Gelişimsel Tanı Ve Değerlendirme Yöntemleri Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Özel Gereksinimli Çocuklarda Tanı Ve Değerlendirme
Özel gereksinimli çocuklar için kullanılan araçların amaçları nelerdir?
Özel gereksinimli çocukların farkına varılmasında, tanılanmasında, uygun eğitim ortamlarına yerleştirilmesinde, gelişim destek programlarının hazırlanmasında, uygulanmasında ve izlenmesinde çeşitli araçlardan ve tekniklerden yararlanılmaktadır. Kullanılan bu araçlar çeşitli seviyelerde uzmanlık, bilgi ve deneyim gerektirmektedir
Özel gereksinimli olarak nitelendirilen çocukların erken dönemde tanılanmalarının önemi nedir?
Özel gereksinimli olarak nitelendirilen çocukların erken dönemde tanılanmaları, sağlık, bakım, eğitim hizmetlerinin erken dönemde verilmesine dolayısıyla gelişimsel olarak desteklenmelerine fırsat sağlamaktadır. Çok sayıda özel gereksinim tipinin olması, kendi içinde farklı sınıflamaların olmasına ve özel gereksinimli çocuklar için farklı değerlendirme araçlarının, yaklaşımlarının ve destek hizmetlerinin sunulması anlamına gelmektedir.
Tarama genel anlamda neyi baz almaktadır?
Tarama genel anlamda, hastalığı oluşturan risk faktörleri veya klinik bulguları ortaya çıkmadan hastalığı ya da problemi yakalayarak önleme ve /veya kalıcı engellilik ortaya çıkmadan erken tanı ile tedavinin sağlanmasını esas almaktadır.
Erken tanı nedir?
Erken tanı, bir hastalığın ya da gelişimsel problemin belirti ve bulguları ortaya çıkmadan önce tanınmasını sağlamaktadır. Özel eğitim terimler sözlüğüne bakıldığında da tanılama; belirti, semptom ve pek çok tanılama işleminin sonucuna göre tıbbi bir durum veya hastalığa isim verme olarak ifade edilmektedir.
Tarama değerlendirmeleri ne amaçla yapılır?
Tarama değerlendirmeleri, bir çocuğun gelişimine dair bir ön değerlendirme yapmak, genel gelişimi hakkında bilgi edinmek, gelişimsel alanlarda gecikme yaşayabilecek çocukları belirlemek amacıyla yapılmaktadır.
Taramanın temel amacı nedir?
Taramanın temel amacı, derinlemesine değerlendirme gerektiren ve özel gereksinimli çocukları belirlemek için hızlı şekilde değerlendirmeyi gerektirmektedir.
Yenidoğan Tarama Programını amacı nedir?
Ülkemizde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanlığı tarafından yürütülen Yenidoğan Tarama Programı bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından Yenidoğan Tarama Programını amacı tüm yenidoğanların Konjenital Hipotiroidi, Fenilketonüri ve Biyotinidaz Eksikliği yönünden taranması, oluşacak zekâ geriliği, beyin hasarları ve geri dönüşümsüz zararların engellenerek, topluma getirdiği ekonomik yükün önlenmesi, akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincinin artırılması, tanı konan bebeklerde bu hastalıklar nedeniyle oluşacak rahatsızlıkları önlemek amacıyla uygun tedavi başlanması ve böylece belli bir zekâ seviyesine ulaşmalarının sağlanması olarak ifade edilmiştir.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde kullanılan modeller nelerdir?
Tıbbi tanılama ile yetersizliğin olup olmadığı belirlenmekte, yetersizliğe neden olan zedelenmenin yeri, derecesi, süreğen olup olmadığı gibi özellikler tespit edilmektedir. Tıbbi tanılama, çocukta var olan zedelenmenin nasıl bir gelişim göstereceğini ve giderilebilmesi ile ilgili izlenebilecek yollar konusundaki çalışmaları içermektedir. Ayrıca tıbbi önlemler üzerinde durulmaktadır ve gelişim taramaları yapılmaktadır. Tıbbi tanılama ve gelişimsel testlerden elde edilen veriler ışığında teşhis ve sınıflandırma yapılabilmektedir. Eğitsel tanılama ile de çocuğun ne tür bir eğitim programına alınmasının uygun olacağına karar verilmektedir.
Özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin yaşadığı zorluklar nelerdir?
Özel gereksinimli çocuğu olan aileler çocuklarının engeli ne olursa olsun çeşitli güçlüklerle baş etmek zorunda kalmaktadır. Bunlar; psikolojik sorunlar, maddi sorunlar, eğitim süreci, sosyal yaşam, toplumsal hayata katılım gibi konular olabilmektedir. Dolayısıyla engelli çocukların gelişim açısından desteklenmesinde ailenin güçlendirilmesi önem kazanmaktadır.
Özel gereksinimli çocuklar için yasalar ilk ne zaman görülmüştür?
İlk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde 1975 yılında yürürlüğe giren P.L. 94-142 Herkes için Eğitim yasası ile vurgulanmıştır. Ülkemizde de yasalar, yetersizliği olan çocuğa sahip anne-babaların, çocuklarının eğitimlerinin her aşamasına katılmaları gerektiğini ifade etmektedir (Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006). Ayrıca Ülkemizde 2000 yılında yürürlüğe giren 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye dayanılarak Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ve 31.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği ailenin; çocuğun değerlendirilmesi, bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanması, öğretim süreci ve öğretimin değerlendirilmesi süreçlerinde aktif katılımlarının gerekli olduğunu vurgulamaktadır.
Öykü alma nedir?
Uzman-aile görüşmelerinde öykü alma özel gereksinimli çocukların erken müdahale çalışmalarında önemli bir adımdır. Öykü alımı; doğum öncesi süreç (annenin gebelik yaşı, genel sağlık durumu, gebelikte hastalık-enfeksiyon gibi sorunlar, intrauterin büyümenin gebelik haftası ile uygunluğu gibi), doğum (doğum, doğum şekli, doğumda bebeğin izlemi gibi) ve doğum sonrası süreci (bebeğin geçirdiği hastalıklar, anne sütü alma, gibi) kapsamaktadır.
