Toplumsal Tabakalaşma ve Eşitsizlik Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Toplumsal Sınıflar, Sosyal Politika, Sosyal Haklar Ve Sosyal Devlet
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
1980 sonrası tarım sorunu ile 1980 öncesi tarım sorunu literatürü kıyaslandığında, içerisinde bulunulan tarihsel koşulların yanı sıra hangi alanda farklılıklar bulunmaktadır?
İlgili durumlarda üç temel alanda farklılıklar bulunmaktadır:
- Yararlanılan teorik kaynaklar ve kullanılan kavramlar,
- Öne çıkan sorunsallar,
- Analiz birimi ve analiz düzeyi.
İlk olarak, 1990’ların başlarından 2000’li yılların ortalarına kadar sosyal bilimlerin temel tartışması nedir?
1990’ların başlarından 2000’li yılların ortalarına kadar sosyal bilimlerin temel tartışması küreselleşme konusu olmuştur.
Küreselleşme hangi güncel eğilimleri anlayabilme konusunda yol göstericidir?
Küreselleşme kır sosyolojisinden tarım ve gıda sosyolojisine geçişi ve tarım tartışmalarında güncel eğilimleri anlayabilmemiz konusunda yol gösterici niteliktedir.
Tarım ve gıda sosyolojisi açısından 1990’lardan 2000’lere geçiş aynı zamanda kavramlar açısından hangi geçişi ifade eder?
Küreselleşme kavramından neoliberalizm kavramına geçişi ifade eder.
Küreselleşme kavramından neoliberalizm kavramına geçişin temel nedeni nedir?
Küreselleşme tartışmalarında hakim pozisyonu temsil eden “küreselleşmeci” tezlerin kuramsal, metodolojik, politik ve ideolojik eleştiriler sonucunda ve tarihsel olgular karşısında zayıflamasıdır.
1980’lerin başlarından günümüze kadar gelen süreçte, özellikle de 1990’ların ortalarından itibaren sosyal bilimlerin iki temel kavramı olan küreselleşme ve neoliberalizm neyi amaçlamışlardır?
1980’lerin başlarından günümüze kadar gelen süreçte, özellikle de 1990’ların ortalarından itibaren sosyal bilimlerin iki temel kavramı olan küreselleşme ve neoliberalizm; toplumsal ilişkilerin 1980 sonrası gözlenen değişim ve dönüşüm dinamiklerini anlamayı ve kapitalizmin günümüzdeki karakteristik özelliklerini çözümlemeyi amaçlamışlardır.
Tarım ve gıda sosyolojisi adı altında “yeni” bir literatür nasıl ortaya çıkmıştır
Küreselleşme tartışmalarının bir parçası olan kır sosyolojisi içerisindeki hali hazırda var olan eğilimlerin ve gerilimlerin görünürlük kazanması sonucu tarım ve gıda sosyolojisi adı altında yeni bir literatür ortaya çıkmıştır.
Küreselleşme çerçevesinde güncellenen tarım sorunu ve tarımsal sınıflar tartışmalarının temel sorusu nedir?
Küreselleşme sürecinde ve neoliberal tarım-gıda politikalarının hakim olduğu koşullarda kapitalist gelişmenin önünde bir engel olarak görünen tarım sorununun geçerliliğini koruyup korumadığıdır.
Küreselleşme kavramı ilk olarak ne zaman ortaya çıkmıştır?
Küreselleşme kavramının ilk ortaya çıkışı 1960’lara uzanmaktadır.
Küreselleşme kavramı toplum bilimlerinde yaygın olarak ne zaman kullanılmaya başlamıştır?
Toplum bilimlerinde küreselleşme kavramı 1990’larla birlikte başlamıştır.
Sosyolojinin önemli isimlerinden Giddens küreselleşmeyi nasıl tanımlamaktadır?
Küreselleşme, “toplumsal ilişkilerin, uzak yerlilikleri birbirine öyle bir şekilde bağlayarak, yerel gelişmelerin kilometrelerce ötedeki olaylar tarafından belirlenmesine neden olan, dünya ölçeğinde yoğunlaşması”dır.
Uluslararası ilişkiler disiplini içerisinde önemli bir isim olan Scholte küreselleşmeyi nasıl açıklamıştır?
