Temel Afet Bilgisi Dersi 3. Ünite Özet

Hidro-Meteorolojik Afetler

Sıcak Hava Aşırılıkları

Sıcak hava ve soğuk hava dalgaları, orman yangınları ile beraber don ve buzlanma gibi hava sıcaklıkların çok yüksek ya da çok düşük olması durumu gibi uç değerlerinde neden olduğu tehlikeler, etkili oldukları yerleşim yerleri ve oradaki toplumun sosyo-ekonomik durumuna göre afetlere dönüşebilmektedir.

Buzlanma: Buzla kaplanmak, buza dönüşmek.

Don: Soğuk hava adveksiyonu nedeniyle geniş bir bölgede üzerinde tarımsal alanlara zarar verebilecek ve/veya ıslak yüzeylerdeki suları buza dönüştürebilecek kadar uzun bir süre ve şiddete yüzey hava sıcaklığının donma sıcaklığının altında (0°C’nin) kalması. Duru, açık ve rüzgarsız havalarda yerde ışınım kaybından oluşan yerel, sığ ve kısa süreli olarak hava sıcaklığının donma sıcaklığının altına düşmesidir.

Terin buharlaşması canlılar için doğal bir soğuma mekanizmasıdır. Bu nedenle, çok sıcak ve nemli hava, canlılar için sıcak ve kuru havadan daha çok tehlikelidir, çünkü havadaki yüksek nem vücuttan terin buharlaşmasını yavaşlatır. Genel olarak sıcak hava dalgası, belirli bir alan için belli bir eşik değerini aşan aşırı sıcak atmosfer koşullarının en az üç ardışık gün boyunca sürmesi olarak tanımlanır.

Sıcak Hava Dalgası = Uzun Dönem Aşırı Sıcak Hava + Yüksek Nem

Aşırı Sıcaklık: Hem sıcaklığın, hem bağıl nemin çok yüksek olduğu ve bedenin iç ısı dengesini koruyamadığı durum.

Bağıl Nem: Belli sıcaklıkta bir hava ya da gaz kütlesinde bulunan su buharı miktarının, o sıcaklıkta bir hava ya da gaz kütlesinde bulunabilecek en yüksek su buharı miktarına olan oranının yüzde olarak ifadesi; eşanlam: tikel nem.

Sıcak Hava Dalgası Uyarısı: Önümüzdeki en az 2 gün için sıcaklık endeksi değerlerinin yerel olarak tanımlanan (günün en yüksek sıcaklıkları = 40-45 °C) uyarı kriterlerine ulaşacağı veya bu değeri aşacağı tahmin ediliyor.

Sıcak Hava Dalgası İhbarı: Önümüzdeki 24 ila 72 saat boyunca etkili olacak hava koşulları yerel “Sıcak Hava dalgası Uyarı” kriterine ulaşmaya veya bu kriteri aşmaya elverişli.

Sıcak Hava Dalgası Bilgilendirmesi: Önümüzdeki 24 ila 48 saat için sıcaklık endeksi değerleri yerel olarak tanımlanan (günün en yüksek sıcaklıkları = 40-45 °C) değerlere ulaşması öngörülüyor, aşırı sıcak havanın dikkate alınması tavsiye edilir.

Hava Nemi: Havanın içerdiği su buharı miktarı.

Kent ısı adası yaz geceleri veya sakin kış mevsiminde şehirleşmiş alanlarda, düşük yansıtırlık, yüksek ısı kapasitesine sahip yapılar ve asfalt gibi çok sayıda kuru ısı kaynağı tarafından soğrulan ısıyla şehir üzerindeki sıcaklık değerlerinin kırsal alanlardan daha yüksek olmasıdır.

Orman yangınları bitki, iklim ve artan nüfusun ihtiyaçlarının bileşimi, artık ortaya önlenmesi ve söndürülmesi oldukça zor olan orman yangınlarını çıkartmaktadır.

Orman: Belirli bir büyüklüğün üzerindeki alanda, kendine özgü bir iklim yaratabilen, belirli bir yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçlar, ağaççık, çalı ve otsu bitkiler, yosun eğrelti ve mantarlar, toprak altında ve üstünde yaşayan mikroorganizmalar, çeşitli böcek, hayvan ve kuşlarla toprağın birlikte oluşturduğu ve önemli bir karbon depolama potansiyeli olan doğal ya da yapay yolla tesis edilen karasal ekosistem.