Tanılama ve değerlendirme sürecinde ailenin katılımın önemi düşünüldüğünde alan uzmanlarının özel gereksinimli çocuklar ve aileleri ile yapacakları görüşmede bazı becerilere sahip olması gerekmektedir. Bu özellikler nelerdir?
? Alan uzmanlarının ailelerle yapacakları görüşmede etkili iletişim becerilerine sahip olması gerekmektedir. ? Uzmanın beden dilinin sözel iletişim becerisine eşlik etmesi, göz teması kurması duruşuna özen göstermesi, danışanına yönelmesi, gerekmektedir. ? Uzman ve aile- çocuk görüşmesinin yapılacağı ortamın, danışanın ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte olması (aydınlık, mobilyaların düzenli yerleşimi, rahat bir oturma düzeninin olması gibi) gerekmektedir. ? Etkili ve sağlıklı bir uzman aile görüşmesinde empati önemli becerilerden biridir.
Gelişim değerlendirmesi nedir?
Gelişim değerlendirmesi, çocuğun becerilerinin gelişimsel normlarla karşılaştırılmasını sağlar ve gelişimi sınırda olan veya gecikmiş olan çocukların tanılanmasına yardımcı olur. Çocuk gelişim değerlendirme çalışmalarında çeşitli değerlendirme araçları kullanılmaktadır. Yapılan değerlendirmelerde çocukların davranışları ile çevre arasındaki ilişkinin de programa rehber nitelik taşıyacağı için ele alınması gerekmektedir.
Yapılacak iş birliği çalışmalarının istendik şekilde gerçekleşebilmesi için bilinmesi gereken ilkeler nelerdir?
? İş birliğine gönüllü olmak; Özel gereksinimli çocukların değerlendirilmesinde ekip üyeleri birbirlerini tanımayabilir ya da gönüllü olmadan sistemin bir gereği olarak ekibin bir üyesi olmuş olabilir. Önemli olan özel gereksinimli çocuk yararına hizmet için ortak paydada buluşmak olmalıdır. ? İş birliğinde eşitlik: Özel gereksinimli çocukların tanılanması ve değerlendirilmesinde farklı alan uzmanlarının rolleri bulunmaktadır. Önemli olan her alan uzmanının özel gereksinimli çocuk ve ailesi ile ilgili söyleyeceklerinin olduğudur. Dolayısıyla alan uzmanları ekip içinde eşit söz hakkına sahip olmalıdır. ? İş birliğinde amacın ortak olması: Yapılacak tanılama ve değerlendirme çalışmalarında amacın ortak olması, sonuçta ulaşılması düşünülen hedefe daha sistemli erişimi sağlamaktadır. ? İş birliğinde ortak sorumluluk: Yapılan değerlendirme sonucunda sorumluluk, ekip çalışanlarına ortak dağıtımı gerektirir ki özel gereksinimli çocukların tanılanması ve değerlendirilmesinde çalışan uzmanların bireysel olarak sorumluluklarını nitelikli bir şekilde yerine getirmeleri, ekibin kaliteli hizmetine yarar sağlamaktadır. ? İş birliğinde elde edilen sonuçların paylaşımı: Her alan uzmanının etik kurallar çerçevesinde hareket etmesi ve değerlendirme sonuçlarından elde edilen bilgilerin, diğer alan uzmanlarının etik kurallar çerçevesinde ihtiyacı olabilecek kadarını paylaşması beklenmektedir.
Norm bağımlı değerlendirme nedir?
Norm bağımlı değerlendirme, bireyin belirli bir ya da birden fazla alandaki becerilerini aynı yaş grubundaki diğer kişilerin beceri düzeyleri ile karşılaştırır ve aynı sosyokültürel çevreden gelen, aynı yaş grubundaki kişilere kıyasla bireyin becerilerinin hangi düzeyde olduğunu yaş ya da yüzdelik gibi nicel değerler ortaya koyarak göstermektedir. Bu değerlendirme yaklaşımı, bireyin değerlendirilen alandaki becerilerine ilişkin genel bir görünüm ortaya koymaktadır. Norm bağımlı değerlendirme yaklaşımı, değerlendirilen andaki performansa göre çıkarımda bulunmakta ve bireyin performansını geniş örneklem grupları ile karşılaştırmaktadır.
Ölçüt bağımlı değerlendirme nedir?
Ölçüt bağımlı değerlendirme, bireyin belirli bir becerideki performansını çeşitli standartlar ve/veya beceri grupları ile karşılaştırmaktadır. Genellikle gelişimsel sıraya uygun olarak oluşturulan ölçüt bağımlı değerlendirme araçlarında belirli bir alandaki beceriler o beceri grubunu temsil eden çeşitli örnekler yoluyla gözlenmektedir. Uygulayıcının kendisi tarafından oluşturulabileceği gibi, standardizasyonu yapılmış bazı ölçüt bağımlı değerlendirmeler de bulunmaktadır.
Dinamik değerlendirme nedir?
Dinamik değerlendirme yaklaşımı ise, bireyin var olan becerilerini ve öğrenme potansiyelini ortaya koymaktadır. Değişken bir yapıya sahip olan bu değerlendirme yaklaşımı etkileşim odaklıdır. Dinamik değerlendirmede, değerlendirmeyi yapan kişi değerlendirilen beceriyi önce çocukla birlikte gerçekleştirir. Çocuğa değerlendirilen beceri ile ilgili bir ya da daha fazla sayıda örnek sunar. Ardından, örnek verilen beceride çocuğun bağımsız olarak sergilediği performansı izler. Dinamik değerlendirme genel olarak, örnek sunulduğunda ya da fırsat verildiğinde mevcut performansta bir değişiklik oluyor mu? sorusunun yanıtını vermektedir.