Scholte küreselleşmeyi, “yersiz-yurtsuzlaşma” ve “insanlar arasında sınırlar-ötesi ilişkilerin büyümesi” şeklinde tanımlamaktadır.
Siyaset bilimi literatürünün önemli isimlerinden olan Held ve arkadaşları küreselleşmeyi nasıl tanımlamışlardır?
Held ve arkadaşlarına göre küreselleşme, “kıtalar ve bölgeler arası etkinlik, etkileşim ve yetke kullanımıyla, akış ve şebekeler yaratan -hacmi yoğunluğu, sürati ve etkileri açısından değerlendirilen- toplumsal ilişkilerin ve işlemlerin mekânsal örgütlenmesindeki dönüşümün cisimleştiği bir süreç veya süreçler kümesi” dir.
Son 30 yıllık süreçte öne çıkan, zaman ve mekan algımızı değiştiren temel gelişmeler nelerdir?
Son 30 yıllık süreçte öne çıkan, zaman ve mekan algımızı değiştiren üç temel gelişme vardır:
- İletişim, taşımacılık ve bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler,
- Sovyetler Birliği’nin etkili olduğu ülkelerle birlikte çöküşü ve kapitalist dünyaya katılışı,
- 1980’lerle birlikte başlayan neoliberal serbestleşme politikaları.
Küreselleşme kavramı çerçevesindeki tartışmalar ana kamplar olarak nelerdir?
Küreselleşme kavramı etrafında dönen tartışmaları iki ana kampa ayırmak mümkündür:
- Birinci kamp, küreselleşmenin kendisini açıklanması gereken bir olgu olarak değil, yaşanan niteliksel dönüşümün açıklayıcısı olarak görmektedir ve bu nedenle de “küreselleşme teorisi” olarak adlandırılmışlardır. Bu kamp açısından, küreselleşmecilerin temel tezi yaşanan gelişmeler sonucunda niteliksel bir dönüşüm geçirmekte olduğumuzdur ve niteliksel dönüşümün yönü ulusal sınırların önemini yitirdiği ulusötesi/ulusüstü bir kapitalizme ya da kapitalizmi de aşan bir toplum biçimine doğrudur. Bu kamp yaşanan gelişmelerin radikal sonuçlar doğurduklarını vurguladıkları için “radikaller” ve bu gelişmelere olumlu anlamlar atfettikleri için de “küreselleşmeciler” olarak nitelenmektedir.
- İkinci kamp, yaşanan gelişmelerin öneminden şüphe duydukları için “şüpheciler” olarak anılır ya da küreselleşmenin açıklanması gereken bir olgu olduğunu düşündükleri için “küreselleşme teorileri” şeklinde adlandırılmaktadır.
Şüpheciler kavramı nasıl açıklanmaktadır?
Şüpheciler, küreselleşme tartışmalarında teknoloji, siyaset ve ekonomi alanlarında yaşanan gelişmelerin daha eşitlikçi ve özgürlükçü bir topluma doğru olan niteliksel bir dönüşüme neden olmadığını iddia eden kampa verilen addır.
Şüphecilerin ve küreselleşmecilerin kullandıkları kavramlar temelinde farklılaşan yanları nelerdir?
Şüpheciler küreselleşme kavramını kullanmazken uluslararasılaşma ve bölgeselleşme kavramlarını kullanırken, küreselleşmeciler bölgeler ve kıtalar arasında yüksek derecede kapsamlı, yoğun ve hızlı akışlar, hareketler ve ağlar yoluyla biçimlendirilmiş bir dünya kavramını benimsemişlerdir.
Şüphecilerin güç/iktidarı temelinde görüşleri nelerdir?
Şüphecilerin güç/iktidar konusunda görüşleri ulusdevlet kuralları, yönetimler-arasılık (intergovernmentalism) olarak sunulmuştur.
Küreselleşmecilerin güç/iktidar konusundaki görüşleri nelerdir?
Küreselleşmecilerin güç/iktidar konusunda görüşleri;
- Ulus-devletin egemenliğinin, otonomisinin ve meşruluğunun erozyonu,
- Ulus-devletin gerilemesi ve
- Çok taraflılığın yükselmesi olarak ifade edilmiştir.
Küreselleşme tartışmasının esası nedir?
