aofsoru.com

Siyaset Sosyolojisi Dersi 6. Ünite Özet

Siyasi Partiler Ve Siyasi Parti Sistemleri

Siyasi Parti Kavramı Kapsam ve Tanım Siyasi parti kavramının akademik alanda konu olması çok eski zamanlara dayanmamaktadır. Bu kavram siyaset bilimciler ve sosyologlar tarafından ancak 19. Yüzyıldan sonra tartışılmaya başlanmıştır. Sosyal hareketlerin artması, siyasi bilinç düzeyinin artması, toplumların siyasi katılımlarının genişlemesi gibi sosyopolitik oluşumlar, siyasi parti kavramının incelenmesi gerektiğini hissettirmiştir.

Siyasi parti kavramının tarihsel geçmişine baktığımızda ilk izleri Roma İmparatorluğu döneminde görülmektedir. Roma İmparatorluğu’nda “parti kavramı” asillerin ve halkın bir araya gelmelerini nitelemek için kullanılmaktaydı. Bu kavram 17. Yüzyıla kadar değişikliklere uğramış ve günümüzdeki anlamıyla “parti” kavramı 1660 restorasyonu ve 1832 reform yasası dönemleri arasında İngiltere’deki muhafazakâr ve liberal parti konumlarında olan Whig’ler ve Troy’lerin yapısından ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Bu kavram daha sonra 19.yy dan önceki şeklinden çıkıp kamuyla beraber ortak ve güncel fikirlerle örgütlenen gruplar olarak kullanılmaya başlanmıştır Partilerin siyasi örgütlenmenin yapısal bir şekli olarak algılanması, siyaset biliminin bağımsız bir şekilde bir disiplin haline gelmesiyle başlamaktadır.1950 den sonra ABD ve Avrupa da parti belirli düşünce ve tutumlara sahip kişilerin bir araya geldiği topluluklar haline gelmiştir. Parti kavramının ne anlama geldiği konusunda çeşitli siyaset bilimcilerin görüşlerinden hareketle ortaya çıkan ortak fikirler şunlardır:

1. Siyasi partiler Kişi ya da toplum olarak kendini belli bir siyasi parti ile ilişkilendiren kişilerin bir araya gelmesinden oluşur.

2. Bu düşünceler ve haklar yasaldır. İllegal olan ve iktidar için mücadele eden gruplar ise parti değil cunta ve gizli örgüt diye adlandırılır.

3. Siyasi partiler hükümet organlarıyla ilgilenir, aday tespit eder, seçmenlerin demokratik ortamda desteğini sağlarlar.

Bu görüşlerden sonra çeşitli siyaset bilimciler tarafından farklı tartışmalar yapılmıştır. Örneğin, tek parti rejimlerinde resmi parti, siyasal rekabetin bulunduğu rejimlerdeki partilerle aynı görülebilir mi? Bu sorunun cevabı çoğulcu sistemler için farklı, tekçi sistemler için farklıdır. Konu tamamen hangi bağlamda değerlendirdiğimiz ile ilgilidir. Parti kavramı araştırmaları reel olarak 1951 yılında Duverger ile başlamıştır. Daha önceki dönemlerde Ostrogorski ve Michels gibi düşünceler çeşitli çalışmalar yaptıysa da Duverger’ in parti kavramsallaştırması, siyasi partilerin ana hatlarının ortaya konması bakımından başlangıç olarak kabul edilebilir. Daha sonra Duverger Türkiye’de Prof. Dr. Tarık Zafer Tuna’ya bir siyasi parti tanımı yapmış ve bu tanım tartışmalara yol açmıştır. Bu tanımda Duverger siyasi parti kavramının özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır:

1. Siyasi partilerin belli bir siyasi programı vardır.

2. Siyasi partiler programlarını normal seçim yoluyla gerçekleştirirler.

3. Siyasi partiler bu amaçla kurulmuş topluluklardır.

Bu konu hakkında çalışmalar yapan bir başka siyaset bilimci olan Joseph LaPalombara’da partilerin şu dört ölçüyü içermesi gerektiğini düşünmektedir:

1. Yöneticilerin vefat etmesiyle son bulan değil, sürekliliği olan bir örgütün varlığı

2. Bu örgütün yerel kuruluşlara sahip olması

3. İktidarı ele geçirme ve elde tutma konusunda bilinçli bir çabanın olması

4. Seçmen kazanmaya veya bir şekilde halkın desteğini almaya yönelik çabalar içinde olmaları

Bu görüşler dikkate alınarak genel olarak karşımıza şöyle bir tanım çıkmaktadır: Siyasi partiler asıl amaçları iktidara gelmek ve iktidarlarını sürdürmek olan, hükümet organını kendilerinin ya da koalisyon ortaklarıyla kontrol etmek isteyen kişilerin oluşturdukları resmi bir örgüttür.