Formal değerlendirme nedir?
Formal değerlendirme için kullanılan testler, uygulama puanlama ve yorumlama konularında belirgin kuralları olan yapılandırılmış ölçümleme yöntemleridir. Norm bağımlı testler çocuğun performansını norm oluşturan gruptaki çocukların performansıyla kıyaslamaktadır. Testin özelliğine göre bireysel ya da grup olarak uygulanabilmektedir. Ancak grup olarak yapılan uygulamaların yetersizlikten etkilenmiş çocuk aleyhine sonuçlar verme riski de bulunmaktadır. Dolayısıyla testler, yetersizlikleri olabilecek çocukların belirlenmesinde yararlanılması uygun bir araç olarak görülebilmektedir.
IQ aralıkları nelerdir?
Uzmanlar, yıllar boyunca zihinsel yeteneklerin genellikle çan eğrisi olarak adlandırılan bir şekille tarif edilebileceğini varsaymışlardır. Tüm insanların 3’te 2’si ortalama olarak tabir edilen ve 85 ile 115 IQ puanı arasında kalan bölgede yer almaktadırlar. En sağda yer alan %2- 3’lük kesim (yani 120 ve üzeri IQ puanı olanlar) üstün yetenekli olarak, bu yüzdenin içindeki çok daha az bir kesim ise çok üstün yetenekli (145’e yakın IQ puanı olanlar) olarak tanımlanmaktadırlar. Buna ek olarak hâlen en üstteki %1’lik kesimin onda birini oluşturan çok küçük bir grup da son derece üstün yetenekli (150-160 arası IQ) olarak tanımlanmaktadır.
İşitme nedir?
İşitmenin gerçekleşmesinde dış, orta ve iç kulak görev alır. Dış kulak; kulak kepçesi, işitme kanalı ve kulak zarından oluşur. Ses, işitme kanalından geçtikten sonra kulak zarına çarpar ve kulak zarını titretir. Orta kulak; kulak zarının yanında vücudumuzun en küçük kemikleri olan; çekiç, örs ve üzengi kemiklerini içeren boşluktur. Bu üç küçük kemik zinciri kulak zarı ile bağlantılıdır. Bu zincir kulak zarında başlar ve iç kulağa kadar devam eder. İç kulaktaki veya kokleadaki sıvının hareketi aracılığıyla iç kulaktaki tüycükler hareketlenir. Tüycüklerin bu hareketi iç kulaktan işitme sinirine, oradan da beyne elektrik sinyali gönderir. Böylece ses kaynağından gelen ses anlamlandırılması için beyne ulaşır ve işitme süreci tamamlanmış olur.
Dil nedir?
Dil temelde, düşünmek ve ifade etmek için kullanılan karmaşık ve dinamik geleneksel semboller sistemidir.
Konuşma bileşenleri nelerdir?
Konuşma, ses sembollerinin kullanılması yoluyla iletişim kurulması, dolayısıyla dilin fiziksel üretimidir ve solunum, sesletim, rezonans (geniz ve ağız boşluğunda havanın titreşimiyle ilgili ses kalitesi) ve artikülasyon olmak üzere dört sistemdeki kas gruplarının kusursuz bir şekilde aktivasyonunu gerektirmektedir. Akciğerler, nefes borusu, sert ve yumuşak damak, dil, çene, dişler, dudaklar gibi birçok organ konuşmada görev almaktadır. Konuşmada kullanılan bu organlar ve işleyişlerine ilişkin bireysel farklılıklar bulunmaktadır. Konuşma da dil gibi farklı bileşenlerden oluşmaktadır. Konuşma, artikülasyon, ses ve akıcılık olmak üzere üç temel bileşene ayrılabilir.
Dil bozukluğu nedir?
Dil bozukluğu, yazılı ve/veya sözel dilde ve/veya diğer sembol sistemlerini kullanma ve/veya anlamaya yönelik olarak gelişimde sapma veya bozukluk olması durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu bozukluk, dilin biçim bileşenini (sesbilim, biçimbilim ve sözdizimsel sistemlerini), dilin içeriğini (anlambilim) ve/veya iletişim amaçlı dilin kullanımını (kullanımbilim/edimbilim) içerebilir. Çocukluk döneminde, biçim, içerik ve/veya kullanım alanlarından birinde ya da birkaçında aynı kültürel çevreden gelen, aynı dilbilimsel alt yapıya sahip olan ve/veya kronolojik olarak aynı yaş grubunda yer alan diğer çocukların geneli ile uyumlu bir dil profili sergilenmemesi dil bozukluğunun işaretleri olarak kabul edilmektedir.
Dil bozukluğu çeşitleri nelerdir?
? Zihinsel Yetersizlikler ve Dil Bozukluğu ? Otizm Spektrum Bozukluğu ve Dil Bozukluğu ? İşitme Kaybı ve Dil Bozukluğu ? Travmatik Beyin Hasarı ve Dil Bozukluğu ? Özgül Dil Bozukluğu
Konuşma bozukluğu çeşitleri nelerdir?
? Sesletim (Artikülasyon) Bozukluğu ? Ses Bozukluğu ? Akıcılık Bozuklukları
Ülkemizde kullanılan norm bağımlı değerlendirme araçları nelerdir?
? PeabodyResim Kelime Testi ? TİFALDİ-Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil Test ? Türkçe Erken Dil GelişimiTesti ? Ankara Artikülasyon Testi AAT
Dinamik değerlendirme yaklaşımı nedir?
Dinamik değerlendirme yaklaşımı ise dil ve konuşma bozukluklarının yanı sıra, dilbilimsel ve kültürel olarak farklı gruplardan gelen (söz gelimi, göçmen çocuklar) çocukların dil becerilerinin değerlendirilmesinde kullanılmaktadır ve bu durum, yaklaşımın güçlü yönleri arasında yer almaktadır.
İşitme kaybının frekans değerlerine göre sınıflandırılması nasıldır?
İşitme kaybının frekans değerleri dikkate alındığında; hafif, orta, ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı olarak tanımlanmaktadır.
İşitme engelli çocuklar ve dil gelişimi nasıl ilerler?
İşitme engelli çocuklar ve dil gelişimi: Bu çocuklarda işitme girdisi azdır ve bu durum dil gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşamın ilk döneminde işitme engelli bebekler, normal akranına benzer bir gelişim gösterir. Çok ileri işitme engelli bebekler ise görme alanı içindeki nesnelere tepki verirken görme alanı dışındaki nesnelerin sesleri ile ilgilenemez ve tepki gösteremez. Hatta kendi çıkardıkları sesleri duyamazlar. Ayrıca işitme engelli çocuğun işitme kaybına bağlı olarak ebeveynleri ile aktif iletişim içinde giremeyebilirler. Bunların yanı sıra kelime hazineleri akranlarına göre daha yavaş gelişir. Çocukların kullandıkları cümleler basit ve kısa olmaktadır. İşitme engelli çocuklar bir kelimenin birden fazla anlamını da anlamakta zorlanırlar. Etken ve edilgen cümle yapılarını anlamakta zorlanırlar.
Odyometrik İnceleme Yöntemleri nelerdir?
? Saf ses odyometresi ? Konuşma odyometrisi ? Çocuk odyometrisi ? Objektif odyometrik testler
İşitsel Olarak Sese Olan Tepkiler nelerdir?
? Sesi fark etme ? Sese yönelme ? Ses kaynağını arama ? Sese dikkatini yöneltme
İşitme engelli çocuklarda iletişim yöntemi ve eğitim sisteminin belirlenmesinde geçerli olan yöntemler nelerdir?
Yöntemlerden biri işitsel-sözel yöntem diğeri işaret dilidir.
Zihinsel engelli bireylerin tanımlanmasında üç temel özellik bulunmaktadır. Bunlar nelerdir?
Bunlar zihinsel işlevler, uyumsal davranışlar ve destek sistemlerdir.
Zihinsel işlevler nelerdir?
Zihinsel işlevler: Zihinsel yetersizlik zihinsel işlevlerde önemli derecede normalin altında olma, olarak ifade edilmektedir. Zihinsel yetersizliklerin belirlenmesinde zekâ testlerinden yararlanılmaktadır. Ortalama zekâ puanı 100 olarak düşünüldüğünde bu testten alınan ortalama puanın iki standart puan altında yer alan (yani zekâ bölümünün 70 ve altında olma durumu) birey, zihinsel yetersiz olarak tanımlanmaktadır.
Zihinsel engelli çocuklarda genel gelişim özellikleri nelerdir?
Genel olarak zihinsel engelli çocukların bilişsel, dil, motor ve sosyal-duygusal gelişim alanlarında gelişim profilleri farklı sonuçları vermektedir. Dolayısıyla zihinsel engelli her çocuk ayrı bir birey olarak değerlendirilmelidir.
Zihinsel engelli bireylerin zihinsel işlevlerinin belirlenmesinde yaygın olarak zekâ testleri nelerdir?
? Bayley Bebekler için Gelişimsel Değerlendirme Ölçeği- BÇGÖ ? Denver Gelişimsel Tarama Testi DGTT-II
Görme engelin tıbbi ve eğitsel tanıma göre tanımları nelerdir?
Tıbbı tanıma göre görme engel, uzak görme keskinliği ve görme alanı sınırı ile tanımlanmaktadır. Görme alanı 20 dereceden az ve görme keskinliği 20/200 ya da daha az olan bireylere görmez (kör), görme keskinliği 6/18 den az 3/60’a eşit ya da daha fazla olan ya da görme alanı 10 dereceden az olan bireylere az gören denilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü yeni bir sınıama önerisinde bulunmuştur. Eğitsel tanıma göre görmez (kör), görme yetersizliğinden etkilenmiş olup, Braille alfabesiyle eğitim öğretim çalışmalarına devam eden bireydir. Eğitsel açıdan az gören ise görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen kişidir. Az gören bireyler gözlük, büyüteç gibi yardımcı araçlara, büyük puntolu yazı, gibi materyal ve çevre düzenlemelerine ihtiyaç duyarlar.
Görme engellileri sınıflandırılması nasıldır?
? Hiç görmeyenler ? Az görenler ? Görme yetersizliği olanlar
Görme engelli çocuklar ve bilişsel gelişim nasıldır?
Görme engelli çocuklar ve bilişsel gelişim: Çevrelerini algılamaları ve bilgi toplamaları, sağlam olan diğer duyularına dayalı olmaktadır. Bu nedenle de görme engelliler öğrenirken nesnelere dokunur, nesnelerin çıkardıkları sesleri dinler, koklar ve tatlarına bakarak nesnenin özelliklerini anlamaya çalışıp diğer duyu organlarından geniş ölçüde yararlanırlar. Bilişsel açıdan kavram kazanımları zor olmaktadır. Özellikle mekânla ilgili kavramları algılamakta güçlük yaşarlar. Bunun yanı sıra somut kavramları soyut kavramlara oranla daha iyi kavrarlar.
Görme Engellilerde Değerlendirme nasıl yapılır?
Yenidoğan dönemden itibaren göz muayenesi yapılabilmektedir. Bebeklerde göz muayenesi, göz bebeğinin genişletirek cihazlar yardımı ile gözün ön ve arka bölümlerinin incelenmesi şeklinde yapılabilmektedir. Dolayısıyla görme kusurlarının ve kaybının erken dönemde tanılanması erken müdahale açısından büyük önem taşımaktadır.
Görme kaybının belirtileri nelerdir?
? Gözü önündeki ilgi çeken bir nesneyi farkına varamıyor ya da takip edemiyorsa, ? Gözlerini ışıktan kaçırıyorsa, ? Göz hareketlerinde farklılık varsa veya gözleri titriyorsa, ? Amaçsızolarak etrafa bakınıyorsa, ? Gözlerinin kaşındığını söyleyip sık sık ovuyorsa, ? Gözlerde sulanma ve kızarıklık varsa, ? Renkli bir resimde renkleri ve nesneleri ayırt edemiyorsa, göz kontrolü için mutlaka bir göz hekiminin muayenesine ihtiyacı var demektir.
Serebral palsi nedir?
Serebral palsi (beyin felci), doğum öncesi, doğum ya da doğum sonrası erken çocukluk döneminde, beyinde meydana gelen bir hasara bağlı olarak ortaya çıkan yürüme, hareket ve duruş bozuklukları ile seyreden bir hastalıktır. Zekâ genellikle normaldir. Bazı durumlarda zihinsel gerilikler, probleme eşlik edebilir. Asıl sorun hareket güçlüğüdür.
Serebral palside değerlendirme nasıl yapılır?
Serebral palside beyindeki hasara bağlı olarak kasiskelet sistemi bozuklukları ve normal hareket sistemi gelişim geriliği görülmektedir. Tanı ve değerlendirme sürecinde çok yönlü olarak alanın farklı profesyonelleri tarafından değerlendirilmesi, tanılama ve destek hizmette büyük önem kazanmaktadır. Serebral palsili çocuklar normal hareket sistemi gelişimi için teşhis edildiği andan itibaren yoğun ve düzenli rehabilitasyon programları başlatılmaktadır. Diğer özel gereksinimli çocuklar için olduğu gibi serebral palsili çocuk anne-babasına mutlaka eğitim ve psikolojik destek hizmeti verilmelidir.
DSM-TM Kriterlerine Göre OSB’nin Derecelendirilmesi nasıldır?
? Desteğe ihtiyacı olan (hafif düzey) ? Önemli miktarda desteğe ihtiyacı olan (orta düzey) ? Çok önemli miktarda desteğe ihtiyacı olan (ağır düzey)
OSB’nin temel belirtilerine bakıldığında DSM V-TM, belirtileri iki boyutta ele almaktadır. Bunlar nelerdir?
? Toplumsal iletişim ? Kısıtlı, yineleyici davranışlar.
Çok küçük çocuklarda tanı koymak neden güçtür?
Özellikle 2 yaş altı çocuklarda birçok belirti görmek mümkündür. Örneğin; 12 aylık çocuklarda klinik gözlem ve sosyal iletişim becerileri değerlendirildiğinde çeşitli belirtileri görmek mümkündür. Alan uzmanları tarafından yapılan bu değerlendirmeler sonucunda genellikle çocuk risk grubu ile takibe alınmakta ve desteklenmektedir. Örneğin; 6 aylık bir bebeğin konuşanın yüzüne bakmaması, babıldamaması, konuşana cevap olarak sesler çıkarmaması ya da gülümsememesi, mutlaka bir pediatrist ya da çocuk gelişimi uzmanının görüşüne başvurulmasını gerektirir.
Öğrenme güçlüğü nedir?
Özel öğrenme güçlüğü, bir çocuğun zekâsı normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekâsına oranla düşük başarı göstermesidir. Genellikle birçok çocuk için öğrenme güçlüğü okula başlamasıyla birlikte akademik becerileri kazanmakta başarısız olmaları ile dikkati çekmektedir.
Özgül öğrenme güçlüğünün tanılanmasında ayırıcı 3 önemli ölçüt nedir?
? Başarı ve zihinsel yetenekler arasında ciddi bir uyuşmazlığın belirlenmesi ? Belirlenen uyuşmazlığın uygun öğrenme deneyimleri sağlanmasına rağmen sürüyor olması ? Uyuşmazlığın başka başka yetersizliklerin ve koşulların bir sonucu olmaması.
Özgül öğrenme bozukluğunda ayırıcı tanıda önemli olan kriterlerden biri zekâ testi ve başarı testi puan arasındaki standart puan farkıdır.. Bunlar nasıl değerlendirilir?
Bu yöntemde aynı ortalama ve standart sapma puanlarına sahip zekâ testi ve başarı testi puanları elde edilmekte, daha sonra başarı puanı zekâ testi puanından çıkarıldığında fark büyük ise öğrenme güçlüğünden söz edilebilmektedir.
Tarama değerlendirmeleri hangi amaçlarla gerçekleştirilir?
Tarama değerlendirmeleri, bir çocuğun gelişimine dair bir ön değerlendirme yapmak, genel gelişimi hakkında bilgi edinmek, gelişimsel alanlarda gecikme yaşayabilecek çocukları belirlemek amacıyla yapılmaktadır.
Ülkemizde hangi tarama programı bulunmaktadır?
Ülkemizde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanlığı tarafından yürütülen “Yenidoğan Tarama Programı” bulunmaktadır.
Ülkemizle yürütülen "Yenidoğan Tarama Programının" amacı nedir?
Sağlık Bakanlığı tarafından “Yenidoğan Tarama Programını” amacı tüm yenidoğanların Konjenital Hipotiroidi, Fenilketonüri ve Biyotinidaz Eksikliği yönünden taranması, oluşacak zekâ geriliği, beyin hasarları ve geri dönüşümsüz zararların engellenerek, topluma getirdiği ekonomik yükün önlenmesi, akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincinin artırılması, tanı konan bebeklerde bu hastalıklar nedeniyle oluşacak rahatsızlıkları önlemek amacıyla uygun tedavi başlanması ve böylece belli bir zekâ seviyesine ulaşmalarının sağlanması olarak ifade edilmiştir.
Tanılama nasıl tanımlanmaktadır?
Özel eğitim terimler sözlüğüne bakıldığında tanılama; belirti, semptom ve pek çok tanılama işleminin sonucuna göre tıbbi bir durum veya hastalığa isim verme olarak ifade edilmektedir.
Değerlendirme nedir ve neyi amaçlar?