Küreselleşme tartışması ister ekonomi, ister kültür isterse de siyaset alanında yapılsın tartışmanın esası, ulusal sınırların ulusal düzenlemelerin ve ikisinin de temel aktörü olan ulus-devlet rolü üzerine bir tartışmadır.
Şüphecilerin ve küreselleşmecilerin kültür alanındaki görüşleri temelindeki farklılıkları nelerdir?
Şüphecilerin kültür alanındaki görüşleri, milliyetçilik ve ulusal kimliğin yeniden canlanması iken küreselleşmecilerin bu konudaki görüşleri, popüler kültürün ortaya çıkışı ve sabitlenmiş politik kimliklerin aşınması, melezlenme olarak farklılık göstermektedir.
Şüphecilerin ekonomi alanındaki görüşleri nelerdir?
Şüphecilerin ekonomi alanındaki görüşleri şunlardır:
- Bölgesel blokların gelişmesi,
- Üçlüleşme (Avrupa, Asya-Pasifik ve Amerikalar),
- Yeni Emperyalizm.
Küreselleşmecilerin ekonomi alanındaki görüşleri nelerdir?
Küreselleşmecilerin ekonomi alanındaki görüşleri şunlardır:
- Küresel enformasyonel kapitalizm,
- Ulusötesi ekonomi,
- Yeni bir uluslararası işbölümü.
Şüphecilerin ve küreselleşmecilerin eşitsizlikler alanlarındaki görüşleri temelinde farklılıkları nelerdir?
Şüphecilerin eşitsizlikler konusundaki görüşleri, Kuzey-Güney bölünmesinin derinleşmesi ve uzlaşmaz çıkar çatışmaları iken, küreselleşmecilerin bu alandaki görüşleri çok taraflı küresel yönetişim, küresel sivil toplum ve kozmopolit yönelimlerdir.
Şüphecilerin düzen/sistem alanındaki görüşleri nelerdir?
Şüphecilerin düzen/sistem alanındaki görüşleri;
- Uluslararası devletler topluluğu,
- Devletler arasında siyasal çatışmaların kaçınılmaz bir şekilde devamı,
- Uluslararası yönetişim ve jeopolitik ile
- Ahlaki olarak sınırlandırılmış toplulukların önceliği olarak sunulmuştur.
Küreselleşmecilerin düzen/sistem alanındaki görüşleri nelerdir?
Küreselleşmecilerin düzen/sistem alanındaki görüşleri;
- Çok taraflı küresel yönetişim,
- Küresel sivil toplum,
- Küresel siyasa ve
- Kozmopolit yönelimler şeklinde ifade edilmiştir.
Küreselleşmeciler için ulus ötesi kavramıyla kastedilen nedir?
Küreselleşmecilerin ulus ötesi kavramıyla kastettikleri şey basit şekilde ulusal kökenin önemini yitirdiği ilişkilerdir.
Küreselleşme tartışmaları ile tarım-gıda sosyolojisi ve tarım sorunu tartışmalarını anlayabilme konusunda dikkat edilmesi gereken kaç önemli nokta vardır?
Küreselleşme tartışmaları ile tarım-gıda sosyolojisi ve tarım sorunu tartışmalarını anlayabilme konusunda dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta vardır:
- Birincisi, aralarındaki farklılıklara rağmen küreselleşme tartışmalarının iki ana kampı da ulus-devletlerin ve ulusal düzenlemelerin önemi ve işlevi bakımından ciddi bir takım değişimler geçirdiğini; ekonomik, siyasal, kültürel ve toplumsal olarak birbirine daha çok bağlanmış bir dünyanın ortaya çıkmakta olduğunu kabul etmektedir.
- İkinci olarak vurgulanması gereken nokta ise şudur: her ne kadar küreselleşme tartışmaları iki ana kampta yürümüş olsa da tartışmanın sürdüğü 1990’lar boyunca ve 2000’li yılların başlarında gerek entelektüel ortamda gerekse de sosyal bilimler alanında hakim olan pozisyon küreselleşmeci kamp olmuştur.
Tarım ve gıda sosyolojisini, geleneksel kır sosyolojisi ve Marksist tarım tartışmalarından ayrıştıran nedir?