Orman yangını; Orman alanlarında yıldırım ve volkanik faaliyetler gibi doğal nedenlerden kaynaklanan veya insan kaynaklı çıkan yangın.

Orman yangınları, meydana gelişlerine ve ormanda yaktıkları kısımlara göre:

  1. Örtü Yangını,
  2. Tepe Yangını,
  3. Toprak Yangını şeklinde üç sınıfa ayrılır.

Yıldırım: Genellikle bir kümülonimbüs bulutunun tabanı ile yer arasında, kırık çizgi ve/ya da çatal biçimindeki, gök gürültülü ve ışıltılı elektrik boşalımı.

Orman Yangını Havası: Orman yangını riskini artıran ve yerel bitki örtüsü, rüzgar şiddeti, su kaynaklarına olan uzaklık, arazi şekli, hava sıcaklığı gibi değişkenlere bağlı olan hava şartları.

Türkiye orman yangınları açısından Akdeniz ülkeleriyle benzer özelliklere sahiptir. Türkiye’de orman yangınları, özellikle yazı kurak subtropikal Akdeniz ikliminin etkili olduğu Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinin büyük bölümünde görülür. Ayrıca, orta enlem nemli-ılıman iklim özelliklerine sahip olması nedeniyle Karadeniz Bölgesinde daha az orman yangını görülmesi beklenir.

Türkiye’de orman yangınları genellikle Mayıs ayında başlar ve Kasım ayı sonlarına kadar sürer. Bu durum Akdeniz iklim kuşağının özellikleri dikkate alındığında, Akdeniz ve Ege bölgeleri için doğruyken, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bu mevsimlerin dışında kalan aylarda da yangınlar görülebilir.

Don ve Buzlanma hava şartlarındaki değişimler bitki büyümesinde, bitkilerin yersel ve zamansal dağılımında önemli farklılıklara neden olmaktadır.

Kırağı: Soğuk cisimler üzerinde su buharının kırağı noktası sıcaklığında doğrudan katılaşması sonucu meydana gelen, ince, kırılgan, iğne, pul, tüy veya yelpaze şeklinde beyaz buz kristallerinin görüldüğü buz örtüsü, kırağı donu.

Donan Çisenti: Sıvı su olarak düşen çisentinin donma seviyesinin altında olan yer veya yerdeki diğer yüzeyler üzerinde donup ince bir buz katmanı oluşturmasıdır.

Donan Yağmur: Sıvı olarak düşen yağmur damlalarının sıcaklığı donma seviyesi altında olan yer veya yerdeki diğer yüzeyler üzerinde temasla donmasıdır.

MGM (2012)’ye göre don olayı aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

Don ve Buzlanma Başlangıcı: Hava sıcaklığı 0 °C’nin altına düştüğünde,

Kuvvetli Don ve Buzlanma: Hava sıcaklığı \tiny \leq = - 5 °C - <- 10 °C

Çok Kuvvetli Don ve Buzlanma: Hava sıcaklığı \tiny \leq = -10 °C

Çiy: Atmosferin yeryüzüne yakın kısmında havadaki su buharının, genellikle bulutsuz havalarda, sabit basınçta ve ışınım kaybıyla hava sıcaklığının çiy noktası sıcaklığına düşmesiyle cisimler üzerinde yoğuşarak oluşan sıvı su damlacıklarıdır.

Küresel ısınmanın günümüzde en önemli olumlu etkilerinden biri azalan don olaylı gün sayıları ve dolayısıyla bitki büyüme mevsimi uzunluğunun artmasıdır. Küresel ısınmanın günümüzde en önemli olumlu etkilerinden biri azalan don olaylı gün sayıları ve dolayısıyla bitki büyüme mevsimi uzunluğunun artmasıdır.

Yağış Aşırılıkları

Seller ve kuraklık, yağışın çok yüksek ya da çok düşük olması durumu gibi iki yönlü uç değerlerin neden olduğu tehlikelerdir.

Kuraklık su kaynakları, hızlı nüfus artışı, yanlış arazi kullanımı ve kirlenmenin yanı sıra küresel iklim değişikliğinin de olumsuz etkisi altındadır. Ülkemiz için su, hem enerji, hem de tarımsal açıdan da son derece önemlidir.

