Arapça 3 Dersi 1. Ünite Özet

Dil Bilgisi: Arapçada Zamanlar

القواعد: الأزمان في اللغة العربية

Arapçada zaman ifadelerini toplu olarak göreceğimiz bu bölümde ilk olarak daha önceki derslerimizde bahsettiğimiz zamanları kısaca hatırlayacağız. Birinci kitabımızda da değindiğimiz gibi Arapça fiiller 3. tekil eril mâzî (di’li geçmiş) zaman formlarıyla anılır ve sözlüklerde madde başı olarak bu şekilde bulunurlar. Mâzî çekiminde fiilin sonuna aşağıdaki tabloda kırmızı ile gösterilen ekler gelir. Üçüncü tekil dişil forma ait dişil te’si dışında bu eklerin tümü, aynı zamanda fiile bitişik özne zamirleridir.

Geçmiş Zaman (Mazi)

img3131

Arapçada muzâri olarak anılan zaman kipi, Türkçede hem geniş hem de şimdiki zaman kipine karşılık gelmektedir. Şimdi muzâri bir fiilin çekimini aşağıdaki örnek üzerinden tekrar hatırlayalım.

Geniş/Şimdiki Zaman

img3131

Gelecek Zaman

Arapçada gelecek zaman kipi elde etmek için fiilin muzârisinin başına سya da سوفekleri getirilir. Bu ön ekler, fiilin son harekesi üzerinde her hangi bir değişiklik yapmaz. Bu ön eklerden esas itibariyle (س) eylemin yakın bir gelecekte yapılacağını, dolayısıyla kesinliğini, (سوف) ise eylemin nispeten uzak bir gelecekte yapılacağını ifade etse de günümüz Arapları bu ön ekleri kullanırken bu inceliği pek gözetmezler; günlük dilde سوف’yi de rahatlıkla yakın bir geleceği ifade etmek üzere kullanabilirler. Şimdi (س) ön ekini kullanmak suretiyle gelecek zaman kipini hatırlayalım:

img3131

ARAPÇA FİİLLERDE HİKÂYE KİPİ

الزمن المستمر في الأفعال العربية

Arapça fiilleri hikâye kipine çevirmek için önceki derslerimizde kullanımını ve kurallarını öğrendiğiniz كانden yararlanacağız. Kâne’nin kullanımı ile ilgili bilgilerimizi hatırlayacak olursak isim cümlesinin başına geliyor, isim cümlesinin öznesini (mubtedâsını) kendisine isim; yüklemini (haberini) kendine haber olarak alıyordu. Mubtedâ’ya artık kâne’nin ismi anlamında اسم كان; habere ise kâne’nin haberi anlamında خبر كان adı veriliyordu. Kâne’nin ismi daima merfû‘; haberi ise mansûb olmak zorundaydı. Kâne başına geldiği isim cümlesinin anlamını geçmiş zamana çeviriyordu.

Kâne’nin haberi bir fiil (cümlesi) olduğunda, o fiil hangi zaman kipinde ise, ilgili zamanın hikâyesi kipini elde etmiş oluruz: Örneğin isim cümlesinin fiili geniş zaman kipinde kullanılmışsa, başa kâne gelince bu cümle geniş zamanın hikâyesi olur. İsim cümlesinin haberi, gelecek zaman kipinde kullanılmışsa, başa kâne getirilince bu sefer gelecek zamanın hikâyesi elde edilmiş olur. İsim cümlesinin haberi geçmiş zaman kipinde kullanılmış bir fiil ise, başa kâne getirildiğinde geçmiş zamanın hikâyesi elde edilmiş olur. Şimdi sırasıyla tüm zamanların kâne ile hikâye kipine dönüşümünü örnek cümlelerle inceleyelim.

Geçmiş Zamanın Hikayesi

Geçmiş zamanda devam eden bir olaya veya işe işaret eden zamandır. Bu olay geçmişte başladığı o muayyen (belirli) vakitte hâlâ sürmektedir. Geniş zamanın hikâyesi kipi, haberi muzâri fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir. İsim cümlesinin mubtedâ’sı açık bir isim ise, kâne bu ismin cinsiyetine bağlı olarak üçüncü tekil eril veya dişil formda kullanılır. İsim cümlesinin mubtedâsı ayrık bir özne zamiri ise, üçüncü tekil eril ve dişil ayrık özne zamirleri dışındakiler bitişik özne zamirine dönüşerek kâne’ye bitişirler. Örneğin;

(Muhammet, çocuklarla oyun oynar.)

محمد يلعب مع الأطفال.

(Muhammet, çocuklarla oyun oynardı.)

مع الاطفال. كان محمد يلعب

Şimdiki Zamanın Hikâyesi

Arapçada şimdiki zamanın hikâyesi iki yolla yapılır:

a. Tıpkı geniş zamanın hikâyesi kipinde olduğu gibi, haberi muzâri fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir, ancak burada eylemin her zaman yapılan bir eylem değil de belli bir zamanda yapıldığını göstermek için uygun bir zaman zarfı kullanılır. Örneğin;

(O sırada camiye gidiyordum.)

كنت أذهبُ إلى المسجد ذلك الحين.

(Sınıfta ağlıyordu.)

كانت باكيةً في الصَّفِّ.

Şimdi, kullanılan fiilin yapısı aynı olduğu için bir tabloda hem geniş zamanın hikâyesi, hem de şimdiki zamanın hikâyesi çekimini, kâne kullanılmazdan önceki isim cümlesinin mubtedâsının ayrık özne zamiri olduğunu varsayarak, bir tabloda görelim:

img3131

Gelecek Zamanın Hikâyesi

Gelecek zamanın hikâyesi kipi, haberi (س) ile gelecek zaman formunda fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir. Örneğin,

(Bir şey diyecektim.)

كنت ساقول شيئاً.

Şimdi, gelecek zamanın hikâyesi çekimini, kâne kullanılmazdan önceki isim cümlesinin mubtedâsının ayrık özne zamiri olduğunu varsayarak, bir tabloda görelim:

img3131

Geçmiş Zamanın Hikayesi

Geçmiş zamanın hikâyesi kipi, haberi mâzi fiil olan isim cümlesinin başına kâne getirilmek suretiyle elde edilir. Bu yapıda, mâzî fiilin başında anlamı güçlendiren قد edatı kullanılır. Örneğin;

(Muhammet bir mektup yazdı.)

محمد كتب رسالة.

(Muhammet bir mektup yazmıştı.)

كان محمد قد كتب رسالة.

Dikkat: قد edatı, edatı, mâzî fiilin başında kullanıldığında anlamı pekiştirir, “kesinlikle” anlamına gelir, bu durumda bazen bir başka kesinlik ifade aracı olan لَ ile birlikte لقد biçiminde de kullanılabilir.Muzâri fiilin başında kullanıldığında ise ihtimal anlamı verir, “belki” anlamına gelir.

Şimdi, geçmiş zamanın hikâyesi çekimini, kâne kullanılmazdan önceki isim cümlesinin mubtedâsının ayrık özne zamiri olduğunu varsayarak, bir tabloda görelim:

img3131


Bahar Dönemi Dönem Sonu Sınavı
25 Mayıs 2024 Cumartesi