Tarım ve gıda sosyolojisi kendisini geleneksel kır sosyolojisi ve Marksist tarım tartışmalarından esas olarak analiz birimi açısından ayrıştırmaktadır.
Ulus devlet ve küreselleşme tartışmaları içerisinde şekillenen güncel tarım tartışmaları analiz odağını hangi süreçlere kaydırmıştır?
Ulus devlet ve küreselleşme tartışmaları içerisinde şekillenen güncel tarım tartışmaları analiz odağını tarımdan tarım-gıdaya, üretimden ürün işleme, pazarlama ve dağıtım alanlarına ve ulus-devletten ulusötesi oluşumlara ve süreçlere kaydırmıştır.
Küreselleşme ile beraber şekillenen tarım gıda sosyolojisi literatürünün araştırdığı temel soru nedir?
Küreselleşme ile beraber şekillenen tarım gıda sosyolojisi literatürünün araştırdığı temel soru şu olmuştur:
- Ulus-devletin daha önce üstlendiği işlevlerden geri çekildiği ya da bu işlevlerin küresel sermaye lehine farklılaştığı koşullarda,
- Küresel ölçekte faaliyet gösteren çok uluslu ya da ulus ötesi şirketlerin sermaye birikim süreçlerinin temel aktörü haline geldiği bir ortamda,
- Tarım-gıda ilişkilerinin üretim ilişkilerinin yanı sıra işleme, dağıtım, pazarlama ve tüketim alanlarına doğru genişlediği ve üretimin küreselleştiği bir süreçte,
Tarımsal yapıların analizi nasıl yapılmalıdır?
Tarım ve gıda sosyolojisinin temel vurgusu nedir?
Tarım ve gıda sosyolojisinin temel vurgularından biri, gıda ilişkileri analize dahil edilmediği sürece tarımsal ilişkilerin ve sınıfların anlaşılamayacağıdır.
Güncel tarım tartışmaları içerisinde üretim sürecinden daha ziyade üretim sürecinin geri ve ileri bağlantılarının ön plana çıkarıldığı durumda, üretimin geri bağlantılarından ve ileri bağlantılarından kasıt nedir?
Üretimin geri bağlantılarından kasıt, üretim için gerekli olan tohum, ilaçlar, gübre makine gibi girdilerin kim tarafından hangi koşullarda sağlandığı ileri bağlantılardan kasıt ise tarımsal üretim sürecinin sonunda ortaya çıkan ürünün bundan sonraki seyriyle ile alakalıdır.
Tarım-gıda sistemi kavramı ile ne ifade edilmektedir?
Tarım-gıda sistemi kavramı, tarım ve gıda ilişkilerinin üretim, işleme, dağıtım, pazarlama ve tüketim ilişkilerinin birbirleriyle ilişkisi ve bütünlüğü temelinde analiz edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Gıda rejimi kavramı neyi ifade etmektedir?
Gıda rejimi kavramı, tarım-gıda ilişkilerinin belirli dönemlerde kapitalizmin farklı evrelerine uygun olarak farklı özellikler taşıdığını, tarım-gıda sisteminin ancak kapitalizmin genel özellikleriyle ve kapitalizmin farklı evreleriyle ilişkilendirilerek analiz edilebileceğini ifade etmektedir.
Küreselleşmeci tezlerin Marksist eleştirisinin temelinde ne yatmaktadır?
Küreselleşmeci tezlerin ve Marksist eleştirisinin temelinde, kapitalizme özgü olan çelişkilerin görmezden gelinerek analize dahil edilmemesi ya da yok sayılması yatmaktadır.
Tarım ve gıda sosyolojisinde ana eğilim nedir?
Tarım ve gıda sosyolojisinde ana eğilim, tarım gıda ilişkilerinde 1980’lerden günümüze uzanan dönemde yaşanan gelişmeleri neoliberal gıda rejimi kavramı ile ifade etme yönelimindedir.
Neoliberal gıda rejiminin temel karakteristik özellikleri ve çelişkileri nelerdir?
