Türkiye´de Demokrasi Ve Parlemento Tarihi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Cumhuriyet Yönetimine Geçiş Ve Cumhuriyetin Pekiştirilmesi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Türkiye, barışa doğru yürüyüşünün ilk adımını ne zaman atmıştı?
TBMM Orduları 9 Eylül 1922 günü İzmir’e girdiğinde Milli Mücadele’nin askeri yönü zaferle sonuçlanmış, 18 Eylül’e kadar Anadolu Yunan askerinden arındırılmış, Mudanya Mütarekesi ile de Türkiye, barışa doğru yürüyüşünün ilk adımını atmıştı.
Türkiye Devleti’nin, bir daha “hasta adam” durumuna düşmemek için neleri yakalaması gerekiyordu?
Barış döneminde siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanda yapacağı devrimlerle çağdaş dünyayı yakalaması gerekiyordu.
Çağdaş dünyayı yakalamasında engeller neydi?
İlki; kişisel egemenliğin simgesi olan Padişah ve onun hükümetinin varlığını hala koruyor olmasıydı. İkincisi, Saltanat ve Hilafet kurumuna bağlı güçlü bir muhalefetin var olması hatta Mustafa Kemal’in yakın çevresinde bile bu düşünceyi benimseyenlerin bulunmasıydı.
Sadrazam Tevfik Paşa 17 Ekim 1922’de Mustafa Kemal Paşa’nın kendisine gönderdiği telgrafta neyi istemişti?
Gönderdiği telgrafta kazanılan zaferin İstanbul ve Ankara arasında var olan ikiliği kaldırdığını, toplanacak konferansa her iki tarafın da çağırılacağını hatırlatmış, ulusal hakları korumak için Mustafa Kemal Paşa’dan güvenilir bir kişinin gizli bir yönerge ile İstanbul’a acilen gönderilmesini istemişti.
Mustafa Kemal Paşa, Tevfik Paşa’ya verdiği yanıt nedir?
Önce, TBMM’nin benimsediği Anayasa ile yeni Türkiye Devleti’nin niteliklerinin belli olduğunu, kuruluştan itibaren Türk Ulus’unun yazgısına bu devletin el koyduğunu, bu nedenle tek sorumlunun TBMM Hükümeti olduğunun tüm dünyaca bilindiğini, TBMM Ordularının kazandığı zaferin sonucu olarak Barış Konferansında Türkiye Devleti’nin yalnız ve ancak BMM Hükümeti tarafından temsil edilebileceğini belirtmişti.
TBMM 1 Kasım 1922 günü aldığı kararlar nelerdir?
1. Anayasa ile Türkiye halkı, egemenlik ve hükmetme haklarını gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin manevi kişiliğinde bırakılması ve bölünmesi ve verilmesi mümkün olmamak üzere temsile ve doğrudan doğruya kullanmaya karar verdiği için, Misak-ı Milli sınırları içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nden başka hükümet biçimi tanımaz. Buna göre Türkiye halkı, kişisel egemenliğe dayalı olan İstanbul’daki hükümet biçimini 16 Mart 1920’den itibaren sonsuzluğa kadar tarihe karışmış saymıştır.
2. Halifelik yüksek Osmanlı ailesine ait olup, Halifeliğe, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ailenin içinden bilim ve ahlakça en üstün durumda olanı seçilir. Türkiye Devleti Halifelik makamının dayanağıdır.
Mondros Mütarekesi’nin hemen ardından örgütlenmeye başlayan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri nasıl bütünleşmiştir?
Sivas Kongresi ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında bütünleşmişti.
23 Nisan 1920’de çalışmalarına başlayan TBMM hangi ulus temsilcilerini içinde barındırıyordu?
İttihatçı, itilafçı, İslamcı, Osmanlıcı, liberal, Bolşevik, çiftçi, işçi, tüccar, aşiret reisi, öğretmen, politikacı olmak üzere çok farklı düşünce ve sosyal tabandan ulus temsilcilerini içinde barındırıyordu.
Farklı düşünceler hangi gruplar altında toplandı?
Tesanüd Grubu, İstiklal Grubu, Islahat Grubu, Halk Zümresi gibi isimler altında toplandı.
Halk Zümresi programını ne zaman yayınladı?
5 Eylül 1920’de siyasi programını yayınlarken, 13 Eylül’de de Mustafa Kemal Paşa’nın hazırladığı Halkçılık Programı Meclis Başkanlığı’na sunulmuştu.
Mustafa Kemal Paşa 10 Mayıs 1921’de hangi grubu kurmuştur?
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu adı altında bir meclis grubu oluşturmuştu.
Muhalefet de birleşerek hangi grubu kurmuştur?
II. Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu (II. Grup) kurmuştu. Teşkilat-ı Esasiye Yasası’nın benimsenmesine karşı çıkan
II. Grup üyeleri hangi konularda I. Gruba muhalefet etmişlerdir?
Mustafa Kemal’in Başkomutan olması, Sakarya Savaşı’ndan sonra ordunun bir süre savunmada kalması, İcra Vekilleri Heyetinin görev ve yetkileri, Ankara İtilafnamesi, Lozan’da süren konferans gibi konularda, I. Gruba muhalefet etmişlerdir.
II. Grup üyeleri de Mustafa Kemal Paşa’yı seçilme haklarından yoksun bırakacak yasa önerisi nedir?
2 Aralık 1922’de Meclis’te görüşülen bu öneride milletvekili olacaklarda; Türkiye’nin o günkü sınırı içinde doğmuş olmaları ya da belli bir yerde beş yıl oturmuş olmaları koşulu aranıyordu.
Mustafa Kemal Paşa ise ülkeyi ve ulusu çağdaş uygarlığın ilerisine taşıma mücadelesi için ne kararı aldı?
Kemal Paşa ise ülkeyi ve ulusu çağdaş uygarlığın ilerisine taşıma mücadelesini, kuracağı siyasal parti ile yürütme kararı aldı.
