirilebilmesi ve estetik görünümün sağlanabilmesi için ağız ve diş bakımı oldukça önemlidir.

Ağız ve diş bakımını gerçekleştirirken dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sıralanabilir:

  • Dişler yumuşak, naylon kıllı ve yuvarlak uçlu diş fırçası ile fırçalanmalıdır.
  • Dişler her yemekten sonra ve akşam yatmadan önce olmak üzere mutlaka günde en az iki kez fırçalanmalıdır.
  • Dişler fırçalanamıyorsa (özellikle şekerli, limonlu, asitli yiyeceklerden sonra) her yemekten sonra ağız su ile çalkalanmalıdır.
  • Diş fırçası kıl demetleri birbirinden ayrılıp, dağıldığında veya eğildiğinde, 2-3 ayda bir veya soğuk algınlığı geçirdikten sonra değiştirilmelidir.
  • Diş macunları flüorit içermelidir.
  • Şeker ve karbonhidrat içeren gıdaların tüketimi azaltılmalıdır.
  • Bireyin takma dişleri (protez) var ise yemeklerden sonra temiz su ile fırçalanmalıdır.
  • Takma dişler kullanılmadığında günde 6-8 saat su içinde, kapalı temiz bir kapta bekletilmelidir.
  • Takma dişler gece yatarken çıkarılmalıdır.
  • Engellilerde klasik ağız bulgusu olarak diş etlerinde kanama, çürük dişler, kötü ağız kokusu, yutma problemleri, salya akıtma problemleriyle sıklıkla karşılaşılmaktadır, bu nedenle önerilen (hekimin) sıklıkta diş hekimi kontrolüne gidilmelidir.

Saç Bakımı

Saçlar hem koruyucu hem de görünümle ilgili işleve sahiptir. Saç bakımı kişinin görünümünde iyilik sağlamanın yanı sıra sağlık durumunda da iyiliği yansıtmaktadır. Saç bakımını gerçekleştirirken dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sıralanabilir:

  • Saçlar her gün taranmalı ve fırçalanmalıdır.
  • Tarağın dişleri keskin, düzensiz ve aralıkları sık olmamalıdır.
  • Doğal kıllardan yapılmış saç fırçası tercih edilmelidir.
  • Saçlar kafa derisinden saçların ucuna doğru yumuşak hareketlerle taranmalıdır.
  • Saçlar haftada iki gün şampuan ile yıkanmalı ve şampuanlamada kafa derisine masaj yapılmalıdır.
  • Saçlarda aşırı dökülme, kuruma, parlaklıkta değişim olduğunda doktora başvurulmalıdır.
  • Saçların kesim işlemi bireyin yaş ve cinsiyeti ile tercihine uygun yapılmalıdır.

El-Ayak ve Tırnak Bakımı

Eller, vücudun çevre ile en çok temas eden ve en çok kirlenen organıdır. El ve tırnak temizliği özellikle beslenme sırasında ağız yoluyla mikropların girişine zemin hazırladığından dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Tüm gün ağırlığımızı taşıyan ayaklarımız yaşadığımız sorunlar genellikle bakımsızlıktan, kötü ayakkabıdan kaynaklanır.

El-ayak ve tırnak bakımını gerçekleştirirken dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sıralanabilir:

  • Eller için uygun bir nemlendirici kullanılmalı ve günlük olarak nemlendirilmelidir.
  • Eller sık ve ovarak yıkanmalıdır.
  • Eller kirli göründüğünde, dışarıdan eve girildiğinde, yemekten önce ve sonra, tuvaletten önce ve sonra, kedi, köpek ve diğer hayvanları elledikten sonra yıkanmalıdır.
  • Eller yıkanırken;
    • Tüm takılar çıkarılmalıdır.
    • Suyun ısısına dikkat edilmelidir.
    • Sabunla köpürtülmeli ve köpük tamamen arındırılmalıdır.
    • Yıkamanın ardından iyice kurulanmalı ve nemlendirilmelidir.
  • Ayak ve tırnak bakımı özellikle banyodan sonra yapılmalıdır.
  • Banyo dışında da ayaklar her gün yıkanmalıdır. Bireyin ayakları su dolu kabın içinde ılık su ile sabunlu yumuşak bir bezle üstü, tabanı, parmak araları yıkanmalı ve durulanmalıdır. Yıkamanın ardından ayaklar, özellikle parmak araları tek tek çok iyi bir şekilde kurulanmalıdır.
  • Nasırlar kesilmemeli, kopartılmamalı, sağlık ekibine başvurulmalıdır.
  • Parmak araları, tırnak kenarları ve ayak tabanları her gün değerlendirilmelidir.
  • Kaşıntı, kızarıklık, yara varsa sağlık ekibine başvurulmalıdır.
  • Tırnak makası bireye özel olmalıdır.
  • El tırnakları yuvarlak, ayak tırnakları düz kesilmelidir.
  • Bireyin çoraplarının pamuklu, yumuşak ve sıkmayan çoraplar olması sağlanmalıdır.

Tuvalet Hijyeni

Tuvalet hijyeni kişisel hijyenin bir parçasıdır. Bakım verilen kişinin idrarının tutup tutamamasından bağımsız olarak boşaltım ihtiyacının karşılanması kişinin utanmasına ve mahcubiyet yaşamasına neden olabilir. Bu durum bazen kişilerin bakım almasını ya da bakım vermesini engelleyebilmektedir. Bağırsak ya da mesane boşaltımı kişinin boşaltımını kontrol edememesi ya da hareket problemine bağlı olarak yaşanabilir. Boşaltım sonrası temizliğin iyi yapılamaması cilt problemlerine, enfeksiyona, öz güven eksikliğine, sosyal izolasyona, utanma, sıkılma gibi duyguların yaşanmasına neden olabilmektedir.

Tuvalet hijyenini gerçekleştirirken dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sıralanabilir:

  • Tuvalet sonrası temizlik tuvalet kâğıdı ile yapılmalıdır.
  • Temizlik erkeklerde önden arkaya doğru (penisin ucundan başlanarak yukarıya doğru), erkeklerde sünnet derisi yukarı doğru çekilerek yapılmalıdır.
  • Engelli bireyin kullanacağı tuvalet bireysel durumuna göre düzenlenmelidir. Tutamak, komod ve yükseltilebilen tuvaletler kullanılmalıdır.
  • Her bireyin komod, sürgü ya da ördeği kendine ait olmalı, her kullanımdan önce çamaşır suyu ile yıkanıp durulanmalıdır.
  • Perine bölgesi (dış genital organları kapsayan alan) temizlenirken ve kurulanırken tek hamlede işlem yapılmalıdır.
  • Perine her zaman temiz ve kuru tutulmalıdır.
  • Perine bölgesinin kıllarla örtülü olduğundan bölgenin temizliği çok önemlidir.
  • Adet gören kadınlarda perine temizliği çok daha önemli olup pedler 3-4 saatte bir değiştirilmelidir.
  • Tuvalet hijyeni kapsamında vücut temizliği, iç¸ çamaşırının her gün değiştirilmesi, çamaşırların beyaz pamuklu ve kişiye özel olması gerekmektedir.
  • Tuvalet hijyenini sağlarken bireyin mahremiyetini koruyacak uygulamaların yapılması gerekmektedir (odanın kapısı kapatılmalı, paravan kullanılmalı, birey örtülmeli).
  • Boşaltım sorunu olan bireyler için yatak koruyucu pedler, tek kullanımlık ya da yıkanabilir pedler, çamaşırlar ve su geçirmez çamaşırlar kullanılabilmektedir.

Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi