Toplantı Ve Sunu Teknikleri Dersi 6. Ünite Özet

Grupları Anlamak Ve Grup Yönetimi

Giriş

Bir gruba dâhil olma isteğimizin temelinde sosyallik ve iletişim kurma ihtiyacı yatmaktadır. Gruplara dâhil olan bireylerin ve işletme yöneticilerinin grupları anlayabilmesi büyük önem taşır. Çünkü yönetmek için öncelikle tüm boyutlarıyla anlamak gereklidir. Çalışanlar ise yalnızca kendi dâhil olduğu grupları değil aynı zamanda iş ortamındaki tüm grupları anlamalı, ortaya çıkabilecek çatışmaları yapıcı bir şekilde çözebilmelidir.

Grupları Anlamak

Grup, belirli bir amaç doğrultusunda bir araya gelen, birbirleriyle iletişimi olan, birbirini etkileyen ve birbirine bağımlı olan iki ya da daha fazla kişinin, kendilerini de “grup” olarak adlandırdığı oluşumdur.

Grubun gösterdiği özellikleri de şöyle sıralamak olanaklıdır:

  • Sıkı bir bağlantı kurulmuştur.
  • Kendilerini grubun üyesi olarak kabul ederler.
  • Başkaları tarafından gruba ait olarak tanımlanırlar.
  • Ortak ilgi konularına ilişkin normları paylaşırlar.
  • Birbirine bağlı bir rol sistemine katılırlar.
  • Aynı model, obje veya üst benliklerindeki idealleri kurmuş olmanın bir sonucu olarak kendilerini başkalarıyla bir tutarlar.
  • Grubu ödüllendirici bulurlar.
  • Karşılıklı bağımlı hedefleri destekleyici olarak alırlar.
  • Birliklerinin kollektif bir algısına sahiptirler.
  • Çevreye karşı bütüncül bir tutum içinde eylemde bulunmaya yönelirler.

Örgüt içindeki gruplar birçok amaca hizmet eder. Bunun en başında örgütün performansını yükseltmek, çalışanların isteklerini tatmin etmek, örgüt amaçlarının çalışanlar arasında kolayca yayılmasını sağlamak gelir. Temel olarak gruplar aşağıdaki işlevleri yerine getirmek için kurulur:

  • Üyelerin sorunlarını çözmek,
  • Sorun çözmek için üyelere yol göstermek,
  • Üyelerin grup işlevlerinde yetişmelerini sağlamak,
  • Grup birliğini sağlayacak ortak değer ve düzgüler (normlar) geliştirmek,
  • Grubun yaşamasını sürdürmek,
  • Toplu halde yaşamanın doyumunu sağlamak,
  • Üyeler arasında iletişimi gerçekleştirmek,
  • Üyeler üzerinde toplumsal baskı (denetim) uygulamak.

Grup içinde çalışmanın faydalarını ise şöyle özetleyebiliriz:

  • İşletmelerin ürün ve hizmetleri kalitesini korurken hızlı ve uygun maliyetli olarak üretmesini sağlar.
  • Öğrenmeyi kolaylaştırır ve daha etkili kılar.
  • Çapraz fonksiyonel gruplar kalite yönetiminin gelişmesine katkıda bulunurlar.
  • Çapraz fonksiyonel tasarım grupları yeniden yapılanma işini üstlenirler.
  • İşletme çalışanları aynı zamanda gruplar içinde faaliyet gösteriyorlarsa üretim süresi azalabilir.
  • Gruplar arası verimin artması dolayısıyla işletme daha yenilikçi bir hâle gelir.
  • Hiyerarşik basamakları az olan basık yapılı işletmelerde eğer birimler değil de gruplar faaliyet gösteriyorsa daha etkili bir şekilde denetlenir, koordine edilir ve yönetilir.
  • Bireyler yerine grupların olduğu işletmelerde karmaşıklık daha az olacağı için bilgi yönetim süreci daha verimli gerçekleştirilir.

Gruplar grup üyelerinin etkileşim sıklığına ve zamanına göre ayrı ayrı sınıflandırılırlar. Yapılarına göre gruplar biçimsel ve biçimsel olmayan gruplar olmak üzere ikiye ayrılır. Başka bir gruplandırma ise birincil ve ikincil gruplar olarak yapılır.

Biçimsel gruplar: Örgütlerin çeşitli gereksinmelerine göre planlı ve bilinçli olarak önceden belirlenmiş işlevleri yerine getirmek amacıyla oluşturulur.