Mustafa Kemal, parti kurmaktaki amacını hangi
noktalar üzerine oturtmuştur?
1. Kurtuluş Savaşındaki başarıyı siyaset, yönetim ve
ekonomi alanında da sürdürmek ve gerekli
atılımlarla, devrimlerle tamamlamak,
2. Yeni düzenlemeleri uzun süreli bir programa
dayandırmak,
3. Böyle bir programı kişisellikten kurtarmak ve
vatandaş çoğunluğunun desteğini sağlamak
4. Kurulacak partiyi halkçılık esasına oturtmak.
Mustafa Kemal yurt gezisinde neler yaptı?
Ülkenin düşünen kafalarını parti programının
hazırlanması için yardıma çağıran Mustafa Kemal, halkın
nabzını tutmak için 13 Ocak 1923’te yurt gezisine çıktı.
Gittiği her yerde yapmak istediği devrimleri anlattı, halkın
istek ve sıkıntısını dinledi. Kadın haklarının öneminden,
yeni bir eğitim sisteminin gerekliliğinden bahsetti.
Halk Fırkasının dayanağı olan ilkeler nelerdir?
“Ben Halk Fırkası adı altında bir parti kuracağım
dediğim zaman zannolunmasın ki milletin çeşitli
sınıflarından bir veya iki sınıfın menfaatlerini veya
refahını sağlamaya dayanan bir gaye takip edeceğim ve
çeşitli sınıfların çıkarlarını düşünmeyeceğim ve onlarla
mücadele edeceğim. Böyle bir şey yoktur. Partinin
programı bütün milletin refah ve saadetini sağlamaya
dayanacaktır” diyerek “Halk” deyiminin bütün halkı,
ulusu kapsadığını açıkladı.
Mustafa Kemal yurt gezisini sürdürürken muhalifler
ne yaptılar?
“Hilafet-i İslamiye ve Büyük Millet Meclisi”
başlıklı bir broşür yayınlayarak tepkilerini sürdürdüler.
Hilafet kurumunun korunmasını istediler.
Mustafa Kemal Paşa, 8 Nisan 1923’te ne yanladı?
“9 Umde/ilke”den oluşan bir beyanname
yayınladı.
Türk tarihine “9 Umde” olarak geçen bu
beyannamenin ilkeleri nelerdir?
İlk ilkesinde; “Egemenlik kayıtsız ve şartsız
milletindir. Halkın kendi kendisini idare etmesi esastır.
Milletin gerçek ve tek mümessili Türkiye Büyük Millet
Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında hiçbir
fert, hiçbir kuvvet ve hiçbir makam millet mukadderatına
hakim olamaz” denilerek Cumhuriyetçilik vurgulandı.
İkinci ilkede; “Saltanatın kaldırılmasına ve milli
egemenliğin asla bölünmez ve vazgeçilmez surette Türk
milletinin gerçek ve tek mümessili olan Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin manevi şahsiyetinde toplanmış
bulunduğuna dair 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nde oy birliği ile alınan karar hiçbir surette
değiştirilemez prensiptir” denilerek cumhuriyet idaresi
pekiştirildi. 3 ve 4. İlkelerde; çağdaş devletin temel görevi
olan asayiş ve güvenlik sorunlarının ciddiyetle el
alınacağı, adaletin hızla yerine getirilmesi için yasaların
ulusun gereksinimlerine ve çağın gereklerine göre yeniden
yapılandırılacağı vurgulandı. 5. ilke, doğrudan doğruya
halkçı ve devletçi düşünce üzerine temellendirilmişti. Bu
çerçevede halkın belini büken Aşar vergisinin halkın
şikâyet ve mağduriyetlerini önleyecek şekilde yeniden
düzenleneceği, tütün ziraat ve ticaretinde milletin
yararının gözetileceği, çiftçiye, sanayiciye, tüccara ve tüm
çalışanlara geniş kredi olanakları sağlanacağı, ziraatın
makinalaştırılacağı, yerli sanayinin/girişimcilerin teşvik
edileceği ve korunacağı, demiryolu yapımına hız
verileceği, ilköğrenimin birleştirileceği, tüm okulların
ulusal gereksinimlere ve modern ilkelere göre
düzenleneceği, halkın genel sağlığına ve sosyal yardımına
ait kurumların artırılacağı ve var olanların yeniden
yapılandırılacağı, ormanların ve madenlerin ülkenin ve
ulusun yararına işletileceği, hayvanların ıslah ve çoğaltımı
için önlemler alınacağı belirtildi. 6 ve 7. ilkeler ordu ve
askerlik konularına ayrılmıştı. Askerlik süresinin
kısaltılacağına işaret eden 6. ilke okuma yazma bilenlerle
orduda okuma-yazma öğrenenlerin askerlik sürelerinde
ikinci bir indirim öngörerek okur-yazar olmayı
özendirirken 7. ilke ile asker-sivil gazilerin hayat
koşullarının iyileştirilmesi için gerekli önlemlerin
alınacağı belirtildi. 8. ilke ile halkın işlerinin düzen içinde
yürütülmesi için memurların gerekli donanıma
kavuşturulacağı, eksiklerinin giderileceği ve denetimlerin
sürekli kılınacağı vurgulandı. 9. ilke ülkenin biran önce
imarı için devlet tarafından gerekli önlemler alınırken özel
girişimin de katkı sağlaması için gereksinim duyulan
yasaların çıkarılacağına işaret ediyordu. Beyanname
ayrıca milli, iktisadi ve yönetsel bağımsızlığı
sağlamayacak bir barış anlaşmasının kabul edilmeyeceğini
vurgulayarak kesintiye uğramış olan Lozan
görüşmelerinin taraflarına mesaj da veriyordu.
İlk siyasi parti ne zaman kurulmuştur?
9 Eylül 1923’de yeni Türkiye Devleti’nin ilk
siyasal partisi kurulmuştur.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yerini
neye bırakmıştır?