Değerlendirme ise özel gereksinimli bireylerin performansını ortaya koyan, bireysel özellikleri ve ilgilerini belirlemeye yönelik yapılan süreçtir. Değerlendirme genel olarak, birey hakkında sistematik bilgi toplamayı amaçlar.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde yararlanılan modeller nelerdir?
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde iki modelden yararlanılmaktadır. Bunlar; tıbbi ve eğitsel modeldir.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde yararlanılan modellerden biri olan tıbbi model nedir? Açıklayınız.
Tıbbi tanılama ile yetersizliğin olup olmadığı belirlenmekte, yetersizliğe neden olan zedelenmenin yeri, derecesi, süreğen olup olmadığı gibi özellikler tespit edilmektedir. Tıbbi tanılama, çocukta var olan zedelenmenin nasıl bir gelişim göstereceğini ve giderilebilmesi ile ilgili izlenebilecek yollar konusundaki çalışmaları içermektedir. Ayrıca tıbbi önlemler üzerinde durulmaktadır ve gelişim taramaları yapılmaktadır. Tıbbi tanılama ve gelişimsel testlerden elde edilen veriler ışığında teşhis ve sınıflandırma yapılabilmektedir.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde yararlanılan eğitsel model ile ne belirlenmektedir?
Eğitsel tanılama ile de çocuğun ne tür bir eğitim programına alınmasının uygun olacağına karar verilmektedir.
Özel gereksinimli çocukların aileleri engellilik konusu ile yüzleşmeleri sonucu ne gibi duygusal sorunlar yaşayabilirler?
Özel gereksinimli çocukların aileleri engellilik konusu ile yüzleşmeleri sonucu çeşitli duygusal sorunlar yaşamaya başlamaktadırlar. Bunlar:
• Engelli çocuğun ailede yarattığı stres,
• Engellilik ile birlikte fiziksel, maddi ve psikolojik sorunlar,
• Engelliliğin evdeki diğer çocuklar üzerinde yarattığı sorunlarla baş etme,
• Ailelerin kendilerine destek olacak uzmanlarla karşılaşamaması,
• Aile üyelerinin yakın çevresinin gösterdiği tepkilerin yarattığı stres,
• Toplumun engellilik konusuna bakışı, olabilmektedir.
Ailelerin tanılama, değerlendirme ve gelişimsel destek programlarındaki rolleri ya da katılım gösterebilecekleri etkinlikler nelerdir?
Aileler tanılama, değerlendirme ve gelişimsel destek programlarında önemli rollere sahiptir. Ailenin bu rollerini ya da katılım gösterebileceği etkinlikleri beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar şöyledir:
1. Belirleme: Aileler çocukları ile birlikte zaman geçirirler ve bu süreçte normal gitmeyen bazı sorunları erken fark etme durumları olabilmektedir. Dolayısıyla yenidoğan dönemden sonraki süreçte karşılaşılan risk durumlarını yakalamada anne babalar önemli bir role sahiptir.
2. Değerlendirme: Uzmanların çocukta gözlemleyemedikleri bazı konularda ailelerden bilgi alınmaktadır. Aileler değerlendirmenin bir parçası konumundadır.
3. Program hazırlığı: Değerlendirme sonuçlarına göre ailelerin çocuktan çeşitli beklentileri olabilmektedir. Uzmanların yapılan değerlendirme sonuçlarına göre beklentileri daha profesyonel bir yaklaşım içinde olmalarından dolayı daha gerçekçi olabilmektedir. Çocuğun gelişimsel destek programlarının uygulanmasında önemli rolleri olan anne-babaların öncelikle çocuklarının gereksinimleri olan beceriler hakkında gerçekçi tutum içinde olmaları beklenmektedir. Bu nedenle gelişim destek programında öncelikler konusunda aile ile uzmanların ortak karar alması gerekmektedir. Alınan ortak kararlar, programın hazırlanması ve uygulanması sürecinde ön koşul olarak yer almaktadır.
4. Öğretme: Özellikle özel gereksinimli çocukların rehabilitasyon çalışmalarında uzmanlar tarafından yapılan destek uygulama çalışmalarının evde desteklenmesi ve çocuğun sık tekrar ile öğrenmesi sürecinde ailenin katılımı söz konusudur. Ailenin öğretim programında yer alması çocuğunun öğrenme stili ve herhangi bir bilgiyi kazanım süresi konusunda öngörüde bulunmalarına yardımcı olmaktadır.
5. Değerlendirme: Ailelerin ve uzmanların özel gereksinimli çocuğun gelişimi için yapmış oldukları her öğretimin sonunda değerlendirme yapmaları, çocuğun öğrenmesine ilişkin kanıtların toplanmasına yardımcı olmaktadır. Düzenli ve sürekli izlemin yapılması ve kaydedilmesi; uzun ve kısa süreli amaçların, kullanılan yöntemlerin ya da pekiştireçlerin etkinliğini değerlendirerek gerekli değişikliklerin yapılmasını sağlamaktadır.
Özel gereksinimli çocukların gelişimsel açıdan desteklenebilmesi için yapılacak iş birliği çalışmalarının istendik şekilde gerçekleşebilmesi için takip edilmesi gereken ilkeler nelerdir?
Özel gereksinimli çocukların gelişimsel açıdan desteklenebilmesi için yapılacak iş birliği çalışmalarının istendik şekilde gerçekleşebilmesi için bazı ilkelerin bilinmesi gerekmektedir. Bunlar;
- İş birliğine gönüllü olmak
- İş birliğinde eşitlik
- İş birliğinde amacın ortak olması
- İş birliğinde ortak sorumluluk
- İş birliğinde elde edilen sonuçların paylaşımıdır.
Norm bağımlı değerlendirme nedir? Açıklayınız.