Biçimsel olmayan gruplar: Örgüt yapısı tarafından oluşturulmayan ancak örgüt üyelerinin çeşitli amaçlara hizmet etmek için bir araya gelmeleriyle oluşan gruplardır.

Birincil Gruplar: Yüz yüze ilişkilerin, dostluk, sevgi bağlarının yüksek olduğu gruplardır.

İkincil Gruplar: Birincil grubun dışında kalan gruplardır. Bu tür grup örnekleri özellikle sanayileşmiş, kentleşmiş toplumlarda görülmektedir. Grup üyeleri karşılıklı çıkarlara göre örgütlenmiştir.

Grupların Oluşturulması (Yeni Kurulan Gruplar)

Sosyal kimlikler kim olduğumuzu ve diğerleri ile nerede uyumlu olabileceğimizi anlamamıza yardımcı olur. Bazı durumlar sosyal kimliği birey için daha önemli hâle getirir. Bu durumlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Benzerlik: Örgüt içindeki diğer bireyler ile benzer değerler ve özelliklere sahip olan kişilerin grupla özdeşleşme düzeylerinin daha yüksek olması olağandır.

Belirginlik: İnsanlar kendilerini diğer gruplardan farklı gösteren kimlikleri daha kolay fark edebilirler.

Statü: İnsanların kimlikleri kendilerini tanımlamak ve öz saygınlıklarını yükseltmek için kullanmaları nedeniyle kendilerini yüksek statüye sahip gruplarda ilişkilendirmeleri anlamlıdır.

Belirsizliği azaltma: Grup üyeliği, bireyin kim olduğunu ve dünyaya nasıl uyum sağlayacağını anlamasına yardımcı olur.

İnsanların hangi ihtiyaçlarını karşılamak için gruplara katılım sağladıklarını ise aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Güvenlik: Genelde çalışanlar birlikte çalıştıkları arkadaşlarının da kendileriyle aynı sorunları, ilgileri ve acılar paylaştıklarını hissettiklerinde daha motive olurlar. Çalışanlar tek başına kaldıklarında ise kendilerini güçsüz, düşünceleri paylaşılmayan ve cezalandırma korkusu içinde bulurlar.

Sosyal gereksinimler: Bireylerden en yakın on arkadaşının ismini söylemesi istense saydığı isimlerin çoğunun iş yerinden arkadaşları olduğu görülecektir. İnsanlar iş yerlerinden memnun olmasalar bile çalışma mutluluklarının nedeni bazen birlikte çalıştığı insanlar olmaktadır.

Saygınlık: Sosyal kimlik oluşturma nedenlerinde olduğu gibi statü/saygınlık bir gruba katılma nedenleri arasında da sayılır. Çalışma yaşamını birbirine güven duyan insanlarla birlikte paylaşan ve saygınlığı yüksek olan grupların önemi iş hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.

Kendini gerçekleştirme: Çalışma yaşamlarında şanslı olarak kendini gerçekleştirme duygusuna sahip olanlar yani yaşamlarının her yönüyle yeteneklerini son gücüne kadar kullanarak tat alan ve başarılı olan kişiler bunda sadece kendilerinin payı olmadığını her zaman başkalarının kendilerine yardımcı olduğunu söylerler. Buradan da en önemli başarıların ardında her zaman onunla birlikte bu başarıyı paylaşan bir grubun var olduğunu söyleyebiliriz.

Aidiyet ve bağlanma: Kişilerin güvenlik ve kendine saygı gibi gereksinimlerini tatmin eden gruplar, aynı zamanda toplumsal gereksinimlerin tatminini de sağlar. Kişilerin başkalarıyla birlikte olmak gibi temel gereksinimleri, diğer bir tanımla aidiyet ve bağlanma gereksinimleri, iş ya da toplumsal yaşamların da üyesi oldukları gruplardaki etkileşimler sayesinde tatmin edilmektedir.

Gruplar gelişimlerinde bir dizi aşamadan geçer. Tuckman’ın beş aşama modeli bu konuda en çok kabul gören modeldir. Bu model grupları oluşum, fırtına, kurallar, performans ve dağılma olmak üzere birbirinden farklı beş aşamada değerlendirir:

I. Aşama Oluşum: Bu aşamada belirsizlik mevcuttur. Bu belirsizlikler hem grubun amaçları hem de önderlik konularıyla ilgili olabilmektedir. Grup üyeleri birbirleriyle tanışırlar ve aralarındaki benzerlik ve farklılıkları bulmaya çalışırlar bu nedenle tutumlar nazik ve yüzeyseldir. Tanışma aşamasında her üye orada bulunma nedeninin diğer üyelerin bulunma nedenleri ile ne kadar uyuştuğunu anlamaya çalışır. Bu aşama, üyelerin kendilerine grup üyesi olarak görmeleriyle sonuçlanır.

II. Aşama Fırtına: Bu aşama özetle grup içi çatışmayı ifade eder. Üyeler grubun varlığını kabullenmekle birlikte bireyler üzerindeki baskılara direnç gösterirler. Bu aşama hem kişiler hem gruplar açısından hazmedilmesi en zor aşamadır ve yaşanması kaçınılmazdır. Grupların gelecek aşamalardaki etkililiği, bu aşamanın gerekli biçimde yaşanmasıyla sağlanabilir. Üyeler beklentilerini, kişiliklerini, benzerliklerini ve güçlerini ortaya koyarlar. Bu aşamada, üyeler birbirlerinin güç ve otoritesini test ederler. Bu aşama tamamlandığında grup içerisinde kısmen belirgin bir liderlik hiyerarşisi oluşacaktır.

III. Aşama Düzene Girme: Bu aşamada yakın ilişkiler gelişir ve grup bütünlük gösterir. İlk iki aşamada yaşanan hayal kırıklıkları bir kenara bırakılarak gerçek bir grup olurlar. Diğer bir deyişle grup birliği oluşmaya başlar ve üyelerin gruba aidiyet ve bağlanma duygusu gelişir. Üyeler, rol dağılımı, iletişim kanalının seçimi gibi konuları netleştirmeye başlarlar. Gruplar görevlerini etkili biçimde planlama ve uygulama potansiyelini geliştirir. Artık grubun varlık nedeni derinlemesine sorgulanıp açıklığa kavuşmuş olur. Birinci aşamada oluşan geçici standart ve roller, yerlerini yenilerine bırakırlar.

IV. Aşama Performans: Bu aşamada yapı tam olarak fonksiyoneldir ve üyeler tarafından kabul edilmiştir. Tüm üyeler kendi görevlerinin bilincinde, amaç başarımı için çalışırlar. Bu aşamadaki gruplar, takım özellikleri gösterir. Ortaya çıkan sorunlar rahatsız edici düzeye ulaşmadan çözülebilir. Grup özellikleri, bağlılık, tatmin duygusu, birbirini destekleyen üyeler, sorun çözmede yetkinlik, çatışmayla başa çıkabilmek, paylaşılan önderlik ve yüksek performanstır.

V. Aşama Dağılma: Hem en kolay hem de en zor aşamadır. Grup üyeleri amacı başarmış olmaktan dolayı kişisel tatmin duyarlar ve bu durum kişiler üzerinde olumlu etki yaratır. Aynı zamanda grup, başardıklarını ve yaşadıklarını değerlendirmek için fırsat yakalamış olur. Gruplar, yoğun bir çalışma temposundan çıktıktan sonra dağılma aşamasına ulaşırlar. Dolayısıyla birlikteliğin sonuna gelinmiştir ve bu durum üyeler üzerinde boşluk duygusu ve endişe yaratabilir. Gruptan ayrılan üyeler yeni gruplara katılırlar.

Grup Yapısını Etkileyen Faktörler

İşletmelerde gruplar farklı yapılarda yer alabilir. Grup üyelerini bir arada tutan şey, ortak bir amaçlarının olması ve aralarında kurdukları duygusal bağlardır. Normlar, grubun büyüklüğü, grup bağlılığı, grup içi roller grubun yapısını ve performansını etkileyen faktörlerdir.

Grup Normları: Norm, bir grup içinde hangi tür davranışın uygun, hangi tür davranışın ise istenmedik olduğu belirten kurallar sistemidir. Diğer bir deyimle normlar belirli durumlardaki beklenilen davranış veya davranış kalıplarıdır. Belirlenen bu kurallar sistemi genellikle üyeler tarafından benimsenir.

Temel olarak normlar grup içinde dört amaca hizmet eder:

  1. Grubun devamlılığını ve hayatta kalmasını kolaylaştırır.
  2. Davranışları basitleştirir.
  3. Grup üyelerinin kendilerini utandıracak durumlardan kaçınmalarına yardımcı olur.
  4. Normlar ayrıca grubun temel değerlerini ifade etmelerine ve başka gruplardan ayrılan yönlerini bilmelerine yardımcı olur.