Neoliberal gıda rejiminin temel karakteristik özellikleri ve çelişkileri on başlık altında toplanmıştır:
- Ulus-devletin müdahale biçiminde, araçlarında ve kapsamında sermaye lehine yaşanan değişimler,
- Neoliberal gıda rejiminde genel olarak iletişim, taşımacılık ve bilişim alanlarında yaşanan teknolojik gelişmelere paralel bir şekilde tarımgıda teknolojilerinde yaşanan gelişmeler,
- Teknolojik gelişmelerin yarattığı olanakların yanı sıra neoliberal politikalar aracılığıyla hareket serbestliğini küresel düzeye taşıyan ve tarım-gıda ilişkilerinde belirleyici bir konuma gelen çok uluslu ya da ulusötesi şirketlerin ortaya çıkışı,
- Küresel ölçekte belirleyici hale gelen çok uluslu tarım-gıda şirketleri temelinde tarım ve sanayi arasındaki sınırların muğlaklaşması,
- Uluslararası işbölümü alanında yaşanan gelişmeler,
- Tarım ve gıda alanında yaşanan yoğun metalaşma,
- Süper/hiper-marketlerin ortaya çıkışı ile birlikte ticaret sermayesinin tarım gıda ilişkilerinde değişen konum ve artan önem,
- Tarımsal sınıflar tartışması açısından en önemli gelişme sermayenin tarıma, özellikle de sözleşmeli çiftçilik aracılığıyla, doğrudan nüfuzu ve bu doğrultuda küçük meta üreticilerinin değişen/dönüşen varlık koşulları ve sınıf konumları,
- Kadın emeğinin değişen ve dönüşen konumu,
- Tarım gıda ilişkilerinin bugünkü aldığı biçimin çok ciddi bir çevre sorunu olarak kendisini göstermesi.
1980 öncesi ilişkilerle kıyaslandığında ulus-devletin tarımın ileri ve geri bağlantılarından büyük oranda geri çekilmesinin araçları genel olarak nelerdir?
Ulus-devletin tarımın ileri ve geri bağlantılarından büyük oranda geri çekilmesinin araçları genel olarak şöyle sıralanabilir:
- Özelleştirmeler,
- Metaların ve paranın dolaşımının serbestleşmesi,
- Kuralsızlaştırma ve yeniden düzenleme,
- Bağımsız kurullar ve özerk kurarak sermayenin ağırlığını artırma.
Neoliberal gıda rejimi ve tarım sorunu ilişkisinin temel sorusu nedir?
Kapitalist gelişmenin önünde bir engel olarak ve metalaşmamış aile emeği temelinde bir geri kalmışlık sorunu olarak tartışılan tarım sorunundan bahsetmenin günümüzde hala olanaklı olup olmadığıdır.
Neoliberal gıda rejimi ve tarım sorunu ilişkisine verilen olumlu ve olumsuz yanıtlar kaç ana kampa ayrılmaktadır?
Neoliberal gıda rejimi ve tarım sorunu ilişkisine verilen yanıtlar iki ana kampa ayrılmıştır.
- Bunlardan birinci kamp, kapitalist gelişmenin önünde bir engel olarak duran tarım sorunundan bahsetmenin olanaksız hale geldiğini iddia eden ve birinci kampın başını çeken Henry Bernstein için klasik tarım sorunu esas olarak sermayenin bir sorunudur.
- İkinci kamp ise azgelişmiş ülkelerin tarımsal yapılarında varlığını sürdüren geçimlik yapıların, meta-dışı ilişkilerin ve en önemlisi metalaşmamış aile emeğinin önemini vurgulamaktadır.
Güncel tarım tartışmalarının temel eğilimi ne yöndedir?
Güncel tarım tartışmalarının temel eğilimi küçük meta üretimi gibi bir kavramın 1980 öncesi ilişkilere ait olduğu ve günümüzde bu kategorinin üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulundurmuş olmasına rağmen proleterleşmiş olduğu tezi yönündedir.
Neoliberal gıda rejiminde yaşanan en önemli gelişme nedir?
Tohumun metalaşması neoliberal gıda rejimi içinde yaşanan en önemli gelişmelerdendir.
Terminator teknoloji nedir?
Terminator teknoloji her bir tohumun DNA’sına kendi embriyolarını öldürmesi kodlanmış bir genin yerleştirilmesi demektir.
Tohumun metalaşması ne demektir?