Türk toplumunda “milli hâkimiyetin halk
tarafından ve halk için icrasına rehberlik etmek”,
Türkiye’yi tam anlamıyla çağdaş bir devlet haline
getirmek için halkçılık temeli üzerine kurulan Halk
Fırkasına bırakmıştır.
Siyaset nedir?
Siyaset, devlet yönetme sanatıdır.
Siyaset yaşamında neler sonuçları etkiler?
Çeşitli düşünceler, görüş açıları elde edilecek
sonuçları etkiler.
Bir devlet şekli olarak Cumhuriyet düşüncesi ilk kez
kimlerle ortaya çıkmıştır?
Romalılarla birlikte ortaya çıkmıştır.
Bi’at nedir?
İslam devletinde idare edenle, idare edilenler
arasında yapılan; seçim veya bağlılık karakteri taşıyan
sosyo-politik akit” anlamındadır.
54. Mustafa Kemal Paşa Cumhuriyet düşüncesini ne
zaman açıkladı?
Mustafa Kemal Paşa Cumhuriyet düşüncesini 27
Eylül 1923’te NeueFreiPresse’e verdiği demeçle açıkladı.
Anayasaya göre egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait
olduğunu, yürütme gücünün de ulusun biricik gerçek
temsilcisi olan Meclis’te toplandığını hatırlatarak bu
durumun tek bir sözcükle ‘Cumhuriyet’ sözcüğü ile
özetlenebileceğine işaret etti.
1921 Anayasa’nın 1, 4, 10 ve 11. Maddelerinde
yapılan değişiklikler nelerdir?
Anayasa’nın 1. maddesinin sonuna “Türkiye
Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir” hükmü eklendi.
4. maddede Türkiye Devleti’nin TBMM’ce yönetildiği,
Meclis’in hükümetin bölündüğü yönetim kollarını, yani
bakanlıkları, Bakanlar Kurulu aracılığıyla yöneteceği
belirtildi. 10 ve 11. Maddelerde Cumhurbaşkanının
yetkileri ve nasıl seçileceği saptandı. Buna göre
Cumhurbaşkanı TBMM Genel Kurulu’nca ve kendi
üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilecekti. Görevi
yeni Cumhurbaşkanı seçilene kadar sürecekti. Yeniden
seçilmek de mümkündü. Cumhurbaşkanı gerekli gördükçe
TBMM’ye ve Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık
edebilecekti. Anayasa değişikliği ile bakanların tek tek
TBMM’ce seçilmesi yöntemine de son verildi. Artık
başbakan, Meclis üyeleri arasından cumhurbaşkanınca
seçilecek, bakanlar milletvekilleri arasından başbakanca
belirlenecek ve tüm Bakanlar Kurulu listesi
cumhurbaşkanınca Meclis’in onayına sunulacaktı.
Anayasa değişikliğinde dine ve dile ilişkin hüküm
nedir?
Anayasa değişikliği dine ve dile ilişkin 1921
Anayasası’nda bulunmayan yeni bir hüküm de getirdi. 2.
madde yeniden düzenlendi; “Türkiye devletinin dini,
İslam dinidir. Resmi dili Türkçedir” denildi.
İslamiyet’in en belirgin özelliği nedir?
İslamiyet’in en belirgin özelliklerinden biri devlet
ile din, hukuk ile şeriat arasında kesin bir ayrım
öngörmemiş olmasıdır.
Halife nedir?
Arapça “halife” sözcüğü “babasından sonraya
kalan çocuk, birisinin yerine geçen vekil” anlamını
taşımaktadır.
Mustafa Kemal Paşa saltanatın kaldırıldığında
halifeliğin ne olacağı soruna ne yanıt vermiştir?
Mustafa Kemal Paşa da TBMM’nin saltanat ile
hilafet kurumunun ayrılması sorununun görüşüldüğü 1
Kasım 1922 günlü oturumda bu gelişme ve değişimler
üzerinde durmuştur. Aynı gün saltanat kaldırıldığında
halifeliğin ne olacağı sorununa çözüm olarak saltanat
makamı dışında bir halifeliğin korunabileceği önerisinde
bulunmuş, saltanat kaldırıldığında ise “uysal davranmak
zorunda kalacağını belirterek” Vahdettin’in halifeliğini
sürdürmesinden yana tavır almıştır.
Mustafa Kemal halifeye gönderdiği mektupta yetki
sınırını belirleyen uyarısı nedir?
Egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olduğunu
saklı tutan Anayasaya göre yasama ve yürütme
yetkilerinin birleştiği, ulusun biricik ve gerçek
temsilcisinin TBMM olduğunu hatırlatmıştı.
Mustafa Kemal, halifeliğe ilişkin olarak kendisine
yöneltilen sorulara ne yanıtlar verdi?
Ulusça kurulan yeni devletin kaderine, işlerine,
bağımsızlığına, sanı ne olursa olsun hiç kimsenin
karışamayacağını’ söyleyerek yanıtladı. Bütün İslam
dünyasını tek bir noktadan yönetmenin olanaksız
olduğuna işaret etti.
Harp Oyunları sırasında Şükrü Hoca’nın kitabı ile
ilgili düşünceleri sorulduğunda nasıl bir yanıt verdi?
Halifelik makamının varlığı ulusça sakıncalar
doğuracak nitelikte görülmemektedir. Buna sebep
olmadıkça! Fakat şu kesinlikle bilinmelidir ki herhangi bir
görünüş ve biçimde sakınca görüldüğü gün, bütün
kuramsal görüşler biter, orada ameliyat ve uygulama
başlar! dedi.
Mustafa Kemal Başbakana halifelik hazinesi ile ilgili
yanıtı nedir?
Halife, iç ve dış yaşantısında ataları olan
padişahların yolunu izler görünmektedir. ... Halife ve
bütün dünya bilmelidir ki; var olan ve korunan Halife ve
Halifelik Makamının, gerçekte ne din, nede siyaset
bakımından hiçbir anlamı ve varlığının bilimsel nedeni
yoktur. Türkiye Cumhuriyeti, varlığını ve bağımsızlığını
boş ve temelsiz şeylerle tehlikeye sokamaz. Halifelik
Makamı, bizce bir tarihsel anıdan başka bir şey olamaz.