Grubun Büyüklüğü: Grup en az iki kişiden oluşan ve iletişim içinde olan ve birbirlerini etkileyen bir birleşmedir. Bu nedenle grubun büyüklüğü grubun başarısında önemli bir faktördür.

Küçük Gruplar: • Sık Etkileşim • Serbest bilgi akışı • Kolay karar verme.

Büyük Gruplar: • Sınırlı etkileşim • Resmi kanallara dayalı iletişim • Protokollere bağlı toplantılar • Bireylerin konuşmalara katılımı sınırlı • Alt grupların oluşumu söz konusu.

Grup büyüklüğü ile ilgili üzerinde durulması gereken bir başka nokta da sosyal kaytarmadır. Sosyal kaytarma , kişinin grup içinde, yalnızken gösterdiğinden daha az çaba sarf etmesidir.

Grup Bağlılığı: Grup yapısını belirleyen faktörlerden bir diğeri grup bağlılığıdır. Buna kenetlenme ya da sargınlık da denir. Grup bağlılığı, insanların ait olma ve diğerleri tarafından kabul görme gereksinmelerinden doğmaktadır. Bağlılık grup üyelerinin o grubun bir üyesi olmak için besledikleri arzudur.

Grup İçi Roller: İnsanların hem iş hem de iş yaşamı dışında büründüğü farklı farklı roller vardır. İşletmelerde bir kişi bir gruba dâhil olduğunda ondan bazı rolleri gerçekleştirmesi beklenir. Kişinin girdiği grup içinde sergilediği tutum ve davranışlar onların rol kimliklerini oluşturur. Bu durumda kişiler içinde bulundukları gruplara ilişkin birçok rolü yerine getirmek zorundadır. Kişinin belirli bir durumda nasıl davranması gerektiği ile ilgili kendi düşüncesi rol algısını oluşturur. Rol beklentisi ise bir kişinin belirli bir durumda nasıl davranması gerektiği ile ilgili başkalarının düşüncesidir.

Rolleri temel olarak iki ana bölüme ayırabiliriz. Bunlardan ilki görevsel roller diğeri ise birleştirici rollerdir. Görevsel roller grubu tanımlayan ve ortak bir amaca götüren roller iken birleştirici roller kişiler arası ilişkiyi oluşturan ve destekleyen rollerdir.

Grup İçi Davranışlar

İnsanların uyma davranışı göstermelerinin nedenleri çok çeşitli olmakla birlikte, bunları aşağıdaki gibi gruplandırabiliriz:

Bilgi ve güven: Bir kişi için diğer kişilerin sahip olduğu bilgiler önemli bir kaynaktır. Kişiler üyesi olduğu grubun yanılmaz/hata yapmaz olduğuna güvenirlerse ve grubun kendisinin sahip olmadığı bilgiye sahip olduğunu düşünürlerse gruba uyma davranışı yüksek olacaktır.

Ters düşme korkusu: Ters düşme korkusu çoğu toplumsal durumda insanları yönlendiren temel bir etkendir. Kişiler diğer kişilerden farklı olarak algılanmaktan çekinirler ve grubun dışında kalmaktan hoşlanmazlar. Dâhil oldukları grubun kendisini sevmesini ve kendisine iyi davranmasını isterler.

Grubun söz birliğinin etkisi: Uymayı etkileyen etkenlerden biri de grubun sözbirliği etmesidir. Bir kişi herkesin üzerinde anlaştığı bir grup kararı ile karşılaştığında; kendisini, o karara uyma yönünde baskı altında hisseder. Ancak grupta söz birliği yoksa uyma oranında hızlı bir düşme olmaktadır.

Grup büyüklüğünün etkisi: Grubun büyüklüğü de uymayı arttırıcı bir etkiye sahiptir. Sayıca daha küçük gruplarda uyma davranışı daha azken grupların sayısı çoğaldıkça uyma davranışında da artış gözlenmiştir. Özellikle grubun zorlaması ya da uymama davranışının cezalandırılabilmesi söz konusu olduğu zaman bu ilişkinin daha belirgin olacağı düşünülebilir.

Yüz yüze olmanın etkisi: Bireylerin birbirlerini görerek etkileşime girmeleri uyma davranışını arttırmaktadır. Başka bir deyişle yüz yüze olma durumu, sosyal etkinin şiddetini arttırmaktadır.

