Acil Durum Bilgisi ve Yönetimine Giriş Dersi 1. Ünite Özet

Afet Ve Acil Durum Yönetimi: Temel Kavramlar Ve Bileşenler

Giriş

Son dönemde Dünyada yaşanan gelişmelere bakınca gerçek anlamda afetlerin insanları ve medeniyetimizi büyük ölçüde tehdit eder hale geldiğini ve bunun temel sebebinin gezegeni ve gezegeni oluşturan tüm sistemleri analiz edip, sınırsız olan insan gereksinimlerini sınırlı kaynaklarla karşılamaya ve bu sınırlı kaynakların nasıl kullanılması, önceliklerin nasıl şekillendirilmesi gerektiğini belirlemeye gayret etmeyen kalkınma ve büyüme arayışları olduğunu ifade etmek yanlış olmaz. Aslında sınırsız olan insan gereksinimlerini, sınırlı kaynaklarla karşılamak amacına hizmet eden bilim dalı, hepimizin yabancı olmadığı, yaşamımızın her alanında karşımıza çıkan bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı ekonomidir. En yaygın tanımlamasıyla ekonomi, “sınırsız olan insan gereksinimlerini, sınırlı kaynaklarla karşılamayı hedefleyen, sınırlı kaynakların nasıl kullanılacağını inceleyen bilim dalı”dır. Bu perspektiften baktığımızda aslında ekonomi de tanımına uygun şekilde insanlığın gereksinimlerine cevap verebilecek niteliğe ulaşsa, afetlerin ortaya çıkardığı can ve mal kayıplarını azaltması söz konusu olabilir. Yani ekonomi tanımına uygun bir şekilde, olması gerektiği gibi gezegenimizi doğru yönetebilmek için kullanılabilse, afetlere maruziyet riski azalacaktır.

Temel Kavramlar

Afet ve acil durum yönetimi alanının tanımlanabilmesi için, ilişkili kavramların tanımlanması gerekmektedir. Bu kavramlardan acil durum yönetimi ile ilişkili olarak; tehlike, risk, risk yönetimi, kaza, olay, kriz, kriz yönetimi, kaos yönetimi, facia, felaket, acil durum, afet, afet yönetimi gibi kavramların sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Sözü edilen kavramlar aşağıda açıklanmıştır:

  • Tehlike: Kayıp yaratma potansiyeli çok yüksek, doğal veya insan kaynaklı bir süreç veya olay olarak tanımlanır. Daha kapsamlı bir ifadeyle tehlike, can ve mal kayıplarına neden olabilmesinin yanı sıra toplumun sosyoekonomik düzen ve etkinliklerine, doğal çevreye, doğal, tarihi ve kültürel kaynaklara zarar verme potansiyeli olan doğal, insan ve teknolojik kökenli oluşum, olay veya süreçtir.
  • Risk: Bir olayın doğurabileceği olumsuz sonuçların toplamını ifade eden kavramdır. Bir tehlikenin belli bir zaman ve mekânda gerçekleşmesi durumunda tehdit altında olan unsurların (bölgenin sakinleri, özellikleri, etkinlikleri, özgün tesisleri, tabi ve kültürel kaynakları, vb.) alacağı hasarın düzeyine bağlı olarak oluşacak potansiyel kayıplardır.
  • Risk Yönetimi: Belirlenen risklerin atlatılabilmesi amacına yönelik önlemler ve çalışmaların bir plana göre yerine getirilmesidir. Afetler açısından risk yönetiminin amacı, en genel tanımla, bir yerleşimde afete dönüşebilecek tehlikenin tümüyle ya da kısmen önlenmesi ve olası zararın mümkün olduğunca azaltılmasıdır.
  • Olay: Olaylar, yerel ve sınırlı etkisi olan hadiselerdir. Bu tür hadiseler yerleşim birimlerinin, kurum ve kuruluşların iş yapma kapasitesini önemli ölçüde etkilemez.
  • Kaza: Kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik bir zamanda ve şekilde, yaralanmalara, can ve mal kayıplarına neden olan olaydır. Kazanın kritik özelliği olarak istemeden meydana gelme, az sayıda bireyin etkilenmesi gösterilebilir.
  • Felaket ve Facia: Felaket, toplumun kendi kendine yetebilen bir alt bölümünün, bir zaman biriminde ve bir yerde, şiddetli tehlike yaşaması, toplumun üyelerinde ve fiziki yapılarında meydana gelen kayıplar sonucunda sosyal yapının aksaması ve toplumun bazı önemli fonksiyonlarının yerine getirilebilmesinin mümkün olmamasına neden olan” herhangi bir olaydır. Facia, toplumun, insanların ya da malların kaybedilmesiyle bütün toplumun etkilenmesi ve bir kısmı başka ülkelerden tedarik edilmek üzere olağanüstü kaynaklara ve yeteneklere ihtiyaç duyulacak derecede bir tehlikeye girmesi ya da böyle bir tehdidi yaşamasıdır. Facia sadece toplumu olumsuz etkilemekle kalmaz, aynı zamanda günlük yaşamda da tamamen bir çökmeye yol açar.
  • Kriz: Bir örgütün (hükümet, bakanlık, belediye, şirket, aile vb.) üst düzey hedeflerini ve işleyiş mekanizmasını tehdit eden veya hayatını tehlikeye sokan, acil tepki verilmesi gereken, örgütlerin önleme ve uyum sistemlerinin yetersiz kalmasına yol açan gerilim durumudur. Her şeyden önce kriz bir gerilim durumudur. Kriz bir tehdittir ve acil tepki verilmesini gerektirir.
  • Kriz Yönetimi: Kriz olarak nitelenen durumu ortadan kaldırmak için yapılan planlı, sistematik ve rasyonel bir şekilde uygulanan faaliyetler topluluğudur. Sistematik biçimde adım adım uygulanacak kararların alınması, bu kararları uygulayacak ekibin oluşturulması, uygulama sonuçlarını hızla alarak yeni kararlar verilmesi çalışmalarını kapsar.
  • Acil Durum: Önceden öngörülemeyen, ani olarak gelişen ve hızlı bir biçimde müdahaleyi gerektiren olaylar acil durum olarak adlandırılmaktadır. Acil durum genellikle yerel niteliktedir ve afetten daha az etkilidir.
  • Acil Durum Yönetimi: Afet olayının meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak, etkilenen toplulukların tüm ihtiyaçlarını zamanında, hızlı ve etkili olarak karşılamayı amaçlayan yönetim sürecini ifade eder. Sürekli olmayıp, acil durum olarak değerlendirilen bir olayın meydana gelmesi ile başlayıp, acil durumu gerektiren nedenler ortadan kalktığında sona eren bir yönetim şeklidir.
  • Afet: İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve toplumsal kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen ve etkilenen topluluğun kendi olanak ve kaynaklarını kullanarak üstesinden gelemeyeceği doğal, teknolojik veya insan kökenli olayların doğurduğu sonuçlardır.
  • Afet Yönetimi: Afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afet sonucunu doğuran olaylara zamanında, hızlı ve etkili olarak müdahale edilmesi ve afetten etkilenen topluluklar için daha güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturulabilmesi için, toplumca yapılması gereken topyekûn bir mücadele sürecini ifade eder.
  • Bütünleşik Afet Yönetimi: Afetlerle baş edebilen bir toplum oluşturmak için tüm tehlikeleri dikkate alan, afet yönetiminin zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarında yapılması gereken çalışmalar ve alınması gereken önlemleri, toplumun tüm güç ve kaynaklarını kullanarak gerçekleştirebilen bir yönetim sürecidir.

Afet ve Acil Durum Yönetiminin Önemi

Bu başlık altında etkili bir afet ve acil durum yönetimi için 21. yüzyılda karşılaşılan sorunlar karşısında gezegenimizi ve gezegenimizi oluşturan sistemleri neden anlamamız gerektiği konusu üzerinde durulacaktır. Bu bilgi yaşamımızı tehdit eden afetler karşısında nasıl korunabileceğimiz ve bu olumsuz etkileri nasıl mimimize edebileceğimiz açısından hayati olduğu gibi, gezegenimizi ve gezegenimizi oluşturan sistemleri anlamanın etkili bir afet ve acil durum yönetiminin ilk adımı olduğunun anlaşılması açısından da önemlidir.