...” diyerek düşüncelerini açıkça ortaya koydu. Devlette
‘Halifelik Hazinesi’ adıyla ayrı bir hazinenin
olamayacağına dikkati çekti.
Mustafa Kemal de 1 Mart 1924’te yaptığı Meclisi açış
konuşmasında neleri ifade etti?
“Milletin oyu ile tespit olunan eğitim ve
öğretimin birleştirilmesi ilkesinin zaman kaybetmeksizin
tatbikini lüzumlu görüyoruz” diyerek laik eğitim
sisteminin benimseneceğine işaret etti. “Bunun gibi,
seçimi ile mutlu bulunduğumuz İslam dinini, yüzyıllardan
beri gelenek haline getirilmiş olduğu üzere siyasi bir araç
olmaktan kurtarmanın ve yükseltmenin gerekli olduğu
gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve Tanrısal inanışımızı ve
vicdanımızı karışık ve türlü renge giren ve her türlü çıkar
ve ihtirasların tecelli sahnesi olan politikadan ve
politikanın bütün kötülüklerinden bir an önce ve kesinlikle
masun bulundurmak, milletin dünya ve ahrette
mutluluğunu emrettiği zarurettir. Ancak bu suretle İslam dininin yücelikleri meydana çıkar.” diyerek de Hilafet
Kurumu’nun geleceğini belirledi.
Hangi kanunla din ve ordu siyaset dışında bırakıldı?
429 sayılı “Şeriye ve Evkaf ve Erkânı Harbiye-i
Umumiye Vekâletlerinin İlgasına Dair Kanun” ile din ve
ordu siyaset dışında bırakıldı.
Hangi kanunla ülkedeki tüm öğretim kurumları
Maarif Vekâleti ‘ne bağlandı?
430 sayılı “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile
ülkedeki tüm öğretim kurumları Maarif Vekâleti ‘ne
bağlandı.
431 sayılı “Hilafetin İlgasına ve Hanedanı Osmaninin
Türkiye Cumhuriyeti Memaliki Haricine Çıkarılmasına
Dair Kanun” nedir?
Laik cumhuriyetin, iktidarı dinsel bir kurum ile
paylaşamayacağı düşüncesi pekiştirildi. Yasa ile de
Halifelik kaldırılarak Osmanlı ailesinin erkek-kadın
üyelerinin ve damatlarının bir daha dönmemek üzere yurt
dışına çıkarılmaları kararlaştırıldı. Padişahlık etmiş
kişilerin taşınır, taşınmaz bütün malları ulusa geçti. Yasa;
aile üyelerinin kişisel mallarının bir yıl içinde tasfiye
edilmesini, aksi halde hükümetin bu malları satarak
bedellerini onlara yollayacağını ve kararın hemen
uygulamaya konacağını da hükme bağladı.
Cumhuriyet ne zaman ilan edildi?
29 Ekim 1923’te bu yasada yapılan ufak bir
düzenleme ile Cumhuriyet ilân edilmişti. Böylece yüzlerce
yıllık monarşi artık tarihe karışmıştı.
II. TBMM de bu yetkisini kullanarak ne hazırlamıştı?
1924 Teşkilat-ı Esasiye Yasası’nı (Anayasasını)
hazırlamıştı.
Anayasa tasarısı 9 Mart 1924’te TBMM’de
görüşülmeye başlandığında eleştiri ve tartışmalar hangi
noktalar üzerinde yoğunlaştı?
Anayasanın kurucu meclisçe hazırlanması
gerektiği, millet meclisi yanında ikinci bir meclisin de
gerekli olduğu, cumhurbaşkanına verilmek istenen meclisi
dağıtma yetkisi ve cumhurbaşkanının veto yetkisi idi.
1924 Anayasası ne zaman kabul edildi ve yürürlüğe
girdi?
Türk Anayasa Tarihi’nin en uzun süre yürürlükte
kalan Anayasası 20 Nisan 1924’te TBMM’de kabul edildi,
24 Mayıs’ta da yürürlüğe girdi.
1924 Anayasası hangi temel ilkeler üzerinde inşa
edilmiştir?
“Cumhuriyet” ve “Güçler Birliği” esasları baş
ilkelerdir.
Yasama Gücü açısından; güçler birliğinin doğal
sonucu olarak yasaları yapma ve onları yorumlama yetkisi
kime aittir?
Yasaları yapma ve onları yorumlama yetkisi
TBMM’ye aittir.
Cumhuriyet’in ilanı ile hükümetin oluşum biçimi
yeniden düzenlenmişti. Bu oluşum nasıldır?
Cumhurbaşkanın milletvekilleri arasından birini
başbakan ataması, başbakanın gene milletvekilleri
arasından bakanlarını seçerek cumhurbaşkanına sunması
ve cumhurbaşkanın da bu listeyi TBMM’ye göndermesi
ile hükümet oluşuyordu. 29 Ekim 1923’te yapılan bu
değişiklikle Meclis Hükümeti Sistemi’nin katı uygulama
biçimine son verilmişti. 1924 Anayasası bu sistemi daha
da geliştirdi. Hükümete Meclis’in güvenini alma
zorunluluğu getirildi. Bunun içinde başbakanın,
hükümetinin neler yapacağını içeren bir program
hazırlaması, bu programı Meclis’e sunması gerekiyordu.
Meclis’te program üzerinde yapılan güven oylaması
olumlu sonuç verirse hükümet çalışmalarına başlıyordu.
Meclis’in üstünlüğü kesin olduğu için Meclis’e her zaman
hükümeti denetleme ve düşürme hakkı verilmişti. Soru,
gensoru ve meclis soruşturmalarına hiçbir sınır
getirilmemişti, Meclis gerektiği zaman bu hakkını
kullanabilirdi.
Anayasaya göre devletin başı kimdir?