Kuraklık: Yağışsız ya da normaline göre az yağışlı olarak devam eden uzunca bir süre; eşanlam: kurak dönem.

Ülkemizin büyük çoğunluğu yarı kurak iklim şartlarının etkisi altındadır. Diğer bir deyişle, Türkiye’de kurak ve yarı kurak alan miktarı 51 milyon hektardır.

Tarımsal kuraklık, meteorolojik kuraklıktan sonra oluşur. Böylece, tarım kuraklık tarafından etkilenen ilk ekonomik sektör olur.

Kuraklık zamanla ve yağışların tesirleri ile ilişkilidir. Yüksek sıcaklık, şiddetli rüzgâr ve düşük nem miktarı gibi diğer değişkenler de birçok bölgede kuraklıkta etkili olur.

İklim, yer ile atmosfer arasında suyun çevrimini kontrol eden başlıca etkendir.

Kuraklık akarsular için düşük akım demektir. Düşük akım dönemlerinde akarsudaki debi, hız ve derinlik normalden çok daha küçük değerlere alır.

Meteorolojik faktörlerdeki değişiklikler birbirinden bağımsız değildir. Sıcaklıktaki bir artış kendini buharlaşmada bir artış olarak hemen gösterecektir. Toprak su içeriğindeki azalma ve kuraklık da, sıcaklık artışının beraberinde gelecektir. Bu nedenle, yarı-kurak bölgelerde bitki örtüsünün –özellikle ekinler ve meralar– iklime duyarlılığı konusu, yağış, toprak tipi, toprak yönetimi ve su sıkıntısı çeken bölgelerde bitkilerin büyümesi arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışan araştırmalar son yıllarda yoğunluk kazanmıştır.

Tipi: Görüş mesafesini yağan kar ile 400 metrenin altına düşüren, en az 3 saat süren ve 56 km/saat hızında veya daha şiddetli rüzgârlar ile görülen kar fırtınası.

Türkiye’nin yarı kurak iklimi, yağış paternlerindeki değişim ile birlikte sürekli artan nüfusuna da bağlı olarak yer üstü ve yeraltı suları azalma eğilimindedir. Türkiye güçlü bir kuzey-güney yağış değişkenliğine sahip olan genelde yarı kurak bir bölgede bulunmaktadır.

Küresel iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin bir tarafında aşırı kuraklıklar yaşanırken, başka bir tarafında aşırı yağışlar görülebiliyor. Bu nedenle uygulamada kuraklık için yıllık toplam yağış miktarları yerine, yağışın ne zaman, nereye ve ne kadar yağdığı gibi yağış rejimine ve kuraklık endekslerine bakılması gerekmektedir.

Seller genellikle “fırtınalar” ile birlikte görülür. Diğer bir deyişle, topografik yapıya göre daha çok ve hızlı değişebilen meteorolojik şartlar sellerin oluşumunda en önemli rolü oynar.

Sel: 1. Aşırı yağış, hızlı kar erimesi, şiddetli fırtına ve fırtına kabarması, sed veya barajların tepe noktasının aşılması, heyelan ile akarsuyun yatak değiştirmesi, kanalizasyon taşması gibi nedenlerle yüzey akışıyla gelen suların, normalde su altında olmayan alanları geçici bir süre için kaplaması ve/veya o alanlarda birikmesi. 2. Taşkın ve su baskını şeklinde görülen hidro-meteorolojik olayların genel adı.

Türkiye’de bu afetin adına eskiden gelen alışkanlıklarla taşkın, feyezan veya şişmiş su diyenler de olur. Gerçekte seller oluşum sürelerine göre literatürde şu şekillerde adlandırılır:

  1. Yavaş Gelişen Seller (Slow-Onset Floods), bir hafta veya daha uzun bir süre içinde oluşabilir
  2. Hızlı Gelişen Seller (Rapid-Onset Floods), bir-iki günde içinde oluşabilir
  3. Ani Seller (Flash Floods), 6 saat içinde oluşabilir. Ani seller, çöller dâhil dünyanın her yerinde görülür.

Seller oluşum yerlerine göre literatürde;

  1. Dere ve Nehir Selleri-Taşkınlar
  2. Dağlık Alan-Kuru Vadi Selleri
  3. Şehir Selleri
  4. Kıyı Selleri
  5. Baraj Selleri gibi beş çeşide ayrılır.