Siyasi Partilerin Tarihsel ve Sosyal Temelleri

Tarihsel Temel: Partilerin Kökeni

Siyaset bilimcilerin görüşleri göz önünde bulundurulduğunda partilerin doğuşunda kurumsal kuram, tarihsel kriz kuramı ve gelişmeci kuram olmak üzere toplam 3 kuramdan söz edilmektedir.

Kurumsal kuram: Bu kuramın en önemli temsilcisi M.Duvergerdir. Bu tür kuramlar genel olarak siyasi partilerin parlamentolar içinden nasıl çıktıklarını açıklamada kullanılır. Günümüzdeki anlayış siyasi partilerin doğuşu siyasi katılımın genişlemesi ile doğru orantılıdır.

Tarihsel Kriz(Durum)Kuramı: Partilerin doğuşunu hazırlayan faktörleri, ülkedeki siyasilerin karşı karşıya olduğu sorunlar ve bu sorunlardan hareketle yöneldiği amaçlar çerçevesinde açıklamaktadır. LaPalombara ve Weiner, yönetimde kimlerin söz sahibi olacağını ve bu kişilerin sistemi nasıl yönetecekleri konusunda doğan anlaşmazlıkları ifade eden meşruluk krizi, uluslaşma sürecini veya ulusal devlet yaratma çabalarının yüzleştiği sorunları ifade eden bütünleşme krizi ve siyasilerin sisteme katılma isteğindeki kişi ve grupların istek ve çabalarının meşru görülmemesinden kaynaklanan bir kriz türü olan katılma krizlerinin partilerin doğuşlarını hazırlayan faktörler olarak saptamıştır.

Gelişmeci Kuram: Bu kuram da partilerin doğuşu ile modernleşme süreci arasındaki ilişki ile ilgilenir. Bu kurama göre modernleşme düzeyleri bağlamında parti sistemlerini değerlendirirken şu doğru ayrımın yapılması gerektiğini savunur:

1. Partilerin hiçbir zaman var olmadığı ülkeler

2. Partilerin sonradan bastırılmış ve yasaklanmış olduğu ülkeler.

Bu kurama göre birinci durum az gelişmiş toplumlara, ikinci durum ise bir modernleşme düzeyinde olsa bile siyasi bozulmaların yaşandığı toplumlara özgüdür.

Sosyal Temel: Sosyal Bölünmeler ve Siyasi Gruplaşmaların Niteliği

Siyasi partiler toplumdaki bölümleri ve çatışmaları temsil ederler. Bu çatışmalar yöresel-bölgesel çatışmalardır. Çatışmalar ulusal devletin ulusal birliği güçlendirmeye yönelik eğilimlerine karşı doğan farklı etnik dinsel,dilsel azınlıkların kendi çıkarlarının toplum içinde muhafaza etmek için oluşur. Diğer tarafta ise ulusal elit-içi çatışmalar vardır. Bu ise sistemin kimin tarafından organize edileceği hangi amaçları izleyeceğini izler.

Siyasi Parti Tipleri

Parti tiplerinde çoğu kesim tarafından kabul edilen ilk sınıflandırma Duverger’e aittir. Duverger siyasi parti tiplerini kadro ve kitle partileri olarak ikiye ayırır. Ona göre kadro partileri; seçim dönemleriyle sınırlı ve dar grubun yönettiği üye sayısını arttırma gibi bir kaygısı olmayan partilerdir. Kitle partilerinin ise ortaya çıkış amacı bir harekete dayanır. Bu parti tiplerini milliyetçi hareket, İslami hareket, devrimci hareket, feminist hareket, gençlik hareketi, yeşiller gibi adlar alan hareket partileri olarak görmekteyiz. Günümüzde partilerin iktidar yarışını iktisadi bir şekilde yürütmesi üç parti tipinin doğmasına sebep olmuştur. Bunlar parti tipleri ideoloji, örgüt yapısı bakımından güçlü olmayan ancak güçlü bir lider kadrosu tarafından yönetilen herkesi kapsayan parti tipleri; liderinin hem bir şirket sahibi hem de bir parti lideri olan ve siyasi etkisini bir şirket üzerinden sağladığı bir sosyal ağ sayesinde tesis etmeye yöneldiği tip olan şirket partisi tipi ve diğerlerinin özelliklerini taşımanın yanında bazı partiler arasında ortak çıkarları gerçekleştirmek fikrinden hareketle oluşan fiili bir siyasal ortaklık olan kartel parti tipleridir.