Norm bağımlı değerlendirme, bireyin belirli bir ya da birden fazla alandaki becerilerini aynı yaş grubundaki diğer kişilerin beceri düzeyleri ile karşılaştırır ve aynı sosyokültürel çevreden gelen, aynı yaş grubundaki kişilere kıyasla bireyin becerilerinin hangi düzeyde olduğunu yaş ya da yüzdelik gibi nicel değerler ortaya koyarak göstermektedir. Bu değerlendirme yaklaşımı, bireyin değerlendirilen alandaki becerilerine ilişkin genel bir görünüm ortaya koymaktadır. Norm bağımlı değerlendirme yaklaşımı, değerlendirilen andaki performansa göre çıkarımda bulunmakta ve bireyin performansını geniş örneklem grupları ile karşılaştırmaktadır
Ölçüt bağımlı değerlendirme nedir? Açıklayınız.
Ölçüt bağımlı değerlendirme, bireyin belirli bir becerideki performansını çeşitli standartlar ve/veya beceri grupları ile karşılaştırmaktadır. Genellikle gelişimsel sıraya uygun olarak oluşturulan ölçüt bağımlı değerlendirme araçlarında belirli bir alandaki beceriler o beceri grubunu temsil eden çeşitli örnekler yoluyla gözlenmektedir. Uygulayıcının kendisi tarafından oluşturulabileceği gibi, standardizasyonu yapılmış bazı ölçüt bağımlı değerlendirmeler de bulunmaktadır.
Dinamik değerlendirme yaklaşımı nedir? Açıklayınız.
Dinamik değerlendirme yaklaşımı ise, bireyin var olan becerilerini ve öğrenme potansiyelini ortaya koymaktadır. Değişken bir yapıya sahip olan bu değerlendirme yaklaşımı etkileşim odaklıdır. Dinamik değerlendirmede, değerlendirmeyi yapan kişi değerlendirilen beceriyi önce çocukla birlikte gerçekleştirir. Çocuğa değerlendirilen beceri ile ilgili bir ya da daha fazla sayıda örnek sunar. Ardından, örnek verilen beceride çocuğun bağımsız olarak sergilediği performansı izler. Dinamik değerlendirme genel olarak, “örnek sunulduğunda ya da fırsat verildiğinde mevcut performansta bir değişiklik oluyor mu?” sorusunun yanıtını vermektedir.
Genel olarak özel gereksinimli çocukların tanılanması ve değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken konular nelerdir?
Genel olarak özel gereksinimli çocukların tanılanması ve değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken konular şunlardır:
- Kullanılacak değerlendirme aracı, alan uzmanları tarafından seçilmelidir.
- Değerlendirme aracı, geçerli ve güvenilir olmalıdır.
- Seçilen araç çocuğun yaşına ve uygulamaya gereksinim duyulan ihtiyaca uygun olmalıdır.
- Değerlendirme sonuçları kapsamlı olarak ele alınmalıdır.
- Değerlendirmede aile, öğretmen bildirimleri, gözlem raporları gibi farklı değerlendirme yöntemlerinin de sonuçlarından yararlanılmalıdır.
- Özel gereksinimli çocuklar için değerlendirmede amaç, çocuğun gelişimini tüm yönleriyle ele almayı hedeflemelidir.
- Değerlendirme sürecinin önemli bir parçası olarak aile ve öğretmen görülmelidir.
- Özel gereksinimli çocukların gelişimsel destek programlarında çeşitli yöntem ve programlar kullanılmaktadır. Tüm yöntemler ve programlar, çocuğun gereksinimlerini gidermeyi hedeflemelidir.
- Her çocuğun hazırbulunuşluluk düzeyi, performansı, gereksinimleri birbirinden farklıdır. Dolayısıyla her çocuğa aynı yöntem ve programın uygulanması doğru değildir. Uygulanan yöntem ve program çocuğa özgü yaklaşımı içermelidir.
- Her yöntem ve tekniğin avantaj ve dezavantajları olabilir. Dolayısıyla çocuk için en uygun yöntem ve programın belirlenmesinde ailenin ve uzmanların ortak görüşü oldukça önemlidir.
- Programın nerede, kimler tarafından yürütüleceği, değerlendirme sürecinin nasıl yapılacağı, sürecin ve ortalama maliyetinin ne kadar olacağı ile ilgili planlamanın yapılması gereklidir.
- Gelişimsel değerlendirme sonuçları dikkate alınarak çocuk için uygun destek program oluşturulmalıdır.
Üstün yetenekli çocukların tanılanmasında belli bir standart sağlanabilmesi için bağlı kalınması gereken ilkeler nelerdir?
Üstün yetenekli çocukların tanılanmasında belli bir standart sağlanabilmesi için yararlılık, bilimsellik, kapsamlılık, eşitlik, erken tanı, süreklilik, uygun araç kullanımı, ortak karar gibi tanılama ilkelerine bağlı kalınması gereklidir.
Dilin hangi bileşenlerle açıklanmaktadır?
Dil, biçim, içerik ve kullanıma dayalı bir model ile açıklanmıştır.Dilin biçim bileşeni sesbilgisi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve söz dizimi (sentaks); içerik özelliği anlambilim (semantik); kullanım özelliği ise kullanımbilim (pragmatik) bileşenlerini kapsamaktadır.
Konuşmanın temel bileşenleri nelerdir? Açıklayınız.
Konuşmanın temel bileşenleri artikülasyon, ses ve akıcılıktır.
Artikülasyon: Konuşmada görevli organlar aracılığıyla (dil, dudaklar, dişler, damak, yumuşak damak, çene ve ses telleri) konuşma seslerini oluşturma ve akciğerlerden gelen havanın belli konumlara girmesini sağlayan devinimlerin tümü anlamına gelmektedir.
Ses: Larinkste (ses kutusu) yer alan ses tellerinin titreşimi ile seslerin üretilmesi anlamına gelir ve frekans ve yoğunluk gibi fiziksel özellikleri içerir.
Akıcılık: Konuşma üretiminde çaba sarf etmeden, bölünmeden akan sözcelerin olması, konuşma veya sözel dilin rahat ve pürüzsüz üretilmesi anlamına gelmektedir.