Dünyanın sağlık durumunu özetlemek gerekirse; dünya ekosistem sağlığı son dönemde yaklaşık %30 oranında, verimli topraklar son dönemde %25 oranında azalma göstermiştir. Bu konuda azalma ve bozulmalara ilişkin tahmini trendler önümüzdeki dönemde aynı ya da artan oranda bir azalış olacağı yönündedir. Ana başlık olarak Dünya Ekosistem Sağlığını aldığımızda, bu başlık altında; doğal orman alanlarının son dönemde yaklaşık %15, doğal su ekosistem endeksinin %50, deniz ekosistem endeksinin %40 oranında azaldığı ve önümüzdeki dönemde bu azalma ve bozulma oranın artarak devam edeceği görülmektedir. Ana başlık olarak verimli toprakları aldığımızda ise son dönemde; Asya ve Afrika’daki verimli topraklardaki azalma oranının yaklaşık %30, Güney Amerika’da yaklaşık %20 olduğu ve önümüzdeki dönemde artan ya da aynı oranda bir azalış beklendiğini söyleyebiliriz. “Peki bu oranlar neyi işaret etmektedir?” sorusunun yanıtını herkesin kolaylıkla vermesinin mümkün olduğu kanaatindeyiz. Yine de kısaca, doğal orman alanlarındaki ve deniz ekosistem endeksindeki azalmanın karbon yutaklarına ve gezegenimizin bizim yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan ciğerlerine zarar anlamına geldiğini, doğal su ekosistem endeksinin yaşamımız için mutlak gerekli olan suyumuza zarar anlamına geldiğini, verimli topraklardaki azalmanın ise yine yaşamımızı sağlayan besin maddeleri için birincil kaynak olan ekosistem servislerine zarar anlamına geldiğini ifade edelim. Yani özetle, insanlar biraz önce bahsi geçtiği üzere Sanayi Devrimi sonrasında sahip oldukları bilim, teknoloji ve mühendislikle evrene hâkim oldukları kibri içerisinde yaptıkları yanlış müdahalelerle yaşamlarını sağlayan gezegenin doğal servislerine, aslında yaşam kaynağı olan besin maddelerine, sularına, soluduğu havasına zarar vermiş ve her geçen gün gezegeni kendisi için biraz daha yaşanmaz hale getirmiştir.

Gezegenimiz aslında bu gezegen üzerinde yaşayan her birey için yeterince kaynağa sahiptir. Sorun kaynakların iyi yönetilememesi ve bu kaynaklardan doğru biçimde yararlanılamamasıdır. İşte gezegenimizi ve onu oluşturan sistemleri anlamak, kaynakların doğru yönetimi bu bağlamda yoksulluğun ortadan kaldırılması, refahın doğru şekilde paylaşılması ve büyümenin daha kapsayıcı olması ve bunların sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için gezegenimizin kaynaklarının doğru bir şekilde kullanılmasını ve gelecek nesillerin de ihtiyaçları için korunmasını sağlayacak son derece hayati bir araçtır. İklim değişiklikleri ve afetler medeniyetimizi ve kalkınmamızı tehdit eden en büyük unsurlardan biridir ve afetlerin artması büyümemizi, kalkınmamızı, refah düzeyimizin artmasını ve gelişimimizi engellemekte ve yüzlerce binlerce yılda elde edilen medeniyetimizi ve kalkınma kazanımlarını yok edebilmektedir. Gelir adaletsizliği ve ekonomik krizlerle mücadelenin yolu gezegenimizi ve onu oluşturan sistemleri iyi anlamak ve analiz ederek, karar üretmekten geçmektedir.