Siyasi Partilerin Örgütsel Yapıları

Siyasi parti örgütleri üzerinde çeşitli araştırmalara yapılmakla birlikte, askında demokrasinin temel ilkelerinden olan siyasi partilerin kendi içlerinde bile çok demokratik olmadığını tartışan ve savunan Ostrogorski, Michels, Anthony Downs, Joseph Schumpster gibi bir bilim adamı kitlesi vardır. Bu bilim adamlarının ortaya attığı teorik sorular şunlardır: Demokrasinin gerekleriyle uyumlu bir parti organizasyonundan söz etmek mümkün müdür? Mümkün değilse neden söz edemeyiz? Bu soruların cevabını vermek için belli başlı ölçütleri belirlemek gerekir. Dolayısıyla bir siyasi partinin yapısının ne kadar demokratik olduğunu değerlendirmek için Amerikalı siyaset bilimci K. Janda tarafından belirlenen şu 5 ölçütü göz önünde bulundurmak gerekmektedir:

1. Parti Özerkliği: Bir partinin özerklik derecesini onun üyelerinin nerelerden ve nasıl devşirildiği belirler. Partinin özerkliğinin bir başka göstergesi ise mali özerkliktir.

2. Örgütlenme Derecesi: Siyasi partinin bünyesindeki çeşitli kuralların açık ve belirli davranış kalıplarına bağlanmış olup olmamasını ifade eder. Bu ilişkiler ne kadar kalıplaşmış, düzenlenmiş ve yapısallaşmışsa partinin içerisindeki örgütlenme derecesi o kadar yüksek demektir.

3. İktidarın Merkezileşme Derecesi: Siyasi partinin kendi içindeki iktidar grubunun ne derece merkezde ya da ne derece dağılmış olduğu ile ilgilidir. Bir siyasi partinin demokratik olduğundan bahsedebilmemiz için o siyasi partinin kendi içindeki iktidarının optimal düzeyde merkezde toplandığını gözlememiz gerekir.4. Örgütün Tutarlılık Derecesi: Örgütün tutarlılık derecesi de kendi içinde yasama tutarlılığı, parti disiplini ve hizipleşme ölçütlerine bağlıdır.

5. Örgütün Katılım Anlayışı: Bu konuda Duverger partileri sınırlı ve totaliter partiler olarak ikiye ayırırken, Sigmund Neumann da bireysel temsil ve sosyal bütünleşme partileri ayrımı yapar.

Siyasi Parti Sistemleri

Duverger siyasi parti sitemlerini üçe ayırmıştır: Tek Parti, İki Parti, Çok Parti sistemleri. Daha sonra bu ayırım bazı siyaset bilimciler tarafından yetersiz bulunmuş ve eleştirilmiştir. Giovani Sartori de bu tasnifi geliştirerek, klasik sınıflamanın dışında şu yedi sınıflandırmaya gitmiştir:

1. Tek parti sistemi

2. Hegemonyacı parti sistemi

3. Hakim parti sistemi

4. İki parti sistemi

5. Sınırlı çoğulcu parti sistemi

6. Aşırı çoğulcu parti sistemi

7. Atomlaşmış parti sistemi

Sartori siyasi parti sistemlerinden önce siyasi sistemlerde de şöyle bir sınıflandırma yapmış:

1. Yarışmacı sistemler

a. Kutuplaşmış çoğulculuk b. Ilımlı çoğulculuk

  • İki parti sistemi
  • Hâkim parti sistemi

2. Yarışmacı olmayan sistemler

a. Tek parti sistemi

  • Totaliter tek parti
  • Otoriter tek parti
  • Pragmatik tek parti

b. Hegemonya parti sistemi

  • İdeolojik-hegamonyacı parti sistemi
  • Pragmatik-hegamonyacı parti sistemi

Siyasi Parti Sistemlerini Belirleyen Bir Faktör Olarak Seçim Sistemleri

Genellikle seçim sistemleri aşağıdaki gibi kategorilindirler:

1. Çoğunluk esasına dayalı sistemler: Tek ya da iki turlu olarak ikiye ayrılırlar. Tek turlu sistemlerde dar bölge, listeli ve alternatif oy gibi usuller vardır. İki turlu çoğunluk sisteminde ise ilk turda %50 oy oranını aşan aday olmazsa, ikinci turda en çok oy alan aday seçilir.

2. Nispi temsil esasına dayalı sistemler: Bu sistemlerde her parti belirlediği liste usulüne göre seçim bölgelerinden aday çıkarır.

3. Karma sistemler: Bu sistemde seçim çevrelerinin yeniden düzenlenmesi için söz konusu çevrelerin daratılmasına, genişletilmesine veya seçim barajı konulmasına dayanır. Amaç diğer iki sistemin avantajlarından yararlanmaktır.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email