Tohumun metalaşması, insanlık tarihinin binlerce yıllık tarım birikiminin diğer bir ifadeyle küçük meta üreticilerinin taşıyıcısı olduğu tohum alanında biriktirilmiş geleneksel bilginin de metalaşması demektir
Sözleşmeli çiftçilik nedir?
Sözleşmeli çiftçilik küçük meta üreticileri ile tarım gıda şirketleri arasında yapılan her iki tarafı da bağlayan bir üretim sözleşmesidir.
Yerinde proleterleşme ya da kendi toprağında proleterleşme ne demektir?
Küçük meta üreticilerinin sözleşmeli çiftçilik yapsın ya da yapmasın tarımın ileri ve geri bağlantılarında yaşanan metalaşma, merkezileşme ve yoğunlaşma eğilimleri ve bu alanda faaliyet gösteren çok uluslu tarım gıda ilişkilerine nüfuzu karşısında tarihsel olarak taşıdığı bağımsız özelliklerini yitirmesi durumudur.
1980 öncesi küçük meta tartışmaları ile kıyaslandığında güncel tartışmaların temel vurgusu nedir?
1980 öncesi küçük meta tartışmaları ile kıyaslandığında güncel tartışmaların temel vurgusu, sermayenin tarım-gıda ilişkilerine doğrudan nüfuzu ve bu doğrultuda küçük meta üreticilerinin çokuluslu tarım-gıda şirketleri ve onların ulusal yerel ortakları tarafından sömürüldüğüdür.
1980 öncesi tarım sorunu tartışmaları ve 1980 sonrası tarım sorunu tartışmaları hangi alanlarda farklılık göstermektedir?
1980 öncesi tarım sorunu tartışmaları ve 1980 sonrası tarım sorunu tartışmaları üç temel alanda farklılık göze çarpmaktadır. Bunlar;
- Yararlanılan teorik kaynaklar ve kullanılan kavramlar,
- Öne çıkan sorunsallar,
- Analiz birimi ve analiz düzeyidir.
Klasik Marksist yazında kastedilen Marksizmin kurucuları olan Marx ve Engels’in kapitalizme geçiş ve tarım sorunu kapsamında yazdıkları ile 20. Yüzyıl başlarında Lenin ve Kautsky’nin dönemin popülistlerine ve köylücülerine karşı yürüttüğü tartışmada ne vurgulanmıştır?
İlgili tartışmada;
- Kapitalist ilişkilerin hali hazırda tarımda belirleyici hal geldiği,
- Ancak bu belirleyicilerin sanayide olduğu gibi ücretli emekçi ve kapitalist arasındaki ilişki temelinde değil,
- Farklılaşma ve çeşitlenme dinamiklerinin birlikte işlediği çoklu bir tarımsal sınıfsal yapının hakim olduğu koşullarda gerçekleştiği vurgulanmıştır.
Küreselleşme sürecinin getirdiği ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmelere rağmen sadece tarım tartışmaları açısından değil, küresel kapitalizm çözümlemesi açısından dikkate alınması gereken önemli iddialar nelerdir?
İlgili konuda dikkate alınması gereken önemli iddialar;
- Sadece metalaşmamış aile emeğinin değil metalaşmış ücretli emeğin de değersizleşme temelinde var olduğu,
- Emeğin siyasal olarak kendisini var edebileceği araçların ve alanların günden güne aşındığı,
- Kapitalizmin, içsel çelişkilerini emekçi sınıfların konumlarını daha da gerileterek aşma eğiliminde olduğu koşullarda kapitalizmin geri ilişkileri büyük oranda muhafaza ettiği fikridir.
“Tarımsal yapıların analizi nasıl yapılmalıdır?” sorusuna literatürün verdiği yanıt nedir?
Bu soruya literatürün verdiği en genel yanıt şudur: Tarımsal ilişkiler gıda ilişkileri ile birleştirilerek ele alınmalıdır. Bu vurgunun arkasında 1980 öncesi tarım tartışmalarının kırsal mekânla ve dar anlamıyla tarımsal üretim süreciyle sınırlı tutulduğu eleştirisi vardır. Diğer bir ifadeyle, tarım ve gıda sosyolojisi, daha ziyade sanayi tarafından kontrol edilen gıda ilişkileri analize dâhil edilmediği sürece tarımsal ilişkilerin ve sınıfların anlaşılamayacağını vurgulamaktadır.