Seller genellikle şu durumlarda oluşur:

  • Şiddetli yağmurlarda
  • Dereler, çaylar ve nehirler taştığında
  • Denizler büyük dalgalar ile kıyıları su altında bıraktığında
  • Karlar çabuk eridiğinde,
  • Barajlar ya da setler yıkıldığında

Taşkın: Doğal ya da yapay bir göldeki su miktarının ya da akarsuyun debisinin artması sonucu su seviyesinin, yükselerek yatağının normal sınırlarının dışına taşmasıyla çevresindeki alanların geçici bir süre su altında kalması.

Ani sel: Genellikle fırtına ile yağışın başlamasını takip eden birkaç dakika ile ilk 6 saatlik süre içerisinde akarsular, kıyılar, vadiler ya da kanyonlarda suların hızla yükselmesi, baraj çökmesi ya da yağmur akaçlama sisteminin yetersiz kaldığı kentlerde sokak ve caddelerdeki suların tahliye edilemeyerek küçük bir alanda birikmesi.

Rüzgar Aşırılıkları

Halk dilinde fırtına şiddetli rüzgar olarak algınırken; meteoroloji biliminde fırtına, şiddetli rüzgârlar ile birlikte yeryüzünde çeşitli zararlara neden olan yağmur, kar, dolu ve benzeri meteorolojik durumları belirten genel bir terimdir.

Rüzgar: Düzensiz ısınma veya farklı basınç merkezleri nedeniyle havanın, yeryüzüne göre, belirli bir hız ve yönde bir yerden bir başka bir yere yatay hareketi; eşanlam: yel.

Fırtına: 1.Yeryüzünü, 1 km çaplı hotumdan 2000-3000 km çaplı ortaenlem siklonlarına kadar 48-55 knotluk rüzgarla birlikte veya rüzgarsız etkileyen şiddetli ve muhtemelen yıkıcı hava olaylarının genel adı. 2. Yağmur fırtınası, rüzgar fırtınası, dolu fırtınası, kum fırtınası, toz fırtınası örneklerinde olduğu gibi yıkıcı ya da korkutucu yönleri baskın olan geçici hava durumlarının genel adı.

Toz Fırtınası: Oldukça geniş bir alanda etkili olan, kuvvetli rüzgarların ve yoğun biçimde savrulan tozların görüldüğü hava olayı.

Kar Fırtınası: Sıkça şiddetli rüzgarlar ve soğuk havayla birlikte oluşan, yoğun kar yağışlı tehlikeli olabilen meteorolojik olay.

Ülkemizde herkes tarafından kabul görmüş bir fırtına tanımı yoktur. Fakat örneğin ABD’de aşağıdaki kriterler oluştuğunda Ulusal Meteoroloji Teşkilatı Bölge Müdürlükleri” Şiddetli Yerel Fırtına Uyarısı” yaparlar

  • Hortumlar
  • 5 cm veya daha büyük çaplı dolu
  • 65 knot veya daha büyük rüzgâr hamleleri
  • Bir ölü, 3 veya daha fazla yaralı, ya da 50,000 $’dan daha fazla ekonomik kayba neden olan ya da olabilecek olan hava olayları genel olarak “fırtına” olarak adlandırılır.

Knot: Tipik olarak rüzgar, gemi, siklon gibi şeylerin deniz mili olarak hızını ifade etmek için kullanılan ve 1 knot eşittir 1852 m/ saat olan hız birimi.

Fırtınalar, başta ulaşım olmak üzere pek çok sektörün faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Kuvvetli konvektif hareketler sonucunda meydana gelen türbülans sonucunda uçaklar için de büyük tehlike arz eder.

Tropik Fırtına: Yeryüzü seviyesinde, merkezi etrafındaki siklonik sirkülasyondaki rüzgar hızının maksimum 34 ila 63 knot arasına ulaştığında ve tropikal düzensizliğe göre daha organize görünüm arz eden tropikal alçak basınç alanı; eşanlam: tropikal siklonik fırtına.

Şiddetli doğrusal rüzgarlar genellikle ülkemizde yaygın olarak görülen düz esen rüzgarlar, belli bir şiddeti aşınca “fırtına”, “fırtına çıktı” ya da çok yıkıcıysa “kasırga koptu” şeklinde adlandırılır.

Bofor Ölçeği: İlk defa deniz durumu için ortaya konulan, 0’dan 12’ye kadar sayılarla ifade edilen, rüzgar şiddeti ölçeği.