Bireyler ve gruplar arası çatışmalar daha çok, çalışma gruplarının, kendi norm ve standartlarını üyelerine benimsetmek ve itirazsız kabul ettirmek için onlar üzerinde uyguladıkları baskılardan kaynaklanan çatışmalardır. Grubun norm ve standartlarını, amaçlarını ve bu amaçlara ulaşmak için izlenen yöntemleri benimsemeyen ya da bunları özgür iradesiyle çelişir gören bireyler grup ile çatışma içine gireceklerdir.

Gruplar arası çatışma bir örgüt içinde iki veya daha fazla grup ya da grup arasında meydana gelen çatışmadır. Gruplar arası çatışmanın, her grubun kendi içinde tahmin edilebilir etkileri vardır. Bunlar arasında gruba bağlılığın ve sadakatin artması, görevlere daha fazla odaklanma sayılabilir. Ancak, çatışan gruplar “biz ve onlar” ayrımı geliştirebilirler. Bu mantık her tarafın diğer tarafı düşman olarak görmesine, daha saldırgan olmasına ve diğer grupla iletişimi bilinçli olarak azaltmasına neden olmaktadır. Gruplar arası rekabet işlevsel olmayan çatışmayı da arttırmamasına dikkat edilerek doğru yönetilmelidir.

Çatışmaya giren grupların birbirleri ile olan ilişkilerinde aşağıdaki değişmeler beklenir:

a) Algılamaların sapması: Gruplar arası çatışmanın ilk sonucu, grupların birbirlerini algılama süreçlerinin bozulması ve sapmasıdır. Grupların direk veya dolaylı olarak birbirlerine gönderdikleri mesajlar, değişik çerçeve içinde ve genellikle mesajı gönderenini düşündüğünden farklı bir şekilde algılanacaktır.
b) İletişimin azalması: Çatışan grupların yaptıkları ilk işlerden birisi aralarındaki iletişimi azaltmak olmaktadır. Taraflar birbirlerini dinleme arzusunu kaybetmekte, bazı mesaj alışverişi olsa bile, bunun da algılama sapması sonucu farklı yorumlanması nedeniyle iletişim azalmakta, bu da çatışmayı kuvvetlendirici bir rol oynamaktadır.
c) Olumsuz ön tipleme: Çatışan gruplar en nihayetinde karşı tarafı belirli bir olumsuz kalıba dahil edecek, bu da hem algı sapmasını hem de haberleşmenin azalmasını kuvvetlendirici bir rol oynayacaktır.

Çatışmayı farklı ele alış yöntemleri vardır:

  1. Kaçınma: Taraflar çatışmanın gerginliğinden kaçınmak isteyebilirler ya da çatışmayı kötü, gereksiz veya yıkıcı bulabilirler.
  2. Yumuşatma: Bu yöntemde ta raflar çatışmanın çözümü için işbirlikçi davranırlar.
  3. Rekabet etme: Bir taraf diğer tarafın zararına olacak şekilde kendi isteklerini elde etmeye çalıştığında bu durum doğar. Burada rakipler uzlaşmadan çok iddiacıdırlar ve kazanmak isterler. Uyumsuzluk ve tartışma için yeterli vaktin olmadığı durumlara uygun bir stratejidir.
  4. Uzlaşma: Her iki taraf da özveride bulunur ve bir noktada buluşulur. Bu sayede ilişkiler daha uzun süreli olur. Çatışmayla başa çıkmada yaygın bir tekniktir. Her iki taraf da eşit güce ve karşılıklı amaçlara sahipse bu teknik uygun olacaktır.
  5. İşbirliği: Bu yöntem kişinin kendi gereksinimleri için uğraşırken, karşı tarafın gereksinimlerini de kabul etme isteğine dayanır. Bu yöntemde her iki tarafı da tatmin edecek mantıklı bir çözüm şansı olduğuna inanılır. İşbirliği için tarafların gereksinim ve amaçlarını açıkça belirtmeleri ve potansiyel bütün çözüm yollarını ortaya koymaları gerekir. Her iki tarafın farklı amaçlara sıkıca bağlı olduğu amaçlar için uygun bir yöntemdir.