Anayasaya göre devletin başı cumhurbaşkanıydı.
Devleti temsil ediyordu.
Yargı Gücüne şeklini veren nedir?
Güçler birliği ilkesiydi.
1924 Anayasası’nda temel hak ve özgürlükler bölümü
hangi özgürlük anlayışından esinlenmişti?
Fransız İhtilali’nin getirdiği özgürlük
anlayışından esinlenmişti.
Anayasanın 68. maddesi 2. fıkrası nedir?
“Doğal haklardan olan özgürlüğün sınırı,
başkalarının özgürlüğü sınırıdır. Bu sınırı ancak yasa
çizer” diyerek özgürlüklerin sınırlandırılabileceğini ancak
bu sınırlamanın “yasa” ile yapılacağını öngörmüştü.
Ancak özgürlükleri sınırlayacak yasaların çizeceği “sınır”
belli değildi. Bu yolla özgürlüklerin geniş olarak
sınırlanması olanaklıydı.
1924 Anayasasında 10 Nisan 1928’de yapılan
değişiklikler nelerdir?
2. maddede yer alan devletin dininin İslam
olduğu hükmü ile 26. maddede TBMM’nin görevleri
arasında en başta sayılan “dinsel hükümlerin yerine
getirilmesi” yükümlülüğü kaldırıldı. Ayrıca 16. ve 38.
maddelerde bulunan milletvekillerinin ve
cumhurbaşkanının göreve başlarken yapacakları ant içme
formülündeki dinsel sözcük kaldırıldı. Bu değişikliklerle
anayasa laikleştirilirken devletin hangi dinden olursa olsun
yurttaşlarına eşit yaklaşmasının önündeki engel de
kaldırılmış oldu.
1924 Anayasasında 5 Aralık 1934’de yapılan
değişiklikler nelerdir?
TBMM, ulus egemenliğini benimsemesine
karşın o güne değin siyasal haklar yalnızca erkekler
tarafından kullanılıyordu. Ulusun yarısının temsilcilerini
seçememesi ve parlamentoda temsil edilememesi Türk
demokrasinin en büyük eksikliği idi. 5 Aralık’ta
anayasada yapılan değişiklikle kadınlara seçme ve seçilme
hakkının verilmesi ile bu eksiklik de giderildi.
Anayasa’da diğer önemli değişiklik 5 Şubat 1937’de
yapıldı. Bu değişiklikler nelerdir?
2. maddeye “Türkiye Devleti cumhuriyetçi,
milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılâpçıdır” hükmü
eklenerek Kemalizm’e anayasal bir nitelik kazandırıldı.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Devrimi’nin
dayandığı temel ilkeler, uyulması zorunlu kurallar olarak
devlet sisteminde yerini aldı. Bu değişiklikle 1924
Anayasası Türk Devrimi’nin adeta bir aynası oldu.
Saltanatın kaldırılmasından başlayarak siyasal
alanda girişilen devrim adımları kimleri Mustafa
Kemal’den uzaklaştırdı?
Karabekir ile birlikte Ali Fuat Cebesoy’u
Mustafa Kemal’den uzaklaştırdı.
Karabekir’in, Birinci Ordu Komutanlığı’nı bırakma
nedeni nedir?
Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği dilekçede
“ordunun yükselmesi ve güçlendirilmesi için” yapmış
olduğu önerilerin dikkate alınmamış olmasını gerekçe
gösterdi. Üzerine düşen görevi milletvekili olarak
yapacağına inandığı için komutanlıktan çekildiğini belirtti.
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin kuruluşuna yol
açan olay nasıl oldu?
20 Ekim 1924’te Menteşe Milletvekili Esat
Bey’in İmar ve İskân Bakanı’na verdiği soru önergesi ile
oldu.
Muhalefet grubu nasıl oluştu?
Gensoru önergesi hakkında yapılan tartışmalar
ise Meclis’te etkin bir muhalefet grubunun oluştuğunu
ortaya koydu.
Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’ni (TpCP) hangi
tarihte kurdu?
17 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet
Partisi’ni (TpCP) kurdu.
TpCP, CHP’ye alternatif olabilecek farklı bir
programa sahip miydi?
Parti tüzüğü; yeni partinin bir yönüyle sosyal
gelişmeden yana olduğunu diğer yönüyle gelenekçi bir yol
izleyeceğini ortaya koyuyordu. Kuruluş
beyannamesinin/programının “Giriş” bölümünde partinin
kuruluş amacı; “ulusal egemenliğin gerçekleşmesi” olarak
tanımlanmıştı.
TpCP’nin programının ilk maddesi nedir?
Programın ilk maddesinde Türkiye Devleti’nin
halkın hâkimiyetine dayanan bir cumhuriyet olduğu
vurgulanmış, “hürriyetperverlik (liberalizm)” ile “halkın
hâkimiyeti (demokrasi)”partinin ana görüşü olarak
belirtilmişti.
TpCP ve CHP’nin ortak tavırları ne idi?
TpCP, iktisadi politika bakımından da CHP’den
ayrılmamış, aksine bu partinin kimi uygulamalarından
yana tavır almıştı. Örneğin devletin tekelci, ekonomik
girişimlerinin sınırlandırılacağını söyleyerek liberal iktisat
politikalarını savunmakla birlikte programında
sanayileşme için himayecilikten/korumacılıktan
vazgeçmeyeceğini belirtmiş böylece CHP’nin devletçi
iktisat politikasını da programına taşımıştı. CHP gibi o da
yabancı sermayenin ülkeye girişinden yana tavır alıyordu.
TpCP’yi CHP’den ayıran en temel özellik nedir?
“Milli vahdetin halelden masuniyetini temin için
devletin murakabesi baki kalmak şartı ile idari adem-i
merkeziyet esası terviç edilecektir” ilkesidir.
CHP’ye yakın çevrelerin TpCP programında en çok
eleştirdikleri madde nedir?
Altıncı maddede belirtilen “Fırka efkâr ve
itikadat-ı diniyeye hürmetkârdır” ifadesi olmuştu.