Dil bozukluğu nasıl tanımlanmaktadır?
Dil bozukluğu, yazılı ve/veya sözel dilde ve/veya diğer sembol sistemlerini kullanma ve/veya anlamaya yönelik olarak gelişimde sapma veya bozukluk olması durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu bozukluk, dilin biçim bileşenini (sesbilim, biçimbilim ve sözdizimsel sistemlerini), dilin içeriğini (anlambilim) ve/veya iletişim amaçlı dilin kullanımını (kullanımbilim/ edimbilim) içerebilir.
Özgül dil bozukluğu nedir?
Özgül dil bozukluğu genel olarak, anatomik, nörolojik, fiziksel ya da zihinsel bir problem bulunmamasına ve standart zekâ testleri ile belirlenen sözel olmayan zekâ puanlarının normal sınırlar arasında olmasına karşın, bireyin dil becerilerine ilişkin önemli derecede güçlükler sergilediği durumları kapsamaktadır. Bir başka deyişle özgül dil bozukluğu, zihinsel beceriler ile uyumlu olmayacak şekilde, okuma, yazma ve hecelemeyi öğrenmede ve sözel dil sistemlerinde yaşanan güçlükler ile karakterizedir.
Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan yaklaşımlar nelerdir?
Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesine ilişkin farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Genel olarak bu yaklaşımlar, norm bağımlı, ölçüt bağımlı ve dinamik değerlendirme olmak üzere üç ana başlık altında ele alınabilir.
İşitme engelli çocuklarda dil gelişimi nasıldır?Açıklayınız.
İşitme engelli çocuklar ve dil gelişimi: Bu çocuklarda işitme girdisi azdır ve bu durum dil gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşamın ilk döneminde işitme engelli bebekler, normal akranına benzer bir gelişim gösterir. Çok ileri işitme engelli bebekler ise görme alanı içindeki nesnelere tepki verirken görme alanı dışındaki nesnelerin sesleri ile ilgilenemez ve tepki gösteremez. Hatta kendi çıkardıkları sesleri duyamazlar. Ayrıca işitme engelli çocuğun işitme kaybına bağlı olarak ebeveynleri ile aktif iletişim içinde giremeyebilirler. Bunların yanı sıra kelime hazineleri akranlarına göre daha yavaş gelişir. Çocukların kullandıkları cümleler basit ve kısa olmaktadır. İşitme engelli çocuklar bir kelimenin birden fazla anlamını da anlamakta zorlanırlar. Etken ve edilgen cümle yapılarını anlamakta zorlanırlar
Zihinsel engelli çocuklarda bilişsel gelişim nasıldır? Açıklayınız.
Zihinsel engelli çocuklar ve bilişsel gelişim: Zihinsel engelli çocuklar birçok bilgi, kavram ve beceriyi normal akranları gibi öğrenebilirler ancak zihinsel işlevlerdeki yetersizlikleri nedeniyle onlardan daha yavaş ve güç öğrenirler. Basit düzeyde algılarlar. Ayrıca dikkat dağınıklığı ve bellik süresinin sınırlı olması nedeniyle öğrenmede güçlükler görülmektedir. Bunun yanı sıra öğrendikleri bir bilgiyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada ve aktarılan bilginin hatırlanmasında sorunlara rastlanmaktadır.
Görme engelli çocuklarda bilişsel gelişim nasıldır? Açıklayınız.
Görme engelli çocuklar ve bilişsel gelişim: Çevrelerini algılamaları ve bilgi toplamaları, sağlam olan diğer duyularına dayalı olmaktadır. Bu nedenle de görme engelliler öğrenirken nesnelere dokunur, nesnelerin çıkardıkları sesleri dinler, koklar ve tatlarına bakarak nesnenin özelliklerini anlamaya çalışıp diğer duyu organlarından geniş ölçüde yararlanırlar. Bilişsel açıdan kavram kazanımları zor olmaktadır. Özellikle mekânla ilgili kavramları algılamakta güçlük yaşarlar. Bunun yanı sıra somut kavramları soyut kavramlara oranla daha iyi kavrarlar.
Serebral palsi nedir? Açıklayınız.
Serebral palsi (beyin felci), doğum öncesi, doğum ya da doğum sonrası erken çocukluk döneminde, beyinde meydana gelen bir hasara bağlı olarak ortaya çıkan yürüme, hareket ve duruş bozuklukları ile seyreden bir hastalıktır. Zekâ genellikle normaldir. Bazı durumlarda zihinsel gerilikler, probleme eşlik edebilir. Asıl sorun hareket güçlüğüdür.
-
AÖF Sınavları İçin Ders Çalışma Taktikleri Nelerdir?
date_range 9 Gün önce comment 11 visibility 17995
-
2024-2025 Öğretim Yılı Güz Dönemi Kayıt Yenileme Duyurusu
date_range 7 Ekim 2024 Pazartesi comment 1 visibility 1176
-
2024-2025 YKS Ek Yerleştirme İle Yerleşen Adayların Çevrimiçi (Online) Başvuru ve Kayıt Duyurusu
date_range 24 Eylül 2024 Salı comment 1 visibility 623
-
Çıkmış Soruları Gönder Para Kazan!
date_range 10 Eylül 2024 Salı comment 5 visibility 2751
-
2023-2024 Öğretim Yılı Yaz Okulu Sınavı Sonuçları Açıklandı!
date_range 27 Ağustos 2024 Salı comment 0 visibility 914
-
Başarı notu nedir, nasıl hesaplanıyor? Görüntüleme : 25580
-
Bütünleme sınavı neden yapılmamaktadır? Görüntüleme : 14510
-
Akademik durum neyi ifade ediyor? Görüntüleme : 12513
-
Harf notlarının anlamları nedir? Görüntüleme : 12503
-
Akademik yetersizlik uyarısı ne anlama gelmektedir? Görüntüleme : 10430