Grup içi iletişim sadece yöneticinin değil bir bütün olarak işletmenin de başarısında rol oynayan önemli bir süreçtir. Gruptaki etkileşimi değerlendiren lider, şunlara dikkat etmelidir:

a) Grupta etkileşime herkes katılmakta mıdır? Yoksa etkileşim birkaç kişi arasında olup diğerleri susmakta mıdır?
b) Hangi üyeler her fırsatta katılımda bulunmakta, hangileri belirli konularda katılmaktadır?
c) Katılma ne kadar zaman sürmektedir? Bazı üyeler toplantı boyunca aktif bir katılımda bulunur, bazıları ise zaman zaman ve kısa süre katılır.
d) Üyelerin katılımlarında belirli bir sıra gözlenmekte midir? Örneğin A devamlı olarak B’den sonra mı konuşmaktadır? Hangi üyeler her fırsatta katılım sağlamaktadır.
e) Üyeler içinde sadece birbiri ile ilişki kurup diğerlerine aldırmayanlar var mıdır?
f) Hangi üyeler katılmış olmak için katılmakta, hangileri gruba ciddi katkı sağlamaktadır?

Gruplarda Karar Verme

Gruplar kendileri için belirledikleri veya işletmelerde yönetim tarafından belirlenen amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için de bazı kararlar alırlar ve uygularlar. Kararı grup üyelerinin bireysel alacağı durumlar olurken grup olarak topluca alınan durumlar da olabilir. İşletmelerde karar bir “seçim”i (tercih) ifade eder. Birçokları arasından bir tercih yapma faaliyetidir. Yöneticilerin veya herhangi bir kişinin herhangi bir konuda yaptığı seçim “karar”dır. O halde seçme, tercih etme, tavır koyma, benimseme ile karar verme kavramı çok yakından ilişkilidir. Grup olarak karar vermede yanılgıların önlenmesi ve daha etkili ve verimli karar alınması için bazı teknikler uygulanır. Bunlar, Beyin fırtınası, Delphi tekniği, Nominal grup tekniği, Kalite çemberi ve Elektronik toplantılardır.

Beyin fırtınası tekniği: Grup liderleri, tüm üyelerin anlayacağı açık bir dille sorunu tanımlar ve üyeler belirlenen süre içinde serbest bir şekilde olabildiğince çok alternatif geliştirirler. Bu aşamada hiçbir eleştiri yapılmaz, tüm alternatifler daha sonra değerlendirilmek ve tartışılmak üzere kayıt edilir. Sonrasında tartışma ve değerlendirilmeler yapılır.

Nominal grup tekniği: Grup üyeleri toplantı odasında yerlerini almadan önce karar verilecek problem tahtaya yazılır. Üyelerden bu sorun hakkındaki düşüncelerini önlerinde yer alan kağıda yazmaları istenir. İkinci aşamada herkes sırasıyla fikrini söyler. Bütün fikirler teker teker tahtaya yazıldıktan sonra tartışma süreci başlar. Üçüncü aşamada bireylerin fikirleri tartışılır, anlaşılmayan yerler açıklanır, ikilemeler varsa bunlar çıkarılır. Son aşamada gözden geçirilen son liste oylanmak üzere grup üyelerinin görüşlerine sunulur.

Delphi tekniği, örgütte bir sorunun çözüm için uzman kişilerin, yüz yüze görüşmeler ve bir arada tartışmalar yapmadan bir konu hakkında karar vermelerine ve uzlaşmalarına olanak sağlayan bir yöntemdir.

Elektronik Toplantılar: Konular açıklanır ve bu kişiler görüşlerini bilgisayara girerler. Bu bireysel ancak kimin tarafından yapıldığı belirsiz olan fikirler toplam değerlendirmeler için ekrana yansır ve tartışma kısmına geçilir.

Kalite çemberleri: Herhangi bir işyerinin verimlilik, etkenlik, kalite gibi çok çeşitli sorunlarını görüşmek, tartışmak ve çözümlemek amacı ile tamamen gönüllülük ilkesine dayalı olarak oluşturulan ve düzenli olarak toplanan küçük çalışan gruplarıdır. Kalite çemberleri genellikle haftada bir iki kez toplanır. Her çember, faaliyetlerinden sorumlu bir lidere sahiptir. Lider genellikle bir denetçidir ve kalite çemberi faaliyetleri hakkında özel bir eğitim verir. Her çember programında bir de rehberlik, koordinasyon, eğitim ve iletişimi sağlama görevlerini üstlenen bir çember rehberi bulunmaktadır. Çember bünyesinde bulunan yürütme komitesinin amaç ve politikaları saptama, yönetime rapor sunma, rehberlik ve yönlendirme gibi görevleri vardır.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v