Şeyh Sait İsyanı nedir?
13 Şubat 1925’te Şeyh Sait adında bir Kürt
liderinin Genç ilinin Piran Köyü’nde başlattığı ayaklanma,
Türkiye’nin içte ve dışta pek çok sorun yaşadığı bir
dönemde patlak vermişti.
Başbakan Fethi Okyar’ın açıklamalarına göre
ayaklanmanın nedeni nedir?
“Şeriat, halifelik ve saltanat propagandası altında
Kürtçülük” amacına yönelikti. Bağımsız ya da özerk bir
Kürdistan amacı güden ayaklanma, aynı zamanda
Cumhuriyet düzenine karşıydı; saltanat ve halifelik
düzenini canlandırmayı hedeflemişti.
13 Şubat’ta başlayan ayaklanmada nereler ele
geçirildi?
İsyancılar önce Genç ilinin merkezi olan
Darahini’yi ardından Hani, ve Elazığ’ı ele geçirdiler.
Ayaklanmanın kısa sürede böyle genişlemesi Meclis’i
harekete geçirdi.
Takrir-i Sükûn Yasası nedir?
Hükümet, “gericiliğe, ayaklanmaya ve
memleketin soysal düzenini ve huzur ve sükûnunu ve
güveliğini ve asayişini bozmaya neden olacak bütün
kuruluşlar, kışkırtmalar, girişimler ve yayınları”
Cumhurbaşkanının onayı ile doğrudan doğruya yasaklamaya yetkili kılınıyordu. Bu gibi eylemcileri
İstiklal Mahkemesi’ne verebilecekti. İki yıl yürürlükte
kalacak olan bu yasa, Anayasa’nın “özgürlüklerin sınırını
kanun belirler” hükmündeki sınırı belirleme niteliğine
sahipti.
Kazım Karabekir Takrir-i Sükûn yasasına neden karşı
çıkmıştır?
İstiklal Mahkemeleri’nin kurulmasına karşı
çıkmış, yasanın halk egemenliğini kısıtlayacağını
vurgulamıştı. Tüm hak ve özgürlükleri kısıtlayacak, basını
susturacak böylesine bir yasanın Cumhuriyet için onur
sayılmayacağını belirti.
Hükümet, Takrir-i Sükûn Yasası’nı ne zaman
uygulamaya koydu?
6 Mart 1925 günü uygulamaya koydu.
İstiklal Mahkemeleri’nin Oluşturulmasına nasıl karar
verildi?
Takrir-i Sükûn Yasası’nın kabulünden sonra
Hükümet Meclis’e aynı gün yeni bir yasa tasarısı daha
sunmuştu. Bu tasarı ile biri ayaklanma bölgesinde diğeri
Ankara’da olmak üzere iki İstiklal Mahkemesi’nin
kurulmasını öngörüyordu.
Ankara İstiklal Mahkemesinin ne amaçla kurulması
öngörülmüştür?
Ankara’daki İstiklal Mahkemesi’nin milletin ve
cumhuriyetin güvenliğini tehdit eden her türlü gerici
propaganda, irişim ve hareketlerin hızla yasaklanması ve
cezalandırılması amacı ile kurulması öngörülmüş,
Oluşturulan İstiklal Mahkemeleri hangileridir?
‘Doğu İstiklal Mahkemesi” ile “Ankara İstiklal
Mahkemesi’dir.
Doğu İstiklal Mahkemesi ne zaman yargılamalara
başladı?
14 Nisan 1925’te Diyarbakır’da yargılamalara
başladı.
İlk görülen dava hangisidir?
Seferberlik aleyhine propaganda yaptığı iddia
edilen Urfa Mutasarrıfı ve TpCP üyesi Yarbay Fethi
Bey’in davası oldu.
Doğu İstiklal Mahkemesi Şeyh Sait ve onunla birlikte
yargılanan 81 kişi hakkında verdiği karar nedir?
Ayaklanmanın asıl suçlusu kabul edilen 47 kişi
idam cezasına çarptırıldı, 18 kişi beraat ederken diğerleri
de çeşitli cezalar aldı.
Doğu İstiklal Mahkemesi, gazetecileri tutuklamaya ne
zaman yöneldi?
7 Haziran 1925’te Hükümetin manevi gücünü
kırmak ve ayaklanmayı kışkırtmak iddiasıyla gazetecileri
tutuklamaya yöneldi.
TpCP, nasıl bir partiydi?
Cumhuriyet ve halifelik anlayışındaki görüş
farklılıkları ile birlikte kişisel anlaşmazlıkların ve
kıskançlıkların tetiklemesi ile CHP’den kopanlarca
kurulan bir muhalefet partisi idi.
TpCP’nin kapatılmasına ne zaman karar verildi?
Cumhuriyet Hükümeti 5 Haziran 1925’te Takriri
Sükûn Yasası’na dayanarak TpCP’nin bütün şube ve
merkezlerinin kapatılmasına karar verdi.
Suikastçılar ne düşünmüşler?
Türk Devrimi’ni Mustafa Kemal ile
özdeşleştiren devrim karşıtı kimi kesimler onun vücudunu
ortadan kaldırarak devrimi de sonlandırabilecekleri
düşüncesinde idiler. Bu düşünce ile Mustafa Kemal’i
birkaç kez ortadan kaldırmayı planlamış, ancak planlarını
uygulamaya koyamamışlardır.
Suikast planında kimler yer aldı?
Suikast planını düzenleyenler arasında kapatılan
TpCP’den ve İttihat ve Terakki Partisi’nden kimi kişiler
de yer almıştı.
13 Temmuz 1926’da açıklayan mahkeme heyeti;
sanıkları, suikast olayıyla ilgileri yönünden hangi
gruplara ayırmıştır?