Afet Yönetimi ve Bileşenleri

Kökenleri ve gelişim hızları ne olursa olsun, tüm afet olayları ile ilgili faaliyetler, aşağıdaki dört ana aşamaya (safhaya) ayrılmaktadır:

  • Zarar azaltma
  • Hazırlık
  • Müdahale
  • İyileştirme

Bu aşamalarda yapılması gereken faaliyetler birbirlerinden bağımsız olmayıp, iç içe girmiş, birbirlerini takip etme zorunluluğu olan ve bir önceki aşamada yapılan çalışmaların etkinliği, bir sonraki aşamadaki çalışmaların başarı ve verimliliğini büyük ölçüde etkileyen ve süreklilik göstermesi gereken faaliyetlerdir.

Zarar azaltma çalışmalarının odak noktası önlemek yani felaketlerin ve acil durumların meydana getirebileceği zararları gerçekleşmeden durdurmaktır. Dolayısıyla, afet ve acil durum öncesinde muhtemel zararların önlenmesi ve azaltılması için risk yönetimi ve planlamanın yapılması hedeflenmektedir. Çeşitli tehlikeler ve onların etkileri sonucu oluşacak can ve mal kaybından kaynaklanacak zararları uzun dönemde azaltmak veya ortadan kaldırmak için yapılan ve sürekliliği olan çalışmalar bu aşamada gerçekleştirilir. Söz konusu çalışmalara; sele maruz kalabilecek yerlerdeki selleri engellemek için setler yapılması, depremlerden, kasırgalardan ve yangınlardan kaynaklanan kayıpları azaltmak için yasal önlemler alınması ve bunlarla baş edebilmek için uygun binalar yapılması örnek olarak verilebilir.

Afet ve acil durum yönetimi döngüsündeki ikinci aşama hazırlıklı olma aşamasıdır. Bu aşama, afet ve acil durumlara etkin bir müdahale amacıyla önceden yapılan planlama, eğitim ve benzeri her türlü çalışmayı içermektedir. Bu aşamada, gerçekleşmesi olası afet ve acil durumlar ile bunların etkileyeceği toplumsal ve fiziki yapıyla ilgili detaylı araştırmalar yapılarak bilgiler toplanmakta ve bu bilgiler ışığında çeşitli planlar yapılmaktadır. Hazırlık aşamasının ana hedefi, tehlikenin insanlar için olumsuz etkiler doğurabilecek sonuçlarına karşı önlemler alarak, zamanında, en uygun şekilde ve en etkili organizasyon ve yöntemler ile müdahale edebilmeye hazırlanmaktır.

Afet ve acil durum yönetimi döngüsünün üçüncü aşaması müdahaledir. Acil durum müdahale çalışmaları afetin meydana gelmesiyle başlar ve afet sonrası durumun dengelenmesiyle sona erer. Bu aşama, afet ve acil durum anında ilgili kamu, özel, sivil toplum kuruluşları vb. aktörlerle koordineli olarak afet ve acil durumun etkilerini gidermeye yönelik müdahale çalışmalarını içermektedir. Can ve mal korumak kurtarmak için acil durum personeli, donanımı ve kaynaklarını kullanarak afetzedeleri tahliye etmeye, ihtiyacı olanlara yiyecek içecek barınak ve tıbbi bakım sağlamaya, kritik kamu hizmetlerinin çalışmasını sağlamaya, hasar tespiti yapmaya yönelik acil durum faaliyetleri bu aşamada gerçekleştirilmektedir.

Afet ve acil durum yönetimi döngüsünün dördüncü aşaması iyileştirmedir. Toplum ve bireylerin, işyerlerinin ve devlet kurumlarının kendi kendilerine çalışabilmeleri, normal yaşama dönmeleri ve gelecekte olası tehlikelere karşı korunmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması çalışmalarını içerir. İyileştirme çalışmaları genellikle müdahale aşamasından hemen sonra başlar, ancak iyileştirme önlemine bağlı olarak, diğerleri hala felaket müdahalesindeyken de başlayabilir ve yıllar boyu sürebilir.


Güz Dönemi Ara Sınavı
7 Aralık 2024 Cumartesi
v