Kasırga: 34 ila 40 deniz milinden büyük hızla esen rüzgarda denizin köpükle beyazlaşıp görüş mesafesinin kısaldığı 8 Bofor şiddetindeki hava.

Fırtına ve kuvvetli rüzgarlara bağlı olarak yılda ortalama 35 afet yaşanmakta olup, özellikle kuzey Ege Bölgesi ile batı ve orta Akdeniz’de gözlenmektedir.

Poyraz: Türkiye’de kuzeydoğudan (45 derece, NE) esen soğuk rüzgar.

Lodos: Türkiye’de güneybatıdan esen (225 derece, SW) sıcak ve nemli rüzgâr.

Hortum: Dönen rüzgarların en küçüğü “toz şeytanı” denilen birkaç metre çaplı ve bir kaç dakikayı geçmeyen sürede yazın öğle sıcağında tarlalarda ot ve çöpü havalandıran bir rüzgardır. Ayrıca Kümülonimbüs bulutları ile bağlantılı olarak yerden başlayarak silindir şeklinde kendi ekseni etrafında dönerek gezen ve büyük yıkıcı güce sahip bir hava kolonu olarak adlandırılır.

Kümülonimbüs Bulutu: Genellikle basık örs şeklinde tepesi olan uzun, gök gürültüsü, yıldırım, yağmur, bazen dolu ve hortum üreten, yüksek bir kule görünümüne sahip, gök gürültülü bulut veya bulut kümesi; eşanlam: kümülonimbüs bulutu, kükren bulut.

Hissedilen Sıcaklık: Hava sıcaklığının, rüzgâr hızının ve bağıl nemin etkileri sonucunda insanlar tarafından algılanan sıcaklık.

Sıcaklık: Bir maddeyi oluşturan taneciklerin ortalama kinetik enerjilerinin bir ölçüsü olan ve maddenin sıcak veya soğuk olmasını ayırdetmede kullanılan nicelik.

Su Hortumu: Kümülonimbüs bulutundan aşağı deniz ve gölle su yüzeyine uzanan ve şiddetlice dönen hava sütunu; eşanlam: su hortumu.

Harikan: Kuzey Atlantik Okyanusundaki, 64 deniz milinden (118 km/saatten) büyük hızla esen rüzgârda denizin köpükle beyazlaşıp görüş mesafesinin kısaldığı, 12 Bofor şiddetindeki havanın görüldüğü çok kuvvetli tropikal siklonik fırtınaların yerel adı.

Tayfun: Okyanuslarda, Çin Denizi ile Hint Denizi’nde görülen, Dünya’nın dönüş yönüne zıt olarak doğudan batıya doğru oluşan, harikan benzeri güçlü kasırga.

Boranlar

Boranlar şiddetli rüzgârlar, dolu, hortumlar ve aşırı yağışlar meydana getiren fırtınalardır.

Boran: Gök gürültüsü, çakım ve yıldırım gibi elektrik olayları ve sağanak yağış, bazen dolu ve hortumun görüldüğü fırtına, gök gürültülü sağanak.

Şimşek: Buluttan buluta ya da buluttan havaya oluşan kırık çizgi biçimindeki, gök gürültülü ve ışıltılı gürültülü elektrik boşalımı.

Dolu: Kümülonimbüs bulutu adlı dikey gelişmeli kule tipi boran bulutlarında oluşur. Bu bulutların tabanı yaklaşık olarak yerden 500 m’den başlayıp tepeleri 11 km civarına kadar ulaşır.

Dolu, gelişmekte olan tarım ürünleri üzerine düştüğü zaman mutlak bir hasar meydana getirir. Ancak bu hasarın miktarı dolu tanelerinin iriliği ve sıklığı, yağış süresi ve cinsine bağlıdır. Türkiye üzerinde genel dağılımı incelediğimizde dolu hadisesinin kuzeyden güneye ve batıdan doğuya doğru bir artış gösterdiğini söyleyebiliriz. Yıllık dağılımda dolu hadisesinin en fazla gözlendiği alanlar karasallığın yüksek olduğu ülkemizin doğu ve iç kesimleri, en az görüldüğü yerler kuzeybatı kesimidir.


Güz Dönemi Dönem Sonu Sınavı
18 Ocak 2025 Cumartesi
v