1. Doğrudan doğruya suikastın uygulanmasını
üstlenenler,
2. Tetikçileri kışkırtan ve olayı düzenleyenler,
3. Suikast olayına doğrudan katılmamakla birlikte,
Türk devrimine ve özellikle de Cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal’e karşı cephe almış olan eski
İttihat ve Terakki Partililer,
4. Kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Partisi
üyeleri.
Mahkeme ilk gruptakilere ne kararı vermişti?
Mahkeme ilk gurupta bulunan 15 kişi hakkında
idam kararı vermişti.
1924 yılında Mahmut Esat Bozkurt’un Adalet Bakanı
olması ile birlikte hız kazanan hukuk devrimi yasaları
nelerdir?
? 17 Şubat 1926’da Medeni Yasa’nın,
? 1 Mart 1926’da Ceza Yasası’nın,
? 22 Nisan 1926’da Borçlar Yasası’nın,
? 29 Mayıs 1926’da Kara Ticaret Yasası’nın,
? 18 Haziran 1927’de Hukuk Davaları Yargılama
Usulü Yasası’nın,
? 9 Ocak 1929’da Ceza Davaları Yargılama Usulü
Yasası’nın,
? 18 Nisan 1929’da kabul edilen İcra ve İflas
Yasası ile “Cumhuriyetin Ana Kanunları”
tamamlandı.
30 Kasım 1924’te tekke, zaviye ve türbeler
kapatılması neleri ortadan kaldırmıştır?
Halkın dinsel duygularını ekonomik çıkarlar
uğruna sömüren düzen de ortadan kaldırılmış oldu. Bu süreçte çok eşliliği yasaklayıp kadınla erkeği yasalar
önünde eşit kılan Medeni Kanun gibi Türk toplumsal
yapısını tümüyle değiştiren pek çok yasa halkta olumlu
yankı bulurken, en büyük tepkiyi şapka giyilmesini
öngören yasa çekti.
Türk tarihine “9 Umde” olarak geçen beyannamenin ilkeleri nelerdir?
Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Halkın kendi kendisini idare etmesi esastır. Milletin gerçek ve tek mümessili Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında hiçbir fert, hiçbir kuvvet ve hiçbir makam millet mukadderatına hakim olamaz” denilerek Cumhuriyetçilik vurgulandı. “Saltanatın kaldırılmasına ve milli egemenliğin asla bölünmez ve vazgeçilmez surette Türk milletinin gerçek ve tek mümessili olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin manevi şahsiyetinde toplanmış bulunduğuna dair 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oy birliği ile alınan karar hiçbir surette değiştirilemez prensiptir.
İslam Devletinde Bi'at ne anlama gelmektedir?
İslam devletinde idare edenle, idare edilenler arasında yapılan; seçim veya bağlılık karakteri taşıyan sosyo-politik akit” anlamındadır.
Anayasanın 1.maddesinin sonuna hangi hüküm eklenmiştir?
Anayasa’nın 1. maddesinin sonuna “Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir” hükmü eklendi
Düşman güçleri ülkeden kovulduktan, saltanat kaldırıldıktan, Lozan’da tam bağımsız yeni Türkiye Devleti dünyaya kabul ettirildikten sonra,
Devlet için hangi adım atılmıştır?
29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edilmiştir.
20 Ocak 1921’de kabul edilen ve yirmi üç madde ile bir ekten oluşan yeni devletin ilk anayasası hangisidir?
(Teşkilat-ı Esasiye Yasası
1924 anayasası hangi iki temel üzerine inşa edilmiştir?
“Cumhuriyet” ve “Güçler Birliği” esasları baş ilkelerdir.
1924 Anayasası hakkında TBMM'nin üstleneceği temel görev nedir?
Cumhuriyet ilkesi üzerine kıskançlıkla durulmuş, devlet biçiminin “Cumhuriyet” olduğu yolundaki maddenin değiştirilmesinin, hatta değiştirilmesinin önerilmesinin bile olanaklı bulunmadığı vurgulanmıştır. (Madde 102) Ulusal Cumhuriyetin güçler birliği esası üzerinde yükselmesinin en önemli sonucu ise, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Ulusuna ait bulunduğu ve ulusa ait bu hakkı kullanacak tek makamın TBMM olduğudur. Meclisin üstünlüğü mutlaktır.
1924 Anayasası, yasaları onaylayıp yürürlüğe koyma yetkisini kime vermiştir? Açıklayınız?
Anayasa, yasaları onaylayıp yürürlüğe koyma yetkisini Cumhurbaşkanına vermişti. Cumhurbaşkanı, önüne gelen yasayı onaylamadan tekrar görüşülmek üzere Meclis’e gönderebilirdi. Yürütmenin başı olarak tek yetkisi de buydu. Zira Meclis o yasayı hiç değiştirmeden yeniden cumhurbaşkanına gönderirse onaylamak zorundaydı.
1924 Anayasası’nda temel hak ve özgürlükler bölümü nereden esinlenilmiştir?
Fransız İhtilali’nin getirdiği özgürlük anlayışından esinlenmişti. Anayasada ilk önce her Türk’ün “özgür doğup yaşadığı” belirtilmiş, sonra belli başlı bütün siyasal özgürlükler yurttaşa tanınmıştı.
Yasama Gücü açısından; güçler birliğinin doğal sonucu olarak yasaları yapma ve onları yorumlama yetkisi kime aittir?
TBMM
Şeyh Sait Ayaklanmasının nedenleri nelerdir ve ayaklanmanın önlenmesi için nasıl kararlar alınmıştır?
Ayaklanmanın tek bir nedeni yoktu. Başbakan Fethi Okyar’ın açıklamalarına göre ayaklanmanın nedeni “şeriat, halifelik ve saltanat propagandası altında Kürtçülük” amacına yönelikti. Bağımsız ya da özerk bir Kürdistan amacı güden ayaklanma, aynı zamanda Cumhuriyet düzenine karşıydı; saltanat ve halifelik düzenini canlandırmayı hedeflemişti. Hatta başarıya ulaşıldığında Abdülhamid’in ya da son Halife Abdülmecit’in oğullarından birinin saltanata geçirilmesi de düşünülmüştü. Meclisin onayı ile bölgede bir ay süre ile sıkıyönetim ilan edildi. Ardından da ceza yasasında değişiklik yapıldı. Bu değişiklikle; dini siyasal amaçlarına alet ederek dernek kurma yasaklandı, bu tür dernek kuranlarla ona üye olanlar vatan haini kapsamına alındı. Ayrıca, dini ya dinin kutsal kavramlarını öne sürerek devletin şeklini değiştirmek, devletin güvenini bozmak, halk arasına bozgunculuk ve ayrımcılık sokmak da vatana ihanet olarak değerlendirildi.Değişiklikler muhalefetin de tam desteğini alarak yürürlüğe girdi.
Şeyh Sait Ayaklanmasından sonra Mecliste görüşülen ve hemen yürürlüğe girmesi istenilen yasanın adı nedir?
Takrir-i Sükûn Yasası
Takrir-i Sükûn Yasasının içeriği ve uygulaması nasıl olmuştur?
Takrir-i Sükûn, diğer bir deyişle huzuru, düzeni koruma yasası özünü tek birmadde ile ortaya koymuştu. Buna göre; Hükümet, “gericiliğe, ayaklanmaya ve memleketin soysal düzenini ve huzur ve sükûnunu ve güveliğini ve asayişini bozmaya neden olacak bütün kuruluşlar, kışkırtmalar, girişimler ve yayınları” Cumhurbaşkanının onayı ile doğrudan doğruya yasaklamaya yetkili kılınıyordu. Bu gibi eylemcileri İstiklal Mahkemesi’ne verebilecekti. İki yıl yürürlükte kalacak olan bu yasa, Anayasa’nın “özgürlüklerin sınırını kanun belirler” hükmündeki sınırı belirleme niteliğine sahipti. Bu çerçevede yalnızca isyanın bastırılmasında değil aynı zamanda her türlü devrim karşıtı etkinlikleri ortadan kaldırabilecek bir güce sahipti. Hükümeti, gazeteleri kapatmaktan partileri dağıtmaya kadar büyük yetkilerle donatıyordu.
Takrir-i Sükûn Yasasını Anayasa ile Türk vatandaşlarına tanınmış olan doğal hakları kısıtladığını, dolayısıyla Anayasaya aykırı olduğunu öne
süren ve karşı çıkan kim olmuştur?
Kazım Karabekir
Takrir-i Sükûn Yasasıyla birlikte zararlı ve yıkıcı yayınlarıyla ayaklanmayı doğrudan ya da dolaylı olarak etkiledikleri gerekçesiyle hangi gazete ve dergiler kapatılmıştır?
Tevhid-i Efkâr, İstiklal, Son Telgraf, Aydınlık, Orak çekiç, Sebilü’r-reşat, Presse de Soire, İzmir’de Sada-yı Hak, Adana’da Sayha, Trabzon’da İstikbal ve Kahkaha adlı gazete ve dergileri kapattı
1924 yılında Mahmut Esat Bozkurt’un Adalet Bakanı olması ile birlikte hız kazanan hukuk devrimi hangi yasalar kabul görmüştür?
17 Şubat 1926’da Medeni Yasa’nın kabulü ile verdi. Türk Hukuk Devrimi 1 Mart 1926’da Ceza Yasası’nın, 22 Nisan 1926’da Borçlar Yasası’nın, 29 Mayıs 1926’da Kara Ticaret Yasası’nın, 18 Haziran 1927’de Hukuk Davaları Yargılama Usulü Yasası’nın, 9 Ocak 1929’da Ceza Davaları Yargılama Usulü Yasası’nın, 13 Mayıs 1929’da da Ticaret Yasası’nın Deniz Ticareti’ne yönelik ikinci kitabın kabulü ile sürdü. 18 Nisan 1929’da kabul edilen İcra ve İflas Yasası ile “Cumhuriyetin Ana Kanunları” tamamlandı.
İzmir’de yapılan Türkiye İktisat Kongresi’nden sonra ekonomik bağımsızlığını sağlamak yönünde Türkiye Cumhuriyetinin attığı adımlar nelerdir?
Türkiye Cumhuriyeti, yabancıların elinde bulunan işletmeleri satın alarak başlattığı milleştirme/ devletleştirme politikasını yeni banka ve kredi örgütleri ile tamamladı. Bir yandan tarımda makinalaşmayı sağlarken öte yandan sanayi sektörüne yatırım yaparak kendi kendine yetebilmek için gerekli kurumlarını oluşturdu. Fabrikalarını kurdu. Özel sektöre yaptığı teşviklerle de ülkede girişimci bir sınıf oluşturmaya çabaladı.
1924'te Türkiye Cumhuriyeti eğitimde devrim niteliğinde nasıl bir yol izlemiştir?
1924’te karma ve laik eğitim sistemini kurarak başlatılan eğitim devrimi 1 Kasım 1928’de Latin Alfabesi’nin kabulü ile sürdü. Millet Mektepleri’nin açılmasıyla başlatılan okuma-yazma seferberliği ile Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeleri kavrayan bir Cumhuriyet kuşağı yetiştirilmesinin temelleri atıldı
Takrir-i Sükûn Dönemi toplumsal yaşama kattığı devrimler neler olmuştur?
1925’te memurların şapka giymesini öngören yasa çıkarıldı. Kadınların giyim kuşamları ile ilgili herhangi bir yasal düzenlemeye gidilmedi. 26 Aralık 1925’te zaman ölçüleri değiştirildi. Alafranga saat ve miladi takvim geçerli kılındı. 20 Mayıs 1928’de çıkarılan yasa ile de rakamlar değiştirildi. Bu son iki değişiklik ile Türkiye Batılı ülkelerle ilişkilerini de bir düzene koymuş oldu.
30 Kasım 1924’te çıkartılan bir çok yasanın yanında en çok tepki gösterilen yasa hangisi olmuştur?
En büyük tepkiyi şapka giyilmesini öngören yasa çekti.